Gün gibi tulû' itdi bu şeb necm-i hidâyet
Iyd itdi şeb-i kadre irüp ehl-i velâyet
Kürsiye çıkup meclise envârını yaydı
Şeyhüm o gözüm nûrı o hurşîd-i sa`âdet
Nâkısları tekmîl nedür ehl-i kemâle
Bedrile hilâlüm benüm ol şems-i kerâmet
Bir sencileyin zerre-i nâ-çîze ne yetmez
Ol mihr-i cihân-tâb u ziyâ-güstere nisbet
Yahyâ hazer it pâyı kilîmünden uzatma
Mestâne misün sen de nedendür bu harâret
Mef`ûlü mefâ'îlü mefâ'îlü fa'ûlün
1- Hidayet yıldızı bu gece güneş gibi doğdu. (Sanki) ermişler ehli Kadir gecesine erişip bayram etti.
hidayet: doğru yol
2- Kürsüye çıkıp meclise ışıklarını yaydı. Şeyhim, (ah) o gözümün nuru, (ah) o saadet güneşi.
saadet: mutluluk
3- Kemâl ehli için eksikleri tamamlamak nedir (ki)? O keramet güneşi benim dolunay ile hilalimdir.
kemâl: olgunluk, tamamlanmışlık
keramet: ermişlerde bulunan harikulade haller
4- Dünyayı ısıtan ve ona ışık yayan güneşin yanında senin gibi bir değersiz zerreye ne yetmez?
zerre: parçacık
5- Ey Yahya, ayağını sakın kiliminden (dışarı) uzatma. (Yoksa) sen de mi sarhoşsun nedir bu hararet?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder