Niels Henrik Abel, Norveçli matematikçidir. Abel 26 yıllık kısa ömrüne, matematiğin en zorlu problemlerini çözmeyi ve cebir, analiz ve eliptik fonksiyonlar teorisinde çığır açan keşifler yapmayı sığdırdı.
Fakir bir papaz ailesinin çocuğu olarak 1802'de Norveç'in Finnøy adasında dünyaya gelen Abel'in dehası, genç yaşta Katedralskole'deki (Katedral Okulu) öğretmenleri tarafından fark edildi. Abel, o dönemde okulda pek de saygı duyulmayan bir ders olan matematiğe büyük bir ilgi duydu ve kendi kendine en karmaşık eserleri, özellikle de Leonhard Euler ve Joseph-Louis Lagrange'ın çalışmalarını okuyarak derinleşti. 1823'te bazı Avrupa ülkelerini ziyaret etti. 1825'te Berlin'de beşinci dereceden genel bir polinomun köklerinin bilinen yöntemlerle bulunmasının mümkün olmadığını gösterdi. 1827'de Norveç'e döndü. Genç Abel'in en önemli başarısı, bir zamanlar tüm matematikçilerin çözmeye çalıştığı bir problem olan beşinci dereceden genel bir polinom denkleminin, dört işlem ve kök alma yoluyla çözülemeyeceğini ispatlamasıydı. 1824'te yayımladığı kısa makale, matematiğe grup teorisi gibi yeni ve soyut kavramların girmesinin zeminini hazırladı. Abel'in bu çalışması, o dönemde benzer bir ispat üzerinde çalışan Évariste Galois'nin çalışmalarına da ilham verdi ve bu alanın modern cebirin temelini atmasına yardımcı oldu. Abel'in en kapsamlı ve etkili çalışması eliptik fonksiyonlar teorisi alanındadır. Bu fonksiyonlar, elipsin yay uzunluğunu hesaplamak gibi problemlerden ortaya çıkar ve klasik trigonometrik fonksiyonların (sinüs, kosinüs) bir genellemesidir. Abel, bu fonksiyonların terslerinin çift periyodik fonksiyonlar olduğunu gösterdi. Bu keşfi, teorinin gelişiminde bir dönüm noktası oldu ve daha sonra Jacobi, Riemann ve Weierstrass gibi matematikçiler tarafından genişletildi. Abel, karmaşık analizde de önemli katkılarda bulundu. Adına atfedilen Abel Teoremi, bir fonksiyonun integraliyle ilgili karmaşık bir ilişkiyi ortaya koyar. Ayrıca, diferansiyel denklemler alanındaki Abel Denklemleri de onun adını taşır. Abel'in olağanüstü dehasına rağmen, yaşamı boyunca yoksulluk ve yetersiz kabul görme gibi zorluklarla mücadele etti. Avrupa'da kendisine destek bulmak için yaptığı seyahatler, ne yazık ki maddi sıkıntılar yüzünden istediği sonuçları vermedi. Paris'teki en önemli çalışması, Augustin-Louis Cauchy gibi zamanın önde gelen matematikçileri tarafından anlaşılamadı ve kayboldu. Bu, Abel'in uluslararası bilim camiasında hak ettiği ilgiyi görmesini engelledi. 1829'da Norveç'e döndüğünde verem (tüberküloz) hastalığının pençesine düşen Abel, 6 Nisan'da hayatını kaybetti. Ölümünden sadece iki gün sonra, Paris'teki arkadaşlarından birinin çabalarıyla bilimsel camia onu keşfetti ve Berlin'de profesörlük teklifi yapıldı. Ancak bu teklif, genç dâhiye yetişemedi. Niels Henrik Abel'in trajik yaşamı, bilimsel dehasının yanında, dönemin akademik sisteminin ne kadar katı olabileceğini de gösterir. Abel'in hikayesi, dehasıyla birlikte bilim dünyasının o dönemki zorlu koşullarını da gözler önüne serer. Onu çağdaşlarından ayıran en önemli özellik, matematiğin soyut dünyasına getirdiği titiz ve eleştirel yaklaşımdı.
Norveç hükumeti Abel'in anısına Abel Ödülü vermektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder