İÇİNDEKİLER

İÇERİKLER

Matematik Kavramları 1-nci Kategoriden Uzay

1-NCİ KATEGORİDEN UZAY. Hiçbir yerde yoğun olmayan kümelerin sayılabilir bileşimine eşit olan topolojik uzaya birinci kategoriden uzay denir. 

1-NCİ MERTEBEDEN NONLİNEER KISMİ TÜREVLİ DENKLEM. Birinci mertebeden nonlineer kısmi türevli denklem,   d z / d x = p   ve   d z / d y = q   olmak üzere,f ( x , y , z , p , q ) = 0ile tanımlanır.

1-İNCİ SAYILABİLİR UZAY.   ( X , τ ) , bir topolojik uzay ve   χ ( X , τ ) ,   X topolojik uzayının karakteri olsun.   χ ( X , τ )   0   ise   ( X , τ )   uzayına birinci sayılabilir uzay denir.

1-NCİL DERLEME. İstatistiksel bilgi edinmek amacıyla düzenlenen derlemeye asli derleme veya birincil derleme denir. 

2-Lİ AĞAÇ. Bir ağaçta her bir düğüm en fazla iki çocuğa sahip ise bu ağaca 2-li ağaç (İng. binary tree) denir. 


2-Lİ BAĞINTI. Bir   S   kümesi verilmiş olsun.   S × S 'nin her bir   K   alt kümesine   S   içinde bir 2-li bağıntı veya kısaca bağıntı denir.

2-Lİ İŞARET. Elektronikte herhangi bir anda 1 ya da 0 değerini alabilen bir bitlik işarete 2-li işaret denir.

2-Lİ İŞLEM.   G   boştan farklı bir küme olmak üzere,   G × G 'yi   G   içine resmeden bir tasvir var ise   G   kümesi üzerinde bir 2-li işlem tanımlanmıştır ya da kısaca bir işlem tanımlanmıştır denir.

2-Lİ KOD.  𝔽 = { 0,1 }   kod alfabesi üzerinde tanımlanan koda 2-li kod denir.

2-Lİ SAYISAL İŞARET. Belli bir anda sadece iki olası değerden birini alabilen işarete 2-li sayısal işaret denir. 

2-NCİ DERECE EŞİTLİK. Bkz. kuadratik eşitlik

2-NCİ EĞRİLİK. Bkz. torsiyon

2-NCİ NORMAL. Bkz. bir eğrinin binormali

2-NCİ SAYILABİLİR UZAY. Bir topolojik uzay sayılabilir bir tabana sahip ise o topolojik uzaya ikinci sayılabilir uzay denir. 

2-NCİ NORMAL. Bkz. binormal

 HATASI. Yokluk hipotezinin gerçekte doğruyken reddedilmesi  hatası olarak adlandırılır. [Yunan alfa<Fenike dili alef]

Ayrıca bkz. 
β hatası

 TESTİ. ∝ testi, bir yazılımı geliştiren kurumun sağladığı ortamda potansiyel veya mevcut müşteriler, operatörler veya bağımsız bir test ekibi tarafından gerçekleştirilen testtir. [Yunan alfa<Fenike dili alef]

Ayrıca bkz. 
β testi

β HATASI. Yanlış olduğu halde yokluk hipotezinin reddedilmemesi β hatası olarak adlandırılır. [Yunan beta<Fenike dili bet]

Ayrıca bkz. 
hipotez, ∝ hatası

β TESTİ. β testi, bir yazılımın potansiyel/mevcut müşteriler veya operatörler tarafından kendi konumlarında yaptıkları testtir.

Ayrıca bkz. 
 testi

A PRİORİ BİLGİ.  Deneyimden gelen kanıtlara dayanmaksızın sahip olduğumuz bilgiye a priori bilgi denir. [< Lat. ab; < Eski Lat. pri; <Yeni Tr. bilgü < Yeni Tr. bili < Eski Tr. bilig < Eski Tr. bil-]

Ayrıca bkz.
veri, bilgi, enformasyon 


ABAKÜS. Abaküs, basit sayma ve hesap işleri yapmakta kullanılan, her teline onar boncuk geçirilmiş hesap aracına verilen addır. [< Fr. abacus < Lat. abacus < Eski Yunan. άβαξ]

ABEL GRUBU. Bkz. Abelyen grup

ABELYEN GRUP.   (G,*) , bir grup olsun. Eğer, a , b  G a * b = b * aise   (G,*)   grubuna komütatif grup ya da Abelyen grup denir. [Niels Henrik Abel, Norveçli matematikçi.1802'de Nedstrand'da doğdu. 1823'te bazı Avrupa ülkelerini ziyaret etti. 1825'te Berlin'de beşinci dereceden genel bir polinomun köklerinin bilinen yöntemlerle bulunmasının mümkün olmadığını gösterdi. 1827'de Norveç'e döndü. 1829'da Froland'da öldü. Abel'e ölümünden iki gün sonra Berlin Üniversitesi tarafından iş teklif edildi. Norveç hükumeti Abel'in anısına Abel Ödülü vermektedir.]

Ayrıca bkz.
grup

ABELYEN YARI GRUP. Komütatif yarı gruplar, Abelyen yarı grup olarak adlandırılır.

ABORT. İşletim sistemi üzerinde bir program çalışırken doğal olmayan bir sebepten programın durması veya durdurulmasına abort denir.

ABSTRAKSİYON. Bkz. soyutlama

ACCOUNT. Bir kişi adına açılan kullanıcı adı ve şifresine account denir.

ACID KRİTERLERİ. ACID kriterleri adını Atomicity, Consistency, Isolation, Durability sözcüklerinin baş harflerinden alan ve veri tabanı işlemlerinin güvenliğini sağlamak için gözetilen kriterlerdir.

ACTIVE MATRIX. Active matrix, sıvı kristal ekran teknolojisine verilen addır.

AÇ GÖZLÜ ALGORİTMA. Bir problem için mümkün olan en doğru çözümü hedefleyen algoritmalara aç gözlü algoritma denir. 

AÇI. Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki ışının oluşturduğu geometrik biçime açı denir. [< Eski Tr. aç-]

Ayrıca bkz. 
tam açı, dar açı, dik açı, geniş açı, açının köşesi, yansık açı, merkez açı, altın açı, dönme açısı, komşu açılar, kutupsal açı, açı fonksiyonu, kesişme açısı, açıortay, açıortay düzlemi,


AÇI FONKSİYONU. Değişkeni açı olan fonksiyona açı fonksiyonu denir. 

Ayrıca bkz.
açı, fonksiyon

AÇI KATSAYISI. Bir doğrunun   x  ekseni ile yaptığı açının tanjantına açı katsayısı denir.

Ayrıca bkz.
açı

AÇI KORUR GÖNDERİM. Bkz. açı koruyan dönüşüm

AÇI KORUYAN DÖNÜŞÜM. Düzlemden düzleme giden ve her bir açıyı, bu açıya eş bir açıya dönüştüren dönüşüme açı koruyan dönüşüm denir. 

Ayrıca bkz.
açı, düzlem

AÇIK ALT KÜME. Bir kümenin alt kümesi olan açık kümeye açık alt küme denir. 

AÇIK ARALIK. Düz bir doğrunun uç noktaları içermeyen parçasına açık aralık denir. 

AÇIK BİLGİ. Açık bilgi, kayıtlı ve herkese açık olan bilgiyi ifade eder.

AÇIK BÖLGE. Düzlemde bir küme açık ve bağlantılı ise bu kümeye açık bölge denir. 

Ayrıca bkz. 
bölge

AÇIK CÜMLE. Bkz. açık küme

AÇIK ÇÖZÜM.   ϕ ( x , y , d y / d x , , d n y / d x n ) = 0 , bir adi diferansiyel denklem olsun. Bu adi diferansiyel denklemin çözümü, y = f ( x ) formunda yazılabiliyor ise bu çözüme açık çözüm denir.
AÇIK DAİRE. Açık daire, düzlemde,( x  a ) 2 + ( y  b ) 2 < rile tanımlanır.

AÇIK DEVRE. Bir yalıtkanla üzerinden elektrik akımının sürekli olarak geçmesinin engellendiği devreye açık devre denir.

Ayrıca bkz.
devre, kapalı devre


AÇIK FONKSİYON. İki topolojik uzay arasında, her açık alt kümenin görüntüsü yine açık alt küme olan dönüşüme açık fonksiyon denir. 

Ayrıca bkz. 
fonksiyon, uzay, açık küme, topolojik uzay


AÇIK GÖNDERİM. Bkz. açık fonksiyon

AÇIK KAVRAM. Nesnesini tanımamıza imkân veren kavrama açık kavram denir.

AÇIK KAYNAK KODLU YAZILIM. Bkz. açık kaynak yazılım  

AÇIK KAYNAK YAZILIM. Kaynak kodu tüm potansiyel kullanıcılara açık olan, genel kullanım lisansı ile sunulan, kullanıcıların üzerinde değişiklik yapıp yeniden dağıtıma sokmasına izin verilen yazılıma açık kaynak kodlu yazılım veya kısaca açık kaynak yazılım denir. 

AÇIK KÜME.  Sadece iç noktalardan oluşan kümeye açık küme denir. 

Ayrıca bkz.
kapalı küme, kapaçık küme


AÇIK KÜP. Standart vektör uzayı içinde, eşit uzunlukta   n   sayıda açık aralığın dik çarpımına açık küp denir. 

AÇIK ÖNERME. İçerisinde en az bir belirsiz (değişken) bulunan ve bu belirsize verilen değerlere göre doğru ya da yanlış tümcelere açık önerme denir. 

AÇIKLAYICI DEĞİŞKEN. Bkz. bağımsız değişken

AÇIKLAYICILIK. Açıklayıcılık, küçük bir programla büyük hesaplama veya işlemler yapabilme yeteneğini ifade eder.

AÇIKLIK. Bir veri grubunda en büyük değer ile en küçük değer arasındaki farka açıklık  denir ve,
Rile gösterilir.

Ayrıca bkz.
veri

AÇINIM. Bir yüzeyin bir düzlem üzerine serilmesine açınım denir.

Ayrıca bkz.
düzlem, yüzey

BİR AÇININ KÖŞESİ. Bir açının kenarlarının ortak noktasına açının köşesi denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇINIR YÜZEY. Genleşmeden ve büzülmeden bir düzlem üzerine yayılabilen yüzeye açınır yüzey denir.

AÇIORTAY. Bir açıyı, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru parçasına açıortay denir. [< açı + ortay]

Ayrıca bkz.
açı, açıortay düzlemi


AÇIORTAY DÜZLEMİ. Kesişen iki düzleme eşit uzaklıktaki noktaların oluşturduğu düzleme açıortay düzlemi denir.

Ayrıca bkz.
açı, açıortay


AÇISAL FREKANS. Bir saniyede taranan radyan sayısına açısal frekans denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL HIZ. Bkz. açısal frekans

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL İVME. Açısal hızın değişim hızına açısal ivme denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL MOMENTUM. Bir eksen çevresinde dönen bir cismin birim zamanda eylemsizlik momenti ile bu cismin dönme açısal hızının çarpımına açısal momentum denir. 

Ayrıca bkz.
açı



AD HOC AĞI. Herhangi bir kablosuz erişim noktası (İng. access point) veya router kullanmadan iki veya daha fazla bilgisayar arasında ağ bağlantısı kurma işlemine ad hoc ağı (İng. ad hoc network) denir.

Ayrıca bkz.
erişim noktası, router

ADAY ANAHTAR. Her bir satırı eşsiz olarak tanımlayabilen ve en az sayıda alana sahip olan süper anahtara adaya anahtar denir. 

Ayrıca bkz.
anahtar, süper anahtar



ADED-İ ASLİ. Bkz. asal sayı

ADİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir diferansiyel denklemde adi türevler yer alıyor ise bu diferansiyel denkleme adi diferansiyel denklem (İng. ordinary diferential equation) veya kısaca diferansiyel denklem denir.

Ayrıca bkz.
diferansiyel denklem


ADİ LOGARİTMA. 10 tabanındaki logaritmaya adi logaritma denir.

Bkz.
logaritma


ADRES.  Bir konumu tanımlayan değere adres denir. [Fr. adresse <  Fr. adresser < Geç Lat. addirectare < Lat. ad+directus]

ADYABATİK SİSTEM. İçeri veya dışarı ısı akışı olmayan sisteme adyabatik sistem denir.

AFİN DÖNÜŞÜM.   L ( t ) , bir lineer dönüşüm olsun. Afin dönüşüm,   c   n   olmak üzere,A :    n t  L ( t ) + cile tanımlanır.

AFİN DÖNÜŞÜMLER GRUBU. Bkz. afin grubu

AFİN GRUBU. Süperpozisyon veya kompozisyon işlemine göre bir afin uzayın kendisine afin dönüşümlerinin oluşturduğu gruba afin dönüşümler grubu veya kısaca afin grubu denir. 

Ayrıca bkz.
grup

AFİN UZAY.   A   , bir küme; K , bir cisim;  V  K  cismi üzerinde bir vektör uzayı olsun. Eğer aşağıdaki önermeleri doğrulayan bir  f : A × A  V  fonksiyonu var ise  A  kümesi,  V  vektör uzayı ile birleştirilmiş bir afin uzaydır denir:

  • A1. Her  P , Q , R  A  için,  f ( P , Q ) + f ( Q , R ) = f ( P , R ) 'dir, 
  • A2. Her  P  A  ve her  α  V  için,  f ( P , Q ) = α  olacak biçimde bir tek  Q  A  vardır. 
Ayrıca bkz.
uzay

AFİNOR.  ( 1 , 1 ) tipli tensörlere afinor denir. 

Ayrıca bkz.
tensör

AGENT. İstenen bilgileri internet üzerinden toplayabilen programlara agent denir.

AGNESİ CADISI. Agnesi cadısı,x 2 y = 4 a 2 ( 2 a  y )ile tanımlanır. [Maria Gaetana Agnesi, İtalyan Matematikçi. 1718'de Milano'da doğdu. 1738'de felsefe alanında yazdığı tez basıldı. Annesinin ölümünden sonra kardeşlerini eğitmek için yazmaya başladığı Instituzioni analitiche ad uso della gioventù italiana kitabı dört cilt tuttu. Kitabı 1748'de basıldı.  1750'de Papa tarafından Bologna Üniversitesi Matematik Bölüm Başkanlığına atandı. 1799'da Milano'da bir manastırda öldü. 1801'de Instituzioni analitiche ad uso della gioventù italiana'nın İngilizce çevirisi basıldı.]

AGNESİ EĞRİSİ. Bkz. Agnesi cadısı

AĞ. 1. Bir yönlü kümeden başka bir kümeye tanımlı olan fonksiyona  denir. 2. Birden fazla bilgisayarın çeşitli yollarla birbirine bağlanmasına bilgisayar ağı ya da kısaca ağ denir. [< Eski Tr. ]

BİR AĞACIN YÜKSEKLİĞİ. Bir ağacın yüksekliği, ağacın kökünden ağaçtaki en alt çocuğa kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

AĞAÇ. İçinde devir (döngü) bulunmayan bağlantılı grafa ağaç graf veya ağaç denir ve,


T

ile gösterilir. [< Eski Tr. yıġaç]


AĞAÇ GRAF. Bkz. ağaç.


AĞIRLIKLI GRAF. Bkz. maliyetli graf

AI. Bkz. yapay zeka

AKIL YÜRÜTME. Bir takım doğrulardan ve kabullerden hareket ederek bir sonuca varmaya akıl yürütme denir. 

AKILLI OYUNCU. Bir oyuna katılan her bir oyuncunun izlemini bilen ya da tahmin edebilen rakip tarafa akıllı oyuncu (İng. rational player) denir.

AKIM. Bir bölgeden diğerine herhangi bir yük hareketine akım denir.

AKIM ŞİDDETİ. Birim zamanda geçen yük miktarına akım şiddeti denir ve,Iile gösterilir.

AKIM YOĞUNLUĞU. Bir iletkenin 1 mm²  kesitinden geçen elektrik akımına akım yoğunluğu denir ve, J ile gösterilir.

AKIŞ AĞI. Bir grafiğin dalları üzerinde bir akış ağı varsa bu grafiğe akış ağı veya  denir. 


AKIŞ DİYAGRAMI. Algoritmanın özel geometrik şekillerle ifade edilmiş haline akış diyagramı denir.

Ayrıca bkz.
algoritma


AKIŞ ŞEMASI. Bkz. akış diyagramı

AKSAK ÜÇGEN. İki kısa kenarı uzunluk farkı bir birim olan dik üçgene aksak üçgen denir. 

AKTARMA. Bir programda değişkenler değer gönderilmesine aktarma denir. 

AKTİF ELEMANLAR. Bir şebekeye enerji sağlayabilen gerili ya da akım kaynaklarına aktif elemanlar denir.

AKÜMÜLATÖR. Doldurulabilen be daha büyük şiddette doğru akım veren üreteç. [<Fr. accumulateur < Fr. accumuler < Lat. accumulare < Lat. cumulare < Lat. cumulus < Ar. كومة< Eski Yunan. κύμα < Eski Yunan. κύω]

ALAN. Bir ikili işlemin yer aldığı kümeye alan denir. 

ALAN KARMAŞIKLIĞI. Algoritmanın eleman sayısının çok büyük olduğu durumlarda problemin çözümüne ulaşabilmeye yönelik bellek gereksinimine alan karmaşıklığı denir.

ALAN KORUYAN DÖNÜŞÜM. Tanım uzayındaki her bölgeyi, alanı bu bölgenin alanına eşit olan bir bölgeye dönüştüren dönüşüm alan koruyan dönüşüm olarak adlandırılır.

Ayrıca bkz.
uzay

ALFABETİK STRING. Aynı alfabetik karakter kümesinden olan ve yalnızca karakterleri içeren stringe alfabetik string denir.

ALGISAL BELLEK. Duyusal bilginin çok kısa sürelerde işlendiği belleğe anlık bellek veya algısal bellek denir. 

ALGORİTMA. Verilerin, bilgisayara hangi çevre biriminden girileceğinin, problemin nasıl çözüleceğinin, hangi basamaklardan geçirilerek sonuç alınacağının, sonucun nasıl ve nereye yazılacağının sözel olarak ifade edilmesine algoritma denir.

BİR ALGORİTMANIN KESİNLİĞİ. Bir algoritmanın adımlarının belirli olmasına kesinlik denir. 

ALGORİTMİK KARMAŞIKLIK. Bir algoritmanın kaçılması için gereken kaynak miktarına algoritmik karmaşıklık denir. 

ALIASING. 1. Bilgisayar monitöründeki şekillerin kenarlarının tırtıklı görünmesine aliasing denir. 2. Aynı hafıza alanına birden fazla isimle ulaşmaya örtüşme veya aliasing denir. 

ALMAŞIK DERNEY. Bkz. alterne seri

ALT ALAN TİPİ. Bir sıralı tipin bir alt grubuna işaret eden tanımlamaya alt alan tipi denir. 

ALT DAMGA. Bir terimin ya da elemanın sağ altına vurulan damgaya alt damga denir. 

ALT DİZEY. Bkz. alt matris

ALT DOLAM. Bkz. alt halka

ALT GRAF. Bir grafın düğüm ve kenarlarının bir alt kümesiyle oluşturulan grafa alt graf denir.

ALT HALKA. Bir halkanın indirgenmiş işlemlere göre halka olan alt kümesine halkanın alt halkası denir. 

ALT KÜME.   A   ve   B , iki küme olsun.   B 'nin her elemanı   A 'nın da bir elemanı ise   B 'ye   A 'nın bir alt kümesi denir ve,B  Aile gösterilir.

ALT MATRİS. Bir matrisin bazı satır ve sütunları silindiğinde kalan matrise alt matris denir.

Ayrıca bkz.
alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


ALT ÖRNEKLEM. Bir örneklemden seçilerek oluşturulan yeni örnekleme alt örneklem denir. 

ALT PROGRAM. Herhangi bir değer geri döndürmeyen fonksiyona alt program denir.

ALT UZAY TOPOLOJİSİ.   ( X , τ )   topolojik uzayı ile   A   alt kümesi verildiğinde,   A   üzerindeki,{ A  T : T  τ }topolojisine alt uzay topolojisi denir ve,τ Aile gösterilir.

ALT ÜÇGENSEL MATRİS. Köşegen üstündeki tüm elemanları sıfır olan matrise alt üçgensel matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

ALTERNATİF AKIM. Zamana bağlı olarak periyodik bir şekilde yön ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir.

Ayrıca bkz.
doğru akım

ALTERNATİF VARSAYIM. Sıfır varsayımın yerine geçebilecek şekilde sunulan varsayıma alternatif varsayım denir. 

Ayrıca bkz.
sıfır varsayım

ALTERNE SERİ. Ardışık terimleri ters işaretli olan seriye alterne seri denir.

ALTIN AÇI. 
(İng. golden angle, Rus. золотой угол, Çin. 黃金角, Ar. زاوية ذهبية)

Tam açıyı altın oranda ikiye bölen açıya altın açı  denir. 

ALTIN KESİT. Bkz. altın oran

AMAÇ PROGRAM. Bir programlama dilinde yazılmış kaynak programın derlenmesi ile elde edilen kütüphane fonksiyonlarıyla bağlantısı kurulmamış makine koduna amaç program (İng. object program) denir.

ANA DONANIM. Bir bilgisayar sisteminin temel işlevlerini yerine getirebilmesi için gereken donanımlara ana donanım denir.

ANA KİTLE. Bkz. Evren.

ANA KÜTLE. Bkz. Evren.

ANAHTAR. 1. Anahtar bir devreyi tamamlamak veya kesmek için kullanılan çoğunlukla mekanik araca verilen addır. 2. Kayıtların ayırt edilmesini ve tablolar arasında ilişki kurulmasını sağlayan yapıya anahtar denir. 

ANAHTAR ÖZNİTELİK. Varlık kümesindeki her bir örnek için farklı değer alan özniteliğe anahtar öznitelik denir.

ANALİTİK DÜZLEM. Üstünde koordinat sistemi belirtilmiş düzleme kartezyen düzlem veya analitik düzlem denir. 

ANALİTİK ÖNERME. Doğruluğu a priori bilinen önermeye analitik önerme denir. 

ANALOG BİLGİSAYAR. İşletilmesi başka bir sistemin fiziksel davranışlarında dayalı olan bilgisayara örneksel bilgisayar veya analog bilgisayar denir.

ANALOG BÜYÜKLÜK. Sonsuz sayıda ara değer alabilen büyüklüğe analog büyüklük denir. 

ANALOG DEVRE. Giriş ve çıkış işaretleri şekil olarak benzeyen elektronik devreye analog sistem veya analog devre denir. 

ANALOG GÖSTERGE. Büyüklükleri iki sınır değer arasında çok sayıda ara değer şeklinde ifade eden göstergeler analog gösterge denir. 



ANALOG İŞARET. Analog özelliğe sahip fiziksel bir büyüklük bilgi şekline dönüştürülürken, bilgiyi temsil eden işaret doğrudan fiziksel büyüklüğün benzeri ise oluşan işaret analog işaret olarak adlandırılır. 


ANALOG SİNYAL. Veriyi temsil eden karakteristik niceliğin herhangi bir anda sürekli bir aralık içindeki herhangi bir değeri alabildiği sinyale analog sinyal denir. 

ANALOG SİSTEM. Bkz. analog devre


ANALOJİK ÇIKARIM. İki ya da daha fazla nesnenin belli benzerliklerine dayanarak başka benzerlikleri olacağı sonucuna gitmeye analojik çıkarım veya analoji denir. 

ANLAM BİLİM. Bkz. semantik

ANLAMLILIK DÜZEYİ. Tip 1 hatanın ortaya çıkma olasılığına anlamlılık düzeyi denir. 

Bkz.

tip 1 hata, tip 2 hata

ANLIK BELLEK. Bkz. algısal bellek

ANLIK DERLEME. Devamlı birimlerin belli bir andaki durumlarını gözlemlemek için yapılan derlemeye anlık derleme denir. 

Ayrıca bkz.
veri toplama

APAÇIK KAVRAM. Aynı zamanda hem açık hem seçik olan kavrama apaçık kavram denir. 

APEKS. Bir çokgende, belli bir yönlendirmeye göre en yüksekte kalan tepe noktasına apeks denir. 

API. İki farklı sistemin birbirleri ile haberleşip veri alışverişi yaptıkları yapılara uygulama ara yüzü (application programming interface) veya kısaca API denir. 

APLİKAT EKSENİ. Üç boyutlu koordinat sisteminde dikey eksen aplikat ekseni olarak adlandırılır.

APPLET. Bir HTML programı içine yerleştirilmiş küçük java programlarına applet denir.

APPLICATION SERVER. Bkz. uygulama sunucusu

AR. Bkz. artırılmış gerçeklik teknolojisi

ARA DÜĞÜM. En az bir çocuğa sahip düğüme ara düğüm denir. 

ARA YÜZ. Bilgisayar yazılımlarının kullanıcı tarafından çalıştırılmasını sağlayan, çeşitli resimlerin, grafiklerin yazıların yer aldığı ön sayfaya ara yüz denir.

ARAKESİT İŞLEMİ. Verilen kümelerin ortak elemanlarından oluşturulmuş kümeyi veren işlem arakesit olarak adlandırılır.

ARALARINDA ASAL POLİNOMLAR. En büyük ortak bölenleri (ebob) 0-ncı mertebeden bir polinom olan polinomlara göreceli asal polinomlar ya da aralarında asal polinomlar denir. 

ARALARINDA ASAL SAYILAR. En büyük ortak bölenleri 1 olan sayılara göreceli asal sayılar ya da aralarında asal sayılar denir. 

ARAMA. Bkz. arama problemi

ARAMA PROBLEMİ. Bir elemanın arama uzayındaki yerinin bulunması problemine arama problemi denir. 

ARCHIE. İstenen verileri internet üzerinden bulan ve onları düzenleyen programa archie denir. 

ARDIŞIK DEVRE. Bkz. ardışıl devre

ARDIŞIL DEVRE. Tümleşik devreye ek olarak içinde belleği olan devrelere sıralı devre veya ardışıl devre denir.

ARDIŞIL LOJİK. Bir kombinezonal devreye ilave olarak bellek elemanları da içeren sayısal sistemler ardışıl lojik olarak adlandırılır. 

ARGAND DİYAGRAMI. Kompleks sayıları düzlemde göstermek amacıyla geliştirilen ve yatay ekseni gerçek eksen, düşey ekseni sanal eksen varsayan koordinat sistemine Argand diyagramı denir. [Jean-Robert Argand, Fransız matematikçi. 1768'de Cenevre'de doğdu.   i   sayısının geometrik gösterimi ile tanınmıştır. 1806'da cebirin temel teoremini ispatladı. 1822'de Paris'te öldü.]

ARGÜMENT. Bkz. argüman

ARGÜMAN. 1. Bir sonuca varmak için kullanılan önermeler dizisine argüman denir. 2. &nbsp z , bir komplek sayı olsun. &nbsp z 'nin &nbsp x -ekseninin pozitif kısmı ile yaptığı açıya &nbsp z   kompleks sayısının argümanı denir ve, arg z ile gösterilir. 3. Argüman, işletim sistemi veya işletim sistemi üzerindeki programların içindeki fonksiyonlara verilen değer ya da ismi ifade eder.

ARİTMETİK BİRİM. Bir tamlık bölgesinin tersinir elemanına aritmetik birim denir.

Ayrıca bkz. 
tamlık bölgesi


ARİTMETİK DİZİ. Ardışık terimleri arasındaki ayrım değişmeyen diziye aritmetik dizi denir. 

Ayrıca bkz.
geometrik dizi


ARİTMETİK FONKSİYON. Pozitif tam sayılar üzerinde tanımlı ve reel değerli fonksiyonlara aritmetik fonksiyon denir. 

ARTİMETİK OPERATÖR. Aritmetik işlemlerin yapılması amacıyla kullanılan operatörlere aritmetik operatör denir. 

ARİTMETİK ORTA. Bkz. aritmetik ortalama


ARİTMETİK ORTALAMA. Aritmetik ortalama, i = 1,2,3, ... için, x i gözlenen değerler ve n gözlem sayısı olmak üzere, i=1nxin ile tanımlanır ve, x ¯ ile gösterilir.   

ARİTMETİK ORTALAMA GÖRE MOMENT. Terimlerin aritmetik ortalamadan cebirsel sapmalarının çeşitli kuvvetlerinin aritmetik ortalamalarına aritmetik ortalama etrafındaki moment veya aritmetik ortalamaya göre moment denir. 

ARŞİMED RIESZ UZAYI. Sıralama bağıntısı Arşimed aksiyomu ile verilen Riesz uzayına Arşimed Riesz uzayı denir. [Arşimed, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 287'de doğdu. Hidrostatiğin ve mekaniğin temellerini attı. Doğumdan önce 212'de Sicilya'da öldü. Riesz Frigyes, Macar Matematikçi. 1880'de Györ'de doğdu. Sınırlı simetrik operatörler için spektral teorisini geliştirdi. Riesz grupları, Riesz dizisi ve Riesz uzayının tanımını verdi. 1956'da Budapeşte'de öldü.]

ARŞİMED SARMALI. Bkz. Arşimed spirali

ARŞİMED SIRALI UZAYI. Bir Arşimed sıralaması ile donatılmış lineer uzaya Arşimed sıralı uzayı denir. 

ARŞİMED SPİRALİArşimed spirali,   r   radyal koordinat ve   θ   kutupsal açı olmak üzere, r = a θ ile tanımlanır. 

ART KOŞUL. Bir deyimi takip eden bildirime art koşul denir. 

ART MERİDYEN. Bir meridyenin yarı dairesini tam daire yapan meridyene o meridyenin art meridyeni denir. 

ARTAN DİZİ.   ( a n ) , bir dizi olsun. Her   n     için,a n  a n + 1gerçekleniyor ise   ( a n )   dizisine artan dizi denir.

ARTAN FONKSİYON.  f ,   bir   I aralığında tanımlı bir fonksiyon olsun.   x 1  ve  x 2 noktaları   I  aralığında herhangi iki nokta olsun. Eğer  x 1 < x 2  iken  f ( x 1 ) < f ( x 2 )  ise   f  fonksiyonu   I  aralığında artandır denir.

ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK TEKNOLOJİSİ. Gerçek dünyada algıladığımız tüm fiziksel unsurların, bilgisayar teknolojileri ile üretilmiş ses, grafik, video ve GPS verileri ile birleştirilmesi yoluyla ortaya çıkan görüntüye artırılmış gerçeklik teknolojisi veya kısaca AR denir. 

ARTIRMA OPERATÖRÜ. Matematiksel olarak değişkene ait değerin bir artırılması için kullanılan operatöre artırma operatörü denir ve,

++

ile gösterilir. 



ARZ EĞRİSİ. Ceteris paribus bir malın fiyatı ile arz edilen miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren şekilsel araca arz eğrisi denir. 

ASAL ALT CİSİM. Bir cismin tüm alt cisimlerinin kesişimine asal alt cisim denir.

ASAL ALT HALKA. Birimli bir alt halkanın biriminin ürettiği alt halkaya halkanın asal alt halkası denir. 

ASAL CİSİM. Trivial alt cisimlerden başka alt cismi olmayan cisme asal cisim denir.

ASAL İKİZLER. Farkları 2'ye eşit olan iki asal sayıya asal ikizler denir.


ASAL SAYI.  p , sıfırdan ve ±1'den farklı bir tam sayı olsun.   p | m n koşulunu gerçekleyen her   m , n   için,   p | m   veya     p | n   ise   p   tam sayı sayısına asal tam sayı veya kısaca asal sayı denir.

Ayrıca bkz.
doğal sayı, bileşik sayı


ASAL SAYILAR DİZİSİ. Elemanları asal sayılar olan diziye asal sayılar dizisi denir. 

Ayrıca bkz.
asal sayı


ASAL TAM SAYI. Bkz. asal sayı

ASİMPTOTAsimptot, sonsuza giden bir eğrinin çeşitli noktalarının gittikçe yaklaştığı başka bir eğriye verilen addır.

ASİMPTOTİK OLARAK DAHA KÜÇÜK FONKSİYON.   D     olmak üzere,f , g : D  iki fonksiyon olsun. Her   ϵ > 0   için,0 < | z  z 0 | < δ  | f ( z ) |  ϵ | g ( z ) |o.b. bir   δ > 0   var ise   z  z 0   f ( z ) ,   g ( z ) 'nin küçük o'sudur veya   f ( z ) ,   g ( z ) 'den asimptotik olarak daha küçüktür denir ve,z  z 0  f ( z )  o ( g ( z ) )ile gösterilir.

ASİMPTOTİK OLARAK EŞİT FONKSİYONLAR.   D     olmak üzere,f , g : D  iki fonksiyon olsun.lim z  z 0  f ( z ) g ( z ) = 1ise   z  z 0   f ( z ) ,   g ( z ) 'ye asimptotik olarak eşittir denir ve,z  z 0 f ( z )  g ( z )ile gösterilir.

ASİMPTOTİK SINIR.   D     olmak üzere,f , g : D  iki fonksiyon olsun.0 < | z  z 0 | < δ için | f ( z ) |  K | g ( z ) |o.b.   K  0   ve   δ > 0   sayıları var ise   z  z 0   g ( z ) ,   f ( z ) 'nin büyük o'sudur veya asimptotik sınırıdır denir ve,z  z 0 f ( z )  O ( g ( z ) )ile gösterilir.

ASLİ DERLEME. Bkz. birincil derleme

ASSAMBLER. Assembly dili kullanılarak yazılmış bir programı makine koduna çeviren derleyiciye assambler denir. 

AŞIM. Bkz. rank

AŞİKÂR HALKA. Aşikâr halka,{ 0 }ile tanımlanır.

AŞİKÂR HOMOMORFİZMA.   G   ve   H , iki grup olsun.   G 'den   H 'ye aşikâr homomorfizma,ϕ : G  H x  e Hile tanımlanır.
 
AŞİKÂR İDEAL. Herhangi bir halka için sıfır halkası.

AŞİKÂR TOPOLOJİ.  X   bir küme olsun.   X   üzerinde tanımlı aşikâr topoloji,{ X ,  }ile tanımlanır.

AŞIRI PARALEL DOĞRULAR. Bir doğru çifti ne hiperbolik düzlemde ne de çemberde sonsuzda kesişirse bu doğrular aşırı paralel doğrular olarak adlandırılır.

AŞKIN GENİŞLEME. Bir cismin cebirsel olmayan genişlemesine aşkın genişleme denir.

ATAMA OPERATÖRÜ. Bir değişkene bir değer atamak amacıyla kullanılan operatörlere atama operatörleri denir.

ATLAS. S bir yüzey olsun. Görüntüleri S 'nin tamamını kaplayan yüzey yamalarının bir ailesine S 'nin bir atlası denir. 

ATOM NUMARASI. Atom numarası, bir elementin çekirdeğinde bulunan proton sayısını ifade eder ve, Z ile gösterilir.

AYIKLAYICI. Ayıklayıcı, programdaki hataları bulmak ver düzeltmek için kullanılan araca verilen addır. 

AYKIRI DOĞRULAR. Aynı düzlemde olmayan doğrulara aykırı doğrular denir.

AYRIK METRİK UZAY. Ayrık metrik ile donatılmış uzaya ayrık metrik uzay denir ve,( X , d a )ile gösterilir.

AYRIK OLAYLAR. İki olay aynı anda meydana gelemiyorsa bu olaylara ayrık olaylar denir. 

AYRIK TOPOLOJİ. Bir küme üzerindeki bütün topolojiler latisindeki en büyük elemana ayrık topoloji (İng. discrete topology) denir.

AYKIRI VERİ. Bir değer her iki yönde mesafe olarak kartiller (çeyreklikler) arası açıklığı aşarsa gözlem aykırı değerlidir denir. 

Ayrıca bkz. 
gözlem, kartil


AYRIK DEVİRLER. Ortak elemanı olmayan devirlere ayrık devirler denir.

AYRIK KÜMELER. Ara kesitleri boş küme olan kümelere ayrık kümeler denir.


AYRIK UZAY. Üzerinde ayrık topoloji tanımlanan kümeye ayrık uzay denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay


AYRILABİLİR DİFERANSİYEL DENKLEM. Ayrılabilir diferansiyel denklem, M ( x ) + N ( y ) d y d x = 0 ile tanımlanır.

AYRILABİLİR DENKLEM. Bkz. ayrılabilir diferansiyel denklem

AYRILABİLİR UZAY. Sayılabilir yoğun alt kümesi bulunan topolojik uzaya ayrılabilir uzay denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay


AZALAN FONKSİYON.  f ,   bir   I aralığında tanımlı bir fonksiyon olsun.   x 1  ve  x 2 noktaları   I  aralığında herhangi iki nokta olsun. Eğer  x 1 > x 2  iken  f ( x 1 ) > f ( x 2 )  ise   f  fonksiyonu   I  aralığında azalandır denir.

AZALTMA OPERATÖRÜ. Matematiksel olarak değişkene ait değerin bir azaltılması için kullanılan operatöre azaltma operatörü denir ve,

--

ile gösterilir. 

BACKUS-NAUR FORM. Backus-Naur Form veya kısaca BNF, 1950'li yıllarda John Backus ve Peter Naur tarafından yapılan çalışmaların sonucu olarak geliştirilen ve 1960'tan sonra programlama dilleri için standart olarak kullanılan meta dile verilen addır. [John Backus, Amerikalı matematikçi. 1924'te Wilmington'da doğdu. 1942'de liseden mezun oldu. Aynı yıl Virginia Üniversitesi Kimya Bölümüne girdi ancak buradan ayrıldı. Orduya katıldı. Haverford College'da tıp ve  Pittsburgh Üniversitesinde mühendislik eğitimi aldı. Atlantik Şehir Hastanesinde çalıştı. Columbia Üniversitesinden matematik alanında 1949'da lisans ve bir yıl sonra yüksek lisans derecesi aldı. 1950'de IBM'e girdi. 1954'te Fortran dilini geliştirdi. 1977 Turing ödülünü kazandı. 1991'de emekli oldu. 2007'de Ashland'da öldü. Peter Naur, Danimarkalı bilgisayar bilimci. 1928'de Frederiksberg'de doğdu. 1957'de felsefe doktoru derecesi aldı. 1959-1969 arasında Regnecentralen şirketinde çalıştı. Niels Bohr Enstitüsü ve Danimarka Teknik Üniversitesinde ders verdi. 1969-1998 arasında Kopenhag Üniversitesinde profesör olarak görev yaptı. Programlamayı matematiğin bir dalı olarak gören biçimci ekolü reddetti. Bilgisayar bilimi yerine veri bilimi denmesini önerdi. 2005 Turing ödülünü kazandı. 2016'da Herlev'de öldü.]

BAD SECTOR. Bad sector, disk üzerinde bozulduğu için kullanılmaz hale gelen bölümlere verilen addır.

BAĞDAŞABİLİR SİSTEM. Birinci basamaktan   F ( x , y , z , p , q ) = 0   denkleminin çözümü aynı zamanda   Φ ( x , y , z , p , q ) = 0   denkleminin de çözümü oluyor ise, F ( x , y , z , p , q ) = 0 Φ ( x , y , z , p , q ) = 0 sistemine bağdaşabilir sistem denir.

d y d x + p ( x ) y = q ( x ) y nile tanımlanır. [Jakob Bernoulli, İsviçreli matematikçi. 1655'te Basel'de doğdu. Büyük sayılar yasasını buldu. Bernoulli diferansiyel denklemini çözdü. 1705'te Basel'de öldü.] 

BAĞIMLI DEĞİŞKEN. Bir araştırmacı tarafından açıklanmaya çalışılan değişkene bağımlı değişken denir. 

BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN. Bağımlı değişkendeki toplam değişimleri açıklayan değişkene açıklayıcı değişken veya bağımsız değişken denir. 

BAĞINTI. Bkz. 2-li bağıntı

BAĞLANTILI KÜME. Bir kümenin herhangi iki noktası küme içinde kalan bir eğri ile birleştirilebiliyor ise o kümeye bağlantılı küme denir. 

BAKIŞIM. Bkz. simetri

BAKLAVA. 60° açılı eşkenar dörtgene baklava denir.

BANACH UZAYI. Bir normlu uzay tam ise o normlu uzaya Banach uzayı denir. [Stefan Banach, Polonyalı matematikçi. Fonksiyonel analizin kurucusu. 1892'de Kraków'da doğdu. 1910'da lise derecesi aldı. Polonya 1918'de bağımsızlığını kazandıktan sonra Banach'a Lwów Polytechnic'te asistanlık verildi. 1919'da Steinhaus, Nikodym ve diğer birkaç Krakov matematikçisi Władysław Ślebodziński, Leon Chwistek, Alfred Rosenblatt, Włodzimierz Stożek ile birlikte, sonunda Polonya Matematik Derneği haline gelen bir matematik topluluğu kurdu. 1920'de Lwów Polytechnic'te asistanlığa başladı. Steinhaus'un desteği, aslında bir üniversiteden mezun olmadan da doktora almasına izin verdi. Lwów'daki Kral II. John Casimir Üniversitesi tarafından 1920'de kabul edilen ve 1922'de yayınlanan doktora tezi, kısa süre sonra tamamen yeni bir matematik dalı haline gelecek olan fonksiyonel analizin temel fikirlerini içeriyordu. Tez akademik çevrelerde geniş çapta tartışıldı ve 1922'de Lwów Polytechnic'te profesör olmasına izin verdi. Aynı zamanda, 1922'den itibaren Banach, Lwów Üniversitesi'nde ikinci Matematik Kürsüsü'ne başkanlık etti. 1924'te Polonya Öğrenim Akademisi'nin bir üyesi olarak kabul edildi. Başlangıçta Profesör Antoni Łomnicki'nin bir asistanı olan Banach, 1927'de kendi kürsüsünü aldı. 1945'te Lviv'de öldü. En önemli eseri, genel fonksiyonel analiz teorisi üzerine ilk monografi olan 1932 tarihli Théorie des opérations linéaires'tir.]

BANT GENİŞLİĞİ. Bir ağ bağlantısının veri taşıma kapasitesine bant genişliği denir.

BASİT FAİZ. Bir miktar paranın yalnızca bir dönem faizlendirilmesine basit faiz denir.

BASİT FONKSİYON. Sonlu sayıda değerler alan fonksiyona sade fonksiyon ya da basit fonksiyon denir. 

BASİT SERİ. Sayısal değerler alan değişkenler için elde edilen verilerin küçükten büyüğe doğru sıralanması ile elde edilen diziye sıralı seri veya basit seri denir. 

BAY. Bay, bilgisayar kasalarının üzerinde CD-ROM, sabit disk, disket sürücü gibi donanımların yerleştirilmesi için ayrılmış bölümlere verilen addır.

BAZ. Bir vektör uzayında maksimal sayıda lineer bağımsız vektöre o vektör uzayının bir tabanı veya bazı denir.

BELİRSİZ GRAMER. Bir gramerde bir cümlesel biçim iki veya daha fazla ayrıştırma ağacı oluşturuyor ise o gramere belirsiz gramer denir. 

BELLEK. Bilgisayarda bilgileri saklayan birimlere bellek denir. 

BELLEKSİZ DEVRE. Bkz. kombinasyonel devre

BERNOUILLI KELEBEĞİ. Bernoulli kelebeği( x 2 + y 2 ) 2 = a 2 ( x 2  y 2 ) ile tanımlanır. 

BERNOUILLI RASTGELE DEĞİŞKENİ. İki farklı durumu tanımlamakta 0 ve 1'i kullanan rastgele değişkenlere Bernouilli rastgele değişkeni denir. 

Ayrıca bkz.
rastgele değişken


BETİMSEL İSTATİSTİK. Yığındaki tüm birimlerden ilgili değişken veya değişkenler bakımından verilerin toplanması, düzenlenmesi ve yorumlanmasına betimsel istatistik denir.

BİÇME. Bkz. prizma

BIG DATA. Big data, çok büyük ve karmaşık veri setlerini ifade eder.

BİKONDİSYONEL ÖNERME. Ancak ve ancak bağlacı ile bağlanmış önermeye bikondiyonel önerme denir.

BİLDİRİM. Bkz. teyit

BİLEŞİK FAİZ. Bileşik faiz, önceki dönemlerde elde edilen faizle beraber anapara üzerinden biriken faizi ifade eder.

BİLEŞİK KESİR. Payı paydasından küçük olmayan kesire bileşik kesir denir.

BİLEŞİK ORANTI. İçinde üç ya da daha fazla oran bulunduran orantılara bileşik orantı denir. 

BİLEŞİK ÖNERME. Kendisinden başka bir ya da daha fazla bileşeni olan önermeye bileşik önerme denir. 

BİLEŞİK SAYI. Asal olmayan ve 1'den büyük olan tam sayıya bileşik tam sayı veya kısaca bileşik sayı denir. 

BİLEŞİK SERİ. Gözlem değerini iki veya daha fazla değişkene göre bir araya getiren serilere bileşik seri denir. 

BİLEŞİK SINIFLAMA. Bir kütleyi oluşturan birimler bir değişkenin şıklarına göre sınıflandıktan sonra, diğer bir değişkenin şıklarına göre tekrar sınıflama işlemi yapılmasına vasıf kombinezonu veya bileşik sınıflama denir.

BİLEŞİK TAM SAYI. Bkz. bileşik sayı


BİLEŞKE VEKTÖR. İki ya da daha çok vektörün toplamına bileşke vektör denir ve, R ile gösterilir.

Bkz.
vektör


BİLGİ. Verinin işlenmiş ve bir anlam ifade eden haline bilgi denir. [<Yeni Tr. bilgü < Yeni Tr. bili < Eski Tr. bilig < Eski Tr. bil-]

BİLGİ SİSTEMLERİ. Bilgi sistemleri, kullanıcının ihtiyaçlarını karşılamak üzere birlikte çalışan bütün donanım, yazılım, personel, veri ve süreçlere verilen addır.  

BİLGİSAYAR. Dış dünyadan aldığı veriler üzerinde aritmetiksel ve mantıksal işlemler yapabilen, bu işlemin sonuçlarını yazılı veya görüntülü olarak bildiren, istenildiğinde istenildiği kadar saklayabilen elektronik makineye bilgisayar denir.  

BİLGİSAYAR AĞI Bkz. ağ


BİLGİSAYAR DONANIMI. Bilgisayar donanımı genel olarak, elektronik elemanlardan oluşan ve bilgisayar sistemini oluşturan işlemci, disk, ana kart, bellek gibi birimlere ve bunlar üzerindeki tümleşik devrelere ve ara bağlantılara verilen adlandırmadır. 


BİLGİSAYAR MİMARİSİ. CPU, ana bellek, ikincil bellek ve kontrol devrelerinden oluşan ve bunların birbirleriyle ilişkilendirilmesini tanımlayan modele bilgisayar mimarisi denir. 

BİLGİSAYAR ORGANİZASYONU. Bilgisayar organizasyonu, bilgisayar mimarisine bağlı özellikleri yürüten operasyonel birimleri ve bunların ara bağlantılarını ifade eder.

BİLİMSEL ARAŞTIRMA. Bilimsel araştırma, sistematik veri toplama ve araştırma sürecine verilen addır. 

BİLİMSEL BİLGİ. Doğa olaylarını açıklayan, geçerliği ve kesinliği kanıtlanabilen düzenli bilgiye bilimsel bilgi denir. 

BİLİMSEL YÖNTEM. Kanıtlanmış bilgi elde etmek için izlenen yola bilimsel yöntem denir. 

BİLİNEER FONKSİYON.  f , iki değişkenli bir fonksiyon olsun. Eğer f , her iki değişkene göre lineer ise f bilineerdir denir.

BİLİNMEYEN. Bir denklemi sağlayan sayılara karşılık gelen sembole bilinmeyen adı verilir. 

BİNOM KATSAYISI.   n   bir doğal sayı olmak üzere, ( x + y ) n = i = 0 n ( n i ) x i y n i ise   ( n i )   sayılarına binom katsayısı denir.

BİNORMAL. Bkz. bir eğrinin binormali

BİR BİLİNMEYENLİ DOĞRUSAL KONGRÜANS. Bkz. bir bilinmeyenli lineer kongrüans

BİR BİLİNMEYENLİ LİNEER KONGRÜANS.   m > 0   olmak üzere,a x  b ( m )formundaki denklemlere bir bilinmeyenli lineer kongrüans denir.

BİRE BİR DİZİ. Birbirinden farklı elemanlardan oluşan diziye bire bir dizi denir.

BİRE BİR FONKSİYON. Bir fonksiyonun tanım kümesindeki her elemanın görüntüsü farklı ise o fonksiyona bire bir fonksiyon denir. 

BİRE BİR YAPI DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. monomorfizma

BİRİM. Üzerinde gözlem ve ölçüm yapılan ve anakütleyi oluşturan en küçük öğeye olgudenek veya birim adı verilir. 

BİRİM KESİR. Payı 1 olan kesire birim kesir denir. 

BİRİKİMLİ ORANSAL FREKANS DAĞILIMI. Bkz. kümülatif oransal frekans dağılımı

BİRİM AFİNOR.  t bir tensör olsun. Eğer t ( x , ξ ) = ξ x ise t 'ye birim tensör veya birim afinor denir. 

BİRİM ELEMAN.   ( S , * ) , bir ikili yapı ve   e  S   olsun. Her   s  S   için,e * s = s * e = sise   S 'nin   e   elemanı,   *   için birim elemandır denir.

BİRİM FONKSİYON. Her elemanı kendisine eşleştiren fonksiyona birim fonksiyon denir ve, I ile gösterilir.

BİRİM HIZLI EĞRİ.  γ : ( α , β )  R n , bir parametrik eğri olsun. Eğer her t  ( α , β ) için,  γ ˙ ( t bir birim vektör ise  γ  eğrisine birim hızlı eğri denir. 


BİRİM KESİR.  Payı 1 olan kesire birim kesir denir.


BİRİM MATRİS. İkinci işlemi birimli olan halka. Esas köşegen üzerindeki elemanları 1 diğer elemanları sıfır olan kare matrise birim matris denir ve,


I n

ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

BİRİM TEĞET VEKTÖRÜ.   f : I   n , bir vektör değerli fonksiyon olsun.   t  I   olsun.   f 'nin   t   noktasındaki birim teğet vektörü,f  ( t )  f  ( t ) ile tanımlanır.

BİRİM TENSÖR. Bkz. birim afinor.


BİRİM VEKTÖR. Normu 1 olan vektöre birim vektör denir.

Bkz. 
vektör, norm


BİRİMLİ DOLAM. Bkz. birimli halka

BİRİMLİ HALKA. İkinci işlemi birimli olan halkaya birimli halka denir.

BİRİMSEL UZAY. Bkz. üniter uzay


BİRLEŞİM. Verilen iki ya da daha fazla kümeden en az birine ait olan elemanlar kümesine birleşim denir ve,ile gösterilir.

BİT. 1. 0 ve 1 rakamlarına bit denir. 2. Bir sayının ikilik tabandaki karşılığına bit denir. 3. Bilginin oluşturulmasını ve bilgiye ulaşılmasını sağlayan görsel, işitsel, yazılı veya basılı araçlara bilgi ve iletişim teknolojileri veya kısaca bit denir. 

BİT BİT OPERATÖRLERİ. Sayıların kendileri yerine bitlerini kullanan operatörler bit bit operatörleri olarak adlandırılır.

BİT DERİNLİĞİ. Bir görselde piksel başına ayrılan çalışma belleği miktarına bit derinliği denir. 

BİT DİZİSİ. 0 ve 1'lerden oluşan sayı dizisine bit dizisi denir.

BİTİŞİK AÇILAR. Bkz. komşu açılar

BİTİŞİK KODLAMA. Bir kodlamada birbirini izleyen sayılara karşılık gelen kodlar arasındaki uzaklık 1 ise o kodlamaya bitişik kodlama denir.

BITMAP. Bir grafik görüntüsünün sütun ve satır halinde noktalardan oluşturulmuş gösterimine bitmap denir.

BLOK. Veri transferinde hızı artırmak için verinin ayrıldığı belli bölümlere blok denir.

BNF. Bkz. Backus-Naur Form

BOBİN. İletken elektrik tellerinin sarmal bir şekilde nüve adı verilen gerece sarılması ile elde edilen devre mekanizmasına bobin denir. 

BOOLE ALT CEBİRİ. Bir Boole cebirinin kendi işlemlerine göre gene bir Boole cebiri olan alt kümesine Boole alt cebiri denir. [George Boole, İngiliz mantıkçı ve matematikçi. 1815'te Lincolnshire'da doğdu. Cebirsel denklemlerdeki boşlukları doldurdu. Mantığı yeni bir tarzda ele aldı, basit bir cebir haline getirerek matematikle birleştirdi. Mantıksal sembollerle cebir sembollerinin benzerliğini ortaya koyarak matematiğe Boole cebirini kazandırdı. Bu mantık, modern sayısal bilgisayarlarda ve elektronik anahtarlı devrelerde kullanıldı. Boole’un yeni cebirinin en büyük başarısı eşgüçlülük yasasını öne çıkarmasıydı. George Boole 1864'te Ballintemple'da öldü. İlerleyen yıllarda bilgisayar bilimindeki doğru ve yanlış değeri alan nesneler Boolean olarak adlandırıldı.]

BOOLE HALKASI. Bütün elemanları idempotent olan halkaya Boole halkası denir. 

BOŞ DİZİ. İçinde hiçbir şey yazmayan diziye boş dizi denir. 

BOŞ GRAF. Bir grafın köşeleri arasında herhangi bir kenar bulunmuyor ise bu grafa boş graf denir. 

BOŞ KÜME. Hiç elemanı olmayan kümeye boş küme denir ve,

Ø

ile gösterilir.

BOŞ MATRİS. Bütün elemanları sıfır olan matrise sıfır matrisi ya da boş matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


BOTNET. Birden fazla bilgisayarın kötü amaçlı yazılım ile kontrol edildiği ağ'a botnet denir. 

BOY. Bkz. uzunluk

BOYUT. Bkz. bir vektör uzayının boyutu

BOZULMAMIŞ LİNEER DENKLEM. Bir lineer denklemin katsayılarından herhangi biri sıfırdan farklı ise bu lineer denkleme bozulmamış lineer denklem denir. 

Bkz. 

bozulmuş lineer denklem


BOZULMUŞ LİNEER DENKLEM. Bir lineer denklemin bütün katsayıları sıfır ise bu lineer denkleme bozulmuş lineer denklem denir.

Ayrıca bkz.
bozulmamış lineer denklem

BÖL VE FETHET ALGORİTMASI. Böl ve  fethet algoritmaları, problemlerin mümkün olan en küçük alt parçalara ayrıldığı, her bir alt parçanın diğerlerinden bağımsız şekilde çözüldüğü algoritmalardır.


BÖL VE YÖNET ALGORİTMASI. Bkz. böl ve fethet algoritması

BÖLGE. Açık ve bağlantılı kümeye bölge denir. 

Ayrıca bkz.
açık küme, bağlantılı küme


BÖLME HALKASI. Her elemanı tersinir olan birimli halka.

Ayrıca bkz.
halka


BÖLÜM. Bölme işlemi sonucunda elde edilen sayıya bölüm denir.

BÖLÜM KÜMESİ.   A , bir küme;   R ,   A 'da bir denklik bağıntısı olsun.   A 'nın bütün denklik sınıfları kümesine bölüm kümesi denir ve,A / Rile gösterilir.

BÖLÜNME SERİSİ. Bkz. frekans serisi

BROWN HAREKETİ. Su veya havadaki küçük taneciklerin rastgele hareketine Brown hareketi denir. [Robert Brown, İskoç botanist ve paleobotanist. 1773'te Montrose'da doğdu. Edinburgh Üniversitesinde tıp eğitimi aldı. 1795'te orduya katıldı. 1880'de Avustralya kıyılarının haritasını çıkarmak için yola çıkan The Investigator'da doğa bilimci olarak görev aldı. 1801'de King George Boğazına ulaştı. 3400 türe ait örnekler topladı. 1805'te İngiltere'ye döndü. 1810'da Prodromus Florae Novae Hollandiae et Insulae van Diemen'i yayınladı. Aynı yıl Joseph Banks'in kütüphanecisi oldu. 1820'de Bank kütüphanesi ve bitki koleksiyonunun sahibi oldu. 1827'de sudaki polen tanelerini, küf sporlarını ve euisetumları mikroskop altında incelerden sudaki partiküllerin yönü ve hızı değişen sürekli bir hareket içinde olduğunu keşfetti. Bu harekete Brown hareketi denecekti. 1828'de yayınladığı makalede ilk defa hücre çekirdeği terimini kullandı. 1837'de British Museum'un botanik departmanının yöneticisi oldu. 1858'de Londra'da öldü. Eserleri: Prodromus Florae Novae Hollandiae et Insulae van Diemen (1810), "On the Proteaceae of Jussieu" (1811), "On the Asclepiadeae, a natural order of plants separated from the Apocineae of Jussieu" (1811), "On the Proteaceae of Jussieu" (1811), "Some observations on the parts of fructification in mosses" (1811), "On Woodsia, a new genus of ferns" (1812), "Some Observations on the natural Family of Plants called Compositæ" (1816), "On some remarkable Deviations from the usual Structure of Seeds and Fruits" (1816), "Characters and description of Lyellia, a new genus of mosses, with observations on the section of the order to which it belongs" (1819), "An account of a new genus of plants, named Rafflesia" (1821), "A list of plants collected in Melville Island" (1824), "General view of the botany of the vicinity of Swan River" (1831), "Remarks on the structure and affinities of Cephalotus" (1831), "On the origin and mode of propagation of the Gulf-weed" (1850), "Some account of Triplosporite, an undescribed Fossil Fruit" (1851), "Statement of the services of the late Captain Mathew Flinders" (1854).]

BUHARLAŞMA ISISI. Bir kilogramlık maddenin sıvı-gaz dönüşümü için eklenmesi ya da çıkarılması gereken enerjiye buharlaşma ısısı denir ve, L b ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
erime ısısı


BURULMA. Bkz. torsiyon

BUS. Anakarttaki bütün aygıtlar arasındaki veri iletişimini sağlayan devrelere bus denir. 

BÜKÜMSÜZ GRUP. Bkz. serbest grup

BÜRMANN-LAGRANGE SERİSİ. Bir analitik fonksiyonun başka bir analitik fonksiyonun kuvvetlerine göre seri açılımına Bürmann-Lagrange serisi denir. [Hans Heinrich Bürmann, Alman matematikçi. Lagrange ters fonksiyon teoremini genelleştirdi. 1817'de Mannheim'de öldü. Joseph-Louis Lagrange, İtalyan matematikçi. 1736'da Torino'da doğdu. Asıl adı Lodovico Lagrangia'dır. Diferansiyel kalkülüsü olasılık teorisine uyarladı. Lagrange mekaniğini geliştirdi. 1813'te Paris'te öldü.]

BÜRÜM. Bkz. zarf

BÜRÜM EĞRİSİ. Bkz. zarf eğrisi

BÜTÇE DOĞRUSU. Aynı sabit harcama ile satın alınabilen mal ve hizmet bileşenlerini gösteren şekilsel araç bütçe doğrusu olarak adlandırılır.

BÜTÜNLER AÇILAR. Ölçüleri toplamları 180° olan açılara bütünler açılar denir.

BÜTÜNSEL DOĞRULUK. Eğer bir döngünün sonlaması gösterilebilir ise bu döngünün aksiyomatik açıklamasına bütünsel doğruluk denir. 

BÜYÜK ÇEMBER. Bir kürenin merkezinden geçen düzlemle kesişimine büyük çember denir. 

BÜYÜK DAİRE. Bir kürenin merkezinden geçen düzlemle kesişimine büyük daire denir. 

BÜYÜK O. Bkz. asimptotik sınır

BÜYÜK OMEGA. Bkz. bir dizinin asimptotik alt sınırı

BÜYÜK THETA. Bkz. bir dizinin sıkı sınırı

BYTE. Bkz. bayt

CACHE BELLEK. Cache bellek, veriye hızlı erişim sağlamak için kullanılan geçici depolama alanını ifade eder.

CATALAN SAYISI.   n 0   bir tam sayı olmak üzere,   n -nci Catalan sayısı, 1 n + 1 ( 2 n n ) ile tanımlanır ve, C n ile gösterilir. [Eugène Charles Catalan, Belçikalı matematikçi. 1814'te Bruges'de doğdu. Asıl adı Eugène Charles Bardin'di. 1824'te kuyumcu çıraklığına başladıysa da üç ay sonra bıraktı. Bir liseye gitmemiş olmasına rağmen, École Royale Gratuite de Dessin et de Mathématiques en Faveur des Arts Mécaniques’e girdi. École des Beaux-Arts'taki derslere de katıldı.  Saint-Louis Lycée'de Antoine Delisle ve Louis Francoeur'in derslerine katıldı. 1829-1833 arasında öğretmenlik yaptı. 1833 yazında Concours Général de Mathématiques Spéciales'de birincilik ödülünü kazandı. École Polytechnique kabul denetçisi Louis Lefébure de Fourcy'den ders aldı. De Fourcy Catalan'ı kabul sınavlarına girmeye hazırlaması için teşvik etti. Catalan, École Polytechnique için giriş sınavlarına girdi. Ecole Polytechnique'de Catalan, Joseph Liouville ve Gabriel Lamé tarafından verilen derslere katıldı. 1834'te Ecole Polytechnique'den kovuldu. 1835'te Ecole Polytechnique'e geri döndü. 1835 yazında mezun oldu. 1836'da Jean-Baptiste-Omer Lavit'in ölümü üzerine boşalan École Gratuite de Dessin'de profesörlük için başvurdu ancak kabul edilmedi. 1837 kışında Liouville'e mektup yazdı ve onu Paskalya tatillerinde Paris'e gelip kendisiyle geleceğini tartışmaya davet etti. Catalan'ın "Solution d'un problème de Probabilité relatif au jeu de rencontre" makalesi Journal de Mathématiques Pures et Appliquées’de 1837 cildinde yayınlandı. 1838'da "Note sur un Problème de cominaisons" ve "Note sur unequation aux différences finies" makaleleri yayınlandı. École Polytechnique'de açıklayıcı geometri alanında yardımcı öğretmen (répétiteur) olarak atandı. Aynı yıl École Polytechnique'de müfettiş yardımcısı olarak atandı. 1839'da ayrıca "Note sur la Théorie des Nombres", "Solution nouvelle de cette question: Un polygone étant donné, de combien de manières peut-on le partager en triangles au moyen de diagonales?", "Addition à la Note sur une Équation aux différences finies"  ve "Mémoire sur la réduction d'une classe d'intégrales multiples" makaleleri yayınlandı. Mayıs 1840'ta Société Philomatique üyeliğine seçildi ve Cemiyet dergisinde makaleler yayınlamaya başladı. 1841'de Liouville'in de yardımıyla, Mekanik üzerine Attraction d'un ellipsoïde homogène sur un point extérieur ou sur un point intérieur Attraction of a homogeeous ellipsoid on an external point or a point inside adlı ana tezi ile matematik doktorasını aldı ve Astronomi'deki Sur le mouvement des étoiles doubles (On the motion of double stars) tezi ile 1845'te kendisine "fizik bilimleri lisansı" verildi. 1844'te Catalan, Société Philomatique'in sekreteri olarak atanmıştı. 1846'da Catalan Concours d'agrégation'da (üniversite hocası olma sınavı) yarıştı ve birinci oldu. Ancak kendisine randevu verilmedi. 1850'de öğretmen yardımcısı görevinden o ay sonra istifa etti. 1855'te "Sur des surfaces dont les rayons de courbure en chaque point sont égaux et de signes contraires" başlıklı makalesini yayınladı. Ocak 1865'te, 1Liège Üniversitesi'nde matematik kürsüsüne analiz başkanı olarak atandı. Bu makamı 1884'te emekli olana kadar elinde tutacak, ardından on yıl sonra ölene kadar Liège'de yaşamaya devam edecekti. Aralık 1865'te Belçikalı Académie Royale des Sciences, des Lettres et des Beaux Arts’a seçildi. Ayrıca Académie des Sciences de Toulouse ve Société des Sciences de Lille’e seçildi. St Petersburg Bilimler Akademisi, Turin Bilimler Akademisi, Accademia Pontificia dei Nuovi Lincei, Amsterdam Matematik Derneği, Cenevre Ulusal Enstitüsü, Societé Havraise d'Études Divers ve Societé d'Agriculture de la Marne’nin muhabir üyesi oldu. Belçika hükûmeti ona 1879'da Léopold Nişanı Şövalyesi Haçı ile ödüllendirerek Catalan'ı onurlandırdı. 1883'te Belçika Bilim Akademisi'nde sayı teorisi alanında çalıştı. Catalan, 1 Haziran 1884'te emekli olarak emekli profesör oldu. 1890'da Belçika hükümeti Catalan'ı Léopold Nişanı'na yükseltti. Sürekli kesirler, tanımlayıcı geometri, sayı teorisi ve kombinatorikler üzerinde çalıştı. 1894'te Liège'de öldü. Belçika Kraliyet Akademisi tarafından her beş yılda bir, saf matematik bilimlerinde önemli bir ilerleme kaydeden Belçikalı veya Fransız bir akademisyene Eugène-Catalan Ödülü verilmektedir.]

CANTOR FONKSİYONU. Cantor fonksiyonu Cantor kümesini [0,1] aralığına gönderen sürekli ve azalmayan bir reel fonksiyondur. [Georg Ferdinand Ludwig Philipp Cantor, Alman matematikçi. Kümeler teorisinin kurucusu. 1845'te St. Petersburg'da doğdu. Ailesi Almanya'ya yerleşince, önce Frankfurt ve Darmstadt'ın özel okullarında okumu, sonra 1860 yılında Wiesbaden Gymnasiumuna girdi. 1862'de ortaöğrenimini bitirdi ve yüksek öğrenimine Zürih Üniversitesinde başladı. 1864'te Berlin Üniversitesine geçerek burada matematik, felsefe ve fizik üzerinde ihtisasını tamamladı. 1867'de doktorasını tamamladı. 1869'da Halle Üniversitesinde yardımcı doçentliğe atandı. 1869-1873 arasında sayılar teorisine ilişkin on makale yayınladı. Makalelerinin çoğu Acta Mathematica dergisinde yayınlandı. 1870'te kompleks değerli bir fonksiyonun bir trigonometrik seriyle tek türlü gösterilebileceğini ortaya koydu. 1872'de yardımcı profesörlüğe yükseltildi. 1874'te sonsuz kümeler ile ilgili ilk bulgularını Tüm Cebirsel Reel Sayılara Özgü bir Özellik başlığı ile yayınladı. 1879 yılına kadar Halle Üniversitesinde kaldı. 1874-1884 arasınd en önemli eserlerini verdi. 1883'te Kümeler Üstüne Genel Bir Kuramın Temelleri'ni yayınladı. 1895'te Beitrage zur Begrundung der Transfiniten Mengelehre eserini yayınladı. 1897'de Zürih'te ilk uluslararası matematik kongresinin toplanmasına yardımcı oldu. Beitrage zur Begrundung der Transfiniten Mengelehre'nin İngilizce çevirisi 1915'te yayınlandı. Sonsuz kümeleri matematiksel olarak inceleyen ilk matematikçi oldu. Sonsuzluk hakkındaki fikirleri modern matematiğin temel taşı oldu. Alman Matematik Derneğini kurdu. 1918'de Halle'de bir psikiyatri kliniğinde öldü.]

CARNOT MOTORU. Mümkün olan en verimli ideal motora Carnot motoru denir. [Nicolas Léonard Sadi Carnot, Fransız fizikçi. 1796'da Le Petite Luxembourg'da doğdu. Adını şair Sâdi Şirâzî'den aldı. Termodinamiğin ikinci yasasını buldu. 1824'te Réflections sur la puissance motive du feu isimli kitabını yayınladı. Kitabında makinelerin ısıyı işe çevirme verimliliğini analiz etti. İçten yanmalı motorların yapılabileceğini ileri sürdü. Isı ve işin birbirlerine dönüştürülebildiğini açık biçimde tespit eden ve belirli miktarda ısı için ne kadar iş gerektiğini hesaplayan ilk kişi oldu. 1832'de Ivry-sur-Seine'de koleradan öldü. 1834'de Émile Clapeyron'un bir makalesinde Carnot'un kitabına atıfta bulunduktan sonra termodinamik devrimini tamamlayan fizikçiler kuşağınca tanınacaktı.]

CAUCHY DİZİSİ.   ( X , d ) , bir metrik uzay olsun.   x n X   olmak üzere,   { x n } X   bir dizi olsun. Eğer her   ϵ > 0   için öyle bir   N = N ( ϵ )   doğal sayısı varsa ki,   m , n > N   için,   d ( x m , x n ) < ϵ 'dir, bu durumda   { x n }   dizisine Cauchy dizisi denir. [Baron Augustin-Louis Cauchy, ilk büyük Fransız matematikçi. 1789'da Paris'te doğdu. 1802'de Lagrange'ın tavsiyesi üzerine Augustin-Louis, Paris'in en iyi ortaokulu olan École Centrale du Panthéon'a kaydoldu. Latince ve beşeri bilimlerde birçok ödül kazanmıştı. Bu başarılara rağmen, Augustin-Louis bir mühendislik kariyeri seçti ve kendini École Polytechnique'e giriş sınavına hazırladı. 1805'te bu sınavda 293 adaydan ikinci oldu ve okula kabul edildi. Okulun askeri disiplin altında çalışması, genç ve dindar Cauchy'nin uyum sağlamada bazı sorunlara neden oldu. Yine de, 1807'de, 18 yaşında Polytechnique'i bitirdi ve École des Ponts et Chaussées'e devam etti. 1810'da inşaat mühendisliğinden en yüksek dereceyle mezun oldu. Aynı yıl Napolyon'un bir deniz üssü inşa etmeyi amaçladığı Cherbourg'da mühendis olarak işe girdi. Burada Augustin-Louis üç yıl kaldı. Institut de France'ın Première Classe (First Class) adlı dergisine üç çalışma sundu. Çalışmalardan ikisi kabul edildi. 1812'de hastalık izni alarak Paris'e döndü. İçişleri bakanlığına geçti. 1814'te kompleks fonksiyonlar teorisini geliştirdi. 1815'te Polytechnique'te analiz profesörü oldu. Louis Poinsot, sağlık nedenleriyle öğretim görevlerinden muaf tutulmak isteniyordu. O zamana kadar Cauchy, profesörlüğü kesinlikle hak eden yükselen bir matematik yıldızıydı. O zamanki büyük başarılarından biri Fermat'nın çokgen sayı teoreminin ispatıydı. Bununla birlikte, Cauchy'nin Bourbonlara çok sadık olduğunun bilinmesi, şüphesiz Poinsot'un halefi olmasına da yardımcı olmuştu. Sonunda mühendislik işinden ayrıldı ve Ecole Polytechnique'in ikinci sınıf öğrencilerine matematik öğretmek için bir yıllık sözleşme yaptı. 1816'da, bu Bonapartist, dini olmayan okul yeniden düzenlendi ve birkaç liberal profesör kovuldu; aşırı sağcı Cauchy profesörlüğe terfi etti. Aynı yıl sıvılar üzerinde dalgaların yayılması teorisini içeren yapıtıyla Akademi'den ödülü aldı. Aynı yıl  Académie des Sciences'a başkan seçildi ve cebir dersleri vermeye başladı. 1830 devriminden sonra bağlılık andını kabul etmediği için görevinden ayrıldı ve Torino'ya giderek kendisi için açılan matematik kürsüsünde çalışmaya başladı. 1833'te Bordeaux Dükünün fen eğitimini yönetmek üzere Prag'a çağırıldı. 1838'de tekrar Paris'e döndü. Paris Fen Fakültesi matematiksel gökbilim profesörlüğüne atandı. Cauchy, 1852'ye kadar bu göreve devam edecekti. Yaklaşık 800 makale ve 5 ders kitabı yazdı. 1857'de Sceaux'da öldü. Eserleri: Analyse Algébrique (1821), Le Calcul infinitésimal (1823), Mémoire sur les intégrales définies, prises entre des limites imaginaires (1825), Exercices de mathematiques (1827), Leçons sur les applications de calcul infinitésimal; La géométrie (1828), Leçons sur le calcul différentiel (1829), Sur la mecanique celeste et sur un nouveau calcul qui s'applique a un grand nombre de questions diverses etc (1831), Exercices d'analyse et de physique mathematique (1847).]

CAUCHY FONKSİYONEL DENKLEMİ. Cauchy fonksiyonel denklemi,   f   bir fonksiyon olmak üzere, f ( x + y ) = f ( x ) + f ( y ) ile tanımlanır. 

CEBİRSEL DİL. Cebirsel ifadelere benzer deyimlerin oluşturulmasına izin veren programlama dillerine cebirsel dil denir.

CEBİRSEL EĞRİ. Denklemi sadece cebirsel fonksiyonları içeren eğriye cebirsel eğri denir. 

CEBİRSEL KAPALI CİSİM.   , bir cisim olsun.   F [ x ] 'in sabit olmayan bir polinomunun   'de bir kökü var ise   'ye cebirsel kapalı cisim denir.

CEBİRSEL SAYI. Rasyonel katsayılı bir polinoma kök olan sayıya cebirsel sayı denir. 

CEBİRSEL YAPI. Boştan farklı bir küme üzerinde en az bir 2-li işlem tanımlanırsa bu küme ile işlemlere cebirsel yapı denir. 

CEBRAİL'İN BORUSU. Bkz. Toricelli trompeti

CEBRİK YAPI. Bkz. cebirsel yapı

CHIP. Chip, yarı iletken bir maddeden üretilen ve üzerinde çok sayıda elektronik devre taşıyan üniteye verilen addır.

CİSİM. Değişmeli bölme halkası.


CİSİMSİ (SKEW FIELD). Komütatif olmayan bölme halkası.

CLAIRAUT DENKLEMİ. Bkz. Clairaut diferansiyel denklemi

CLAIRAUT DİFERANSİYEL DENKLEMİ. Clairaut diferansiyel denklemi,   d y / d x = p   olmak üzere,y = x p + f ( p )ile tanımlanır. [Alexis Claude Clairaut, Fransız matematikçi. 1713'te Paris'te matematikçi bir babanın oğlu olarak doğdu. 1731'de Académie des Sciences'a kabul edilen en genç üye oldu. 1743'te Théorie de la Figure de la Terre başlıklı çalışmasını yayımlayarak Dünya'nın kutuplardan basık olduğunu kanıtladı. 1749'da Elements d'Algèbre adlı kitabını yayımladı. 1752'de üç cisim problemi için geliştirdiği yaklaşık çözümü Théorie de la Lune adlı çalışmasında yayımladı. 1759'da Halley kuyrukluyıldızının geçeceği tarihi bir aylık yanılma payıyla hesapladı. 1765'te Elements de Géometrie adlı bir çalışma yayımladıktan sonra Paris'te öldü.]

CULLEN ASALI. Asal olan Cullen sayısına Cullen asalı denir. [James Cullen, İrlandalı matematikçi. 1867'de Drogheda'da doğdu. Trinity College ve Mungret College'da eğitim aldı. İngiltere'de Mount St. Mary's College'da matematik dersleri verdi. Cullen sayılarını tanıttı. 1933'te öldü.]

CULLEN SAYISI.   n   bir doğal sayı olmak üzere, n 2 n + 1 formundaki sayılara Cullen sayısı denir.

ÇAĞIRMA . Bir fonksiyonu çalıştırma işine çağırma (İng. function call) denir.

ÇALIŞMA ZAMANI. Tasarlanan algoritma ile problemin çözümüne ulaşabilmek için yapılan toplam temel operasyon sayısında çalışma zamanı denir ve,T ( n )ile gösterilir.

ÇALIŞMA ZAMANI HATASI. Bir programın çalışması sırasında beklenmeyen bir durum sonucunda oluşan hatalara çalışma zamanı hatası (İng. runtime error) denir.

ÇARPAN. Bkz. çoğaltan

ÇARPIK CİSİM. Değişmeli olmayan bölüm halkasına çarpık cisim denir.

ÇARPIM. Çarpma işleminin sonucu olan sayıya çarpım denir. 

ÇARPIMSAL BİRİM. Çarpma işlemine göre birim elemana çarpımsal birim denir.

ÇARPIMSAL GRUP. Bir değişmeli grupta işlem • ise bu komütatif (değişmeli) gruba çarpımsal grup denir.

Bkz.
komütatif grup, toplamsal grup

ÇARPIMSAL TERS. Çarpma işlemine göre ters elemana çarpımsal ters denir.

ÇELİŞİK ÖNERMELER. Birisi ötekinin olumsuzu durumunda olan iki önermeye çelişik önermeler denir.  

ÇELİŞKİ. Bir bileşik önerme kendisini oluşturan yalın önermelerin doğruluk değerlerinden bağımsız olarak yanlış ise bu önermeye tüm geçersiz önerme veya çelişki denir.

ÇEMBER. Bir düzlemdeki sabit bir noktaya eşit uzaklıktaki noktaların kümesine çember denir. 

ÇEMBERSEL ÇOKGEN. Çember yaylarından oluşan çokgene çembersel çokgen denir. 

ÇEMBERSEL FONKSİYON. Bkz. trigonometrik fonksiyon

ÇEMBERSEL HALKA. İki merkezdeş çember arasındaki bölgeye çembersel halka denir.

ÇEMBERSEL ÜÇGEN. Bkz. çembersel çokgen

ÇEŞİTKENAR ÜÇGEN. Tüm kenarları farklı uzunlukta olan üçgenlere çeşitkenar üçgen denir.

ÇEVİRGE İNTEGRALİ. İntegrasyon bölgesi kapalı bir eğri olan integrale çevirge integrali denir ve,  ile gösterilir.

ÇEVREL ÇEMBER. Bir çokgenin köşe noktalarından geçen bir çember var ise bu çembere çevrel çember denir.

ÇEVRİMLİ KODLAMA. Bir kodlamada son sayı ile ilk sayı arasındaki uzaklık 1 olur ise bu kodlamaya çevrimli kodlama denir. 

ÇEYREKTEN AYRILIŞ. Bir veri grubunda üçüncü çeyrek ile birinci çeyrek arasındaki farkın yarısına çeyrekten ayrılış denir ve,Qile gösterilir.

ÇIKARIM. Bkz. dedüksiyon

ÇIKTI BİRİMİ. Bilgisayar üretilen sonuçların kullanıcıya ulaştırılması için kullanılan donanıma çıktı birimi denir.

ÇİFT FONKSİYON.   f , bir fonksiyon olsun.   D f ,   f 'nin tanım kümesi olsun. x D f f ( x ) = f ( x ) gerçekleniyor ise   f   çifttir denir.

ÇİFT GEREKTİRME. Doğru olan bikondisyonel önermeye çift gerektirme denir. 

ÇİFT PERMÜTASYON. Bir permütasyon çift sayıda 2-linin çarpımı ise o permütasyona çift permütasyon denir. 

ÇİZGE. Bkz. graf

ÇİZGİ DİYAGRAMI. Frekans dağılımında her sınıfın düzlemde bir nokta ile temsil edilip bu noktaların birleştirilmesiyle elde edilen şekle çizgi diyagramı denir.

ÇOCUK. Bir düğümden sonra yer alan ve o düğüme bir dal ile bağlı olan düğüme çocuk denir.

ÇOĞALTAN. Otonom harcamalardaki birim değişikliğin denge geliri üzerinde ne kadar etki yaratacağını gösteren katsayı çarpan ya da çoğaltan (İng. multiplier) olarak adlandırılır.

ÇOK DEĞİŞKENLİ FONKSİYON. Bkz. çok değişkenli reel değerli fonksiyon

ÇOK DEĞİŞKENLİ REEL DEĞERLİ FONKSİYON.   A   n   olmak üzere,f : A  fonksiyonuna skaler değerli fonksiyon veya çok değişkenli reel değerli fonksiyon denir.

Ayrıca bkz.
vektör değerli fonksiyon

ÇOK DOĞRUSAL FORM. Bir vektör uzayında tanımlanmış ve her değişkene göre doğrusal olan çok değişkenli fonksiyona çok doğrusal form denir. 

ÇOKGENSEL BÖLGE. Bir çokgen ile iç bölgesinin birleşimine çokgensel bölge denir. 

Ayrıca bkz.
üçgensel bölge

 
ÇOKLU GRAF. Katlı kenar içeren grafa çoklu graf denir.


ÇOKLU KENAR. Bkz. KATLI KENAR.

ÇÖRKÜ. Bkz. abaküs

ÇÖZÜM KÜMESİ. Bir denklemi gerçekleyen elemanların kümesine çözüm kümesi denir. 

ÇÖZÜNÜRLÜK. Ekran üzerindeki piksellerin yoğunluğuna çözünürlük denir. 

Bkz. 
piksel

DAĞILIM GENİŞLİĞİ. Bir örneklemde en büyük değer ile en küçük değer arasındaki farka dağılım genişliği denir ve, R ile gösterilir.

DAĞILIM SINIRLARI. Örneklemdeki en küçük değer ile en büyük değere dağılım sınırları denir. 

Ayrıca bkz. 
örneklem

DAĞITIK HESAPLAMA. Birden fazla bilgisayarın birlikte çalışarak bir problemi çözmesine dağıtık hesaplama denir.

DAHİLİ API. Sadece belirli kişilerce veya belirli alanda kullanılan örneğin bir şirketin departmanları için tanımlanmış API’lere dahili API denir.

DAİRE. Bir çember ile içinin bileşiminden oluşan kapalı bölgeye daire denir. 


Ayrıca bkz.
çember


DAİRE DİLİMİ. Bir dairede bir merkez açının gördüğü yay ile sınırlı olan kısmına daire dilimi denir.

Ayrıca bkz.
daire

DAİRE GRAFİĞİ. Bkz. pasta grafiği

DAİRESEL KONİ. Tabanı daire olan koniye dairesel koni denir. 

Ayrıca bkz.
daire, koni



DAİRESEL PERMÜTASYON. Nesneleri çemberin üzerine dizerek oluşturulan permütasyona dairesel permütasyon denir. 

Ayrıca bkz.
permütasyon


DAL. 1. Düğümleri birbirine bağlayan kenara dal denir. 2. Akımın ayrıldığı her kola dal adı verilir. 

DALGA BOYU. Bir dalganın birbirini izleyen döngülerindeki benzer noktalar arasındaki mesafeye dalga boyu denir. 

DALLANMA. Programın işleyiş yönünün  koşullu veya koşulsuz olarak değiştirilmesi işlemine dallanma (İng. branching) denir. 

Ayrıca bkz.
kontrol komutları

DANGLING POINTER. Bir pointer tipi değişken bir bellek adresini gösteriyor ve ilgili adreste geçerli veri bulunmuyor ise bu değişkene dangling pointer denir. 

DAR AÇI.  Ölçüsü 90˚'den küçük açıya dar açı denir. 

DAR AÇILI ÜÇGEN. Bkz. dar üçgen 

DAR ÜÇGEN. Tüm açıları dar açı olan üçgene dar açılı üçgen veya kısaca dar üçgen denir. 

DATABASE ENGINE. Veri tabanı yazılımlarının verilere ulaşmak için kullanılan kısmına database engine denir. 

DAYANAK. Bkz. bir fonksiyonun desteği

DDL. Bkz. veri tanımlama dili
 
DEBUG. Mantıksal hataları gidermek ve yazılımdaki bugları bulmak için yapılan işlemlere debug denir.

DEBUGGER. Çalıştırılmadan öce program üzerinde sentaktik hataların olup olmadığını tespit eden ve yazılımcıyı uyaran yardımcı programa debugger denir. 

DEDEKIND BÖLGESİ. Her ideali, bir takım asal ideallerin çarpımı olarak tek türlü yazılabilen bir tamlık bölgesine Dedekind bölgesi denir. [Julius Wilhelm Richard Dedekind, Alman matematikçi. Gauss'un son öğrencisi. 1831'de Braunschweig'de doğdu. 1843-1847 arasında Brunschweig'deki Martino Catharineum Lisesinde öğrenim gördü. İlk başta matematiğe bilimlerin hizmetçisi gözüyle bakıyordu. Ancak doğru yolu bulmakta gecikmedi. On yedi yaşındayken fiziğin kullandığı düşüncelerde birçok sakatlık keşfetti. 1848'de Collegium Carolinum'a girdi, 1850'de Göttingen Üniversitesine geçiş yaptı. Doktorasını 1852'de Über die Theorie der Eulerschen Integrale başlıklı teziyle aldı. 1854'te Riemann ile birlikte Berlin'e gitti. Daha sonra olasılık ve geometri dersleri vermek üzere Göttingen'e geri döndü. Göttingen'de Galois teorisi ile ilgili konferans verdi. 1854-1858 Göttingen Üniversitesinde ücretsiz okutman olarak görev yaptı.  1857-1858 senesinde Galois teorisi dersi verdi. Bu, Galois teorisinin bir üniversitede resmi olarak ilk defa okutulmasıydı. 1858'de Zürih Politeknik Okulunda ders vermeye başladı. 1862'de Technische Hochschule'de ders vermek üzere memleketi Braunschweig'e döndü. 1872'de Süreklilik ve İrrasyonel Sayılar isimli eseri basıldı. 1874'te Interlaken'de tatildeyken Dedekind, Georg Cantor ile tanıştı. 1879'da Cebirsel Tamsayılar Teorisi isimli kitabını yayınladı. Bu kitabında ideali tanıttı. 1880'de Berlin ve Roma Akademilerine seçildi. 1894'te emekli oldu. 1888'de, Was sind was sollen die Zahlen? başlıklı, sonsuz küme tanımını içeren kısa bir monografi yayınladı. 1900'de Fransız Bilimler Akademisine seçildi. Oslo, Zürih ve Braunschweig Üniversitelerinden fahri doktora aldı. Dirichlet, Gauss ve Riemann'ın toplu eserlerinin editörlüğünü yaptı. 1916'da Braunschweig'de öldü.]

DEDÜKSİYON. Mantık kurallarının uygulanmasıyla, belitlerden ve doğruluğu bilinen önermelerden yeni bir önerme üretme sürecine çıkarım ya da dedüksiyon denir.

DEEP WEB. Deep web, internet üzerinde standart web tarayıcılar ile ulaşılamayan, arama motorlarında listelenmeyen web içerikleri barındıran onion ağına verilen addır.

DEĞER. Bilgisayarın bellek bölgelerindeki verilere değer denir.

DEĞİŞİM KATSAYISI. Standart sapmanın ortalamaya bölümüne değişim katsayısı denir.

DEĞİŞKEN. 1. Mantıksal bir formülde değeri basit önerme olan P, Q, R, ... gibi simgelere değişken denir. 2. Bir kümenin belirsiz bir elemanını gösteren sembole değişken denir. 3. Birimin sahip olduğu ve diğerinden ayırt edilmesine yarayan özelliğe değişken denir. 4. Bir değeri depolamak için kullanılan bellek alanına değişken denir. 

DEĞİŞKEN YARI GRUP. Bkz. Abelyen yarı grup

DEĞİŞMELİ GRUP. Bkz. Abelyen grup

DEĞİŞMELİ HALKA. Bkz. komütatif halka

DEĞİŞTİRİLEBİLİR ASAL. Bkz. mutlak asal

DEĞME NOKTASI. Bkz. teğet noktası

DELTAHEDRON. Yüzleri aynı büyüklükteki eşkenar üçgenlerden oluşan çok yüzlüye deltahedron denir.

Ayrıca bkz.
çokyüzlü

DEMET. Bir parametreye bağlı olan eğriler ya da yüzeyler ailesine demet denir.

DENEY. Bir veri kümesi üreten sürece deney denir. 

BİR DENEYİN ÇIKTISI. Bkz. örneklem sonucu

DENGE. Net kuvvetin sıfır olduğu duruma denge denir.

DENGE FAKTÖRÜ. Bir düğümün sol alt ağacının yüksekliği ile sağ alt ağacının yüksekliği arasındaki farka denge faktörü adı verilir.

DENK DENKLEMLER. Çözüm kümeleri eşit olan denklemlere denk denklemler denir. 

DENK KÜMELER. Bkz. eş kuvvetli kümeler

DENKLEM. İki ya da daha fazla büyüklük arasındaki ilişkiye denklem denir. 

DENKLEM SİSTEMİ. Birden fazla denklemi içeren ifadeye denklem sistemi denir. 

DENKLİK BAĞINTISI. Bir kümede tanımlı bir bağıntı yansıyan, simetrik ve geçişken ise o bağıntıya denklik bağıntısı adı verilir.

DENKLİK SINIFI.   A , bir küme;   R ,   A 'da bir denklik bağıntısı olsun. Bir   a  A   elemanının denklik sınıfı,{ b  A : b R a }ile tanımlanır ve,a ile gösterilir.

DERECE. Bkz. n-nci derece denklem, bir noktanın derecesi

DERLEME. Programlama dili ile yazılmış programın yazım hatalarının olup olmadığının kontrol edilmesini ve ara kod olarak obje kodunun üretilmesini sağlama adımına derleme denir.


DERLEYİCİ. Bir programlama dili ile bilgisayara aktarılan programın bilgisayarın anlayabileceği makine diline çevirmeyi sağlayan ve yazılan programda söz dizim hatalarının olup olmadığını bulan yazılım.

DERNEY. Bkz. seri

DESCARTES İLMİĞİ.  x + y + a = 0   doğrusunu asimptot kabul eden Descartes ilmiğix 3 + y 3 = 3 ax ile tanımlanır. [René Descartes, Fransız matematikçi. 1596'da Touraine'de doğdu. Analitik geometrinin kurucusudur. Kartezyen koordinat sistemi onun adıyla anılır. 1650'de Stockholm'de öldü.]

DESTEK. Bkz. bir fonksiyonun desteği

DETERMİNİSTİK MODEL. Değişkenler arasında kesin bir ilişki olduğunu varsayan modele deterministik model denir.

Ayrıca bkz.
Stokastik model

DEVİR. Başlangıç ve bitişi aynı olan patikaya döngü ya da devir denir.

DIŞ MERKEZ. Bir üçgenin her hangi iki dış açıortayının kesim noktasına üçgenin bir dış merkezi denir.

DİFEOMORF KÜMELER.  U ve V R n uzayının açık alt kümeleri olsun. Eğer U kümesinden V kümesine bir difeomorfizma var ise U kümesi, V kümesine difeomorftur denir.  


DİFEOMORFİZMA.  U ve V  R n  uzayının açık alt kümeleri olsun. Eğer ϕ : U  V  fonksiyonu homomorfizma ve  ϕ   ile   ϕ  1  fonksiyonlarının ikisi de düzgün ise   ϕ   fonksiyonu bir difeomorfizmadır denir.  


DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir fonksiyondaki bağımlı değişkenin bağımsız değişkene göre çeşitli mertebelerden çeşitli sayıda türevlerini içeren denkleme diferansiyel denklem denir. 

Ayrıca bkz.

sınır değer problemi, başlangıç ve sınır değer problemi, hemen hemen lineer kısmi türevli denklem, kısmi türevli denklem, bir kısmi türevli denklemin derecesi, bir kısmi türevli denklemin mertebesi, bir kısmi türevli denklemin genel çözümü, bir kısmi türevli denklemin özel çözümü, kuazi-lineer diferansiyel denklem

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN AŞİKÂR ÇÖZÜMÜ.   I , bir aralık olsun. Eğer bir diferansiyel denklemin çözümü   I   aralığında tanımsal olarak sıfır ise bu çözüm aşikâr çözüm olarak adlandırılır.

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN DERECESİ. Bir diferansiyel denklemin derecesi, diferansiyel denklemde mertebesi en yüksek türevin derecesi ile tanımlanır.

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN GENEL ÇÖZÜMÜ.  n -nci mertebeden bir diferansiyel denklemin   n   tane parametreden oluşan ve bu parametrelerin tüm değerleri için diferansiyel denklemi sağlayan çözümüne diferansiyel denklemin genel çözümü denir.

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN MERTEBESİ. Bir diferansiyel denklemde en yüksek mertebeden türevin değerine diferansiyel denklemin mertebesi denir. 

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN ÖZEL ÇÖZÜMÜ. Bir diferansiyel denklemin genel çözümünden elde edilen ve diferansiyel denklemin mertebe sayısı kadar özel koşul altında genel çözümdeki parametrelerin hesaplanıp yerine yazılmasıyla elde edilen çözüme diferansiyel denklemin özel çözümü denir. 

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN TEKİL ÇÖZÜMÜ. Bir diferansiyel denklemde genel çözümden elde edilemeyen fakat denklemi sağlayan çözüme diferansiyel denklemin tekil çözümü denir. 

DİFERANSİYEL DÖNME. Bir gök cisminin farklı enlemlerinin veya farklı katmanlarının farklı hızlarda dönmesine diferansiyel dönme denir. 

DİFERANSİYELLENEBİLİR EĞRİ.  I = ( a , b )  R bir açık aralık olmak üzere, α : I  E n t  ( α 1 ( t )  α n ( t ) ) difbilir bir fonksiyon olsun. α ( I )  E n kümesine E n 'de bir parametrik eğri veya diferansiyellenebilir eğri denir.

DİFERANSİYELLENEBİLİR MANİFOLD. Üzerinde bir tam atlas bulunan Hausdorff uzayına diferansiyellenebilir manifold denir.  

DİFÜZYON. İki farklı gaz veya sıvının birbirine karışmasına difüzyon denir. 

DİJİTALLEŞME. İşletme tüm faaliyetlerinde günümüz bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanma ve kararlarına yön verecek bilgileri bu teknolojilerden elde edilen verilerden üretebilme sürecine dijitalleşme denir.

DİK AÇI. Ölçüsü 90° olan açıya dik açı denir. 

DİK ÇARPIM. Bkz. kartezyen çarpım

DİK DOĞRULAR. Doğrultuları arasındaki açı 90˚ olan doğrulara dik doğrular denir.

DİK İZDÜŞÜM. Bkz. ortogonal izdüşüm

DİK KENAR. Bkz. katet

DİK KOORDİNAT FONKSİYONU. R n , standart vektör uzayı olsun.
x j : R n  R ( p 1 ,  , p n )  p j
fonksiyonuna R n uzayında j -nci dik koordinat fonksiyonu denir. 

DİK KOORDİNAT SİSTEMİ. Tüm eksenleri birbirine dik olan koordinat sistemine dik koordinat sistemi denir. 

DİK ÜÇGEN. Bir açısının ölçüsü 90° olan üçgene dik üçgen denir. 

DİK VEKTÖRLER. Bkz. ortogonal vektörler

DİKDÖRTGEN. Bütün açıları dik olan paralelkenara dikdörtgen denir. 

DİKDÖRTGENSEL BÖLGE. Bir dikdörtgenin sınırladığı düzlemsel bölgeye dikdörtgensel bölge denir.

DİKEÇ. Bkz. sütun

DİKEY HIZ. Bir hedefin, bir gözlemciye göre, iki nokta arasındaki vektörel yer değiştirme miktarının değişim hızına dikey hız denir.

DİKLİK MERKEZİ. Bir üçgende yüksekliklerin kesişme noktasına diklik merkezi denir. 

DİKGEN DÖRTGEN. Köşegenleri birbirine dik olan dörtgene dikgen dörtgen denir. 


DİNAMİK PROGRAMLAMA. Alt problemleri çözerek ve çözümleri yeniden kullanarak karmaşık problemleri çözen bir algoritma tekniklerine dinamik programlama denir.

DİNAMO. Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren cihaza dinamo denir. 

DIOPHANT DENKLEMİ. Belirsiz değişken sayısı ikiden az olmayan tam katsayılı cebirsel denklemlere belirsiz denklem ya da Diophant denklemi denir. [Diophantus, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 3. yüzyılda yaşadı. Cebirin kurucusu olarak tanımlanır. Diophant denklemlerini çözdü.]

DİRENÇ. Elektrik akımına gösterilen zorluğa direnç denir.

DİSJÜKSİYON. Ya da bağlacı ile bağlanmış bileşik önermeye disjüksiyon denir. 

DİSK. Disk, bilgisayarlarda bilgilerin uzun dönem saklanabilmesi için kullanılan ve manyetik kayıt prensipleriyle çalışan birimlere verilen addır.

DİZEÇ. Bkz. satır

DİZEY. Bkz. matris

DİZİ  (دیزی). İlk terimi olan, her terimin, ardılı bulunan, tekrarsız ve her terime başlangıçtan itibaren sonlu sayıda adımla ulaşılabilen seri (Bertrant Russel).


DİZİ DEĞİŞKEN.  Birden fazla aynı türden değeri saklamak için kullanılan değişkene dizi değişken denir.

DİZİ PARÇASI. Verilerin ortak özelliğini temsil eden bir veya daha fazla aynı simgelerin ardışık dizilimine dizi parçası denir. 

DİZİ UZAYI. Elemanları dizi olan uzaya dizi uzayı denir. 

DİZİN. Bkz. klasör

BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK ALT SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n )  ( 0 ,  ]gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük omegası veya asimptotik alt sınırıdır denir ve,n   a ( n )  Ω ( b ( n ) )ile gösterilir.


BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK SIKI SINIRI. Bkz. bir dizinin asimptotik sınırı

BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK ÜST SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n )  [ o ,  )gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük o'su veya asimptotik üst sınırıdır denir ve,n   a ( n )  O ( b ( n ) )ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI OLMAYAN ALT SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n ) = gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin küçük omegası veya sıkı olmayan alt sınırıdır denir ve,n   a ( n )  ω ( b ( n ) )ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI OLMAYAN ÜST SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n ) = 0gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin küçük o'su veya sıkı olmayan üst sınırıdır denir ve,n   a ( n )  o ( b ( n ) )ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n )  ( 0 ,  )gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük thetasıdır veya   b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisi için sıkı sınırdır denir ve,n   a ( n )  Θ ( b ( n ) )ile gösterilir.

DİZİSEL KOMPAKT TOPOLOJİK UZAY. Bkz. dizisel kompakt uzay


DİZİSEL KOMPAKT UZAY. Bir topolojik uzayın her dizisi en az bir yakınsak alt diziye sahip olabiliyorsa bu topolojik uzaya dizisel kompakt topolojik uzay ya da kısaca dizisel kompakt uzay denir. 

Ayrıca bkz.
uzay, topolojik uzay

DML. Bkz. veri manipülasyon dili

DOĞAL LOGARİTMA. Bkz. Napier logaritması

DOĞAL HOMOMORFİZMA.   R , bir halka olsun.   I ,   R 'nin bir ideali olsun.π : R  R / I r  r + Ihomomorfizmasına doğal homomorfizma denir.

DOĞAL SAYI. Sonlu kümeler kümesi üstünde tanımlı eşgüçlülük denklik bağıntısının ortaya çıkardığı denklik sınıflarından her birine doğal sayı denir ve,nile gösterilir.

DOĞAL TABAN.  q  R n olsun. T q ( R n ) , R n uzayının q noktasındaki teğet uzayı olsun. E j q = ( δ j 1 ,  , δ j n )  olmak üzere  1  j  n için elde edilen, { E 1 q ,  , E n q } kümesine T q ( R n ) uzayının doğal tabanı denir.   

DOĞRU AÇI. Ölçüsü 180° olan açıya doğru açı denir. 

DOĞRU AKIM. Şiddeti ve akış yönü zamanla değişmeyen akıma doğru akım denir.


DOĞRU ORANTI. İki değişkenden birisi artarken diğerinin de arttığı ve birisi azalırken diğerinin azaldığı orantıya doğru orantı denir.

Ayrıca bkz.
oran, orantı, ters orantı


DOĞRU PARÇASI. Bir doğrunun üzerinde alınmış iki nokta ile sınırlandırılmış parçasına doğru parçası denir. 

DOĞRU YÖN. Bir diyotta direncin küçük olduğu yöne doğru yön denir. 

DOĞRUDAŞ NOKTALAR. Bir doğru üstünde yer alan noktalara doğrudaş noktalar denir.

DOĞRUDAŞ VEKTÖRLER. Aynı ya da paralel doğrular üzerindeki vektörlere doğrudaş vektörler denir.

DOĞRULAR DEMETİ. Bir ortak noktası bulunan doğruların ailesine doğrular demeti denir. 

DOĞRULTMA DÜZLEMİ. Bkz. rektifiyan düzlem

DOĞRULTMA YÜZEYİ. Bkz. rektifiyan yüzey

DOĞRULTMAN AÇILARI. Bkz. bir noktanın doğrultman açıları

DOĞRULTU. Bir doğruya paralel tüm doğrular bir doğrultu belirtir.

DOĞRULUK İŞLEVİ. Bkz. doğruluk fonksiyonu

DOĞRULUK ÇİZELGESİ. Bir bileşik önermenin tüm yorumları altındaki doğruluk değerlerini gösteren çizelgeye doğruluk çizelgesi denir.

DOĞRULUK DEĞERİ. Bir   p   önermesi doğru olduğunda, bu önermeye karşılık getirilen 1 sayısı ile, yanlış olduğunda, bu önermeye karşılık getirilen 0 sayılarından her birine doğruluk değeri denir.

DOĞRULUK FONKSİYONU. Doğruluk değerlerinden oluşan sıralı   n -liler kümesinden doğruluk değerleri kümesine fonksiyona doğruluk fonksiyonu denir.

DOĞRULUK KÜMESİ. Bir açık önermedeki değişkenin yerine konulduğunda açık önermeyi gerçekleyen elemanların kümesine doğruluk kümesi denir.

DOĞRUSAL ARAMA. Bir elemanın verilen bir girdi içerisinde her elemana tek tek bakılarak aranmasına doğrusal arama denir. 

DOĞRUSAL BAĞIMSIZ SİSTEM. Bkz. lineer bağımsız sistem

DOĞRUSAL DENKLEM. Bkz. lineer denklem

DOĞRUSAL PROGRAMLAMA. Bkz. lineer programlama

DOĞRUSAL SIRALANMIŞ SINIF. Elemanları için doğrusal sıralanma bağıntısı tanımlanmış sınıfa doğrusal sıralanmış sınıf denir.

DOĞRUSALLIK. Bir algoritmanın karmaşıklığı ile girdi boyutunun orantılı olmasına doğrusallık denir.  

DOKUNULMAZ SAYI. Başka bir sayının tam bölenlerinin toplamı olmayan sayıya dokunulmaz sayı denir. 

DOLAM. Bkz. halka

DOMAIN. İçinde adreslemenin veya kaynakların ortak kontrol altında olduğu bilgisayar ağı parçasına etki alanı veya domain denir. 

DONANIM. Elektronik elemanlardan oluşan ve bilgisayar sistemini oluşturan işlemci, disk, anakart, bellek birimlerine ve bunlar üzerindeki tümleşik devreler ve ara bağlantılara donanım denir. 

DONANIMSAL KESME. Donanım cihazlarının bir işlemciye bilgi vermek istediklerinden oluşturdukları kesmeye donanımsal kesme denir.

DOSYA. Depolama birimlerinde saklanan veri ve program gruplarına dosya (İng. file) denir. 


BİR DOSYANIN YOLU. Dosyaların adreslerini ifade etmeye dosyanın yolu denir.

Ayrıca bkz.
dosya


DOYMUŞ YÖRÜNGE. 8 elektronlu dış yörüngeye doymuş yörünge denir.

DÖNEL HACİM. Bir düzlemsel alanın bir eksen çevresinde dönmesi ile oluşan katı cismin hacmine dönel hacim denir. 

DÖNEL KATI CİSİM. Bir düzlemsel alanın bir doğru çevresinde dönmesi ile oluşan katı cisime dönel katı cisim denir. 

DÖNEL YÜZEY. Bir düzlem eğrisinin (düzlemsel eğrinin) düzlemdeki bir doğru etrafında dönmesi ile oluşan yüzeye dönel yüzey denir. 


BİR DÖNEL YÜZEYİN DÖNME EKSENİ. Bir dönel yüzeydeki profil eğrisinin etrafında döndüğü doğruya yüzeyin dönme ekseni denir. 


BİR DÖNEL YÜZEYİN MERİDYENLERİ. Bir dönel yüzeyde profil eğrisinin sabit bir açı ile döndürülmesi ile oluşan eğrilere yüzeyin meridyenleri denir. 


DÖNEL YÜZEYİN PARALELLERİ. Bir dönel yüzeyin profil eğrisi üzerindeki sabit bir noktanın yüzeyin dönme ekseni etrafında dönmesiyle oluşan çemberlere yüzeyin paralelleri denir. 

DÖNEM. Bkz. periyot

DÖNGÜ. 1. Bir düğümden başlayıp aynı düğümde biten ve her kenarın yalnızca bir kez kullanıldığı yola döngü denir. 2. Herhangi bir olayın birden fazla kez tekrarlamasına döngü denir. 


DÖNME AÇISI.  γ : ( α , β )  R , birim hızlı bir eğri olsun. ϕ 0 γ ˙ ( s 0 ) = ( cos  ( ϕ 0 ) , sin  ( ϕ 0 ) ) , s 0  ( α , β ) koşulunu sağlasın. Bu durumda, ϕ ( s 0 ) = ϕ 0 koşulunu sağlayan, ϕ : ( α , β )  R düzgün fonksiyonuna γ 'nın ϕ ( s 0 ) = ϕ 0 koşuluyla belirlenen dönme açısı denir. 

DÖNME ENERJİSİ. Bir cismin dönme hareketinden dolayı sahip olduğu enerjiye dönme enerjisi denir.

DÖNÜŞÜM. Programlamada, bir değişkenin türünü değiştirmeye dönüşüm denir.

DÖNÜŞÜMLER GRUBU. Bir uzayın kendi üzerine bütün birebir dönüşümlerinin birleşme işlemi ile oluşturduğu grubuna dönüşümler grubu denir. 

DÖRTGEN. Herhangi üçü aynı doğru üzerinde olmayan dört nokta ve bu noktaları verilen sırada birleştiren dört doğrunun oluşturduğu düzlemsel geometrik şekle dörtgen denir.

DUAL MATRİS. Bileşenleri dual sayılar olan matrise dual matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

DUAL UZAY. Bir vektör uzayının bütün lineer operatörlerinin oluşturduğu vektör uzayına kovektörler uzayı veya dual uzay denir ve, B n  ile gösterilir.

DUAL VEKTÖR. Bileşenleri dual sayılar olan vektöre dual vektör denir.

DURAĞAN ZAMAN SERİSİ. Bir zaman serisinin ortalaması ve varyansı simetrik bir değişme gösteriyorsa veya seri periyodik dalgalanmalardan arınmış ise bu tür serilere durağan zaman serisi denir. 

DURAKLAMA NOKTASI. Bkz. bir fonksiyonun kararlı noktaları

DURGAN. Bkz. sabit

DUVAR KAĞIDI GRUPLARI. Öklid grubunun bölüm uzayının kompakt olan alt gruplarına duvar kağıdı grupları denir. 

DUYARLI OLMAYAN ORTALAMA. Bazı gözlem değerlerine göre hesaplanan ortalamalara duyarlı olmayan ortalama denir. 

DUYARLI ORTALAMA. Bütün gözlem değerlerine göre hesaplanan ortalamalara duyarlı ortalama denir. 

DÜĞÜM. 1. Bir bağlı listedeki her bir elemana düğüm (İng. node) adı verilir. 2. İki ya da daha fazla devre elemanının bağlandığı noktaya düğüm denir. 

BİR DÜĞÜMÜN DERİNLİĞİ. Bir düğümün derinliği, düğümden ağaç köküne kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

BİR DÜĞÜMÜN YÜKSEKLİĞİ. Bir düğümün yüksekliği, düğümden ağaçtaki en alt çocuğa kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

DÜŞEN KENAR. Vuruyu oluşturan kenarlardan ikincisine izleyen kenar (İng. trailing edge) veya düşen  kenar (İng. falling edge) denir. 

Ayrıca bkz.
vuru, kenar, yükselen kenar

DÜŞÜNSEL YIĞIN. Bkz. soyut yığın

DÜŞÜŞ SÜRESİ. Vurunun yüksekten düşüğe geçmesi için gereken zamana düşüş süresi (İng. fall time) denir. 

Ayrıca bkz.

vuru, yükselme süresi


DÜZ AÇI. Bkz. doğru açı

DÜZENLİ EĞRİ. Bkz. regüler eğri.

DÜZENLİ GRAF. Bkz. regüler graf

DÜZENSİZ MATRİS. Determinantı sıfır olan matrise düzensiz matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


DÜZGÜN ÇOKGEN. Tüm kenarları ve açıları eşit olan çokgene düzgün çokgen denir.

DÜZGÜN EĞRİx ve y sürekli reel fonksiyonlar olmak üzere, C , { x ( t ) y ( t ) a  t  b ile parametrize edilmiş bir eğri olsun. C 'nin başlangıç ve bitiş noktaları sırasıyla ( x ( a ) , y ( a ) ) ve ( x ( b ) , y ( b ) ) ile temsil edilsin. Eğer x  ve y  [ a , b ] kapalı aralığında sürekli ve ( a , b ) açık aralığında aynı anda sıfır değerlerini almıyor ise C 'ye düzgün eğri denir.

DÜZGÜN PİRAMİT. Tabanı düzgün çokgen olan ve yüksekliği tabanın merkezinden geçen piramide düzgün piramit denir. 

DÜZGÜN VEKTÖR BİLEŞENLİ FONKSİYON. Eğer ϕ   vektör bileşenli fonksiyonunun her bileşeni düzgün ise ϕ   düzgündür denir. 

DÜZGÜN YAKINSAK SERİ. Kısmi toplamlar dizisi yakınsak fonksiyonlar dizisi oluşturan seriye düzgün yakınsak seri denir. 

DÜZLEMSEL DEVRE. Bir devrede devre kolları birbirini kesmeden bir düzlem üzerine çizilebiliyor ise bu devreye düzlemsel devre denir. 

DÜZLEMSEL GRAF. Eğer bir graf düzlemde herhangi iki kenarı kesmeyecek şekilde çizilebiliyorsa o grafa planer graf veya düzlemsel graf denir. 

EBEVEYN. Bir düğümden önce yer alan ve o düğüme bir dal ile bağlı olan düğüme ebeveyn denir. 

EĞİK DAİRESEL KONİ. Tepe noktasının taban düzlemine izdüşümü tabandaki dairenin merkezinde olmayan dairesel koniye eğik dairesel koni denir.

EĞRİ. Eğri tek boyutlu uzaydan   n  boyutlu uzaya sürekli bir eşleme ile tanımlanır. 

BİR EĞRİ AİLESİNİN ZARFIf ( x , y , α ) = 0 , 1-parametreli eğri ailesi verilsin. Eğer bu eğri ailesi   α   'nın her değeri için bir   C   eğrisine teğet oluyor ise   C   eğrisi   f ( x , y , α ) = 0   ailesinin bir zarfıdır denir.

BİR EĞRİLİĞİN KRİTİK NOKTALARI. Bir işaretli eğriliğin rölatif maksimum veya minimuma sahip olduğu noktalara eğriliğin kritik noktaları denir. 


EĞRİLİK. Bir eğrinin bir noktada ne kadar eğrildiğinin ölçüsüne eğrilik denir ve, κ ( t ) ile gösterilir. 

BİR EĞRİNİN BİNORMALİ. Bir eğrinin oskülatör düzlemine dik olan normaline eğrinin ikinci normali veya binormali denir ve,B  ( t )ile gösterilir.

BİR EĞRİNİN PARAMETRELEMESİ. Görüntü kümesi bir C seviye eğrisi tarafından içerilen bir parametrik eğriye C 'nin bir parametrelemesi denir. 

BİR EĞRİNİN SÜRATİ. Bir eğrinin sürati, eğrinin hızının normu ile tanımlanır.

EKLİPTİK. Dünyanın güneş çevresinde döndüğü yörüngenin üzerinde bulunduğu düzleme tutulum veya ekliptik denir.

EKSEN. Bir doğru ve bu doğrunun bir yönü seçilsin. Bu seçime bir eksen denir.

ELEKTRİK AKIMI. Elektrik yüklerinin belirli bir yöndeki hareketine elektrik akımı denir.

ELEKTRİK ALAN. Uzaydaki bir noktadaki elektrik alan,   F e   bu noktaya etkiyen elektrik kuvveti ve   q 0   olmak üzere, F e q 0 ile tanımlanır ve, E ile gösterilir.

ELEKTRİK ALANI. Bkz. elektrik alan

ELEKTRİK KUVVETİ. Elektrikli cisimleri birbirlerine uyguladığı itme veya çekme kuvvetine elektrik kuvveti denir.

ELEKTRİK POTANSİYELİ. Bir devredeki iki nokta arasındaki elektrik yükü farkına elektrik potansiyeli denir. 

ELEKTRİKLENME. Bir cismin elektron alışverişi ile (+) ya da (-) yük kazanmasına elektriklenme denir. 

ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ENERJİ. Elektrik yüklü bir cismin yükü ve konumundan dolayı sahip olduğu enerjiye elektriksel potansiyel enerji denir ve,U eile gösterilir.

ELEKTROLİTİK KONDANSATÖR. Pozitif ve negatif kutupları bulunan, alüminyum levhalar arasında asit borik eriyiğinin di-elektrik madde olarak kullanıldığı kondansatörlere kutuplu kondansatör veya elektrolitik kondansatör denir.

ELEKTROMANYETİK DALGA SPEKTRUMU. Elektromanyetik dalga çeşitlerini dalga boylarına göre sıralayan çizelgeye elektromanyetik dalga spektrumu denir. 

ELEMANTER MATRİS. Birim matrise sadece bir elemanter satır işlemi uygulayarak elde edilen matrise elemanter matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


ELEMANTER YÜK. Bir elektronun elektrik yüküne en küçük yük veya elemanter yük denir.


ELEMENT. Herhangi bir yolla kendisinden daha basit maddelere dönüştürülemeyen saf maddelere element denir.


ELİG. Elli


ELİPS. Bir düzlemde sabit iki noktaya uzaklıkları toplamı sabit olan noktalar kümesine elips denir. 

Ayrıca bkz.
bir elipsin asal ekseni, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN ASAL EKSENİ. Bkz. elipsin odak ekseni

BİR ELİPSİN BASIKLIĞI. Bir elipsin asal ekseninin uzunluğu ile yedek eksen uzunluğunun farkının asal ekseninin uzunluğuna oranına elipsin basıklığı denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN DIŞ MERKEZLİĞİ. Bir elipste odaklar arasındaki uzaklığın asal eksen uzunluğuna oranına elipsin dış merkezliği denir ve,

e


ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN MERKEZİ. Bir elipsin odaklarını birleştiren doğru parçasının orta noktasına elipsin merkezi denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN ODAK EKSENİ. Bir elipsin odaklarından geçen doğruya elipsin asal ekseni veya elipsin odak ekseni denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN TEPE NOKTALARI. Bir elipsin eksenlerinin elipsi kestiği noktalara elipsin tepe noktaları denir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, eliptik silindir

ELİPTİK PARABOLOİD. Eliptik paraboloid,z c = x 2 a 2 + y 2 b 2ile tanımlanır.

ELİPTİK SİLİNDİR. Uzayda,x 2 a 2 + y 2 b 2 = 1ile verilen yüzeye eliptik silindir denir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, kuadratik yüzey, parabolik silindir, hiperbolik silindir, küre, elipsoid, eliptik koni, tek yapraklı hiperboloid, iki yapraklı hiperboloid, hiperbolik paraboloid, eliptik paraboloid

EMPEDANS. Bir elektrik devresinin alternatif akım sinyallerine karşı gösterdiği dirence empedans denir ve Z ile gösterilir.

EN AZ ÖNEMLİ BİT. Bkz. en düşük değerli bit


EN DÜŞÜK DEĞERLİ BİT. Bir ikili sayıda en sağdaki basamağa en az önemli bit veya en düşük değerli bit (İng. least significant bit) veya kısaca LSB denir. 

EN ZAYIF ÖN KOŞUL. Bir art koşulun doğruluğunu garanti edecek en az kısıtlamaya sahip ön koşula en zayıf ön koşul denir. 

ENDOMORFİZMA. Bir vektör uzayından kendisine giden lineer dönüşüme endomorfizma denir. 

ENDÜKTANS. Enerjiyi manyetik alanda depolayan devre elemanına endüktör veya endüktans denir. 

ENDÜKTÖR. Bkz. endükstans

ENFORMASYON. Verinin ilişkili bağlantılar sonucunda anlam kazanmış haline malumat ya da enformasyon denir. 

ENGEL EĞRİSİ. Engel eğrisi ceteris paribus tüketicinin geliri ile belli bir malın talep edilen miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren şekilsel araca verilen addır.


ENIAC. Dünyanın ilk genel amaçlı sayısal bilgisayarı.

ENTEGRE DEVRE. Aynı veya farklı çeşit elektronik devre elemanlarının bir düzen içerisinde ve bir fonksiyon amacıyla bir araya getirilmesiyle oluşan yeni elemana tüm devre veya entegre devre denir. 

EPİMORFİZMA. Örten homomorfizmaya epimorfizma denir. 


ERİME ISISI. Bir kilogramlık maddenin katı-sıvı dönüşümü için eklenmesi ya da çıkarılması gereken enerjiye erime ısısı denir ve, L e ile gösterilir.

Bkz.
buharlaşma ısısı


ESAS İDEAL. Tek bir eleman ile üretilen ideale esas ideal denir.


ESAS İDEAL BÖLGESİ. Her ideali esas ideal olan tamlık bölgesi temel ideal bölgesi veya esas ideal bölgesi denir. .


ESAS İDEAL HALKASI. Her ideali esas ideal olan halkaya esas ideal halkası denir.


ESNEKLİK MODÜLÜ. Zorlamanın zorlamaya oranına esneklik modülü denir. 

Ayrıca bkz.
esnek malzeme


ESNEK MALZEME. Eğer bir malzeme kuvvet uygulandığında deforme oluyor ve kuvvet kaldırıldığında tekrar ilk şekline dönüyor ise bu tür malzemelere esnek malzeme denir. 

Ayrıca bkz.
esneklik modülü


EŞ KUVVETLİ KÜMELER. Aralarında bire bir ve örten eşleme tanımlanabilen iki sonlu   A   ve   B   kümesine eşgüçlü kümeler, eş kuvvetli kümeler veya denk kümeler denir ve,A  Bile gösterilir.

EŞDEĞERLİ SAYILAR. Tam bölenlerinin toplamı eşit olan sayılara eşdeğerli sayılar denir. 

EŞDEĞERLİK BAĞINTISI. Bkz. denklik bağıntısı

EŞİT KÜMELER. Elemanları aynı olan iki kümeye eşit kümeler denir. 

EŞİT MATRİSLER.   A   ve   B   matrisleri verilsin.   A = ( a i j ) m × n   ve   B = ( b i j ) m × n   olsun.   i = 1 , , m   ve   j = 1 , , n   için,   a i j = b i j   ise   A   ve   B   matrisleri eşittir denir ve, A = B ile gösterilir.

EŞİT OPERATÖRLER.   B n , bir lineer uzay olsun.   α   ve   β   iki lineer operatör olsun.   α   ve   β   operatörlerinin her   x B n   vektörü üzerindeki izleri eşit olur ise   α   ve   β   operatörleri eşittir denir ve, α = β ile gösterilir.

EŞİTSİZLİK SİSTEMİ. Ortak çözümleri aranan eşitsizlikler kümesine eşitsizlik sistemi denir. 

EŞKENAR BEŞGEN. Bkz. eşkenar çokgen

EŞKENAR ÇOKGEN. Kenarları eşit uzunlukta olan çokgene eşkenar çokgen denir. 

EŞKENAR DÖRTGEN. Karşılıklı kenarların her iki çiftinin paralel olduğu ve tüm kenarların aynı uzunlukta olduğu dörtgene eşkenar dörtgen denir. 

Ayrıca bkz. 
eşkenar üçgen


EŞKENAR ÜÇGEN. Üç kenar uzunluğu da eşit olan üçgene eşkenar üçgen denir.


EŞÜRÜN EĞRİSİ. Eşürün eğrisi, ceteris paribus aynı toplam ürünü veren girdi bileşenlerini gösteren şekilsel araca verilen addır.

EŞYAPI DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. izomorfizma

ETHICAL HACKING. Siber saldırılarda hacker’ların sistemlere sızmak ve hassas bilgileri çalmak için kullandığı teknik ve yöntemleri kurumların güvenlik seviyesini arttırmak amacıyla kullanarak siber tehditlere ve veri sızıntılarına karşı korumaya çalışılması aynı zamanda daha etkili defansif yöntemlerin geliştirilmesi işlemi ethical hacking olarak adlandırılır.

ETKİ BÜYÜKLÜĞÜ. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkinin gücüne etki büyüklüğü (İng. effect size) denir ve,

γ

ile gösterilir.  

EULER DOĞRUSU. Bir üçgende ağırlık merkezi ve diklik merkezinin belirttiği doğruya Euler doğrusu denir. [Leonhard Euler, İsviçreli matematikçi. 1707'de Basel'de doğdu. Aşkın sayılar teorisi, analitik sayılar teorisi ve graf teorisini geliştirdi. Euler sabitinin tanımını verdi. 1783'te St. Petersburg'da öldü.]

EULER DOLAŞIMI. Her kenarın tam olarak bir kez kullanıldığı yola Euler yolu veya Euler dolaşımı denir. 


EULER GRAFI. Eğer bir graf Euler turu içeriyorsa bu grafa Euler grafı denir.

Ayrıca bkz.

graf, Euler turu


EULER TURU. Her kenarın tam olarak bir kez kullanıldığı ve başladığı noktaya geri dönen yola Euler döngüsü veya Euler turu denir.

EULER ÜÇGENİ. Kenarları büyük çemberin çevresinin yarısından küçük olan küresel üçgene Euler üçgeni denir. 

EVREN. Belirli özelliğe sahip tüm gözlemlerin oluşturduğu topluluğa yığın veya evren denir ve, N

ile gösterilir.

EYLEMSİZ REFERANS SİSTEMİ. Newton yasalarının geçerli olduğu referans sistemine eylemsiz referans sistemi denir. 

EYLEMSİZLİK MOMENTİ. Bir eksen etrafında döndürülmek istenen cismin ortaya koyduğu dirence ikinci moment veya eylemsizlik momenti denir. 

EZBERLEME. Bir problemin alt kümelerinin çözümlerini tekrar tekrar hesaplamak yerine bilgisayar hafızasında saklayan yönteme ezberleme denir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder