Giriş
Kraliçe Victoria'nın hüküm süresi her ne kadar 1837-1901 yılları arası olsa da bazı yazarlar tarafından İngiltere tarihinde 1820-1914 yılları arası Victoria dönemi olarak adlandırılmaktadır. Dönemin en önemli özellikleri sınıflı toplum yapısı, büyüyen ülke ekonomisi ve İngiltere'nin dünyanın en büyük imparatorluğu haline gelmesidir.
Victoria dönemi başlarken,
İngiltere epeydir büyük savaşa girmemişti. Napolyon Avrupa'yı savaşa, yıkıma boğarken bile ada, karmaşadan uzak gelişmesine devam ediyordu.
Victoria'nın hüküm sürdüğü 1837-1901 arasına Victoria dönemi denir. Dönemi özel kılan sınıflı toplum yapısı, zenginleşme ve İngiltere'nin dünyanın en büyük imparatorluğu olmasıdır.
Victoria toplumu:
Victoria bireyi saygı görmek istiyorsa Victoria terbiyesine uygun davranmalıydı. Çocuklar babalarına bile "Sir" demeliydi. Erken Victoria toplumunda oğlanlara etek giydiriliyordu. Üst sınıfın çocukları oyuncak tren, misket gibi oyunlar oynarlardı. Erken yaşlarda çalışmaya başlayan işçi çocukları ise ip atlama, çelik-çomak gibi oyunlar oynayabiliyorlardı. Varlıklıların çocukları 10 yaşına kadar evde eğitiliyordu. Kilise karma eğitimi onaylamadığından kızları genellikle evde eğitim alıyorlardı.
Çiftler sokakta kol kola yürümeliydi. Hanımefendiler reverans yaparak selamlaşmalıydılar. Erkek şapkasını çıkarıyordu.
Kadınların elbiseleri tarlatanlıydı. Kadın sokakta karşıdan karşıya geçmek için eteklerini topuğuna kadar kaldırmalıydı. Orta sınıf kadınları başlarına bone takmaya, elbisenin üstüne İspanyol ceketi giymeye başlamışlardı. 1870'lerde kuyruklu elbiseler revaçtayken kıyafet devriminin yaşandığı geç Victoria döneminde elbise boyunları yükseldi. Erkek kıyafetine beyaz gömlek, yelek, pantolon ve paltoya 1850'lerde melon şapkalar ve papyonlar eklenmişti. Pantolon askısı, köstekli saat yaygındı. Victoria erkeği günde üç defa kıyafet değiştiriyordu. Yaşlı erkekler frak giyer ve sakal bırakırdı. Eldivenler kadın ve erkekte yaygındı. Yakınlarını kaybedenler aylarca siyah giyinmeliydi. Hatta eşini kaybeden Kraliçe Victoria ölene kadar siyah giyinmişti.
Evlerin girişinde yüksek tavanlı hol yer alıyordu. Salonda minyatür kütüphane, çay servis alanı, şömine, oturma alanı ve yemek alanı vardı. Mobilyalar meşe, ceviz, maun ve gül ağacından elle oyularak yapılıyordu. Masa ve büfelerin üzerleri mermerdi. Kadınlar için kolsuz sandalye ve koltuklar bulunduruluyordu.
Fransız mutfağı revaçtaydı. Çorbayla başlayan akşam yemeği ara sıcakla devam ediyordu. Sonra hindi veya domuz geliyordu. Ardından sebzeler yeniyordu. Sonra sıra mezelerdeydi. Küçük ekmekler (dinner rolls) dağıtılıyordu. Yemek tatlı veya meyveyle sonlanırken kahveler getiriliyordu. Misafir varsa mönü 10 veya 12 çeşide çıkabiliyordu. Misafir her zaman on dakika geç gelirdi. Yemek yerken hanımefendiler dimdik otururdu. Tabağınızın üzerine asla eğilemezdiniz.
Boş zamanlarda satranç, dama, tavla oynanıyordu. Sirklere, karnavallara, deniz kenarlarına, spor alanlarına gidilebiliyordu. Ancak Victoria terbiyesine göre hanımefendiler spor yapamıyorlardı. Kadın-erkek plajları ayrıydı.
Papaz sayısı artmıştı. Fakat Türlerin Kökeni ile din sorgulanır olmuştu. 1871'de üniversite kilise boyunduruğundan tamamen kurtulmuştu.
Victoria kültürü ve sanatı:
Piyano statü sembolüydü. Hanımefendiler piyano çalabilmeliydiler. Halk şarkılarına ilgi azalıyor, modern eserler dinleniyordu. Shakespeare'in piyesleri sıkça izleniyordu. Edebiyat ve resim realizme yönelmişti. Bu yönelim geç Victoria dönemindeki durgunluk yıllarında şiddetlenecekti.
Charles Dickens Oliver Twist'te açlık ve sefaletin insanları hırsızlığa itmesini, hırsızlığın bir hastalık gibi yayılmasını anlatmaktadır. Yazarın 1789 ihtilalini anlattığı İki Şehrin Hikayesi romanının ilk cümlesi "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü" bir bakıma İngiltere'yi de anımsatmaktadır. Çünkü dünyanın en zengin insanları Victoria döneminde İngiltere'de yaşamışlardır. Dünyanın en yoksul insanları da Victoria döneminde İngiltere'de yaşamıştır. Yine yazar Büyük Umutlar romanında eşitsizliği kıyasıya eleştirir. Dönemde çok okunan korku romanları Dr. Jeykle and Mr. Hyde, The Invisible Man, Dracula'ydı.
Kadın yazarların sayısı artmıştı. Kadınlar daha fazla evdeydi ve ev işlerini yardımcılar yapıyordu. Ancak kadınlar eserlerini bastırmak için erkek isimleri kullanacaktı.
Victoria dönemi matematikçileri:
CHARLES BABBAGE: Bazı işlemlerin sonuçlarını sekiz ondalığa kadar hesaplayabilen bir hesap makinesi yaptı.
GEORGE GREEN: Asıl mesleği fırıncılıktı. Bugün kendi ismi ile anılan Green teoremini geliştirdi. Çalışmaları İngiltere'de matematiksel fiziğin gelişmesini sağladı.
WILLIAM ROWEN HAMILTON: Kimilerine göre İngiltere'nin Lagrange'ı idi. Kuaterniyonları buldu. Kompleks (karmaşık) sayıları vektör formunda youmladı. Cebirde dördeyler kuramını geliştirdi. Konik kırılma olgusunu buldu.
AUGUSTUS DE MORGAN: Kendi adıyla anılan De Morgan kurallarını ortaya koydu. Matematiksel tümevarım terimini ilk ortaya atan De Morgan'dır.
JAMES JOSEPH SYLVESTER: 1814'te doğan Sylvester 1876'da Amerika'ya giderek American Journal of Mathematics'i kurdu.
GEORGE BOOLE: Kendi adıyla anılan Boole cebirini geliştirdi.
JOHN COUCH ADAMS: Henüz keşfedilmemiş olan Neptün'ün gökyüzünde bulunması gereken yeri hesapladı.
GEORGE GABRIEL STOKES: Düzgün yakınsaklık kavramını tanıttı. Kendi adıyla anılan Stokes teoremini geliştirdi.
AUGUSTA ADA BYRON (LADY BYRON): Lord Byron'ın kızıdır. Dünyanın ilk bilgisayar programcısı olarak kabul edilir.
Sınıfsal tartışma:
Kadın oy kullanamaz, dava açamaz, mülk edinemezdi. Abartılı giyimi modadan çok kural gereğiydi. Giydikleriyle kocasının zengin olduğunu kanıtlamalıydı. Dar elbiseler kırılganlığı vurguluyordu. Havasızlıktan bayılma, postür bozukluğu, infertilite, kaburga kırığı, iç kanama baş gösteriyordu. Kafesli elbise nedeniyle 3000 kadının fırtınalarda, yangınlarda feci şekilde can verdiği rapor edilmiştir.
Victoria döneminde üst sınıf, orta sınıf ve işçi sınıfı olmak üzere üç sınıf vardır. Üst sınıfı kraliyet ailesi, bürokratlar ve servet sahipleriydi. Orta sınıf, üst orta ve alt orta olarak ikiye ayrılabilirdi. Üst orta sınıf papazlar, askerler, denizciler, bankacılar, küçük toprak ve fabrika sahipleriydi. Alt orta sınıfta esnaf ve katipler bulunuyordu. İşçi sınıfı tarım ve sanayi işçileri, hizmetçiler, evsiz ve hastalardan oluşuyordu.
Alt orta sınıf çocukları 12-14 yaşlarından itibaren ailelerine yardım ediyorlardı. Çocukları madencilik, baca temizliği, tarım, hizmetçilik, demiryolu inşaatı işlerinde çalıştıklarından çocuk yapmak işçilerin aile bütçesine katkıda bulunmasını sağlıyordu. Neyse ki 1840'da çıkan bir kanunla 10 yaşından küçüklerin madenlerde çalışması yasaklanırken, 1868'de 8 yaşından küçüklerin tarımda, 1874'te 10 yaşından küçüklerin fabrikalarda çalışması yasaklanmıştı.
İşçiler ekmek, tereyağı, patates yiyebiliyorlardı. Üst sınıf işçi ailelerinin tembel oldukları ve günah işlediklerinden yoksul kaldıklarına inanıyordu.
İşçiler workhouse denilen yurtlarda yaşıyordu. Ağır çalışma koşulları öldürüyordu. En ölümcül hastalık veremdi. Bununla birlikte ağır salgın hastalıklar ilk defa bu kadar uzun süredir görülmemişti. Belki de Victoria döneminin en büyük salgını eşitsizlikti.
Tartışma:
Victoria kadının seçme ve seçilme hakkı olmadığı gibi dava açma ve mülk edinme hakkı da yoktu.
Her birey kendi sınıfından birisi ile evlenmeliydi.
Alt sınıfın akşam yemeği genellikle ekmek, tere yağ, bira ve patatesten oluşuyordu.
19. yüzyılın sonunda kişi başına yıllık bira tüketimi 32,5 galona ulaşmıştı.
Modadan çok görgü kuralları baskısı gereği;
Victoria kadınları giyindikleri ile kocasının ne kadar refah içinde olduğunu göstermeliydi.
Aşırı dar olan elbiseler ve genç yaştan itibaren takılan korseler havasız kalan kadınların zaman zaman bayılmalarına yol açıyordu. Aynı zamanda bu kıyafetlerin postür bozukluğu, kısırlık, kaburgalarda kırılma, iç kanama gibi koşullara da yol açıyordu. 1860'lı yılların kafesli elbiselerini giyen yaklaşık 3000 kadının fırtınalarda ve yangınlarda can verdiği söylenir.
Çocuklar dört beş yaşlarından itibaren günde 18 saat çalıştırılacakları için işçi sınıfı çocuk yapmayı aile bütçesine katkı olarak görüyordu. Neyse ki 1840'ta çıkan bir kanunla 10 yaşından küçüklerin madende çalışması yasaklanırken, 1868'de 8 yaşından küçüklerin tarım işletmelerinde, 1874'de 10 yaşından küçüklerin fabrikalarda çalışması yasaklanıyordu.
Diğer taraftan nüfusu tahminlerin üzerinde artan işçi sınıfı workhouse denilen sağlıksız yurtlarda yaşıyordu.
Sonuç:
Victoria döneminden önce İngiltere'nin siyasal sistemi aristokrasi baskılı meşruti monarşiydi. Ancak Victoria döneminde Avam Kamarası güçlenirken Lordlar Kamarasının gücü azaldı.
Graham Bell'in telefonu icat etmesi, ilk buharlı gemilerin ve demiryollarının İngiltere'de inşa edilmesi sonucunda Britanya adası dünyanın mühendislik ve teknoloji merkezi haline geldi. ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda ve İngilizce konuşulan diğer bütün ülkeler için kültürel merkez oldu. İngiltere artık dünyanın en büyük petrol, çelik ve tekstil üreticisiydi. Londra ise dünyanın en büyük finans merkezi olmuştu.
Victoria devri bir taraftan sanayi devriminin yükselmesi ve İngiltere'nin en parlak çağı olarak bilinirken diğer taraftan toplumsal hayatta birçok olumsuz durumları da içermektedir. Sonuç olarak Victoria kültürü olumlu ve olumsuz yönleriyle günümüz toplumlarını etkilemeye devam etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder