Kıbrıs Türkleri Denktaş’ı 1948 mitinginde tanıdı.
8 Ağustos 1964’te günlüğüne şu notu düşüyordu:
‘Öyle bir an geldi ki mukavemete devam ümidi yok oldu. Birleşmiş Milletler bize gelerek ne yapacağımızı sordu, ‘Rum ve Yunan zırhlı birlikleri süratle ilerlemektedirler, teslim olmaktan başka çare yok’ dediler.
Komutan Rıza Vuruşkan’la istişare ettikten sonra kararımızı veriyoruz:
‘Sonuna kadar çarpışmak, teslim olmamak ve intihar etmek’
‘O halde müsaade ediniz kadınlar ve çocukları alıp gidelim’ dediler.
‘Onlara sorunuz, gitmek isterlerse alınız’ dedik. Birleşmiş Milletler askeri kadınlara yaklaşarak teklifini yaptı. Kadınlar hep bir ağızdan, ‘Biz erkeklerimizden ayrılmayız, öleceksek birlikte ölürüz’ cevabını verdiler. Birleşmiş Milletler askeri bu kahraman insanları selamlayarak ‘Good luck’ diyerek zırhlı araçlara binerek uzaklaştılar.’
***
Denktaş yalnızca Kıbrıs Türklerinin değil Büyük Türk Dünyasının da en büyük liderlerinden biriydi. Ecevit de böyle düşünüyordu.
***
Denktaş yalnızca Kıbrıs Türklerinin değil Büyük Türk Dünyasının da en büyük liderlerinden biriydi. Ecevit de böyle düşünüyordu.
Türk Milletinin yetiştirdiği en büyük satranç ustasıydı. Nice büyük müzakerecileri bozguna uğrattırdı.
Muzaffer oldu.
Hatta ‘çok yüksek mortalite riski taşıyan’ septik şoka bile yenilgiyi tattırıp bilim dünyasını şaşkına çeviren Denktaş olmuştu.
Denktaş’ın neredeyse yetmiş yıla varan şanlı mücadelesinde zaman zaman bir takım kişilerle ters düştüğü de oldu.
Ama Türkiye Cumhuriyeti ile, Türk Milleti ile ters düşmedi.
Kişilerle ters düştü.
***
İroniktir, daha yeni Kıbrıs’ta miting konuşmalarında Denktaş’tan ‘barışın önündeki engel’ diye bile bahsedildi.
***
İroniktir, daha yeni Kıbrıs’ta miting konuşmalarında Denktaş’tan ‘barışın önündeki engel’ diye bile bahsedildi.
63 katliamları, 67 katliamları, Kanlı Noeller statüko sayesinde tekrar yaşanmamıştı. Ama Denktaş, statükoyu ve ‘çözümsüzlüğü’ devam ettirdiği için herkesi karşısına aldı.
İngilizcesi mükemmeldi. Zulme, haksızlığa, emperyalizme hep ‘no’ dedi.
Denktaş’a yenilmeye mahkum olanlar onun adını, ‘uzlaşmaz’a, ‘Mister No’ya çıkardılar.
O bundan gurur duyuyordu. Zaten her zaman ‘yes be annem’ demek en kolayıdır.
Ancak zor olan ‘no’ demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder