12 Ocak 2021 Salı

Toplumsal Hareketler Emek ve Cinsiyet

 Herkese Merhabalar ;

  Kötü bir hayatta iyi bir yaşam mümkün mü ?

 Direniş imkanları nelerdir?...

 Öncelikle iyi nedir? Biz insanlara neyin iyi olduğunu bize dayatılan normlar aracılığıyla öğrendik .Yani bize dayatılan bir iyi ve bir karşıtı kötü var. O zaman bize dayatılan iyi kavramı bizim aradığımız hayatımız süresince varlığımızdan haz aldığımız gerçeği ile paralel düzlemde mi gidiyor, önce bunları açıklamak lazım. Hepimiz hayvanız aslında düşünen konuşan ve yemek yiyen. Biz kendimize insan diyoruz. Hayvanlardan kendimi ayırt edici özelliğimiz de düşünmek. Ama gerçekten düşünmek. Benim varlığımdan bağımsız devam eden bir toplum benli ya da bensiz zaten iyi ya da kötü bir yaşamdır. Benim içine dahil olmam iyi veya kötü koşullarını değiştirmez. Sadece yaşadığım süre zarfından yas tutulan biri olabildim mi? ya da olamadım mı ?soruları beynimde gezen polis gibi sorular sorar. Bu gerçeklikleri göz önünde tutarak iyi bir yaşam dediğimiz de aklımıza ekonomik,sosyal açıdan refah seviyesi yüksek olmakla eşdeğer olarak algılanabilir. Fakat işin aslı tam olarak öyle değildir. İyi yaşam aslında ahlaki olarak da sürdürülebilir. Kişi kendisini bu normatif durum içinde mutlu olmaya ve iyi bir yaşam sürdüğüne inandırarak yaşamanı sürdürebilir. Tam olarak bu kadar sığ mıdır? derseniz tabi ki olmamalı. İktidarın ve siyasetin de iyi bir yaşam koşullarını topluma azletmesi gereklidir. İşlevselcilik kuramında dedikleri gibi toplumun bir işleyişi vardır ve herkes tıpkı saat gibi çarkın dönmesinden sorumludur. O zaman iktidar da iyi yaşam koşullarına olanak sağlamak ile mükelleftir.

Gelelim asıl meseleye kötü bir yaşam içinde iyi bir yaşam mümkün mü? Ahlaki önemi ortadan kaldırmadan toplumsal ve siyasi koşullar perspektifinde değerlendirebiliriz. Bunun için en kritik nokta bir hayata sahip olma, hayatı yaşama duygusuna sıkı sıkıya bağlanmadır. Birey kendisini hayatta kendisini var etme ve koşulların, eşitsizlikliklerin siyasetin gibi etmenlerin ortak bir paydaya indirilip kendi ve herkes için toplu ayaklanmalar,söylemler ya da kendisini nasıl ifade etmek istiyorsa ifade etmelidir. Bir yazar düşünün. Toplumun varsaydığı gerçeklikte kötü bir hayata sahip. Bunu elini kolunu bağlayıp bekler miydi? Tabi ki hayır. Yazarak çizerek ve kelebek etkisi yaratarak iyi bir yaşamın da mümkün olduğu gerçeğini altını çize çize gösterirdi. Keza dokumacılar tiyatro metni. Soylu,aristokrat ve yoksulların tekstil işiyle hayatta kalma daha ziyade kalamama durumunu gözlerimizin önüne seriyor ve o metinde yapılan insanların kötü yaşam koşullarına rağmen iyi bir hayat sürülebilir onun da tek çıkarı vardır. Toplu hareket ve direniş . Baş karakter kendisinden soylu herkese karşı gelerek engizisyon mahkemesine çıkmayı göze alarak köylü halkın koşullarının iyileştirilmesi, sefaletin son bulması ve eşitsizliğin ortadan kalkması için çabalamış ve sonunda öldüğünde arkasından yas tutulan iyi bir yaşam sürmüş birisi olmuştur. Çünkü; istediği bir hayat vardır ve onu almak için direnmiş çabalamıştır.

Bu örnekten hareketle, birey önce özel alanında yaşam koşullarını oluşturur ve daha sonra kamusal alanda diğer bireylerle birlikte hayatın akışına dahil olur. Özel alanda yaptığı durum ve koşullar kamusal alanda bireylerin toplu şekilde hayatın iyi ve yahut kötü olmasıyla paralel bir düzlemde gider. Burada şöyle bir örnek vermek isterim: Fransız ihtilali, Robespierre önderliğinde Fransız devrimidir ve amacı toplumda yaşayan halkın koşullarının iyileştirmesini sağlamaktadır. Demem o ki kötü bir hayatta iyi yaşam mümkün olabilir. Fakat değiştirmek istediğimiz eşitsizlikleri kötü durumları gerçekten özveriyle istiyorsak. Günümüze dönecek olursak şuan korona olayların bazılarımız çalışmak zorunda bazılarımız evlerinde rahat bir şekilde karantinada. Çok yakın bir zamanda yapılan güzel bir istatistik verisi açıklandı. Etiler,bebek,ulus gibi semtlerde insanlar çoğunlukla evlerindeyken, bağcılar,Zeytinburnu ,Bahçelievler gibi semtlerde insanlar diğerlerine nazaran daha çok dışarıda. Bunun sebebi doğal olarak sosyo ekonomik zorunluluk ve hayatta kalmak için çalışma zorunluluğudur.

İnsani olarak toplumda kendimize edindiğimiz tabaka ve iktidarın sağladığı olarak tamamen iyi bir yaşam koşuluyla paralellik gösterse de bunun önüne direniş ile geçilebilir ve böyle kötü bir hayattan iyi bir yaşam çıkar.

Direniş imkanları çeşitlilik gösterse de özünde tek bir ortak payda da buluşur. İyiyi arama eşitlik düzeni gibi. Belki de bunlar idealar aleminde vardır. Önemli olan inanmak bireylerin hayatlarına sıkı sıkıya bağlanması basmakalıp içine hapsolmaktan kurtulmaya çalışmak önemlidir. 360 derece ray sistemi düşünün içine bir marul ve fare yerleştirin farenin tek amacı marulu yakalamak. Ama tek başına tamamen beyhude çaba içinde olacaktır. İnsanlarda öyle X bir iktidar düşünün toplumu zenginleştirmekten ziyade amacı yoksullaştırılmış insanlara yardım etmektir. Ne kadar yardım denilebilirse. Bu koşullar altında her doğan bir iyi bir yaşam içine maalesef ki gelemiyor. Birey özel alanında hayat ile ilgili gerekli donanımları sağlamak ve bu durumu diğer insanlarla birleşip farkındalık yaratmak değiştirmek dönüştürmek ve sonucunda toplumda iyi bir yaşam olanağı sağlamaktadır bu da direnişin imkanlarındandı. Ayrıca protesto eylem dışında. Bazen sessiz bir şekilde de direniş sağlanabilir. Mesela yazarak. Yazmak toplumun röntgeni gibidir toplumun zihninin yansımadır. Bu da içten içe direniştir. Ya da şarkılarla yapılabilir bir direniş mesela ‘’Çav bella’’ tiyatro oyunlarıyla. Yada iktidara anayasa kitapçığı fırlatmakla bir direniş gerçekleşebilir.

Bu direnişlerin ortak amacı kesinlikle şu olmalıdır ki keza öyledir. Toplum üzerinde yaşayan bireylerin iyiye daha iyiye gitmeleri, bireylerin haklarını kazanmak eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve ve iyi bir yaşamın yollarını belki kendi nesli olmasa bile ondan sonra gelecek nesillere güzel bir toplum mirası bırakmaktır. Daha önce verdiğim örnekte Fransız ihtilalinden bahsetmiştim. Bu ayaklanmayı yapanlar toplumu kötüye ve insanların olumsuz bir duruma sürüklenmesini sağlamak için yapmadı. Tamamen sürdürülemez bir toplum olduğu için öncesinde ressamlar ve bazı önemli Fransızlar ile bu zemin hazırlandı ve Ropespier liderliğinde toplum artık iyi yaşam koşullarını sağlamak için bir direniş gösterdi ve kazandı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder