Matematik Kavramları

2-Lİ AĞAÇ. Bir ağaçta her bir düğüm en fazla iki çocuğa sahip ise bu ağaca 2-li ağaç (İng. binary tree) denir. 

2-Lİ BAĞINTI. Bir   S   kümesi verilmiş olsun.   S × S 'nin her bir   K   alt kümesine   S   içinde bir 2-li bağıntı veya kısaca bağıntı denir.

2-Lİ İŞLEM.   G   boştan farklı bir küme olmk üzere,   G × G 'yi   G   içine resmeden bir tasvir var ise   G   kümesi üzerinde bir 2-li işlem tanımlanmıştır ya da kısaca bir işlem tanımlanmıştır denir.

2-Lİ KOD.  𝔽 = { 0,1 }   kod alfabesi üzerinde tanımlanan koda 2-li kod denir.

2-Lİ SAYISAL İŞARET. Belli bir anda sadece iki olası değerden birini alabilen işarete 2-li sayısal işaret denir. 

 HATASI. Yokluk hipotezinin gerçekte doğruyken reddedilmesi  hatası olarak adlandırılır. [Yunan alfa<Fenike dili alef]

Ayrıca bkz. 
β hatası


β HATASI. Yanlış olduğu halde yokluk hipotezinin reddedilmemesi β hatası olarak adlandırılır. [Yunan beta<Fenike dili bet]

Ayrıca bkz. 
hipotez, ∝ hatası


A PRİORİ BİLGİ.  Deneyimden gelen kanıtlara dayanmaksızın sahip olduğumuz bilgiye a priori bilgi denir. [< Lat. ab; < Eski Lat. pri; <Yeni Tr. bilgü < Yeni Tr. bili < Eski Tr. bilig < Eski Tr. bil-]

Ayrıca bkz.
veri, bilgi, enformasyon 


ABAKÜS. Abaküs, basit sayma ve hesap işleri yapmakta kullanılan, her teline onar boncuk geçirilmiş hesap aracına verilen addır. [< Fr. abacus < Lat. abacus < Eski Yunan. άβαξ]

ABEL GRUBU. Bkz. Abelyen grup

ABELYEN GRUP.   (G,*) , bir grup olsun. Eğer, a , b G a * b = b * a ise   (G,*)   grubuna komütatif grup ya da Abelyen grup denir. [Niels Henrik Abel, Norveçli matematikçi.1802'de Nedstrand'da doğdu. 1823'te bazı Avrupa ülkelerini ziyaret etti. 1825'te Berlin'de beşinci dereceden genel bir polinomun köklerinin bilinen yöntemlerle bulunmasının mümkün olmadığını gösterdi. 1827'de Norveç'e döndü. 1829'da Froland'da öldü. Abel'e ölümünden iki gün sonra Berlin Üniversitesi tarafından iş teklif edildi. Norveç hükumeti Abel'in anısına Abel Ödülü vermektedir.]

Ayrıca bkz.
grup

ACID KRİTERLERİ. ACID kriterleri adını Atomicity, Consistency, Isolation, Durability sözcüklerinin baş harflerinden alan ve veri tabanı işlemlerinin güvenliğini sağlamak için gözetilen kriterlerdir.

AÇ GÖZLÜ ALGORİTMA. Bir problem için mümkün olan en doğru çözümü hedefleyen algoritmalara aç gözlü algoritma denir. 

AÇI. Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki ışının oluşturduğu geometrik biçime açı denir. [< Eski Tr. aç-]

Ayrıca bkz. 
tam açı, dar açı, dik açı, geniş açı, açının köşesi, yansık açı, merkez açı, altın açı, dönme açısı, komşu açılar, kutupsal açı, açı fonksiyonu, kesişme açısı, açıortay, açıortay düzlemi,


AÇI FONKSİYONU. Değişkeni açı olan fonksiyona açı fonksiyonu denir. 

Ayrıca bkz.
açı, fonksiyon

AÇI KATSAYISI. Bir doğrunun   x ekseni ile yaptığı açının tanjantına açı katsayısı denir.

Ayrıca bkz.
açı

AÇIKORUR GÖNDERİM. Bkz. açı koruyan dönüşüm

AÇI KORUYAN DÖNÜŞÜM. Düzlemden düzleme giden ve her bir açıyı, bu açıya eş bir açıya dönüştüren dönüşüme açı koruyan dönüşüm denir. 

Ayrıca bkz.
açı, düzlem

AÇIK ALT KÜME. Bir kümenin alt kümesi olan açık kümeye açık alt küme denir. 


AÇIK BÖLGE. Düzlemde bir küme açık ve bağlantılı ise bu kümeye açık bölge denir. 

Ayrıca bkz. 
bölge


AÇIK DEVRE. Bir yalıtkanla üzerinden elektrik akımının sürekli olarak geçmesinin engellendiği devreye açık devre denir.

Ayrıca bkz.
devre, kapalı devre


AÇIK FONKSİYON. İki topolojik uzay arasında, her açık alt kümenin görüntüsü yine açık alt küme olan dönüşüme açık fonksiyon denir. 

Ayrıca bkz. 
fonksiyon, uzay, açık küme, topolojik uzay


AÇIK GÖNDERİM. Bkz. açık fonksiyon

AÇIK KAVRAM. Nesnesini tanımamıza imkân veren kavrama açık kavram denir.

AÇIK KAYNAK KODLU YAZILIM. Kaynak kodu tüm potansiyel kullanıcılara açık olan, genel kullanım lisansı ile sunulan, kullanıcıların üzerinde değişiklik yapıp yeniden dağıtıma sokmasına izin verilen yazılıma açık kaynak kodlu yazılım denir. 

AÇIK KÜME.  Sadece iç noktalardan oluşan kümeye açık küme denir. 

Ayrıca bkz.
kapalı küme, kapaçık küme


AÇIK KÜP. Standart vektör uzayı içinde, eşit uzunlukta   n   sayıda açık aralığın dik çarpımına açık küp denir. 

AÇIK ÖNERME. İçerisinde en az bir belirsiz (değişken) bulunan ve bu belirsize verilen değerlere göre doğru ya da yanlış tümcelere açık önerme denir. 

AÇIKLIK. Bir veri grubunda en büyük değer ile en küçük değer arasındaki farka açıklık  denir ve,
R ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
veri

AÇINIM. Bir yüzeyin bir düzlem üzerine serilmesine açınım denir.

Ayrıca bkz.
düzlem, yüzey

BİR AÇININ KÖŞESİ. Bir açının kenarlarının ortak noktasına açının köşesi denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇINIR YÜZEY. Genleşmeden ve büzülmeden bir düzlem üzerine yayılabilen yüzeye açınır yüzey denir.

AÇIORTAY. Bir açıyı, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru parçasına açıortay denir. [< açı + ortay]

Ayrıca bkz.
açı, açıortay düzlemi


AÇIORTAY DÜZLEMİ. Kesişen iki düzleme eşit uzaklıktaki noktaların oluşturduğu düzleme açıortay düzlemi denir.

Ayrıca bkz.
açı, açıortay


AÇISAL FREKANS. Bir saniyede taranan radyan sayısına açısal frekans denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL HIZ. Bkz. açısal frekans

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL İVME. Açısal hızın değişim hızına açısal ivme denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL MOMENTUM. Bir eksen çevresinde dönen bir cismin birim zamanda eylemsizlik momenti ile bu cismin dönme açısal hızının çarpımına açısal momentum denir. 

Ayrıca bkz.
açı

ADAY ANAHTAR. Her bir satırı eşsiz olarak tanımlayabilen ve en az sayıda alana sahip olan süper anahtara adaya anahtar denir. 

Ayrıca bkz.
anahtar, süper anahtar

ADBAYATİK SİSTEM. İçeri veya dışarı ısı akışı olmayan sisteme adbayatik sistem denir.

AD HOC AĞI. Herhangi bir kablosuz erişim noktası (İng. access point) veya router kullanmadan iki veya daha fazla bilgisayar arasında ağ bağlantısı kurma işlemine ad hoc ağı (İng. ad hoc network) denir.

Ayrıca bkz.
erişim noktası, router


ADİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir diferansiyel denklemde adi türevler yer alıyor ise bu diferansiyel denkleme adi diferansiyel denklem (İng. ordinary diferential equation) veya kısaca diferansiyel denklem denir.

Ayrıca bkz.
diferansiyel denklem


ADİ LOGARİTMA. 10 tabanındaki logaritmaya adi logaritma denir.

Bkz.
logaritma


ADRES.  Bir konumu tanımlayan değere adres denir. [Fr. adresse <  Fr. adresser < Geç Lat. addirectare < Lat. ad+directus]

AFİN DÖNÜŞÜM.   L ( t ) , bir lineer dönüşüm olsun. Afin dönüşüm,   c n   olmak üzere, A : n t L ( t ) + c ile tanımlanır.

AFİN DÖNÜŞÜMLER GRUBU. Bkz. afin grubu

AFİN GRUBU. Süperpozisyon veya kompozisyon işlemine göre bir afin uzayın kendisine afin dönüşümlerinin oluşturduğu gruba afin dönüşümler grubu veya kısaca afin grubu denir. 

Ayrıca bkz.
grup

AFİN UZAY.   A   , bir küme; K , bir cisim;  V  K  cismi üzerinde bir vektör uzayı olsun. Eğer aşağıdaki önermeleri doğrulayan bir  f : A × A  V  fonksiyonu var ise  A  kümesi,  V  vektör uzayı ile birleştirilmiş bir afin uzaydır denir:

  • A1. Her  P , Q , R  A  için,  f ( P , Q ) + f ( Q , R ) = f ( P , R ) 'dir, 
  • A2. Her  P  A  ve her  α  V  için,  f ( P , Q ) = α  olacak biçimde bir tek  Q  A  vardır. 
Ayrıca bkz.
uzay

AFİNOR.  ( 1 , 1 ) tipli tensörlere afinor denir. 

Ayrıca bkz.
tensör

AGNESİ CADISI. Agnesi cadısı, x 2 y = 4 a 2 ( 2 a y ) ile tanımlanır. [Maria Gaetana Agnesi, İtalyan Matematikçi. 1718'de Milano'da doğdu. Annesinin ölümünden sonra kardeşlerini eğitmek için yazmaya başladığı Instituzioni analitiche ad uso della gioventù italiana kitabı dört cilt tuttu. 1750'de Papa tarafından Bologna Üniversitesi Matematik Bölüm Başkanlığına atandı. 1799'da Milano'da bir manastırda öldü.]

AGNESİ EĞRİSİ. Bkz. Agnesi cadısı

AĞ. 1. Bir yönlü kümeden başka bir kümeye tanımlı olan fonksiyona denir. 2. Birden fazla bilgisayarın çeşitli yollarla birbirine bağlanmasına bilgisayar ağı ya da kısaca denir. [< Eski Tr. ]

BİR AĞACIN YÜKSEKLİĞİ. Bir ağacın yüksekliği, ağacın kökünden ağaçtaki en alt çocuğa kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

AĞAÇ. İçinde devir (döngü) bulunmayan bağlantılı grafa ağaç graf veya ağaç denir ve,


T

ile gösterilir. [< Eski Tr. yıġaç]


AĞAÇ GRAF. Bkz. ağaç.


AĞIRLIKLI GRAF. Bkz. maliyetli graf

AI. Bkz. yapay zeka

AKIL YÜRÜTME. Bir takım doğrulardan ve kabullerden hareket ederek bir sonuca varmaya akıl yürütme denir. 

AKILLI OYUNCU. Bir oyuna katılan her bir oyuncunun izlemini bilen ya da tahmin edebilen rakip tarafa akıllı oyuncu (İng. rational player) denir.

AKIM. Bir bölgeden diğerine herhangi bir yük hareketine akım denir.

AKIM ŞİDDETİ. Birim zamanda geçen yük miktarına akım şiddeti denir ve, I ile gösterilir.

AKIŞ AĞI. Bir grafiğin dalları üzerinde bir akış ağı varsa bu grafiğe akış ağı veya  denir. 


AKIŞ DİYAGRAMI. Algoritmanın özel geometrik şekillerle ifade edilmiş haline akış diyagramı denir.

Ayrıca bkz.
algoritma


AKIŞ ŞEMASI. Bkz. akış diyagramı

AKTİF ELEMANLAR. Bir şebekeye enerji sağlayabilen gerili ya da akım kaynaklarına aktif elemanlar denir.

AKÜMÜLATÖR. Doldurulabilen be daha büyük şiddette doğru akım veren üreteç. [<Fr. accumulateur < Fr. accumuler < Lat. accumulare < Lat. cumulare < Lat. cumulus < Ar. كومة< Eski Yunan. κύμα < Eski Yunan. κύω]

ALAN. Bir ikili işlemin yer aldığı kümeye alan denir. 

ALAN KARMAŞIKLIĞI. Algoritmanın eleman sayısının çok büyük olduğu durumlarda problemin çözümüne ulaşabilmeye yönelik bellek gereksinimine alan karmaşıklığı denir.

ALAN KORUYAN DÖNÜŞÜM. Tanım uzayındaki her bölgeyi, alanı bu bölgenin alanına eşit olan bir bölgeye dönüştüren dönüşüm alan koruyan dönüşüm olarak adlandırılır.

Ayrıca bkz.
uzay

ALFABETİK STRING. Aynı alfabetik karakter kümesinden olan ve yalnızca karakterleri içeren stringe alfabetik string denir.


ALGORİTMA. Verilerin, bilgisayara hangi çevre biriminden girileceğinin, problemin nasıl çözüleceğinin, hangi basamaklardan geçirilerek sonuç alınacağının, sonucun nasıl ve nereye yazılacağının sözel olarak ifade edilmesine algoritma denir.

BİR ALGORİTMANIN KESİNLİĞİ. Bir algoritmanın adımlarının belirli olmasına kesinlik denir. 

ALMAŞIK DERNEY. Bkz. alterne seri

ALT DAMGA. Bir terimin ya da elemanın sağ altına vurulan damgaya alt damga denir. 

ALT DİZEY. Bkz. alt matris

ALT DOLAM. Bkz. alt halka

ALT GRAF. Bir grafın düğüm ve kenarlarının bir alt kümesiyle oluşturulan grafa alt graf denir.

ALT HALKA. Bir halkanın indirgenmiş işlemlere göre halka olan alt kümesine halkanın alt halkası denir. 

ALT KÜME.   A   ve   B , iki küme olsun.   B 'nin her elemanı   A 'nın da bir elemanı ise   B 'ye   A 'nın bir alt kümesi denir ve, B A ile gösterilir.

ALT MATRİS. Bir matrisin bazı satır ve sütunları silindiğinde kalan matrise alt matris denir.

Ayrıca bkz.
alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


ALT ÖRNEKLEM. Bir örneklemden seçilerek oluşturulan yeni örnekleme alt örneklem denir. 

ALT PROGRAM. Herhangi bir değer geri döndürmeyen fonksiyona alt program denir.

ALT UZAY TOPOLOJİSİ.   ( X , τ )   topolojik uzayı ile   A   alt kümesi verildiğinde,   A   üzerindeki, { A T : T τ } topolojisine alt uzay topolojisi denir ve, τ A ile gösterilir.

ALT ÜÇGENSEL MATRİS. Köşegen üstündeki tüm elemanları sıfır olan matrise alt üçgensel matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

ALTERNATİF AKIM. Zamana bağlı olarak periyodik bir şekilde yön ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir.

Ayrıca bkz.
doğru akım

ALTERNE SERİ. Ardışık terimleri ters işaretli olan seriye alterne seri denir.

ALTIN AÇI. 
(İng. golden angle, Rus. золотой угол, Çin. 黃金角, Ar. زاوية ذهبية)

Tam açıyı altın oranda ikiye bölen açıya altın açı  denir. 

ALTIN KESİT. Bkz. altın oran

AMAÇ PROGRAM. Bir programlama dilinde yazılmış kaynak programın derlenmesi ile elde edilen kütüphane fonksiyonlarıyla bağlantısı kurulmamış makine koduna amaç program (İng. object program) denir.

ANA DONANIMLAR. Bir bilgisayar sisteminin temel işlevlerini yerine getirebilmesi için gereken donanımlara ana donanımlar denir.

ANA KİTLE. Bkz. Evren.

ANA KÜTLE. Bkz. Evren.

ANAHTAR. Kayıtların ayırt edilmesini ve tablolar arasında ilişki kurulmasını sağlayan yapıya anahtar denir. 

ANALİTİK DÜZLEM. Üstünde koordinat sistemi belirtilmiş düzleme kartezyen düzlem veya analitik düzlem denir. 

ANALİTİK ÖNERME. Doğruluğu a priori bilinen önermeye analitik önerme denir. 

ANALOG BİLGİSAYAR. İşletilmesi başka bir sistemin fiziksel davranışlarında dayalı olan bilgisayara örneksel bilgisayar veya analog bilgisayar denir.

ANALOG BÜYÜKLÜK. Sonsuz sayıda ara değer alabilen büyüklüğe analog büyüklük denir. 

ANALOG DEVRE. Giriş ve çıkış işaretleri şekil olarak benzeyen elektronik devreye analog devre denir. 

ANALOG GÖSTERGE. Büyüklükleri iki sınır değer arasında çok sayıda ara değer şeklinde ifade eden göstergeler analog gösterge denir. 



ANALOG İŞARET. Analog özelliğe sahip fiziksel bir büyüklük bilgi şekline dönüştürülürken, bilgiyi temsil eden işaret doğrudan fiziksel büyüklüğün benzeri ise oluşan işaret analog işaret olarak adlandırılır. 


ANALOG SİNYAL. Veriyi temsil eden karakteristik niceliğin herhangi bir anda sürekli bir aralık içindeki herhangi bir değeri alabildiği sinyale analog sinyal denir. 

ANALOG SİSTEM. Bkz. analog devre


ANALOJİK ÇIKARIM. İki ya da daha fazla nesnenin belli benzerliklerine dayanarak başka benzerlikleri olacağı sonucuna gitmeye analojik çıkarım veya analoji denir. 


ANLAMLILIK DÜZEYİ. Tip 1 hatanın ortaya çıkma olasılığına anlamlılık düzeyi denir. 

Bkz.

tip 1 hata, tip 2 hata


APAÇIK KAVRAM. Aynı zamanda hem açık hem seçik olan kavrama apaçık kavram denir. 

APEKS. Bir çokgende, belli bir yönlendirmeye göre en yüksekte kalan tepe noktasına apeks denir. 

API. İki farklı sistemin birbirleri ile haberleşip veri alışverişi yaptıkları yapılara application programming interface veya kısaca API denir. 

APLİKAT EKSENİ. Üç boyutlu koordinat sisteminde dikey eksen aplikat ekseni olarak adlandırılır.

AR. Bkz. artırılmış gerçeklik teknolojisi

ARA DÜĞÜM. En az bir çocuğa sahip düğüme ara düğüm denir. 

ARAKESİT İŞLEMİ. Verilen kümelerin ortak elemanlarından oluşturulmuş kümeyi veren işlem arakesit olarak adlandırılır.

ARALARINDA ASAL POLİNOMLAR. En büyük ortak bölenleri (ebob) 0-ncı mertebeden bir polinom olan polinomlara göreceli asal polinomlar ya da aralarında asal polinomlar denir. 

ARALARINDA ASAL SAYILAR. En büyük ortak bölenleri 1 olan sayılara göreceli asal sayılar ya da aralarında asal sayılar denir. 

ARAYÜZ. Bilgisayar yazılımlarının kullanıcı tarafından çalıştırılmasını sağlayan, çeşitli resimlerin, grafiklerin yazıların yer aldığı ön sayfaya arayüz denir.

ARDIŞIL LOJİK. Bir kombinezonal devreye ilave olarak bellek elemanları da içeren sayısal sistemler ardışıl lojik olarak adlandırılır. 

ARGAND DİYAGRAMI. Kompleks sayıları düzlemde göstermek amacıyla geliştirilen ve yatay ekseni gerçek eksen, düşey ekseni sanal eksen varsayan koordinat sistemine Argand diyagramı denir. [Jean-Robert Argand, Fransız matematikçi. 1768'de Cenevre'de doğdu. 1806'da cebirin temel teoremini ispatladı. 1822'de Paris'te öldü.]

ARGÜMAN. Bir sonuca varmak için kullanılan önermeler dizisine argüman denir. 

ARİTMETİK BİRİM. Bir tamlık bölgesinin tersinir elemanına aritmetik birim denir.

Ayrıca bkz. 
tamlık bölgesi


ARİTMETİK DİZİ. Ardışık terimleri arasındaki ayrım değişmeyen diziye aritmetik dizi denir. 

Ayrıca bkz.
geometrik dizi


ARİTMETİK FONKSİYON. Pozitif tam sayılar üzerinde tanımlı ve reel değerli fonksiyonlara aritmetik fonksiyon denir. 

ARİTMETİK ORTA. Bkz. aritmetik ortalama


ARİTMETİK ORTALAMA. Aritmetik ortalama, i = 1,2,3, ... için, x i gözlenen değerler ve n gözlem sayısı olmak üzere, i=1nxin ile tanımlanır ve, x ¯ ile gösterilir.   

ARTAN FONKSİYON f ,   bir   I aralığında tanımlı bir fonksiyon olsun.   x 1  ve  x 2 noktaları   I  aralığında herhangi iki nokta olsun. Eğer  x 1 < x 2  iken  f ( x 1 ) < f ( x 2 )  ise   f  fonksiyonu   I  aralığında artandır denir.

ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK TEKNOLOJİSİ. Gerçek dünyada algıladığımız tüm fiziksel unsurların, bilgisayar teknolojileri ile üretilmiş ses, grafik, video ve GPS verileri ile birleştirilmesi yoluyla ortaya çıkan görüntüye artırılmış gerçeklik teknolojisi veya kısaca AR denir. 

ARŞİMED RIESZ UZAYI. Sıralama bağıntısı Arşimed aksiyomu ile verilen Riesz uzayına Arşimed Riesz uzayı denir. [Arşimed, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 287'de doğdu. Hidrostatiğin ve mekaniğin temellerini attı. Doğumdan önce 212'de Sicilya'da öldü. Riesz Frigyes, Macar Matematikçi. 1880'de Györ'de doğdu. Sınırlı simetrik operatörler için spektral teorisini geliştirdi. Riesz grupları, Riesz dizisi ve Riesz uzayının tanımını verdi. 1956'da Budapeşte'de öldü.]

ARŞİMED SARMALI. Bkz. Arşimed spirali

ARŞİMED SIRALI UZAYI. Bir Arşimed sıralaması ile donatılmış lineer uzaya Arşimed sıralı uzayı denir. 

ARŞİMED SPİRALİ. Arşimed spirali,   r   radyal koordinat ve   θ   kutupsal açı olmak üzere, r = a θ ile tanımlanır. 

ART MERİDYEN. Bir meridyenin yarı dairesini tam daire yapan meridyene o meridyenin art meridyeni denir. 

ARZ EĞRİSİ. Ceteris paribus bir malın fiyatı ile arz edilen miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren şekilsel araca arz eğrisi denir. 

ASAL ALT CİSİM. Bir cismin tüm alt cisimlerinin kesişimine asal alt cisim denir.

ASAL ALT HALKA. Birimli bir alt halkanın biriminin ürettiği alt halkaya halkanın asal alt halkası denir. 

ASAL CİSİM. Trivial alt cisimlerden başka alt cismi olmayan cisme asal cisim denir.

ASAL İKİZLER. Farkları 2'ye eşit olan iki asal sayıya asal ikizler denir.


ASAL SAYI. Yalnızca 1'e ve kendisine bölünebilen 1'den büyük doğal sayılara asal tam sayı veya kısaca asal sayı denir.

Ayrıca bkz.
doğal sayı, bileşik sayı


ASAL SAYILAR DİZİSİ. Elemanları asal sayılar olan diziye asal sayılar dizisi denir. 

Ayrıca bkz.
asal sayı


ASAL TAM SAYI. Bkz. asal sayı

ASİMPTOT. Asimptot, sonsuza giden bir eğrinin çeşitli noktalarının gittikçe yaklaştığı başka bir eğriye verilen addır.

ASİMPTOTİK OLARAK DAHA KÜÇÜK FONKSİYON.   D   olmak üzere, f , g : D iki fonksiyon olsun. Her   ϵ > 0   için, 0 < | z z 0 | < δ | f ( z ) | ϵ | g ( z ) | o.b. bir   δ > 0   var ise   z z 0   f ( z ) ,   g ( z ) 'nin küçük o'sudur veya   f ( z ) ,   g ( z ) 'den asimptotik olarak daha küçüktür denir ve, z z 0 f ( z ) o ( g ( z ) ) ile gösterilir.

ASİMPTOTİK OLARAK EŞİT FONKSİYONLAR.   D   olmak üzere, f , g : D iki fonksiyon olsun. lim z z 0 f ( z ) g ( z ) = 1 ise   z z 0   f ( z ) ,   g ( z ) 'ye asimptotik olarak eşittir denir ve, z z 0 f ( z ) g ( z ) ile gösterilir.
ASİMPTOTİK SINIR.   D   olmak üzere, f , g : D iki fonksiyon olsun. 0 < | z z 0 | < δ için | f ( z ) | K | g ( z ) | o.b.   K 0   ve   δ > 0   sayıları var ise   z z 0   g ( z ) ,   f ( z ) 'nin büyük o'sudur veya asimptotik sınırıdır denir ve, z z 0 f ( z ) O ( g ( z ) ) ile gösterilir.

AŞIM. Bkz. rank

AŞİKÂR HALKA. Aşikâr halka, { 0 } ile tanımlanır.

AŞİKÂR HOMOMORFİZMA.   G   ve   H , iki grup olsun.   G 'den   H 'ye aşikâr homomorfizma, ϕ : G H x e H ile tanımlanır.
 
AŞİKÂR İDEAL. Herhangi bir halka için sıfır halkası.

AŞİKÂR TOPOLOJİ X   bir küme olsun.   X   üzerinde tanımlı aşikâr topoloji, { X , } ile tanımlanır.

AŞKIN GENİŞLEME. Bir cismin cebirsel olmayan genişlemesine aşkın genişleme denir.

ATLAS. S bir yüzey olsun. Görüntüleri S 'nin tamamını kaplayan yüzey yamalarının bir ailesine S 'nin bir atlası denir. 

AYIKLAYICI. Ayıklayıcı, programdaki hataları bulmak ver düzeltmek için kullanılan araca verilen addır. 

AYKIRI DOĞRULAR. Aynı düzlemde olmayan doğrulara aykırı doğrular denir.

AYRIK METRİK UZAY. Ayrık metrik ile donatılmış uzaya ayrık metrik uzay denir ve, ( X , d a ) ile gösterilir.

AYRIK OLAYLAR. İki olay aynı anda meydana gelemiyorsa bu olaylara ayrık olaylar denir. 

AYRIK TOPOLOJİ. Bir küme üzerindeki bütün topolojiler latisindeki en büyük elemana ayrık topoloji (İng. discrete topology) denir.

AYKIRI VERİ. Bir değer her iki yönde mesafe olarak kartiller (çeyreklikler) arası açıklığı aşarsa gözlem aykırı değerlidir denir. 

Ayrıca bkz. 
gözlem, kartil


AYRIK DEVİRLER. Ortak elemanı olmayan kümelere ayrık devirler denir.

AYRIK KÜMELER. Ortak elemanı olmayan kümelere ayrık kümeler denir.


AYRIK UZAY. Üzerinde ayrık topoloji tanımlanan kümeye ayrık uzay denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay


AYRILABİLİR UZAY. Sayılabilir yoğun alt kümesi bulunan topolojik uzaya ayrılabilir uzay denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay


AZALAN FONKSİYON f ,   bir   I aralığında tanımlı bir fonksiyon olsun.   x 1  ve  x 2 noktaları   I  aralığında herhangi iki nokta olsun. Eğer  x 1 > x 2  iken  f ( x 1 ) > f ( x 2 )  ise   f  fonksiyonu   I  aralığında azalandır denir.

BAĞDAŞABİLİR SİSTEM. Birinci basamaktan   F ( x , y , z , p , q ) = 0   denkleminin çözümü aynı zamanda   Φ ( x , y , z , p , q ) = 0   denkleminin de çözümü oluyor ise, F ( x , y , z , p , q ) = 0 Φ ( x , y , z , p , q ) = 0 sistemine bağdaşabilir sistem denir.

d y d x + p ( x ) y = q ( x ) y n ile tanımlanır. [Jakob Bernoulli, İsviçreli matematikçi. 1655'te Basel'de doğdu. Büyük sayılar yasasını buldu. Bernoulli diferansiyel denklemini çözdü. 1705'te Basel'de öldü.] 

BAĞLANTILI KÜME. Bir kümenin herhangi iki noktası küme içinde kalan bir eğri ile birleştirilebiliyor ise o kümeye bağlantılı küme denir. 

BERNOUILLI KELEBEĞİ. Bernoulli kelebeği, ( x 2 + y 2 ) 2 = a 2 ( x 2 y 2 ) ile tanımlanır. 

BERNOUILLI RASTGELE DEĞİŞKENİ. İki farklı durumu tanımlamakta 0 ve 1'i kullanan rastgele değişkenlere Bernouilli rastgele değişkeni denir. 

Ayrıca bkz.
rastgele değişken


BETİMSEL İSTATİSTİK. Yığındaki tüm birimlerden ilgili değişken veya değişkenler bakımından verilerin toplanması, düzenlenmesi ve yorumlanmasına betimsel istatistik denir.

BİÇME. Bkz. prizma

BİKONDİSYONEL ÖNERME. Ancak ve ancak bağlacı ile bağlanmış önermeye bikondiyonel önerme denir.

BİLEŞİK KESİR. Payı paydasından küçük olmayan kesire bileşik kesir denir.

BİLEŞİK ÖNERME. Kendisinden başka bir ya da daha fazla bileşeni olan önermeye bileşik önerme denir. 

BİLEŞİK SAYI. Asal olmayan ve 1'den büyük olan tam sayıya bileşik tam sayı veya kısaca bileşik sayı denir. 

BİLEŞİK SERİ. Gözlem değerini iki veya daha fazla değişkene göre bir araya getiren serilere bileşik seri denir. 

BİLEŞİK SINIFLAMA. Bir kütleyi oluşturan birimler bir değişkenin şıklarına göre sınıflandıktan sonra, diğer bir değişkenin şıklarına göre tekrar sınıflama işlemi yapılmasına vasıf kombinezonu veya bileşik sınıflama denir.

BİLEŞİK TAM SAYI. Bkz. bileşik sayı


BİLEŞKE VEKTÖR. İki ya da daha çok vektörün toplamına bileşke vektör denir ve, R ile gösterilir.

Bkz.
vektör


BİLGİ. Verinin işlenmiş ve bir anlam ifade eden haline bilgi denir. [<Yeni Tr. bilgü < Yeni Tr. bili < Eski Tr. bilig < Eski Tr. bil-]


BİLGİSAYAR. Dış dünyadan aldığı veriler üzerinde aritmetiksel ve mantıksal işlemler yapabilen, bu işlemin sonuçlarını yazılı veya görüntülü olarak bildiren, istenildiğinde istenildiği kadar saklayabilen elektronik makineye bilgisayar denir.  

BİLGİSAYAR AĞI Bkz. ağ


BİLGİSAYAR DONANIMI. Bilgisayar donanımı genel olarak, elektronik elemanlardan oluşan ve bilgisayar sistemini oluşturan işlemci, disk, ana kart, bellek gibi birimlere ve bunlar üzerindeki tümleşik devrelere ve ara bağlantılara verilen adlandırmadır. 


BİLGİSAYAR MİMARİSİ. CPU, ana bellek, ikincil bellek ve kontrol devrelerinden oluşan ve bunların birbirleriyle ilişkilendirilmesini tanımlayan modele bilgisayar mimarisi denir. 

BİLGİSAYAR ORGANİZASYONU. Bilgisayar organizasyonu, bilgisayar mimarisine bağlı özellikleri yürüten operasyonel birimleri ve bunların ara bağlantılarını ifade eder.


BİLİM. Doğa olaylarının sınırlanmış bir bölümünü açıklayan bilimsel bilgiler topluluğuna bilim denir. 


BİLİMSEL BİLGİ. Doğa olaylarını açıklayan, geçerliği ve kesinliği kanıtlanabilen düzenli bilgiye bilimsel bilgi denir. 


BİLİNEER FONKSİYON.  f , iki değişkenli bir fonksiyon olsun. Eğer f , her iki değişkene göre lineer ise f bilineerdir denir.

BİLİNMEYEN. Bir denklemi sağlayan sayılara karşılık gelen sembole bilinmeyen adı verilir. 

BİNORMAL. Bkz. bir eğrinin binormali


BİR BİLİNMEYENLİ LİNEER KONGRÜANS.   m > 0   olmak üzere, a x b ( m ) formundaki denklemlere bir bilinmeyenli lineer kongrüans denir.

BİRE BİR DİZİ. Birbirinden farklı elemanlardan oluşan diziye bire bir dizi denir.

BİREBİR YAPI DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. monomorfizma

BİRİM. Üzerinde gözlem ve ölçüm yapılan ve anakütleyi oluşturan en küçük öğeye olgu, denek veya birim adı verilir. 


BİRİM AFİNOR.  t bir tensör olsun. Eğer t ( x , ξ ) = ξ x ise t 'ye birim tensör veya birim afinor denir. 

BİRİM ELEMAN.   ( S , * ) , bir ikili yapı ve   e S   olsun. Her   s S   için, e * s = s * e = s ise   S 'nin   e   elemanı,   *   için birim elemandır denir.

BİRİM HIZLI EĞRİ.  γ : ( α , β )  R n , bir parametrik eğri olsun. Eğer her t  ( α , β ) için,  γ ˙ ( t bir birim vektör ise  γ  eğrisine birim hızlı eğri denir. 


BİRİM KESİR.  Payı 1 olan kesire birim kesir denir.


BİRİM MATRİS. İkinci işlemi birimli olan halka. Esas köşegen üzerindeki elemanları 1 diğer elemanları sıfır olan kare matrise birim matris denir ve,


I n

ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

BİRİM TEĞET VEKTÖRÜ.   f : I n , bir vektör değerli fonksiyon olsun.   t I   olsun.   f 'nin   t   noktasındaki birim teğet vektörü, f ( t ) f ( t ) ile tanımlanır.

BİRİM TENSÖR. Bkz. birim afinor.


BİRİM VEKTÖR. Normu 1 olan vektöre birim vektör denir.

Bkz. 
vektör, norm


BİRİMLİ DOLAM. Bkz. birimli halka

BİRİMLİ HALKA. İkinci işlemi birimli olan halkaya birimli halka denir.

BİRİMSEL UZAY. Bkz. üniter uzay

BİRİNCİ KATEGORİDEN UZAY. Hiçbir yerde yoğun olmayan kümelerin sayılabilir bileşimine eşit olan topolojik uzaya birinci kategoriden uzay denir. 

BİRİNCİ SAYILABİLİR UZAY.   ( X , τ ) , bir topolojik uzay ve   χ ( X , τ ) ,   X topolojik uzayının karakteri olsun.   χ ( X , τ ) 0   ise   ( X , τ )   uzayına birinci sayılabilir uzay denir.

BİT DİZİSİ. 0 ve 1'lerden oluşan sayı dizisine bit dizisi denir.

BİTİŞİK AÇILAR. Bkz. komşu açılar

BİTİŞİK KODLAMA. Bir kodlamada birbirini izleyen sayılara karşılık gelen kodlar arasındaki uzaklık 1 ise o kodlamaya bitişik kodlama denir.

BOBİN. İletken elektrik tellerinin sarmal bir şekilde nüve adı verilen gerece sarılması ile elde edilen devre mekanizmasına bobin denir. 

BOOLE ALT CEBİRİ. Bir Boole cebirinin kendi işlemlerine göre gene bir Boole cebiri olan alt kümesine Boole alt cebiri denir. [George Boole, İngiliz mantıkçı ve matematikçi. 1815'te Lincolnshire'da doğdu. Cebirsel denklemlerdeki boşlukları doldurdu. Mantığı yeni bir tarzda ele aldı, basit bir cebir haline getirerek matematikle birleştirdi. Mantıksal sembollerle cebir sembollerinin benzerliğini ortaya koyarak matematiğe Boole cebirini kazandırdı. Bu mantık, modern sayısal bilgisayarlarda ve elektronik anahtarlı devrelerde kullanıldı. Boole’un yeni cebirinin en büyük başarısı eşgüçlülük yasasını öne çıkarmasıydı. George Boole 1864'te Ballintemple'da öldü. İlerleyen yıllarda bilgisayar bilimindeki doğru ve yanlış değeri alan nesneler Boolean olarak adlandırıldı.]

BOOLE HALKASI. Bütün elemanları idempotent olan halkaya Boole halkası denir. 

BOŞ DİZİ. İçinde hiçbir şey yazmayan diziye boş dizi denir. 

BOŞ GRAF. Bir grafın köşeleri arasında herhangi bir kenar bulunmuyor ise bu grafa boş graf denir. 

BOŞ KÜME. Hiç elemanı olmayan kümeye boş küme denir ve,

Ø

ile gösterilir.

BOŞ MATRİS. Bütün elemanları sıfır olan matrise sıfır matrisi ya da boş matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

BOYUT. Bkz. bir vektör uzayının boyutu

BOZULMAMIŞ LİNEER DENKLEM. Bir lineer denklemin katsayılarından herhangi biri sıfırdan farklı ise bu lineer denkleme bozulmamış lineer denklem denir. 

Bkz. 

bozulmuş lineer denklem


BOZULMUŞ LİNEER DENKLEM. Bir lineer denklemin bütün katsayıları sıfır ise bu lineer denkleme bozulmuş lineer denklem denir.

Ayrıca bkz.
bozulmamış lineer denklem

BÖL VE FETHET ALGORİTMASI. Böl ve  fethet algoritmaları, problemlerin mümkün olan en küçük alt parçalara ayrıldığı, her bir alt parçanın diğerlerinden bağımsız şekilde çözüldüğü algoritmalardır.


BÖL VE YÖNET ALGORİTMASI. Bkz. böl ve fethet algoritması

BÖLGE. Açık ve bağlantılı kümeye bölge denir. 

Ayrıca bkz.
açık küme, bağlantılı küme


BÖLME HALKASI. Her elemanı tersinir olan birimli halka.

Ayrıca bkz.
halka


BÖLÜM. Bölme işlemi sonucunda elde edilen sayıya bölüm denir.

BÖLÜM KÜMESİ.   A , bir küme;   R ,   A 'da bir denklik bağıntısı olsun.   A 'nın bütün denklik sınıfları kümesine bölüm kümesi denir ve, A / R ile gösterilir.

BUHARLAŞMA ISISI. Bir kilogramlık maddenin sıvı-gaz dönüşümü için eklenmesi ya da çıkarılması gereken enerjiye buharlaşma ısısı denir ve, L b ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
erime ısısı


BURULMA. Bkz. torsiyon

BUS. Anakarttaki bütün aygıtlar arasındaki veri iletişimini sağlayan devrelere bus denir. 

BÜKÜMSÜZ GRUP. Bkz. serbest grup

BÜRMANN-LAGRANGE SERİSİ. Bir analitik fonksiyonun başka bir analitik fonksiyonun kuvvetlerine göre seri açılımına Bürmann-Lagrange serisi denir. [Hans Heinrich Bürmann, Alman matematikçi. Lagrange ters fonksiyon teoremini genelleştirdi. 1817'de Mannheim'de öldü. Joseph-Louis Lagrange, İtalyan matematikçi. 1736'da Torino'da doğdu. Asıl adı Lodovico Lagrangia'dır. Diferansiyel kalkülüsü olasılık teorisine uyarladı. Lagrange mekaniğini geliştirdi. 1813'te Paris'te öldü.]

BÜRÜM. Bkz. zarf

BÜRÜM EĞRİSİ. Bkz. zarf eğrisi

BÜTÇE DOĞRUSU. Aynı sabit harcama ile satın alınabilen mal ve hizmet bileşenlerini gösteren şekilsel araç bütçe doğrusu olarak adlandırılır.

BÜTÜNLER AÇILAR. Ölçüleri toplamları 180° olan açılara bütünler açılar denir.

BÜYÜK ÇEMBER. Bir kürenin merkezinden geçen düzlemle kesişimine büyük çember denir. 

BÜYÜK DAİRE. Bir kürenin merkezinden geçen düzlemle kesişimine büyük daire denir. 

BÜYÜK O. Bkz. asimptotik sınır

BÜYÜK OMEGA. Bkz. bir dizinin asimptotik alt sınırı

BÜYÜK THETA. Bkz. bir dizinin sıkı sınırı

BYTE. Bkz. bayt

CANTOR FONKSİYONU. Cantor fonksiyonu Cantor kümesini [0,1] aralığına gönderen sürekli ve azalmayan bir reel fonksiyondur. [Georg Ferdinand Ludwig Philipp Cantor, Alman matematikçi. 1845'te St. Petersburg'da doğdu. Kümeler teorisini geliştirdi. Sonsuz kümeleri matematiksel olarak inceleyen ilk matematikçi oldu. Sonsuzluk hakkındaki fikirleri modern matematiğin temel taşı oldu. Alman Matematik Derneğini kurdu. 1918'de Halle'de bir psikiyatri kliniğinde öldü.]

CARNOT MOTORU. Mümkün olan en verimli ideal motora Carnot motoru denir. [Nicolas Léonard Sadi Carnot, Fransız fizikçi. 1796'da Le Petite Luxembourg'da doğdu. Adını şair Sâdi Şirâzî'den aldı. Termodinamiğin ikinci yasasını buldu. 1832'de Ivry-sur-Seine'de öldü.]

CEBİRSEL DİL. Cebirsel ifadelere benzer deyimlerin oluşturulmasına izin veren programlama dillerine cebirsel dil denir.

CEBİRSEL EĞRİ. Denklemi sadece cebirsel fonksiyonları içeren eğriye cebirsel eğri denir. 

CEBİRSEL KAPALI CİSİM.   F , bir cisim olsun.   F [ x ] 'in sabit olmayan bir polinomunun   F 'de bir kökü var ise   F 'ye cebirsel kapalı cisim denir.

CEBİRSEL SAYI. Rasyonel katsayılı bir polinoma kök olan sayıya cebirsel sayı denir. 

CEBİRSEL YAPI. Boştan farklı bir küme üzerinde en az bir 2-li işlem tanımlanırsa bu küme ile işlemlere cebirsel yapı denir. 

CEBRAİL'İN BORUSU. Bkz. Toricelli trompeti

CİSİM. Değişmeli bölme halkası.


CİSİMSİ (SKEW FIELD). Komütatif olmayan bölme halkası.

CLAIRAUT DENKLEMİ. Bkz. Clairaut diferansiyel denklemi

CLAIRAUT DİFERANSİYEL DENKLEMİ. Clairaut diferansiyel denklemi,   d y / d x = p   olmak üzere, y = x p + f ( p ) ile tanımlanır. [Alexis Claude Clairaut, Fransız matematikçi. 1713'te Paris'te matematikçi bir babanın oğlu olarak doğdu. 1731'de Académie des Sciences'a kabul edilen en genç üye oldu. 1743'te Théorie de la Figure de la Terre başlıklı çalışmasını yayımlayarak Dünya'nın kutuplardan basık olduğunu kanıtladı. 1749'da Elements d'Algèbre adlı kitabını yayımladı. 1752'de üç cisim problemi için geliştirdiği yaklaşık çözümü Théorie de la Lune adlı çalışmasında yayımladı. 1759'da Halley kuyrukluyıldızının geçeceği tarihi bir aylık yanılma payıyla hesapladı. 1765'te Elements de Géometrie adlı bir çalışma yayımladıktan sonra Paris'te öldü.]


ÇAĞIRMA . Bir fonksiyonu çalıştırma işine çağırma (İng. function call) denir.

ÇALIŞMA ZAMANI. Tasarlanan algoritma ile problemin çözümüne ulaşabilmek için yapılan toplam temel operasyon sayısında çalışma zamanı denir ve, T ( n ) ile gösterilir.

ÇALIŞMA ZAMANI HATASI. Bir programın çalışması sırasında beklenmeyen bir durum sonucunda oluşan hatalara çalışma zamanı hatası (İng. runtime error) denir.

ÇARPAN. Bkz. çoğaltan

ÇARPIK CİSİM. Değişmeli olmayan bölüm halkasına çarpık cisim denir.

ÇARPIM. Çarpma işleminin sonucu olan sayıya çarpım denir. 

ÇARPIMSAL BİRİM. Çarpma işlemine göre birim elemana çarpımsal birim denir.

ÇARPIMSAL GRUP. Bir değişmeli grupta işlem • ise bu komütatif (değişmeli) gruba çarpımsal grup denir.

Bkz.
komütatif grup, toplamsal grup

ÇARPIMSAL TERS. Çarpma işlemine göre ters elemana çarpımsal ters denir.

ÇELİŞİK ÖNERMELER. Birisi ötekinin olumsuzu durumunda olan iki önermeye çelişik önermeler denir.  

ÇELİŞKİ. Bir bileşik önerme kendisini oluşturan yalın önermelerin doğruluk değerlerinden bağımsız olarak yanlış ise bu önermeye tüm geçersiz önerme veya çelişki denir.

ÇEMBER. Bir düzlemdeki sabit bir noktaya eşit uzaklıktaki noktaların kümesine çember denir. 

ÇEMBERSEL ÇOKGEN. Çember yaylarından oluşan çokgene çembersel çokgen denir. 

ÇEMBERSEL FONKSİYON. Bkz. trigonometrik fonksiyon

ÇEMBERSEL HALKA. İki merkezdeş çember arasındaki bölgeye çembersel halka denir.

ÇEVİRGE İNTEGRALİ. İntegrasyon bölgesi kapalı bir eğri olan integrale çevirge integrali denir ve, ile gösterilir.

ÇEVREL ÇEMBER. Bir çokgenin köşe noktalarından geçen bir çember var ise bu çembere çevrel çember denir.

ÇEVRİMLİ KODLAMA. Bir kodlamada son sayı ile ilk sayı arasındaki uzaklık 1 olur ise bu kodlamaya çevrimli kodlama denir. 

ÇEYREKTEN AYRILIŞ. Bir veri grubunda üçüncü çeyrek ile birinci çeyrek arasındaki farkın yarısına çeyrekten ayrılış denir ve, Q ile gösterilir.

ÇIKARIM. Bkz. dedüksiyon

ÇİFT GEREKTİRME. Doğru olan bikondisyonel önermeye çift gerektirme denir. 

ÇİFT PERMÜTASYON. Bir permütasyon çift sayıda 2-linin çarpımı ise o permütasyona çift permütasyon denir. 

ÇİZGE. Bkz. graf

ÇOCUK. Bir düğümden sonra yer alan ve o düğüme bir dal ile bağlı olan düğüme çocuk denir.

ÇOĞALTAN. Otonom harcamalardaki birim değişikliğin denge geliri üzerinde ne kadar etki yaratacağını gösteren katsayı çarpan ya da çoğaltan (İng. multiplier) olarak adlandırılır.

ÇOK DEĞİŞKENLİ FONKSİYON. Bkz. çok değişkenli reel değerli fonksiyon

ÇOK DEĞİŞKENLİ REEL DEĞERLİ FONKSİYON.   A n   olmak üzere, f : A fonksiyonuna skaler değerli fonksiyon veya çok değişkenli reel değerli fonksiyon denir.

Ayrıca bkz.
vektör değerli fonksiyon

ÇOK DOĞRUSAL FORM. Bir vektör uzayında tanımlanmış ve her değişkene göre doğrusal olan çok değişkenli fonksiyona çok doğrusal form denir. 

ÇOKGENSEL BÖLGE. Bir çokgen ile iç bölgesinin birleşimine çokgensel bölge denir. 

Ayrıca bkz.
üçgensel bölge

 
ÇOKLU GRAF. Katlı kenar içeren grafa çoklu graf denir.


ÇOKLU KENAR. Bkz. KATLI KENAR.

ÇÖRKÜ. Bkz. abaküs

ÇÖZÜM KÜMESİ. Bir denklemi gerçekleyen elemanların kümesine çözüm kümesi denir. 

DAİRE. Bir çember ile iç bölgesinin birleşimine daire denir.

Ayrıca bkz.
çember


DAİRE DİLİMİ. Bir dairede bir merkez açının gördüğü yay ile sınırlı olan kısmına daire dilimi denir.

Ayrıca bkz.
daire


DAİRESEL KONİ. Tabanı daire olan koniye dairesel koni denir. 

Ayrıca bkz.
daire, koni


DAĞILIM SINIRLARI. Örneklemdeki en küçük değer ile en büyük değere dağılım sınırları denir. 

Ayrıca bkz. 
örneklem

DAİRE. Bir çember ile içinin bileşiminden oluşan kapalı bölgeye daire denir. 

DAİRESEL KONİ. Tabanı daire olan koniye dairesel koni denir. 

DAİRESEL PERMÜTASYON. Nesneleri çemberin üzerine dizerek oluşturulan permütasyona dairesel permütasyon denir. 

Ayrıca bkz.
permütasyon


DAL. 1. Düğümleri birbirine bağlayan kenara dal denir. 2. Akımın ayrıldığı her kola dal adı verilir. 

DALGA BOYU. Bir dalganın birbirini izleyen döngülerindeki benzer noktalar arasındaki mesafeye dalga boyu denir. 

DALLANMA. Programın işleyiş yönünün  koşullu veya koşulsuz olarak değiştirilmesi işlemine dallanma (İng. branching) denir. 

Ayrıca bkz.
kontrol komutları

DAR AÇI.  Ölçüsü 90˚'den küçük açıya dar açı denir. 

DAR AÇILI ÜÇGEN. Bkz. dar üçgen 

DAR ÜÇGEN. Tüm açıları dar açı olan üçgene dar açılı üçgen veya kısaca dar üçgen denir. 

DAYANAK. Bkz. bir fonksiyonun desteği

DDL. Bkz. veri tanımlama dili
 
DEBUG. Mantıksal hataları gidermek ve yazılımdaki bugları bulmak için yapılan işlemlere debug denir.

DEDEKIND BÖLGESİ. Her ideali, bir takım asal ideallerin çarpımı olarak tek türlü yazılabilen bir tamlık bölgesine Dedekind bölgesi denir. [Julius Wilhelm Richard Dedekind, Alman matematikçi. Gauss'un son öğrencisi. 1831'de Braunschweig'de doğdu. 1848'de Collegium Carolinum'a girdi, 1850'de Göttingen Üniversitesine geçiş yaptı. Doktorasını 1852'de Über die Theorie der Eulerschen Integrale başlıklı teziyle aldı. 1854'te Riemann ile birlikte Berlin'e gitti. Daha sonra olasılık ve geometri dersleri vermek üzere Göttingen'e geri döndü. Göttingen'de Galois teorisi ile ilgili konferans verdi. 1858'de Zürih Politeknik Okulunda ders vermeye başladı. 1862'de Technische Hochschule'de ders vermek üzere memleketi Braunschweig'e döndü. 1872'de Interlaken'de tatildeyken Dedekind, Georg Cantor ile tanıştı. 1880'de Berlin ve Roma Akademilerine seçildi. 1894'te emekli oldu. 1888'de, Was sind was sollen die Zahlen? başlıklı, sonsuz küme tanımını içeren kısa bir monografi yayınladı. 1900'de Fransız Bilimler Akademisine seçildi. Oslo, Zürih ve Braunschweig Üniversitelerinden fahri doktora aldı. Dirichlet, Gauss ve Riemann'ın toplu eserlerinin editörlüğünü yaptı. 1916'da Braunschweig'de öldü.]

DEDÜKSİYON. Mantık kurallarının uygulanmasıyla, belitlerden ve doğruluğu bilinen önermelerden yeni bir önerme üretme sürecine çıkarım ya da dedüksiyon denir.

DEĞİŞİM KATSAYISI. Standart sapmanın ortalamaya bölümüne değişim katsayısı denir.

DEĞİŞKEN. 1. Mantıksal bir formülde değeri basit önerme olan P, Q, R, ... gibi simgelere değişken denir. 2. Bir değeri depolamak için kullanılan bellek alanına değişken denir. 

DEĞİŞMELİ GRUP. Bkz. Abelyen grup

DEĞİŞMELİ HALKA. Bkz. komütatif halka

DEĞİŞTİRİLEBİLİR ASAL. Bkz. mutlak asal

DEĞME NOKTASI. Bkz. teğet noktası

DELTAHEDRON. Yüzleri aynı büyüklükteki eşkenar üçgenlerden oluşan çok yüzlüye deltahedron denir.

Ayrıca bkz.
çokyüzlü

DEMET. Bir parametreye bağlı olan eğriler ya da yüzeyler ailesine demet denir.

DENEY. Bir veri kümesi üreten sürece deney denir. 

BİR DENEYİN ÇIKTISI. Bkz. örneklem sonucu

DENGE. Net kuvvetin sıfır olduğu duruma denge denir.

DENGE FAKTÖRÜ. Bir düğümün sol alt ağacının yüksekliği ile sağ alt ağacının yüksekliği arasındaki farka denge faktörü adı verilir.

DENK DENKLEMLER. Çözüm kümeleri eşit olan denklemlere denk denklemler denir. 

DENK KÜMELER. Bkz. eş kuvvetli kümeler

DENKLEM SİSTEMİ. Birden fazla denklemi içeren ifadeye denklem sistemi denir. 

DENKLİK BAĞINTISI. Bir kümede tanımlı bir bağıntı yansıyan, simetrik ve geçişken ise o bağıntıya denklik bağıntısı adı verilir.

DENKLİK SINIFI.   A , bir küme;   R ,   A 'da bir denklik bağıntısı olsun. Bir   a A   elemanının denklik sınıfı, { b A : b R a } ile tanımlanır ve, a ile gösterilir.

DERECE. Bkz. n-nci derece denklem, bir noktanın derecesi

DERLEME. Programlama dili ile yazılmış programın yazım hatalarının olup olmadığının kontrol edilmesini ve ara kod olarak obje kodunun üretilmesini sağlama adımına derleme denir.


DERLEYİCİ. Bir programlama dili ile bilgisayara aktarılan programın bilgisayarın anlayabileceği makine diline çevirmeyi sağlayan ve yazılan programda söz dizim hatalarının olup olmadığını bulan yazılım.

DERNEY. Bkz. seri

DESCARTES İLMİĞİ.  x + y + a = 0   doğrusunu asimptot kabul eden Descartes ilmiği, x 3 + y 3 = 3 ax ile tanımlanır. [René Descartes, Fransız matematikçi. 1596'da Touraine'de doğdu. Analitik geometrinin kurucusudur. Kartezyen koordinat sistemi onun adıyla anılır. 1650'de Stockholm'de öldü.]

DESTEK. Bkz. bir fonksiyonun desteği

DETERMİNİSTİK MODEL. Değişkenler arasında kesin bir ilişki olduğunu varsayan modele deterministik model denir.

Ayrıca bkz.
Stokastik model

DEVİR. Başlangıç ve bitişi aynı olan patikaya döngü ya da devir denir.

DİFEOMORF KÜMELER.  U ve V R n uzayının açık alt kümeleri olsun. Eğer U kümesinden V kümesine bir difeomorfizma var ise U kümesi, V kümesine difeomorftur denir.  


DİFEOMORFİZMA.  U ve V  R n  uzayının açık alt kümeleri olsun. Eğer ϕ : U  V  fonksiyonu homomorfizma ve  ϕ   ile   ϕ  1  fonksiyonlarının ikisi de düzgün ise   ϕ   fonksiyonu bir difeomorfizmadır denir.  


DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir fonksiyondaki bağımlı değişkenin bağımsız değişkene göre çeşitli mertebelerden çeşitli sayıda türevlerini içeren denkleme diferansiyel denklem denir. 

Ayrıca bkz.

sınır değer problemi, başlangıç ve sınır değer problemi, hemen hemen lineer kısmi türevli denklem, kısmi türevli denklem, bir kısmi türevli denklemin derecesi, bir kısmi türevli denklemin mertebesi, bir kısmi türevli denklemin genel çözümü, bir kısmi türevli denklemin özel çözümü, kuazi-lineer diferansiyel denklem

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN DERECESİ. Bir diferansiyel denklemin derecesi, diferansiyel denklemde mertebesi en yüksek türevin derecesi ile tanımlanır.

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN GENEL ÇÖZÜMÜ.  n -nci mertebeden bir diferansiyel denklemin   n   tane parametreden oluşan ve bu parametrelerin tüm değerleri için diferansiyel denklemi sağlayan çözümüne diferansiyel denklemin genel çözümü denir.

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN MERTEBESİ. Bir diferansiyel denklemde en yüksek mertebeden türevin değerine diferansiyel denklemin mertebesi denir. 

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN ÖZEL ÇÖZÜMÜ. Bir diferansiyel denklemin genel çözümünden elde edilen ve diferansiyel denklemin mertebe sayısı kadar özel koşul altında genel çözümdeki parametrelerin hesaplanıp yerine yazılmasıyla elde edilen çözüme diferansiyel denklemin özel çözümü denir. 

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN TEKİL ÇÖZÜMÜ. Bir diferansiyel denklemde genel çözümden elde edilemeyen fakat denklemi sağlayan çözüme diferansiyel denklemin tekil çözümü denir. 

DİFERANSİYEL DÖNME. Bir gök cisminin farklı enlemlerinin veya farklı katmanlarının farklı hızlarda dönmesine diferansiyel dönme denir. 

DİFERANSİYELLENEBİLİR EĞRİ.  I = ( a , b )  R bir açık aralık olmak üzere, α : I  E n t  ( α 1 ( t )  α n ( t ) ) difbilir bir fonksiyon olsun. α ( I )  E n kümesine E n 'de bir parametrik eğri veya diferansiyellenebilir eğri denir.

DİFERANSİYELLENEBİLİR MANİFOLD. Üzerinde bir tam atlas bulunan Hausdorff uzayına diferansiyellenebilir manifold denir.  

DİK AÇI. Ölçüsü 90° olan açıya dik açı denir. 

DİK ÇARPIM. Bkz. kartezyen çarpım

DİK DOĞRULAR. Doğrultuları arasındaki açı 90˚ olan doğrulara dik doğrular denir.

DİK İZDÜŞÜM. Bkz. ortogonal izdüşüm

DİK KENAR. Bir dik üçgende bir dar açının karşısında yer alan kenara dik kenar denir. 

DİK KOORDİNAT FONKSİYONU. R n , standart vektör uzayı olsun.
x j : R n  R ( p 1 ,  , p n )  p j
fonksiyonuna R n uzayında j -nci dik koordinat fonksiyonu denir. 

DİK KOORDİNAT SİSTEMİ. Tüm eksenleri birbirine dik olan koordinat sistemine dik koordinat sistemi denir. 

DİK ÜÇGEN. Bir açısının ölçüsü 90° olan üçgene dik üçgen denir. 

DİK VEKTÖRLER. Bkz. ortogonal vektörler

DİKDÖRTGEN. Bütün açıları dik olan paralelkenara dikdörtgen denir. 

DİKDÖRTGENSEL BÖLGE. Bir dikdörtgenin sınırladığı düzlemsel bölgeye dikdörtgensel bölge denir.

DİKEÇ. Bkz. sütun

DİKLİK MERKEZİ. Bir üçgende yüksekliklerin kesişme noktasına diklik merkezi denir. 

DİKGEN DÖRTGEN. Köşegenleri birbirine dik olan dörtgene dikgen dörtgen denir. 

DİL BİLİMİ. Dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından genel veya karşılaştırmalı olarak inceleyen bilime lengüistiklisaniyat veya dil bilimi denir.


DİL FELSEFESİ. Dilin özü, anlamı, kökeni ve yapısı  felsefî açıdan sorgulayan felsefe dalına dil felsefesi denir.

DİNAMİK PROGRAMLAMA. Alt problemleri çözerek ve çözümleri yeniden kullanarak karmaşık problemleri çözen bir algoritma tekniklerine dinamik programlama denir.

DİNAMO. Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren cihaza dinamo denir. 

DIOPHANT DENKLEMİ. Belirsiz değişken sayısı ikiden az olmayan tam katsayılı cebirsel denklemlere belirsiz denklem ya da Diophant denklemi denir. [Diophantus, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 3. yüzyılda yaşadı. Cebirin kurucusu olarak tanımlanır. Diophant denklemlerini çözdü.]

DİRENÇ. Elektrik akımına gösterilen zorluğa direnç denir.

DİSJÜKSİYON. Ya da bağlacı ile bağlanmış bileşik önermeye disjüksiyon denir. 

DİZEÇ. Bkz. satır

DİZEY. Bkz. matris

DİZİ  (دیزی). İlk terimi olan, her terimin, ardılı bulunan, tekrarsız ve her terime başlangıçtan itibaren sonlu sayıda adımla ulaşılabilen seri (Bertrant Russel).


DİZİ DEĞİŞKEN.  Birden fazla aynı türden değeri saklamak için kullanılan değişkene dizi değişken denir.

DİZİ PARÇASI. Verilerin ortak özelliğini temsil eden bir veya daha fazla aynı simgelerin ardışık dizilimine dizi parçası denir. 

DİZİ UZAYI. Elemanları dizi olan uzaya dizi uzayı denir. 

BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK ALT SINIRI.   a : + +   ve   b : + + , iki dizi olsun. lim n a ( n ) b ( n ) ( 0 , ] gerçekleniyor ise   n   b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük omegası veya asimptotik alt sınırıdır denir ve, n a ( n ) Ω ( b ( n ) ) ile gösterilir.


BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK SIKI SINIRI. Bkz. bir dizinin asimptotik sınırı

BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK ÜST SINIRI.   a : + +   ve   b : + + , iki dizi olsun. lim n a ( n ) b ( n ) [ o , ) gerçekleniyor ise   n   b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük o'su veya asimptotik üst sınırıdır denir ve, n a ( n ) O ( b ( n ) ) ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI OLMAYAN ALT SINIRI.   a : + +   ve   b : + + , iki dizi olsun. lim n a ( n ) b ( n ) = gerçekleniyor ise   n   b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin küçük omegası veya sıkı olmayan alt sınırıdır denir ve, n a ( n ) ω ( b ( n ) ) ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI OLMAYAN ÜST SINIRI.   a : + +   ve   b : + + , iki dizi olsun. lim n a ( n ) b ( n ) = 0 gerçekleniyor ise   n   b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin küçük o'su veya sıkı olmayan üst sınırıdır denir ve, n a ( n ) o ( b ( n ) ) ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI SINIRI.   a : + +   ve   b : + + , iki dizi olsun. lim n a ( n ) b ( n ) ( 0 , ) gerçekleniyor ise   n   b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük thetasıdır veya   b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisi için sıkı sınırdır denir ve, n a ( n ) Θ ( b ( n ) ) ile gösterilir.

DİZİSEL KOMPAKT TOPOLOJİK UZAY. Bkz. dizisel kompakt uzay


DİZİSEL KOMPAKT UZAY. Bir topolojik uzayın her dizisi en az bir yakınsak alt diziye sahip olabiliyorsa bu topolojik uzaya dizisel kompakt topolojik uzay ya da kısaca dizisel kompakt uzay denir. 

Ayrıca bkz.
uzay, topolojik uzay

DML. Bkz. veri manipülasyon dili

DOĞAL LOGARİTMA. Bkz. Napier logaritması

DOĞAL HOMOMORFİZMA.   R , bir halka olsun.   I ,   R 'nin bir ideali olsun. π : R R / I r r + I homomorfizmasına doğal homomorfizma denir.

DOĞAL TABAN.  q  R n olsun. T q ( R n ) , R n uzayının q noktasındaki teğet uzayı olsun. E j q = ( δ j 1 ,  , δ j n ) plmak üzere 1  j  n için elde edilen, { E 1 q ,  , E n q } kümesine T q ( R n ) uzayının doğal tabanı denir.   

DOĞRU AÇI. Ölçüsü 180° olan açıya doğru açı denir. 

DOĞRU AKIM. Şiddeti ve akış yönü zamanla değişmeyen akıma doğru akım denir.


DOĞRU ORANTI. İki değişkenden birisi artarken diğerinin de arttığı ve birisi azalırken diğerinin azaldığı orantıya doğru orantı denir.

Ayrıca bkz.
oran, orantı, ters orantı


DOĞRU PARÇASI. Bir doğrunun üzerinde alınmış iki nokta ile sınırlandırılmış parçasına doğru parçası denir. 

DOĞRU YÖN. Bir diyotta direncin küçük olduğu yöne doğru yön denir. 

DOĞRUDAŞ NOKTALAR. Bir doğru üstünde yer alan noktalara doğrudaş noktalar denir.

DOĞRUSAL ARAMA. Bir elemanın verilen bir girdi içerisinde her elemana tek tek bakılarak aranmasına doğrusal arama denir. 

DOĞRUSAL DENKLEM. Bkz. lineer denklem

DOĞRUSAL PROGRAMLAMA. Bkz. lineer programlama

DOĞRUSAL SIRALANMIŞ SINIF. Elemanları için doğrusal sıralanma bağıntısı tanımlanmış sınıfa doğrusal sıralanmış sınıf denir.

DOĞRUSALLIK. Bir algoritmanın karmaşıklığı ile girdi boyutunun orantılı olmasına doğrusallık denir.  

DOKUNULMAZ SAYI. Başka bir sayının tam bölenlerinin toplamı olmayan sayıya dokunulmaz sayı denir. 

DOLAM. Bkz. halka

DOMAIN. İçinde adreslemenin veya kaynakların ortak kontrol altında olduğu bilgisayar ağı parçasına etki alanı veya domain denir. 

DONANIM. Elektronik elemanlardan oluşan ve bilgisayar sistemini oluşturan işlemci, disk, anakart, bellek birimlerine ve bunlar üzerindeki tümleşik devreler ve ara bağlantılara donanım denir. 

DOSYA. Depolama birimlerinde saklanan veri ve program gruplarına dosya (İng. file) denir. 


BİR DOSYANIN YOLU. Dosyaların adreslerini ifade etmeye dosyanın yolu denir.

Ayrıca bkz.
dosya


DOYMUŞ YÖRÜNGE. 8 elektronlu dış yörüngeye doymuş yörünge denir.

DÖNEL HACİM. Bir düzlemsel alanın bir eksen çevresinde dönmesi ile oluşan katı cismin hacmine dönel hacim denir. 

DÖNEL KATI CİSİM. Bir düzlemsel alanın bir doğru çevresinde dönmesi ile oluşan katı cisime dönel katı cisim denir. 

DÖNEL YÜZEY. Bir düzlem eğrisinin (düzlemsel eğrinin) düzlemdeki bir doğru etrafında dönmesi ile oluşan yüzeye dönel yüzey denir. 


BİR DÖNEL YÜZEYİN DÖNME EKSENİ. Bir dönel yüzeydeki profil eğrisinin etrafında döndüğü doğruya yüzeyin dönme ekseni denir. 


BİR DÖNEL YÜZEYİN MERİDYENLERİ. Bir dönel yüzeyde profil eğrisinin sabit bir açı ile döndürülmesi ile oluşan eğrilere yüzeyin meridyenleri denir. 


DÖNEL YÜZEYİN PARALELLERİ. Bir dönel yüzeyin profil eğrisi üzerindeki sabit bir noktanın yüzeyin dönme ekseni etrafında dönmesiyle oluşan çemberlere yüzeyin paralelleri denir. 

DÖNEM. Bkz. periyot

DÖNGÜ. 1. Bir düğümden başlayıp aynı düğümde biten ve her kenarın yalnızca bir kez kullanıldığı yola döngü denir. 2. Herhangi bir olayın birden fazla kez tekrarlamasına döngü denir. 


DÖNME AÇISI.  γ : ( α , β )  R , birim hızlı bir eğri olsun. ϕ 0 γ ˙ ( s 0 ) = ( cos  ( ϕ 0 ) , sin  ( ϕ 0 ) ) , s 0  ( α , β ) koşulunu sağlasın. Bu durumda, ϕ ( s 0 ) = ϕ 0 koşulunu sağlayan, ϕ : ( α , β )  R düzgün fonksiyonuna γ 'nın ϕ ( s 0 ) = ϕ 0 koşuluyla belirlenen dönme açısı denir. 

DÖNME ENERJİSİ. Bir cismin dönme hareketinden dolayı sahip olduğu enerjiye dönme enerjisi denir.

DÖNÜŞÜMLER GRUBU. Bir uzayın kendi üzerine bütün birebir dönüşümlerinin birleşme işlemi ile oluşturduğu grubuna dönüşümler grubu denir. 

DÖRTGEN. Herhangi üçü aynı doğru üzerinde olmayan dört nokta ve bu noktaları verilen sırada birleştiren dört doğrunun oluşturduğu düzlemsel geometrik şekle dörtgen denir.

DUAL MATRİS. Bileşenleri dual sayılar olan matrise dual matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

DUAL UZAY. Bir vektör uzayının bütün lineer operatörlerinin oluşturduğu vektör uzayına kovektörler uzayı veya dual uzay denir ve, B n  ile gösterilir.

DUAL VEKTÖR. Bileşenleri dual sayılar olan vektöre dual vektör denir.

DURAĞAN ZAMAN SERİSİ. Bir zaman serisinin ortalaması ve varyansı simetrik bir değişme gösteriyorsa veya seri periyodik dalgalanmalardan arınmış ise bu tür serilere durağan zaman serisi denir. 

DURAKLAMA NOKTASI. Bkz. bir fonksiyonun kararlı noktaları

DURGAN. Bkz. sabit

DUVAR KAĞIDI GRUPLARI. Öklid grubunun bölüm uzayının kompakt olan alt gruplarına duvar kağıdı grupları denir. 

DÜĞÜM. 1. Bir bağlı listedeki her bir elemana düğüm (İng. node) adı verilir. 2. İki ya da daha fazla devre elemanının bağlandığı noktaya düğüm denir. 

BİR DÜĞÜMÜN DERİNLİĞİ. Bir düğümün derinliği, düğümden ağaç köküne kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

BİR DÜĞÜMÜN YÜKSEKLİĞİ. Bir düğümün yüksekliği, düğümden ağaçtaki en alt çocuğa kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

DÜŞEN KENAR. Vuruyu oluşturan kenarlardan ikincisine izleyen kenar (İng. trailing edge) veya düşen  kenar (İng. falling edge) denir. 

Ayrıca bkz.

vuru, yükselen kenar


DÜŞÜŞ SÜRESİ. Vurunun yüksekten düşüğe geçmesi için gereken zamana düşüş süresi (İng. fall time) denir. 

Ayrıca bkz.

vuru, yükselme süresi


DÜZ AÇI. Bkz. doğru açı

DÜZENLİ EĞRİ. Bkz. regüler eğri.

DÜZENLİ GRAF. Bkz. regüler graf

DÜZENSİZ MATRİS. Determinantı sıfır olan matrise düzensiz matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


DÜZGÜN ÇOKGEN. Tüm kenarları ve açıları eşit olan çokgene düzgün çokgen denir.

DÜZGÜN EĞRİx ve y sürekli reel fonksiyonlar olmak üzere, C , { x ( t ) y ( t ) a  t  b ile parametrize edilmiş bir eğri olsun. C 'nin başlangıç ve bitiş noktaları sırasıyla ( x ( a ) , y ( a ) ) ve ( x ( b ) , y ( b ) ) ile temsil edilsin. Eğer x  ve y  [ a , b ] kapalı aralığında sürekli ve ( a , b ) açık aralığında aynı anda sıfır değerlerini almıyor ise C 'ye düzgün eğri denir.

DÜZGÜN PİRAMİT. Tabanı düzgün çokgen olan ve yüksekliği tabanın merkezinden geçen piramide düzgün piramit denir. 

DÜZGÜN VEKTÖR BİLEŞENLİ FONKSİYON. Eğer ϕ   vektör bileşenli fonksiyonunun her bileşeni düzgün ise ϕ   düzgündür denir. 

DÜZGÜN YAKINSAK SERİ. Kısmi toplamlar dizisi yakınsak fonksiyonlar dizisi oluşturan seriye düzgün yakınsak seri denir. 

DÜZLEMSEL GRAF. Eğer bir graf düzlemde herhangi iki kenarı kesmeyecek şekilde çizilebiliyorsa o grafa planer graf veya düzlemsel graf denir. 

EBEVEYN. Bir düğümden önce yer alan ve o düğüme bir dal ile bağlı olan düğüme ebeveyn denir. 

EĞİK DAİRESEL KONİ. Tepe noktasının taban düzlemine izdüşümü tabandaki dairenin merkezinde olmayan dairesel koniye eğik dairesel koni denir.

EĞRİ. Eğri tek boyutlu uzaydan   n  boyutlu uzaya sürekli bir eşleme ile tanımlanır. 

BİR EĞRİ AİLESİNİN ZARFI. f ( x , y , α ) = 0 , 1-parametreli eğri ailesi verilsin. Eğer bu eğri ailesi   α   'nın her değeri için bir   C   eğrisine teğet oluyor ise   C   eğrisi   f ( x , y , α ) = 0   ailesinin bir zarfıdır denir.

BİR EĞRİLİĞİN KRİTİK NOKTALARI. Bir işaretli eğriliğin rölatif maksimum veya minimuma sahip olduğu noktalara eğriliğin kritik noktaları denir. 


EĞRİLİK. Bir eğrinin bir noktada ne kadar eğrildiğinin ölçüsüne eğrilik denir ve, κ ( t ) ile gösterilir. 

BİR EĞRİNİN BİNORMALİ. Bir eğrinin oskülatör düzlemine dik olan normaline eğrinin ikinci normali veya binormali denir ve, B ( t ) ile gösterilir.

BİR EĞRİNİN PARAMETRELEMESİ. Görüntü kümesi bir C seviye eğrisi tarafından içerilen bir parametrik eğriye C 'nin bir parametrelemesi denir. 

BİR EĞRİNİN SÜRATİ. Bir eğrinin sürati, eğrinin hızının normu ile tanımlanır.

EKLİPTİK. Dünyanın güneş çevresinde döndüğü yörüngenin üzerinde bulunduğu düzleme tutulum veya ekliptik denir

ELEKTRİK AKIMI. Elektrik yüklerinin belirli bir yöndeki hareketine elektrik akımı denir.

ELEKTRİK ALAN. Elektrik alan,   F 0   ve   q 0   yük olmak üzere, F 0 q 0 ile tanımlanır ve, E ile gösterilir.  

ELEKTRİK ALANI. Bkz. elektrik alan

ELEKTRİK KUVVETİ. Elektrikli cisimleri birbirlerine uyguladığı itme veya çekme kuvvetine elektrik kuvveti denir.

ELEKTRİK POTANSİYELİ. Bir devredeki iki nokta arasındaki elektrik yükü farkına elektrik potansiyeli denir. 

ELEKTRİKLENME. Bir cismin elektron alışverişi ile (+) ya da (-) yük kazanmasına elektriklenme denir. 

ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ENERJİ. Elektrik yüklü bir cismin yükü ve konumundan dolayı sahip olduğu enerjiye elektriksel potansiyel enerji denir ve, U e ile gösterilir.

ELEMANTER MATRİS. Birim matrise sadece bir elemanter satır işlemi uygulayarak elde edilen matrise elemanter matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


ELEMANTER YÜK. Bir elektronun elektrik yüküne en küçük yük veya elemanter yük denir.


ELEMENT. Herhangi bir yolla kendisinden daha basit maddelere dönüştürülemeyen saf maddelere element denir.


ELİG. Elli


ELİPS. Bir düzlemde sabit iki noktaya uzaklıkları toplamı sabit olan noktalar kümesine elips denir. 

Ayrıca bkz.
bir elipsin asal ekseni, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN ASAL EKSENİ. Bkz. elipsin odak ekseni

BİR ELİPSİN BASIKLIĞI. Bir elipsin asal ekseninin uzunluğu ile yedek eksen uzunluğunun farkının asal ekseninin uzunluğuna oranına elipsin basıklığı denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN DIŞ MERKEZLİĞİ. Bir elipste odaklar arasındaki uzaklığın asal eksen uzunluğuna oranına elipsin dış merkezliği denir ve,

e


ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN MERKEZİ. Bir elipsin odaklarını birleştiren doğru parçasının orta noktasına elipsin merkezi denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN ODAK EKSENİ. Bir elipsin odaklarından geçen doğruya elipsin asal ekseni veya elipsin odak ekseni denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN TEPE NOKTALARI. Bir elipsin eksenlerinin elipsi kestiği noktalara elipsin tepe noktaları denir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, eliptik silindir

ELİPTİK SİLİNDİR. Uzayda, x 2 a 2 + y 2 b 2 = 1 ile verilen yüzeye eliptik silindir denir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, kuadratik yüzey, parabolik silindir, hiperbolik silindir, küre, elipsoid, eliptik koni, tek yapraklı hiperboloid, iki yapraklı hiperboloid, hiperbolik paraboloid, eliptik paraboloid

EN AZ ÖNEMLİ BİT. Bkz. en düşük değerli bit


EN DÜŞÜK DEĞERLİ BİT. Bir ikili sayıda en sağdaki basamağa en az önemli bit veya en düşük değerli bit (İng. least significant bit) veya kısaca LSB denir. 

ENDOMORFİZMA. Bir vektör uzayından kendisine giden lineer dönüşüme endomorfizma denir. 

ENDÜKTANS. Enerjiyi manyetik alanda depolayan devre elemanına endüktör veya endüktans denir. 

ENDÜKTÖR. Bkz. endükstans

ENFORMASYON. İşlenmiş veriye enformasyon denir. 

ENGEL EĞRİSİ. Engel eğrisi ceteris paribus tüketicinin geliri ile belli bir malın talep edilen miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren şekilsel araca verilen addır.


ENIAC. Dünyanın ilk genel amaçlı sayısal bilgisayarı.

EPİMORFİZMA. Örten homomorfizmaya epimorfizma denir. 


ERİME ISISI. Bir kilogramlık maddenin katı-sıvı dönüşümü için eklenmesi ya da çıkarılması gereken enerjiye erime ısısı denir ve, L e ile gösterilir.

Bkz.
buharlaşma ısısı


ESAS İDEAL. Tek bir eleman ile üretilen ideale esas ideal denir.


ESAS İDEAL BÖLGESİ. Her ideali esas ideal olan tamlık bölgesi temel ideal bölgesi veya esas ideal bölgesi denir. .


ESAS İDEAL HALKASI. Her ideali esas ideal olan halkaya esas ideal halkası denir.


ESNEKLİK MODÜLÜ. Zorlamanın zorlamaya oranına esneklik modülü denir. 

Ayrıca bkz.
esnek malzeme


ESNEK MALZEME. Eğer bir malzeme kuvvet uygulandığında deforme oluyor ve kuvvet kaldırıldığında tekrar ilk şekline dönüyor ise bu tür malzemelere esnek malzeme denir. 

Ayrıca bkz.
esneklik modülü


EŞ KUVVETLİ KÜMELER. Aralarında bire bir ve örten eşleme tanımlanabilen iki sonlu   A   ve   B   kümesine eşgüçlü kümeler, eş kuvvetli kümeler veya denk kümeler denir ve, A B ile gösterilir.

EŞDEĞERLİ SAYILAR. Tam bölenlerinin toplamı eşit olan sayılara eşdeğerli sayılar denir. 

EŞİT KÜMELER. Elemanları aynı olan iki kümeye eşit kümeler denir. 


EŞİTSİZLİK SİSTEMİ. Ortak çözümleri aranan eşitsizlikler kümesine eşitsizlik sistemi denir. 

EŞKENAR ÇOKGEN. Kenarları eşit uzunlukta olan çokgene eşkenar çokgen denir. 

EŞKENAR DÖRTGEN. Karşılıklı kenarların her iki çiftinin paralel olduğu ve tüm kenarların aynı uzunlukta olduğu dörtgene eşkenar dörtgen denir. 

Ayrıca bkz. 

eşkenar üçgen


EŞKENAR ÜÇGEN. Üç kenarı da eşit olan üçgene eşkenar üçgen denir.


EŞÜRÜN EĞRİSİ. Eşürün eğrisi, ceteris paribus aynı toplam ürünü veren girdi bileşenlerini gösteren şekilsel araca verilen addır.

EŞYAPI DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. izomorfizma

ETKİ BÜYÜKLÜĞÜ. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkinin gücüne etki büyüklüğü (İng. effect size) denir ve,

γ

ile gösterilir.  

EULER DOĞRUSU. Bir üçgende ağırlık merkezi ve diklik merkezinin belirttiği doğruya Euler doğrusu denir. [Leonhard Euler, İsviçreli matematikçi. 1707'de Basel'de doğdu. Aşkın sayılar teorisi, analitik sayılar teorisi ve graf teorisini geliştirdi. Euler sabitinin tanımını verdi. 1783'te St. Petersburg'da öldü.]

EULER DOLAŞIMI. Her kenarın tam olarak bir kez kullanıldığı yola Euler yolu veya Euler dolaşımı denir. 


EULER GRAFI. Eğer bir graf Euler turu içeriyorsa bu grafa Euler grafı denir.

Ayrıca bkz.

graf, Euler turu


EULER TURU. Her kenarın tam olarak bir kez kullanıldığı ve başladığı noktaya geri dönen yola Euler döngüsü veya Euler turu denir.

EULER ÜÇGENİ. Kenarları büyük çemberin çevresinin yarısından küçük olan küresel üçgene Euler üçgeni denir. 

EVREN. Belirli özelliğe sahip tüm gözlemlerin oluşturduğu topluluğa yığın veya evren denir ve, N

ile gösterilir.

EYLEMSİZ REFERANS SİSTEMİ. Newton yasalarının geçerli olduğu referans sistemine eylemsiz referans sistemi denir. 

EYLEMSİZLİK MOMENTİ. Bir eksen etrafında döndürülmek istenen cismin ortaya koyduğu dirence ikinci moment veya eylemsizlik momenti denir. 

EZBERLEME. Bir problemin alt kümelerinin çözümlerini tekrar tekrar hesaplamak yerine bilgisayar hafızasında saklayan yönteme ezberleme denir.

FARK. Çıkarma işleminin sonucuna fark denir. 

Ayrıca bkz.
toplam, çarpım, bölüm

FARK DENKLEMİ. Bir belirsiz fonksiyonun sonlu farklarını içeren denkleme fark denklemi denir. 

FARK VEKTÖRÜ.   A   ve   B , iki vektör olsun. Bu vektörlerin fark vektörü, A = B + X eşitliğini gerçekleyen   X   vektörü ile tanımlanır ve, A B ile gösterilir.

FAZÖR. Bir büyüklüğün hem genliğini hem de açısını gösteren vektöre fazör denir. 

FEDEROV CİSİMLERİ. Paralel kaydırma ile, birbirine girmemek koşulları altında tüm uzayı dolduran konveks çokyüzlülere Federov cisimleri denir. [Evgraf Stepanovich Fedorov, Rus matematikçi. 1853'te Orenburg'da doğdu. Öklid düzlemini doldurabilecek en fazla 17 duvar kağıdı grubu olduğunu ispatladı. 1919'da St. Petersburg'da öldü.]

FERMAT SARMALI. Bkz. Fermat spirali

FERMAT SPİRALİ. Fermat spirali,   r   radyal koordinat ve   θ   kutupsal açı olmak üzere, r = a θ ile tanımlanır. [Pierre de Fermat, Fransız yargıç ve matematikçi. 1607'de Beaumont-de-Lomagne'de doğdu. Orleans Üniversitesinde hukuk eğitimi aldı. Fermat sayılarını tanımladı. Modern sayılar teorisinin kurucusu olarak kabul edilir. 1665'te Castres'de öldü.]

FIBONACCI DİZİSİ. Elemanları Fibonacci sayıları olan diziye Fibonacci dizisi adı verilir. [Leonardo Fibonacci, İtalyan matematikçi. 1170'te Pisa'da doğdu. Ortaçağın en büyük batılı matematikçisi olarak kabul edilir. Arap rakamlarını Avrupa'ya getirdi. 6. yüzyıldan beri bilinen Fibonacci dizisini Avrupa'ya tanıttı. 1250'de Pisa'da öldü.]

FLIP-FLOP. Saat işareti ile tetiklenen saklama elemanlarına flip-flop denir. 

FLOATING-POINT. Kayan nokta.

FONKSİYON. 1.   D   ve   Y , iki küme olsun. Her bir   x D   elemanına karşılık olarak tek bir   f ( x ) Y   elemanı eşleyen bağıntıya fonksiyon denir ve, f ile gösterilir. 2. C programlama dilinde küçük modüllere fonksiyon denir. 

FONKSİYON UZAYI. Bir lineer uzay oluşturan fonksiyonlar kümesine fonksiyon uzayı denir.

FONKSİYONEL. Değerleri sayılar kümesinde olan operatöre fonksiyonel denir.

FONKSİYONEL SERİ. Terimleri fonksiyonlardan oluşturulmuş seriye fonksiyonel seri denir.

BİR FONKSİYONUN DAYANAĞI. Bkz. bir fonksiyonun desteği

BİR FONKSİYONUN DESTEĞİ. Bir fonksiyonun sıfırdan farklı değerler aldığı kümenin kapanışına fonksiyonun desteği denir. 

BİR FONKSİYONUN DURAKLAMA NOKTALARI. Bkz. bir fonksiyonun kararlı noktaları

BİR FONKSİYONUN EKSTREMUM DEĞERİ. Reel değerli bir fonksiyonun yerel maksimumu veya yerel minimumu veya tanımlı olduğu aralıkta aldığı en büyük ve en küçük değerlerden herhangi birine fonksiyonun ekstremum değeri denir. 

BİR FONKSİYONUN GÖRÜNTÜ KÜMESİ. Bir fonksiyonun çıktısını alabileceği olası değerler kümesine fonksiyonun görüntü kümesi denir. 

BİR FONKSİYONUN KARARLI NOKTALARI.   f ,   ( a , b )   aralığında tanımlı, sürekli ve türevlenebilir bir fonksiyon olsun. d f ( x ) d x x = x 0 = 0 eşitliğini sağlayan noktalara duraklama noktaları veya kararlı noktalar denir.

BİR FONKSİYONUN KÖKÜ. Bkz. bir fonksiyonun sıfırı


BİR FONKSİYONUN KRİTİK NOKTALARI.   f : ( a , b )   sürekli bir fonksiyon olsun. Fonksiyonun   ( a , b )   aralığında türevinin olmadığı veya sıfıra eşit olduğu noktalara kritik noktalar denir.

Ayrıca bkz.
bir eğriliğin kritik noktaları, bir fonksiyonun ekstremum değeri, bir fonksiyonun kararlı noktaları


BİR FONKSİYONUN MUTLAK MAKSİMUMU. Bir fonksiyonun bir kümedeki yerel maksimumlarının en büyüğüne fonksiyonun mutlak maksimumu denir. 

BİR FONKSİYONUN MUTLAK MİNİMUMU. Bir fonksiyonun bir kümedeki yerel minimumlarının en küçüğüne fonksiyonun mutlak minimumu denir. 

BİR FONKSİYONUN SIFIRI. Bir fonksiyonu sıfır yapacak değere fonksiyonun kökü veya fonksiyonun sıfırı denir. 

FOURIER AÇILIMI. Bir fonksiyonun Fourier serisi biçiminde gösterilimine Fourier açılımı denir. [Jean-Baptiste Joseph Fourier, Fransız matematikçi. 1768'de Auxerre'de doğdu. Fourier serilerini ve Fourier analizini geliştirdi. 1830'da Paris'te öldü.]

FOURIER KATSAYILARI.   ( C [ a , b ] , < , > ) , bir iç çarpım uzayı olsun.   S = { ϕ 0 , ϕ 1 , , ϕ m , } ,   C [ a , b ] 'nin bir ortogonal alt kümesi ve   f C [ a , b ]   olsun. < f , ϕ k > < ϕ k , ϕ k > , k = 0,1 , , m , sayılarına   f   vektörünün   S   ortogonal kümesine göre Fourier katsayıları denir ve, a k ile gösterilir.

FOURIER KOSİNÜS SERİSİ. Bir Fourier serisi sadece kosinüs terimlerini içeriyorsa bu seriye Fourier kosinüs serisi denir. 


FOURIER SİNÜS SERİSİ. Bir Fourier serisi sadece sinüs terimlerini içeriyorsa bu seriye Fourier sinüs serisi denir.

FRECHET UZAYI. Tam metriklenebilir yerel konveks uzaya Frechet uzayı denir. [René Maurice Fréchet, Fransız matematikçi. 1878'de Maligny'de doğdu. Metrik uzayları ve Fréchet uzaylarını tanımladı. 1973'te Paris'te öldü.]

GALILE SARMALI. Bkz. Galile spirali

GALILE SPİRALİ. Galile spirali,   r   radyal koordinat ve   θ   kutupsal açı olmak üzere, r = a θ 2 d , d 0 ile tanımlanır. [Galileo Galilei, İtalyan matematikçi. 1564'te Pisa'da doğdu. Serbest düşme yasasını deneysel olarak ispatladı. Samanyolu'nun bir bulut değil çok sayıda yıldızdan oluştuğunu keşfetti. 1633'te Engizisyon tarafından ev hapsine mahkum edildi. 1642'de Toscana'da öldü.]

GALOIS GENİŞLEMESİ. Sonlu ve normal genişlemeye Galois genişlemesi denir. [Évariste Galois, Fransız romantik ve matematikçi. 1811'de Bourg-la-Reine'de doğdu. 1823'te Lycée Louis-le-Grand'a girdi. İki yıl sonra okuldan atıldı. 1828'de École Polytechnique sınavlarına girdiyse de başarısız oldu. Aynı yıl École Normale'e girdi. 1830'da okuldan kovuldu. Galois, Ulusal Muhafızların topçu birliğine katıldı. Kısa süre sonra birlik kapatıldı. Galois ise hükumeti devirmeye çalışmaktan tutuklandı. 1831'de beraat ettiyse de kralı tehdit ettiği iddiasıyla Mayıs ayında yeniden tutuklandı. Bir ay sonra beraat etti. Bastille gününde tekrar tutuklanıp mahkum edildi. 1832'de serbest bırakılmıştı. 30 Mayıs 1832'de Paris'te bir düelloda vuruldu. 31 Mayıs'ta Cochin Hastanesinde öldü. Küçük kardeşi Alfred’e olan son sözleri: Ne pleure pas, Alfred ! J’ai besoin de tout mon courage pour mourir à vingt ans ! (Ağlama Alfred! Yirmi yaşında ölmek için tüm cesaretime ihtiyacım var.) oldu. Bulletin de Paris yanlışlıkla “Legallois’nın Ölümü” başlığını attı. Ölümünden iki gün önce Auguste Chevalier'e bir mektup yazarak yaptığı üç çalışmayı ekledi. Hermann Weyl, bu mektup hakkında "belki de insanlık tarihinin en önemli yazılı eseri" diyecekti. Teorilerini anlattığı elyazmalarında bazı son dakika düzeltmeleri yapmış ve yorumlar eklemişti. Bu dipnotlardan biri en unutulmaz ve en hüzünlü olandı: “Je n’ais pas le temps” (Vaktim yok). Ama bu elyazmaları matematiğin yönünü değiştirecekti. Galois’in çalışmaları 1843 yılında Liouville tarafından incelenip onay aldıktan sonra Journal de Mathématiques Pures et Appliquées’ın Ekim-Kasım 1846 sayısında resmi olarak yayımlandı.]

GAUSS DÜZLEMİ. Kompleks sayılar ile birebir eşlenen düzleme kompleks düzlem veya Gauss düzlemi denir. [Johann Carl Friedrich Gauß, Alman matematikçi. 1777'de Braunschweig'de doğdu. 14 yaşındayken Braunschweig Dükü Carl Wilhelm Ferdinand tarafından fark edildi ve Dük eğitim hayatı boyunca ona destek oldu. 1792’de on yedigenin sadece pergel ve cetvel kullanılarak çizilebileceğini keşfetti. 1792-1795 yılları arasında Collegium Carolinum'da okudu. 1795-1798 yılları arasında Göttingen Üniversitesinde eğitim gördü. Gauss bu dönemde Yunanca, Latince ve edebiyat eğitimi gördü. 1796'da karesel karşılıklılık ilkesini ispatladı. Aynı yıl her tam sayının en fazla üç üçgensel sayının toplamı olarak yazılabileceğini ispatladı. Kenar sayısı bir Fermat asalı olan her düzgün çokgenin sadece cetvel ve pergel ile çizilebileceğini ispatladı. 1799’da Helmstedt Üniversitesi’nden doktorasını aldı. Doktora tezinde cebirin temel teoreminin bir kanıtını sundu. 1801’de Latince yazdığı “Aritmetik Araştırmalar”ı yayınladı. Bu eserinde modüler aritmetiği tanıttı. Aynı yıl 1801 yılında Ceres cüce gezegeninin tekrar keşfetti. 1807'de Göttingen Üniversitesinde professör oldu. 1809'da Theoria motus corporum coelestium in sectionibus conicis solem ambientum kitabını yayınladı. Manyetik alanları ölçmek için manyetometreyi icat etti. Matematiksel istatistiğin temellerini attı. 1818’de, Hannover eyaleti için resmi bir jeodezi araştırmasına bilim danış­manı oldu. Bu sırada helyotropu icat etti. 1823 yılında Danimarka Kraliyet Bilimler ve Edebiyat Akademisi tarafından ödüllendirildi. 1828'de diferansiyel geometrinin önemli teoremlerinden biri olan theorema egregium’u ispatladı. 1833'te Weber ile birlikte elektromanyetik telgrafı icat etti. 1855’te Göttingen’de öldü. 1856'da Hannover Kralı verdiği madalyaların üzerine Gauss'un portresini bastırdı ve üzerine Mathematicorum Principi yazdırdı. 1898 yılında Gauss'un gizli günlüğü bulundu.]

GAUSS TAM SAYILAR HALKASI. Gauss tamsayılarının kümesine, standart toplama ve çarpma ile birlikte, Gauss tam sayılar halkası denir ve, [ i ] ile gösterilir. 

GAUSS TAM SAYISI.   a , b   olsun. a + i b kompleks sayısına Gauss tam sayısı denir.

GEÇERLİK. Bir akıl yürütmede sonucun öncül veya öncüllerden zorunlu olarak çıkmasına geçerlik denir. 

GEÇERSİZLİK. Bir akıl yürütmede öncül veya öncüllerin sonucu zorunlu kılamamasına geçersizlik denir. 

GENEL LİNEER GRUP. Çarpma işlemine göre tersi olan   n -boyutlu tüm matrislerin grubuna genel lineer grup denir ve, G L ( n , ) ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

GENİŞ AÇI. Ölçüsü 90˚'den büyük olan açıya geniş açı denir.

GENİŞ AÇILI ÜÇGEN. Bir açısı 90˚'den büyük olan üçgene geniş açılı üçgen denir.

BİR GEOMETRİK DÖNÜŞÜMÜN İKİLİ ELEMANI. Bir geometrik dönüşüm sonrasında kendine dönüşen nokta, doğru ya da düzleme geometrik dönüşümün ikili elemanı denir.


GEOMETRİK DİZİ. Ardışık terimler arasındaki oranın sabit olduğu diziye geometrik dizi denir.

Ayrıca bkz.
terim, oran, dizi, aritmetik dizi

GEOMETRİK SERİ. Geometrik dizinin terimlerinden oluşturulmuş seriye geometrik seri denir. 

GEOMETRİK YER. Uzayda bir açık önermeyi doğrulayan noktaların kümesine önermenin geometrik yeri denir. 

GERÇEK DÜZLEM. Reel sayı ikililerine karşılık gelen düzleme reel düzlem veya gerçek düzlem denir ve, 2 ile gösterilir.


GERÇEK KOD. Algoritmanın herhangi bir programlama diliyle, belirli bir veri yapısı üzerinde gerçekleştirilmiş hali. 


GERÇEK YAMA. Bkz. has yama.


GERÇEKLEŞTİRİM. Yazılımın yaşam döngüsünde kodlanma, test edilme ve kurulumun yer aldığı aşamaya gerçekleştirim denir.

Ayrıca bkz.
yazılım

 

GERÇEL DİZEY. Bkz. Reel matris

GERÇEL SAYI. Bkz. reel sayı

GEREKLİ KOŞUL.   p q   gerektirmesi verilsin.   q   önermesine   p 'ye göre gerekli koşul veya   p 'nin gerekli koşulu denir.

GEREKTİRME. Doğru olan kondisyonel önermeye gerektirme denir.

GERGONNE NOKTASI. Bir üçgenin iç teğet çemberinin değme noktalarını karşı köşelere birleştiren doğruların ortak noktasına Gergonne noktası denir. [Joseph Diez Gergonne, Fransız mantıkçı ve matematikçi. 1771'de Nancy'de doğdu. 1816'da Apollonius probleminin bir çözümünü sundu. 1859'da Montpellier'de öldü.]

GERİ İZLEMELİ ALGORİTMA. Bir problemin çözümünde tüm olasılıkları deneyen algoritmaya geri izlemeli algoritma denir. 

GERİLİM. İki nokta arasındaki elektrik potansiyel farkına gerilim denir.

GEZİ. Bir yürümedeki kenarlar birbirinden farklı ise o yürümeye gezi denir. 

GÖMME. Birebir halka homomorfizmasına halka monomorfizması veya gömme denir.


GÖNDERİM. Bkz. fonksiyon

GÖRECELİ ASAL POLİNOMLAR. Bkzaralarında asal polinomlar

GÖRECELİ ASAL SAYILAR. Bkz. aralarında asal sayılar

GÖRECELİ KOMPAKT KÜME. Kapanışı kompakt olan kümeye göreceli kompakt küme denir. 

GÖRÜNTÜ KÜMESİ. Bkz. bir fonksiyonun görüntü kümesi

GÖZLEM. Kitle ya da örneklemde yer alan her birime denek veya gözlem denir. 


GÖZLEMSEL ÇALIŞMA. Faktör kontrolü olmayan çalışmalara gözlemsel çalışma denir.

Ayrıca bkz.
gözlem


GNOMONİK İZDÜŞÜM. Bir kürenin merkezinden herhangi bir teğet düzlemi üzerine yapılan merkezil izdüşüme gnomonik izdüşüm denir. 

GRAF. Düğümler ve hatlardan oluşan ve konumsal bilgi vermeyip, sadece düğümler arasındaki ilişkiyi gösteren çizgiler topluluğuna graf denir.

BİR GRAFIN LAPLACIAN ÖZDEĞERLERİ. Bir grafın Laplacian matrisinin özdeğerlerine grafın Laplacian özdeğerleri denir. [Pierre-Simon Marquis De Laplace, Fransız matematikçi. 1749'da Beaumont-en-Auge'da doğdu. 1765'te Normandiya Caen Üniversitesine başladı. 1771-1787 yılları arasında Ecole Militaire'de öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1777'de ilk bilimsel makalesini yayınladı. 1785'te Bilimler Akademisi üyeliğine seçilen Laplace, aynı yıl Laplace denklemini tanıttı. 1796'da Exposition du Systeme du Monde'u yayınladı. 1799-1825 yılları arasında Traite de Mecanique Celeste adlı eserini yayınladı. 1814'te Theorie Analytique sur les Probabilite adlı eserini yayınladı. Bu eserde Laplace dönüşünü tanıttı. 1817'de Fransız Akademisinin başkanlığına getirildi. 1827'de Paris'te öldü. ]

GRAFİK. Belirli sayıda nokta ve bu noktaları birleştiren eğrilerden oluşan kümeye grafik denir. 

GRAM MATRİSİ.   V , bir iç çarpım uzayı;   v 1 , , v n , o iç çarpım uzayına ait vektörler olsun. [ < v 1 , v 1 > < v 1 , v n > < v n , v 1 > < v n , v n > ] matrisine bu vektörlerin Gramianı veya Gram matrisi denir ve, G ( v 1 , , v n ) ile gösterilir. [Jørgen Pedersen Gram, Danimarkalı matematikçi. 1850'de Nustrup'ta doğdu. Gram matrisi, Gram noktlaları ve Gram polinomlarını tanımladı. 1916'da Kopenhag'da bir bisikletçinin çarpması sonucu öldü.]

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

GRAMİAN. Bkz. Gram matrisi

BİR GRUBUN EKSPONENTİBir grubun elemanlarının mertebelerinin en küçük üst sınırına o grubun üssü veya eksponenti denir. 

BİR GRUBUN ENDOMORFİZMASI.   ( G , )   bir grup, f : G G bir fonksiyon olsun. a , b G f ( a b ) = f ( a ) f ( b ) ise   f ,   G 'nin bir endomorfizmasıdır denir.

BİR GRUBUN MERKEZİ.   G , bir grup olsun. g G x g = g x koşulunu sağlayan   x G   elemanlarının kümesine grubun merkezi denir ve, Z ( G ) ile gösterilir.

BİR GRUBUN MERTEBESİ. G  bir grup olsun. G  grubunun eleman sayısına bu grubun mertebesi denir ve, | G | ile gösterilir.

BİR GRUBUN OTOMORFİZMASI. Bir grubun bbö endomorfizmalarına o grubun otomorfizması denir. 

BİR GRUBUN RANGIBir serbest değişmeli grupta herhangi bir tabanda bulunan elemanların sayısına o serbest grubun rangı denir. 


BİR GRUBUN ÜSSÜ. Bkz. BİR GRUBUN EKSPONENTİ

GRUP. Bir monoidin her elemanının tersi var ise o monoide grup denir. 

GRUP EPİMORFİZMASI. İki grup arasında örten homomorfizmaya grup epimorfizması denir.

GRUP HOMOMORFİZMASI.   ( G , )   ve   ( H , ) , iki grup, f : G H bir fonksiyon olsun. a , b G f ( a b ) = f ( a ) f ( b ) ise   f ,   G 'den   H 'ye bir homomorfizmadır denir.

GRUP İZOMORFİZMASI. Bir grup homomorfizması bbö ise o grup homomorfizmasına grup izomorfizması denir. 

GRUP MONOMORFİZMASI. Birebir grup homomorfizmasına grup monomorfizması denir.

GRUPLAMA. Bir değişkenin birbirine yakın şıklarını bir araya getirmeye gruplama denir. 

GRUPLANMIŞ BİLEŞİK SERİ. Gözlem değerlerinin iki değişkene göre kombinezonlu olarak gruplandırılmasıyla oluşan seriye gruplanmış bileşik seri denir. 

GRUPOİD.   X , bir küme ve   , bir işlem olsun.   X   kümesi     işlemine göre kapalı ise   ( X , )   sistemine grupoid denir.

GÜNEŞ PİLİ. Üzerlerine gelen ışık enerjisini direkt olarak elektrik enerjisine çeviren cihazlara güneş pili adı verilir. 

GÜÇ. Enerjinin bir biçimden başka bir biçime dönüşme hızına güç denir ve, P ile gösterilir.

GÜÇ FAKTÖRÜ. Alternatif akım devrelerde, devre üzerinde kullanılan gerçek gücün, devreye verilen görünür güce oranına güç faktörü denir.

HALKA EPİMORFİZMASI. Örten halka homomorfizmasına halka epimorfizması denir.


HALKA İZOMORFİZMASI. Bir halkadan başka bir halkaya bbö homomorfizmaya halka izomorfizması denir.


HALKA MONOMORFİZMASI. Bkz. gömme 

BİR HALKANIN MERKEZİ.   R , bir halka olsun.   R 'nin merkezi, { a R : b R a b = b a } ile tanımlanır ve, C ( R ) ile gösterilir.

HAMILTON DÖNGÜSÜ. Bir grafın her bir noktasından geçen döngüye Hamilton döngüsü denir. [William Rowan Hamilton, İrlandalı matematikçi. 1805'te Dublin'de doğdu. Kuaterniyonlar halkasını tanımladı. 1865'te Dublin'de öldü.]


HAMILTON GRAFI. Eğer bir graf Hamilton döngüsü içeriyorsa bu grafa Hamilton grafı denir. 

Ayrıca bkz. 
Hamilton döngüsü


HAMILTON YOLU. Bir graftaki her bir noktanın tam olarak bir kez kullanıldığı yola Hamilton yolu denir.

HAMMING UZAKLIĞI.   n   uzunluğundaki iki kod sözcüğünün arasındaki Hamming uzaklığı, o sözcüklerdeki aynı sırada olup değerleri farklı olan bileşenlerin sayısı ile tanımlanır. [Richard Wesley Hamming, Amerikalı matematikçi. Hamming matrisi, Hamming kodu, Hamming penceresi, Hamming sayıları, Hamming sınırı ve Hamming uzaklığını tanıtmıştır. 1915'te Chicago'da doğdu. Lisansını 1937'de Chicago Üniversitesinden, yüksek lisansını 1939'da Nebraska Üniversitesinden, doktorasını 1942'de Illinois Üniversitesinden aldı.2. Dünya Savaşı sırasında Lousville Üniversitesinde profesörlük yaptı. 1945'te Manhattan projesine katıldı. 1946'da Bell Telefon Laboratuvarlarında çalışmaya başladı. 1968'de Turing Ödülü aldı. 1976'da Donanma Yüksek Okulunuda ders vermeye başladı. 1997'de emekli oldu. Association for Computing Machinery'nin başkanlığını yaptı. 1998'de Monterey'de öldü. Eserleri: Numerical Methods for Scientists and Engineers (1962), Calculus and the Computer Revolution (1968), Introduction To Applied Numerical Analysis (1971), Computers and Society (1972), Digital Filters (1977), Coding and Information Theory (1980), Methods of Mathematics Applied to Calculus, Probability, and Statistics (1985), The Art of Probability for Scientists and Engineers (1991), The Art of Doing Science and Engineering: Learning to Learn (1997).]

HANKEL DETERMİNANTI. Hankel matrisinin determinantına Hankel determinantı denir. [Hermann Hankel, Alman matematikçi. 1839'da Halle'de doğdu. Hankel dönüşümü, Hankel fonskiyonları ve Hankel matrisi ile tanınmaktadır. Mathematische Annalen dergisinde yayımladığı eserler Hankel fonksiyonları teorisinin temelini oluşturur. Silindirik fonksiyonlara ait birçok tanınmış formülü vardır. 1873'da Schramberg'de öldü.]

HAREKET. Bir öteleme ile bir dönmenin bileşkesine hareket denir.

HARMONİK DÖRTGEN. Karşılıklı kenar uzunluklarının çarpımı eşit olan dörtgene harmonik dörtgen denir.

HAS ALT GRUP. Bir grubun kendisinden farklı alt grubuna öz alt grup veya has alt grup denir. 

HAS ALT HALKA. Bir halkanın kendisinden farklı alt halkası.

HAS ALT KÜME. Bir kümenin kendisinden başka alt kümelerine öz alt küme veya has alt küme denir ve, B A ile gösterilir.

HAS İDEAL. Bir halkanın kendinden farklı ideallerine has ideal denir.

Ayrıca bkz. 
halka, ideal


HAS YAMA.  ϕ , bir koordinat yaması olsun. Eğer ϕ , bir homeomorfizma ise ϕ 'ye gerçek yama veya has yama denir. 

HEMEN HEMEN DÜZGÜN YAKINSAK SERİ. Hemen hemen her yerde düzgün yakınsak fonksiyonel seriye hemen hemen düzgün yakınsak seri denir. 

HEMEN HEMEN LİNEER KISMİ TÜREVLİ DENKLEM. Bkz. kuazi lineer kısmi türevli denklem

HERMİSYEN MATRİS. Eşleniğinin transpozesi kendisine eşit olan matrise Hermisyen matris denir. [Charles Hermite, Fransız matematikçi. 1822'de Dieuze'de doğdu. 1842'de École Polytechnique'e kabul edildi. Mezun olamadan okuldan ayrıldı. 1848'de Hermite, École Polytechnique'e geri döndü. Fransız Bilimler Akademisine seçildi. 1873'te yayınladığı Sur la fonction exponentielle adlı kitapta e sayısının tam katsayılı hiçbir cebirsel denklemin kökü olamayacağını ispatladı. 1901'de Paris'te öldü.]

HERMİSYEN UZAY. Bir Hermisyen form ile donatılmış uzaya Hermisyen uzay denir. 

HEURİSTİK ALGORİTMA. Bkz. sezgisel algoritma

HIZ. Bir cismin ya da dalganın birim zamanda aldığı yola hız denir.

HIZLANIM. Bkz. ivme

HİBRİT GERÇEKLEŞTİRİM SİSTEMİ. Derleyici ve yorumlayıcının birlikte kullanıldığı sisteme hibrit gerçekleştirim sistemi denir.

HİLBERT UZAYI. Hilbert uzayı, tam iç çarpım uzayına verilen addır. [David Hilbert, Alman matematikçisi. 1862'de Königsberg'de doğdu. Matematiğin biçimsel temellerinin oluşturulmasına önemli katkılarda bulundu. 1900 yılında Paris'te toplanan Uluslararası Matematik Kongresinde yaptığı Matematik Problemleri başlıklı konuşmasında 20. yüzyıl matematiği için önemli gördüğü 23 problemden oluşan bir liste ortaya koydu. Bu problemlerin ancak bir bölümü günümüze kadar çözülebildi. 1943'te Göttingen'de öldü. Mezar taşında "Wir müssen wissen, wir werden wissen" yazar.]

HİPERBOL. Bir düzlemde sabit iki noktaya uzaklıkları farkı sabit olan noktalar kümesine hiperbol denir.

HİPERBOLİK SARMAL. Bkz. hiperbolik spiral

HİPERBOLİK SPİRALHiperbolik spiral,   r   radyal koordinat ve   θ   kutupsal açı olmak üzere, r θ = a ile tanımlanır.

BİR HİPERBOLÜN ODAK EKSENİ. Bir hiperbolün odaklarından geçen doğruya hiperbolün odak ekseni denir. 

BİR HİPERBOLÜN KÖŞELERİ. Bir hiperbolde, asal eksenin hiperbolü kestiği noktalara hiperbolün köşeleri denir.

BİR HİPERBOLÜN MERKEZİ. Bir hiperbolün odaklarını birleştiren doğru parçasının orta noktasına hiperbolün merkezi denir.

HİPOTENÜS. Bir dik üçgende dik açının karşısındaki kenara hipotenüs denir. 

HİPOTETİK. Varsayımsal.

HİPOTEZ. 1. Verilen bir   p q   bileşik önermesinin   p   bileşenine hipotez denir. 2. Örnekleme dayalı bir kitle parametresinin değeri konusunda ileri sürülen iddiaya hipotez denir. 

HOMEOMORF UZAYLAR.   X   ve   Y , topolojik uzaylar olsun.   X   ve   Y   uzayları arasında bir homeomorfizma varsa bu topolojik uzaylara homeomorf uzaylar denir.

HOMOJEN DENKLEM SİSTEMİ. Bkz. homojen lineer denklem sistemi

HOMOJEN LİNEER DENKLEM SİSTEMİ.   A   bir matris olmak üzere, A x = 0 formundaki sistemlere homojen denklem sistemi veya homojen lineer denklem sistemi denir.

HOMOMORFİZMA. Bkz. grup homomorfizması

HOMOTETİK ŞEKİLLER. Karşılıklı kenarları paralel olan benzer iki şekle homotetik şekiller denir.

HOMOTOPİK TİP. Homotopik tip biri birine homotopik denk olan tüm topolojik uzayların kümesine verilen addır.

HURWITZ POLİNOMU. Tüm köklerinin reel kısımları negatif sayı olan polinoma Hurwitz polinomu denir. [Adolf Hurwitz, Alman matematikçi. 1859'da Hannover'de doğdu. Hurwitz matrisini, Hurwitz polinomunu ve Hurwitz yüzeyini tanımladı. 1919'da Zürih'te öldü.]

HÜKÜM. Verilen bir   p q   bileşik önermesinin   Q   bileşenine hüküm denir.

IRAKSAK DİZİ. Yakınsak olmayan diziye ıraksak dizi denir. 

IRAKSAK SERİ. Yakınsak olmayan seriye ıraksak seri denir.

ISA. Bkz. komut kümesi mimarisi

ISI MOTORU. Isının bir miktarını iş'e dönüştüren cihaza ısı motoru denir. 


IŞIN. Bir doğru üzerinde alınan bir nokta ve bu noktanın bir tarafında kalan tüm noktaların birleşimine ışın denir.

Ayrıca bkz.
doğru


İÇ AÇI. Bir çokgenin ardışık iki kenarının oluşturduğu ve ve çokgenin içinde bulunan açıya iç açı denir. 


İÇ AÇIORTAY. Bir çokgenin bir iç açısını iki eş parçaya ayıran ışına iç açıortay denir.

Ayrıca bkz. 
açıortay, ışın


İÇ ÇARPIM UZAYI. Bir iç çarpım ile donatılmış vektör uzayına iç çarpım uzayı denir. 

İÇ ÇARPIMLI UZAY. Bkz. iç çarpım uzayı

İÇ NOKTA. Bir ağaç grafın bitiş uç noktaları dışında kalan diğer noktalara iç nokta denir. 

İÇ YARIÇAP. Bir düzgün çokgenin merkezinden, çokgenin kenarlarından birine olan dikey uzaklığa  kısa yarıçap  veya iç yarıçap denir.

İÇBÜKEY ÇOKGEN. Bkz. konkav çokgen

IDE. Entegre geliştirme ortamları.


İDEAL. Hem sağ hem sol ideale ideal (Rus. идеал, İng. ideal) denir.


İDEMPOTENT ELEMAN.  ( A , ) ,  bir cebirsel yapı ve   x A   olsun. Eğer   x x = x   ise   x   idempotenttir denir.

Ayrıca bkz.
idempotent matris


İDEMPOTENT MATRİS. A  bir kare matris olsun. Eğer  A 2 = A  ise,  A 'ya idempotent matris denir.

Ayrıca bkz.
idempotent, alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris 

İKİ BOYUTLU DİZİ. Bkz. matris

İKİ OYUNCULU OYUN. Sadece iki rakip oyuncunun bulunduğu oyuna iki oyunculu oyun denir. 

İKİ PARÇALI GRAF. Bir grafın noktalar kümesi, her bir noktası aynı kümedeki diğer noktalar ile komşu olmayacak biçimde   U   ve   W   gibi iki ayrık kümeye bölünebiliyor ise bu grafa iki parçalı graf denir ve, G = ( U , W , E ) ile gösterilir.

İKİ PARÇALI TAM GRAF.   | U | = m   ve   | W | = n   olmak üzere,   G = ( U , W , E )   iki parçalı grafı için, her   i U   noktasının derecesi   d i = n ve her   j W   noktasının derecesi   d j = m   oluyor ise bu grafa iki parçalı tam graf denir ve, K m , n ile gösterilir.



İKİNCİ DERECE EŞİTLİK. Bkz. kuadratik eşitlik

İKİNCİ EĞRİLİK. Bkz. torsiyon

İKİNCİ NORMAL. Bkz. bir eğrinin binormali

İKİNCİ SAYILABİLİR UZAY. Bir topolojik uzay sayılabilir bir tabana sahip ise o topolojik uzaya ikinci sayılabilir uzay denir. 

İKİNCİ NORMAL. Bkz. binormal


İLETİŞİM KANALI. Sonlu bir kanal alfabesi ile kanal olasılıklarının bir kümesine bir iletişim kanalı denir.

İLETKEN. Dış yörüngelerinde 4'ten az elektron bulunan ve serbest elektron sayısı fazla olan maddelere iletken denir.



İLGİLİ ELEMANLAR.   R , bir halka ve   a , b R { 0 }   olsun.   a | b   ve   b | a   ise   a   ile    b   ilişkilidir veya ilgilidir denir ve, a b ile gösterilir.

İLGİLİ TAM SAYILAR. Tam sayılar halkasının ilgili elemanlarına ilgili tam sayılar denir. 

İLİNGE. Bkz. topoloji

İLİNTİ KAVRAMI. Yüklem durumundaki kavram öznenin özüne ait değil de onun ilintisine ait ise bu kavrama ilinti kavramı denir. 

İLİŞKİLİ ELEMANLAR. Bkz. ilgili elemanlar

İLKEL PİSAGOR ÜÇGENİ. Kenar uzunlukları aralarında asal olan dik üçgene ilkel Pisagor üçgeni denir. [Sisamlı Pisagor, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 570'te Sisam'da doğdu. Miletli Thales'in öğrencisidir. En önemli önermesi Pisagor teoremidir. Çarpım tablosunu ilk kullanan matematikçi Pisagor'dur. Doğumdan önce 495'te öldü.]

Ayrıca bkz.
aralarında asal sayılar, Pisagor üçgeni


İLMİK. Bkz. ilmek

İLMEK. Başlangıç ve bitiş noktası aynı olan kenara ilmek denir.


İMKÂNSIZ OLAY. Bir deneyin sonuçlarından biri olmayan olaya imkânsız olay denir.

Ayrıca bkz.
deney, olay, kesin olay

IMPLEMENTATION. Gerçekleştirim.

İMPLİKASYON. Bir önermenin başka bir önermeyi zorunlu olarak doğurmasına implikasyon denir.

İNDİRGENEBİLİR TAM SAYI. Kendisinden ve birden farklı tam sayıların çarpımı biçiminde gösterilebilen tam sayıya indirgenebilir tam sayı denir.

İNDİRGENMİŞ HALKA. Bir halkanın nil radikali sıfır ise bu halkaya indirgenmiş halka denir. 

Ayrıca bkz.
halka


İNDÜKTANS. Bir bobin veya bir devrenin manyetik alan içindeki akıma karşı direnci indüktans olarak adlandırılır.

İNTEGRAL ARALIĞI. Tek değişkenli bir fonksiyonun belirli integralinin alt ve üst sınırları arasındaki noktalar kümesine integral aralığı denir.

İNTEGRAL DENKLEM. Bilinmeyeni fonksiyon olan ve bilinmeyen fonksiyonu integral altında bulunan denkleme integral denklem denir.

İNTEGRAL DİFERANSİYEL DENKLEM. Bilinmeyeni fonksiyon olan, bilinmeyenin türevlerini ve bu bilinmeyeni integral altında içeren denkleme integral diferansiyel denklem denir. 

İNTEGRAL İÇ ÇARPIM.   C [ a , b ] ,   [ a , b ]   aralığında sürekli reel değerli fonksiyonlar olsun.   f   ve   g ,   [ a , b ]   aralığında sürekli fonksiyonlar olsun.   f   ve   g 'nin integral iç çarpımı, a b f ( x ) g ( x ) d x ile tanımlanır ve, f , g  veya  f | g ile gösterilir.

İNTERNET. TCP/IP protokolleri kullanılarak bilgisayarların birbirine bağlanmasına internet denir. 

İNVARYANT. 
(İng. invariant, Rus. инвариант, Fars. ناوردا, Ar. لامتغير)

Dönüşümler altında değeri değişmeyen niceliğe invaryant denir. 

Ayrıca bkz.
kovaryant


İRRASYONEL SAYI. Rasyonel olmayan reel sayıya irrasyonel sayı denir. 


İSTATİSTİK. Örneklemi karakterize eden değerlere istatistik denir. 

Ayrıca bkz.
örneklem


İSTATİSTİKSEL TÜMEVARIM. Örnekten hareketle istatistik analiz metotlarıyla ana kütlenin özelliklerinin gerçeğe yakın tanımlanmasına istatistiksel tümevarım denir. 

İŞ. Bir kuvvetin bir yol boyunca uygulanmasına denir ve, E ile gösterilir.

İŞARETLİ EĞRİLİK. Bir eğrinin teğet vektörünün dönme hızına işaretli eğrilik denir. 


İŞLEÇ. Matematiksel, mantıksal ve atama işlemlerini gerçekleştirmek için kullanılan simgelere operatör veya işleç denir.

İŞLEM. Bkz. 2-li işlem

İŞLETİM SİSTEMİ. İşletim sistemi, ana ve yan belleklerin en verimli biçimde kullanılması, çevre cihazlarla olan iletişimin sağlanması, bilgi dosyaları üzerinde işlemlerin yapılması, çeşitli hizmet ve uygulama programlarının çalıştırılması gibi olanakları sağlayan ve programlama dillerine destek veren
programlar topluluğuna verilen addır. 

İŞLEV. Bkz. fonksiyon

İTERATİF YAKLAŞIM. Bir algoritma içerisindeki belirli bir kodun tekrarlanması ihtiyacının ilgili programlama ihtiyacının ilgili programlama dilinin döngü deyimleri kullanılarak karşılanmasına çevrimli yaklaşım veya iteratif yaklaşım denir.

İVME. Hızın zamana göre değişimine ivme denir.

İYİ SIRALI KÜME. Üzerinde iyi sıralama bağıntısı tanımlı kümeye iyi sıralı küme denir.

İZLEYEN KENAR. Bkz. düşen kenar

İZOLATÖR. (i)   G   bir grup ve   H   , G   'nin bir alt grubu olsun.   H   'nin   G   içindeki izolatörü,
{ g G : n N 1 g n H } ile tanımlanır ve, I G ( H ) ile gösterilir. 
(ii)   G 'nin her alt grubunun izolatörü alt grup ise   G     grubu izolatör özelliğini sağlar denir. 

İZOLE NOKTA. Bir grafta derecesi 0 olan noktaya izole nokta denir.

İZOMETRİ. Uzaklıkları koruyan, noktalardan noktalara bir dönüşüme izometri denir. 

İZOMETRİK GÖMME. Birebir izometrik daldırmaya izometrik gömme denir.

İZOMETRİK İNVARYANT. İzometrilerde değişmeyen özelliklere izometrik invaryant denir.

İZOMETERİK İZOMORFİZMA. İzometrik izomorfizma, örten izometrilere verilen addır. 

BİR İZOMETRİNİN DEĞİŞMEZ ŞEKLİ. Bir izometri altında kendisine dönüşen bir şekle izometrinin değişmez şekli denir.

İZOMORF GRAFLAR.   G 1 = ( V 1 , E 1 )   ve   G 2 = ( V 2 , E 2 ) , iki graf olsun.   G 1   ve   G 2   graflarının noktaları ve kenarları arasında onların özelliğini koruyacak biçimde birebir bir dönüşüm var ise   G 1   ve   G 2   izomorftur denir ve, G 1 G 2 ile gösterilir.

İZOMORF GRUPLAR.   G   ve   H , iki grup olsun. Eğer   G   ve   H   arasında bir izomorfizma var ise bu gruplar izomorftur denir ve G H ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
grup, izomorfizma


İZOMORFİZMA. bbö homomorfizmaya izomorfizma denir.

Ayrıca bkz.
homomorfizma

JACOBI POLİNOMU. Jacobi polinomu,   α , β   reel sayılar olmak üzere, ( 1 ) n 2 n n ! ( 1 x ) α ( 1 + x ) β d n d x n [ ( 1 x ) α + n ( 1 + x ) β + n ] ile tanımlanır ve, P n ( x ; α , β ) ile gösterilir. [Carl Gustav Jacob Jacobi, Alman matematikçi. 1804'te Potsdam'da doğdu. Niels Henrik Abel ile eliptik fonksiyonlar teorisini kurdu. Sayılar teorisi, lineer cebir ve diferansiyel denklemler alanlarına önemli katkılarda bulundu. 1851'de Berlin'de öldü.]

JENERATÖR. Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren aletlere jeneratör denir. 

JİTTER. Bir internet bağlantısında veri transferi sırasında yaşanan gecikme tutarsızlığına jitter denir. 

JOKER. Bir ya da birden fazla karakter yerine geçen ifadelere joker denir. 

JORDAN BÖLGESİ. Bir Jordan eğrisinin içine Jordan bölgesi denir. [Marie Ennemond Camille Jordan, Fransız matematikçi. 1838'de Lyon'da doğdu. Lycée de Lyon'u bitiren Jordan 1855'te matematik okumak üzere École Polytechnique'e başladı. 1861'de doktora tezi kabul edildi. İki kısımdan oluşan doktora tezinin birinci kısmının başlığı Sur le nombre des valeurs des fonctions, ikinci kısmının başlığı Sur des periodes des fonctions inverses des intégrales des différentielles algebriques'ti. École Polytechnique'te 1876'da profesör oldu. 1883'te Collège de France'ta çalışmaya başladı. Jordan eğri teoremini ve Jordan matrisini geliştirdi. 1922'de Paris'te öldü.]


JORDAN EĞRİSİ. Kendini kesmeyen ve sadece uç noktalarda kesişen kapalı eğriye Jordan eğrisi denir. 

Ayrıca bkz. 
eğri, basit eğri

KABA KUVVET ALGORİTMASI. Bir problemin çözümü aşamasında, kabul edilebilir bir çözüm elde edene kadar tüm olasılıkları deneyen algoritmalara kaba kuvvet algoritması denir. 

KAKURO (カックロ). Bir diyagramdaki kutuların 1'den 9'a kadar rakamlarla doldurulması esasına dayanan bir oyun.

KALITIM. Bir sınıftaki programlama birimlerinin diğer sınıflar tarafından kullanılabilmesine miras ya da kalıtım denir.

KALITSAL ÖZELLİK. Bir topolojik uzaya ait bir özellik o uzayın bütün alt uzaylarında var ise bu özelliğe kalıtsal özellik denir. 

BİR KANALIN BANT GENİŞLİĞİ. Bir kanal üzerinde taşınabilecek en fazla frekansa sahip sinyale bu kanalın bant genişliği denir.

Ayrıca bkz.
kanal


KAPAÇIK KÜME. Bir topolojik hem kapalı hem açık olabilen bir alt kümeye kapaçık küme denir. 

Ayrıca bkz.
açık küme, kapalı küme


KAPALI DEVRE. Bir devre içinde akım dolaşıyorsa o devreye kapalı devre adı verilir. 


KAPALI KÜME. Bir topolojik uzayda açık kümenin tümleyenine kapalı küme denir. 

KAPALI YÜZEY. Uzayı iç ve dış olmak üzere iki kısma bölen yüzeylere kapalı yüzey denir. 

KAPSÜLLEME. Bir sınıftaki programlama birimlerinin diğer sınıflardan erişilebilmesine kapsülleme denir.

KARAKTER DİZİSİ. Bkz. string

KARAKTERİSTİK EĞRİ. 1-parametreli bir yüzey ailesi verilsin. Bu yüzey ailesinin her elemanına bir   C   eğrisi boyunca teğet olan bir zarf varsa   C   eğrisine karakteristik eğri denir.
 
KARAKTERİSTİK SAYI. Karakteristik polinomun köklerinden her birine karakteristik sayı denir. 

KARAR. İkili bir ağaçta derecesi 3 olan noktaya karar denir.

KARARLI NOKTA. Bkz. bir fonksiyonun kararlı noktaları

KARE. Eşkenar dikdörtgene kare denir. [Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARE MATRİS. Satır ve sütun sayıları eşit olan matrise kare matris denir. [Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


BİR KARE MATRİSİN İZİ. Bir kare matrisin köşegeni üzerindeki elemanların toplamına kare matrisin izi denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

KARESEL BÖLGE. Bir karenin sınırladığı düzlemsel bölgeye karesel bölge denir. [Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARESEL FARK.  x 1 , . . . , x n   sayılarının bir   a sayısından karesel farkı, ( x 1 a ) 2 + . . . + ( x n a ) 2 n ile tanımlanır. [kare + sel > Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARESEL HATA. Bkz. karesel fark

KARESEL MATRİS. Bkz. kare matris

KARESEL POLİNOM. Bkz. kuadratik polinom

KARESEL SAYI. Bir doğal sayının karesi olan sayıya karesel sayı denir. [kare + sel > Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARESİZ. Hiçbir asal sayının karesi ile bölünmeyen sayı. [kare + siz > Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARIŞIK KISMİ TÜREV. Çok değişkenli fonksiyonun farklı değişkenlerine göre alınan türeve karışık kısmi türev denir. 

KARIŞIK PERİYODİK KESİR. Periyodu virgülden hemen sonra başlamayan kesire karışık periyodik kesir denir. 

KARMAŞIK SAYI. Bkz. kompleks sayı

KARMAŞIK VEKTÖR UZAYI. Bkz. kompleks vektör uzayı

KARMAŞIKLIK. Bir algoritmanın ihtiyaç duyduğu zaman ve bellek miktarına karmaşıklık denir. 

KARTEZYEN DÜZLEM. Bkz. analitik düzlem

KATEGORİK OYUN. Beraberliğin imkânsız olduğu oyunlara kategorik oyun denir. 

KATENARİ. Düzlemde   y -eksenini   ( 0 , a )   noktasında kesen katenari veya zincir eğrisi, y = a cosh ( x a ) ile tanımlanır.

KATET. Bir dik üçgende dik kenarların her birine katet denir. 

KATLI KENAR. Bir grafın herhangi iki noktası arasında birden fazla kenar bulunuyorsa bu kenarlara paralel kenar, çoklu kenar veya katlı kenar denir.


KAVRAM. Nesne ya da olgulara verdiğimiz adların aklımızda yer alan tasarımlarına kavram denir. 


BİR KAVRAMIN KAPLAMI. Bir kavramın ilişkin olduğu, içine aldığı, gösterdiği nesnelere kavramın kaplamı denir. 

Ayrıca bkz.
kavram, içlem


KAYNAK KODLAMASI. Verimlilik esasına dayalı olarak kaynak simgelerinin asgari yapıda nasıl temsil edileceği problemine kaynak kodlaması denir.

KENAR. Bir graf temsilinde köşeleri birleştiren çizgilere kenar denir.

KENAR ORTAY. Bkz. bir üçgenin kenar ortayı

KERNEL. Bkz. çekirdek

KESİK KONİ. Bir koninin paralel iki düzlem arasında kalan parçasına kesik koni denir.

KESİKLİ ÖRNEKLEM UZAYI. Eğer bir örneklem uzayı sonlu ya da sayılabilir sonsuz sayıda mümkün durum içeriyorsa kesikli örneklem uzayı olarak adlandırılır.

Ayrıca bkz.
örneklem, uzay, örneklem uzayı


KESİLMİŞ YAKLAŞIM.   x , bir desimal sayı olsun.   x 'in   n -nciden sonra tüm rakamları atılarak elde edilen sayıya   x 'in   n   desimale yutulmuş yaklaşımı veya   n   desimale kesilmiş yaklaşımı denir ve x ^ ile gösterilir.

KESİN OLAY. Bir deneyin sonuçlarının her birini içeren olaya kesin olay denir. 

Ayrıca bkz.
deney, olay, imkânsız olay

KESİŞME AÇISI. Kesişen iki eğrinin kesim noktasındaki teğetlerinin arasındaki açıya kesişme açısı denir.

KEYFİ SABİT. Herhangi bir koşula bağlı olmayan sabite keyfi sabit denir. 

KISA YARIÇAP. Bkz. iç yarıçap

KISMİ BÖLÜNMÜŞ FARK. Bir çok değişkenli fonksiyonun, öteki değişkenleri sabit tutularak bir değişkene göre bölünmüş farkına kısmi bölünmüş fark denir. 

KISMİ ÇARPIM. Bir sonsuz çarpımın, birinci elemanından başlayan, sonlu sayıda ardışık elemanının çarpımına kısmi çarpım denir. 

KISMİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bkz. kısmi türevli denklem

KISMİ DİFERANSİYELLENEBİLİR FONKSİYON. Kısmi türevleri bulunan çok değişkenli fonksiyona kısmi diferansiyellenebilir fonksiyon denir. 

KISMİ DÖNÜŞÜM. Bir çok değişkenli fonksiyonun bazı değişkenlerine uygulanan dönüşüme kısmi dönüşüm denir.  

KISMİ FONKSİYONEL. Fonksiyonlar uzayının her yerinde tanımlı olmayan fonksiyonele kısmi fonksiyonel denir. 


KISMİ SIRALAMA. Bir sıralama bağıntısı tanımlanmış bir kümede karşılaştırılamayan elemanlar varsa, bu sıralamaya kısmi sıralama denir. 

Ayrıca bkz.
bağıntı


KISMİ SIRALI KÜME. Üzerinde kısmi sıralama bağıntısı tanımlanmış boş olmayan kümeye kısmi sıralı küme denir. 

Ayrıca bkz.
bağıntı


KISMİ TOPLAM. Bir sonsuz serinin, birinci elemanında başlayan ardışık elemanlarının toplamına kısmi toplam denir. 

Ayrıca bkz.
bağıntı


KISMİ TÜREV.   f   bir çok değişkenli fonksiyon olsun.  x k f 'nin bir bağımsız değişkeni olsun. Diğer değişkenler sabit tutularak ve   x k   değişkenine göre alınan türeve   f   'nin   x k 'ya göre türevi denir ve, f x k veya, f ( x k , ) x k ile gösterilir.

KISMİ TÜREVLİ DENKLEM. Bir bağımlı değişkenin iki ya da daha fazla bağımsız değişkene göre türevlerini içeren denkleme kısmi türevli denklem denir.

Ayrıca bkz.
adi diferansiyel denklem


BİR KISMİ TÜREVLİ DENKLEMİN DERECESİ. Bir kısmi türevli denklemde bulunan en yüksek mertebeli (basamaklı) türevin cebirsel derecesine denklemin derecesi denir.


BİR KISMİ TÜREVLİ DENKLEMİN MERTEBESİ. Bir kısmi türevli denklemde bulunan en yüksek mertebeli (basamaklı) türevin mertebesine denklemin mertebesi denir.

BİR KISMİ TÜREVLİ DENKLEMİN GENEL ÇÖZÜMÜ. Bir kısmi türevli denklemin basamağı kadar keyfi fonksiyon kapsayan ve denklemi özdeş olarak sağlayan bir yüzey ailesine bu kısmi türevli denklemin genel çözümü denir.

BİR KISMİ TÜREVLİ DENKLEMİN ÖZEL ÇÖZÜMÜ. Bir kısmi türevli denklemin özdeş olarak sağlayan ve keyfi fonksiyon veya keyfi parametre kapsamayan bir fonksiyona bu kısmi türevli denklemin bir özel çözümü denir.

KIT SAYI. Kendisi dışındaki tam bölenlerinin toplamından büyük olan sayıya kıt sayı denir. 

KIVIL ALAN. Bkz. elektrik alan

KİNETİK ENERJİ. Bir cismin hızından dolayı sahip olduğu enerjiye kinetik enerji denir. 

KİRİŞ. Herhangi bir eğri veya yüzeyin iki noktasını birleştiren doğru parçasına kiriş denir. 

KİRİŞLER DÖRTGENİ. Köşeleri bir çember üzerinde olan dörtgene kirişler dörtgeni denir.

KİTLE. Bkz. evren

KOD SİMGELERİ.   A , bir kod alfabesi olsun.   A 'nin elemanlarına kod simgeleri denir.

KOD SÖZCÜĞÜ. Bir   q -lu kodun her bir elemanına kod sözcüğü denir.

KODLAMA. Kaynak alfabe simgelerini simgelerin başka bir sistemi ile temsil etmeye kodlama denir.

KOLİNASYON. Düzlemden-düzleme veya uzaydan-uzaya olan ve noktaları noktalara, doğruları doğrulara, düzlemleri düzlemlere resmeden dönüşüme kolinasyon denir. 

KOLOGARİTMA. Kologaritma, negatif logaritmaya verilen addır. 



KOMBİNASYON.   A , bir küme ve   | A | = n   olsun.   A 'nın   r   elemanlı bir alt kümesine   A 'nın   r 'li kombinasyonu denir.


KOMPAKT DESTEKLİ FONKSİYON. Desteği kompakt küme olan fonksiyona kompakt destekli fonksiyon denir. 


KOMPAKT KÜME. Kapalı ve sınırlı kümelere kompakt küme denir.


KOMPAKT UZAY. Her açık örtüsünden sonlu üyeli bir alt örtü elde edilebilen bir topolojik uzaya tıkız uzay ya da kompakt uzay denir.

Ayrıca bkz.
uzay, topolojik uzay, sayılabilir kompakt uzay, kompakt küme

KOMPLEKS. Kompleks, boştan farklı alt kümeye verilen addır. 

KOMPLEKS EŞLENİK. Bir kompleks sayının sanal kısmının işaretinin değiştirilmesi ile elde edilen kompleks sayıya kompleks eşlenik veya kısaca eşlenik denir. 

KOMPLEKS FONKSİYON. Orijinali ve görüntüleri kompleks sayılar olan fonksiyonlara kompleks fonksiyon denir.

KOMPLEKS SAYI.   a   ve   b   reel sayılar ve   i   sanal birim olmak üzere, a + i b biçimindeki sayılara kompleks sayı denir ve, z ile gösterilir.

KOMPLEKS VEKTÖR UZAYI. Kompleks sayı cismi üstündeki vektör uzayına kompleks vektör uzayı denir. 



KOMŞU AÇILAR. Köşeleri ve birer kenarları ortak olan, iç bölgeleri ayrık olan açılara komşu açılar denir.

KOMŞU KENARLAR. Bir grafın herhangi   e i   ve   e j   kenarlarının ortak bir noktası var ise bu iki kenara komşudur denir ve, e i e j ile gösterilir.

KOMŞU NOKTALAR.   G = ( V , E )   bir graf olmak üzere,   G 'nin herhangi   i   ve   j   noktaları arasında en az bir kenar bulunuyor ise   i   ve   j   noktaları komşudur denir ve, i j ile gösterilir.

KOMUT KÜMESİ MİMARİSİ. Komut kümesi mimarisi, bir bilgisayar donanımının alt düzey programcıya görünen yüzüdür.

KOMÜTATİF CEBİR. Matematiğin komütatif halkaları inceleyen dalı.

KOMÜTATİF GRUP. Bkz. Abel grubu

KOMÜTATİF HALKA. İkinci işlemi komütatif olan halka.

KOMÜTATÖR ALT GRUP.   G , bir grup olsun.   G 'nin bütün komütatörlerinin ürettiği alt gruba komütatör alt grup denir ve, [ G , G ] ile gösterilir.

KONDANSATÖR. Enerjiyi elektrik alanda saklayan devre elemanına kondansatör adı verilir. 

KONDİSYONEL ÖNERME. Yargısı bir koşula bağlı olan önermelere koşullu önerme veya kondisyonel önerme denir. 

KONFORM GÖNDERİM. Kompleks düzlemde açıları koruyan gönderime konform gönderim denir. 

KONGRÜENT ŞEKİLLER. Bir katı hareketle biri öteki ile çakıştırılabilen iki şekle kongrüent şekiller denir. 

Ayrıca bkz.
katı hareket

KONİ. Sabit bir tepe noktasından geçen ve belli bir dayanak eğrisini kesen doğruların oluşturduğu yüzeye koni denir. 

KONİ KESİTİ. Bkz. konik

KONİK. Uzayda dik dairesel koni yüzeyinin bir düzlemle ara kesiti olan eğriye konik denir. 

KONİKOİD. Bir konik eğrisinin dik eksen etrafında döndürülmesiyle elde edilen yüzeye konikoid denir. 

KONJÜKSİYON. Ve bağlacı ile bağlanmış bileşik önermeye konjüksiyon denir. 

KONKAV ÇOKGEN. Bir veya daha fazla iç açısı 180˚'den büyük olan çokgene konkav çokgen denir.

KONTRAVARYANT TENSÖR.   ( r , 0 )   tipindeki tensöre kontravaryant tensör denir.

KONTROL KOMUTLARI. Dallanma işlemini gerçekleştiren komutlara kontrol komutları denir.

Ayrıca bkz.
dallanma
 

KONVEKSİYON. Isısal enerjinin, materyalin hareketi ile transferine yayılım ya da konveksiyon denir.

KOORDİNAT DÜZLEMİ.  Bkz. analitik düzlem

KOSET ÖNCÜSÜ. Bir kosetteki ağırlığı en küçük olan vektöre koset öncüsü denir.


KOŞULLU OLASILIK. Bir A  olayının gerçekleşmiş olduğu biliniyor iken, B  olayının gerçekleşme olasılığı koşullu olasılık olarak adlandırılır.


KOŞULLU ÖNERME. Bkz. kondisyonel önerme

KOŞUT DOĞRULAR. Bkz. paralel doğrular

KOVARYANS. İki rastgele değişkenin birlikte hareket etme eğilimine kovaryans denir. 

KOVARYANT. Dönüşümler altında değeri değişmeyen nicelikler kovaryant denir. 

Ayrıca bkz.
invaryant

KOVARYANT FONKTOR. Kontravaryant olmayan funktora adi funktor veya kovaryant funktor denir. 

KOVARYANT TENSÖR.   ( 0 , s )   tipindeki tensöre kovaryant tensör denir.

KOVARYANT VEKTÖR. Bkz. kovektör


KOVEKTÖR. Bir lineer uzayın dual uzayının vektörlerine kovaryant vektör veya kovektör denir. 


KÖK. Bir graftaki en üstteki düğüme kök (İng. root) denir.


KÖKLÜ AĞAÇ. Düğümlerinden biri kök olarak belirlenmiş ağaca köklü ağaç (İng. rooted tree) denir. 

Ayrıca bkz.
kök


KÖŞEGEN. Bir çokgende bitişik olmayan iki köşeyi birleştiren doğru parçasına köşegen denir. 


KÖŞEGEN MATRİS. Esas köşegen üzerindekiler hariç bütün elemanları 0 olan kare matrise köşegen matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


KÖTÜMSERLİK ORANI. Kötümserlik oranı,   α  iyimserlik katsayısı olmak üzere, 1 α ile tanımlanır. 

KRİTİK NOKTA. Bkz. bir fonksiyonun kritik noktaları

KUADRATİK DENKLEM. Kuadratik denklem, ikici derece denklemlere verilen addır. 

Ayrıca bkz.
kuadratik eşitlik, kuadratik polinom, kuadratik yüzey

KUADRATİK EŞİTLİK. Bilinmeyen değişkenin karesini içeren eşitliklere ikinci dereceden eşitlik veya kuadratik eşitlik denir.

Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik polinom, kuadratik yüzey

KUADRATİK POLİNOM. İkinci dereceden (mertebeden) polinomlara kuadratik polinom denir. 

Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik eşitlik, kuadratik yüzey

KUADRATİK YÜZEY.   A , B , C , D , E , F , G , H , I , J   sabitler olmak üzere, A x 2 + B y 2 + C z 2 + D x y + E x z + F y z + G x + H y + I z + J = 0 formundaki denklemlerin grafiklerine kuadratik yüzey denir.

Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik eşitlik, kuadratik polinom

KUARTİK DENKLEM. Kuartik denklem, dördüncü derece denklemlere verilen addır.

KUARTİK YÜZEY. Kuartik yüzey dördüncü basamaktan hiper yüzeye verilen addır. 

KUAZİ-LİNEER DİFERANSİYEL DENKLEM. Yalnızca en yüksek dereceli türeve göre lineer denkleme kuazi-lineer diferansiyel denklem denir.

KUAZİ-LİNEER KISMİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir kısmi türevli denklem kuazi-lineer ve denklemde görülen en yüksek basamaktan türevlerin katsayıları yalnızca bağımsız değişkenlerin fonksiyonları ise bu denkleme hemen hemen lineer kısmi türevli denklem veya kuazi lineer kısmi türevli denklem denir.  

KUİNTİK DENKLEM. Kuintik denklem, beşinci derece denklemlere verilen addır. 

KUVVET. Kuvvet, kütle ve ivmenin çarpımı ile tanımlanır ve, F ile gösterilir. 

KUVVET KÜMESİ. Boş olmayan bir   X   kümesinin kuvvet kümesi, onun bütün alt kümelerinden oluşan küme olarak tanımlanır ve, 2 X veya, ( X ) ile gösterilir

KUYRUK. Öğelerin FIFO prensibine göre depolandığı veri modeline kuyruk denir. 

KÜBİK DENKLEM. Kübik denklem, üçüncü derece denklemlere verilen addır. 

KÜÇÜK O. Bkz. asimptotik olarak daha küçük fonksiyon

KÜÇÜK O.   f :   ve   g : , iki fonksiyon olsun. lim ϵ ϵ 0 g ( ϵ ) f ( ϵ ) = 0 gerçekleniyor ise   ϵ ϵ 0     g   fonksiyonu   f   fonksiyonunun küçük o'sudur denir ve, ϵ ϵ 0 g = o ( f ) ile gösterilir.

KÜÇÜK OMEGA. Bkz. bir dizinin sıkı olmayan alt sınırı

BİR KÜMENİN İÇİ.   A , bir küme olsun.   A   kümesinin bütün iç noktalarının oluşturduğu kümeye   A 'nın i denir ve, A ° ile gösterilir.

BİR KÜMENİN KAPANIŞI. Verilen bir   A   kümesinin kapanışı,A  A ile tanımlanır ve,A ile gösterilir.

BİR KÜMENİN SINIRI. Verilen bir   A   kümesinin sınırı, A A o ile tanımlanır ve, A ile gösterilir.



KÜRESEL EĞRİ. Bir kürenin üzerinde yatan eğriye küresel eğri denir.

KÜTLE ÇEKİM POTANSİYEL ENERJİSİ.   F g , bir cismin üzerine etkiyen kütle çekim kuvvetinin büyüklüğü ve   h , cismin yüksekliği olsun. Cismin kütle çekim potansiyel enerjisi, F g h ile tanımlanır ve, U g ile gösterilir.

LAGRANGE DENKLEMİ. Bkz. Lagrange diferansiyel denklemi

LAGRANGE DİFERANSİYEL DENKLEMİ. Lagrange diferansiyel denklemi veya kısaca Lagrange denklemi,   d y / d x = p   olmak üzere, y = x f ( p ) + ϕ ( p ) ile tanımlanır.

LATİN KARE.   n   elemanlı bir küme üzerinde tanımlanan   n × n   boyutunda bir kare matrisin her satır ve sütununda kümenin bütün elemanları bir kez yer alıyorsa bu matrise Latin kare denir. [Fr. Latine, Latince konuşan > Lat. Latinus, Latince konuşan > Lat. Latium + in, Roma yakınlarında bir ova > Lat. latus, geniş; Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

LEXEME. En küçük söz dizim öğelerine lexeme denir.

LİMİT FONKSİYON. Bir fonksiyonlar dizisinin yakınsadığı fonksiyona limit fonksiyon denir. 

LİNDELÖF UZAYI. Bir topolojik uzayın her açık örtüsünün sayılabilir bir alt örtüsü varsa bu uzaya Lindelöf uzayı denir. [Ernst Leonard Lindelöf, Finlandiyalı matematikçi. 1870'te Helsinki'de doğdu. Babası Finlandiya Matematik Derneğinin kurucusu Lorenz Leonard Lindelöf'tür. Gerçel analiz, karmaşık analiz ve topolojiye katkıda bulundu. Fin matematiğinin tarihinin çalışılmasını teşvik etti. 1946'da Helsinki'de öldü. Helsinki Üniversitesi Lorenz Leonard Lindelöf Burs Fonu, 1908 yılında Ernst Lindelöf'ün bağışına dayanmaktadır.]

LİNEER DENKLEM. Değişkenlerinin derecesi en fazla 1 olan denkleme lineer denklem denir.

LİNEER DEVRE. Bkz. analog devre.

LİNEER DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir diferansiyel denklemde,
(i) bağımlı değişken ve bağımlı değişkenin tüm türevleri birinci dereceden,
(ii) katsayıları bağımsız değişkenin fonksiyonları 
ise bu diferansiyel denkleme lineer diferansiyel denklem denir. 

LİNEER DÖNÜŞÜM.   Lineer dönüşüm,   m n   olmak üzere, L : n t m t ile tanımlanır.

LİNEER FONKSİYON. Bir vektör uzayından bu vektör uzayının tanımladığı cisme giden lineer dönüşüme lineer fonksiyon denir. 

LİNEER İZOMORFİZMA. Bir  X   vektör uzayından  Y   vektör uzayına giden bbö lineer dönüşüme lineer izomorfizma denir. 

LİNEER KONGRÜANS. Bütün terimleri iki bağımsız parametrenin birinci dereceden ifadeleri olarak yazılabilen kongrüansa lineer kongrüans denir. 

LİNEER PROGRAMLAMA. Doğrusal bazı kısıtlar (sınırlandırmalar) altında doğrusal bir fonksiyonu maksimum veya minimum yapan değerleri bulma yöntemine doğrusal programlama ya da lineer programlama denir.

LİNEER UZAY. Bkz. vektör uzayı.

LOGARİTMİK DENKLEM. Bilinmeyenin logaritmasını içeren denklemlere logaritmik denklem denir. 

LSB. Bkz. en düşük değerli bit 

M-BOYUTLU PARAMETRİK YÜZEY.   n > m > 1   olmak üzere,   α : m n   bir fonksiyon ise, { α ( x ) : x m } kümesine   n 'de bir   m -boyutlu parametrik yüzey denir.

MALİYETLİ BAĞINTI. Maliyetli bağıntı bir bağıntının nesneler arası ilişkilerinde ilişkilerin ağırlıklarının farklı olmasıdır.

MALİYETLİ GRAF. Her bir kenarına maliyet verilerek oluşturulan grafa ağırlıklı graf veya maliyetli graf denir. 

MAKAS. Sadece iki elemanın yerini değiştiren permütasyona makas denir. 


MAKSİMAL ELEMAN. Bir sıralı kümede, bir elemanın kendinden kesin büyük hiçbir elemanı yoksa, bu elemana maksimal eleman denir. 


MAKSTERM. İki farklı değişkenin VEYA işlemiyle birbirine bağlanmasıyla oluşturulan farklı kombinasyon tanımlamalarının her birine maksterm denir.

MAKUL STRATEJİLER. Mahkum stratejilerin elenmesiyle kalan sonuçlar kümesine makul stratejiler denir. 

MALİYETLİ GRAF. Her bir kenarına bir ağırlık atanarak oluşturulan grafa ağırlıklı graf veya maliyetli graf denir. 

MARJİNAL İKAME ORANI. Bir firmanın bir birim ürün üretmek için vazgeçeceği aylak kapasite miktarına marjinal ikame oranı denir. 

MATEMATİK KONUM. Dünya üzerinde bir noktanın enlem ve boylam dereceleriyle yerinin belirlenmesine o yerin matematik konumu denir. 

MATRİS.    X = { 1,2 , , m } , Y = { 1,2 , , n }   ve K   bir cisim olmak üzere, f : X × Y K bir fonksiyon olsun.   K   cismi üzerinde,   m × n   tipinde bir matris, f ( X × Y ) ile tanımlanır.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


MATRİS AĞIRLIKLI GRAF. Kenarlarına kare matris atanan graflara matris ağırlıklı graf denir.  

BİR MATRİSİN DEVRİĞİ. Bkz. bir matrisin transpozu

BİR MATRİSİN İNVERSİ. Bkz. bir matrisin tersi

BİR MATRİSİN KARESEL NORMU. Bir matrisin tüm elemanlarının karelerinin toplamına matrisin karesel normu denir. 

BİR MATRİSİN NORMU. Bir matrisin tüm elemanlarının toplamına matrisin normu denir. 

BİR MATRİSİN TRANSPOZU. Bir matrisin satırlarının ve sütunlarının yer değiştirilmesi sonucu oluşan matrise matrisin devriği veya matrisin transpozu denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


MEKÂN SERİSİ. Gözlem değerlerinin mekân değişkeninin şıklarına göre düzenlenmesiyle elde edilen serilere mekân serisi denir. 


MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜSÜ. İstatistikte bir seriyi temsil etmeye ve özetlemeye yarayan tek bir rakama ortalama değer veya merkezi eğilim ölçüsü denir.

METRİK TOPOLOJİ. Bir metrik tarafından üretilen topolojiye metrik topoloji denir. 

MİKRO MİMARİ. Mikro mimari işlemcinin iç tasarımını ve işleyişini ifade eder.

MİNTERM. İki farklı değişkenin VE işlemiyle birbirine bağlanmasıyla oluşturulan farklı kombinasyon tanımlamalarının her birine minterm denir.

MİNİMAL YÜZEY. Ortalama eğrilik fonksiyonu sıfır olan yüzeye minimal yüzey denir.

MİRAS. Bkz. kalıtım

MOD. Ölçümlerde en fazla tekrar eden değere tepe değer veya mod denir. 

MODÜL.   z   kompleks sayısı verilsin.   z 'nin modülü,   z = x + i y   için, x 2 + y 2 ile tanımlanır ve, | z | ile gösterilir.

MODÜLER ÇEKİRDEK. Modül kullanımına izin veren çekirdeğe modüler çekirdek denir. 

MOMENTUM. Bir cismin hız vektörü ile kütlesinin çarpımına momentum denir. 

MONİK POLİNOM. Baş katsayısı 1 olan polinoma monik polinom denir. 

MONOİD. Birim elemanı olan yarı gruba monoid denir. 

MONOLİTİK ÇEKİRDEK. Tek dosyadan oluşan işletim sistemi çekirdeğine tek parçalı çekirdek veya monolitik çekirdek olarak adlandırılır.

MONOM. Tek terimli polinoma monom denir. 

MONOMORFİZMA. Birebir homomorfizmaya monomorfizma denir. 

MORFİZMA. Yapıyı koruyan gönderimlere morfizma denir.

Ayrıca bkz.
homomorfizma, monomorfizma, epimorfizma, otomorfizma, endomorfizma, homeomorfizma, izomorfizma, gömme

MÖBİÜS GRAFI. 16 köşesi ve 24 kenarı olan simetrik bipartit kübik grafa Möbiüs grafı denir. [August Ferdinand Möbius, Alman matematikçi. Topolojinin kurucusudur. 1790'da Schulpforte'de doğdu. 1809'da hukuk okumak için Leipzig Üniversitesi'ne girdi ancak kısa süre sonra matematik, astronomi, fizik üzerine çalışmalar yapmaya başladı. 1813'te Göttingen Üniversitesine eğitim görmeye başladı. 1815'te doktora tezini tamamladı. 1816'da Leipzig Üniversitesine profesör olarak atandı. Leipzig Gözlemevinin müdürü oldu. 1827'de "Der barycentrische Calcül" başlıklı çalışmasını yayınladı. 1865'te Möbiüs şeridini buldu. En önemli çalışmaları Möbiüs dönüşümleri ve Möbiüs gruplarıdır. Barisentrik koordinat sistemini tanımladı. 1868'de Leipzig'de öldü.]

MUTLAK ASAL. En az iki farklı basamak içeren ve bu basamakların her yeniden düzenlenmesinde asal kalan asal sayılara değiştirilebilir asal veya mutlak asal denir. 

MUTLAK DEĞER. Bkz. bir reel sayının mutlak değeri

MUTLAK İNTEGRALLENEBİLİR FONKSİYON. Mutlak değeri integrallenebilir fonksiyona mutlak integrallenebilir fonksiyon denir. 

MUTLAK MAKSİMUM. Bkz. bir fonksiyonun mutlak maksimumu

MUTLAK MİNİMUM. Bkz. bir fonksiyonun mutlak minimumu

MOD. Bir sayı dizisinde en sık görülen değere tepe değer veya mod denir.



MONOİD. Etkisiz elemanı olmayan gruba monoid denir.

MONOTONLUK ARALIĞI. Bir fonksiyonun monotonluk özelliğini sağladığı aralığa fonksiyonun monotonluk aralığı denir. 

MORFİZMA. Yapıyı koruyan gönderimlere morfizma denir.

MÖBİUS GRAFI. 16 köşesi ve  kenarı olan simetrik bipartit kübik grafa Möbius grafı denir.

MUTLAK EŞİTSİZLİK. Değişkenin tüm değerlerinde sağlanan eşitsizliklere mutlak eşitsizlik denir.

MUTLAK HATA. Gerçek değer ile seçilen yaklaşık değer arasındaki farkın mutlak değerine mutlak hata denir.  

MÜKEMMEL SAYI. Pozitif bölenlerinin toplamı kendisinin iki katı olan sayılara mükemmel sayı denir. 

N-KÜP GRAF n   uzunluğundaki   2 n   bit dizileri ile temsil edilen noktalardan oluşan grafa N-küp graf denir ve, Q n ile gösterilir.

N-Lİ BAĞINTI.   n   sayıda kümenin kartezyen çarpımının bir alt kümesine   n -li bağıntı denir.

N-NCİ DERECE DENKLEM. Değişkenlerinin derecesi en fazla n olan denkleme n-nci derece denklem denir.

N-NCİ DERECEDEN DENKLEM. Bkz. n-nci derece denklem

N-NCİ KISMİ TOPLAM. Bkz. bir serinin n-nci kısmi toplamı

NAFİLE OYUN. Her iki oyuncu tarafından da düzgün şekilde oynandığında beraberliğe izin veren oyuna nafile oyun denir. 

NANOMİK MALZEME. Ohm yasasına uymayan malzemeye nanomik malzeme denir. 

NAPIER LOGARİTMASI. e   tabanındaki logaritmaya doğal logaritma ya da Napier logaritması denir. [John Napier, İskoç matematikçi. 1550'de Edinburgh'da doğdu. Logaritmayı buldu, 1614'te  Mirifici Logarithmorum Canonis Descriptio kitabını yazdı. 1617'de Edinburgh'da öldü.]

Ayrıca bkz. 
logaritma, adi logaritma


NEGASYON. Bir önermenin olumsuz haline negasyon denir. 

NEGATİF FONKSİYON. Tanımlı olduğu bölgede sadece negatif değerler alan fonksiyona negatif fonksiyon denir. 

NEGATİF TAM SAYI. Sıfırdan küçük tam sayılara negatif tam sayı denir. 

Ayrıca bkz.
tam sayı, pozitif tam sayı


NEILE PARABOLÜ. Neile parabolü, y = x 3 / 2 ile tanımlanır. [William Neile, İngiliz matematikçi. 1637'de Bishopsthorpe Palace'ta doğdu. Wadham College'da John Wilkins ve Seth Ward'dan dersler aldı. Royal Society'nin kurucu üyesi oldu. Kübik parabolün yay uzunluğunu hesapladı. 1670'te Berkshire'a bağlı White Waltham köyünde öldü.]

NIBBLE. Nibble 4 bite verilen addır.

NİCEL DEĞİŞKEN. Bir değişken sayısal değerlerle ölçülüyorsa o değişkene nicel değişken denir. 

Ayrıca bkz.
nitel değişken


NİL İDEAL. Her elemanı nilpotent olan ideale nil ideal denir.

Ayrıca bkz.
halka, ideal, nilpotent eleman

NİLPOTENT ELEMAN.   R , bir halka ve   a R   olsun. a n = 0 R o.b.   n { 0 } var ise   a 'ya   R   halkasının bir nilpotent elemanı denir.

NİLPOTENT MATRİS. Bir   A  kare matrisi için,   A q = 0  o.b. bir   q  tam sayısı bulunabiliyor ise   A  matrisine nilpotent matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


NİTEL DEĞİŞKEN. Sayısal değerler ile ölçülemeyen değişkenlere nitel değişken denir.

Ayrıca bkz.
nicel değişken


NOETHER HALKASI. Sol veya sağ ideallerden oluşan ve her monoton kesin artan zinciri sonlu olan birimli halkaya Noether halkası denir. [Amalie Emmy Noether, Alman matematikçi. 1882'de Erlangen'de matematikçi bir babanın kızı olarak doğdu. 1907'de Erlangen Üniversitesinden mezun oldu. Erlangen Matematik Enstitüsünde maaş almadan çalıştı. 1915'te Göttingen Üniversitesine katılması önerildiyse de üniversite yönetimi tarafından reddedildi. 1932'de Zürih Uluslararası Matematikçiler Kongresine katıldı. Ertesi yıl Amerika Birleşik Devletlerine taşındı. 1935'de Pensilvanya'da öldü.]

NOKTASAL KÜME.   n   boyutlu uzayın her bir alt kümesine noktasal küme denir.

NOKTASAL YAKINSAK DİZİ. Değişkenlerinin her belirtilmiş değerlerinde yakınsak dizi olan fonksiyonlar dizisine noktasal yakınsak dizi denir. 

NOKTASAL YAKINSAK SERİ. Kısmi toplamları noktasal yakınsak dizi oluşturan seriye noktasal yakınsak seri denir. 

NORMAL. Bkz. normal doğru

NORMAL ALT GRUP.   G , bir grup ve   N ,   G 'nin bir alt grubu olsun. g G g N = N g ise   N 'ye   G 'nin normal alt grubu denir ve, N G ile gösterilir.

NORMAL DOĞRU. Bir eğrinin herhangi bir noktasından geçen ve bu noktadaki teğet doğrusuna dik olan doğruya normal doğru veya kısaca normal denir. 


NORMAL DÜZLEM. Bir eğrinin esas normal ve binormali tarafından gerilen düzleme normal düzlem denir. 

NORMAL KESİT.   S , bir yüzey olsun.   S 'nin bir   M   noktasındaki normal kesiti, onunla   M   noktasındaki normalinden geçen bir düzlemin ara kesit eğrisidir.

NORMAL MATRİS. Eşleniği ile değişmeli olan matrise normal matris denir. 

NORMALİZATÖR.   G   bir grup ve   a G   olsun.   a 'nın   G   içindeki normalizatörü, { g G : a g = g a } ile tanımlanır ve, N a ile gösterilir.

NORMLANMIŞ DİZİ. Normlu uzayda tüm elemanlarının normaları bire eşit olan diziye normlanmış dizi denir. 

NORMLANMIŞ TABAN. Birim elemanlardan oluşan tabana normlanmış taban denir. 

NORMLU VEKTÖR UZAYI. Bkz. normlu uzay

NORMLU UZAY. Üzerinde norm tanımlanmış vektör uzayına normlu vektör uzayı veya kısaca normlu uzay denir. 

NÜKLEER ENERJİ. Uranyum-235 veya plütonyum-239 atom çekirdeklerinin parçalanması sonucu elde edilen enerjiye nükleer enerji denir. 

OBLONG SAYI. İki ardışık tam sayının çarpımı olan sayıya oblong sayı denir. 

OKTANT. Uzayda birbirinden koordinat düzlemleri tarafından ayrılan sekiz bölgenin her birine oktant denir. 

OLAY. Örnek uzayın bir alt kümesine olay denir. 

Ayrıca bkz.
örneklem uzayı

OMİK MALZEME. Ohm yasasına uyan malzemelere omik malzeme denir. 

OMURGA AĞI. Bir bilgisayar ağında, uç düğümleri ve diğer alt ağları birleştiren ve yüksek hızlı veri iletişimi ile karakterize edilen ağa omurga ağı veya omurga denir. 

OPERAND. İşleçler ile işleme giren değerlere işlenen veya operand denir. 

OPERATÖR. Program içerisinde tanımlanan değişkenler veya sabitler üzerinde matematiksel ve karşılaştırma işlemlerinin gerçekleştirilmesini sağlayan simgelere operatör denir. 

BİR OPERATÖRÜN İZİ.  α , bir lineer operatör olsun. α operatörünün x  vektörü üzerindeki değerine α operatörünün x  vektörü üzerindeki izi denir ve, α x  ile gösterilir.

OPTİMAL ALGORİTMA. Optimal algoritma en verimli algoritmaya verilen addır.

ORAN. Aynı türden iki çokluğun birbirine bölümüne oran denir. 

ORANLI SAYILAR KÜMESİ. Bkz. rasyonel sayılar kümesi

ORANTI. İki ya da daha fazla oranın birbirine eşitlenmesine orantı denir.

Ayrıca bkz.
oran

ORİJİN. Koordinat eksenlerinin kesiştiği noktaya başlangıç noktası veya orijin denir. 

ORMAN. Her bir bileşeni bir ağaç olan bağlantısız grafa orman denir ve   n   nokta sayısı olmak üzere, F n ile gösterilir.

ORTA AÇIKLIK. Bir veri kümesindeki en büyük ve en küçük sayının ortalamasına orta açıklık denir.

ORTA NOKTA. Bir doğru parçasını iki eşit parçaya ayıran noktaya orta nokta denir.   

ORTA ÜÇGEN. Bkz. bir üçgenin orta üçgeni

ORTALAMA DEĞER. Bkz. merkezi eğilim ölçüsü

ORTALAMA DÖNÜŞ GECİKMESİ. Okuma/yazma kafasının iz içinde ilgili sektörün başına konumlanması için geçen süreye ortalama gecikme süresi denir ve, T r ile gösterilir.
ORTALAMA KONUMLANMA SÜRESİ. Okuma/yazma kafasının ilgili ize konumlanması için geçen süreye ortalama konumlanma süresi denir ve, T s ile gösterilir.
ORTALAMA MUTLAK SAPMA. Bir veri kümesinin ortalama mutlak sapması her bir veri noktasıyla arasındaki ortalama uzaklık ile tanımlanır. 

ORTANCA. Bkz. medyan

ORTİK ÜÇGEN. Köşeleri belli bir üçgenin yüksekliklerinin ayakları olan üçgene ortik üçgen denir. 

ORTOGONAL DİZİ. Her iki farklı elemanı ortogonal olan diziye ortogonal dizi denir. 

ORTOGONAL ELEMANLAR. İç çarpımlı bir vektör uzayında iki elmanın iç çarpımı sıfır ise bu elmanlara ortogonal elemanlar denir. 

ORTOGONAL İZDÜŞÜM.   V , bir iç çarpım uzayı;   W , bir alt uzay ve   v V   olsun. Bir   p W   için,   v p   vektörü   W 'deki her vektöre dik ise   p 'ye   v 'nin   W 'daki dik izdüşümü veya ortogonal izdüşümü denir.

ORTOGONAL MATRİS. Bir matrisin transpozu, tersine eşit ise bu matrise ortogonal matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

ORTOGONAL KÜME.   V , bir iç çarpım uzayı ve   S ,   V 'nin bir alt kümesi olsun.   V 'nin birbirinden farklı   u   ve   v   vektörleri için, u , v   = 0 sağlanıyorsa   V 'ye ortogonal küme denir.

ORTOGONAL TÜMLEYEN.  S , bir reel vektör uzayı; S V 'nin bir alt uzayı olsun. <,>, V'de bir iç çarpım olsun. <,> iç çarpımına göre, S 'deki bütün vektörlere ortogonal olan vektörlerin kümesine S 'nin ortogonal tümleyeni denir ve, S  ile gösterilir.

ORTOGONAL VEKTÖRLER.   a   ve   b   , iki vektör olsun. Bu iki vektörün arasındaki açı,   θ   olsun. Eğer, θ = π 2 ise   a   ve   b   vektörleri ortogonaldir denir.

ORTONORMAL BAZ. Tam ortonormal sisteme ortonormal taban veya ortonormal baz denir. 

ORTONORMAL DİZİ. Tüm elemanlarının normu bire eşit olan ortogonal diziye ortonormal dizi denir. 

ORTONORMAL KÜME. Birim vektörlerden oluşan bir ortogonal kümeye ortonormal küme denir. 

ORTONORMAL TABAN. Bkz. ortonormal baz

OSI. Açık sistemler ara bağlaşım standartı.

OSKÜLATÖR DÜZLEM. Bir eğrinin teğet ve esas normali (asal normali) tarafından gerilen düzleme oskülatör düzlem denir. 

OTONOM DENKLEM. Bkz. otonom diferansiyel denklem

OTONOM DİFERANSİYEL DENKLEM. Otonom diferansiyel denklem, d y d x = ϕ ( y ) ile tanımlanır.

OVERALL SIMPLICITY. Genel basitlik.

OYUT. Bkz. cisim

OYUT GENİŞLEMESİ. Bkz. cisim genişlemesi

ÖBEK. Bkz. grup

ÖKLİD GRUBU. Öklid düzleminin tüm izometrilerinden oluşan küme ile bileşke işleminin oluşturduğu gruba Öklid grubu denir ve, E 2 ile gösterilir. [Öklid, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 323'te İskenderiye'de doğdu. Geometrinin kurucusudur. Elementler kitabında 5 aksiyom ortaya koydu ve diğer bütün önermeleri bu aksiyomlardan çıkardı. Doğumdan önce 285'te İskenderiye'de öldü.]

ÖKLİD UZAYI. Sonlu boyutlu bir iç çarpım uzayına Öklid uzayı denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay, iç çarpım, iç çarpım uzayı


ÖLÇEV. Bkz. metrik.

ÖLÇEVLİ UZAY. Bkz. metrik uzay

ÖLÇME. Herhangi bir değişkene ilişkin gözlem sonuçlarının simgelerle gösterilmesine ölçme denir.

ÖLÇÜLEMEYEN KÜME. İç ölçümü dış ölçümüne eşit olmayan kümeye ölçülemeyen küme denir.

ÖNCÜL. Bir sıralamada verilen elemandan önce gelen elemanlardan biri öncül olarak adalandırılır. 

ÖNDER KENAR. Bkz. yükselen kenar

ÖNERME. Doğru ya da yanlış olan ifadeye önerme denir. 

BİR ÖNERMENİN DEĞİLİ. Verilen bir   p   önermesinin hükmünün olumsuzu alınarak elde edilen önermeye o önermenin değili denir ve p , ¬ p veya p ile gösterilir.

ÖRNEK NOKTASI. Örneklem uzayındaki her bir sonuca örneklem uzayının bir elemanı veya örnek noktası adı verilir.

Ayrıca bkz.
örneklem, örneklem uzayı

ÖRNEK UZAY. Bir istatistik deneyin tüm mümkün sonuçlarının kümesine örneklem uzayı veya örnek uzay denir ve,Sile gösterilir

ÖRNEKLEM. Yığının yığın özellikleri taşıyan küçük bir parçasına örnek kütle veya örneklem denir ve,

n
ile gösterilir.

ÖRNEKLEM SONUCU. Bir deneyin mümkün olan her türlü sonucuna deneyin çıktısı veya örneklem sonucu denir. 

ÖRNEKLEM UZAYI. Bkz. örnek uzay

ÖRNEKLEM UZAYININ BİR ELEMANI. Bkz. örnek noktası

ÖRNEKLEM BÜYÜKLÜĞÜ. Örneklemdeki gözlem sayısına örneklem çapı veya örneklem büyüklüğü denir. 

Ayrıca bkz. 

örneklem


ÖRNEKLEM ÇAPI. Bkz. örneklem büyüklüğü


ÖRNEKLEME. Örnekleme kuramının öngördüğü kurallar yardımıyla evrenden örneklem seçme işlemine örnekleme denir. 

ÖRNEKLEME DAĞILIMI. Bir istatistiğin olasılık dağılımına örnekleme dağılımı denir. 

ÖRTEN FONKSİYON.   f : A B , bir fonksiyon olsun. b B [ a A f ( a ) = b ] ise   f   örtendir denir.

ÖZ ALT GRUP. Bkz. has alt grup

ÖZ ALT KÜME. Bkz. has alt küme

ÖZ HAREKET. Bir yıldızın bir yılda yaptığı açısal yer değiştirmeye öz hareket denir. 

ÖZ İDEAL. Bkz. has ideal

ÖZ SINIF. Küme olmayan sınıflara öz sınıf denir. 

ÖZ YİNELEME. Bir yapının kendi kendine atıfta bulunmasına öz yineleme (İng. recursive function) denir. 

ÖZ YİNELİ ALGORİTMA. Bkz. rekürsif algoritma

ÖZDEŞ DÖNÜŞÜM. Bir kümeden kendisine giden ve her elemanı yine bu elemana dönüştüren fonksiyona özdeş dönüşüm denir ve, I ile gösterilir.

PARABOL. Bir düzlemde verilen sabit bir noktaya ve verilen sabit bir doğruya olan uzaklığı eşit olan noktalardan oluşan kümeye parabol denir.

PARADOKS. Kendi içinde çelişkili olan önermeye paradoks denir. 

PARALEL DOĞRULAR.   a   ve   b , iki düzlemdeş doğru olsun. Bu doğrular kesişmiyor ise   a   ve   b   paraleldir denir ve, a b ile gösterilir.

PARALEL DÜZLEMLER. Uzayda kesişmeyen   E 1 , E 2   gibi iki düzleme paralel düzlemler denir ve, E 1 E 2 ile gösterilir.

PARALEL KENAR. Bkz. katlı kenar


PARALEL TOPLAYICI. İki adet   n   bitlik sayıyı toplayan devreye paralel toplayıcı denir.
PARAMETRE. 
(Rus. параметр)
1. Yığını niteleyen ortalama, varyans, oran gibi değerlere parametre denir. 2. Ana programdan yordama aktarılan veriye parametre denir.

BİR PARAMETRENİN EN ETKİN TAHMİN EDİCİSİ. Herhangi   θ  bir parametresi için, tüm olası yansız tahmin ediciler göz önüne alındığında, en küçük varyansa sahip olana   θ  parametresinin en etkin tahmin edicisidir denir.  

PARAMETRİK EĞRİ. Bkz. diferansiyellenebilir eğri

PARAMETRİK YÜZEY. Bkz. m-boyutlu prametrik yüzey

PARİTE. Eşlik.

PARSE TREE. Ayrıştırma ağacı.

Ayrıca bkz.
graf, ağaç

PATİKA. Bir gezideki köşeler birbirinden faklı ise bu geziye patika denir. 

Ayrıca bkz.
graf, ağaç

PAY. Bir kesirde kesir çizgisinin üstündeki sayıya pay denir.

PAYDA. Bir kesirde kesir çizgisinin altındaki sayıya payda denir.

PDP 1. İlk mini bilgisayar (1957'de geliştirilmiştir).

PELL DENKLEMİ. Pell denklemi,   D   bir pozitif tam sayı olmak üzere, x 2 + D y 2 = 1 ile tanımlanır. [John Pell, İngiliz matematikçi. 1611'de Southwick'te doğdu. 1624'te Trinity College'a kaydoldu. Lisansüstü derecesini 1628'de Cambridge'den aldı. Horsham ve Chichester'da eğitimci olarak çalıştı. 1638'de Londra'da matematik dersleri vermeye başladı. 1643'de Amsterdam'daki Gymnasium Illustre'ye matematik profesörü olarak atandı. 1652'de İngiltere'ye geri döndü, Londra'da matematik dersleri vermeye başladı. 1654'te İsviçre'ye diplomatik görevle atandı. 1658'de Cromwell'in ölümünden kısa süre önce Londra'ya geri döndü ve diyakoz olarak atandı. 1661'de papazlığa atandı. 1663'te 'vicar' oldu. Aynı yıl Royal Society'ye seçildi. 1675'te Society'nin başkan yardımcısı seçildi. 1685'te Westminster'da öldü]

Ayrıca bkz.
tam sayı, pozitif tam sayı, Diophant denklemi

PENDANT NOKTA. Bir grafta derecesi 1 olan noktaya son nokta, uç nokta veya pendant nokta denir.

PERİYOT. Bir   f   fonksiyonu verildiğinde, her   x   için, f ( x + T ) = f ( x ) eşitliğini gerçekleyen   T > 0   sayılarının en küçüğüne periyot denir.

PERİYODİK FONKSİYON. Tanım kümesindeki her   x   için, f ( x + A ) = f ( x ) o.b. bir   A   sayısını varlayan   f   fonksiyonuna periyodik fonksiyon denir.

PERİYODİK KESİR. Virgülden başlayan herhangi bir yerden sonra ancak periyodik tekrarlanan bir sayılar grubunun yer aldığı sonsuz kesire periyodik kesir denir.

PERİYODİK MATRİS.   A k = A   o.b. bir   k   doğal sayısını varlayan kare matrise periyodik matris denir.

PERMÜTASYON. Nesnelerin bulunduğu bir kümenin tamamının veya bir kısmının bir dizilişine permütasyon denir.  

Ayrıca bkz. 
permütasyon grubu

PERMÜTASYON GRUBU. Bir simetrik grubun her bir alt grubuna permütasyon grubu denir. 

Ayrıca bkz. 
grup, permütasyon 


PİSAGOR ÜÇGENİ. Kenar uzunlukları tam sayı olan dik üçgene Pisagor üçgeni denir.

Ayrıca bkz. 
ilkel Pisagor üçgeni

PİVOT. Denge faktörü 2 veya -2 olan düğüme pivot adı verilir.

PLANER GRAF. Bkz. düzlemsel graf

POINTER. İşaretçi.

POLİMORFİZMA. Miras veren sınıfın nesnesinin kendisi ve miras alanlardan üretilebilmesine polimorfizma denir. 

POLİNOM. Farklı derecelerdeki terimlerin toplamından oluşan ifadeye polinom denir.

POLİNOM FONKSİYON. Polinom formundaki fonksiyona polinom fonksiyon denir. 

Ayrıca bkz.
polinom

POLİNOMLAR HALKASI. Polinomların oluşturduğu halkaya polinomlar halkası denir ve   R   bir birimli halka olmak üzere, R [ x ] ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
polinom, bir polinomun baş katsayısı, bir polinomun derecesi

BİR POLİNOMUN BAŞ KATSAYISI. Bir polinomda en yüksek dereceli değişkenin katsayısına polinomun baş katsayısı denir.

Ayrıca bkz.
polinom, bir polinomun derecesi, polinomlar halkası

BİR POLİNOMUN DERECESİ. Bir polinomun derecesi o polinomdaki en yüksek dereceli terimin derecesi ile tanımlanır. 

Ayrıca bkz.
polinom, bir polinomun baş katsayısı, polinomlar halkası

POLONYA UZAYI. Ayrılabilir ve tamamen metriklenebilir uzaylara Polonya uzayı denir.

Ayrıca bkz.
uzay

POTANSİYEL ENERJİ. Etkileşmekte olan parçacıkların oluşturduğu bir sistemde parçacıkların konumlarından dolayı sahip olduğu enerjiye potansiyel enerji denir ve, U ile gösterilir.

POZİTİF FONKSİYON. Tanımlı olduğu bölgede sadece pozitif değerler alan fonksiyona pozitif fonksiyon denir.

POZİTİF SERİ. Terimleri pozitif olan seriye pozitif seri denir.

POZİTİF TAM SAYI. Sıfırdan büyük tam sayılara pozitif tam sayı denir. 

Ayrıca bkz.
tam sayı, negatif tam sayı

PREDİKAT. Bir öznenin özelliklerini ifade eden terime predikat denir. 

PREMİS. Bir argümanın temel aldığı önermeye premis denir. 

PROFİL EĞRİSİ. Düzlemde bir doğru etrafında dönerek bir dönel yüzey oluşturan eğriye yüzeyin profil eğrisi denir.  

PROGRAM. Belli bir işi yapmak için tasarlanmış sonlu bir komut dizisine program denir. 

PROGRAM KODU. Bir işin yapılması için tasarlanmış algoritmik ifadeyi hayata geçirmek için herhangi bir programlama diliyle, o dilin özelliklerini kullanarak elde edilmiş program parçasına program kodu denir.  

PROGRAMCI. Bilgisayara ne yapması gerektiğini söyleyen komutları veren kişiye programcı denir. 

PROGRAMLAMA. Bir programı oluşturabilmek için gerekli komutların belirlenmesi ve uygun biçimde kullanılmasına programlama denir.

PROGRAMLAMA DİLİ. Bir problemin algoritmik çözümünün bilgisayara anlatılmasını sağlayan kurallar dizisine programlama dili denir.

PRONİK SAYI. Bkz. oblong sayı

PROTOKOL. Ağlarda kullanılan veri aktarma kurallarına protokol denir.

PSEUDO-CODE. Yarı konuşma dili yarı programlama dili ifadelerinden oluşan algoritmaya pseudo-code denir. 

PSEUDO GRAF. Katlı kenar ve ilmek içeren grafa pseudo graf denir.

PÜR SANAL SAYI. Sanal birimin reel bir sabitle çarpımına pür sanal sayı denir. 

Q-LU KOD. Aynı   n   uzunluğuna sahip   q -lu sözcüklerin boş olmayan bir kümesine   q -lu öbek kodu veya kısaca   q -lu kod denir.

Q-LU ÖBEK KODU. Bkz. q-lu kod 

R-DERECELİ REGÜLER GRAF.  Her bir noktası   r   dereceye sahip olan grafa   r -dereceli regüler graf denir.

RAD. Hızlı uygulama geliştirme.

RAKAM. Sayıları ifade etmeye yarayan sembollere rakam denir.

RAKAMSAL BİLGİSAYAR. Bkz. sayısal bilgisayar

RANJ. En büyük ölçüm ile en küçük ölçüm arasındaki farka ranj denir.

RASTGELE DEĞİŞKEN. Örneklem uzayındaki her bir elemanla bir reel sayıyı ilişkilendiren fonksiyona rastgele değişken denir. 

RASYONEL FONKSİYON.   P ( x )   ve   Q ( x ) , iki polinom olmak üzere, f : x P ( x ) Q ( x ) formundaki fonksiyonlara rasyonel fonksiyon denir.

READ ONLY MEMORY. Bkz. ROM.

REEL DEĞERLİ FONKSİYON. Bir fonksiyonun görüntü kümesi reel sayılar kümesinin bir alt kümesinden oluşuyorsa bu fonksiyona o fonksiyona reel değerli fonksiyon denir.

REEL DEĞİŞKENLİ FONKSİYON. Orijinali ve görüntüleri reel sayılar olan fonksiyonlara reel değişkenli fonksiyon denir. 

REEL DİZEY. Bkz. reel matris

REEL DİZİ.   Her, f : fonksiyonuna   n 'de bir dizi veya kısaca reel dizi denir.

REEL DÜZLEM. Bkz. gerçek düzlem

REEL EKSEN. Üzerinde reel sayıların işaretlendiği doğruya reel eksen denir.

REEL LİNEER UZAY. Bkz. standart vektör uzayı

REEL MATRİS. Her terimi reel sayı olan matrise reel matris denir.  

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

REEL SAYI. Boş olmayan sınırlı bir rasyonel sayı kümesinin en küçük üst sınırına veya en büyük alt sınırına reel sayı denir. 

REEL SAYILAR CİSMİ. Reel sayılar kümesinin üzerindeki toplama ve çarpma işlemlerine göre oluşturduğu cisme reel sayılar cismi denir ve, ( , + , × ) ile gösterilir.

BİR REEL SAYININ MUTLAK DEĞERİ. Bir reel sayının işareti göz önüne alınmaksızın değerine reel sayının mutlak değeri denir. 

REEL VEKTÖR UZAYI. Bkz. standart vektör uzayı

REGLE YÜZEY. Sonsuz sayıda doğrunun birleşiminden oluşan yüzeye regle yüzey denir. 

REGRESYON. İki ya da daha çok değişken arasındaki ortalama ilişkinin matematiksel bir fonksiyon ile incelenmesine regresyon denir.

REGÜLER ÇİZGE. Bkz. regüler graf

REGÜLER EĞRİ. Her noktada hız vektörü sıfırdan farklı olan eğriye düzenli eğri veya regüler eğri denir. 


REGÜLER GRAF. Her bir noktası aynı dereceye sahip grafa regüler graf denir.

REGÜLER UZAY.Her   x   noktası ve bu noktayı içermeyen her kapalı   F   kümesi için,   x U   ve   F V   o.b. kesişmeyen açık     U   ve   V   kümeleri bulunan topolojik uzaya regüler uzay denir.

REKÜRSİF ALGORİTMA. Kendisini doğrudan ya da dolaylı olarak çağıran algoritmalara öz yineli algoritma veya rekürsif algoritma denir. 

REKTİFİYAN DÜZLEM. Bir eğrinin binormal ve teğeti tarafından gerilen düzleme rektifiyan düzlem denir. 

REOSTA. Elektrik devresinden geçen akım şiddetini değiştirmek için kullanılan ayarlı dirence reosta denir. 

RIEMANN ANLAMINDA İNTEGRALLENEBİLİR FONKSİYON. Bkz. Riemann integrallenebilir fonksiyon

RIEMANN İNTEGRALLENEBİLİR FONKSİYON. Sonlu aralıkta sınırlı ve sayılabilir sayıda süreksizlik noktası olan fonksiyona Riemann anlamında integrallenebilir fonksiyon veya Riemann integrallenebilir fonksiyon denir. [Genç matematikçi sunumunu henüz bitirmişti. Profesörler bir birine bakıp "böyle geometri mi olur" der gibi gülümsüyordu. Oysa onun gözleri hemen Gauss'un boş sandalyesine gitmişti. Büyük usta dışarı çıkmış yürüyordu. Peşinden koştu, "nasıl buldunuz?". Üstad Carl Friedrich Gauss yıldızlara baktı ve "benim devrim kapandı, yeni bir çağ başladı" dedi. Georg Friedrich Bernhard Riemann, Alman matematikçi. 1826'da Jameln'de doğdu. Çocukluk döneminde sağlığı iyi değildi. 1846'da babasının isteği üzerine Göttingen Üniversitesi İlahiyat Fakültesine kaydolduysa da daha sonra bu bölümden aynı üniversitenin felsefe bölümüne geçiş yaptı. Göttingen'e bir yıl devam ettikten sonra Berlin Humbolt Üniversitesine geçti. Berlin'de iki yıl kaldıktan sonra Göttingen'e geri döndü. Bir buçuk yıl kadar Wilhelm Eduard Weber'in labaratuvarında asistanlık yaptı. 1850'de matematiksel fizik alanında düzenlenen bir seminere katıldı. Fizikte dörtten büyük boyutları ele almayı öneren ilk bilim insanı oldu. 1851'in sonlarına doğru kompleks değişkenli fonksiyonların genel teorisi konusundaki “Grundlagen für eine allgemeine Theorie der Functionen einer veränderlichen complexen Grösse” başlıklı doktora tezini sundu. Danışmanı Gauss'tu. Günümüzde bu tez kompleks analizin tek kutsal kitabıdır. Gauss ondan geometrinin 2000 yıl önce atılan temellerini yıkmasını istiyordu. Bunun üzerine en önemli çalışması Riemann geometrisi ortaya çıktı. Çalışmalarında Öklid aksiyomlarının aşikar değil ampirik doğrular olduğunu gösterdi. 1859'da Göttingen'de Drichlet'ten boşalan matematik bölüm başkanlığına getirildi. Ancak 1862'de tüberküloza yakalandı. Zatülcenp geliştirdi. Son yıllarının çoğunu İtalya'da geçirdi. İtalyan matematikçileri etkiledi. 1863 kışını Sicilya'da geçirmişti. Göttingen'e döndüyse de 1866'da İtalya'ya tekrar gitti. Bir süre Maggiore Gölünün kuzeyindeki Selasca köyünde kaldı. Birkaç hafta sonra bu köyde öldü. Otuz dokuz yaşındaydı. Biganzolo köyüne defnedildi. Dedekind, Riemann'ın ölümünden bir gün öncesini tarif ederken "O incir ağacının altında, harika manzaranın eşliğinde neşe ile kaplanmış ruhunu  dinlendiriyordu. Hiçbir zaman tamamlayamayacağı son çalışmasını gözden geçiriyordu." diyecekti.  Riemann öldüğünde, Riemann hipotezi üzerinde, bin yılın en önemli problemi üzerinde çalışıyordu. Mezar taşına "Hier ruhet in Gott Georg Friedrich Bernhard Riemann, Prof. zu Göttingen, geb. in Breselenz 17. Sept. 1826, gest. in Selasca 20. Juli 1866. Denen die Gott lieben müssen alle Dinge zum Besten dienen." yazıldı. Ölümünden sonra Riemann geometrisi izafiyet teorisinin temelini oluşturdu. Einstein, uzayın eğriliği ile ilgili hesaplamalarını Riemann geometrisi sayesinde yapacaktı.]

RIEMANN ZETA FONKSİYONU.   x > 1   olmak üzere, kompleks bir   z = x + i y değişkeni için Riemann zeta fonksiyonu, n = 1 e z ln n ile veya, n = 1 n z ile tanımlanır ve, ζ ( z ) ile gösterilir. 

RİSK FAKTÖRÜ. Bir olayın ortaya çıkmasında kesin etkisi olup olmadığı bilinmeyen, ancak varlığında olayın ortaya çıkmasını etkilediğinden şüphelenilen faktörlere risk faktörü denir.

ROM. Çalıştırılmak istenen programların geçici olarak yüklendiği birime read only memory veya ROM denir.

ROTASYON.   X = ( P ( x , y , z ) , Q ( x , y , z ) , R ( x , y , z ) )   bir vektör olsun.   X   vektörünün rotasyonu, i j k x y z P ( x , y , z ) Q ( x , y , z ) R ( x , y , z ) ile tanımlanır ve, Curl X ile gösterilir.

RUN-TIME. Yürütme süresi.


SABİT. 1. Belli bir yorumda bir tek anlam kazanan sembole sabit denir. 2. Bir programın her yerinde aynı değeri ifade eden değere sabit denir.

SABİT İŞLEV. Bkz. sabit fonksiyon

SALT DEĞER. Bkz. bir reel sayının mutlak değeri

SAYI AĞIRLIKLI GRAF. Kenarlarına sayı atanan graflara sayı ağırlıklı graf denir.

SAYI BONCUĞU. Bkz. abaküs

SANAL BİRİM.   Sanal birim, 1 ile tanımlanır ve, i ile gösterilir.


SAYILABİLİR KOMPAKT UZAY. Sayılabilir üyeli açık örtülüşlerinden sonlu üyeli alt örtülüş elde edilebilen bir topolojik uzaya sayılabilir kompakt uzay denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay, topolojik uzay, kompakt uzay, kompakt küme


SAYILABİLİR KÜME. Bir küme sonlu veya kardinalitesi   0   ise bu kümeye sayılabilir küme denir.

SAYILABİLİR SONSUZ KÜME.     ile denk olan kümeye sayılabilir sonsuz küme denir.

SAYISAL BİLGİSAYAR. Sonlu sayıda ayrık değere dayanan bilgisayara sayısal bilgisayar denir.  

SAYISAL BÜYÜKLÜK. Yalnızca iki değer alabilen büyüklüğe sayısal büyüklük denir. 

SAYISAL GÖSTERGE. Sayısal işaretleri anlaşılabilir biçime döndürmek için kullanılan elemanlara sayısal gösterge denir.

SAYISAL İŞARET. Sayısal büyüklüğü göstermek için kullanılan işarete sayısal işaret denir.

SAYISAL SİNYAL. Bkz. sayısal işaret 

SAYISAL TÜREV. Bir sinyalin her hangi bir noktadaki eğimine sayısal türev denir. 

SAYMA SAYISI. Pozitif tam sayılara sayma sayısı denir. 

SCRIPT DİLİ. Makine diline dönüştürülerek kendi kendine çalışan programların aksine başka programlar tarafından yorumlanarak yürütülen dillere script dili denir.

SEÇİK KAVRAM. Başka kavramlardan ayrılmış kavrama seçik kavram denir. 

SENDROM TABLOSU. Her bir kosetin koset öncüsünü kendi sendromuyla eşleştirilen tabloya sendrom tablosu denir. 

SERBEST DÜŞME. Dış etkenlerden korunmuş, havasız bir ortamda yer çekimi etkisiyle gerçekleşen harekete serbest düşme denir. 

SERBEST ELEKTRON. Atomun en dış yörüngesinde bulunan ve bu yörüngelerinden çıkarak atomlar arası boşlukta dolaşmaya başlayan elektronlara serbest elektron denir.

SERBEST GRUP. Birim dışında sonlu mertebeden elemanı olmayan gruba bükümsüz grup ya da serbest grup denir. 

SERBEST TORSİYON ELEMAN. Bir grubun torsiyon alt grubunun elemanı olmayan elemanlarına serbest torsiyon eleman denir.

BİR SERİNİN N-NCİ KISMİ TOPLAMI. Bir serinin ilk   n   teriminin toplamına serinin   n -nci kısmi toplamı denir.

SEZGİSEL ALGORİTMA. Kesin bir çözüm garanti etmeyen ancak genellikle hızlı ve iyi bir çözüm üreten algoritmaya heuristik algoritma veya sezgisel algoritma denir. 

SIFIR .  B , bir lineer uzay olsun. a  B   olmak üzere, a + x = b   denkleminin çözümüne sıfır eleman denir ve, 0 ile gösterilir. 


SIFIR BÖLEN. Hem sağ sıfır bölen hem sol sıfır bölen elemana sıfır bölen denir.

SIFIR ÇEMBERİ. Yarıçap uzunluğu sıfır olan çembere sıfır çemberi denir. 

SIFIR DİZİ. Limiti sıfır olan diziye sıfır dizi denir. 

SIFIR FONKSİYONU. Hemen hemen her yerde sıfır olan fonksiyona sıfır fonksiyonu denir. 

SIFIR MATRİSİ. Bkz. boş matris

SIFIR NESNE. Hem kalkış nesnesi hem de varış nesnesi olan olan nesneye sıfır nesne denir. 

SIFIR OPERATÖR. Bir lineer operatörün her   x B n   vektörü üzerindeki izi sıfıra eşit olur ise böyle bir operatöre sıfır operatör denir ve, ω ile gösterilir.

SIFIR SERİ.  [ π , π ] aralığında her yerde değil fakat hemen hemen her yerde sıfıra yakınsayan trigonometrik seriye sıfır seri denir.

SIFIR SERİSİNİN ÇEKİRDEĞİ. Sıfır serisinin çekirdeği, sıfır serisinin sıfıra yakınsamadığı noktaların kümesidir. 

SIFIR TOPLAMLI OYUN. Oyuncularına yalnızca birbirlerine ödeme yaptıkları oyuna sıfır toplamlı oyun denir. 

SIFIR UZAYI. Yalnız sıfır elemanından oluşan kümeye sıfır uzayı denir. 

SIFIR VEKTÖRÜ.   n 'in   ( 0 , , 0 ) vektörüne sıfır vektörü denir ve, 0 ile gösterilir.
SINIF. 1. Örnek uzayın bazı alt kümelerinin oluşturduğu bir koleksiyona sınıf denir. 2. Sınıf, bir nesnenin şablonunu tanımlayana programlama birimidir. 

Ayrıca bkz. 
sınıf orta değeri


SINIF ORTA DEĞERİ. Sınıf orta değeri, A S D i , i nci sınıfa ait alt sınır değeri ve Ü S D i , i nci sınıfa ait üst sınır değeri olmak üzere, A S D i U ¨ S D i 2 ile tanımlanır ve, S O D i ile gösterilir. 

Ayrıca bkz. 
sınıf


SINIR DEĞER PROBLEMİ. Bir problemde bir diferansiyel denklemle birlikte aranan fonksiyonun tanımlı olduğu bölgenin sınırı üzerindeki değerinin önceden verilmesi halinde bu probleme sınır değer problemi denir. 

Ayrıca bkz. 
başlangıç ve sınır değer problemi

SINIRLI FONKSİYON. Görüntü kümesi sınırlı olan fonksiyona sınırlı fonksiyon denir. 

SINIRLI KÜME. 1. Çapı sonlu olan kümeye sınırlı küme denir. 2. Kısmi sınırlı bir kümenin alttan ve üstten sınırlı bir alt kümesine sınırlı küme denir. 

SIRALI SERİ. Sayısal değerler alan değişkenler için elde edilen verilerin küçükten büyüğe doğru sıralanması ile elde edilen diziye sıralı seri denir. 

SİLİNDİR. Verilen sabit bir doğruya paralel olan ve verilen düzlem eğrisi boyunca hareket eden yüzeye silindir denir.

SİMETRİK GRUP. Sonlu bir kümenin tüm permütasyonlarının grubuna simetrik grup denir ve   n   kümenin eleman sayısı olmak üzere, S n ile gösterilir.


SİMETRİK MATRİS. Her elemanı esas köşegene göre simetrik olan kare matrise simetrik matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, ters simetrik matris, tekil matris


SİMETRİK OYUN. İki oyunculu stratejik bir oyunda oyuncuların sahip oldukları strateji kümeleri ve her strateji profili için fayda düzeyleri aynı ise bu oyunda simetrik oyun denir. 

SİNGÜLER NOKTA. Bir fonksiyonun analitik olmadığı noktaya fonksiyonun singüler noktası denir. 

SİSTEM YAZILIMI. Bilgisayarın işletilmesini sağlayana yazılımlara sistem yazılımı denir.

Ayrıca bkz.
yazılım


BİR SİSTEMİN ENERJİSİ. Bir sistemin enerjisi onun iş yapma yeteneğinin bir ölçüsü olarak tanımlanır.  

SKALER DEĞERLİ FONKSİYON. Bkz. çok değişkenli fonksiyon

SON NOKTA. Bkz. PENDANT NOKTA.


SONLU GRUP. Mertebesi sonlu olan gruba sonlu grup denir.


SONLU KÜME. Nicelik sayısı bir doğal sayıya eşit olan kümeye sonlu küme denir. 

Ayrıca bkz.
sonsuz küme


SONLU OYUN. Her oyuncunun sınırlı sayıda hamle ve her harekette sınırlı sayıda seçeneğe sahip olduğu oyuna sonlu oyun denir. 

SONLU ÖRTÜ. Elemanları sonlu olan örtüye sonlu örtü denir. 

SONSUZ GRUP. Sonsuz olmayan gruba sonsuz grup denir.

SONSUZ KÜÇÜK. Sıfıra eşit olmamak şartıyla, herhangi bir sayıdan daha çok sıfıra yakın olabilen değişkene sonsuz küçük denir.


SONSUZ KÜME. Bir öz alt kümesine denk olan kümeye sonsuz küme denir. 

Ayrıca bkz.
sonlu küme


SONUÇ. Bir argümandan çıkarılan önermeye sonuç denir. 

SONUŞMAZ. Bkz. asimptot

SORGU. Veri tabanından bilgi çekmek, güncellemek veya silmek için kullanılan komutlar dizisine sorgu denir. 

SORGU İŞLEYİCİ. VTYS'nin sorguların işlemesi ile ilgili görevleri gerçekleştiren bileşenine sorgu işleyici denir. 

SQL. SQL (yapılandırılmış sorgu dili), tablolardan oluşan, genellikle ilişkisel veri tabanı yönetim sistemi için kullanılan programlama dilidir. 

STACK. Bkz. yığın

STANDART NORMAL DAĞILIM. 0 ortalamalı ve 1 varyanslı bir normal rastgele değişkenin dağılımına standart normal dağılım denir. 

STANDART ÖKLİD ÇATISI.   E n , standart Öklid uzayı olsun.   E n 'de   E 0 = ( 0 , , 0 ) , E 1 = ( 1,0 , , 0 ) , , E n = ( 0 , , 1 )   olmak üzere, { E 0 , , E n } çatısına standart Öklid çatısı denir.

STANDART SAPMA. Varyansın kareköküne standart sapma denir.

STANDART VEKTÖR UZAYI. Standart vektör uzayı, { ( x 1 , , x n ) : x i , i = 1 , , n } ile tanımlanır ve, n ile gösterilir.

STRATEJİK BİÇİMLİ OYUN. Oyuncuların tam bilgi altında ve aynı anda hareket ettikleri oyunlara stratejik biçimli oyun denir. 

STRING. Sözcük katarı, sözce.

SÜPER ANAHTAR. Her bir satırı eşsiz olarak tanımlayabilen nitelik veya nitelik gruplarına süper anahtar denir. 

Ayrıca bkz.
anahtar

SÜPERPOZİSYON. Dalga yer değiştirmelerinin birbirine eklenmesi süperpozisyon olarak adlandırılır.

SÜREKLİ DEĞİŞKEN. Belli bir aralıktaki her değeri alabilen değişkenlere sürekli değişken denir.


SÜREKLİ ÖRNEKLEM UZAYI. Eğer bir örneklem uzayı bir doğru parçasındaki sonsuz tane nokta sayısı kadar durum içeriyorsa sürekli örneklem uzayı olarak adlandırılır.

Ayrıca bkz. 
örneklem, uzay, örneklem uzayı

SÜREKSİZ FONKSİYON. Sürekli olmayan fonksiyona süreksiz fonksiyon denir. 

SYNTAX ERROR. Yazılan programda programlama dili kurallarına aykırı bir takım ifadelerden dolayı oluşan hata.

ŞARTLI OLASILIK. Bkz. koşullu olasılık

ŞARTLI ÖNERME. Bkz. kondisyonel önerme

TABLO. Bir ilişkisel veri tabanında verilerin yapılandırılmış bir şekilde saklandığı temel birime tablo denir. 

TAM BİLGİLİ OYUN. Bir oyunda her oyuncunun her hamleyi yaparken daha önce yapılmış olan bütün kişisel veya şans hareketlerinin sonuçlarını bilmesi durumunda tam bilgili oyun denir. 

TAM FONKSİYON. Kompleks düzlemin her noktasında analitik olan fonksiyona tam fonksiyon denir. 

TAM GRAF. Basit bir grafta rastgele seçilen herhangi iki köşe arasında bir kenar bulunuyor ise bu grafa tam graf denir. 

TAM HALKA. Sıfır bölensiz halkaya tam halka denir. 

TAM İKİLİ AĞAÇ. Bir ikili ağaçta uç düğümler hariç her düğüm iki çocuğa sahipse bu ikili ağaca tam ikili ağaç (İng. full binary tree) denir. 

TAM KARE. Bkz. karesel sayı.


TAM LATİS. Bir latisin her alt kümesinin, supremumu ve infimumu varsa bu latise tam latis denir. 

Ayrıca bkz. 
latis


TAM METRİK UZAY. Her Cauchy dizisinin yakınsak olduğu uzaya tam metrik uzay denir.


TAM SAYIM. Yığını meydana getiren birimlerin tamamının incelenmesine tam sayım denir.

TAM SIRALAMA. Bir sıralama bağıntısı için, herhangi iki eleman karşılaştırılabiliyorsa bu sıralama bağıntısına tam sıralama denir. 

TAM TEMSİLCİLER SİSTEMİ.   m < 0   olmak üzere,   { 0 , , m 1 } = m   olsun.   m 'de her sınıftan bir ve yalnız bir eleman almakla elde edilen sisteme tam temsilciler sistemi denir.

TAMAMLANMIŞ GRAF. Her bir düğümü arasında birebir ilişki olan grafa tamamlanmış graf denir.


TAMLIK BÖLGESİ. Birimli, değişmeli ve tam (sıfır bölensiz) halkaya tamlık bölgesi denir.


TARAFLI OYUN. Her oyuncunun herhangi bir pozisyonda farklı hamlelere sahip olduğu oyuna taraflı oyun denir. 

Ayrıca bkz. 
tarafsız oyun

TARAFSIZ OYUN. Herhangi bir pozisyondaki her oyuncu için olası hamlelerin aynı olduğu oyuna tarafsız oyun denir. 

Ayrıca bkz. 
taraflı oyun


TASARIM. Bir problemin çözümü için gerekli olan çözüm aşamalarının mantıksal sıra içinde yazılmasına tasarım denir. 

TASNİF EDİLMİŞ SERİ. Sıralı serilerdeki tekrar eden değerlerin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş seriye tasnif edilmiş seri denir. 

BİR TASVİRİN ÇEKİRDEĞİ. Bir tasvirde görüntüsü sıfır vektörü olan vektörler cümlesinde bu tasvirin çekirdeği denir.

TAŞINABİLİRLİK. Programların bir uygulamadan diğerine geçişlerinin kolay olmasına taşınabilirlik (İng. portability) denir.

TEĞET VEKTÖRÜ.   γ , parametrik bir eğri olsun.   γ 'nin birinci türevine   γ   eğrisinin   γ ( t )   noktasındaki teğet vektörü denir ve, γ ( t ) ile gösterilir.

TEĞETLER DÖRTGENİ. Kenar doğruları bir çembere teğet olan dörtgene teğetler dörtgeni denir.

TEĞETSEL İVME. İvme vektörünün yörüngeye teğet olan bileşenine teğetsel ivme denir. 

Ayrıca bkz. 
yörünge

TEK PARÇALI ÇEKİRDEK. Bkz. monolitik çekirdek

TEK PERMÜTASYON. Bir permütasyon tek sayıda 2-linin çarpımı ise o permütasyona tek permütasyon denir.  

TEKERLEK.   n 3   olmak üzere,   C n   devrine diğer noktalar ile komşu o.b. yeni bir noktanın eklenmesi sonucu oluşan grafa tekerlek graf veya kısaca tekerlek denir ve, W n ile gösterilir.

TEKERLEK GRAF. Bkz. tekerlek

TEKİL MATRİS. Bir kare matrisin çarpmaya göre tersi yoksa bu matrise tekil matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris

TEMEL İDEAL. Bkz. esas ideal

TEMEL İDEAL BÖLGESİ. Bkz. esas ideal bölgesi

TEMEL PİSAGOR ÜÇLÜSÜ.   ( a , b , c ) , bir Pisagor üçlüsü olsun.   a   ve   b   aralarında asal ise   ( a , b , c )   Pisagor üçlüsüne temel Pisagor üçlüsü denir.

TEMSİL. Temsil, bir cebirsel nesneden kendisine oranla daha somut bir diğer cebirsel nesneye bir homomorfizmaya verilen addır.

BİR TENSÖRÜN İZİ. t , bir tensör olsun. t tensörüne karşılık gelen multilineer fonksiyonun aynı değişken sistemindeki değerine t tensörünün izi denir.


TEPE DEĞER. Bkz. mod


TERİM. 1.Bir kavramın dille ifade edilmiş biçimine terim denir. 2. Bir seriyi oluşturan gözlem değerlerinin her birine terim denir.


TERS ORANTI. Biri artarken diğeri aynı oranda azalan ya da biri azalırken diğeri aynı oranda artan çokluklar arasındaki orantıya ters orantı denir.

Ayrıca bkz.
oran, orantı, doğru orantı


TERSİNİR ELEMAN. Hem sağ hem sol tersinir elemana tersinir eleman denir.



BİR TESTİN BÜYÜKLÜĞÜ. Bkz. anlamlılık düzeyi

TETİKLEYİCİ. Belli bir olay gerçekleştiğinde otomatik olarak çalışan veri tabanı prosedürüne tetikleyici denir. 

TIKIZ UZAY. Bkz. kompakt uzay

TİKEL KAVRAM. Bir tikel önermede özne durumunda olan ve bir sınıfın tümünü gösteren kavrama tikel kavram denir.

TİP 1 HATA. Bkz. ∝ hatası


TİP 2 HATA. Yanlış olduğu halde yokluk hipotezinin reddedilmemesi tip 2 hata olarak adlandırılır.

Ayrıca bkz. 
tip 2 hata

TİPİK OLAY. Eğer bir olaylar kümesinde tek bir olay, tüm olaylar kümesini temsil ediyorsa bu tür olaylara tipik olay denir. 

TOPLAM. Toplama işleminin sonucuna toplam denir.


TOPLAMSAL GRUP. Bir değişmeli grupta işlem + ise bu komütatif (değişmeli) gruba toplamsal grup denir.

Bkz.
komütatif grup, çarpımsal grup

TOPOLOJİ. Bir   X   kümesi verilsin.   P ( X ) ,   X   'in kuvvet kümesi olsun. Eğer aşağıdaki koşullar gerçeklenir ise   τ P ( X )   alt kümeler kümesine   X   üzerinde tanımlanmış bir topolojik yapı, bir topoloji veya bir ilinge denir ve, ( X , τ ) ile gösterilir:  
 (i) , X τ   (boş küme uzlaşması) 
(ii) G 1 , G 2 τ G 1 G 2 τ   (sınırlı kesişim aksiyomu) 
(iii) α Λ G α τ α Λ G α τ   (keyfi birleşim aksiyomu)

TOPOLOJİK DÖNÜŞÜM. Bkz. homeomorfizma

TOPOLOJİK GRUP. Verilen bir topoloji ile grup işlemleri her değişkende sürekli olan cebirsel gruba topolojik grup denir. 

TOPOLOJİK İNVARYANT. Topolojik uzaylarda homeomorfizma altında korunan özelliklere topolojik invaryant denir. 

TOPOLOJİK UZAY.   X , küme olsun.   τ ,   X   üzerinde tanımlı bi topoloji olmak üzere,   ( X , τ )   ikilisine bir topolojik uzay denir.

TOPOLOJİK YAPI. Bkz. topoloji

TORRICELLI TROMPETİ. 1'den büyük   x   değerleri için, y = 1 x eğrisinin dönme yüzeyine Torricelli trompeti denir. [Evangelista Torricelli, İtalyan matematikçi. 1608'de Faenza'da doğdu. 1644'te Opera Geometrica'yı tamamladı. En ünlü icadı civalı barometredir. 1647'de Floransa'da öldü. Faenza'da bir heykeli vardır.] 

TORSİYON. Bir eğrinin oskülatör düzlemden ayrılmasının ölçüsüne burulma veya torsiyon denir. 

TORSİYON ALT GRUBU. Bir grubun sonlu mertebeli elemanlarından oluşan alt grubuna torsiyon alt grubu denir.

TORSİYON ELEMAN. Bir torsiyon alt grubunun elemanlarına torsiyon eleman denir. 


TOTOLOJİ. Bir bileşik önerme kendisini oluşturan yalın önermelerin doğruluk değerlerinden bağımsız olarak doğru ise bu önermeye tüm geçerli önerme veya totoloji denir. 

TRANSPOZİSYON. 2-uzunluğundaki devire transpozisyon denir. 
 
TRAPEZYUM. Bir çift paralel kenarı olan dörtgene yamuk veya trapezyum denir.

TRİGONOMETRİK FONKSİYON. Birim çember üzerinde (1,0) noktasından başlayan herhangi bir yayın uzunluğunu yayın ters saat yönündeki ucunun bir koordinatına, bir koordinatının çarpmaya göre tersine veya her iki koordinatının oranına gönderen fonksiyonlara trigonometrik fonksiyon denir. 

TRİGONOMETRİK FOURIER SERİSİ.   ( C [ π , π ] , < , > , bir iç çarpım uzayı ve   f C [ π , π ]   olsun.   f ( x ) 'in, { 1 , sin ( x ) , cos ( x ) , , sin ( n x ) , cos ( n x ) , } C [ π , π ] ortogonal kümesine göre Fourier serisine   f ( x ) 'in trigonometrik Fourier serisi denir.

TUTARSIZ DENKLEM SİSTEMİ. Bir lineer denklem sistemini doğrulayan sayılar yok ise bu denklem sistemi tutarsızdır denir. 

TUTARLI DENKLEM SİSTEMİ. Bir lineer denklem sistemini doğrulayan sayılar var ise bu denklem sistemi tutarlıdır denir. 

TUTULUM. Bkz. ekliptik

TÜM GEÇERLİ ÖNERME. Bkz. totoloji


TÜM GEÇERSİZ ÖNERME. Bkz. çelişki

TÜMEL KAVRAM. Bir kavram bir topluluğun tümüne ilişkinse, bu kavrama tümel kavram denir.

Ayrıca bkz. 
kavram, tekil kavram


TÜMLER AÇILAR. Ölçülerinin toplamı 90° olan açılara tümler açılar denir. 

TÜMLEŞİK EKRAN KARTI. Bilgisayar sistemlerinde ana kart üzerine entegre edilmiş grafik işlemciye tümleşik ekran kartı denir. 

UÇ NOKTA. Bkz. PENDANT NOKTA.


UNIVAC 1. İlk ticari bilgisayar (1947'de geliştirilmiştir).

URL. Bir web sitesine erişilirken kullanılan adrese uniform resource loader veya kısaca URL denir.

USAVURMA. Tümel bir önermeden tikel bir önerme çıkarılışını sağlayan yordama usavurma denir. 


UYGULAMA. Algoritması oluşturulan programın herhangi bir dilin kurallarına uyarak ve komutlarını kullanarak yazılma aşamasına uygulama denir.


UYGULAMA KATMANI. Uygulama süreçlerinin OSI ortamına erişimi için araçlar sağlayan katmana uygulama katmanı denir. 

Ayrıca bkz.
uygulama 

UZAKLIK.   ( X , d ) , bir metrik uzay;   A   ve   B ,   X 'in kompleksleri olsun.   A   ve   B   arasındaki uzaklık, inf { d ( x , y ) : x A , y B } ile tanımlanır ve, D ( A , B ) ile gösterilir.

UZANIM AÇISI. Gökteki bir cismin güneşe olan açısal uzaklığına uzanım açısı denir. 

UZAY. Cebirsel veya geometrik bir yapı ile donatılıp elemanları sistemli bir bütünlük için örgütlenmiş kümeye uzay denir. 

ÜÇ DEĞİŞKENLİ PFAFF DİFERANSİYEL DENKLEMİ. Üç değişkenli Pfaff diferansiyel denklemi, P ( x , y , z ) d x + Q ( x , y , z ) d y + R ( x , y , z ) d z = 0 ile tanımlanır. [Johann Friedrich Pfaff, Alman matematikçi. 1765'te Stuttgart'da doğdu. Carl Friedrich Gauss'un tez danışmanıdır. Analizde önemli çalışmalar yaptı. Pfaff biçimleri teorisini geliştirdi. Pfaff determinantını tanıttı. 1825'te Halle'de öldü.]

ÜÇGEN. Doğrusal olamayan üç noktayı ikişer ikişer birleştiren doğru parçalarının oluşturduğu çokgene üçgen denir. [< üç + gen]

BİR ÜÇGENİN ÇEVREL MERKEZİ. Bir üçgenin kenar orta dikmelerinin kesişme noktasına üçgenin çevrel merkezi denir.

BİR ÜÇGENİN KENAR ORTAYI. Bir üçgenin tepe noktası ile karşı kenarının orta noktasını birleştiren doğru parçasına üçgenin kenar ortayı denir. 

BİR ÜÇGENİN ORTA ÜÇGENİ. Bir üçgende kenarların orta noktalarını köşe kabul eden üçgene üçgenin orta üçgeni veya kısaca orta üçgen denir. 

BİR ÜÇGENİN YÜKSEKLİĞİ. Bir üçgenin bir köşesinden karşı kenara dik olarak giden doğru parçalarına üçgenin yüksekliği denir. 

Ayrıca bkz.
üçgen


ÜÇGENSEL BÖLGE. Bir üçgenin sınırladığı düzlemsel bölgeye üçgensel bölge denir.

ÜNİTER UZAY. Bir iç çarpım ile donatılmış kompleks lineer uzaya üniter uzay denir.

ÜRETEÇ. Herhangi bir enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren aygıta üreteç denir.

ÜRÜN OPTİMİZASYONU. Belli bir ürünün talep (istem) miktarını artırmak ve kalitesini iyileştirmek için yapılması gereken girişimlere ürün optimizasyonu denir.

VALANS ELEKTRONLARI. Bir atomun en dış yörüngesindeki elektronlara valans elektronları denir. 

VARLIK KÜMESİ. Aynı türden varlıkların oluşturduğu kümeye varlık kümesi denir. 

VARYANS. Ortalama değere uzaklığın karesinin ortalamasına varyans denir. [< Fr. variance < Lat. varians < Lat. variare]


VASIF. Birimlerin birbirlerinden ayırt edilmesini sağlayan özelliklere vasıf (İng. quality attribute) denir. 

VASIF KOMBİNEZONU. Bkz. bileşik sınıflama

VE KAPISI. Birleşme Boole işlemlerini gerçekleştiren kapıya ve kapısı denir.

VEKTÖR.   n 'in her   ( a 1 , , a n )   elemanına   n -boyutlu bir vektör denir ve, a ile gösterilir.

VEKTÖR ALANI.   U n   açık bir küme olmak üzere, F : U n fonksiyonuna vektör alanı denir.

VEKTÖR DEĞERLİ FONKSİYON.   I   olmak üzere, f : I n t ( f 1 ( t ) , , f n ( t ) ) fonksiyonuna vektör değerli fonksiyon denir.

BİR VEKTÖR UZAYININ BOYUTU. Bir vektör uzayının bir bazının eleman sayısına vektör uzayının boyutu denir.

VERİ. Bilgisayar ortamında sayısal, alfasayısal veya mantıksal biçimlerde ifade edilebilen her türlü değere veri (İng. data) denir. 

VERİ AMBARI. Büyük miktarda veriyi analiz etmek ve raporlamak için kullanılan merkezi veri tabanına veri ambarı denir. 

VERİ ANALİZİ. Verilerin toplanması, düzenlenmesi, gösterilmesi, yorumlanması ve sonuç çıkarılması işlemlerine veri analizi denir.

Ayrıca bkz. 
veri

VERİ MANİPÜLASYON DİLİ. Bir veri tabanındaki verileri eklemek veya değiştirmek için kullanılan programlama dillerine veri manipülasyon dili veya kısaca DML denir. 

VERİ MODELİ. Verileri mantıksal düzeyde düzenlemek için kullanılan yapılar, kavramlar ve işlemler topluluğuna veri modeli denir. 

VERİ SOYUTLAMA. Veri soyutlama, yeni veri türlerini modelleyen sınıflarının yaratılmasıdır.

VERİ TABANI. Birbiri ile ilişkili dosyaların oluşturduğu yapıya veri tabanı (İng. database) denir. 

Ayrıca bkz. 
veri

VERİ TABANI YÖNETİM SİSTEMİ. Veri tabanlarını yönetmek için tasarlanmış sistem ve yazılımlara veri tabanı yönetim sistemi (İng. database management system) denir. 

Ayrıca bkz. 
veri

VERİ TANIMLAMA DİLİ. Veri tabanı tanımlarını VTYS'ye iletmek için kullanılan biçimsel dile veri tanımlama dili veya kısaca DDL denir.

VERİ YAPISI. Bilginin anlamlı sırada bellekte veya disk, çubuk bellek gibi saklama birimlerinde tutulmasına veri yapısı denir. 
Ayrıca bkz. 
veri

VERİ YOLU. Verilerin bir donanım bileşeninden diğerine aktarıldığı yola veri yolu denir. 

VERİ YOLU GENİŞLİĞİ. Veri yolu genişliği, veri yolunun aynı anda taşıyabileceği bit sayısına verilen addır. 

VERİ YOLU HIZI. Veri yolunun veri aktarabileceği maksimum hıza veri yolu hızı denir. 

VERİM. Bir sistemden çıkan faydalı işin sisteme sağlanan enerjiye oranına verim denir. 

VERİMLİLİK. Bir algoritmanın kaynakları iyi kullanmasına verimlilik denir. 

VOLTAJ. Bkz. gerilim

VON NEUMANN DARBOĞAZI. Bilgisayarın hafızası ve işlemcisi arasındaki bağlantı hızı bilgisayarın hızını belirler. Program yönergeleri genellikle bu bağlantı hızından çok daha hızlı bir şekilde çalıştırılır ve bu sebeple bilgisayarın hızı bir darboğaz (İng. bottleneck) haline gelir. Bu durum Von Neumann Darboğazı olarak adlandırılır. [John von Neumann, Macar matematikçi. 1903'te Budapeşte'de doğdu. Oyun teorisini geliştirdi. Satrancı iki oyunculu, sıfır toplamlı ve tam bilgili bir oyun sınıfında değerlendirdi. ENIAC, MANIAC ve NORC bilgisayarlarını geliştirdi. Von Neumann bilgisayar mimarisi Neumann'ın 1945'te yayınladığı "First Draft of a Report on the EDVAC" makalesine dayalı olarak geliştirildi. John von Neumann 1957'de Washington DC'de öldü.]

VPS. Tek bir sunucu üzerinde birden çok web sitesinin barındırılabilmesine virtual private server veya kısaca VPS denir. 

VURU. İki kenarı bulunan ve durumlar arası gidip gelen sayısal işaretin her bir adımına vuru denir.
 
Ayrıca bkz.
yükselen kenar, düşen kenar, yükselme süresi, düşüş süresi


x-EKSENİ. Kartezyen koordinatlarda iki boyutlu bir grafiğin yatay eksenine x -ekseni denir. 

Ayrıca bkz.
y -ekseni

YAKINSAKLIK.   u i   bir dizi olsun. Yeterince büyük bir   i   için,   u i 'yi   u 'ya istediğimiz kadar yaklaştırabileceğimiz bir   u   değeri varsa   u i   yakınsaktır denir.

YALIN GRAF. Ayrıtları yönlendirilmemiş, ayrıt maliyeti 1 birim olan grafa yalın graf denir.

Ayrıca bkz.
graf


YALITKAN. Dış yörüngelerinde 4'ten fazla elektron bulunan maddelere yalıtkan denir.


YAMUK. Bkz. trapezyum.


YANSIK AÇI. Ölçüsü 180° ile 360° arasında olan açıya yansık açı denir.

YAPAY ZEKA. İnsan zekası taklit edilerek elde edilen verilerle kendisini geliştirebilme ve yenileyebilme yeteneğine sahip olan makinelere yapay zeka denir. 

YAPI. Yapı, birden fazla veri tipini bir araya getirmek için kullanılan bir veri türüdür. 

YAPRAK. 1. Bir parçadan ötekine kendi dışına çıkılmaksızın gidilebilen yüzey parçasına yaprak denir. 2. İkili bir ağaçta derecesi 1 olan noktaya yaprak denir.

YARGI. İspat konusu olabilen düşüncelere yargı denir. 

YARI DOĞRU. Bkz. Işın

YARI GRUP. Asosyatif cebirsel yapılara yarı grup denir. 

Ayrıca bkz.
grup

YARI İLETKEN. Dış yörüngelerinde 4 elektron bulunan maddelere yarı iletken denir.

Ayrıca bkz.
iletken, yalıtkan


YARI TOPOLOJİK GRUP. Verilen bir topoloji ile yalnızca çarpımı her değişkende sürekli olan cebirsel gruba yarı topolojik grup denir. 

YATIK ÜÇGEN. Bir dik açı kapsamayan üçgenlere yatık üçgen denir. 

YAY UZUNLUĞU γ , bir eğri olsun.   γ 'nın   γ ( t 0 )   noktasından başlayan yay uzunluğu, t 0 t γ ˙ ( u ) d u ile tanımlanır ve, s ( t ) ile gösterilir.

YAYILIM. Bkz. konveksiyon

YAZILIM. Birden çok programın bir araya gelmesinden oluşan kümeye yazılım denir. [< Eski Tr. yaz-]

YAZILIM GELİŞTİRME SÜRECİ. Yazılım ürünlerinin ihtiyaç analizi, tasarım, kodlama, test, dağıtım ve bakım gibi aşamalardan oluşan yaşam analizine yazılım geliştirme süreci denir. 

YEDEK EKSEN. Bir elipsin en küçük kirişine elipsin yedek ekseni denir. 

YEREL DEĞİŞKEN. Bir prosedür içinde tanımlanan değişkene lokal değişken ya da yerel değişken denir. 

YEREL HALKA. Tek maksimal ideali olan halkaya yerel halka denir.

Ayrıca bkz. 
halka, ideal, maksimal ideal


YEREL KOMPAKT UZAY. Her noktasında uygun bir yerel taban kümesi uygun bir kompakt alt küme tarafından kapsanabilen uzaylara yerel kompakt uzay denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay, topolojik uzay, kompakt uzay, kompakt küme


YEREL SONLU KÜME. Bir kısmi sıralı kümedeki her aralık sonlu sayıda elemandan oluşuyor ise bu kümeye yerel sonlu küme denir.

YETERLİ KOŞUL.   p q   gerektirmesi verilsin.   p   önermesine   q 'ya göre yeterli koşul veya   q 'nun yeterli koşulu denir.

YETKİN SAYI. Bkz. mükemmel sayı

YIĞIN. Öğelerin son LIFO prensibine göre depolandığı veri modeline yığın denir. 


YIĞIN OLAY. Bir olaylar kümesindeki tek bir olay kümedeki diğer olayları temsil edemiyorsa bu tür olaylara yığın olay denir. 

YILAN EĞRİSİ. Yılan eğrisi, düzlemde, x 2 y + b 2 y a 2 x = 0 ile tanımlanır.

YOĞUN KÜME.   A   ve   B ,   'nin iki alt kümesi olsun.   A   kümesinin kapanışı   B   kümesini içine alıyor ise   A   kümesi   B   kümesinde yoğundur denir.

YOL. Başlangıç düğümü kendisinden önce gelen dalın bitiş düğümü ile aynı olan dallar dizisine yol denir. [Eski Tr. yorı-]

Ayrıca bkz. 
düğüm, yürüme

BİR YOLUN UZUNLUĞU. Bir yolun uzunluğu, yolu oluşturan dal dizisindeki dal sayısı ile tanımlanır.

YONCA EĞRİSİ. Yonca eğrisi, düzlemde x 4 + x 2 y 2 + y 4 = x ( x 2 y 2 ) ile tanımlanır.

YORUMLAYICI. Bir programlama dilinde yazılmış olan kaynak kodu doğrudan çalıştıran veya başka bir programa aktaran programa yorumlayıcı denir. 

YÖNLÜ AÇI. Kollarından biri başlangıç öteki bitiş kolu olarak gösterilen açıya yönlü açı denir. 

YÖNLÜ DOĞRU. Üzerinde bir artı yön belirlenen doğruya yönlü doğru denir. 

YÖNLÜ DOĞRU PARÇASI. Üzerinde bir artı yön belirlenen doğru parçasına yönlü doğru parçası denir. 

YÖNLÜ GRAF. Her bir kenarına yön verilerek oluşturulan grafa yönlü graf denir.

Ayrıca bkz. 
graf


YÖNSÜZ GRAF. Kenarlarının herhangi bir yönü olmayan grafa yönsüz graf denir.

Ayrıca bkz. 
graf


YÖNEY. Bkz. vektör

YÖRE.   A , bir bağlantılı küme olsun. Eğer   A   kümesi sınır noktalarını bazılarını veya tamamını içeriyor ise   A 'ya yöre adı verilir.

YÖRÜNGE. Eğik atışın izlediği yola yörünge denir. 

YUTAN ELEMAN. İşleme girdiği her eleman için sonucun kendisine eşit olduğu elemana yutan eleman denir.

YUTULMUŞ YAKLAŞIM. Bkz. kesilmiş yaklaşım

YÜK. Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarına yük denir ve, q
ile gösterilir.

BİR YÜK ÜZERİNDEKİ KUVVET.   q , bir yük olsun.   q   yükü üzerindeki kuvvet,   E elektrik alanı alanı olmak üzere, q E ile tanımlanır ve, F ile gösterilir.
 
YÜKSEK DÜZEY DİL (high-level language). Belirli problem sınıfları için tasarlanmış ve sözdizimsel olarak bunlara yönelimli olan ve gerçekte belirli bir bilgisayar ya da bilgisayar sınıfının yapısından bağımsız olan programlama diline yüksek düzey dil denir. 

YÜKSEKLİK. Bkz. bir üçgenin yüksekliği

YÜKSEKLİK AYAKLARI ÜÇGENİ. Bkz. ortik üçgen

YÜKSELEN KENAR. Vuruyu oluşturan kenarlardan birincisine önder kenar (İng. leading edge) veya yükselen kenar (İng. rising edge) denir.  

Ayrıca bkz.
düşen kenar


YÜKSELME SÜRESİ. Vurunun düşükten yükseğe geçmesi için gereken zamana yükselme süresi (İng. rising time) denir. 

Ayrıca bkz.
vuru, düşüş süresi

YÜRÜME. Bir grafta ardışık köşe ve kenarlardan oluşan bir   v 0 e 1 v 1 e 2 ... v k 1 e k v k   dizisine yürüme denir ve, W ile gösterilir.


BİR YÜRÜMENİN UZUNLUĞU.   W , bir yürüme olsun.   W 'nin uzunluğu, yürümenin kenar sayısı ile tanımlanır. 

Ayrıca bkz.
yürüme


BİR YÜZEY AİLESİNİN ZARFI. Verilen 1-parametreli bir yüzey ailesinin her elemanına bir eğri boyunca teğet olan bir   S   yüzeyi varsa   S , bu yüzey ailesinin zarfıdır denir. 

BİR YÜZEYİN ANA DOĞRULARI. Bir regle yüzeyi oluşturan doğrulara yüzeyin üreteçleri veya yüzeyin ana doğruları denir. 


BİR YÜZEYİN ÜRETEÇLERİ. Bkz. bir yüzeyin ana doğruları


ZAMAN DİYAGRAMI. Sayısal devrelerin zaman içindeki davranışlarını gösteren diyagramlara zaman diyagramı denir. 

ZAMAN KARMAŞIKLIĞI. Bir programın belirli bir görevi gerçekleştirmek için bilgisayarda çalışması için gereken süreyi açıklayan fonksiyona zaman karmaşıklığı denir. 

ZAMAN PAYLAŞIMI. Bir kaynağın çoklu görev yardımıyla kullanıcılar arasında paylaştırılmasına zaman paylaşımı denir. 

ZAMAN SERİSİ. Gözlem değerlerinin zaman değişkeninin şıklarına göre düzenlenmesiyle elde edilen serilere zaman serisi denir.

ZARF. Bir eğriler takımının ya da yüzeyler takımının her bir öğesine teğet olan eğri ya da yüzeye zarf denir. 

ZAYIF EŞİTSİZLİK. Eşitlik durumuna izin veren eşitsizliğe zayıf eşitsizlik denir.

Ayrıca bkz.
bağıntı


ZENGİN SAYI. Kendisi dışındaki tam bölenlerinin toplamından küçük olan sayıya zengin sayı denir. 

Ayrıca bkz.
mükemmel sayı, ekonomik sayı


ZİNCİR. Sıralı bir kümenin tam sıralı bir alt kümesine zincir denir. [< Fars. زنجیر]

ZİNCİR EĞRİSİ. Bkz. katenari

ZİNCİR YÜZEYİ.  x = cosh  x eğrisinin z -ekseni etrafında döndürülmesi ile oluşan yüzeye zincir yüzeyi denir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder