Matematik Kavramları Kaba kuvvet algoritması-Özlek

KABA KUVVET ALGORİTMASI. Bir problemin çözümü aşamasında, kabul edilebilir bir çözüm elde edene kadar tüm olasılıkları deneyen algoritmalara kaba kuvvet algoritması denir. 

KAÇIŞ KARAKTERİ Kaçış karakteri, özel karakterleri temsil etmek için kullanılan ve back slash ile başlayan bir dizi karaktere verilen addır.

KAÇIŞ SERİSİ Bkz. kaçış karakteri 

KAKURO (カックロ). Bir diyagramdaki kutuların 1'den 9'a kadar rakamlarla doldurulması esasına dayanan bir oyun.

KALAN. Bölme işleminin ikincil sonucuna kalan denir.

KALITIM. Bir sınıftaki programlama birimlerinin diğer sınıflar tarafından kullanılabilmesine miras ya da kalıtım denir.

KALITSAL ÖZELLİK. Bir topolojik uzaya ait bir özellik o uzayın bütün alt uzaylarında var ise bu özelliğe kalıtsal özellik denir. 

BİR KANALIN BANT GENİŞLİĞİ. Bir kanal üzerinde taşınabilecek en fazla frekansa sahip sinyale bu kanalın bant genişliği denir.

Ayrıca bkz.
kanal


KAPAÇIK KÜME. Bir topolojik hem kapalı hem açık olabilen bir alt kümeye kapaçık küme denir. 

Ayrıca bkz.
açık küme, kapalı küme


KAPALI BİLGİ. Bkz. örtülü bilgi

KAPALI ÇÖZÜM.   ϕ ( x , y , d y / d x ,  , d n y / d x n ) = 0 , bir adi diferansiyel denklem olsun. Bu adi diferansiyel denklemin çözümü,Ψ ( x , y ) = 0formunda yazılabiliyor ise bu çözüme kapalı çözüm denir.

KAPALI DEVRE. Bir devre içinde akım dolaşıyorsa o devreye kapalı devre adı verilir. 


KAPALI KÜME. Bir topolojik uzayda açık kümenin tümleyenine kapalı küme denir. 

KAPALI YÜZEY. Uzayı iç ve dış olmak üzere iki kısma bölen yüzeylere kapalı yüzey denir. 

KAPSÜLLEME. Bir sınıftaki programlama birimlerinin diğer sınıflardan erişilebilmesine kapsülleme denir.

KARAKTER DİZİSİ. Bkz. string

KARAKTER SABİTİ. C dilinde tek tırnak işareti arasında bulunan karaktere karakter sabiti denir. 

KARAKTERİSTİK EĞRİ. 1-parametreli bir yüzey ailesi verilsin. Bu yüzey ailesinin her elemanına bir   C   eğrisi boyunca teğet olan bir zarf varsa   C   eğrisine karakteristik eğri denir.
 
KARAKTERİSTİK SAYI. Karakteristik polinomun köklerinden her birine karakteristik sayı denir. 

KARAR. İkili bir ağaçta derecesi 3 olan noktaya karar denir.

KARAR ÜNİTESİ Programcının görebildiği saklayıcılara ve belleğe bir işlemin sonucunu göndermenin ne zaman güvenli olduğuna karar veren dinamik veya sıra dışı icra iş hattındaki üniteye karar ünitesi denir. 

KARARLI NOKTA. Bkz. bir fonksiyonun kararlı noktaları

KARBON DİRENÇ. Toz halindeki karbon ve reçinenin ısıtılarak eritilmesi yolu ile elde edilen dirence karbon direnç denir.

KARE. Eşkenar dikdörtgene kare denir. [Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARE FONKSİYONU. Kare fonksiyonu,f :    x  x 2ile tanımlanır.

KARE MATRİS. Satır ve sütun sayıları eşit olan matrise kare matris denir. [Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


BİR KARE MATRİSİN İZİ. Bir kare matrisin köşegeni üzerindeki elemanların toplamına kare matrisin izi denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

KAREKÖK. Bkz. karekök fonksiyonu

KAREKÖK FONKSİYONU. Karekök fonksiyonu,f :   0    0 x  xile tanımlanır.

KARESEL BÖLGE. Bir karenin sınırladığı düzlemsel bölgeye karesel bölge denir. [Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARESEL FARK.  x 1 , . . . , x n   sayılarının bir   a sayısından karesel farkı,( x 1  a ) 2 + . . . + ( x n  a ) 2 nile tanımlanır. [kare + sel > Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARESEL HATA. Bkz. karesel fark

KARESEL MATRİS. Bkz. kare matris

KARESEL POLİNOM. Bkz. kuadratik polinom

KARESEL SAYI. Bir doğal sayının karesi olan sayıya karesel sayı denir. [kare + sel > Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARESİZ. Hiçbir asal sayının karesi ile bölünmeyen sayı. [kare + siz > Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

KARIŞIK KISMİ TÜREV. Çok değişkenli fonksiyonun farklı değişkenlerine göre alınan türeve karışık kısmi türev denir. 

KARIŞIK PERİYODİK KESİR. Periyodu virgülden hemen sonra başlamayan kesire karışık periyodik kesir denir. 

KARMAŞIK SAYI. Bkz. kompleks sayı

KARMAŞIK VEKTÖR UZAYI. Bkz. kompleks vektör uzayı

KARMAŞIKLIK.  Bkz. algoritmik karmaşıklık

KART. Kart, üzerinde elektronik devreler bulunan ve bilgisayar içinde bulunan parçaları ifade eder.

KARTEZYEN DÜZLEM. Bkz. analitik düzlem

KATEGORİK OYUN. Beraberliğin imkânsız olduğu oyunlara kategorik oyun denir. 

KATENARİ. Düzlemde   y -eksenini   ( 0 , a )   noktasında kesen katenari veya zincir eğrisi,y = a cosh  ( x a )ile tanımlanır.

KATET. Bir dik üçgende dik açıyı oluşturan kenarlardan her birine katet denir. 

KAT'-I ZÂİD. Bkz. hiperbol 

KATLI KENAR. Bir grafın herhangi iki noktası arasında birden fazla kenar bulunuyorsa bu kenarlara paralel kenarçoklu kenar veya katlı kenar denir.


KAVRAM. Nesne ya da olgulara verdiğimiz adların aklımızda yer alan tasarımlarına kavram denir. 


BİR KAVRAMIN KAPLAMI. Bir kavramın ilişkin olduğu, içine aldığı, gösterdiği nesnelere kavramın kaplamı denir. 

Ayrıca bkz.
kavram, içlem

KAVRAMSAL YIĞIN. Bkz. soyut yığın

KAYAN NOKTA ARİTMETİĞİ. İkili ayracın sabit olmadığı sayıları temsil eden bilgisayar aritmetiğine kayan nokta aritmetiği denir. 

KAYDEDİCİ DOSYASI. Ulaşılmak için bir kaydedici numarası sağlanarak okunabilen ve yazılabilen bir dizi kaydedici içeren durum elemanına kaydedici dosyası denir. 

KAYNAK KODLAMASI. Verimlilik esasına dayalı olarak kaynak simgelerinin asgari yapıda nasıl temsil edileceği problemine kaynak kodlaması denir.

KENAR. 1. Bir düzlemsel şekli sınırlayan eğrilerden her birine kenar denir.  2. Bir graf temsilinde köşeleri birleştiren çizgilere kenar denir.

KENAR ORTAY. Bkz. bir üçgenin kenar ortayı

KERNEL. Bkz. çekirdek

KESİK KONİ. Bir koninin paralel iki düzlem arasında kalan parçasına kesik koni denir.

KESİKLİ ÖRNEKLEM UZAYI. Eğer bir örneklem uzayı sonlu ya da sayılabilir sonsuz sayıda mümkün durum içeriyorsa kesikli örneklem uzayı olarak adlandırılır.

Ayrıca bkz.
örneklem, uzay, örneklem uzayı


KESİLMİŞ YAKLAŞIM.   x , bir desimal sayı olsun.   x 'in   n -nciden sonra tüm rakamları atılarak elde edilen sayıya   x 'in   n   desimale yutulmuş yaklaşımı veya   n   desimale kesilmiş yaklaşımı denir vex ^ile gösterilir.

KESİM Bir manyetik disk üzerindeki bir izi oluşturan kısımlardan her birine kesim denir.

KESİN OLAY. Bir deneyin sonuçlarının her birini içeren olaya kesin olay denir. 

Ayrıca bkz.
deney, olay, imkânsız olay

KESİNLİK. Bkz. bir algoritmanın kesinliği

KESİŞİM. İki ya da daha fazla kümenin kesişimi, tüm kümelerin ortak olarak sahip olduğu elemanlar kümesi olarak tanımlanır ve,ile gösterilir.

KESİŞME AÇISI. Kesişen iki eğrinin kesim noktasındaki teğetlerinin arasındaki açıya kesişme açısı denir.

KESİT VERİSİ. Tek bir döneme ilişkin veriye kesit verisi denir. 

KESME. İşlemci dışından gelen kural dışı duruma kesme denir.

KESME BİTİ. Bir cihazın işlemciye kesme isteği gönderdiğini belirten bite kesme biti denir. 

KESME HATASI. Bir matematiksel problemin kesin çözümünün elde edilmesi için çok fazla veya sonsuz sayıda terim dikkate alınması gerekirken sadece belli bir sayıda terim dikkate alınarak elde edilen yaklaşık çözüm nedeniyle ortaya çıkan hataya kesme hatası denir. 

KEYFİ SABİT. Herhangi bir koşula bağlı olmayan sabite keyfi sabit denir. 

KIRINIM. Su dalgalarının, aralarındaki uzaklık dalga boyuna göre küçük olan iki engel arasında ya da keskin kenarlardan geçerken dairesel dalgalar biçiminde bükülerek yayılmasına kırınım denir.

KIRINIM DESENİ. Su dalgalarının, aralarındaki uzaklık dalga boyuna göre küçük olan iki engel arasında ya da keskin kenarlardan geçerken dairesel dalgalar biçiminde bükülerek yayılması sırasında oluşan desene kırınım deseni denir.

KIRPIK SİKLOİD. Bir doğru boyunca yuvarlanan bir dairenin içindeki bir noktanın geometrik yerine kırpık sikloid denir. 

KISA DEVRE. Direncin olmadığı ve devre akımının yüke ulaşamadan kısa yoldan tamamladığı devreye kısa devre denir.

KISA YARIÇAP. Bkz. iç yarıçap

KISMİ BÖLÜNMÜŞ FARK. Bir çok değişkenli fonksiyonun, öteki değişkenleri sabit tutularak bir değişkene göre bölünmüş farkına kısmi bölünmüş fark denir. 

KISMİ ÇARPIM. Bir sonsuz çarpımın, birinci elemanından başlayan, sonlu sayıda ardışık elemanının çarpımına kısmi çarpım denir. 

KISMİ DERLEME. Bkz. tikel derleme

KISMİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bkz. kısmi türevli denklem

KISMİ DİFERANSİYELLENEBİLİR FONKSİYON. Kısmi türevleri bulunan çok değişkenli fonksiyona kısmi diferansiyellenebilir fonksiyon denir. 

KISMİ DÖNÜŞÜM. Bir çok değişkenli fonksiyonun bazı değişkenlerine uygulanan dönüşüme kısmi dönüşüm denir.  

KISMİ FONKSİYONEL. Fonksiyonlar uzayının her yerinde tanımlı olmayan fonksiyonele kısmi fonksiyonel denir. 


KISMİ SIRALAMA. Bir sıralama bağıntısı tanımlanmış bir kümede karşılaştırılamayan elemanlar varsa, bu sıralamaya kısmi sıralama denir. 

Ayrıca bkz.
bağıntı


KISMİ SIRALI KÜME. Üzerinde kısmi sıralama bağıntısı tanımlanmış boş olmayan kümeye kısmi sıralı küme denir. 

Ayrıca bkz.
bağıntı


KISMİ TOPLAM. Bir sonsuz serinin, birinci elemanında başlayan ardışık elemanlarının toplamına kısmi toplam denir. 

Ayrıca bkz.
bağıntı


KISMİ TÜREV.   f   bir çok değişkenli fonksiyon olsun.  x k ,  f 'nin bir bağımsız değişkeni olsun. Diğer değişkenler sabit tutularak ve   x k   değişkenine göre alınan türeve   f   'nin   x k 'ya göre türevi denir ve,f x kveya, f ( x k ,  )  x kile gösterilir.

KISMİ TÜREVLİ DENKLEM. Bir bağımlı değişkenin iki ya da daha fazla bağımsız değişkene göre türevlerini içeren denkleme kısmi türevli denklem denir.

Ayrıca bkz.
adi diferansiyel denklem


BİR KISMİ TÜREVLİ DENKLEMİN DERECESİ. Bir kısmi türevli denklemde bulunan en yüksek mertebeli (basamaklı) türevin cebirsel derecesine denklemin derecesi denir.


BİR KISMİ TÜREVLİ DENKLEMİN MERTEBESİ. Bir kısmi türevli denklemde bulunan en yüksek mertebeli (basamaklı) türevin mertebesine denklemin mertebesi denir.

BİR KISMİ TÜREVLİ DENKLEMİN GENEL ÇÖZÜMÜ. Bir kısmi türevli denklemin basamağı kadar keyfi fonksiyon kapsayan ve denklemi özdeş olarak sağlayan bir yüzey ailesine bu kısmi türevli denklemin genel çözümü denir.

BİR KISMİ TÜREVLİ DENKLEMİN ÖZEL ÇÖZÜMÜ. Bir kısmi türevli denklemin özdeş olarak sağlayan ve keyfi fonksiyon veya keyfi parametre kapsamayan bir fonksiyona bu kısmi türevli denklemin bir özel çözümü denir.

KIT SAYI. Kendisi dışındaki tam bölenlerinin toplamından büyük olan sayıya kıt sayı denir. 

KIVIL ALAN. Bkz. elektrik alan

KIYAMET SAYISI. Kıyamet sayısı, 666'ya verilen addır. 

KIYAS. Bkz. tasım

KİNETİK ENERJİ. Bir cismin hızından dolayı sahip olduğu enerjiye kinetik enerji denir. 

KİRİŞ. Herhangi bir eğri veya yüzeyin iki noktasını birleştiren doğru parçasına kiriş denir. 

KİRİŞLER DÖRTGENİ. Köşeleri bir çember üzerinde olan dörtgene kirişler dörtgeni denir.

KİŞİSEL BİLGİSAYAR. Genellikle bireyler tarafından kullanılmak üzere tasarlanmış, grafik ekranı, klavyesi ve faresi olan bilgisayara kişisel bilgisayar veya PC denir.

KİŞİSEL MOBİL CİHAZ. İnternete bağlanabilen küçük kablosuz cihazlara kişisel mobil cihaz veya PMD denir.

KİTLE. Bkz. evren

KLASÖR. Birden fazla dosyanın bir arada tutulduğu birime dizin veya klasör denir.

KLAVYE ARA BELLEĞİ Kullanıcının klavyeye yazdığı harflerin depolandığı ara belleğe klavye ara belleği denir. 

KOBAZ.  B n , bir lineer uzay olsun.   { e  j } ,   B n   uzayının bazı,   δ j i   Kronecker deltası ve   B n *   dual uzayı olmak üzere,α i e  j = δ j ikoşulunu sağlayan   { e  j }   bazı B n *   uzayında bir kobazdır denir.

KOD SİMGELERİ.   , bir kod alfabesi olsun.   'nin elemanlarına kod simgeleri denir.

KOD SÖZCÜĞÜ. Bir   -lu kodun her bir elemanına kod sözcüğü denir.

KODLAMA. Kaynak alfabe simgelerini simgelerin başka bir sistemi ile temsil etmeye kodlama denir.

KOL. İki düğüm arasında kalmış parçaya kol denir. 

KOLİNASYON. Düzlemden-düzleme veya uzaydan-uzaya olan ve noktaları noktalara, doğruları doğrulara, düzlemleri düzlemlere resmeden dönüşüme kolinasyon denir. 

KOLOGARİTMA. Kologaritma, negatif logaritmaya verilen addır. 


KOMBİNASYON.   , bir küme ve   | A | = n   olsun.   'nın     elemanlı bir alt kümesine   'nın   'li kombinasyonu denir.

KOMBİNASYONEL DEVRE. Çıkışı yalnızca o andaki giriş değerlerine bağlı olan ve bilinen lojik kapıların bir araya getirilmesi ile oluşan lojik devrelere  belleksiz devre veya kombinasyonel devre denir.

KOMPAKT DESTEKLİ FONKSİYON. Desteği kompakt küme olan fonksiyona kompakt destekli fonksiyon denir. 


KOMPAKT KÜME. Kapalı ve sınırlı kümelere kompakt küme denir.


KOMPAKT UZAY. Her açık örtüsünden sonlu üyeli bir alt örtü elde edilebilen bir topolojik uzaya tıkız uzay ya da kompakt uzay denir.

Ayrıca bkz.
uzay, topolojik uzay, sayılabilir kompakt uzay, kompakt küme

KOMPLEKS. Kompleks, boştan farklı alt kümeye verilen addır. 

KOMPLEKS EŞLENİK. Bir kompleks sayının sanal kısmının işaretinin değiştirilmesi ile elde edilen kompleks sayıya kompleks eşlenik veya kısaca eşlenik denir. 

KOMPLEKS FONKSİYON. Orijinali ve görüntüleri kompleks sayılar olan fonksiyonlara kompleks fonksiyon denir.

KOMPLEKS SAYI.   a   ve   b   reel sayılar ve   i   sanal birim olmak üzere,a + i bformundaki sayılara kompleks sayı denir ve,zile gösterilir.

BİR KOMPLEKS SAYININ MUTLAK DEĞERİ.   z , bir kompleks sayı olsun.   z 'nin mutlak değeri,z z ile tanımlanır ve,| z |ile gösterilir.

KOMPLEKS VEKTÖR UZAYI. Kompleks sayı cismi üstündeki vektör uzayına kompleks vektör uzayı denir. 



KOMŞU AÇILAR. Köşeleri ve birer kenarları ortak olan, iç bölgeleri ayrık olan açılara komşu açılar denir.

KOMŞU KENARLAR. Bir grafın herhangi   e i   ve   e j   kenarlarının ortak bir noktası var ise bu iki kenara komşudur denir ve,e i  e jile gösterilir.

KOMŞU NOKTALAR.   G = ( V , E )   bir graf olmak üzere,   G 'nin herhangi   i   ve   j   noktaları arasında en az bir kenar bulunuyor ise   i   ve   j   noktaları komşudur denir ve,i  jile gösterilir.

KOMŞULUK.   l , bir reel sayı olsun.{ x   : | x  l | < ϵ } , ϵ   +kümesine   l   reel sayısının   ϵ   komşuluğu denir ve,U ϵ ( l )ile gösterilir.

KOMUT BAŞINA SAAT ÇEVRİM ADEDİ. Bir program veya program periyotlarının ortalama sayısına komut başına saat çevrim adedi veya kısaca CPI denir.

KOMUT KÜMESİ MİMARİSİ. Bir bilgisayarın hesaplama karakteristiklerini belirleyen komut kümesinin tasarımına komut kümesi mimarisi veya kısaca ISA denir.

KOMUT OKUMA. Komut okuma, mikroişlemcinin hafızadan bir opcode alıp komut saklayıcısına getirme işlemine denir.

KOMUT SATIRI. Kullanıcıların metin tabanlı komutlar girerek bilgisayarları kontrol ettikleri ara yüze komut satırı ara yüzü veya kısaca komut satırı denir.

KOMUT SATIRI ARA YÜZÜ. Bkz. komut satırı

KOMUT SETİ.  Belli bir mimari ile anlaşılan komutların sözlüğüne komut seti denir. 

KOMÜTATİF CEBİR. Matematiğin komütatif halkaları inceleyen dalı.

KOMÜTATİF GRUP. Bkz. Abel grubu

KOMÜTATİF HALKA. İkinci işlemi komütatif olan halka.

KOMÜTATÖR ALT GRUP.   G , bir grup olsun.   G 'nin bütün komütatörlerinin ürettiği alt gruba komütatör alt grup denir ve,[ G , G ]ile gösterilir.

KONDANSATÖR. İki iletken levha arasına di-elektrik konulmasıyla elde edilen ve elektrik enerjisini depo edebilen devre elemanına kondansatör adı verilir.  

KONDİSYONEL ÖNERME. Yargısı bir koşula bağlı olan önermelere koşullu önerme veya kondisyonel önerme denir. 

KONFORM GÖNDERİM. Kompleks düzlemde açıları koruyan gönderime konform gönderim denir. 

KONGRÜENT ŞEKİLLER. Bir katı hareketle biri öteki ile çakıştırılabilen iki şekle kongrüent şekiller denir. 

Ayrıca bkz.
katı hareket

KONİ. Sabit bir tepe noktasından geçen ve belli bir dayanak eğrisini kesen doğruların oluşturduğu yüzeye koni denir. 

KONİ KESİTİ. Bkz. konik

KONİK. Uzayda dik dairesel koni yüzeyinin bir düzlemle ara kesiti olan eğriye konik denir. 

KONİKOİD. Bir konik eğrisinin dik eksen etrafında döndürülmesiyle elde edilen yüzeye konikoid denir. 

KONJÜKSİYON. Ve bağlacı ile bağlanmış bileşik önermeye konjüksiyon denir. 

KONKAV ÇOKGEN. Bir veya daha fazla iç açısı 180˚'den büyük olan çokgene konkav çokgen denir.

KONTRAVARYANT TENSÖR.   ( r , 0 )   tipindeki tensöre kontravaryant tensör denir.

KONTROL ARIZASI. Getirilen komut gerekli olan komut olmadığı için uygun iş hattı saat çevriminde yürütemediğinde oluşan arızaya dallanma arızası veya kontrol arızası denir. 

KONTROL KOMUTLARI. Dallanma işlemini gerçekleştiren komutlara kontrol komutları denir.

Ayrıca bkz.
dallanma

KONTROL SİNYALİ. Bir fonksiyonel ünite tarafından işlenen bilgiyi içeren veri sinyalinin aksine; çoğullayıcı seçimi için veya bir fonksiyonel ünitenin işlemini yönetmek için kullanılan sinyale kontrol sinyali denir.
 
KONUM VEKTÖRÜ. Orijinden geçen vektöre konum vektörü denir.

KONVEKSİYON. Isısal enerjinin, materyalin hareketi ile transferine yayılım ya da konveksiyon denir.

KOORDİNAT DÜZLEMİ.  Bkz. analitik düzlem

KOORDİNAT SİSTEMİ. Uzayda bir nokta ve biz baz, bir koordinat sistemi belirtir.

KORUMA BİTİ. Kayan noktalı sayılarla yapılan işlemlerin ara hesaplamalarında yuvarlama doğruluğunu iyileştirmek için kullanılan en sağdaki iki ilave bitin birincisine koruma biti denir. 

KOSET ÖNCÜSÜ. Bir kosetteki ağırlığı en küçük olan vektöre koset öncüsü denir.

KOŞULLU DALLANMA. İki değeri karşılaştıran ve müteakiben karşılaştırmanın sonucuna göre programdaki yeni bir adrese kontrolün geçişine izin veren komuta koşullu dallanma denir.

KOŞULLU OLASILIK. Bir A  olayının gerçekleşmiş olduğu biliniyor iken, B  olayının gerçekleşme olasılığı koşullu olasılık olarak adlandırılır.


KOŞULLU ÖNERME. Bkz. kondisyonel önerme

KOŞUT DOĞRULAR. Bkz. paralel doğrular

KOVALENT BAĞ. Ametal-ametal atomları arasında iki veya daha fazla elektronun kullanılması ile oluşan bağa kovalent bağ denir.

Ayrıca bkz.
polar kovalent bağ, apolar kovalent bağ, iyonik bağ, metalik bağ, bağlayıcı elektron çifti, ortaklanmamış elektron çifti, merkez atomu

KOVARYANS. İki rastgele değişkenin birlikte hareket etme eğilimine kovaryans denir. 

KOVARYANT. Dönüşümler altında değeri değişmeyen nicelikler kovaryant denir. 

Ayrıca bkz.
invaryant

KOVARYANT FONKTOR. Kontravaryant olmayan funktora adi funktor veya kovaryant funktor denir. 

KOVARYANT TENSÖR.   ( 0 , s )   tipindeki tensöre kovaryant tensör denir.

KOVARYANT VEKTÖR. Bkz. kovektör


KOVEKTÖR. Bir lineer uzayın dual uzayının vektörlerine kovaryant vektör veya kovektör denir. 


KÖK. Bir graftaki en üstteki düğüme kök (İng. root) denir.


KÖKLÜ AĞAÇ. Düğümlerinden biri kök olarak belirlenmiş ağaca köklü ağaç (İng. rooted tree) denir. 

Ayrıca bkz.
kök


KÖŞEGEN. Bir çokgende bitişik olmayan iki köşeyi birleştiren doğru parçasına köşegen denir. 


KÖŞEGEN MATRİS. Esas köşegen üzerindekiler hariç bütün elemanları 0 olan kare matrise köşegen matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


KÖTÜMSERLİK ORANI. Kötümserlik oranı,   α  iyimserlik katsayısı olmak üzere,1  αile tanımlanır. 

KRİSTAL. Atom, molekül veya atom-molekül gruplarının üç boyutlu uzayda periyodik olarak düzenli bir şekilde dizilmiş hallerine kristal denir. 

KRİTİK NOKTA. Bkz. bir fonksiyonun kritik noktaları

KRONECKER DELTA FONKSİYONU. Kronecker delta fonksiyonu,{ 1 , eğer k = l ise 0 , eğer k  l iseile tanımlanır ve,δ k lile gösterilir. [Leopold Kronecker, Alman matematikçi. "Die ganzen Zahlen hat der liebe Gott gemacht, alles andere ist Menschenwerk." Sezgicilik akımının öncülerindendir. 1823'te Liegnitz'de doğdu. 1841'de Berlin Üniversitesine girerek Dirichlet ve Steiner gibi matematikçilerden öğrenim aldı. 1843 yazını Bonn Üniversitesi'nde astronomi okuyarak geçirdi. Doktorasını 1845 yılında yine Berlin Üniversitesi'nde sayılar teorisinde kompleks birimler üzerinde yaptı. Dirichlet'in gözetiminde yazdığı cebirsel sayı teorisindeki tezini savundu. Annesinin eski bir bankacı olan amcası tarafından inşa edilen büyük bir tarım arazisini yönetmek için memleketine geri döndü. Birkaç yıl iş dünyasına odaklandı ve bir hobi olarak matematiği okumaya devam etti. 1853'te denklemlerin cebirsel çözülebilirliği üzerine, Évariste Galois'nın denklem teorisi üzerine çalışmasını genişleten bir inceleme yazdı. Bu incelemede Kronecker-Weber teoremini ortaya attıysa da ispatlamadı. Teorem daha sonra David Hilbert tarafından ispatlanacaktı. Sonraki yıllarda çok sayıda makale yayınladı. 1861'de Berlin Akademisi üyeliğine seçildi. 1862'de Berlin Üniversitesi'nde ders vermeye başladı. 1866'da Riemann öldüğünde, Kronecker'e Göttingen Üniversitesi'nde matematik kürsüsü teklif edildi, ancak Akademi'deki pozisyonunu korumayı tercih ederek reddetti. 1868'de Fransız Bilimler Akademisine, 1884'te Kraliyet Cemiyetine seçildi. 1883'te, Kummer üniversiteden emekli olduğunda, Kronecker onun yerine davet edildi ve profesör oldu. Kronecker deltası, Kronecker çarpımı, Kronecker tarağı, Kronecker ikamesi ve Kronecker kongrüansını tanıttı. 1891'de Berlin'de öldü. Eserleri: Vorlesungen über Zahlentheorie (1901), Leopold Kronecker's Werke (1895, editör: Kurt Hensel)]

KUADRATİK DENKLEM. Kuadratik denklem, ikici derece denklemlere verilen addır. 

Ayrıca bkz.
kuadratik eşitlik, kuadratik polinom, kuadratik yüzey

KUADRATİK EŞİTLİK. Bilinmeyen değişkenin karesini içeren eşitliklere ikinci dereceden eşitlik veya kuadratik eşitlik denir.

Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik polinom, kuadratik yüzey

KUADRATİK POLİNOM. İkinci dereceden (mertebeden) polinomlara kuadratik polinom denir. 

Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik eşitlik, kuadratik yüzey

KUADRATİK YÜZEY.   A , B , C , D , E , F , G , H , I , J   sabitler olmak üzere,A x 2 + B y 2 + C z 2 + D x y + E x z + F y z + G x + H y + I z + J = 0formundaki denklemlerin grafiklerine kuadratik yüzey denir.

Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik eşitlik, kuadratik polinom

KUANTALAMA. Sürekli bir büyüklüğü belirli sayıda eşit aralıklı basamağa ayırmaya kuantalama denir.

KUANTALANMIŞ BÜYÜKLÜK. Belirli sayıda eşit aralıklı basamaklara ayrılan büyüklüğe kuantalanmış büyüklük denir. 

KUANTUM BİLGİSAYARI. Kuantum bilgisayarı, kuantum mekaniğinin prensiplerini kullanarak hesaplama yapan bilgisayara verilen addır.

KUARTİK DENKLEM. Kuartik denklem, dördüncü derece denklemlere verilen addır.

KUARTİK YÜZEY. Kuartik yüzey dördüncü basamaktan hiper yüzeye verilen addır. 

KUAZİ-LİNEER DİFERANSİYEL DENKLEM. Yalnızca en yüksek dereceli türeve göre lineer denkleme kuazi-lineer diferansiyel denklem denir.

KUAZİ-LİNEER KISMİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir kısmi türevli denklem kuazi-lineer ve denklemde görülen en yüksek basamaktan türevlerin katsayıları yalnızca bağımsız değişkenlerin fonksiyonları ise bu denkleme hemen hemen lineer kısmi türevli denklem veya kuazi lineer kısmi türevli denklem denir.  

KUİNTİK DENKLEM. Kuintik denklem, beşinci derece denklemlere verilen addır.

KULLANMA GEÇİKMESİ Bir yükleme komutu ile iş hattını durdurmadan yüklemenin sonucunu kullanabilen bir komut arasındaki saat çevrim sayısına kullanma gecikmesi denir.

KUTUP. Kutup, kutupsal koordinat sisteminde orijine verilen addır.

KUTUPLANMA DÜZLEMİ. Kutuplanma düzlemi, elektrik alan vektörü ve hız vektörü ile tanımlanır.

KUTUPLARI BASIK SFEROİD. Bkz. yassı sferoid

KUTUPLU KONDANSATÖR. Bkz. elektrolitik kondansatör

KUTUPSAL AÇI. Düzlemsel kutupsal koordinat sisteminde, noktanın kutupsal yarıçapı ile z-ekseni arasındaki açıya kutupsal açı denir.

KUTUPSAL DENKLEM. Kutupsal koordinatlar ile ifade edilen denkleme kutupsal denklem denir.

KUTUPSAL UZAKLIK. Kürenin merkezinden küre üzerinde bir noktaya giden ışın ile kutup noktasına giden ışın arasındaki açıya kutupsal uzaklık denir.

KUVVETKuvvet, kütle ve ivmenin çarpımı ile tanımlanır ve,File gösterilir. 

KUVVET KÜMESİ. Boş olmayan bir   X   kümesinin kuvvet kümesi, onun bütün alt kümelerinden oluşan küme olarak tanımlanır ve,2 Xveya, ( X )ile gösterilir

KUYRUK. Öğelerin FIFO prensibine göre depolandığı veri modeline kuyruk denir. 

KÜBİK DENKLEM. Kübik denklem, üçüncü derece denklemlere verilen addır. 

KÜBİK EĞRİ. Üçüncü basamaktan cebirsel düzlemsel eğriye kübik eğri denir.

KÜBİK PARABOL. Kübik parabol, y = a x 3 ile tanımlanır.

KÜÇÜK O. Bkz. asimptotik olarak daha küçük fonksiyon

KÜÇÜK O.   f :      ve   g :    , iki fonksiyon olsun.lim ϵ  ϵ 0  g ( ϵ ) f ( ϵ ) = 0gerçekleniyor ise   ϵ  ϵ 0     g   fonksiyonu   f   fonksiyonunun küçük o'sudur denir ve,ϵ  ϵ 0 g = o ( f )ile gösterilir.

KÜÇÜK OMEGA. Bkz. bir dizinin sıkı olmayan alt sınırı

KÜME. Küme, tanımlanamaz.

KÜME İLİŞKİLİ ÖN BELLEK Her bir bloğun yerleştirilebildiği en az iki ve sabit sayıda yeri olan ön belleğe küme ilişkili ön bellek denir. 

BİR KÜMEDE YOĞUN KÜME.   A   ve   B ,    'nin iki alt kümesi olsun.   A   kümesinin kapanışı   B   kümesini içine alıyor ise   A   kümesi   B   kümesinde yoğundur denir.

BİR KÜMENİN İÇİ.   A , bir küme olsun.   A   kümesinin bütün iç noktalarının oluşturduğu kümeye   A 'nın i denir ve,A °ile gösterilir.

BİR KÜMENİN KAPANIŞI. Verilen bir   A   kümesinin kapanışı,A  A ile tanımlanır ve,A ile gösterilir.

BİR KÜMENİN SINIRI. Verilen bir   A   kümesinin sınırı,A   A oile tanımlanır ve, Aile gösterilir.

KÜMÜLATİF ORANSAL FREKANS DAĞILIMI. Kümülatif oransal frekans dağılımı, belirli bir değerden daha az oransal frekansların elde edilmesi ile düzenlenen frekans dağılımına verilen addır.


KÜP. 1. Üç boyutlu uzayda tüm yüzleri kare olan dik prizmaya küp denir. 2. Bir tabakadan kesilerek ele edilen bireysel dikdörtgen kısımlara yonga veya küp denir. 

Ayrıca bkz
küp fonksiyonu, tabaka, tomruk


KÜP FONKSİYONU. Küp fonksiyonu,f :    x  x 3ile tanımlanır.

KÜREMSİ. Bkz. sferoid

KÜRESEL EĞRİ. Bir kürenin üzerinde yatan eğriye küresel eğri denir.

KÜRESEL KAPASİTÖR. Eşmerkezli iki küresel kabuktan oluşan sisteme küresel kapasitör denir.

KÜTLE. Bir cismin eylemsizliğinin ölçüsüne kütle denir.

KÜTLE ÇEKİM POTANSİYEL ENERJİSİ.   F g , bir cismin üzerine etkiyen kütle çekim kuvvetinin büyüklüğü ve   h , cismin yüksekliği olsun. Cismin kütle çekim potansiyel enerjisi,F g  hile tanımlanır ve,U gile gösterilir.

KÜTLE NUMARASI.  Kütle numarası, bir atomun çekirdeğindeki proton ve nötronların toplam sayısını ifade eder ve, A
ile gösterilir.

KÜTÜPHANE. Önceden tanımlanmış fonksiyonları ve değişkenleri içeren kod koleksiyonlarına kütüphane denir. 

(l, m, n) ÜÇGENİ. Öklid düzleminde iç açıları ölçüleri   π / l , π / m   ve   π / n   olan üçgene   ( l , m , n )   üçgeni denir.

LAGRANGE DENKLEMİ. Bkz. Lagrange diferansiyel denklemi

LAGRANGE DİFERANSİYEL DENKLEMİLagrange diferansiyel denklemi veya kısaca Lagrange denklemi,  d y / d x = p  olmak üzere,y = x f ( p ) + ϕ ( p )ile tanımlanır.

LAN. Bkz. yerel alan ağı

LASA. Basamakları ters çevrildiğinde asalan sayı olan sayıya lasa denir. 

LATİN KARE.   n   elemanlı bir küme üzerinde tanımlanan   n × n   boyutunda bir kare matrisin her satır ve sütununda kümenin bütün elemanları bir kez yer alıyorsa bu matrise Latin kare denir. [Fr. Latine, Latince konuşan > Lat. Latinus, Latince konuşan > Lat. Latium + in, Roma yakınlarında bir ova > Lat. latus, geniş; Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]

LDR. Bkz. foto direnç

LEXEME. Bkz. sözcük birim

LIKERT ÖLÇEĞİ. Likert ölçeği, katılımcıların ifade hakkında görüşlerini ölçen tek boyutlu, kapalı uçlu psikometrik bir anket sorusu türüdür. [Rensis Likert, Amerikalı psikolog. 1903'te Cheyenne'de doğdu. 1926'da Michigan University'den yüksek lisans derecesi  aldı. 1932'de Columbia University'den doktora aldı. Aynı sene Likert ölçeğini geliştirdi. 2. Dünya Savaşı yıllarında tarım bakanlığı için çalıştı. 1959'da American Statistical Association'ın başkanlığına seçildi. 1981'de Ann Arbor'da öldü. Eserleri: Correlation and Machine Computation (1931), Technique for the Measurement of Professional Attitudes (1932), Public Opinion and the Individual (1938), Moral and Agency Management (1940-1944), Developing patterns in management (American Management Association, 1955), Some applications of Behavioral Research (1957), The Presidents Column (1959), New Patterns of Management (1961), Human Organization: Its Management and Value (1967), New Ways of Managing Conflict (1976), A Method for Coping with Conflict in Problem Solving Groups (1978)]

LIKERT ÖLÇÜMÜ. Likert ölçümü, özellikle herhangi bir ölçü aracı ile ölçülemeyen tutum ve davranışları bir anketteki sorulara karşılık gelen cevapları puanlama ile ölçme işlemine verilen addır.

LİMİT FONKSİYON. Bir fonksiyonlar dizisinin yakınsadığı fonksiyona limit fonksiyon denir. 

LINDELÖF UZAYI. Bir topolojik uzayın her açık örtüsünün sayılabilir bir alt örtüsü varsa bu uzaya Lindelöf uzayı denir. [Ernst Leonard Lindelöf, Finlandiyalı matematikçi. 1870'te Helsinki'de doğdu. Babası Finlandiya Matematik Derneğinin kurucusu Lorenz Leonard Lindelöf'tür. Gerçel analiz, karmaşık analiz ve topolojiye katkıda bulundu. Fin matematiğinin tarihinin çalışılmasını teşvik etti. 1946'da Helsinki'de öldü. Helsinki Üniversitesi Lorenz Leonard Lindelöf Burs Fonu, 1908 yılında Ernst Lindelöf'ün bağışına dayanmaktadır.]

LİNEER BAĞIMSIZ SİSTEM. Lineer bağımlı olmayan sisteme lineer bağımsız sistem denir.

LİNEER BAĞIMSIZ VEKTÖRLER. Lineer bağımlı olmayan vektörlere lineer bağımsız vektörler denir.

LİNEER DENKLEM. Değişkenlerinin derecesi en fazla 1 olan denkleme lineer denklem denir.

LİNEER DEVRE. Bkz. analog devre.

LİNEER DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir diferansiyel denklemde,
(i) bağımlı değişken ve bağımlı değişkenin tüm türevleri birinci dereceden,
(ii) katsayıları bağımsız değişkenin fonksiyonları 
ise bu diferansiyel denkleme lineer diferansiyel denklem denir. 

LİNEER DÖNÜŞÜM.   Lineer dönüşüm,   m   n   olmak üzere,L :    n t  m tile tanımlanır.

LİNEER FONKSİYON. Bir vektör uzayından bu vektör uzayının tanımladığı cisme giden lineer dönüşüme lineer fonksiyon denir. 

LİNEER İZOMORFİZMA. Bir  X   vektör uzayından  Y   vektör uzayına giden bbö lineer dönüşüme lineer izomorfizma denir. 

LİNEER KONGRÜANS. Bütün terimleri iki bağımsız parametrenin birinci dereceden ifadeleri olarak yazılabilen kongrüansa lineer kongrüans denir. 

LİNEER PROGRAMLAMA. Doğrusal bazı kısıtlar (sınırlandırmalar) altında doğrusal bir fonksiyonu maksimum veya minimum yapan değerleri bulma yöntemine doğrusal programlama ya da lineer programlama denir.

LİNEER REGRESYON. Bağımlı değişken ile bağımsız değişken arasındaki lineer ilişkiye lineer regresyon denir.

LİNEER UZAY. Bkz. vektör uzayı.

LİSTE. Liste, sonlu sayısa elemandan oluşan ve elemanları doğrusal sırada yerleştirilmiş veri modelini ifade eder.

LOAD BALANCING. Load balancing, ağırlığı birden çok sunucuya dağıtarak performansı artırmayı ifade eder.

LOGARİTMİK DENKLEM. Bilinmeyenin logaritmasını içeren denklemlere logaritmik denklem denir. 

LOJİSTİK DENKLEM. Bkz. Verhulst denklemi

LOKAL DEĞİŞKEN Yalnızca tanımlandıkları fonksiyon veya blok içinde erişilebilen değişkenlere lokal değişken denir. 

LSB. Bkz. en düşük değerli bit 

M-BOYUTLU PARAMETRİK YÜZEY.   n > m > 1   olmak üzere,   α :  m   n   bir fonksiyon ise,{ α ( x ) : x   m }kümesine    n 'de bir   m -boyutlu parametrik yüzey denir.

MADDİ BİRİM. Boyutları olan elle tutulur ve gözle görülür birimlere maddi birim denir.

MALİYETLİ BAĞINTI. Maliyetli bağıntı bir bağıntının nesneler arası ilişkilerinde ilişkilerin ağırlıklarının farklı olmasıdır.

MALİYETLİ GRAF. Her bir kenarına maliyet verilerek oluşturulan grafa ağırlıklı graf veya maliyetli graf denir. 

MAKAS. Sadece iki elemanın yerini değiştiren permütasyona makas denir. 

MAKİNE DİLİ. Bir bilgisayar sistemi içerisindeki haberleşme için kullanılan ikili gösterim makine dili olarak adlandırılır. 

MAKİNE DİLİNDE PROGRAMLAMA. Bir mikro işlemcinin komut setindeki komutları kullanarak program yazmaya makine dilinde programlama denir.

MAKSİMAL ELEMAN. Bir sıralı kümede, bir elemanın kendinden kesin büyük hiçbir elemanı yoksa, bu elemana maksimal eleman denir. 


MAKSTERM. İki farklı değişkenin VEYA işlemiyle birbirine bağlanmasıyla oluşturulan farklı kombinasyon tanımlamalarının her birine maksterm denir.

MAKUL STRATEJİLER. Mahkum stratejilerin elenmesiyle kalan sonuçlar kümesine makul stratejiler denir. 

MALİYETLİ GRAF. Her bir kenarına bir ağırlık atanarak oluşturulan grafa ağırlıklı graf veya maliyetli graf denir. 

MALUMAT. Bkz. enformasyon

MALWARE. Bilgisayar sistemlerine zarar vermek için tasarlanmış yazılımlara malware denir.

MANTIKSAL ADRES. Programların ürettiği adrese mantıksal adres denir.

MANTIKSAL VERİ BAĞIMSIZLIĞI. Kavramsal şemanın dışsal şemalarda ya da uygulama programlarında değişiklik yapılmaksızın değiştirilebilmesine mantıksal veri bağımsızlığı denir. 

MANTİS. Bir sayının logaritmasının pozitif ondalık kısmına mantis denir. 

MANYETİK ALAN. Bir mıknatısın etkili olduğu bölgeye manyetik alan denir ve,B ile gösterilir.

MANYETİK DİSK. Manyetik disk, manyetik kayıt tabakası ile kaplanmış, dönen levhalardan oluşan ve uçucu olmayan ikincil bellek türüne verilen addır.

MANYETİK EKSEN. Bir mıknatısın kutuplarından geçen doğruya manyetik eksen denir. 

MARJİNAL İKAME ORANI. Bir firmanın bir birim ürün üretmek için vazgeçeceği aylak kapasite miktarına marjinal ikame oranı denir. 

MATEMATİK KONUM. Dünya üzerinde bir noktanın enlem ve boylam dereceleriyle yerinin belirlenmesine o yerin matematik konumu denir. 

MATEMATİK MODEL. Matematik model, fiziksel bir sistemin veya bir sürecin ana özelliklerini matematik terimlerle ifade eden eşitlik veya formül olarak tanımlanır. 

MATRİS.    X = { 1,2 ,  , m } , Y = { 1,2 ,  , n }   ve K   bir cisim olmak üzere,f : X × Y  Kbir fonksiyon olsun.   K   cismi üzerinde,   m × n   tipinde bir matris,f ( X × Y )ile tanımlanır.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


MATRİS AĞIRLIKLI GRAF. Kenarlarına kare matris atanan graflara matris ağırlıklı graf denir.  

BİR MATRİSİN DEVRİĞİ. Bkz. bir matrisin transpozu

BİR MATRİSİN İNVERSİ. Bkz. bir matrisin tersi

BİR MATRİSİN KARESEL NORMU. Bir matrisin tüm elemanlarının karelerinin toplamına matrisin karesel normu denir. 

BİR MATRİSİN NORMU. Bir matrisin tüm elemanlarının toplamına matrisin normu denir. 

BİR MATRİSİN SATIR RANKI. Bir matrisin satır uzayının boyutuna o matrisin satır rankı denir. 

BİR MATRİSİN TRANSPOZU. Bir matrisin satırlarının ve sütunlarının yer değiştirilmesi sonucu oluşan matrise matrisin devriği veya matrisin transpozu denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

MBR. Memory buffer register veya kısaca MBR, Hafıza ile işlemci arasında veri transferinde kullanılan geçici bir depolama alanına verilen addır.

MEDYAN Bkz. ortanca

MEKÂN SERİSİ. Gözlem değerlerinin mekân değişkeninin şıklarına göre düzenlenmesiyle elde edilen serilere mekân serisi denir. 

MEKANİK ENERJİ. Bir cismin kinetik enerjisi ve potansiyel enerjisinin toplamı mekanik enerji olarak adlandırılır.

MELEZ GERÇEKLEŞTİRME. Melez gerçekleştirme, ara bir dil kullanarak çeviriyi ifade eder.

MERKEZ ATOMU. Molekülde çok bağ yapan ve merkezde yer alan atoma merkez atomu denir.

MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜSÜ Bkz. merkezi eğilim ölçütü

MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜTÜ Birimlerin hangi değer etrafında toplandığını gösteren sayısal değere merkezi eğilim ölçüsü veya merkezi eğilim ölçütü denir.     

MERKEZİL ELİPS. Merkezi orijin, eksenleri koordinat eksenleri olan elipse merkezil elips denir. 

MERSENNE ASALI. Asal olan Mersenne sayısına Mersenne asalı denir. [Marin Mersenne, Fransız matematikçi. Akustiğin babası. 1588'de Oizé'de doğdu. Le Mans'ta ve La Flèche Cizvit Koleji'nde eğitim gördü. Paris'te teoloji ve İbranice okuduktan sonra 1613 yılında rahip olarak atandı. 1614-1618 arasında Nevers'de teoloji ve felsefe öğretti. 1620'de L'Annonciade manastırına yerleşti. 1640, 1641 ve 1645'te İtalya'yı on beş kez ziyaret etti. 1648'de Paris'te öldü.]

MERSENNE SAYILARI.   p   bir asal sayı olmak üzere,2 p  1formundaki sayılara Mersenne sayısı denir ve,M pile gösterilir. 

MESÂHA. Bkz. alan

META DİL. Bir dili anlatmak amacıyla kullanılan dile meta dil denir. 

METALİK BAĞ. Elektronların oluşturduğu elektron denizi ile pozitif metal iyonları arasındaki elektrostatik çekime metalik bağ denir.

METRİK TOPOLOJİ. Bir metrik tarafından üretilen topolojiye metrik topoloji denir. 

MIKNATIS. Çevresinde manyetik etki oluşturan malzemeye mıknatıs denir.

MIDDLEWARE. Uygulamalar arasında veri alışverişini ve iletişimi sağlayan yazılımlara middleware denir.

MİHVER. Bkz. eksen

MİKRO BİLGİSAYAR. Mikro işlemci kullanılarak gerçekleştirilen elektronik devreye mikro bilgisayar denir. 

Ayrıca bkz.
mikro işlemci


MİKRO DENETLEYİCİ. Mikro işlemcilerden farklı olarak, giriş-çıkış-bellek ünitelerini tek bir çipte barındıran yapıya mikro denetleyici denir.

Ayrıca bkz. 
mikro işlemci

MİKRO İŞLEM Mikro işlem, bir bilgisayarın işlemcisinin bir komutu gerçekleştirmek için gerçekleştirdiği bir dizi temel işlem adımlarından her biridir.

MİKRO İŞLEMCİ. Mikro işlemci, ikilik sayılar üzerinde aritmetiksel ve mantıksal işlemler yapabilen, bu işlemlerin sonuçlarına göre çalışmasını yönlendirebilen veya bu sonuçları belirli hafıza bölgelerine yazıp okuyabilen tümleşik devre elemanını ifade eder.

MİKRO MİMARİ. Mikro mimari işlemcinin iç tasarımını ve işleyişini ifade eder.

MİKROKOD MOTORU. Donanımı devreye sokacak komut kümesinin yer aldığı bölgeye mikrokod motoru denir.

MİMARİ. Bkz. bilgisayar mimarisi

MİMARİ SAKLAYICI Bir işlemcinin görünen saklayıcılarının komut setine mimari saklayıcı denir.

MİNTERM. İki farklı değişkenin VE işlemiyle birbirine bağlanmasıyla oluşturulan farklı kombinasyon tanımlamalarının her birine minterm denir.

MİNİMAL YÜZEY. Ortalama eğrilik fonksiyonu sıfır olan yüzeye minimal yüzey denir.

MİRAS. Bkz. kalıtım

MOD. Bir sayı dizisinde en sık görülen değere tepe değer veya mod denir.

MODÜL.   z   kompleks sayısı verilsin.   z 'nin modülü,   z = x + i y   için,x 2 + y 2ile tanımlanır ve,| z |ile gösterilir.

MODÜL OPERATÖRÜ C ve C++'ta bir bölmenin kalanını hesaplayan operatöre modül operatörü denir ve,
    %
ile gösterilir.

MODÜLER ÇEKİRDEK. Modül kullanımına izin veren çekirdeğe modüler çekirdek denir. 

MODÜLER PROGRAMLAMA. Modüler programlama, fonksiyonlardan oluşan programlama yöntemine verilen addır.

MOMENTUM. Bir cismin hız vektörü ile kütlesinin çarpımına momentum denir. 

MONİK POLİNOM. Baş katsayısı 1 olan polinoma monik polinom denir. 

MONOİD. Birim elemanı olan yarı gruba monoid denir.

MONOLİTİK ÇEKİRDEK. Tek dosyadan oluşan işletim sistemi çekirdeğine tek parçalı çekirdek veya monolitik çekirdek olarak adlandırılır.

MONOM. Tek terimli polinoma monom denir. 

MONOMORFİZMA. Birebir homomorfizmaya monomorfizma denir. 

MONOTONLUK ARALIĞI. Bir fonksiyonun monotonluk özelliğini sağladığı aralığa fonksiyonun monotonluk aralığı denir. 

MORFİZMA. Yapıyı koruyan gönderimlere morfizma denir.

Ayrıca bkz.
homomorfizma, monomorfizma, epimorfizma, otomorfizma, endomorfizma, homeomorfizma, izomorfizma, gömme

MÖBİÜS GRAFI. 16 köşesi ve 24 kenarı olan simetrik bipartit kübik grafa Möbiüs grafı denir. [August Ferdinand Möbius, Alman matematikçi. Topolojinin kurucusudur. 1790'da Schulpforte'de doğdu. 1809'da hukuk okumak için Leipzig Üniversitesi'ne girdi ancak kısa süre sonra matematik, astronomi, fizik üzerine çalışmalar yapmaya başladı. 1813'te Göttingen Üniversitesine eğitim görmeye başladı. 1815'te doktora tezini tamamladı. 1816'da Leipzig Üniversitesine profesör olarak atandı. Leipzig Gözlemevinin müdürü oldu. 1827'de "Der barycentrische Calcül" başlıklı çalışmasını yayınladı. 1865'te Möbiüs şeridini buldu. En önemli çalışmaları Möbiüs dönüşümleri ve Möbiüs gruplarıdır. Barisentrik koordinat sistemini tanımladı. 1868'de Leipzig'de öldü.]

MUÂDELE. Bkz. denklem

MUHAMMES. Bkz. beşgen

MULTİMETRE. Akım, gerilim ve direnç değerlerini ölçen alete AVOmetre veya multimetre denir.

MURABBA. Bkz. kare

MURABBA MATRİS. Bkz. kare matris

MUSTATÎL. Bkz. dikdörtgen

MUTLAK ASAL. En az iki farklı basamak içeren ve bu basamakların her yeniden düzenlenmesinde asal kalan asal sayılara değiştirilebilir asal veya mutlak asal denir. 

MUTLAK BİRLEŞTİRİCİ. Mutlak kod üreten birleştiriciye mutlak birleştirici denir. 

MUTLAK DEĞER. Bkz. bir reel sayının mutlak değeri

MUTLAK DEĞER FONKSİYONU. Mutlak değer fonksiyonu,f :    x  | x |ile tanımlanır.

MUTLAK EŞİTSİZLİK. Değişkenin tüm değerlerinde sağlanan eşitsizliklere mutlak eşitsizlik denir.

MUTLAK HATA. Bkz. gerçek hata

MUTLAK İNTEGRALLENEBİLİR FONKSİYON. Mutlak değeri integrallenebilir fonksiyona mutlak integrallenebilir fonksiyon denir. 

MUTLAK MAKSİMUM. Bkz. bir fonksiyonun mutlak maksimumu

MUTLAK MİNİMUM. Bkz. bir fonksiyonun mutlak minimumu

MÜKEMMEL KÜME. Her bir noktası kendisinin yığılma noktası olan kümeye mükemmel küme denir.

MÜKEMMEL SAYI. Pozitif bölenlerinin toplamı kendisinin iki katı olan sayılara mükemmel sayı denir. 

MÜSELLES. Bkz. üçgen

MÜSTAKİL. Bkz. dikdörtgen

MÜTENAHİ CÜMLE. Bkz. sonlu küme

N-DEĞİŞKENLİ FONKSİYON.   A 1 ,  , A n   ve   C   kümeleri verilsin. Her bir   x 1 ,  , x n  A 1 ×  × A n   n -lisine   C   kümesinden bir tek   z   elemanına karşı getiren bir   f   kuralına   A 1 ×  × A n 'dan   C 'ye n -değişkenli fonksiyon denir ve,f : A ×  × A n  C ( x 1 ,  , x n )  zile gösterilir.

N-KÜP GRAF.  n   uzunluğundaki   2 n   bit dizileri ile temsil edilen noktalardan oluşan grafa N-küp graf denir ve,Q nile gösterilir.

N-Lİ BAĞINTI.   n   sayıda kümenin kartezyen çarpımının bir alt kümesine   n -li bağıntı denir.

N-NCİ DERECE DENKLEM. Değişkenlerinin derecesi en fazla n olan denkleme n-nci derece denklem denir.

N-NCİ DERECEDEN DENKLEM. Bkz. n-nci derece denklem

N-NCİ DERECEDEN ADİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bkz. n-nci dereceden diferansiyel denklem

N-NCİ DERECEDEN DİFERANSİYEL DENKLEM. N-nci dereceden diferansiyel denklem,   f ( x ) = y   olmak üzere,Φ ( x , y , d d x y ,  , , d n d x n y ) = 0ile tanımlanır.

N-NCİ KISMİ TOPLAM. Bkz. bir serinin n-nci kısmi toplamı

NAFİLE OYUN. Her iki oyuncu tarafından da düzgün şekilde oynandığında beraberliğe izin veren oyuna nafile oyun denir. 

NAGEL NOKTASI. Bir   A B C   üçgeni verilsin. Üçgenin dış teğet çemberleri   B C , C A , A B   kenarlarına sırasıyla   P , Q , R   noktalarında teğet olsun.   A P , B Q , C R   doğrularının kesişme noktasına   A B C   üçgeninin Nagel noktası denir. [Christian Heinrich von Nagel, Alman matematikçi. 1803'te Stuttgart'ta doğdu. 1817'de Maulbronn ve Blaubeuren Evanjelik Seminerlerine gitti. 1821-1825 arasında Tübinger Vakfı Üniversitesi'nde dört yıl boyunca teoloji dersi aldı. Tübingen'deki matematik ve fen bilgisi öğretmenliği yaptı. 1826'da, yerel Felsefe Fakültesi'nde De triangulis rectangulis ex algebraica aequatione construendis konulu teziyle doktora derecesi aldı. Tübingen'de özel öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1830'da Ulm'a taşındı. Realschule rektörü oldu. 1882'de Ulm'da öldü. En çok bilinen araştırmaları üçgen geometrisindendir. Eserleri: De triangulis rectangulis ex algebraica aequatione construendis (1826), Untersuchungen über die wichtigsten zum Dreiecke gehöhrigen Kreise. Geometrie Eine Abhandlung aus dem Gebiete der reinen (1836).]

NANOMİK MALZEME. Ohm yasasına uymayan malzemeye nanomik malzeme denir. 

NAPIER LOGARİTMASI. e   tabanındaki logaritmaya doğal logaritma ya da Napier logaritması denir. [John Napier, İskoç matematikçi. 1550'de Edinburgh'da doğdu. Logaritmayı buldu, 1614'te  Mirifici Logarithmorum Canonis Descriptio kitabını yazdı. 1617'de Edinburgh'da öldü.]

Ayrıca bkz. 
logaritma, adi logaritma


NEGASYON. Bir önermenin olumsuz haline negasyon denir. 

NEGATİF FONKSİYON. Tanımlı olduğu bölgede sadece negatif değerler alan fonksiyona negatif fonksiyon denir. 

NEGATİF TAM SAYI. Sıfırdan küçük tam sayılara negatif tam sayı denir. 

Ayrıca bkz.
tam sayı, pozitif tam sayı


NEILE PARABOLÜ. Neile parabolü,y = x 3 / 2ile tanımlanır. [William Neile, İngiliz matematikçi. 1637'de Bishopsthorpe Palace'ta doğdu. Wadham College'da John Wilkins ve Seth Ward'dan dersler aldı. Royal Society'nin kurucu üyesi oldu. Kübik parabolün yay uzunluğunu hesapladı. 1670'te Berkshire'a bağlı White Waltham köyünde öldü.]

NESNE YÖNELİMLİ DİL. Aksiyonlardan ziyade nesne veya veriye yönelimli programlara diline nesne yönelimli dil denir. 

NESNELERİN İNTERNETİ. Fiziksel cihazlerın internete bağlanarak veri alışverişinde bulunduğu sisteme nesnelerin interneti veya kısaca IoT denir.

NETİKET. İnternet ortamındaki ahlak ve görgü kurallarına netiket denir.

NIBBLE. Nibble 4 bite verilen addır.

NİCEL DEĞİŞKEN. Bir değişken sayısal değerlerle ölçülüyorsa o değişkene nicel değişken denir. 

Ayrıca bkz.
nitel değişken


NİL İDEAL. Her elemanı nilpotent olan ideale nil ideal denir.

Ayrıca bkz.
halka, ideal, nilpotent eleman

NİLPOTENT ELEMAN.   , bir halka ve   a  R   olsun.a n = 0 Ro.b.   n    { 0 } var ise   'ya     halkasının bir nilpotent elemanı denir.

NİLPOTENT MATRİS. Bir   A  kare matrisi için,   A q = 0  o.b. bir   q  tam sayısı bulunabiliyor ise   A  matrisine nilpotent matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


NİTEL DEĞİŞKEN. Sayısal değerler ile ölçülemeyen değişkenlere nitel değişken denir.

Ayrıca bkz.
nicel değişken


NOETHER HALKASI. Sol veya sağ ideallerden oluşan ve her monoton kesin artan zinciri sonlu olan birimli halkaya Noether halkası denir. [Amalie Emmy Noether, Alman matematikçi. 1882'de Erlangen'de matematikçi bir babanın kızı olarak doğdu. 1907'de Erlangen Üniversitesinden mezun oldu. Erlangen Matematik Enstitüsünde maaş almadan çalıştı. 1915'te Göttingen Üniversitesine katılması önerildiyse de üniversite yönetimi tarafından reddedildi. 1932'de Zürih Uluslararası Matematikçiler Kongresine katıldı. Ertesi yıl Amerika Birleşik Devletlerine taşındı. 1935'de Pensilvanya'da öldü.]

NOKTA. Nokta tanımlanamaz.

BİR NOKTANIN DOĞRULTMAN AÇILARI. Bir noktanın yer vektörünün   x , y ve z -eksenlerinin pozitif kısımları ile oluşturduğu açılara noktanın doğrultman açıları denir.

BİR NOKTANIN DOĞRULTMAN KOSİNÜSLERİ. Bir noktanın doğrultman açılarının kosinüslerine doğrultmak kosinüsleri denir.

NOKTASAL KÜME.   n   boyutlu uzayın her bir alt kümesine noktasal küme denir.

NOKTASAL YAKINSAK DİZİ. Değişkenlerinin her belirtilmiş değerlerinde yakınsak dizi olan fonksiyonlar dizisine noktasal yakınsak dizi denir. 

NOKTASAL YAKINSAK SERİ. Kısmi toplamları noktasal yakınsak dizi oluşturan seriye noktasal yakınsak seri denir. 

NON-LİNEER DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir diferansiyel denklem lineer değil ise bu diferansiyel denkleme non-lineer diferansiyel denklem denir.

NONTERMİNAL SEMBOLLER Bkz. nonterminaller

NONTERMİNALLER BNF açıklamalarındaki soyutlamalara nonterminal semboller veya kısaca nonterminaller denir.

NOP. durumu değiştirecek bir işlem yapmayan komuta nop denir.

NORMAL. Bkz. normal doğru

NORMAL ALT GRUP.   G , bir grup ve   N ,   G 'nin bir alt grubu olsun. g  G g N = N gise   N 'ye   G 'nin normal alt grubu denir ve,N  Gile gösterilir.

NORMAL ÇALIŞAN DEVRE. Bkz. kapalı devre

NORMAL DOĞRU. Bir eğrinin herhangi bir noktasından geçen ve bu noktadaki teğet doğrusuna dik olan doğruya normal doğru veya kısaca normal denir. 


NORMAL DÜZLEM. Bir eğrinin esas normal ve binormali tarafından gerilen düzleme normal düzlem denir. 

NORMAL KESİT.   S , bir yüzey olsun.   S 'nin bir   M   noktasındaki normal kesiti, onunla   M   noktasındaki normalinden geçen bir düzlemin ara kesit eğrisidir.

NORMAL MATRİS. Eşleniği ile değişmeli olan matrise normal matris denir. 

NORMAL VEKTÖRÜ. Bir   α   düzlemine dik olan sıfırdan farklı bir   n   vektörüne   α   düzleminin bir normal vektörü denir.

NORMALİZATÖR.   G   bir grup ve   a  G   olsun.   a 'nın   G   içindeki normalizatörü,{ g  G : a g = g a }ile tanımlanır ve,N aile gösterilir.

NORMALLEŞTİRİLMİŞ SAYI. Kayan noktalı sayı notasyonunda öndeki sıfırları olmayan sayıya normalleştirilmiş sayı denir. 

NORMLANMIŞ DİZİ. Normlu uzayda tüm elemanlarının normaları bire eşit olan diziye normlanmış dizi denir. 

NORMLANMIŞ TABAN. Birim elemanlardan oluşan tabana normlanmış taban denir. 

NORMLU VEKTÖR UZAYI. Bkz. normlu uzay

NORMLU UZAY. Üzerinde norm tanımlanmış vektör uzayına normlu vektör uzayı veya kısaca normlu uzay denir. 

NÖTR ATOM. Bir atomdaki elektron ve proton sayıları eşit ise o atoma nötr denir.

NÖTR NOKTA. Manyetik alanın sıfır olduğu noktaya nötr nokta denir.

NÖTRON. Atom çekirdeğinde bulunan ve elektrik yükü olmayan parçacıklara nötron denir.

NÜKLEER ENERJİ. Uranyum-235 veya plütonyum-239 atom çekirdeklerinin parçalanması sonucu elde edilen enerjiye nükleer enerji denir. 

OBLONG SAYI. İki ardışık tam sayının çarpımı olan sayıya oblong sayı denir. 

OHMİK MALZEME. Bkz. omik malzeme

OKTAL SAYI. 8'den küçük doğal sayılara oktal sayı denir. 

OKTANT. Uzayda birbirinden koordinat düzlemleri tarafından ayrılan sekiz bölgenin her birine oktant denir. 

OKTET KABUĞU Bir atomun en dış elektron kabuğunda yer alan ve genellikle 8 elektrona kadar alabilen bölgeye oktet kabuğu denir.

OLASILIK FONKSİYONU. Bir rastgele değişkenin alabileceği değerler ile bu değerleri alma olasılıkları arasındaki bağıntıyı gösteren fonksiyona olasılık fonksiyonu denir.

OLAY. Örnek uzayın bir alt kümesine olay denir. 

Ayrıca bkz.
örneklem uzayı

OLAYSAL BELLEK. Tecrübelerin ve zaman kurgusu içinde gerçekleşen olayların depolandığı belleğe olaysal bellek denir. 

OMİK MALZEME. Ohm yasasına uyan malzemelere omik malzeme denir. 

OMURGA AĞI. Bir bilgisayar ağında, uç düğümleri ve diğer alt ağları birleştiren ve yüksek hızlı veri iletişimi ile karakterize edilen ağa omurga ağı veya omurga denir. 

OPCODE. Bir komutun gerçekleştirilecek işlemi veya görevi gösteren kısmına operation code veya kısaca opcode denir.

OPEN API. Herkesin kullanımına açık olan API’lara open API denir.

OPERAND. İşleçler ile işleme giren değerlere işlenen veya operand denir. 

OPERATION CODE. Bkz. opcode

OPERATOR OVERLOADING. Operator overloading, C++'da aynı operatörün farklı veri tipleri için farklı anlamlara gelmesine denir.

OPERATÖR. Program içerisinde tanımlanan değişkenler veya sabitler üzerinde matematiksel ve karşılaştırma işlemlerinin gerçekleştirilmesini sağlayan simgelere operatör denir. 

OPERATÖRLERİN TOPLAMI.   B n , bir lineer uzay olsun.   α   ve β , iki lineer operatör olsun.   α   ve β   operatörlerinin toplamı, her   x   B n için,α x  + β x ile tanımlanır ve,α + βile gösterilir.

BİR OPERATÖRÜN İZİ.  α , bir lineer operatör olsun. α operatörünün x  vektörü üzerindeki değerine α operatörünün x  vektörü üzerindeki izi denir ve, α x  ile gösterilir.

OPTİMAL ALGORİTMA. Optimal algoritma en verimli algoritmaya verilen addır.

OPTİMİZASYON. Bkz. optimizasyon problemi

OPTİMİZASYON PROBLEMİ. Tam olası girdiler üzerinden belirli bir büyüklüğün en iyi değerinin belirlenmesi problemine optimizasyon problemi denir. 

ORAN. Aynı türden iki çokluğun birbirine bölümüne oran denir. 

ORANLI SAYILAR KÜMESİ. Bkz. rasyonel sayılar kümesi

ORANTI. İki ya da daha fazla oranın birbirine eşitlenmesine orantı denir.

Ayrıca bkz.
oran

ORİJİN. Koordinat eksenlerinin kesiştiği noktaya başlangıç noktası veya orijin denir. 

ORMAN. Her bir bileşeni bir ağaç olan bağlantısız grafa orman denir ve   n   nokta sayısı olmak üzere,F nile gösterilir.

ORTA AÇIKLIK. Bir veri kümesindeki en büyük ve en küçük sayının ortalamasına orta açıklık denir.

ORTA NOKTA. Bir doğru parçasını iki eşit parçaya ayıran noktaya orta nokta denir.   

ORTA ÜÇGEN. Bkz. bir üçgenin orta üçgeni

ORTAK BÖLEN.   b   ve   c , iki tam sayı olsun.   a  0   tam sayısı için,a | b ve a | ckoşulu gerçekleniyor ise   a ,   b   ve   c sayılarının bir ortak bölenidir denir.

ORTAK KAT.   b   ve   c , iki tam sayı olsun.   a  0   tam sayısı için,b | a ve c | akoşulu gerçekleniyor ise   a ,   b   ve   c sayılarının bir ortak katıdır denir.

ORTAKLANMAMIŞ ELEKTRON ÇİFTİ. Lewis yapısında bağ oluşumuna katılmayan elektron çiftlerine ortaklanmamış elektron çifti denir. 

Ayrıca bkz.
bağlayıcı elektron çifti

ORTALAMA. Çeşitli sayılardaki büyüklüklerin toplamının toplam büyüklük sayısına oranına ortalama denir. 

ORTALAMA DEĞER. Bkz. merkezi eğilim ölçüsü

ORTALAMA DÖNÜŞ GECİKMESİ. Okuma/yazma kafasının iz içinde ilgili sektörün başına konumlanması için geçen süreye ortalama gecikme süresi denir ve,T rile gösterilir.

ORTALAMA KONUMLANMA SÜRESİ. Okuma/yazma kafasının ilgili ize konumlanması için geçen süreye ortalama konumlanma süresi denir ve,T sile gösterilir.

ORTALAMA MUTLAK SAPMA. Bir veri kümesinin ortalama mutlak sapması her bir veri noktasıyla arasındaki ortalama uzaklık ile tanımlanır. 

ORTANCA. Sıralı dizilerde ortaya düşen değere medyan veya ortanca denir. 

ORTİK ÜÇGEN. Köşeleri belli bir üçgenin yüksekliklerinin ayakları olan üçgene ortik üçgen denir. 

ORTOGONAL DİZİ. Her iki farklı elemanı ortogonal olan diziye ortogonal dizi denir. 

ORTOGONAL ELEMANLAR. İç çarpımlı bir vektör uzayında iki elmanın iç çarpımı sıfır ise bu elmanlara ortogonal elemanlar denir. 

ORTOGONAL İZDÜŞÜM.   V , bir iç çarpım uzayı;   W , bir alt uzay ve   v  V   olsun. Bir   p  W   için,   v  p   vektörü   W 'deki her vektöre dik ise   p 'ye   v 'nin   W 'daki dik izdüşümü veya ortogonal izdüşümü denir.

ORTOGONAL MATRİS. Bir matrisin transpozu, tersine eşit ise bu matrise ortogonal matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

ORTOGONAL KÜME.   V , bir iç çarpım uzayı ve   S ,   V 'nin bir alt kümesi olsun.   V 'nin birbirinden farklı   u   ve   v   vektörleri için, u , v   = 0 sağlanıyorsa   V 'ye ortogonal küme denir.

ORTOGONAL TÜMLEYEN.  S , bir reel vektör uzayı; S V 'nin bir alt uzayı olsun. <,>, V'de bir iç çarpım olsun. <,> iç çarpımına göre, S 'deki bütün vektörlere ortogonal olan vektörlerin kümesine S 'nin ortogonal tümleyeni denir ve, S  ile gösterilir.

ORTOGONAL VEKTÖRLER.   a    ve   b    , iki vektör olsun. Bu iki vektörün arasındaki açı,   θ   olsun. Eğer,θ = π 2ise   a    ve   b    vektörleri ortogonaldir denir.

ORTOGONALLİK. Basit yapı taşları ile az sayıda yöntem kullanarak dilin kontrol ve veri yapılarının oluşturulmasına ortogonallik denir. 

ORTONORMAL BAZ. Tam ortonormal sisteme ortonormal taban veya ortonormal baz denir. 

ORTONORMAL DİZİ. Tüm elemanlarının normu bire eşit olan ortogonal diziye ortonormal dizi denir. 

ORTONORMAL KÜME. Birim vektörlerden oluşan bir ortogonal kümeye ortonormal küme denir. 

ORTONORMAL TABAN. Bkz. ortonormal baz

OS. Bkz. işletim sistemi

OSI. Açık sistemler ara bağlaşım standartı.

OSİLATÖR. Mikroişlemcinin düzgün çalışması için gerekli olan saat darbelerini üreten elemana osilatör denir. 

OSKÜLATÖR DÜZLEM. Bir eğrinin teğet ve esas normali (asal normali) tarafından gerilen düzleme oskülatör düzlem denir. 

OTOMASYON TESTİ. Yazılım test planındaki faaliyetler yürütülürken gerçekleştirilmesi gereken manuel faaliyetlerin yazılımlar aracılığı ile yapılmasına test otomasyonu veya otomasyon testi denir.

OTONOM DENKLEM. Bkz. otonom diferansiyel denklem

OTONOM DİFERANSİYEL DENKLEM. Otonom diferansiyel denklem,d y d x = ϕ ( y )ile tanımlanır.

OVAL SFEROİD. Oval sferoid, bir elipsin majör ekseni etrafında döndürülmesiyle elde edilen ikinci dereceden yüzeye verilen addır.

OVERFLOW FLAG. Bkz. taşma biti

OVERALL SIMPLICITY. Genel basitlik.

OYUT. Bkz. cisim

OYUT GENİŞLEMESİ. Bkz. cisim genişlemesi

ÖBEK. Bkz. grup

ÖKLİD GRUBU. Öklid düzleminin tüm izometrilerinden oluşan küme ile bileşke işleminin oluşturduğu gruba Öklid grubu denir ve, E 2 ile gösterilir. [Öklid, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 323'te İskenderiye'de doğdu. Geometrinin kurucusudur. Elementler kitabında 5 aksiyom ortaya koydu ve diğer bütün önermeleri bu aksiyomlardan çıkardı. Doğumdan önce 285'te İskenderiye'de öldü.]

ÖKLİD UZAYI. Sonlu boyutlu bir iç çarpım uzayına Öklid uzayı denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay, iç çarpım, iç çarpım uzayı


ÖLÇEK. Ölçme düzeyleri için geliştirilen kurallara ölçek denir. 

ÖLÇEV. Bkz. metrik.

ÖLÇEVLİ UZAY. Bkz. metrik uzay

ÖLÇME. Herhangi bir değişkene ilişkin gözlem sonuçlarının simgelerle gösterilmesine ölçme denir.

ÖLÇÜLEMEYEN KÜME. İç ölçümü dış ölçümüne eşit olmayan kümeye ölçülemeyen küme denir.

ÖN BELLEK ISKASI Veri ön bellekte olmadığı için ön bellekten doldurulamayacak veri isteğine ön bellek ıskası denir.

ÖN İŞLEMCİ. Derleme işlemi öncesinde kodu analiz eden ve bazı dönüşümler yapan bir programa ön işlemci denir. 

ÖN İŞLEMCİ DİREKTİFİ. Kod derlenmeden önce işlenen komutlara ön işlemci direktifi denir. 

ÖN KOŞUL. Bir deyimden hemen önceki bildirime ön koşul denir.

ÖNCÜL. Bir sıralamada verilen elemandan önce gelen elemanlardan biri öncül olarak adalandırılır. 

ÖNDER KENAR. Bkz. yükselen kenar

ÖNERME. Doğru ya da yanlış olan ifadeye önerme denir. 

BİR ÖNERMENİN DEĞİLİ. Verilen bir   p   önermesinin hükmünün olumsuzu alınarak elde edilen önermeye o önermenin değili denir ve p , ¬ pveyap ile gösterilir.

ÖNİŞLEMCİ Önişlemciler bir program derlenmeden hemen önce o programı işleyen sistemlerdir.

ÖRNEK NOKTASI. Örneklem uzayındaki her bir sonuca örneklem uzayının bir elemanı veya örnek noktası adı verilir.

Ayrıca bkz.
örneklem, örneklem uzayı

ÖRNEK UZAY. Bir istatistik deneyin tüm mümkün sonuçlarının kümesine örneklem uzayı veya örnek uzay denir ve,SveyaΩile gösterilir

ÖRNEKLEM. Yığının yığın özellikleri taşıyan küçük bir parçasına örnek kütle veya örneklem denir ve,

n
ile gösterilir.

ÖRNEKLEM ORTALAMASI. Örneklem ortalaması,   n   olmak üzere,1 n  i = 1 n x iile tanımlanır ve,x ile gösterilir.

ÖRNEKLEM SONUCU. Bir deneyin mümkün olan her türlü sonucuna deneyin çıktısı veya örneklem sonucu denir. 

ÖRNEKLEM UZAYI. Bkz. örnek uzay

ÖRNEKLEM UZAYININ BİR ELEMANI. Bkz. örnek noktası

ÖRNEKLEM BÜYÜKLÜĞÜ. Örneklemdeki gözlem sayısına örneklem çapı veya örneklem büyüklüğü denir. 

Ayrıca bkz. 

örneklem


ÖRNEKLEM ÇAPI. Bkz. örneklem büyüklüğü


ÖRNEKLEME. Örnekleme kuramının öngördüğü kurallar yardımıyla evrenden örneklem seçme işlemine örnekleme denir. 

ÖRNEKLEME DAĞILIMI. Bir istatistiğin olasılık dağılımına örnekleme dağılımı denir. 

ÖRNEKSEL BİLGİSAYAR. Bkz. analog bilgisayar

ÖRNEKSEL SİNYAL. Bkz. analog sinyal

ÖRNEKTEN HESAPLANAN ARİTMETİK ORTALAMA. Örnekten hesaplanan aritmetik ortalama,   n   örnekteki birim sayısı,   X i   gözlem değeri olmak üzere, i = 1 n X i n ile tanımlanır ve, X ile gösterilir.

ÖRTEN FONKSİYON.   f : A  B , bir fonksiyon olsun. b  B [  a  A f ( a ) = b ]ise   f   örtendir denir.

ÖRTÜLÜ BİLGİ. Örtülü bilgi, kaydedilmesi zor olan ve genellikle deneyim yoluyla elde edilen bilgiyi ifade eder.

ÖRTÜŞME. Bkz. aliasing

ÖTELEME. Bir şeklin veya cismin boyutları değişmeden bir vektör doğrultusunda yer değiştirmesine öteleme dönüşümü veya kısaca öteleme denir.

Ayrıca bkz.
paralel öteleme


ÖTELEME DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. öteleme

ÖYKÜSEL BELLEK. Bilinçli bir şekilde geri çağrılabilen gerçekler ve etkinliklerin depolandığı belleğe öyküsel bellek denir.

ÖZ ALT GRUP. Bkz. has alt grup

ÖZ ALT KÜME. Bkz. has alt küme

ÖZ DENKLEM.  A , bir kare matris olsun.   A 'nın öz denklemi,det  ( A  λ I ) = 0ile tanımlanır.

ÖZ DİRENÇ. Bir maddenin uzunluğu 1 metre, kesiti 1 mm² ve sıcaklığı 18-20°C iken direncine o maddenin öz direnci denir.

ÖZ ENDÜKSİYON. Bir bobinin üzerinden geçen akımın meydana getirdiği değişken manyetik alanın, bobinin kendi üzerinden gerilim oluşturmasına öz endüksiyon denir.

ÖZ HAREKET. Bir yıldızın bir yılda yaptığı açısal yer değiştirmeye öz hareket denir. 

ÖZ İDEAL. Bkz. has ideal

ÖZ İLETKENLİK. Bir maddenin uzunluğu 1 metre, kesiti 1 mm² ve sıcaklığı 18-20°C iken iletkenliğine o maddenin öz iletkenliği denir.

ÖZ SINIF. Küme olmayan sınıflara öz sınıf denir. 

ÖZ YİNELEME. Bkz. rekürsiyon

ÖZ YİNELİ ALGORİTMA. Bkz. rekürsif algoritma

ÖZ YİNELİ FONKSİYON. Bkz. rekürsif fonksiyon

ÖZDEŞ DÖNÜŞÜM. Bir kümeden kendisine giden ve her elemanı yine bu elemana dönüştüren fonksiyona özdeş dönüşüm denir ve,Iile gösterilir.

ÖZEL ÇÖZÜM. Genel çözümden özel koşullar altında elde edilen çözümlere özel çözüm denir. 

ÖZLEK. Bkz. ideal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder