Deniz Gezmiş'i en çok öven kitaplardan birisi Nihat Behram'ın Darağacında
Üç Fidan kitabıdır. Bir diğeri de Erdal Öz'ün Gülün Solduğu Akşam kitabı.
Devrimcilerin çoğu bu kitapları çok sever.
Bu kitaplara göre Deniz'in en masum terör eylemleri, silahlı eylem yaparak
İstanbul Üniversitesi Rektörlüğünü işgal etmek, kendisini Rektör ilan etmek, her
daim cebinde el bombalarıyla gezmek, İşbankası Ankara/Cebeci şubesini soymak, Ankara/Emek
şubesini soymak[1],
Ziraat Bankası Unkapanı şubesini soymak[2],
polis kulübelerine ateş etmek, banka araçlarını soymak, paralarla terör
örgütüne silah satın almak[3], Sivas'ta
güvenlik güçlerinden kaçarken bir astsubayın lojmanını basmak, evin kapısını
kapatmak isteyen eşine arabalarını gasp etmek için ateş ederek silahsız, sivil
ve güçsüz bir kadının elini kopartmak ve arabayı alıp gitmektir[4].
O kadın dağın başında oracıkta kopmuş eliyle yalnız başına kalmış, astsubayı
ise rehin almış. Bir belediye başkanının da kapısını kırarak evini basmış.
Bunlar silahlı terör eylemlerinin yalnızca birkaçı. Üstelik ben demiyorum
bunları Nihat Behram ile Erdal Öz devrimcisi diyor. Adam kaçırmak işlediği
sayısız terör eylemlerinden yalnızca birisidir. Nihat Behram milletvekili Hasan
Basri Akgiray'ın "Kuşkusuz suçlu idiler, ama ölüm cezasını gerektirecek
kadar değil" görüşünü aktarıyor[5]. Akgiray'a
göre 12 yıl yatıp çıkacaklarmış. Pardon 2 yıl, 1974'te genel af çıkacak ya.
Nihat Behram'ın 1976'da yazdıklarına göre Deniz, Saddam Hüseyin'in
saklandığına benzer bir çukurda saklanırken yakalanmış. Yoldaşı Hüseyin İnan
mahkemede zamların, vergilerin, hayat pahalılığının, açlığın ve sefaletin
üstünü örtmek için kendilerinin topun ağzına sürüldüğünü söylüyor[6]. Zamanlama
manidar yani.
Niyazi Ağırnaslı'nın ise "Bu gençlerin Devleti devirecek güçte
olduklarını sanmıyorum" dediğini aktarıyor. Yahu adam kendine zaten
devrimci diyor, devirmek istiyor.
Üstelik bu memlekette hala Denizlere kahraman, bu suçların hiçbirini
işlemedikleri halde Ülkücülere ise azılı katil ve mafya diyen insanlar aydın
sayılıyor. Oysa o azılı katil ve mafya dedikleri Ülkücüler Zaman yazarının da
dediği gibi hiç kolera ve tifodan ölmemişti[7].
Eğer sağcıların anlattıkları yalansa aşağıda en büyük iki Denizci yazarın
kitabının künyesini verdim. İhtilal -onlar devrim der- heveslilerinin de bir
şerefi vardır. Silahsız masum insanların canına kastederek ihtilal yapılmaz.
Bunun adı teröristliktir. Deniz yargının kendisine verdiği cezayı fazlasıyla
hak etmiştir. Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 Nolu Mahkemenin savcısı Baki Tuğ
halen hayatta ve talebinin arkasında duruyor. Bir fikri olan açar Türk Ceza
Kanunu bize de gösterir ilgili yeri biz de aydınlanırız. O bakımdan eğer adalet
eksik gerçekleşmişse verilen cezanın az oluşundan olabilir.
2 Mart 2014
Özgür Özer
[1] Erdal Öz, Gülün Solduğu Akşam, 1986.
[2] Nihat Behram, Darağacında Üç Fidan, 1976.
[3] Erdal Öz, Aynı kitap.
[4] Her iki kitapta da yer almaktadır. Özellikle Erdal Öz'ün kitabında
sayfalarca anlatılır.
[5] Nihat Behram, Aynı kitap.
[6] Nihat Behram, Aynı kitap.
[7] Mümtazer Türköne, Katiller, Zaman, 12 Temmuz 2012.
İndir
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
100 Soruda Türk Tezkire Edebiyatı
İndir
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
100 Soruda Türk Tezkire Edebiyatı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder