1990 lı yıllarda demokratikleşme adımlarından sonra ülkemizde işçilerin
sendikal örgütlenmelerinden sonra memurların sendikal örgütlenmesine de izin
verildi. 1992 yılında bir sendika kurulmuştu. Türk Eğitim Sen.
Türk Eğitim Sen o yıllardan bu yıllara kadar memurun sesi oldu, hakkını savundu hatta MHP’li dendiği halde DSP MHP koalisyonu döneminde MHP’li vekillere en sert tepkileri gösterdi memurların hakkı, maaş zammı vs için.
Bugün Türk Eğitim Sen nerede? Ben söyleyeyim. Genel Başkan İsmail Koncuk’un
siyasete çok fazla bulaşmasıyla başlayan bir çalkantılı dönemim ve bir
karanlığın içinde. Sendikayı kullanarak MHP teşkilatlarına gizliden ayar
vermeye çalışan bir genel başkanın, balans ayarı ile koltuktan uzaklaştırılması
ile başlayan çalkantılı bir dönem başlamış oldu sendika için. Talip Geylan
göreve geldikten sonra bir kesimin beklentisi Koncuk ile birlikte siyasete
bulaşmış “ayarcı” tayfanın sendikadan tasfiye edilmesi idi. Ancak beklenen ilk
etapta olmadı. Bu tasfiyenin olmaması ilk kırılmayı getirdi sendikada. Yakın
zamanda düzenlenen kongrede tasfiyenin yine sınırlı kalması ikinci kırılmayı
getirdi. Tasfiye olmaması bir kırılma meydana getirirken tasfiye edilenlerin de
sert bir şekilde tasfiye edilmesi üçüncü bir kırılmayı getirdi. Yıllarca MHP
sayesinde sendika başkanlığı yapan şube başkanları, MHP’nin sendikaya müdahale
ettiği gerekçesi ile sendikadan ayrıldılar ve yeni bir sendika kurdular. Şu
anda da Memur Sen ve Kamu Sen küskünlerini bünyelerinde toplamaya çalışıyorlar.
Ne garip çelişkidir ki gelinen noktada yıllarca hükümet yanlısı diye
eleştirilen sendika bile hükümete karşı itiraz sesi yükseltirken Türk Eğitim
Sen’in memurun hakkını koruma noktasında sessiz kalması ya da sesinin kısık
çıkması sendikayı dördüncü kırılma noktasına taşımış görünüyor.
Öğretmenlik meslek kanunu konusunda, memur maaş zamları konusunda çok cılız
ses çıkartabilen Türk Eğitim Sen, Müfettişlik kadroları ile ilgili çıkarılan
yönetmelik, danışmanlık tedbiri kararı ile öğrencilerin okullarda takibinin
yapılması, il ve ilçe müdürlüklerinde yapılan hukuksuz uygulamalar, bakanlık
kadrolarında yaşanan çalkantılar, şube müdürlerinin problemleri ve bu kadrolara
atama sorunları ile ilgili hiç ses çıkarmamıştır. Halbuki bu konularda Türk
Eğitim Sen’in yandaş diye suçladığı sendika bile açıklamalar yapmış, yetmemiş
Bakan ile görüşmüş ve taleplerini iletmiş hatta iptal davaları açmıştır.
“Yandaş” olarak suçlanan sendikaya mensup bürokratların bile açıkça
eleştirdiği uygulamalar, açılan iptal davaları varken; bürokrat atayamayan,
referans olup da atayabildiği bürokratları da “yandaş sendika” içindeki “eski
ülkücülerden” seçen, neredeyse artık herhangi bir MEB uygulaması veya
yönetmeliğine iptal davası bile açamayan, eylem yapamayan, bir yaptırımı, bir
etkisi ve bir sesi kalmayan Türk Eğitim Sen ile karşı karşıyayız. Yani demem o
ki, ne işe yaradığı belli olmayan bir yapı haline dönüşmeye başlayan bir
sendika ile karşı karşıyayız. İtiraz desen yok, faydalanma desen yok. Üyelerine
saygı duyma desen o da artık tartışılır.
Karar verin beyler. Bu sendika şu an ne yapmaya çalışıyor? Anlayan çıksın
anlatsın.
Emeği geçen tüm teşkilat mensuplarını tebrik ediyor, alayını istifaya davet
ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder