15 Ağustos 2018 Çarşamba

(50) İttihatçılar ve İktisat

Son zamanlarda İttihatçılara ilişkin türlü mantık dışı iddiaları ortaya atmak tabii hale geldi.

İttihat ve Terakki Cemiyetinin ismindeki ittihat birlik demek, vahdetten geliyor. Aslı "ittihad". Terakki ise ilerleme demek. İttihat ve Terakki bir cemiyet mi, fırka mı, yoksa parti mi? Hiçbiri. 1889'un 21 Nisanında Tıbbiye öğrencileri tarafından cemiyet olarak kurulan İttihat ve Terakki bir "ruh"un adıdır.

2. Meşrutiyet döneminde İttihatçıların hükumete verdiği ilk nazır sırasıyla Zaptiye ve Adliye Nazırlığı yapan Manyasizade Tevfik Bey. Talat Paşa ile Cavit Bey de daha sonra hükumete girenlerden.

İttihat ve Terakki bir ekonomi politikasından yoksun muydu? İttihat ve Terakki milli iktisat siyaseti gütmüştür. Hem de Profesör Haydar Baş'tan 100 yıl önce. Nitekim İttihat ruhunun en önemli düşünürü Ziya Gökalp'in Türkçülük programının altıncı maddesi "Ekonomide Türkçülük"tü. Buna göre millet ekonomisi ancak devlet koruma ve destekleme yönteminin uygulanması ile kurulabilirdi. Cemiyetin en önemli iktisadi projesinin kapitülasyon rejimini kaldırmak olduğunu görüyoruz. İttihatçılar bunun için daha 8 Eylül 1914'te meclisten karar ve aynı gün padişah iradesi çıkartmışlardır. Böylece Batılı Devletlerin protestolarına rağmen kapitülasyonlar Ekim ayında kaldırılmıştır.

İttihatçılar Balkan faciasında (1912) Osmanlı Bankasının (Bank-ı Osmaniye) maliyeyi rahatlatacak gerekli kaynak aktarımını sağlayamadığını, hükumetin büyük sıkıntı yaşadığını görmüşlerdi. Milli bir kredi kuruluşu meydana getirmek istemişlerdi. Bunun için İtibar-ı Milli Bankasını kurmuşlardır. İtibar-ı Milli Bankasının bütün işlemlerinin Türkçe yapılması zorunluydu. 1911-1923 arası milli sermayeli banka sayısı 22'yi bulacaktı. İaşe Nazırlığı yapan Kara Kemal esnafı örgütlemiş, milli sermayeli şirketler kurdurmuştu. Milli müteşebbis sınıf, milli bir burjuvazi oluşturuluyordu. Bütün alımlar Türklerden yapılıyordu. Türk tüccarların kar etme gücü arttırılmıştır. Hatta savaş yıllarında İstanbul'da Alman Merkezi Satın Alma Komisyonuna da bir ofis açtırılmıştır. Anadolu demiryolu tamamlanmıştı. Anadolu'nun içlerinden un ve buğday gelebiliyordu. Baytarlık mesleğinde çok büyük gelişme vardı. Anadolu'da birçok yerde hayvan hastalıkları tedavi edilebiliyordu.

2. Meşrutiyet döneminde Almanya'ya iktisadi bağımlılık arttı mı? Çağlar Keyder yakın tarihimizi iktisadi açıdan ele aldığı "Türkiye'de Devlet ve Sınıflar" isimli eserinde 1889'dan 1913'e kadar %17 olan Fransa'nın ticaretteki payının %12,5'e, %37 olan İngiltere'nin payının ise %20'ye düştüğünü aktarmaktadır. Ancak bu dönemde Almanya'nın ticaretimizdeki %1,8'den %9'lara çıkmıştır. Cemiyetin Mahmut Şevket Paşa'nın 1913 11 Haziranında (ya da 12 Haziranında) suikasta uğramasından sonra iktidarı tamamen ele geçirdiği düşünülürse bu konuda da Abdülhamit'in başarılarının (!) yine İttihat'a mal edildiğini görürüz.

Bir başka İttihat düşmanı iddia para politikasına ilişkin. Kâğıt para olan kaimeye geçildiği, enflasyona neden olduğu ve kaimelerin yakıldığı. Kaime kâğıt paranın adı. Yerine geçen, ikame eden demek. Halk arasında buna "kayın" deniyor. 1840'da para olan piyasaya sürülen senetlerin de adı kaimedir, bir farkı yoktur. O dönemde de enflasyonu azdırmış, nihayet 1 Nisan 1878'den itibaren tahminen birçok defa yakılmıştır. Herkesin tahmin edebileceği gibi karşılığı olmadığı için. Aslında karşılığı vardır da, Almanya'da kapalı bir yerde saklanan altınlar. Üstelik kâğıt paraya geçilmesin de ne yapılsındı. Sonsuza kadar yalnız metal para kullanılamazdı.

Cavid Bey meselesi… Cavid Bey kötü bir iktisatçı mı? Büyük bir vatansever olan Cavid Bey cemiyetin milliyetçi siyasetine paralel liberal görüşlere sahiptir. Cavid Bey'in yazmış olduğu kitaplar tam iktisat kitabı sayılmayabilir, daha çok iktisatçıların sınıflandırılmasıdır. Makaleleri daha teferruatlıdır, Almanya, İngiltere, Fransa ve Japonya ekonomilerini değerlendirmektedir. O bakımdan birçok iktisatçı ve maliyecinin yetişmesinde payı vardır. Murat Bardakçı'ya göre Cavid Bey "Osmanlı İmparatorluğunda hesaptan kitaptan anlayan tek kişi"dir. Kapitülasyon rejiminin kaldırılması için 1913'te Fransa'da görüşmeler yapmış, çok gayret sarf etmiştir. Ancak yukarıda da değindiğim gibi kapitülasyonların kaldırılması 1914'ü bulmuştur. Nazmi Eroğlu'nun "Fırtınalı Günlerin Ünlü Maliye Nazırı Cavid Bey" kitabında anlatılır.

Cavid Bey'in kendi mali durumu neden hep bozuk? Cavid Bey'in hayatının belki de son bir yılı mali olarak iyi geçmiştir diyebiliriz. Fakat bu durum onun kötü iktisatçılığından değil onun İttihatçılığından kaynaklanıyor. Mali durumlarının bozuk olması İttihatçıların genelinde olan bir şey. Genel Başkan Talat Paşa'nın uzun yıllar boyunca İttihat ve Terakki Merkezi Umumisinde bir odada yaşadığı, hatta Sadrazam olduktan sonra dâhi kirada oturduğu hiçbir zaman ev sahibi olamadığı düşünülmeli. Sürgün döneminde yine birçok İttihatçı tütün vesaire satarak zar zor geçinmişlerdir. İttihat ve Terakki'ye birçok eleştiriler pek tabii getirebilir, fakat hiçbir zaman İttihatçıların akçeli işlere girdikleri söylenemez. Hem İngiliz İktisatçı Malthus'un da mali durumu çoğu zaman kötü seyretmiş, arkadaşı Ricardo'dan para yardımı almak zorunda kalmıştır.

İttihat ve Terakki Cemiyetinin iktisat siyasetini eleştirilmezden önce hareketin ortaya çıktığı şartları göz önünde bulundurmak gerekir. Yerli malı kullanma akımını ilk başlatanlar ittihatçılardır. Bu, 1850'lerde Doğu Avrupa ve İtalya'da yayılan neo-merkantilizm siyasetinin Türkiye'de de uygulanmasıdır. Cemiyet İtibar-ı Milli Bankasını, ekonomik cemiyetleri ve kooperatifleri kurmuştur. Turgut Özakman "Diriliş Çanakkale" isimli eserinde zengin olanların para ve mücevherlerini, yoksulların kefen paralarını, genç kızların çeyizlerini, kadınların saçlarını, öğrencilerin harçlıklarını hatta dilencilerin dilendikleri paraları götürüp Donanma Cemiyetine bağışladığını kaydeder.

Özel sektörde ve kamuda iktisadi örgütlenmeye olan katkıları düşünüldüğünde İttihat ve Terakki'nin ülkemiz ekonomisi üzerinde bence çok önemli etkileri olmuştur.

Yakup Cemil'in dediği gibi:
Yaşasın İttihat ve Terakki!



KİTAP ÖNERİLERİM:
1- Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları
2- Tarık Zafer Tunaya, Türkiye'de Siyasal Partiler
3- Cemal Kutay, Şehit Sadrazam Talat Paşa'nın Gurbet Hatıraları
4- Nazmi Eroğlu, Cavid Bey (Biyografi)
5- Turgut Özakman Çanakkale Diriliş (Roman)
6- İlyas Kara, Teşkilatın Silahşoru Yakup Cemil
7- Çağlar Keyder, Türkiye'de Devlet ve Sınıflar
8- Nazmi Eroğlu, Fırtınalı Yılların Ünlü Maliye Nazırı
9- Nazlı Eray, Sis Kelebekleri (Roman)



ANA SAYFA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder