18 Mayıs 2022 Çarşamba

Siyasetin Gerçek Yüzü

 

Siyasetin Gerçek Yüzü

Geçtiğimiz günlerde ülkemizdeki muhalif kanat bir fotoğraf ile çalkalandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı çıktığı Karadeniz gezisinde çektirdiği fotoğrafı medyaya servis etmesiyle tartışmaların fitilini ateşlemiş oldu.

Neydi o fotoğraf hatırlayalım. Kim olduğu aslında önemli değil. İsimler üzerinde tartışmaya bence gerek yok. Ancak elbette fotoğrafı size göstermek yerine çizmek gerekir.  

Muhalif kanadın en güçlü belediye başkanlarından biri bir geziye çıkmış. Ne gezisi olduğunu bilmiyoruz. Önemli de değil zaten. Gezide etrafına gazetecileri toplamış ve yolculuk esnasında resim çektirmiş. Sanırım Cumhurbaşkanlığına oynadığı için Cumhurbaşkanı gibi bir fotoğraf çektirmek istemiş. Elbette olabilir. Çektirmiş ve yayınlamış. Haberin büyük fotoğrafı bu.

Bir de haberin küçük ayrıntılarını tarif edelim. Cumhurbaşkanlığına adaylık için adı geçen ve neredeyse ülkemizin gündeminden hiç düşmeyen muhalif kanadın belediye başkanı çektirdiği fotoğrafta bir kişi dikkat çekiyor. Kim bu kişi? Tarif edelim.

Öncelikle bu kişi bir kadın. Evet bir kadın. Niye cinsiyet yazıyorum birazdan çizilecek resimde kullanılacak olan tariflerde söylenen sözleri gazeteci olduğu iddia edilen bir kadın söylemiştir. O çarpıcı sözle başlayalım. “”Bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de güneydoğudaki gaziler için marif takvimine soyunsun”” sanırım şimdi anlaşılmıştır kadın olmasına dikkat çekmem. Neyse, geçelim tarifimize devam edelim.

“”Devlet şayet katil devletse, ona sonuna kadar da katil devlet denir. 1994’te Türkiye katil devlete sahipti.””

“”Öğretmenler rahata alıştı”””

“”AK Parti iktidarı ve Fethullah Gülen hareketi ya da cemaat taraf değiller. Bunlar birbirlerine alternatif de değiller, birbirlerinin kader arkadaşları ve aynı noktaya bakıyorlar. Hep güç birliği yaptılar.””

Ve finali en çarpıcı sözle yapalım ki başka söze gerek kalmasın. “”Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuştur, başarılı bir savaştan çıkmıştır ama Atatürk bir diktatördür.””

Çizilen resmi de şimdi tamamlayalım. Bu lafları eden gazeteci yıllardır iktidarın nimetlerinden yararlanan, Ergenekon, balyoz, askeri casusluk vs tüm fetö kumpaslarında malum çanağa su taşıyan, askerlerimize hatta eşlerine hakaret eden, Atatürk’e diktatör diyen birisi. İşte size muhalif kanadın en güçlü(!) Cumhurbaşkanı adayı. Bu resme itiraz eden insanlara da “vız gelir tırıs gider” diyebilecek kadar yürekli. Özür dilemiştir. Çünkü kendi seçmeni arasında ortalık karıştı. Baktı ki pabuç pahalı. Açıklamalar öyle değil “davayı anlatıyorum” filan. Kabul görür görmez bilmem.

Burada ülkemizdeki siyasetin gerçek kirli yüzü çıkıyor meydana. Bakın daha iktidar olmamış. İktidar olma ihtimali belirdi sadece. Bu tip durumlarda ülkemiz siyasetçisi ne yapar? İşte bunu yapar. Gider “davayı anlatmak” adına karşısında kim varsa etrafına toplar. Önce açıklamalar gelir “öyle değil böyle değil şöyle değil falanlar filanlar”. Sonrasında birlikte takılmalar başlar. Gülmeler poz vermeler davetler filan. Sonra bir bakarsın Aliya İzzetbegoviç gelir aklına bilinçli insanların. “”Davalar acılar içinde doğar, refah içinde ölür.””

Çocuk ölü doğmuştur. Muhalefet ve ülkemizdeki siyaset gerçek yüzünü göstermiştir. Canhıraş şekilde sadece Tayyip Erdoğan düşmanı olduğu için muhalif arkadaşlara ve o cenahtaki arkadaşlara geçmiş olsun.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder