Safer 860’ta (Ocak 1456) Amasya’da doğdu. Dedesi Kâzerûniyye
şeyhlerinden Şemseddin Müeyyed Çelebi’den dolayı Müeyyedzâde lakabı ile
tanındı. Gençlik yıllarında Şehzade Bayezid ile tanışma fırsatı buldu ve
yakınları arasına girdi. Şehzade Bayezid’in içki ve eğlenceye alıştırılmasında
Müeyyedzâde’nin önemli etkisinin olduğu şeklinde kendisini çekemeyenlerin Fâtih
Sultan Mehmed’e yaptığı şikâyet neticesinde padişah tarafından şehzadenin
hasekisi Hızırpaşazâde Hacı Mahmud’la birlikte idamına ferman çıkarıldı.
- ANASAYFA
- DİL
-
MATH
- İngilizce
- Kırgızca
- MAT109
- MAT104
- MAT111
- MAT113
- MAT114
- MAT116
- MAT121
- MAT122
- MAT181
- MAT205
- MAT206
- MAT215
- MAT216
- MAT221
- MAT222
- MAT281
- MAT301
- MAT304
- MAT311
- MAT313
- MAT315
- MAT316
- MAT331
- MAT332
- MAT338
- MAT340
- MAT345
- MAT372
- MAT373
- MAT375
- MAT383
- MAT385
- MAT391
- MAT392
- MAT398
- MAT439
- MAT439
- MAT451
- MAT471
- MAT477
- MAT482
- MAT491
- MAT508
- GEOGRAPHY
- GÖRSELLER
- SEÇKİLER
- PROBLEMLER
- SAYFALAR
- KİTAPHANE
- ARŞİV
EDB301 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
EDB301 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
10 Aralık 2019 Salı
17 Aralık 2017 Pazar
(22) Fuzuli ve Âşık Edebiyatı
Batı Oğuzcasının 13. ve 19. yüzyıllar arasında verdiği edebi ürünler, genellikle “yüksek zümre” ve “halk edebiyatı” şeklinde ikiye ayrılarak inceleniyor. Türk edebiyatında batı etkisi başlayana kadar yazın anlamında bir edebiyat terimi yoktu. Namık Kemal’le başlayan süreçte ilk kez yüksek zümre edebiyatına eski şiir, kadim şiir vs. gibi çeşitli isimler verildiğini görüyoruz. Merhum Fuat Köprülü “klasisizm dönemi” ve “klasik edebiyat” gibi bazı önerilerde bulunduysa da Ömer Seyfettin'in önerdiği “divan edebiyatı” terimi genel bir kabul gördü.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)