7 Ekim 2015 Çarşamba

(6) Kavuşamazsan Aşk Kavuşursan Vuslat

"Onlar her 12 Eylül dönem filminde kaba, nobra, kötü, sevgisiz, robot gibi tipler olarak algılatılmaya çalışıldı."
Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu
Kafes on numara olmuş.
Açıkçası ben bu kadar başarılı olmasını beklemiyordum. İlk şaşkınlığım salonu tamamen dolduran genç seyirci oldu diyebilirim.
Bir ara oyuncu seçimi iyi yapılmış, gişe iyi olacak diye düşündüm.
Filmi izlemeyi düşünen varsa izleyin derim. Ben en kısa zamanda romanını da okuyacağım.
İzleyenlerden eksik bulanlar, şu olaya, şu fikre, şu kavrama, şu isme, mesela Alpaslan Türkeş'e yer verilmeliydi diyenler olmuş. Ancak sinemadan bir konuyu direkt vermesini veya bir dönemi kapsamlı anlatmasını beklemeyin. Siz yine de bu filmi izleyin. Eminim Türkeş'in hayatını anlatan nice romanlar, nice filmler geliyor. Bu daha başlangıç, acele etmeyin.
Filmde BBP'lilerin propagandası var diyenler de olmuş. Aslında ben de pek hazzetmem ama BBP'lilerin propagandası var demek bu kadar kolaysa, yıllar yılı solun propagandası yapıldı da n'oldu? Varsın biraz da BBP'lilerin propagandası olsun.
Benzer çalışmalarda -daha çok edebiyat tabi- Türkçü Turancı duruşun pek vurgulanmayıp İslamcı bir hava işlenmesinin sebeplerinden birisi de kelle koltukta bir dönemi yaşamış insanların kendilerini öbür dünyaya daha yakın hissetmeleri olabilir. Sanatçı böylece bir dereceye kadar kapsayıcılık da sağlayabilir. Fakat bunu yaparken mankurtlaşmamalı da. Şahsen Kafes'te her Türk asker doğar kararının köpek havlamasına benzetilmesinin kabul edilemez olduğunu düşünüyorum.
Tartışmalı bir sahne var. Ülkücü silahını verir mi?
Vermez. Ülkücü acıkmaz, Ülkücü susamaz, Ülkücü korkmaz, Ülkücü gönlünü kaptırmaz, Ülkücü uyumaz, Ülkücü ağlamaz, Ülkücü üşümezse silahını da vermez tabi.
Sayın Dr. Lütfü Şahsuvaroğlu geçen cumartesi Vahdet'teki yazısında Kafes'in şifreleri için bazı ip uçları vermiş. İhsan Başkan ile Muhsin Başkan arasındaki yakınlıktan söz etmiş. Bu yakınlık sinemacılar tarafından biraz aynılığa yaklaştırılmış sanki. Dr. Şahsuvaroğlu'nun küfre yer verilmemiş olmasını arzu ettiği anlaşılıyor. Yazıdaki küfür polisin değil de Ülkücü'nün ettiği küfür galiba.
Bu arada Önkuzu sahnesi daha çarpıcı çekilebilirdi. Dekor fazla sade arka plan sesleri fazla abartılıydı. Dikkatimi çeken bir başka nokta, Kafes'in kadrosu oldukça genç, biraz üç-otuzluk. Eskiler Ülkücüler hakkında "bunların üçünün yaşını toplasan otuz etmez" derlermiş. Üç-otuzluk oradan geliyor.
Kontrgerillanın hem sağda hem de maalesef (!) solda olduğu gerçeği biraz rahatsız edici olabilir fakat sola gönül vermiş olanlar da izlemeli. Alacakları bir şeyler var.

İzlemeye karar verdiyseniz, Mustafa'nın şehitlik sahnesi çok dokunaklı, hazırlıklı olun.








Kitap önerilerim


goodreads.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder