Türk Milliyetçiliği Ne Değildir?

 

Türk Milliyetçiliği Ne Değildir?

Ülkemizde Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Galip Erdem gibi isimlerle başladığı düşünülse de, aslında Ziya Gökalp, Yusuf Akçura ve hemen arkasından Mustafa Kemal ATATÜRK’e dayanan bir ideolojidir Türk Milliyetçiliği. Nitekim Osmanlı Devleti’nin yıkılışı ve Cumhuriyetin kurulması döneminde ATATÜRK ile birlikte zirveye yerleşmiş Türk Milliyetçiliği çeşitli suretlerde siyasette görünse de esasında kurucu unsur Türk Milleti kabul edildiği için hiç gündemden düşmemiş ve her dönem kitleler içinde taraftar bulmuştur.

Türk Milliyetçiliği ile ilgili alan yazında birçok açıklama bilimsel makale bulabiliriz. Hatta Ziya Gökalp’in Türkçülüğün Esasları isimli eseri bu konuda bir başyapıt. Bu eseri okumadan Türkçülük ve Türk Milliyetçiliği ile ilgili yorum yapmak doğru olmaz desek yeridir hani.

Burada Ziya Gökalp’in sözlerinin üstüne söz söyleyecek değiliz elbet. Bir adım ilerisi olarak da ATATÜRK’ün sözlerinin üstüne söz söylemeyelim ve konumuza dönelim. Türk Milliyetçiliği ne değildir sorusuna cevaplarımızı sıralayalım.

Söyleyeceklerimiz de kendini Türk Milliyetçisi olarak tarif eden ve siyasi alanda kendine yer açmaya çalışan ve hatta açmakta başarılı olduğunu sanan çakma milliyetçilere gelsin.

Türk Milliyetçiliği Ne değildir?

Ziya Gökalp’i, Yusuf Akçura’yı, Mustafa Kemal’i yok saymak değildir.

Türk Milliyetçisiyim deyip, ülkesine bir kuruş faydası olmamak değildir. Vergi kaçırandan Türk Milliyetçisi olmaz! Askere gidiyorum diye koskoca şehrin ana caddesini trafiğe kapatıp yol ortasında halay çekmek milliyetçilik değildir. Ellerinde Türk Bayrağıyla, şehrin sokaklarını alt üst etmek, durup trafiğin ortasında ellerinde Türk Bayrakları ile bozkurt işareti yaparak eğlenmek, halay çekmek, vatan sana canım feda naraları atmak milliyetçilik değildir.

Arabaların arkasına Türk Bayraklı, bozkurtlu, rabialı, Atatürk’lü resimler çizdirip, abart egsoz ile milleti rahatsız etmek, trafikte makas atmak, son ses müzik dinleyerek tüm şehri, çoluk çocuğu, hastası olanı ayağa kaldırmak milliyetçilik değildir.  

Sokağın, caddenin kenarına bir tabure atıp, elinde tespihle akşama kadar geleni geçeni seyretmek, herkesi gözleriyle rahatsız etmek, yerlere tükürerek, bağlaç yaptığı küfürleri havada uçuşturarak etrafında kim var kim yok umursamadan yaşamak, konuşmak milliyetçilik değildir.

Büyüğünü bilmeyen ve saymayan, küçüğünü sevmeyen, devletine milletine faydam olsun diye bir tane bile iş yapmamış, yoldaki taşı bile kenara atmamış adamdan Türk Milliyetçisi olmaz.

Atasını bilmeyen, atasına saygısı olmayan, kendi için istediğini milleti için isteyemeyen, kendi rahat içinde yaşarken kimseye faydası olmayan, işine geldiğinde zengini işine geldiğinde fakiri hor gören veya savunan, paraya, makama, güce fikirlerini satan, Türk Milliyetçisi olamaz.

Bilime önem vermeyen, sadece geçmişiyle övünen, eli başkalarının cebinden çıkmayan, çalışmayan, üretmeyen, değer vermeyen ve değer katmayan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın diyen, parasına ve çıkarına bakan gerisi ile ilgilenmeyen milliyetçi olamaz.

Konu hakkında üç cümle kuramayan, Ne Mutlu Türk’üm Diyene sözünü idrak edememiş olan milliyetçi olamaz.

Ülkesini evi gibi, milletini ailesi gibi görmeyen milliyetçi olamaz.