6 Mayıs 2018 Pazar

Review: Darağacında Üç Fidan

Darağacında Üç Fidan Darağacında Üç Fidan by Nihat Behram
My rating: 1 of 5 stars

Deniz Gezmiş'i en çok öven kitaplardan birisi Nihat Behram'ın Darağacında Üç Fidan kitabıdır. Bir diğeri de Erdal Öz'ün Gülün Solduğu Akşam kitabı. Devrimcilerin çoğu bu kitapları çok sever.

Bu kitaplara göre Deniz'in en masum terör eylemleri, silahlı eylem yaparak İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünü işgal etmek, kendisini Rektör ilan etmek, her daim cebinde el bombalarıyla gezmek, İşbankası Ankara/Cebeci şubesini soymak, Ankara/Emek şubesini soymak[1], Ziraat Bankası Unkapanı şubesini soymak[2], polis kulübelerine ateş etmek, banka araçlarını soymak, paralarla terör örgütüne silah satın almak[3], Sivas'ta güvenlik güçlerinden kaçarken bir astsubayın lojmanını basmak, evin kapısını kapatmak isteyen eşine arabalarını gasp etmek için ateş ederek silahsız, sivil ve güçsüz bir kadının elini kopartmak ve arabayı alıp gitmektir[4].



O kadın dağın başında oracıkta kopmuş eliyle yalnız başına kalmış, astsubayı ise rehin almış. Bir belediye başkanının da kapısını kırarak evini basmış.

Bunlar silahlı terör eylemlerinin yalnızca birkaçı. Üstelik ben demiyorum bunları Nihat Behram ile Erdal Öz devrimcisi diyor. Adam kaçırmak işlediği sayısız terör eylemlerinden yalnızca birisidir. Nihat Behram milletvekili Hasan Basri Akgiray'ın "Kuşkusuz suçlu idiler, ama ölüm cezasını gerektirecek kadar değil" görüşünü aktarıyor[5]. Akgiray'a göre 12 yıl yatıp çıkacaklarmış. Pardon 2 yıl, 1974'te genel af çıkacak ya.

Nihat Behram'ın 1976'da yazdıklarına göre Deniz, Saddam Hüseyin'in saklandığına benzer bir çukurda saklanırken yakalanmış. Yoldaşı Hüseyin İnan mahkemede zamların, vergilerin, hayat pahalılığının, açlığın ve sefaletin üstünü örtmek için kendilerinin topun ağzına sürüldüğünü söylüyor[6]. Zamanlama manidar yani.

Niyazi Ağırnaslı'nın ise "Bu gençlerin Devleti devirecek güçte olduklarını sanmıyorum" dediğini aktarıyor. Yahu adam kendine zaten devrimci diyor, devirmek istiyor.

Üstelik bu memlekette hala Denizlere kahraman, bu suçların hiçbirini işlemedikleri halde Ülkücülere ise azılı katil ve mafya diyen insanlar aydın sayılıyor. Oysa o azılı katil ve mafya dedikleri Ülkücüler Zaman yazarının da dediği gibi hiç kolera ve tifodan ölmemişti[7].

Eğer sağcıların anlattıkları yalansa aşağıda en büyük iki Denizci yazarın kitabının künyesini verdim. İhtilal -onlar devrim der- heveslilerinin de bir şerefi vardır. Silahsız masum insanların canına kastederek ihtilal yapılmaz. Bunun adı teröristliktir. Deniz yargının kendisine verdiği cezayı fazlasıyla hak etmiştir. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Mahkemenin savcısı Baki Tuğ halen hayatta ve talebinin arkasında duruyor. Bir fikri olan açar Türk Ceza Kanunu bize de gösterir ilgili yeri biz de aydınlanırız. O bakımdan eğer adalet eksik gerçekleşmişse verilen cezanın az oluşundan olabilir.

[1] Erdal Öz, Gülün Solduğu Akşam, 1986.

[2] Nihat Behram, Darağacında Üç Fidan, 1976.

[3] Erdal Öz, Aynı kitap.

[4] Her iki kitaptada yer almaktadır. Özellikle Erdal Öz'ün kitabında sayfalarca anlatılır.

[5] Nihat Behram, Aynı kitap.

[6] Nihat Behram, Aynı kitap.

[7] Mümtazer Türköne, Katiller, Zaman, 12 Temmuz 2012.


View all my reviews

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder