Uygulamalı Matematik Sözlüğü Backbone-Byte

 BACKBONE. Yoğun internet trafiği taşıyan yüksek hız ağına backbone denir.

BACKDOOR. Backdoor, çeşitli senaryoları ve teknikleri kullanarak bir yazılım veya sistemde giriş çıkış noktaları sışında bilerek veya bilmeyerek oluşturulan, sisteme veya yazılıma erişimin mümkün olduğu ya da sistemden veya yazılımdan veri çıkışının mümkün olduğu açık noktalara verilen addır.

BACK-END. Bir web sitesinin arka planda çalışan kısmına back-end denir.

BACKUS-NAUR FORM. Backus-Naur Form veya kısaca BNF, 1950'li yıllarda John Backus ve Peter Naur tarafından yapılan çalışmaların sonucu olarak geliştirilen ve 1960'tan sonra programlama dilleri için standart olarak kullanılan meta dile verilen addır. [John Backus, Amerikalı matematikçi. 1924'te Wilmington'da doğdu. 1942'de liseden mezun oldu. Aynı yıl Virginia Üniversitesi Kimya Bölümüne girdi ancak buradan ayrıldı. Orduya katıldı. Haverford College'da tıp ve  Pittsburgh Üniversitesinde mühendislik eğitimi aldı. Atlantik Şehir Hastanesinde çalıştı. Columbia Üniversitesinden matematik alanında 1949'da lisans ve bir yıl sonra yüksek lisans derecesi aldı. 1950'de IBM'e girdi. 1954'te Fortran dilini geliştirdi. 1977 Turing ödülünü kazandı. 1991'de emekli oldu. 2007'de Ashland'da öldü. Peter Naur, Danimarkalı bilgisayar bilimci. 1928'de Frederiksberg'de doğdu. 1957'de felsefe doktoru derecesi aldı. 1959-1969 arasında Regnecentralen şirketinde çalıştı. Niels Bohr Enstitüsü ve Danimarka Teknik Üniversitesinde ders verdi. 1969-1998 arasında Kopenhag Üniversitesinde profesör olarak görev yaptı. Programlamayı matematiğin bir dalı olarak gören biçimci ekolü reddetti. Bilgisayar bilimi yerine veri bilimi denmesini önerdi. 2005 Turing ödülünü kazandı. 2016'da Herlev'de öldü.]

BAD SECTOR. Bad sector, disk üzerinde bozulduğu için kullanılmaz hale gelen bölümlere verilen addır.

BAĞ ENERJİSİ. Bağ oluşurken açığa çıkan veya bu bağı kırmak için verilmesi gereken enerjiye bağ enerjisi denir. 

BAĞDAŞABİLİR SİSTEM. Birinci basamaktan   F ( x , y , z , p , q ) = 0   denkleminin çözümü aynı zamanda   Φ ( x , y , z , p , q ) = 0   denkleminin de çözümü oluyor ise, F ( x , y , z , p , q ) = 0 Φ ( x , y , z , p , q ) = 0 sistemine bağdaşabilir sistem denir.

d y d x + p ( x ) y = q ( x ) y nile tanımlanır. [Jakob Bernoulli, İsviçreli matematikçi. 1655'te Basel'de doğdu. Büyük sayılar yasasını buldu. Bernoulli diferansiyel denklemini çözdü. 1705'te Basel'de öldü.] 

BAĞIMLI DEĞİŞKEN. Bir araştırmacı tarafından açıklanmaya çalışılan değişkene bağımlı değişken denir. 

BAĞIMLI KAYNAK. Devrede tanımlı bir gerilime veya akıma bağlı olan kaynağa bağımlı kaynak denir ve,
ile gösterilir.

BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN. Bağımlı değişkendeki toplam değişimleri açıklayan değişkene açıklayıcı değişken veya bağımsız değişken denir. 

BAĞIMSIZ KAYNAK. Çekilen akım ne olursa olsun kaynak değerinin değişmedi ve devredeki bir elemana bağlı olmayan kaynağa bağımsız kaynak denir ve,
    
ile gösterilir.

BAĞINTI. Bkz. 2-li bağıntı

BAĞLAMA. Derlenmiş ara kodun diğer kütüphane ve parça programlarla birleştirilerek makine dilinde program oluşturulmasına bağlama denir.

BAĞLANMA EĞRİSİ. Bkz. piyasa talep eğrisi

BAĞLANTI DÜZENLEYİCİ. Bkz. bağlayıcı

BAĞLANTILI KÜME. Bir kümenin herhangi iki noktası küme içinde kalan bir eğri ile birleştirilebiliyor ise o kümeye bağlantılı küme denir. 

BAĞLAYICI. Bağımsız bir şekilde çevrilmiş makine dili programlarını birleştiren ve tüm tanımlanmış etiketleri çalıştırılabilir bir dosyada çözümleyen sistem programına bağlantı düzenleyici veya bağlayıcı denir. 

BAĞLAYICI ELEKTRON ÇİFTİ. Lewis yapısında ortaklaşa kullanılan elektron çiftlerine bağlayıcı elektron çifti denir.

Ayrıca bkz.
ortaklanmamış elektron çifti

BAĞLI LİSTE Her elemanın bir sonrakine işaret ettiği veri yapısına bağlı liste denir. 

BAKIŞIM. Bkz. simetri

BAKLAVA. 60° açılı eşkenar dörtgene baklava denir.

BANACH UZAYI. Bir normlu uzay tam ise o normlu uzaya Banach uzayı denir. [Stefan Banach, Polonyalı matematikçi. Fonksiyonel analizin kurucusu. 1892'de Kraków'da doğdu. 1910'da lise derecesi aldı. Polonya 1918'de bağımsızlığını kazandıktan sonra Banach'a Lwów Polytechnic'te asistanlık verildi. 1919'da Steinhaus, Nikodym ve diğer birkaç Krakov matematikçisi Władysław Ślebodziński, Leon Chwistek, Alfred Rosenblatt, Włodzimierz Stożek ile birlikte, sonunda Polonya Matematik Derneği haline gelen bir matematik topluluğu kurdu. 1920'de Lwów Polytechnic'te asistanlığa başladı. Steinhaus'un desteği, aslında bir üniversiteden mezun olmadan da doktora almasına izin verdi. Lwów'daki Kral II. John Casimir Üniversitesi tarafından 1920'de kabul edilen ve 1922'de yayınlanan doktora tezi, kısa süre sonra tamamen yeni bir matematik dalı haline gelecek olan fonksiyonel analizin temel fikirlerini içeriyordu. Tez akademik çevrelerde geniş çapta tartışıldı ve 1922'de Lwów Polytechnic'te profesör olmasına izin verdi. Aynı zamanda, 1922'den itibaren Banach, Lwów Üniversitesi'nde ikinci Matematik Kürsüsü'ne başkanlık etti. 1924'te Polonya Öğrenim Akademisi'nin bir üyesi olarak kabul edildi. Başlangıçta Profesör Antoni Łomnicki'nin bir asistanı olan Banach, 1927'de kendi kürsüsünü aldı. 1945'te Lviv'de öldü. En önemli eseri, genel fonksiyonel analiz teorisi üzerine ilk monografi olan 1932 tarihli Théorie des opérations linéaires'tir.]

BANT GENİŞLİĞİ. 1. Birim zamanda tamamlanan işlerin sayısına iş miktarı veya bant genişliği denir. 2. Bir ağ bağlantısının veri taşıma kapasitesine bant genişliği denir.

BARA. Aynı gerilimdeki besleme hattı veya çıkışlarının toplandığı ve dağıtıldığı boru veya iletken çubuğa bara denir.

BASAMAK. Bir sayının rakamlarının bulunduğu yere basamak denir. 

BASİT DÜĞÜM. Yalnız iki elemanın bağlandığı düğüme basit düğüm denir.  

BASİT DÜĞÜM NOKTASI. Bkz. düğüm noktası

BASİT FAİZ. Bir miktar paranın yalnızca bir dönem faizlendirilmesine basit faiz denir.

BASİT FONKSİYON. Sonlu sayıda değerler alan fonksiyona sade fonksiyon ya da basit fonksiyon denir. 

BASİT REGRESYON. Bir bağımlı değişkenin bir bağımsız değişken yardımıyla tahmin edildiği model yaklaşımına basit regresyon denir.

BAŞLANGIÇ DEĞERİ 1. Bir integralin veya türev probleminin çözümünü belirlemek için verilen koşula başlangıç değeri denir. 2. Bir diferansiyel denklemin veya bir fonksiyonun belirli bir noktadaki değerine başlangıç değeri denir. 3. Bir fiziksel sistemin başlangıçtaki durumunu belirten değere başlangıç değeri denir. 4. Bir sistemin veya algoritmanın başlamadan önceki ilk durumu veya giriş değerine başlangıç değeri denir. 5. Bir değişkenin veya veri yapısının tanımlandığında aldığı ilk değere başlangıç değeri denir. 6. Döngü başlamadan önce değişkene verilen ilk değere başlangıç değeri denir.
7. Model parametrelerin eğitim sürecine başlamadan önce aldığı ilk değere başlangıç değeri denir.

BASİT SERİ. Sayısal değerler alan değişkenler için elde edilen verilerin küçükten büyüğe doğru sıralanması ile elde edilen diziye sıralı seri veya basit seri denir. 

BATARYA. İki ucu arasında sabit bir potansiyel fark oluşturan ve bunu sürekli kılan cihazlara batarya denir ve,
"biri uzun diğeri kısa iki çizgi"
ile gösterilir.

BAY. Bay, bilgisayar kasalarının üzerinde CD-ROM, sabit disk, disket sürücü gibi donanımların yerleştirilmesi için ayrılmış bölümlere verilen addır.

BAYAĞI KESİR. Bkz. adi kesir

BAZ. 1. Bkz. Hamel bazı 2. Baz, spot fiyat ile futures kontrat fiyatı arasındaki mutlak farkı ifade eder. 

BAZ YÜZDESİ. Kontratın fiyatı ile dayanak varlığın gerçek fiyatı arasındaki farkın yüzdesel olarak ifadesine baz yüzdesi denir.

BELİRLEME BOŞLUKLARI Herhangi bir saat çevriminde komutların belirlenebileceği pozisyonlara belirleme boşlukları denir.

BELİRLİ KESME Pipelined bilgisayarlarda, her zaman kesmenin nedeni olan doğru komutlarla ilişkilendirilmiş kesmelere belirli kesme denir. 

BELİRSİZ GRAMER. Bir gramerde bir cümlesel biçim iki veya daha fazla ayrıştırma ağacı oluşturuyor ise o gramere belirsiz gramer denir. 

BELİRSİZ KESME Pipelined bilgisayarlarda, kesmenin nedeni olan doğru komutlarla ilişkilendirilmemiş kesmelere belirsiz kesme denir. 

BELLEĞE ERİŞİM SÜRESİ. Bir bellek gözünün içeriğinin okunması veya bir bellek gözüne veri yazılması süresine belleğe erişim süresi denir.

BELLEK. Bilgisayarda bilgileri saklayan birimlere bellek denir. 

BELLEKSİZ DEVRE. Bkz. kombinasyonel devre

BERNOUILLI KELEBEĞİ. Bernoulli kelebeği( x 2 + y 2 ) 2 = a 2 ( x 2  y 2 ) ile tanımlanır. 

BERNOUILLI RASTGELE DEĞİŞKENİ. İki farklı durumu tanımlamakta 0 ve 1'i kullanan rastgele değişkenlere Bernouilli rastgele değişkeni denir. 

Ayrıca bkz.
rastgele değişken


BETİMSEL İSTATİSTİK. Yığındaki tüm birimlerden ilgili değişken veya değişkenler bakımından verilerin toplanması, düzenlenmesi ve yorumlanmasına betimsel istatistik denir.

BİÇİM NİTELEYİCİ Biçim niteleyici, printf ve scanf gibi fonksiyonlarla nasıl işleneceğini belirleyen sembollerdir.

BİÇME. Bkz. prizma

BIG DATA. Big data, çok büyük ve karmaşık veri setlerini ifade eder.

BİKONDİSYONEL ÖNERME. Ancak ve ancak bağlacı ile bağlanmış önermeye bikondiyonel önerme denir.

BİLDİRİM. Bkz. teyit

BİLEŞİK FAİZ. Bileşik faiz, önceki dönemlerde elde edilen faizle beraber anapara üzerinden biriken faizi ifade eder.

BİLEŞİK KESİR. Payı paydasından küçük olmayan kesire bileşik kesir denir.

BİLEŞİK ORANTI. İçinde üç ya da daha fazla oran bulunduran orantılara bileşik orantı denir. 

BİLEŞİK ÖNERME. Kendisinden başka bir ya da daha fazla bileşeni olan önermeye bileşik önerme denir. 

BİLEŞİK SAYI. Asal olmayan ve 1'den büyük olan tam sayıya bileşik tam sayı veya kısaca bileşik sayı denir. 

BİLEŞİK SERİ. Gözlem değerini iki veya daha fazla değişkene göre bir araya getiren serilere bileşik seri denir. 

BİLEŞİK SINIFLAMA. Bir kütleyi oluşturan birimler bir değişkenin şıklarına göre sınıflandıktan sonra, diğer bir değişkenin şıklarına göre tekrar sınıflama işlemi yapılmasına vasıf kombinezonu veya bileşik sınıflama denir.

BİLEŞİK TAM SAYI. Bkz. bileşik sayı


BİLEŞKE VEKTÖR. İki ya da daha çok vektörün toplamına bileşke vektör denir ve, R ile gösterilir.

Bkz.
vektör


BİLGİ. Verinin işlenmiş ve bir anlam ifade eden haline bilgi denir. [<Yeni Tr. bilgü < Yeni Tr. bili < Eski Tr. bilig < Eski Tr. bil-]

BİLGİ SİSTEMİ. Bilginin toplanması, işlenmesi, yeni bilginin elde edilmesi ve bilginin saklanması işlevlerini gerçekleştiren donanım, yazılım ve bilgi araçlarına kümesine bilgi sistemi denir.

BİLGİSAYAR. Dış dünyadan aldığı veriler üzerinde aritmetiksel ve mantıksal işlemler yapabilen, bu işlemin sonuçlarını yazılı veya görüntülü olarak bildiren, istenildiğinde istenildiği kadar saklayabilen elektronik makineye bilgisayar denir.  

BİLGİSAYAR AĞI Bkz. ağ


BİLGİSAYAR DONANIMI. Bilgisayar donanımı genel olarak, elektronik elemanlardan oluşan ve bilgisayar sistemini oluşturan işlemci, disk, ana kart, bellek gibi birimlere ve bunlar üzerindeki tümleşik devrelere ve ara bağlantılara verilen adlandırmadır. 


BİLGİSAYAR MİMARİSİ. CPU, ana bellek, ikincil bellek ve kontrol devrelerinden oluşan ve bunların birbirleriyle ilişkilendirilmesini tanımlayan modele bilgisayar mimarisi denir. 

BİLGİSAYAR ORGANİZASYONU. Bilgisayar organizasyonu, bilgisayar mimarisine bağlı özellikleri yürüten operasyonel birimleri ve bunların ara bağlantılarını ifade eder.

BİR BİLGİSAYARIN HIZI. Bir bilgisayarın hafızası ile işlemcisi arasındaki bağlantı hızı bilgisayarın hızı olarak adlandırılır.

BİLİMSEL ARAŞTIRMA. Bilimsel araştırma, sistematik veri toplama ve araştırma sürecine verilen addır. 

BİLİMSEL BİLGİ. Doğa olaylarını açıklayan, geçerliği ve kesinliği kanıtlanabilen düzenli bilgiye bilimsel bilgi denir. 

BİLİMSEL NOTASYON. Sayıları ondalık ayracının solunda tek bir dijit kalacak hâle getiren notasyona bilimsel notasyon denir.

BİLİMSEL YÖNTEM. Kanıtlanmış bilgi elde etmek için izlenen yola bilimsel yöntem denir. 

BİLİNEER FONKSİYON.  f , iki değişkenli bir fonksiyon olsun. Eğer f , her iki değişkene göre lineer ise f bilineerdir denir.

BİLİNMEYEN. Bir denklemi sağlayan sayılara karşılık gelen sembole bilinmeyen adı verilir. 

BINARY DIGIT. Bkz. bit

BİNOM KATSAYISI.   n   bir doğal sayı olmak üzere,( x + y ) n =  i = 0 n ( n i ) x i y n  iise   ( n i )   sayılarına binom katsayısı denir.

BİNORMAL. Bkz. bir eğrinin binormali

BİR BİLİNMEYENLİ DOĞRUSAL KONGRÜANS. Bkz. bir bilinmeyenli lineer kongrüans

BİR BİLİNMEYENLİ LİNEER KONGRÜANS.   m > 0   olmak üzere,a x  b ( m )formundaki denklemlere bir bilinmeyenli lineer kongrüans denir.

BİRE BİR DİZİ. Birbirinden farklı elemanlardan oluşan diziye bire bir dizi denir.

BİRE BİR FONKSİYON. Bir fonksiyonun tanım kümesindeki her elemanın görüntüsü farklı ise o fonksiyona bire bir fonksiyon denir. 

BİRE BİR YAPI DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. monomorfizma

BİREYSEL VERİ İÇİN GEOMETRİK ORTALAMA. Bireysel veri için geometrik ortalama veya kısaca bireysel veri için GO, (i) eğer veri sayısı az ise   N   gözlem sayısı ve   X i   gözlem değeri olmak üzere, i = 1 N X i Nile; (ii) eğer veri sayısı fazla ise,log  G O = 1 N  i = 1 N log  X iile tanımlanır.

BİRİM. 1. Bir niceliği ölçmek için kendi cinsinden örnek seçilen değişmez parçaya birim denir. 2. Üzerinde gözlem ve ölçüm yapılan ve anakütleyi oluşturan en küçük öğeye olgudenek veya birim adı verilir. 

BİRİM KESİR. Payı 1 olan kesire birim kesir denir. 

BİRİKİMLİ ORANSAL FREKANS DAĞILIMI. Bkz. kümülatif oransal frekans dağılımı

BİRİM AFİNOR.  t bir tensör olsun. Eğer t ( x , ξ ) = ξ x ise t 'ye birim tensör veya birim afinor denir. 

BİRİM ELEMAN.   ( S , * ) , bir ikili yapı ve   e  S   olsun. Her   s  S   için,e * s = s * e = sise   S 'nin   e   elemanı,   *   için birim elemandır denir.

BİRİM FONKSİYON. Her elemanı kendisine eşleştiren fonksiyona birim fonksiyon denir ve,Iile gösterilir.

BİRİM HIZLI EĞRİ.  γ : ( α , β )  R n , bir parametrik eğri olsun. Eğer her t  ( α , β ) için,  γ ˙ ( t bir birim vektör ise  γ  eğrisine birim hızlı eğri denir. 


BİRİM KESİR.  Payı 1 olan kesire birim kesir denir.


BİRİM MATRİS. İkinci işlemi birimli olan halka. Esas köşegen üzerindeki elemanları 1 diğer elemanları sıfır olan kare matrise birim matris denir ve,


I n

ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

BİRİM TEĞET VEKTÖRÜ.   f : I   n , bir vektör değerli fonksiyon olsun.   t  I   olsun.   f 'nin   t   noktasındaki birim teğet vektörü,f  ( t )  f  ( t ) ile tanımlanır.

BİRİM TENSÖR. Bkz. birim afinor.


BİRİM VEKTÖR. Normu 1 olan vektöre birim vektör denir.

Bkz. 
vektör, norm


BİRİMLİ DOLAM. Bkz. birimli halka

BİRİMLİ HALKA. İkinci işlemi birimli olan halkaya birimli halka denir.

BİRİMSEL MATRİS. Bkz. üniter matris

BİRİMSEL UZAY. Bkz. üniter uzay

BİRİNCİL ANAHTAR. Bir tabloda bulunan veri sıralarını birbirinden ayırmayı sağlayan kısıtlama yapısına birincil anahtar denir.

BİRİNCİL BELLEK. Bkz. ana bellek

BİRLEŞİK ATAMA OPERATÖRÜ Bir değeri bir değişkene atarken aynı anda aritmetik veya bit düzeyinde işlem yapan operatörlere birleşik atama operatörü denir.

BİRLEŞİK ÇARP TOPLA. Hem çarpma hem de toplama yapan fakat yuvarlama işlemini sadece bir kez ve toplama sonrası gerçekleştiren kayan noktalı komut, birleşik çarp topla olarak adlandırılır.

BİRLEŞİM. Verilen iki ya da daha fazla kümeden en az birine ait olan elemanlar kümesine birleşim denir ve,ile gösterilir.

BİT. 1. 0 ve 1 rakamlarına bit denir. 2. Bir sayının ikilik tabandaki karşılığına bit denir. 3. Bilginin oluşturulmasını ve bilgiye ulaşılmasını sağlayan görsel, işitsel, yazılı veya basılı araçlara bilgi ve iletişim teknolojileri veya kısaca bit denir. 

BİT BİT OPERATÖRLERİ. Sayıların kendileri yerine bitlerini kullanan operatörler bit bit operatörleri olarak adlandırılır.

BİT DERİNLİĞİ. Bir görselde piksel başına ayrılan çalışma belleği miktarına bit derinliği denir. 

BİT DİZİSİ. 0 ve 1'lerden oluşan sayı dizisine bit dizisi denir.

BİTİŞ KOŞULU Döngünün devam edip etmeyeceğini belirleyen koşula bitiş koşulu denir.

BİTİŞİK AÇILAR. Bkz. komşu açılar

BİTİŞİK KODLAMA. Bir kodlamada birbirini izleyen sayılara karşılık gelen kodlar arasındaki uzaklık 1 ise o kodlamaya bitişik kodlama denir.

BITMAP. Bir grafik görüntüsünün sütun ve satır halinde noktalardan oluşturulmuş gösterimine bitmap denir.

BLOK. Veri transferinde hızı artırmak için verinin ayrıldığı belli bölümlere blok denir.

BNF. Bkz. Backus-Naur Form

BOBİN. İletken elektrik tellerinin sarmal bir şekilde nüve adı verilen gerece sarılması ile elde edilen devre mekanizmasına bobin denir. 

BOOLE ALT CEBİRİ. Bir Boole cebirinin kendi işlemlerine göre gene bir Boole cebiri olan alt kümesine Boole alt cebiri denir. [George Boole, İngiliz mantıkçı ve matematikçi. 1815'te Lincolnshire'da doğdu. Cebirsel denklemlerdeki boşlukları doldurdu. Mantığı yeni bir tarzda ele aldı, basit bir cebir haline getirerek matematikle birleştirdi. Mantıksal sembollerle cebir sembollerinin benzerliğini ortaya koyarak matematiğe Boole cebirini kazandırdı. Bu mantık, modern sayısal bilgisayarlarda ve elektronik anahtarlı devrelerde kullanıldı. Boole’un yeni cebirinin en büyük başarısı eşgüçlülük yasasını öne çıkarmasıydı. George Boole 1864'te Ballintemple'da öldü. İlerleyen yıllarda bilgisayar bilimindeki doğru ve yanlış değeri alan nesneler Boolean olarak adlandırıldı.]

BOOLE HALKASI. Bütün elemanları idempotent olan halkaya Boole halkası denir. 

BOŞ DİZİ. İçinde hiçbir şey yazmayan diziye boş dizi denir. 

BOŞ GRAF. Bir grafın köşeleri arasında herhangi bir kenar bulunmuyor ise bu grafa boş graf denir. 

BOŞ KÜME. Hiç elemanı olmayan kümeye boş küme denir ve,

Ø

ile gösterilir.

BOŞ MATRİS. Bütün elemanları sıfır olan matrise sıfır matrisi ya da boş matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


BOTNET. Birden fazla bilgisayarın kötü amaçlı yazılım ile kontrol edildiği ağ'a botnet denir. 

BOY. Bkz. uzunluk

BOYUT. Bkz. bir vektör uzayının boyutu

BOZULMAMIŞ LİNEER DENKLEM. Bir lineer denklemin katsayılarından herhangi biri sıfırdan farklı ise bu lineer denkleme bozulmamış lineer denklem denir. 

Bkz. 

bozulmuş lineer denklem


BOZULMUŞ LİNEER DENKLEM. Bir lineer denklemin bütün katsayıları sıfır ise bu lineer denkleme bozulmuş lineer denklem denir.

Ayrıca bkz.
bozulmamış lineer denklem

BÖL VE FETHET ALGORİTMASI. Böl ve  fethet algoritmaları, problemlerin mümkün olan en küçük alt parçalara ayrıldığı, her bir alt parçanın diğerlerinden bağımsız şekilde çözüldüğü algoritmalardır.


BÖL VE YÖNET ALGORİTMASI. Bkz. böl ve fethet algoritması

BÖLEN. Bir bölme işleminde bölünen sayının kaç eşit parçaya ayrıldığını gösteren sayıya bölen denir. 

BÖLGE. Açık ve bağlantılı kümeye bölge denir. 

Ayrıca bkz.
açık küme, bağlantılı küme


BÖLME HALKASI. Her elemanı tersinir olan birimli halka.

Ayrıca bkz.
halka


BÖLÜM. Bölme işleminin birinci sonucuna bölüm denir.

BÖLÜM KÜMESİ.   A , bir küme;   R ,   A 'da bir denklik bağıntısı olsun.   A 'nın bütün denklik sınıfları kümesine bölüm kümesi denir ve,A / Rile gösterilir.

BÖLÜMLEME Bir adresin iki kısımdan meydana geldiği, değişken boyutlu adres eşlemine bölümleme denir.

BÖLÜNEN. Bölme işleminde eşit bölümlere ayrılması gereken miktar veya sayıya bölünen denir. 

BÖLÜNME SERİSİ. Bkz. frekans serisi

BRANCH. Versiyon kontrol sistemlerinde, bir projenin ana geliştirme hattından ayrılarak oluşturulan bağımsız bir çalışma kopyasına branch denir.

BROWN HAREKETİ. Su veya havadaki küçük taneciklerin rastgele hareketine Brown hareketi denir. [Robert Brown, İskoç botanist ve paleobotanist. 1773'te Montrose'da doğdu. Edinburgh Üniversitesinde tıp eğitimi aldı. 1795'te orduya katıldı. 1880'de Avustralya kıyılarının haritasını çıkarmak için yola çıkan The Investigator'da doğa bilimci olarak görev aldı. 1801'de King George Boğazına ulaştı. 3400 türe ait örnekler topladı. 1805'te İngiltere'ye döndü. 1810'da Prodromus Florae Novae Hollandiae et Insulae van Diemen'i yayınladı. Aynı yıl Joseph Banks'in kütüphanecisi oldu. 1820'de Bank kütüphanesi ve bitki koleksiyonunun sahibi oldu. 1827'de sudaki polen tanelerini, küf sporlarını ve euisetumları mikroskop altında incelerden sudaki partiküllerin yönü ve hızı değişen sürekli bir hareket içinde olduğunu keşfetti. Bu harekete Brown hareketi denecekti. 1828'de yayınladığı makalede ilk defa hücre çekirdeği terimini kullandı. 1837'de British Museum'un botanik departmanının yöneticisi oldu. 1858'de Londra'da öldü. Eserleri: Prodromus Florae Novae Hollandiae et Insulae van Diemen (1810), "On the Proteaceae of Jussieu" (1811), "On the Asclepiadeae, a natural order of plants separated from the Apocineae of Jussieu" (1811), "On the Proteaceae of Jussieu" (1811), "Some observations on the parts of fructification in mosses" (1811), "On Woodsia, a new genus of ferns" (1812), "Some Observations on the natural Family of Plants called Compositæ" (1816), "On some remarkable Deviations from the usual Structure of Seeds and Fruits" (1816), "Characters and description of Lyellia, a new genus of mosses, with observations on the section of the order to which it belongs" (1819), "An account of a new genus of plants, named Rafflesia" (1821), "A list of plants collected in Melville Island" (1824), "General view of the botany of the vicinity of Swan River" (1831), "Remarks on the structure and affinities of Cephalotus" (1831), "On the origin and mode of propagation of the Gulf-weed" (1850), "Some account of Triplosporite, an undescribed Fossil Fruit" (1851), "Statement of the services of the late Captain Mathew Flinders" (1854).]

BUHARLAŞMA ISISI. Bir kilogramlık maddenin sıvı-gaz dönüşümü için eklenmesi ya da çıkarılması gereken enerjiye buharlaşma ısısı denir ve, L b ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
erime ısısı

BULUT BİLİŞİM. Bulut bilişim, internet üzerinden servisler sağlayan sunucuların büyük koleksiyonlarına verilen addır.

BURULMA. Bkz. torsiyon

BUS. Anakarttaki bütün aygıtlar arasındaki veri iletişimini sağlayan devrelere bus denir. 

BÜKÜMSÜZ GRUP. Bkz. serbest grup

BÜRMANN-LAGRANGE SERİSİ. Bir analitik fonksiyonun başka bir analitik fonksiyonun kuvvetlerine göre seri açılımına Bürmann-Lagrange serisi denir. [Hans Heinrich Bürmann, Alman matematikçi. Lagrange ters fonksiyon teoremini genelleştirdi. 1817'de Mannheim'de öldü. Joseph-Louis Lagrange, İtalyan matematikçi. 1736'da Torino'da doğdu. Asıl adı Lodovico Lagrangia'dır. Diferansiyel kalkülüsü olasılık teorisine uyarladı. Lagrange mekaniğini geliştirdi. 1813'te Paris'te öldü.]

BÜRÜM. Bkz. zarf

BÜRÜM EĞRİSİ. Bkz. zarf eğrisi

BÜTÇE DOĞRUSU. Aynı sabit harcama ile satın alınabilen mal ve hizmet bileşenlerini gösteren şekilsel araç bütçe doğrusu olarak adlandırılır.

BÜTÜNLER AÇILAR. Ölçüleri toplamları 180° olan açılara bütünler açılar denir.

BÜTÜNSEL DOĞRULUK. Eğer bir döngünün sonlaması gösterilebilir ise bu döngünün aksiyomatik açıklamasına bütünsel doğruluk denir. 

BÜYÜK ÇEMBER. Bir kürenin merkezinden geçen düzlemle kesişimine büyük çember denir. 

BÜYÜK DAİRE. Bir kürenin merkezinden geçen düzlemle kesişimine büyük daire denir. 

BÜYÜK O. Bkz. asimptotik sınır

BÜYÜK OMEGA. Bkz. bir dizinin asimptotik alt sınırı

BÜYÜK THETA. Bkz. bir dizinin sıkı sınırı

BYTE. Bkz. bayt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder