Matematik Kavramları Cache Bellek-Ezberleme

CACHE BELLEK. Cache bellek, veriye hızlı erişim sağlamak için kullanılan geçici depolama alanını ifade eder.

CATALAN SAYISI.   n  0   bir tam sayı olmak üzere,   n -nci Catalan sayısı,1 n + 1 ( 2 n n )ile tanımlanır ve,C nile gösterilir. [Eugène Charles Catalan, Belçikalı matematikçi. 1814'te Bruges'de doğdu. Asıl adı Eugène Charles Bardin'di. 1824'te kuyumcu çıraklığına başladıysa da üç ay sonra bıraktı. Bir liseye gitmemiş olmasına rağmen, École Royale Gratuite de Dessin et de Mathématiques en Faveur des Arts Mécaniques’e girdi. École des Beaux-Arts'taki derslere de katıldı.  Saint-Louis Lycée'de Antoine Delisle ve Louis Francoeur'in derslerine katıldı. 1829-1833 arasında öğretmenlik yaptı. 1833 yazında Concours Général de Mathématiques Spéciales'de birincilik ödülünü kazandı. École Polytechnique kabul denetçisi Louis Lefébure de Fourcy'den ders aldı. De Fourcy Catalan'ı kabul sınavlarına girmeye hazırlaması için teşvik etti. Catalan, École Polytechnique için giriş sınavlarına girdi. Ecole Polytechnique'de Catalan, Joseph Liouville ve Gabriel Lamé tarafından verilen derslere katıldı. 1834'te Ecole Polytechnique'den kovuldu. 1835'te Ecole Polytechnique'e geri döndü. 1835 yazında mezun oldu. 1836'da Jean-Baptiste-Omer Lavit'in ölümü üzerine boşalan École Gratuite de Dessin'de profesörlük için başvurdu ancak kabul edilmedi. 1837 kışında Liouville'e mektup yazdı ve onu Paskalya tatillerinde Paris'e gelip kendisiyle geleceğini tartışmaya davet etti. Catalan'ın "Solution d'un problème de Probabilité relatif au jeu de rencontre" makalesi Journal de Mathématiques Pures et Appliquées’de 1837 cildinde yayınlandı. 1838'da "Note sur un Problème de cominaisons" ve "Note sur unequation aux différences finies" makaleleri yayınlandı. École Polytechnique'de açıklayıcı geometri alanında yardımcı öğretmen (répétiteur) olarak atandı. Aynı yıl École Polytechnique'de müfettiş yardımcısı olarak atandı. 1839'da ayrıca "Note sur la Théorie des Nombres", "Solution nouvelle de cette question: Un polygone étant donné, de combien de manières peut-on le partager en triangles au moyen de diagonales?", "Addition à la Note sur une Équation aux différences finies"  ve "Mémoire sur la réduction d'une classe d'intégrales multiples" makaleleri yayınlandı. Mayıs 1840'ta Société Philomatique üyeliğine seçildi ve Cemiyet dergisinde makaleler yayınlamaya başladı. 1841'de Liouville'in de yardımıyla, Mekanik üzerine Attraction d'un ellipsoïde homogène sur un point extérieur ou sur un point intérieur Attraction of a homogeeous ellipsoid on an external point or a point inside adlı ana tezi ile matematik doktorasını aldı ve Astronomi'deki Sur le mouvement des étoiles doubles (On the motion of double stars) tezi ile 1845'te kendisine "fizik bilimleri lisansı" verildi. 1844'te Catalan, Société Philomatique'in sekreteri olarak atanmıştı. 1846'da Catalan Concours d'agrégation'da (üniversite hocası olma sınavı) yarıştı ve birinci oldu. Ancak kendisine randevu verilmedi. 1850'de öğretmen yardımcısı görevinden o ay sonra istifa etti. 1855'te "Sur des surfaces dont les rayons de courbure en chaque point sont égaux et de signes contraires" başlıklı makalesini yayınladı. Ocak 1865'te, 1Liège Üniversitesi'nde matematik kürsüsüne analiz başkanı olarak atandı. Bu makamı 1884'te emekli olana kadar elinde tutacak, ardından on yıl sonra ölene kadar Liège'de yaşamaya devam edecekti. Aralık 1865'te Belçikalı Académie Royale des Sciences, des Lettres et des Beaux Arts’a seçildi. Ayrıca Académie des Sciences de Toulouse ve Société des Sciences de Lille’e seçildi. St Petersburg Bilimler Akademisi, Turin Bilimler Akademisi, Accademia Pontificia dei Nuovi Lincei, Amsterdam Matematik Derneği, Cenevre Ulusal Enstitüsü, Societé Havraise d'Études Divers ve Societé d'Agriculture de la Marne’nin muhabir üyesi oldu. Belçika hükûmeti ona 1879'da Léopold Nişanı Şövalyesi Haçı ile ödüllendirerek Catalan'ı onurlandırdı. 1883'te Belçika Bilim Akademisi'nde sayı teorisi alanında çalıştı. Catalan, 1 Haziran 1884'te emekli olarak emekli profesör oldu. 1890'da Belçika hükümeti Catalan'ı Léopold Nişanı'na yükseltti. Sürekli kesirler, tanımlayıcı geometri, sayı teorisi ve kombinatorikler üzerinde çalıştı. 1894'te Liège'de öldü. Belçika Kraliyet Akademisi tarafından her beş yılda bir, saf matematik bilimlerinde önemli bir ilerleme kaydeden Belçikalı veya Fransız bir akademisyene Eugène-Catalan Ödülü verilmektedir.]

CANTOR FONKSİYONU. Cantor fonksiyonu Cantor kümesini [0,1] aralığına gönderen sürekli ve azalmayan bir reel fonksiyondur. [Georg Ferdinand Ludwig Philipp Cantor, Alman matematikçi. Kümeler teorisinin kurucusu. 1845'te St. Petersburg'da doğdu. Ailesi Almanya'ya yerleşince, önce Frankfurt ve Darmstadt'ın özel okullarında okumu, sonra 1860 yılında Wiesbaden Gymnasiumuna girdi. 1862'de ortaöğrenimini bitirdi ve yüksek öğrenimine Zürih Üniversitesinde başladı. 1864'te Berlin Üniversitesine geçerek burada matematik, felsefe ve fizik üzerinde ihtisasını tamamladı. 1867'de doktorasını tamamladı. 1869'da Halle Üniversitesinde yardımcı doçentliğe atandı. 1869-1873 arasında sayılar teorisine ilişkin on makale yayınladı. Makalelerinin çoğu Acta Mathematica dergisinde yayınlandı. 1870'te kompleks değerli bir fonksiyonun bir trigonometrik seriyle tek türlü gösterilebileceğini ortaya koydu. 1872'de yardımcı profesörlüğe yükseltildi. 1874'te sonsuz kümeler ile ilgili ilk bulgularını Tüm Cebirsel Reel Sayılara Özgü bir Özellik başlığı ile yayınladı. 1879 yılına kadar Halle Üniversitesinde kaldı. 1874-1884 arasınd en önemli eserlerini verdi. 1883'te Kümeler Üstüne Genel Bir Kuramın Temelleri'ni yayınladı. 1895'te Beitrage zur Begrundung der Transfiniten Mengelehre eserini yayınladı. 1897'de Zürih'te ilk uluslararası matematik kongresinin toplanmasına yardımcı oldu. Beitrage zur Begrundung der Transfiniten Mengelehre'nin İngilizce çevirisi 1915'te yayınlandı. Sonsuz kümeleri matematiksel olarak inceleyen ilk matematikçi oldu. Sonsuzluk hakkındaki fikirleri modern matematiğin temel taşı oldu. Alman Matematik Derneğini kurdu. 1918'de Halle'de bir psikiyatri kliniğinde öldü.]

CARNOT MOTORU. Mümkün olan en verimli ideal motora Carnot motoru denir. [Nicolas Léonard Sadi Carnot, Fransız fizikçi. 1796'da Le Petite Luxembourg'da doğdu. Adını şair Sâdi Şirâzî'den aldı. Termodinamiğin ikinci yasasını buldu. 1824'te Réflections sur la puissance motive du feu isimli kitabını yayınladı. Kitabında makinelerin ısıyı işe çevirme verimliliğini analiz etti. İçten yanmalı motorların yapılabileceğini ileri sürdü. Isı ve işin birbirlerine dönüştürülebildiğini açık biçimde tespit eden ve belirli miktarda ısı için ne kadar iş gerektiğini hesaplayan ilk kişi oldu. 1832'de Ivry-sur-Seine'de koleradan öldü. 1834'de Émile Clapeyron'un bir makalesinde Carnot'un kitabına atıfta bulunduktan sonra termodinamik devrimini tamamlayan fizikçiler kuşağınca tanınacaktı.]

CARRY FLAG. Bkz. elde biti

CAUCHY DİZİSİ.   ( X , d ) , bir metrik uzay olsun.   x n  X   olmak üzere,   { x n }  X   bir dizi olsun. Eğer her   ϵ > 0   için öyle bir   N = N ( ϵ )   doğal sayısı varsa ki,   m , n > N   için,   d ( x m , x n ) < ϵ 'dir, bu durumda   { x n }   dizisine Cauchy dizisi denir. [Baron Augustin-Louis Cauchy, ilk büyük Fransız matematikçi. 1789'da Paris'te doğdu. 1802'de Lagrange'ın tavsiyesi üzerine Augustin-Louis, Paris'in en iyi ortaokulu olan École Centrale du Panthéon'a kaydoldu. Latince ve beşeri bilimlerde birçok ödül kazanmıştı. Bu başarılara rağmen, Augustin-Louis bir mühendislik kariyeri seçti ve kendini École Polytechnique'e giriş sınavına hazırladı. 1805'te bu sınavda 293 adaydan ikinci oldu ve okula kabul edildi. Okulun askeri disiplin altında çalışması, genç ve dindar Cauchy'nin uyum sağlamada bazı sorunlara neden oldu. Yine de, 1807'de, 18 yaşında Polytechnique'i bitirdi ve École des Ponts et Chaussées'e devam etti. 1810'da inşaat mühendisliğinden en yüksek dereceyle mezun oldu. Aynı yıl Napolyon'un bir deniz üssü inşa etmeyi amaçladığı Cherbourg'da mühendis olarak işe girdi. Burada Augustin-Louis üç yıl kaldı. Institut de France'ın Première Classe (First Class) adlı dergisine üç çalışma sundu. Çalışmalardan ikisi kabul edildi. 1812'de hastalık izni alarak Paris'e döndü. İçişleri bakanlığına geçti. 1814'te kompleks fonksiyonlar teorisini geliştirdi. 1815'te Polytechnique'te analiz profesörü oldu. Louis Poinsot, sağlık nedenleriyle öğretim görevlerinden muaf tutulmak isteniyordu. O zamana kadar Cauchy, profesörlüğü kesinlikle hak eden yükselen bir matematik yıldızıydı. O zamanki büyük başarılarından biri Fermat'nın çokgen sayı teoreminin ispatıydı. Bununla birlikte, Cauchy'nin Bourbonlara çok sadık olduğunun bilinmesi, şüphesiz Poinsot'un halefi olmasına da yardımcı olmuştu. Sonunda mühendislik işinden ayrıldı ve Ecole Polytechnique'in ikinci sınıf öğrencilerine matematik öğretmek için bir yıllık sözleşme yaptı. 1816'da, bu Bonapartist, dini olmayan okul yeniden düzenlendi ve birkaç liberal profesör kovuldu; aşırı sağcı Cauchy profesörlüğe terfi etti. Aynı yıl sıvılar üzerinde dalgaların yayılması teorisini içeren yapıtıyla Akademi'den ödülü aldı. Aynı yıl  Académie des Sciences'a başkan seçildi ve cebir dersleri vermeye başladı. 1830 devriminden sonra bağlılık andını kabul etmediği için görevinden ayrıldı ve Torino'ya giderek kendisi için açılan matematik kürsüsünde çalışmaya başladı. 1833'te Bordeaux Dükünün fen eğitimini yönetmek üzere Prag'a çağırıldı. 1838'de tekrar Paris'e döndü. Paris Fen Fakültesi matematiksel gökbilim profesörlüğüne atandı. Cauchy, 1852'ye kadar bu göreve devam edecekti. Yaklaşık 800 makale ve 5 ders kitabı yazdı. 1857'de Sceaux'da öldü. Eserleri: Analyse Algébrique (1821), Le Calcul infinitésimal (1823), Mémoire sur les intégrales définies, prises entre des limites imaginaires (1825), Exercices de mathematiques (1827), Leçons sur les applications de calcul infinitésimal; La géométrie (1828), Leçons sur le calcul différentiel (1829), Sur la mecanique celeste et sur un nouveau calcul qui s'applique a un grand nombre de questions diverses etc (1831), Exercices d'analyse et de physique mathematique (1847).]

CAUCHY FONKSİYONEL DENKLEMİ. Cauchy fonksiyonel denklemi,   f   bir fonksiyon olmak üzere,f ( x + y ) = f ( x ) + f ( y )ile tanımlanır. 

CEBİRSEL DİL. Cebirsel ifadelere benzer deyimlerin oluşturulmasına izin veren programlama dillerine cebirsel dil denir.

CEBİRSEL EĞRİ. Denklemi sadece cebirsel fonksiyonları içeren eğriye cebirsel eğri denir. 

CEBİRSEL KAPALI CİSİM.   , bir cisim olsun.   F [ x ] 'in sabit olmayan bir polinomunun   'de bir kökü var ise   'ye cebirsel kapalı cisim denir.

CEBİRSEL SAYI. Rasyonel katsayılı bir polinoma kök olan sayıya cebirsel sayı denir. 

CEBİRSEL YAPI. Boştan farklı bir küme üzerinde en az bir 2-li işlem tanımlanırsa bu küme ile işlemlere cebirsel yapı denir. 

CEBRAİL'İN BORUSU. Bkz. Toricelli trompeti

CEBRİK YAPI. Bkz. cebirsel yapı

CHIP. Chip, yarı iletken bir maddeden üretilen ve üzerinde çok sayıda elektronik devre taşıyan üniteye verilen addır.

CİSİM. Değişmeli bölme halkası.


CİSİMSİ (SKEW FIELD). Komütatif olmayan bölme halkası.

CLAIRAUT DENKLEMİ. Bkz. Clairaut diferansiyel denklemi

CLAIRAUT DİFERANSİYEL DENKLEMİ. Clairaut diferansiyel denklemi,   d y / d x = p   olmak üzere,y = x p + f ( p )ile tanımlanır. [Alexis Claude Clairaut, Fransız matematikçi. 1713'te Paris'te matematikçi bir babanın oğlu olarak doğdu. 1731'de Académie des Sciences'a kabul edilen en genç üye oldu. 1743'te Théorie de la Figure de la Terre başlıklı çalışmasını yayımlayarak Dünya'nın kutuplardan basık olduğunu kanıtladı. 1749'da Elements d'Algèbre adlı kitabını yayımladı. 1752'de üç cisim problemi için geliştirdiği yaklaşık çözümü Théorie de la Lune adlı çalışmasında yayımladı. 1759'da Halley kuyrukluyıldızının geçeceği tarihi bir aylık yanılma payıyla hesapladı. 1765'te Elements de Géometrie adlı bir çalışma yayımladıktan sonra Paris'te öldü.]

CONDITIONAL OPERATOR. Bkz. ternary operatörü

CPI. Bkz. komut başına saat çevrim adedi 

CPU. Bkz. işlemci

CPU SÜRESİ. CPU'nun özel bir görevi yaparken harcadığı geçek zamana CPU yanıt süresi veya kısaca CPU süresi denir. 

CPU YANIT SÜRESİ. Bkz. CPU yanıt süresi

CULLEN ASALI. Asal olan Cullen sayısına Cullen asalı denir. [James Cullen, İrlandalı matematikçi. 1867'de Drogheda'da doğdu. Trinity College ve Mungret College'da eğitim aldı. İngiltere'de Mount St. Mary's College'da matematik dersleri verdi. Cullen sayılarını tanıttı. 1933'te öldü.]

CULLEN SAYISI.   n   bir doğal sayı olmak üzere,n  2 n + 1formundaki sayılara Cullen sayısı denir.

CÜMLE Sadece ve sadece terminallerden oluşan cümlesel biçime cümle denir.

CÜMLESEL BİÇİM Türetmede kullanılan her bir kelimeye cümlesel biçim adı verilir.

ÇAĞIRICI. Bir prosedürü başlatan ve gerekli değerleri sağlayan programa çağırıcı denir. 

Ayrıca bkz.
çağırılan

ÇAĞIRILAN. Çağırıcı tarafından sağlanan parametrelere göre bir seri kayıtlı komutu uygulayan ve daha sonra çağırıcıya kontrolü geri bırakan prosedüre çağırılan denir. 

Ayrıca bkz. 
çağırıcı

ÇAĞIRMA . Bir fonksiyonu çalıştırma işine çağırma (İng. function call) denir.

ÇALIŞMA ZAMANI. 1. Tasarlanan algoritma ile problemin çözümüne ulaşabilmek için yapılan toplam temel operasyon sayısına yürütme zamanı veya çalışma zamanı denir ve,T ( n )ile gösterilir. 2. Bir bilgisayarın bir işi tamamlaması için gerekli süreye çalışma zamanı veya yanıt süresi denir.

ÇALIŞMA ZAMANI HATASI. Bir programın çalışması sırasında beklenmeyen bir durum sonucunda oluşan hatalara çalışma zamanı hatası (İng. runtime error) denir.

ÇALIŞTIRILABİLİR DOSYA. Çözümlenmemiş referanslar içermeyen bir nesne dosyası formatında fonksiyonel programlar, çalıştırılabilir dosya olarak adlandırılır.

ÇAPRAZ BAĞLANTI AĞI Ağı boyunca herhangi bir düğümün diğer herhangi bir düğüm ile iletişim kurmasına izin veren ağa çapraz bağlantı ağı denir.

ÇARPAN. Bkz. çoğaltan

ÇARPIK CİSİM. Değişmeli olmayan bölüm halkasına çarpık cisim denir.

ÇARPIKLIK Bkz. Pearson çarpıklık katsayısı

ÇARPIM. Çarpma işleminin sonucu olan sayıya çarpım denir. 

ÇARPIMSAL BİRİM. Çarpma işlemine göre birim elemana çarpımsal birim denir.

ÇARPIMSAL GRUP. Bir değişmeli grupta işlem • ise bu komütatif (değişmeli) gruba çarpımsal grup denir.

Bkz.
komütatif grup, toplamsal grup

ÇARPIMSAL TERS. Çarpma işlemine göre ters elemana çarpımsal ters denir.

ÇEKİRDEK MODU Çalışan bir işlemin işletim sistemi işlemi olduğunu gösteren moda gözetmen modu veya çekirdek modu denir.

ÇELİŞİK ÖNERMELER. Birisi ötekinin olumsuzu durumunda olan iki önermeye çelişik önermeler denir.  

ÇELİŞKİ. Bir bileşik önerme kendisini oluşturan yalın önermelerin doğruluk değerlerinden bağımsız olarak yanlış ise bu önermeye tüm geçersiz önerme veya çelişki denir.

ÇEMBER. Bir düzlemdeki sabit bir noktaya eşit uzaklıktaki noktaların kümesine çember denir. 

ÇEMBERSEL ÇOKGEN. Çember yaylarından oluşan çokgene çembersel çokgen denir. 

ÇEMBERSEL FONKSİYON. Bkz. trigonometrik fonksiyon

ÇEMBERSEL HALKA. İki merkezdeş çember arasındaki bölgeye çembersel halka denir.

ÇEMBERSEL ÜÇGEN. Bkz. çembersel çokgen

ÇERÇEVE İŞARETÇİSİ. Bkz. aktivasyon kaydı

ÇEŞİTKENAR ÜÇGEN. Tüm kenarları farklı uzunlukta olan üçgenlere çeşitkenar üçgen denir.

ÇEVİRGE İNTEGRALİ. İntegrasyon bölgesi kapalı bir eğri olan integrale çevirge integrali denir ve,  ile gösterilir.

ÇEVİRİCİ DİL. İkili makine diline çevrilebilen sembolik dile assembly dili veya çevirici dil denir. 

ÇEVRE. Devre elemanlarından bir defa geçmek koşuluyla herhangi bir düğüm noktasından başlanıp, başlanılan düğüm noktasına ulaşıldığında elde edilen kapalı yola çevre denir. 

ÇEVREL ÇEMBER. Bir çokgenin köşe noktalarından geçen bir çember var ise bu çembere çevrel çember denir.

ÇEVRİMLİ KODLAMA. Bir kodlamada son sayı ile ilk sayı arasındaki uzaklık 1 olur ise bu kodlamaya çevrimli kodlama denir. 

ÇEYREKTEN AYRILIŞ. Bir veri grubunda üçüncü çeyrek ile birinci çeyrek arasındaki farkın yarısına çeyrekten ayrılış denir ve,Qile gösterilir.

ÇIKARIM. Bkz. dedüksiyon

ÇIKIŞ BİRİMİ. Bilgisayar üretilen sonuçların kullanıcıya ulaştırılması için kullanılan donanıma çıkış birimi denir.

ÇIKIŞ CİHAZI. Bkz. çıkış birimi

ÇIKMA. Yığından eleman almaya çıkma denir. 

Ayrıca bkz.
Yığın

ÇIKTI BİRİMİ. Bkz. çıkış birimi


ÇİFT FONKSİYON.   f , bir fonksiyon olsun.   D f ,   f 'nin tanım kümesi olsun. x  D f f (  x ) = f ( x )gerçekleniyor ise   f   çifttir denir.

ÇİFT GEREKTİRME. Doğru olan bikondisyonel önermeye çift gerektirme denir. 

ÇİFT HASSASİYETLİ SAYI. İki adet 32-bitlik kelime ile temsil edilen kayan noktalı sayıya çift hassasiyetli sayı denir.

ÇİFT PERMÜTASYON. Bir permütasyon çift sayıda 2-linin çarpımı ise o permütasyona çift permütasyon denir. 

ÇİZGE. Bkz. graf

ÇİZGİ DİYAGRAMI. Frekans dağılımında her sınıfın düzlemde bir nokta ile temsil edilip bu noktaların birleştirilmesiyle elde edilen şekle çizgi diyagramı denir.

ÇOCUK. Bir düğümden sonra yer alan ve o düğüme bir dal ile bağlı olan düğüme çocuk denir.

ÇOĞALTAN. Otonom harcamalardaki birim değişikliğin denge geliri üzerinde ne kadar etki yaratacağını gösteren katsayı çarpan ya da çoğaltan (İng. multiplier) olarak adlandırılır.

ÇOK ÇEKİRDEKLİ İŞLEMCİ. Tek bir entegre devrede çok sayıda işlemciyi barındıran mikro işlemciye çok çekirdekli işlemci denir. 

ÇOK DEĞİŞKENLİ FONKSİYON. Bkz. çok değişkenli reel değerli fonksiyon

ÇOK DEĞİŞKENLİ REEL DEĞERLİ FONKSİYON.   A   n   olmak üzere,f : A  fonksiyonuna skaler değerli fonksiyon veya çok değişkenli reel değerli fonksiyon denir.

Ayrıca bkz.
vektör değerli fonksiyon

ÇOK DOĞRUSAL FORM. Bir vektör uzayında tanımlanmış ve her değişkene göre doğrusal olan çok değişkenli fonksiyona çok doğrusal form denir. 

ÇOK KATLI AĞ Her düğümünde küçük bir anahtar bulunan ağa çok katlı ağ denir.

ÇOKGENSEL BÖLGE. Bir çokgen ile iç bölgesinin birleşimine çokgensel bölge denir. 

Ayrıca bkz.
üçgensel bölge

 
ÇOKLU GRAF. Katlı kenar içeren grafa çoklu graf denir.


ÇOKLU KENAR. Bkz. KATLI KENAR.

ÇOKLU REGRESYON. Bir bağımlı değişkenin birden fazla bağımsız değişken yardımıyla tahmin edildiği model yaklaşımına çoklu regresyon denir. 

ÇÖRKÜ. Bkz. abaküs

ÇÖZÜM KÜMESİ. Bir denklemi gerçekleyen elemanların kümesine çözüm kümesi denir. 

ÇÖZÜNÜRLÜK. Ekran üzerindeki piksellerin yoğunluğuna çözünürlük denir. 

Bkz. 
piksel

DAĞILIM GENİŞLİĞİ. Bir örneklemde en büyük değer ile en küçük değer arasındaki farka dağılım genişliği denir ve,Rile gösterilir.

DAĞILIM ÖLÇÜSÜ. Dağılım ölçüsü, verilerin yığılma gösterdikleri noktadan ne kadar uzakta olduğu ifade eden sayıyı ifade eder.

DAĞILIM SINIRLARI. Örneklemdeki en küçük değer ile en büyük değere dağılım sınırları denir. 

Ayrıca bkz. 
örneklem

DAĞITIK HESAPLAMA. Birden fazla bilgisayarın birlikte çalışarak bir problemi çözmesine dağıtık hesaplama denir.

DAĞITIK VERİ TABANI Fiziksel olarak farklı yerlerde bulunan ancak mantıksal olarak tek bir sistem gibi çalışan veri tabanına dağıtık veri tabanı denir.

Ayrıca bkz.
dağıtık hesaplama, protokol

DAHİLİ API. Sadece belirli kişilerce veya belirli alanda kullanılan örneğin bir şirketin departmanları için tanımlanmış API’lere dahili API denir.

DAİRE. Bir çember ile içinin bileşiminden oluşan kapalı bölgeye daire denir. 


Ayrıca bkz.
çember


DAİRE DİLİMİ. Bir dairede bir merkez açının gördüğü yay ile sınırlı olan kısmına daire dilimi denir.

Ayrıca bkz.
daire

DAİRE GRAFİĞİ. Bkz. pasta grafiği

DAİRESEL KONİ. Tabanı daire olan koniye dairesel koni denir. 

Ayrıca bkz.
daire, koni



DAİRESEL PERMÜTASYON. Nesneleri çemberin üzerine dizerek oluşturulan permütasyona dairesel permütasyon denir. 

Ayrıca bkz.
permütasyon


DAL. 1. Düğümleri birbirine bağlayan kenara dal denir. 2. Akımın ayrıldığı her kola dal adı verilir. 

DALGA BOYU. Bir dalganın birbirini izleyen döngülerindeki benzer noktalar arasındaki mesafeye dalga boyu denir. 

DALLANMA. Programın işleyiş yönünün  koşullu veya koşulsuz olarak değiştirilmesi işlemine dallanma (İng. branching) denir. 

Ayrıca bkz.
kontrol komutları

DALLANMA ARIZASI. Bkz. kontrol arızası

DALLANMA GEÇMİŞ TABLOSU Dallanma komutunun adresinin düşük bitleri tarafından dizinlenmiş ve dallanmanın yakın zamanda alınıp alınmadığını gösteren bitler içeren küçük belleğe dallanma tahmin belleği veya dallanma geçmiş tablosu denir. 

DALLANMA TAHMİN BELLEĞİ Bkz. dallanma geçmiş tablosu

DALLANMA TAHMİNİ. Bir dallanma arızasını çözmek için gerçek sonucu bulmayı beklemek yerine verilen bir sonucu varsayan ve bu varsayımda ilerleyen metoda dallanma tahmini denir. 

DANGLING POINTER. Bir pointer tipi değişken bir bellek adresini gösteriyor ve ilgili adreste geçerli veri bulunmuyor ise bu değişkene dangling pointer denir. 

DAR AÇI.  Ölçüsü 90˚'den küçük açıya dar açı denir. 

DAR AÇILI ÜÇGEN. Bkz. dar üçgen 

DAR ÜÇGEN. Tüm açıları dar açı olan üçgene dar açılı üçgen veya kısaca dar üçgen denir. 

DATA PORTU. Paralel port üzerinde veri aktarımı için kullanılan pinlerin tümüne data portu denir.

Ayrıca bkz.
veri

DATABASE ENGINE. Veri tabanı yazılımlarının verilere ulaşmak için kullanılan kısmına database engine denir. 

DAYANAK. Bkz. bir fonksiyonun desteği

DC KAYNAK. Çıkışı zamandan bağımsız olan kaynağa DC kaynak denir.
     
DDL. Bkz. veri tanımlama dili

DEASSERTED. Mantıksal düşük veya yanlış için kullanılan sinyal deasserted olarak adlandırılır.
 
DEBUG. Mantıksal hataları gidermek ve yazılımdaki bugları bulmak için yapılan işlemlere debug denir.

DEBUGGER. Çalıştırılmadan öce program üzerinde sentaktik hataların olup olmadığını tespit eden ve yazılımcıyı uyaran yardımcı programa debugger denir. 

DEDEKIND BÖLGESİ. Her ideali, bir takım asal ideallerin çarpımı olarak tek türlü yazılabilen bir tamlık bölgesine Dedekind bölgesi denir. [Julius Wilhelm Richard Dedekind, Alman matematikçi. Gauss'un son öğrencisi. 1831'de Braunschweig'de doğdu. 1843-1847 arasında Brunschweig'deki Martino Catharineum Lisesinde öğrenim gördü. İlk başta matematiğe bilimlerin hizmetçisi gözüyle bakıyordu. Ancak doğru yolu bulmakta gecikmedi. On yedi yaşındayken fiziğin kullandığı düşüncelerde birçok sakatlık keşfetti. 1848'de Collegium Carolinum'a girdi, 1850'de Göttingen Üniversitesine geçiş yaptı. Doktorasını 1852'de Über die Theorie der Eulerschen Integrale başlıklı teziyle aldı. 1854'te Riemann ile birlikte Berlin'e gitti. Daha sonra olasılık ve geometri dersleri vermek üzere Göttingen'e geri döndü. Göttingen'de Galois teorisi ile ilgili konferans verdi. 1854-1858 Göttingen Üniversitesinde ücretsiz okutman olarak görev yaptı.  1857-1858 senesinde Galois teorisi dersi verdi. Bu, Galois teorisinin bir üniversitede resmi olarak ilk defa okutulmasıydı. 1858'de Zürih Politeknik Okulunda ders vermeye başladı. 1862'de Technische Hochschule'de ders vermek üzere memleketi Braunschweig'e döndü. 1872'de Süreklilik ve İrrasyonel Sayılar isimli eseri basıldı. 1874'te Interlaken'de tatildeyken Dedekind, Georg Cantor ile tanıştı. 1879'da Cebirsel Tamsayılar Teorisi isimli kitabını yayınladı. Bu kitabında ideali tanıttı. 1880'de Berlin ve Roma Akademilerine seçildi. 1894'te emekli oldu. 1888'de, Was sind was sollen die Zahlen? başlıklı, sonsuz küme tanımını içeren kısa bir monografi yayınladı. 1900'de Fransız Bilimler Akademisine seçildi. Oslo, Zürih ve Braunschweig Üniversitelerinden fahri doktora aldı. Dirichlet, Gauss ve Riemann'ın toplu eserlerinin editörlüğünü yaptı. 1916'da Braunschweig'de öldü.]

DEDÜKSİYON. Mantık kurallarının uygulanmasıyla, belitlerden ve doğruluğu bilinen önermelerden yeni bir önerme üretme sürecine çıkarım ya da dedüksiyon denir.

DEEP WEB. Deep web, internet üzerinde standart web tarayıcılar ile ulaşılamayan, arama motorlarında listelenmeyen web içerikleri barındıran onion ağına verilen addır.

DEĞER. Bilgisayarın bellek bölgelerindeki verilere değer denir.

DEĞERLİK ELEKTRONU. Bkz. valans elektronu

DEĞİŞİM KATSAYISI. Standart sapmanın ortalamaya bölümüne değişim katsayısı denir.

DEĞİŞKEN. 1. Mantıksal bir formülde değeri basit önerme olan P, Q, R, ... gibi simgelere değişken denir. 2. Bir kümenin belirsiz bir elemanını gösteren sembole değişken denir. 3. Birimin sahip olduğu ve diğerinden ayırt edilmesine yarayan özelliğe değişken denir. 4. Bir değeri depolamak için kullanılan bellek alanına değişken denir. 

DEĞİŞKEN DOĞRU AKIM. Zamana göre yönü değişmeyen ancak değeri değişen akıma değişken doğru akım denir. 

DEĞİŞKEN YARI GRUP. Bkz. Abelyen yarı grup

DEĞİŞMELİ GRUP. Bkz. Abelyen grup

DEĞİŞMELİ HALKA. Bkz. komütatif halka

DEĞİŞTİRİLEBİLİR ASAL. Bkz. mutlak asal

DEĞME NOKTASI. Bkz. teğet noktası

DEKLARASYON Bir değişkenin, sabitin veya fonksiyonun türünü, adını ve bazen de diğer özelliklerini belirten bir ifadeye deklarasyon denir.

DELİK. Bir elektron valans bandından iletkenlik bandına atladığında oluşan boşluğa delik denir.

DELTAHEDRON. Yüzleri aynı büyüklükteki eşkenar üçgenlerden oluşan çok yüzlüye deltahedron denir.

Ayrıca bkz.
çokyüzlü

DEMET. Bir parametreye bağlı olan eğriler ya da yüzeyler ailesine demet denir.

DENEY. Bir veri kümesi üreten sürece deney denir. 

BİR DENEYİN ÇIKTISI. Bkz. örneklem sonucu

DENGE. Net kuvvetin sıfır olduğu duruma denge denir.

DENGE FAKTÖRÜ. Bir düğümün sol alt ağacının yüksekliği ile sağ alt ağacının yüksekliği arasındaki farka denge faktörü adı verilir.

DENK DENKLEMLER. Çözüm kümeleri eşit olan denklemlere denk denklemler denir. 

DENK KÜMELER. Bkz. eş kuvvetli kümeler

DENKLEM. İki ya da daha fazla büyüklük arasındaki ilişkiye denklem denir. 

DENKLEM SİSTEMİ. Birden fazla denklemi içeren ifadeye denklem sistemi denir. 

DENKLİK BAĞINTISI. Bir kümede tanımlı bir bağıntı yansıyan, simetrik ve geçişken ise o bağıntıya denklik bağıntısı adı verilir.

DENKLİK SINIFI.   A , bir küme;   R ,   A 'da bir denklik bağıntısı olsun. Bir   a  A   elemanının denklik sınıfı,{ b  A : b R a }ile tanımlanır ve,a ile gösterilir.

DERECE. Bkz. n-nci derece denklem, bir noktanın derecesi

DERLEME. Programlama dili ile yazılmış programın yazım hatalarının olup olmadığının kontrol edilmesini ve ara kod olarak obje kodunun üretilmesini sağlama adımına derleme denir.


DERLEYİCİ. Bir programlama dili ile bilgisayara aktarılan programın bilgisayarın anlayabileceği makine diline çevirmeyi sağlayan ve yazılan programda söz dizim hatalarının olup olmadığını bulan yazılım.

DERNEY. Bkz. seri

DESCARTES İLMİĞİ.  x + y + a = 0   doğrusunu asimptot kabul eden Descartes ilmiğix 3 + y 3 = 3 ax ile tanımlanır. [René Descartes, Fransız matematikçi. 1596'da Touraine'de doğdu. Analitik geometrinin kurucusudur. Kartezyen koordinat sistemi onun adıyla anılır. 1650'de Stockholm'de öldü.]

DESTEK. Bkz. bir fonksiyonun desteği

DETERMİNİSTİK MODEL. Değişkenler arasında kesin bir ilişki olduğunu varsayan modele deterministik model denir.

Ayrıca bkz.
Stokastik model

DEVİR. Başlangıç ve bitişi aynı olan patikaya döngü ya da devir denir.

DEVRE ANALİZİ. Verilen bir elektrik modelinde, devre elemanlarının değerleri belli olduğu durumlarda elemanlardaki akımı ve eleman uçlarındaki gerilimi bulmaya devre analizi denir. 

DEVRE KESİCİ. Bkz. anahtar

DEVRE KORUYUCU. Bkz. sigorta

DIŞ MERKEZ. Bir üçgenin her hangi iki dış açıortayının kesim noktasına üçgenin bir dış merkezi denir.

DIŞ TEĞET ÇEMBERİ. Bkz. bir üçgenin dış teğet çemberi

DİFEOMORF KÜMELER.  U ve V R n uzayının açık alt kümeleri olsun. Eğer U kümesinden V kümesine bir difeomorfizma var ise U kümesi, V kümesine difeomorftur denir.  


DİFEOMORFİZMA.  U ve V  R n  uzayının açık alt kümeleri olsun. Eğer ϕ : U  V  fonksiyonu homomorfizma ve  ϕ   ile   ϕ  1  fonksiyonlarının ikisi de düzgün ise   ϕ   fonksiyonu bir difeomorfizmadır denir.  


DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir fonksiyondaki bağımlı değişkenin bağımsız değişkene göre çeşitli mertebelerden çeşitli sayıda türevlerini içeren denkleme diferansiyel denklem denir. 

Ayrıca bkz.

sınır değer problemi, başlangıç ve sınır değer problemi, hemen hemen lineer kısmi türevli denklem, kısmi türevli denklem, bir kısmi türevli denklemin derecesi, bir kısmi türevli denklemin mertebesi, bir kısmi türevli denklemin genel çözümü, bir kısmi türevli denklemin özel çözümü, kuazi-lineer diferansiyel denklem

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN AŞİKÂR ÇÖZÜMÜ.   I , bir aralık olsun. Eğer bir diferansiyel denklemin çözümü   I   aralığında tanımsal olarak sıfır ise bu çözüm aşikâr çözüm olarak adlandırılır.

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN DERECESİ. Bir diferansiyel denklemin derecesi, diferansiyel denklemde mertebesi en yüksek türevin derecesi ile tanımlanır.

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN GENEL ÇÖZÜMÜ.  n -nci mertebeden bir diferansiyel denklemin   n   tane parametreden oluşan ve bu parametrelerin tüm değerleri için diferansiyel denklemi sağlayan çözümüne diferansiyel denklemin genel çözümü denir.

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN MERTEBESİ. Bir diferansiyel denklemde en yüksek mertebeden türevin değerine diferansiyel denklemin mertebesi denir. 

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN ÖZEL ÇÖZÜMÜ. Bir diferansiyel denklemin genel çözümünden elde edilen ve diferansiyel denklemin mertebe sayısı kadar özel koşul altında genel çözümdeki parametrelerin hesaplanıp yerine yazılmasıyla elde edilen çözüme diferansiyel denklemin özel çözümü denir. 

BİR DİFERANSİYEL DENKLEMİN TEKİL ÇÖZÜMÜ. Bir diferansiyel denklemde genel çözümden elde edilemeyen fakat denklemi sağlayan çözüme diferansiyel denklemin tekil çözümü denir. 

DİFERANSİYEL DÖNME. Bir gök cisminin farklı enlemlerinin veya farklı katmanlarının farklı hızlarda dönmesine diferansiyel dönme denir. 

DİFERANSİYELLENEBİLİR EĞRİ.  I = ( a , b )  R bir açık aralık olmak üzere, α : I  E n t  ( α 1 ( t )  α n ( t ) ) difbilir bir fonksiyon olsun. α ( I )  E n kümesine E n 'de bir parametrik eğri veya diferansiyellenebilir eğri denir.

DİFERANSİYELLENEBİLİR MANİFOLD. Üzerinde bir tam atlas bulunan Hausdorff uzayına diferansiyellenebilir manifold denir.  

DİFÜZYON. İki farklı gaz veya sıvının birbirine karışmasına difüzyon denir. 

DİJİTALLEŞME. İşletme tüm faaliyetlerinde günümüz bilgi ve iletişim teknolojilerinden yararlanma ve kararlarına yön verecek bilgileri bu teknolojilerden elde edilen verilerden üretebilme sürecine dijitalleşme denir.

DİK AÇI. Ölçüsü 90° olan açıya dik açı denir. 

DİK ÇARPIM. Bkz. kartezyen çarpım

DİK DOĞRULAR. Doğrultuları arasındaki açı 90˚ olan doğrulara dik doğrular denir.

DİK İZDÜŞÜM. Bkz. ortogonal izdüşüm

DİK KENAR. Bkz. katet

DİK KOORDİNAT FONKSİYONU. R n , standart vektör uzayı olsun.
x j : R n  R ( p 1 ,  , p n )  p j
fonksiyonuna R n uzayında j -nci dik koordinat fonksiyonu denir. 

DİK KOORDİNAT SİSTEMİ. Tüm eksenleri birbirine dik olan koordinat sistemine dik koordinat sistemi denir. 

DİK ÜÇGEN. Bir açısının ölçüsü 90° olan üçgene dik üçgen denir. 

DİK VEKTÖRLER. Bkz. ortogonal vektörler

DİKDÖRTGEN. Bütün açıları dik olan paralelkenara dikdörtgen denir. 

DİKDÖRTGENSEL BÖLGE. Bir dikdörtgenin sınırladığı düzlemsel bölgeye dikdörtgensel bölge denir.

DİKEÇ. Bkz. sütun

DİKEY HIZ. Bir hedefin, bir gözlemciye göre, iki nokta arasındaki vektörel yer değiştirme miktarının değişim hızına dikey hız denir.

DİKLİK MERKEZİ. Bir üçgende yüksekliklerin kesişme noktasına diklik merkezi denir. 

DİKGEN DÖRTGEN. Köşegenleri birbirine dik olan dörtgene dikgen dörtgen denir. 


DİNAMİK PROGRAMLAMA. Alt problemleri çözerek ve çözümleri yeniden kullanarak karmaşık problemleri çözen bir algoritma tekniklerine dinamik programlama denir.

DİNAMO. Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren cihaza dinamo denir. 

DIOPHANT DENKLEMİ. Belirsiz değişken sayısı ikiden az olmayan tam katsayılı cebirsel denklemlere belirsiz denklem ya da Diophant denklemi denir. [Diophantus, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 3. yüzyılda yaşadı. Cebirin kurucusu olarak tanımlanır. Diophant denklemlerini çözdü.]

DİPOL. Bkz. elektrik dipol

DİREKTİF Assembler tarafından doğrudan makine koduna eklenmeyen ancak diğer komut, alt program  ve kontrol ifadelerinin işlenmesini sağlayan komutlara pseudo opcode veya direktif denir.

DİRENÇ. 1. Geniş Elektrik akımına gösterilen zorluğa direnç denir. 2. Dar Devreden geçen akım miktarını sınırlandırmaya yarayan devre elemanları direnç olarak adlandırılır ve, R ile gösterilir.

DİSJÜKSİYON. Ya da bağlacı ile bağlanmış bileşik önermeye disjüksiyon denir. 

DİSK. Disk, bilgisayarlarda bilgilerin uzun dönem saklanabilmesi için kullanılan ve manyetik kayıt prensipleriyle çalışan birimlere verilen addır.

DISK TRASHING Disk trashing, bir bilgisayar sisteminde RAM'in tükenmesi sonucu çok sık sanal bellek erişimi yapılmasıdır. 

DİYOT. PN birleşimine elektrik endüstrisinde diyot adı verilir.

DİZEÇ. Bkz. satır

DİZEY. Bkz. matris

DİZİ  (دیزی). 1. İlk terimi olan, her terimin, ardılı bulunan, tekrarsız ve her terime başlangıçtan itibaren sonlu sayıda adımla ulaşılabilen seri (Bertrant Russel). 2. Bellekte ardışık elemanları saklayan veri yapısına dizi denir.


DİZİ DEĞİŞKEN.  Birden fazla aynı türden değeri saklamak için kullanılan değişkene dizi değişken denir.

DİZİ PARÇASI. Verilerin ortak özelliğini temsil eden bir veya daha fazla aynı simgelerin ardışık dizilimine dizi parçası denir. 

DİZİ TAŞMASI Bir dizinin bellekte ayrılan alanının dışında kalan bir adrese, dizi indisiyle erişmeye çalışma durumuna dizi taşması denir.

DİZİ UZAYI. Elemanları dizi olan uzaya dizi uzayı denir. 

DİZİN. Bkz. klasör

BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK ALT SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n )  ( 0 ,  ]gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük omegası veya asimptotik alt sınırıdır denir ve,n   a ( n )  Ω ( b ( n ) )ile gösterilir.


BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK SIKI SINIRI. Bkz. bir dizinin asimptotik sınırı

BİR DİZİNİN ASİMPTOTİK ÜST SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n )  [ o ,  )gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük o'su veya asimptotik üst sınırıdır denir ve,n   a ( n )  O ( b ( n ) )ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI OLMAYAN ALT SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n ) = gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin küçük omegası veya sıkı olmayan alt sınırıdır denir ve,n   a ( n )  ω ( b ( n ) )ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI OLMAYAN ÜST SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n ) = 0gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin küçük o'su veya sıkı olmayan üst sınırıdır denir ve,n   a ( n )  o ( b ( n ) )ile gösterilir.

BİR DİZİNİN SIKI SINIRI.   a :  +   +   ve   b :  +   + , iki dizi olsun.lim n    a ( n ) b ( n )  ( 0 ,  )gerçekleniyor ise   n     b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisinin büyük thetasıdır veya   b ( n )   dizisi   a ( n )   dizisi için sıkı sınırdır denir ve,n   a ( n )  Θ ( b ( n ) )ile gösterilir.

DİZİSEL KOMPAKT TOPOLOJİK UZAY. Bkz. dizisel kompakt uzay


DİZİSEL KOMPAKT UZAY. Bir topolojik uzayın her dizisi en az bir yakınsak alt diziye sahip olabiliyorsa bu topolojik uzaya dizisel kompakt topolojik uzay ya da kısaca dizisel kompakt uzay denir. 

Ayrıca bkz.
uzay, topolojik uzay

DML. Bkz. veri manipülasyon dili

DO-WHILE Do-while döngüsü, koşul en az bir kez sağlansa bile işlemleri gerçekleştiren döngü yapısıdır.

DOĞAL LOGARİTMA. Bkz. Napier logaritması

DOĞAL HOMOMORFİZMA.   R , bir halka olsun.   I ,   R 'nin bir ideali olsun.π : R  R / I r  r + Ihomomorfizmasına doğal homomorfizma denir.

DOĞAL SAYI. Sonlu kümeler kümesi üstünde tanımlı eşgüçlülük denklik bağıntısının ortaya çıkardığı denklik sınıflarından her birine doğal sayı denir ve,nile gösterilir.

DOĞAL TABAN.  q  R n olsun. T q ( R n ) , R n uzayının q noktasındaki teğet uzayı olsun. E j q = ( δ j 1 ,  , δ j n )  olmak üzere  1  j  n için elde edilen, { E 1 q ,  , E n q } kümesine T q ( R n ) uzayının doğal tabanı denir.   

DOĞRU AÇI. Ölçüsü 180° olan açıya doğru açı denir. 

DOĞRU AKIM. Şiddeti ve akış yönü zamanla değişmeyen akıma doğru akım denir.


DOĞRU ORANTI. İki değişkenden birisi artarken diğerinin de arttığı ve birisi azalırken diğerinin azaldığı orantıya doğru orantı denir.

Ayrıca bkz.
oran, orantı, ters orantı


DOĞRU PARÇASI. Bir doğrunun üzerinde alınmış iki nokta ile sınırlandırılmış parçasına doğru parçası denir. 

DOĞRU YÖN. Bir diyotta direncin küçük olduğu yöne doğru yön denir. 

DOĞRUDAN EŞLEŞMİŞ ÖN BELLEK Her bir bellek konumunun tam olarak ön bellekte bir konuma eşleştirildiği bellek yapısına doğrudan eşleşmiş ön bellek denir.

DOĞRUDAŞ NOKTALAR. Bir doğru üstünde yer alan noktalara doğrudaş noktalar denir.

DOĞRUDAŞ VEKTÖRLER. Aynı ya da paralel doğrular üzerindeki vektörlere doğrudaş vektörler denir.

DOĞRULAR DEMETİ. Bir ortak noktası bulunan doğruların ailesine doğrular demeti denir. 

DOĞRULTMA DÜZLEMİ. Bkz. rektifiyan düzlem

DOĞRULTMA YÜZEYİ. Bkz. rektifiyan yüzey

DOĞRULTMAN AÇILARI. Bkz. bir noktanın doğrultman açıları

DOĞRULTU. Bir doğruya paralel tüm doğrular bir doğrultu belirtir.

DOĞRULUK. Doğruluk, hesaplanan ya da ölçülen değerin gerçek değere uyma derecesini ifade eder.

DOĞRULUK İŞLEVİ. Bkz. doğruluk fonksiyonu

DOĞRULUK ÇİZELGESİ. Bir bileşik önermenin tüm yorumları altındaki doğruluk değerlerini gösteren çizelgeye doğruluk çizelgesi denir.

DOĞRULUK DEĞERİ. Bir   p   önermesi doğru olduğunda, bu önermeye karşılık getirilen 1 sayısı ile, yanlış olduğunda, bu önermeye karşılık getirilen 0 sayılarından her birine doğruluk değeri denir.

DOĞRULUK FONKSİYONU. Doğruluk değerlerinden oluşan sıralı   n -liler kümesinden doğruluk değerleri kümesine fonksiyona doğruluk fonksiyonu denir.

DOĞRULUK KÜMESİ. Bir açık önermedeki değişkenin yerine konulduğunda açık önermeyi gerçekleyen elemanların kümesine doğruluk kümesi denir.

DOĞRULUK TABLOSU. Bkz. doğruluk çizelgesi

DOĞRUSAL ARAMA. Bir elemanın verilen bir girdi içerisinde her elemana tek tek bakılarak aranmasına doğrusal arama denir. 

DOĞRUSAL BAĞIMSIZ SİSTEM. Bkz. lineer bağımsız sistem

DOĞRUSAL DENKLEM. Bkz. lineer denklem

DOĞRUSAL DÖNÜŞTÜRME   X   değişkeninden hareketle,   a   sabit terim ve   a   eğim olmak üzere, Y i = a + b X i dönüşümü yardımıyla yeni bir değişken türetilmesi işlemine doğrusal dönüştürme denir.

DOĞRUSAL PROGRAMLAMA. Bkz. lineer programlama

DOĞRUSAL SIRALANMIŞ SINIF. Elemanları için doğrusal sıralanma bağıntısı tanımlanmış sınıfa doğrusal sıralanmış sınıf denir.

DOĞRUSALLIK. Bir algoritmanın karmaşıklığı ile girdi boyutunun orantılı olmasına doğrusallık denir.  

DOKUNULMAZ SAYI. Başka bir sayının tam bölenlerinin toplamı olmayan sayıya dokunulmaz sayı denir. 

DOLAM. Bkz. halka

DOMAIN. İçinde adreslemenin veya kaynakların ortak kontrol altında olduğu bilgisayar ağı parçasına etki alanı veya domain denir. 

DONANIM. Elektronik elemanlardan oluşan ve bilgisayar sistemini oluşturan işlemci, disk, anakart, bellek birimlerine ve bunlar üzerindeki tümleşik devreler ve ara bağlantılara donanım denir. 

DONANIMSAL KESME. Donanım cihazlarının bir işlemciye bilgi vermek istediklerinden oluşturdukları kesmeye donanımsal kesme denir.

DOPİNG. Silisyum ve germanyuma iletkenliklerini artırmak için katkı maddesi eklenmesine doping denir.

DOSYA. Depolama birimlerinde saklanan veri ve program gruplarına dosya (İng. file) denir. 


BİR DOSYANIN YOLU. Dosyaların adreslerini ifade etmeye dosyanın yolu denir.

Ayrıca bkz.
dosya


DOYMUŞ YÖRÜNGE. 8 elektronlu dış yörüngeye doymuş yörünge denir.

DÖNEL HACİM. Bir düzlemsel alanın bir eksen çevresinde dönmesi ile oluşan katı cismin hacmine dönel hacim denir. 

DÖNEL KATI CİSİM. Bir düzlemsel alanın bir doğru çevresinde dönmesi ile oluşan katı cisime dönel katı cisim denir. 

DÖNEL YÜZEY. Bir düzlem eğrisinin (düzlemsel eğrinin) düzlemdeki bir doğru etrafında dönmesi ile oluşan yüzeye dönel yüzey denir. 


BİR DÖNEL YÜZEYİN DÖNME EKSENİ. Bir dönel yüzeydeki profil eğrisinin etrafında döndüğü doğruya yüzeyin dönme ekseni denir. 


BİR DÖNEL YÜZEYİN MERİDYENLERİ. Bir dönel yüzeyde profil eğrisinin sabit bir açı ile döndürülmesi ile oluşan eğrilere yüzeyin meridyenleri denir. 


DÖNEL YÜZEYİN PARALELLERİ. Bir dönel yüzeyin profil eğrisi üzerindeki sabit bir noktanın yüzeyin dönme ekseni etrafında dönmesiyle oluşan çemberlere yüzeyin paralelleri denir. 

DÖNEM. Bkz. periyot

DÖNGÜ. 1. Herhangi bir olayın birden fazla kez tekrarlamasına döngü denir. 2. Bir düğümden başlayıp aynı düğümde biten ve her kenarın yalnızca bir kez kullanıldığı yola döngü denir. 3. Bir komutun veya komut grubunun istenildiği kadar veya belirli bir koşul gerçekleşinceye kadar çalıştırılmasını sağlayan programlama yapılarına döngü denir.

DÖNGÜ AÇMA Dizilere erişen döngülerden daha çok performans elde edebilmek için döngünün birçok kopyasının oluşturulduğu ve farklı iterasyonlardan komutların bir arada planlandığı tekniğe döngü açma denir.

DÖNGÜ DEĞİŞKENİ Bir döngünün belirli bir sayıda tekrar etmesini sağlamak için kullanılan, değeri döngü boyunca değişen değişkene döngü değişkeni denir.

DÖNGÜ GÖVDESİ Döngü boyunca her tekrarlandığında yürütülen bir veya daha fazla ifadelerden oluşan kod'a döngü gövdesi denir.

DÖNME AÇISI.  γ : ( α , β )  R , birim hızlı bir eğri olsun. ϕ 0 γ ˙ ( s 0 ) = ( cos  ( ϕ 0 ) , sin  ( ϕ 0 ) ) , s 0  ( α , β ) koşulunu sağlasın. Bu durumda, ϕ ( s 0 ) = ϕ 0 koşulunu sağlayan, ϕ : ( α , β )  R düzgün fonksiyonuna γ 'nın ϕ ( s 0 ) = ϕ 0 koşuluyla belirlenen dönme açısı denir. 

DÖNME ENERJİSİ. Bir cismin dönme hareketinden dolayı sahip olduğu enerjiye dönme enerjisi denir.

DÖNME GECİKMESİ Diskin istenen kesiminin okuma/yazma kafasının altına dönmesi için gereken süreye dönme gecikmesi denir.

DÖNÜŞTÜRÜCÜ. Elektrik enerji biçimlerini birbirine dönüştüren devrelere dönüştürücü denir.

DÖNÜŞÜM. Programlamada, bir değişkenin türünü değiştirmeye dönüşüm denir.

DÖNÜŞÜMLER GRUBU. Bir uzayın kendi üzerine bütün birebir dönüşümlerinin birleşme işlemi ile oluşturduğu grubuna dönüşümler grubu denir. 

DÖRDÜL. Bkz. kare

DÖRTGEN. Herhangi üçü aynı doğru üzerinde olmayan dört nokta ve bu noktaları verilen sırada birleştiren dört doğrunun oluşturduğu düzlemsel geometrik şekle dörtgen denir.

DUAL MATRİS. Bileşenleri dual sayılar olan matrise dual matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

DUAL UZAY. Bir vektör uzayının bütün lineer operatörlerinin oluşturduğu vektör uzayına kovektörler uzayı veya dual uzay denir ve, B n  ile gösterilir.

DUAL VEKTÖR. Bileşenleri dual sayılar olan vektöre dual vektör denir.

DURAĞAN ZAMAN SERİSİ. Bir zaman serisinin ortalaması ve varyansı simetrik bir değişme gösteriyorsa veya seri periyodik dalgalanmalardan arınmış ise bu tür serilere durağan zaman serisi denir. 

DURAKLAMA NOKTASI. Bkz. bir fonksiyonun kararlı noktaları

DURGAN. Bkz. sabit

DUVAR KAĞIDI GRUPLARI. Öklid grubunun bölüm uzayının kompakt olan alt gruplarına duvar kağıdı grupları denir. 

DUYARLI OLMAYAN ORTALAMA. Bazı gözlem değerlerine göre hesaplanan ortalamalara duyarlı olmayan ortalama denir. 

DUYARLI ORTALAMA. Bütün gözlem değerlerine göre hesaplanan ortalamalara duyarlı ortalama denir. 

DÜĞÜM. 1. Bir bağlı listedeki her bir elemana düğüm (İng. node) adı verilir. 2. İki ya da daha fazla devre elemanının bağlandığı noktaya düğüm denir. 

DÜĞÜM NOKTASI. İki ya da daha fazla elemanın bağlandığı noktaya basit düğüm noktası veya kısaca düğüm noktası denir.

BİR DÜĞÜMÜN DERİNLİĞİ. Bir düğümün derinliği, düğümden ağaç köküne kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

BİR DÜĞÜMÜN YÜKSEKLİĞİ. Bir düğümün yüksekliği, düğümden ağaçtaki en alt çocuğa kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

DÜŞEN KENAR. Vuruyu oluşturan kenarlardan ikincisine izleyen kenar (İng. trailing edge) veya düşen  kenar (İng. falling edge) denir. 

Ayrıca bkz.
vuru, kenar, yükselen kenar

DÜŞÜNSEL YIĞIN. Bkz. soyut yığın

DÜŞÜŞ SÜRESİ. Vurunun yüksekten düşüğe geçmesi için gereken zamana düşüş süresi (İng. fall time) denir. 

Ayrıca bkz.

vuru, yükselme süresi


DÜZ AÇI. Bkz. doğru açı

DÜZENLİ EĞRİ. Bkz. regüler eğri.

DÜZENLİ GRAF. Bkz. regüler graf

DÜZENSİZ MATRİS. Determinantı sıfır olan matrise düzensiz matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


DÜZGÜN ÇOKGEN. Tüm kenarları ve açıları eşit olan çokgene düzgün çokgen denir.

DÜZGÜN DOĞRU AKIM. Zaman göre yönü veya şiddeti değişmeyen akıma düzgün doğru akım denir.  

DÜZGÜN EĞRİx ve y sürekli reel fonksiyonlar olmak üzere, C , { x ( t ) y ( t ) a  t  b ile parametrize edilmiş bir eğri olsun. C 'nin başlangıç ve bitiş noktaları sırasıyla ( x ( a ) , y ( a ) ) ve ( x ( b ) , y ( b ) ) ile temsil edilsin. Eğer x  ve y  [ a , b ] kapalı aralığında sürekli ve ( a , b ) açık aralığında aynı anda sıfır değerlerini almıyor ise C 'ye düzgün eğri denir.

DÜZGÜN PİRAMİT. Tabanı düzgün çokgen olan ve yüksekliği tabanın merkezinden geçen piramide düzgün piramit denir. 

DÜZGÜN VEKTÖR BİLEŞENLİ FONKSİYON. Eğer ϕ   vektör bileşenli fonksiyonunun her bileşeni düzgün ise ϕ   düzgündür denir. 

DÜZGÜN YAKINSAK SERİ. Kısmi toplamlar dizisi yakınsak fonksiyonlar dizisi oluşturan seriye düzgün yakınsak seri denir. 

DÜZLEMSEL DEVRE. Bir devrede devre kolları birbirini kesmeden bir düzlem üzerine çizilebiliyor ise bu devreye düzlemsel devre denir. 

DÜZLEMSEL GRAF. Eğer bir graf düzlemde herhangi iki kenarı kesmeyecek şekilde çizilebiliyorsa o grafa planer graf veya düzlemsel graf denir. 

DWORD. Dword, 32 bitlik simge grubunu ifade eder.

EBEVEYN. Bir düğümden önce yer alan ve o düğüme bir dal ile bağlı olan düğüme ebeveyn denir. 

EĞİK DAİRESEL KONİ. Tepe noktasının taban düzlemine izdüşümü tabandaki dairenin merkezinde olmayan dairesel koniye eğik dairesel koni denir.

EĞRİ. Eğri tek boyutlu uzaydan   n  boyutlu uzaya sürekli bir eşleme ile tanımlanır. 

BİR EĞRİ AİLESİNİN ZARFIf ( x , y , α ) = 0 , 1-parametreli eğri ailesi verilsin. Eğer bu eğri ailesi   α   'nın her değeri için bir   C   eğrisine teğet oluyor ise   C   eğrisi   f ( x , y , α ) = 0   ailesinin bir zarfıdır denir.

BİR EĞRİLİĞİN KRİTİK NOKTALARI. Bir işaretli eğriliğin rölatif maksimum veya minimuma sahip olduğu noktalara eğriliğin kritik noktaları denir. 


EĞRİLİK. Bir eğrinin bir noktada ne kadar eğrildiğinin ölçüsüne eğrilik denir ve, κ ( t ) ile gösterilir. 

BİR EĞRİNİN BİNORMALİ. Bir eğrinin oskülatör düzlemine dik olan normaline eğrinin ikinci normali veya binormali denir ve,B  ( t )ile gösterilir.

BİR EĞRİNİN PARAMETRELEMESİ. Görüntü kümesi bir C seviye eğrisi tarafından içerilen bir parametrik eğriye C 'nin bir parametrelemesi denir. 

BİR EĞRİNİN SÜRATİ. Bir eğrinin sürati, eğrinin hızının normu ile tanımlanır.

EKLİPTİK. Dünyanın güneş çevresinde döndüğü yörüngenin üzerinde bulunduğu düzleme tutulum veya ekliptik denir.

EKSEN. Bir doğru ve bu doğrunun bir yönü seçilsin. Bu seçime bir eksen denir.

ELDE BİTİ. Elde biti, ikili aritmetik işlemler sırasında bir basamağın sonucu 10'u aşması durumunda bir üst basamağa aktarılan değerleri temsil eden bir durum bitidir..

ELEKTRİK AKIMI. Elektrik yüklerinin belirli bir yöndeki hareketine elektrik akımı denir.

ELEKTRİK ALAN. Uzaydaki bir noktadaki elektrik alan,   F e   bu noktaya etkiyen elektrik kuvveti ve   q 0   olmak üzere,F e q 0ile tanımlanır ve,Eile gösterilir.

ELEKTRİK ALANI. Bkz. elektrik alan

ELEKTRİK ANAHTARI. Elektrik devresinde akımı açıp kapatarak devrenin akışını kontrol eden cihaza elektrik anahtarı denir.


ELEKTRİK DEVRESİ. Bir elektrik enerjisi kaynağı yardımı ile bir elektrik aygıtının çalıştırılabilmesi için sürekli elektrik akımının geçtiği yola elektrik devresi denir.

Ayrıca bkz. 
elektrik akımı


ELEKTRİK DİPOL. Aralarında belli bir mesafe olan eşit ve zıt işaretli iki yükten oluşan sisteme elektrik dipol denir.

ELEKTRİK KONTAĞI. İki iletkenin birbirine temas ederek elektrik akımını ilettiği noktaya elektrik kontağı denir. 

ELEKTRİK KUVVETİ. Elektrikli cisimleri birbirlerine uyguladığı itme veya çekme kuvvetine elektrik kuvveti denir.

ELEKTRİK POTANSİYELİ. Bir devredeki iki nokta arasındaki elektrik yükü farkına elektrik potansiyeli denir. 

ELEKTRİK SAYACI. Elektriksel işi ölçmek için kullanılan ölçü aletine elektrik sayacı denir.

ELEKTRİKLENME. Bir cismin elektron alışverişi ile (+) ya da (-) yük kazanmasına elektriklenme denir. 

ELEKTRİKSEL İLETKENLİK. Bir ortam içindeki elektrik yüklerinin bir noktadan diğer bir noktaya taşınmasına elektriksel iletkenlik denir.

ELEKTRİKSEL POTANSİYEL ENERJİ. Elektrik yüklü bir cismin yükü ve konumundan dolayı sahip olduğu enerjiye elektriksel potansiyel enerji denir ve,U eile gösterilir.

ELEKTROLİTİK KONDANSATÖR. Pozitif ve negatif kutupları bulunan, alüminyum levhalar arasında asit borik eriyiğinin di-elektrik madde olarak kullanıldığı kondansatörlere kutuplu kondansatör veya elektrolitik kondansatör denir.

ELEKTROMANYETİK DALGA SPEKTRUMU. Elektromanyetik dalga çeşitlerini dalga boylarına göre sıralayan çizelgeye elektromanyetik dalga spektrumu denir. 

ELEKTRONİK VERİ. Elektronik, optik veya benzeri yollarla üretilen, taşınan veya saklanan kayıtlara elektronik veri denir.

ELEKTROSKOP. Bir cisimde elektrik yükünün olup olmadığını ve elektrik yüklerinin cinslerini belirlemek için kullanılan alete elektroskop denir.

ELEMANTER MATRİS. Birim matrise sadece bir elemanter satır işlemi uygulayarak elde edilen matrise elemanter matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


ELEMANTER YÜK. Bir elektronun elektrik yüküne en küçük yük veya elemanter yük denir.


ELEMENT. Herhangi bir yolla kendisinden daha basit maddelere dönüştürülemeyen saf maddelere element denir.


ELİG. Elli


ELİPS. Bir düzlemde sabit iki noktaya uzaklıkları toplamı sabit olan noktalar kümesine elips denir. 

Ayrıca bkz.
bir elipsin asal ekseni, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN ASAL EKSENİ. Bkz. elipsin odak ekseni

BİR ELİPSİN BASIKLIĞI. Bir elipsin asal ekseninin uzunluğu ile yedek eksen uzunluğunun farkının asal ekseninin uzunluğuna oranına elipsin basıklığı denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN DIŞ MERKEZLİĞİ. Bir elipste odaklar arasındaki uzaklığın asal eksen uzunluğuna oranına elipsin dış merkezliği denir ve,

e


ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN MERKEZİ. Bir elipsin odaklarını birleştiren doğru parçasının orta noktasına elipsin merkezi denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN ODAK EKSENİ. Bir elipsin odaklarından geçen doğruya elipsin asal ekseni veya elipsin odak ekseni denir. 

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin tepe noktaları, eliptik silindir

BİR ELİPSİN TEPE NOKTALARI. Bir elipsin eksenlerinin elipsi kestiği noktalara elipsin tepe noktaları denir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, eliptik silindir

ELİPTİK PARABOLOİD. Eliptik paraboloid,z c = x 2 a 2 + y 2 b 2ile tanımlanır.

ELİPTİK SİLİNDİR. Uzayda,x 2 a 2 + y 2 b 2 = 1ile verilen yüzeye eliptik silindir denir.

Ayrıca bkz.
elips, bir elipsin basıklığı, bir elipsin dış merkezliği, bir elipsin merkezi, bir elipsin odak ekseni, bir elipsin tepe noktaları, kuadratik yüzey, parabolik silindir, hiperbolik silindir, küre, elipsoid, eliptik koni, tek yapraklı hiperboloid, iki yapraklı hiperboloid, hiperbolik paraboloid, eliptik paraboloid

EMPEDANS. Bir elektrik devresinin alternatif akım sinyallerine karşı gösterdiği dirence empedans denir veZile gösterilir.

EN AZ ÖNEMLİ BİT. Bkz. en düşük değerli bit


EN DÜŞÜK DEĞERLİ BİT. Bir ikili sayıda en sağdaki basamağa en az önemli bit veya en düşük değerli bit (İng. least significant bit) veya kısaca LSB denir. 

EN ZAYIF ÖN KOŞUL. Bir art koşulun doğruluğunu garanti edecek en az kısıtlamaya sahip ön koşula en zayıf ön koşul denir. 

ENDOMORFİZMA. Bir vektör uzayından kendisine giden lineer dönüşüme endomorfizma denir. 

ENDÜKTANS. Enerjiyi manyetik alanda depolayan devre elemanına endüktör veya endüktans denir. 

ENDÜKTÖR. Bkz. endükstans

ENERJİ SEVİYESİ. Atom çekirdeğinin etrafında dönen elektronların izlediği yörüngelere enerji seviyesi denir.

ENFORMASYON. Verinin ilişkili bağlantılar sonucunda anlam kazanmış haline malumat ya da enformasyon denir. 

ENGEL EĞRİSİ. Engel eğrisi ceteris paribus tüketicinin geliri ile belli bir malın talep edilen miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren şekilsel araca verilen addır. [Christian Lorenz Ernst Engel, Alman İstatistikçi. 1821'de Dresden'de doğdu. Freiberg Maden Akademisinde eğitim aldı. 1848 devriminden hemen sonra, Engel, Saksonya Kraliyet Komisyonu’na atandı ve ticaret ile emek arasındaki ilişki üzerine araştırma yapmakla görevlendirildi. Ekonomik araştırmasının ana odak noktası, çalışan sınıfın hanehalklarının bütçe yapısı idi. 1850’de hükümet tarafından Leipzig’de düzenlenen Alman Sanayi Sergisi’nde görevlendirildi. 1854-1858 arasında İstatistik Ofisi’nde başkan olarak görev yaptı. Dresden’de Engel, ilk Mortgage Sigorta Cemiyeti’ni kurdu. 1860 yılında Berlin’e çağrıldı ve Karl Friedrich Wilhelm Dieterici’den sonra Berlin İstatistik Ofisi müdürü oldu. Görev yaptığı süre boyunca, Engel başarılı bir ekonomist ve istatistikçi olarak dünya çapında ün kazandı. Tüketici davranışını gelir düzeyi ile ilişkilendirdi. Geheimer Regierungsrat rütbesine yükselen Engel, 1882 yılında emekli oldu ve hayatının geri kalanını Dresden yakınlarındaki Radebeul’de geçirdi. 1896'da Serkowitz'de öldü.]


ENIAC. Dünyanın ilk genel amaçlı sayısal bilgisayarı.

ENTEGRE DEVRE. Aynı veya farklı çeşit elektronik devre elemanlarının bir düzen içerisinde ve bir fonksiyon amacıyla bir araya getirilmesiyle oluşan yeni elemana yonga, tüm devre veya entegre devre denir. 

ENTEGRE DİRENÇ. Çok sayıda direncin tek bir paket altına alınmasıyla elde edilen dirence entegre direnç denir.

EPİMORFİZMA. Örten homomorfizmaya epimorfizma denir. 


ERİME ISISI. Bir kilogramlık maddenin katı-sıvı dönüşümü için eklenmesi ya da çıkarılması gereken enerjiye erime ısısı denir ve, L e ile gösterilir.

Bkz.
buharlaşma ısısı


ERİŞİM SÜRESİ. Veri için bir çağrının başlatıldığı an ile veri ediniminin tamamlandığı an arasındaki zaman aralığına erişim süresi denir. 

ERTELENMİŞ DALLANMA. Dallanma koşulunun doğru ya da yanlış olmasından bağımsız olarak dallanmayı hemen takip eden komutun her zaman yürütüldüğü dallanmaya ertelenmiş dallanma denir.

ESAS İDEAL. Tek bir eleman ile üretilen ideale esas ideal denir.


ESAS İDEAL BÖLGESİ. Her ideali esas ideal olan tamlık bölgesi temel ideal bölgesi veya esas ideal bölgesi denir. .


ESAS İDEAL HALKASI. Her ideali esas ideal olan halkaya esas ideal halkası denir.


ESNEKLİK MODÜLÜ. Zorlamanın zorlamaya oranına esneklik modülü denir. 

Ayrıca bkz.
esnek malzeme


ESNEK MALZEME. Eğer bir malzeme kuvvet uygulandığında deforme oluyor ve kuvvet kaldırıldığında tekrar ilk şekline dönüyor ise bu tür malzemelere esnek malzeme denir. 

Ayrıca bkz.
esneklik modülü


EŞ KUVVETLİ KÜMELER. Aralarında bire bir ve örten eşleme tanımlanabilen iki sonlu   A   ve   B   kümesine eşgüçlü kümeler, eş kuvvetli kümeler veya denk kümeler denir ve,A  Bile gösterilir.

EŞDEĞER DİRENÇ. Bir elektrik devresinde bağlı bulunan bütün dirençlerin yerine geçen dirence eşdeğer direnç denir. 

EŞDEĞERLİ SAYILAR. Tam bölenlerinin toplamı eşit olan sayılara eşdeğerli sayılar denir. 

EŞDEĞERLİK BAĞINTISI. Bkz. denklik bağıntısı

EŞİT KÜMELER. Elemanları aynı olan iki kümeye eşit kümeler denir. 

EŞİT MATRİSLER.   A   ve   B   matrisleri verilsin.   A = ( a i j ) m × n   ve   B = ( b i j ) m × n   olsun.   i = 1 ,  , m   ve   j = 1 ,  , n   için,   a i j = b i j   ise   A   ve   B   matrisleri eşittir denir ve,A = Bile gösterilir.

EŞİT OPERATÖRLER.   B n , bir lineer uzay olsun.   α   ve   β   iki lineer operatör olsun.   α   ve   β   operatörlerinin her   x   B n   vektörü üzerindeki izleri eşit olur ise   α   ve   β   operatörleri eşittir denir ve,α = βile gösterilir.

EŞİTSİZLİK SİSTEMİ. Ortak çözümleri aranan eşitsizlikler kümesine eşitsizlik sistemi denir. 

EŞKENAR BEŞGEN. Bkz. eşkenar çokgen

EŞKENAR ÇOKGEN. Kenarları eşit uzunlukta olan çokgene eşkenar çokgen denir. 

EŞKENAR DÖRTGEN. Karşılıklı kenarların her iki çiftinin paralel olduğu ve tüm kenarların aynı uzunlukta olduğu dörtgene eşkenar dörtgen denir. 

Ayrıca bkz. 
eşkenar üçgen


EŞKENAR ÜÇGEN. Üç kenar uzunluğu da eşit olan üçgene eşkenar üçgen denir.

EŞLİK BİTİ. Bkz. parite biti

EŞPOTANSİYEL YÜZEYİ. Potansiyelleri aynı olan noktaların oluşturduğu yüzeye eşpotansiyel yüzeyi denir.

EŞÜRÜN EĞRİSİ. Eşürün eğrisi, ceteris paribus aynı toplam ürünü veren girdi bileşenlerini gösteren şekilsel araca verilen addır.

EŞYAPI DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. izomorfizma

ETHICAL HACKING. Siber saldırılarda hacker’ların sistemlere sızmak ve hassas bilgileri çalmak için kullandığı teknik ve yöntemleri kurumların güvenlik seviyesini arttırmak amacıyla kullanarak siber tehditlere ve veri sızıntılarına karşı korumaya çalışılması aynı zamanda daha etkili defansif yöntemlerin geliştirilmesi işlemi ethical hacking olarak adlandırılır.

ETİKET. MPASM derleyicisi için sabit verilerin atandığı sembolik isimlere etiket denir.

ETKİ BÜYÜKLÜĞÜ. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişkinin gücüne etki büyüklüğü (İng. effect size) denir ve,

γ

ile gösterilir.  

ETKİSİZ TERİM. Mantıksal bir fonksiyonun, çıktının hiçbir girdi değerine bağlı olmadığı elemanına etkisiz terim denir.

EULER DOĞRUSU. Bir üçgende ağırlık merkezi ve diklik merkezinin belirttiği doğruya Euler doğrusu denir. [Leonhard Euler, İsviçreli matematikçi. 1707'de Basel'de doğdu. Aşkın sayılar teorisi, analitik sayılar teorisi ve graf teorisini geliştirdi. Euler sabitinin tanımını verdi. 1783'te St. Petersburg'da öldü.]

EULER DOLAŞIMI. Her kenarın tam olarak bir kez kullanıldığı yola Euler yolu veya Euler dolaşımı denir. 


EULER GRAFI. Eğer bir graf Euler turu içeriyorsa bu grafa Euler grafı denir.

Ayrıca bkz.

graf, Euler turu


EULER TURU. Her kenarın tam olarak bir kez kullanıldığı ve başladığı noktaya geri dönen yola Euler döngüsü veya Euler turu denir.

EULER ÜÇGENİ. Kenarları büyük çemberin çevresinin yarısından küçük olan küresel üçgene Euler üçgeni denir. 

EVREN. Belirli özelliğe sahip tüm gözlemlerin oluşturduğu topluluğa yığın veya evren denir ve, N

ile gösterilir.

EYLEMSİZ REFERANS SİSTEMİ. Newton yasalarının geçerli olduğu referans sistemine eylemsiz referans sistemi denir. 

EYLEMSİZLİK MOMENTİ. Bir eksen etrafında döndürülmek istenen cismin ortaya koyduğu dirence ikinci moment veya eylemsizlik momenti denir. 

EZBERLEME. Bir problemin alt kümelerinin çözümlerini tekrar tekrar hesaplamak yerine bilgisayar hafızasında saklayan yönteme ezberleme denir.


1-nci Kategoriden Uzay-Byte için tıklayınız.

Fark-JVM için tıklayınız.

Kaba kuvvet algoritması-Özdeş Dönüşüm için tıklayınız.

Parabol-Zincirleme Tasım için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder