İÇİNDEKİLER

İÇERİKLER

11 Mart 2022 Cuma

Türk Eğitim Sen Nereye Koşuyor?

 

1990 lı yıllarda demokratikleşme adımlarından sonra ülkemizde işçilerin sendikal örgütlenmelerinden sonra memurların sendikal örgütlenmesine de izin verildi. 1992 yılında bir sendika kurulmuştu. Türk Eğitim Sen.

Türk Eğitim Sen o yıllardan bu yıllara kadar memurun sesi oldu, hakkını savundu hatta MHP’li dendiği halde DSP MHP koalisyonu döneminde MHP’li vekillere en sert tepkileri gösterdi memurların hakkı, maaş zammı vs için.

Bugün Türk Eğitim Sen nerede? Ben söyleyeyim. Genel Başkan İsmail Koncuk’un siyasete çok fazla bulaşmasıyla başlayan bir çalkantılı dönemim ve bir karanlığın içinde. Sendikayı kullanarak MHP teşkilatlarına gizliden ayar vermeye çalışan bir genel başkanın, balans ayarı ile koltuktan uzaklaştırılması ile başlayan çalkantılı bir dönem başlamış oldu sendika için. Talip Geylan göreve geldikten sonra bir kesimin beklentisi Koncuk ile birlikte siyasete bulaşmış “ayarcı” tayfanın sendikadan tasfiye edilmesi idi. Ancak beklenen ilk etapta olmadı. Bu tasfiyenin olmaması ilk kırılmayı getirdi sendikada. Yakın zamanda düzenlenen kongrede tasfiyenin yine sınırlı kalması ikinci kırılmayı getirdi. Tasfiye olmaması bir kırılma meydana getirirken tasfiye edilenlerin de sert bir şekilde tasfiye edilmesi üçüncü bir kırılmayı getirdi. Yıllarca MHP sayesinde sendika başkanlığı yapan şube başkanları, MHP’nin sendikaya müdahale ettiği gerekçesi ile sendikadan ayrıldılar ve yeni bir sendika kurdular. Şu anda da Memur Sen ve Kamu Sen küskünlerini bünyelerinde toplamaya çalışıyorlar.

Ne garip çelişkidir ki gelinen noktada yıllarca hükümet yanlısı diye eleştirilen sendika bile hükümete karşı itiraz sesi yükseltirken Türk Eğitim Sen’in memurun hakkını koruma noktasında sessiz kalması ya da sesinin kısık çıkması sendikayı dördüncü kırılma noktasına taşımış görünüyor.

Öğretmenlik meslek kanunu konusunda, memur maaş zamları konusunda çok cılız ses çıkartabilen Türk Eğitim Sen, Müfettişlik kadroları ile ilgili çıkarılan yönetmelik, danışmanlık tedbiri kararı ile öğrencilerin okullarda takibinin yapılması, il ve ilçe müdürlüklerinde yapılan hukuksuz uygulamalar, bakanlık kadrolarında yaşanan çalkantılar, şube müdürlerinin problemleri ve bu kadrolara atama sorunları ile ilgili hiç ses çıkarmamıştır. Halbuki bu konularda Türk Eğitim Sen’in yandaş diye suçladığı sendika bile açıklamalar yapmış, yetmemiş Bakan ile görüşmüş ve taleplerini iletmiş hatta iptal davaları açmıştır.

“Yandaş” olarak suçlanan sendikaya mensup bürokratların bile açıkça eleştirdiği uygulamalar, açılan iptal davaları varken; bürokrat atayamayan, referans olup da atayabildiği bürokratları da “yandaş sendika” içindeki “eski ülkücülerden” seçen, neredeyse artık herhangi bir MEB uygulaması veya yönetmeliğine iptal davası bile açamayan, eylem yapamayan, bir yaptırımı, bir etkisi ve bir sesi kalmayan Türk Eğitim Sen ile karşı karşıyayız. Yani demem o ki, ne işe yaradığı belli olmayan bir yapı haline dönüşmeye başlayan bir sendika ile karşı karşıyayız. İtiraz desen yok, faydalanma desen yok. Üyelerine saygı duyma desen o da artık tartışılır.

Karar verin beyler. Bu sendika şu an ne yapmaya çalışıyor? Anlayan çıksın anlatsın. 

Emeği geçen tüm teşkilat mensuplarını tebrik ediyor, alayını istifaya davet ediyorum.

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder