Siyasetin Gerçek Yüzü
Geçtiğimiz günlerde ülkemizdeki muhalif
kanat bir fotoğraf ile çalkalandı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı çıktığı
Karadeniz gezisinde çektirdiği fotoğrafı medyaya servis etmesiyle tartışmaların
fitilini ateşlemiş oldu.
Neydi o fotoğraf hatırlayalım. Kim
olduğu aslında önemli değil. İsimler üzerinde tartışmaya bence gerek yok. Ancak
elbette fotoğrafı size göstermek yerine çizmek gerekir.
Muhalif kanadın en güçlü belediye
başkanlarından biri bir geziye çıkmış. Ne gezisi olduğunu bilmiyoruz. Önemli de
değil zaten. Gezide etrafına gazetecileri toplamış ve yolculuk esnasında resim
çektirmiş. Sanırım Cumhurbaşkanlığına oynadığı için Cumhurbaşkanı gibi bir
fotoğraf çektirmek istemiş. Elbette olabilir. Çektirmiş ve yayınlamış. Haberin büyük
fotoğrafı bu.
Bir de haberin küçük ayrıntılarını tarif edelim. Cumhurbaşkanlığına adaylık için adı geçen ve neredeyse ülkemizin gündeminden hiç düşmeyen muhalif kanadın belediye başkanı çektirdiği fotoğrafta bir kişi dikkat çekiyor. Kim bu kişi? Tarif edelim.
Öncelikle bu kişi bir kadın. Evet bir
kadın. Niye cinsiyet yazıyorum birazdan çizilecek resimde kullanılacak olan
tariflerde söylenen sözleri gazeteci olduğu iddia edilen bir kadın söylemiştir.
O çarpıcı sözle başlayalım. “”Bizim askerlerin eşleri ve sevgilileri de güneydoğudaki
gaziler için marif takvimine soyunsun”” sanırım şimdi anlaşılmıştır kadın
olmasına dikkat çekmem. Neyse, geçelim tarifimize devam edelim.
“”Devlet şayet katil devletse, ona sonuna kadar da
katil devlet denir. 1994’te Türkiye katil devlete sahipti.””
“”Öğretmenler rahata alıştı”””
“”AK Parti iktidarı
ve Fethullah
Gülen hareketi ya da cemaat taraf değiller. Bunlar birbirlerine
alternatif de değiller, birbirlerinin kader arkadaşları ve aynı noktaya
bakıyorlar. Hep güç birliği yaptılar.””
Ve finali en
çarpıcı sözle yapalım ki başka söze gerek kalmasın. “”Atatürk, Türkiye
Cumhuriyeti'ni kurmuştur, başarılı bir savaştan çıkmıştır ama Atatürk bir
diktatördür.””
Çizilen resmi de
şimdi tamamlayalım. Bu lafları eden gazeteci yıllardır iktidarın nimetlerinden
yararlanan, Ergenekon, balyoz, askeri casusluk vs tüm fetö kumpaslarında malum
çanağa su taşıyan, askerlerimize hatta eşlerine hakaret eden, Atatürk’e
diktatör diyen birisi. İşte size muhalif kanadın en güçlü(!) Cumhurbaşkanı adayı.
Bu resme itiraz eden insanlara da “vız gelir tırıs gider” diyebilecek kadar
yürekli. Özür dilemiştir. Çünkü kendi seçmeni arasında ortalık karıştı. Baktı ki
pabuç pahalı. Açıklamalar öyle değil “davayı anlatıyorum” filan. Kabul görür
görmez bilmem.
Burada ülkemizdeki
siyasetin gerçek kirli yüzü çıkıyor meydana. Bakın daha iktidar olmamış. İktidar
olma ihtimali belirdi sadece. Bu tip durumlarda ülkemiz siyasetçisi ne yapar? İşte
bunu yapar. Gider “davayı anlatmak” adına karşısında kim varsa etrafına toplar.
Önce açıklamalar gelir “öyle değil böyle değil şöyle değil falanlar filanlar”. Sonrasında
birlikte takılmalar başlar. Gülmeler poz vermeler davetler filan. Sonra bir
bakarsın Aliya İzzetbegoviç gelir aklına bilinçli insanların. “”Davalar acılar
içinde doğar, refah içinde ölür.””
Çocuk ölü
doğmuştur. Muhalefet ve ülkemizdeki siyaset gerçek yüzünü göstermiştir. Canhıraş
şekilde sadece Tayyip Erdoğan düşmanı olduğu için muhalif arkadaşlara ve o
cenahtaki arkadaşlara geçmiş olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder