The Empire of the Wolves by Jean-Christophe GrangéMy rating: 3 of 5 stars
Okumasam olmazdı! Güzel bir politik-polisiye. Belki de önce filmini seyrettiğim, sonra okuduğum tek kitap olmuştur. Okursanız, Türkiye’deki temel siyaset doktrinleri Fransa’dan, Paris’ten nasıl görünüyor epey fikir sahibi olabilirsiniz. Elbette en başta Bozkurtlar olmak üzere. Benim gördüğüm, yazar Türkiye’den Fransa’ya gidip orada faaliyet gösteren solu, modası geçmiş fikirlerin takipçisi olan ve zararlı terörist eylemler yapan bir grup olarak görüyor. Bunlara karşı müsamahakâr değil. İslamcıları da yine sorunlu görüyor. Bir kadın olarak Tansu Çiller’in başbakanlığa kadar yükselmesi takdir ediliyor. Grangé, ayrılıkçı Kürtçüleri de tehdit olarak kabul ediyor.
Ülkücüler konusu… Ülkücülerin Fransa’dan bakınca iyi göründüğünü söyleyebiliriz. Yalnız biraz komplo yönü ağır basıyor haliyle. Türkeş yaşarken yurt dışından gelen insanlarla konuştuğumda, benzer şekilde “Türkeş’in yalnız Türkiye’deki değil dünyanın hemen hemen her ülkesindeki Türklerle çok güçlü bağlantıları var” sözlerini çok duydum. Alpaslan Türkeş’in 44’ten beri faaliyetleri, fikrimiz iktidarda meselesi, olaylı MHP kongreleri bile esaslı anlatılmış. Oysa bırakın Türkiye’deki sonsuz ön yargılı solu, hani sürekli söyledikleri teraneler var ya “Ülkücüler Amerika’nın maşasıdır, sermayenin gönüllü bekçisidir vik vik vik…”, günümüzde parti genel başkan danışmanlığı yapan “Massimo D’Alema” tipler bile Nihal Atsız’ın ismini “Nihat Atsız” sanıyor. Hem de elin Parislisinin Yusuf Akçura'yı, Ziya Gökalp'i, Hüseyin Nihal Atsız'ı, Necdet Sancar'ı bildiği halde, hiç aklınız alıyor mu? Bu İtalyan siyasetçiden bahsetmemin sebebine gelince, belli bir sebebi yok. Ben bunlara maksimum dallama diyemediğim için bazen böyle Massimo D’Alema diyorum.
View all my reviews
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder