Ayrıca bkz.
Ayrıca bkz.
Ayrıca bkz.
Ayrıca bkz.
Ayrıca bkz.
Ayrıca bkz.
.
'nin bir bağımsız değişkeni olsun. Diğer değişkenler sabit tutularak ve
ile gösterilir.
Ayrıca bkz.
KOMBİNASYONEL DEVRE. Çıkışı yalnızca o andaki giriş değerlerine bağlı olan ve bilinen lojik kapıların bir araya getirilmesi ile oluşan lojik devrelere belleksiz devre veya kombinasyonel devre denir.
KOMPAKT DESTEKLİ FONKSİYON. Desteği kompakt küme olan fonksiyona kompakt destekli fonksiyon denir.
KOMPAKT KÜME. Kapalı ve sınırlı kümelere kompakt küme denir.
KOMPAKT UZAY. Her açık örtüsünden sonlu üyeli bir alt örtü elde edilebilen bir topolojik uzaya tıkız uzay ya da kompakt uzay denir.
Ayrıca bkz.
uzay, topolojik uzay, sayılabilir kompakt uzay, kompakt küme
KOMPLEKS. Kompleks, boştan farklı alt kümeye verilen addır.
KOMPLEKS EŞLENİK. Bir kompleks sayının sanal kısmının işaretinin değiştirilmesi ile elde edilen kompleks sayıya kompleks eşlenik veya kısaca eşlenik denir.
KOMPLEKS FONKSİYON. Orijinali ve görüntüleri kompleks sayılar olan fonksiyonlara kompleks fonksiyon denir.
KOMPLEKS SAYI. ve reel sayılar ve sanal birim olmak üzere,formundaki sayılara kompleks sayı denir ve,ile gösterilir.
BİR KOMPLEKS SAYININ MUTLAK DEĞERİ. , bir kompleks sayı olsun. 'nin mutlak değeri,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
KOMPLEKS VEKTÖR UZAYI. Kompleks sayı cismi üstündeki vektör uzayına kompleks vektör uzayı denir.
KOMŞU AÇILAR. Köşeleri ve birer kenarları ortak olan, iç bölgeleri ayrık olan açılara komşu açılar denir.
KOMŞU KENARLAR. Bir grafın herhangi ve kenarlarının ortak bir noktası var ise bu iki kenara komşudur denir ve,ile gösterilir.
KOMŞU NOKTALAR. bir graf olmak üzere, 'nin herhangi ve noktaları arasında en az bir kenar bulunuyor ise ve noktaları komşudur denir ve,ile gösterilir.
KOMŞULUK. , bir reel sayı olsun.kümesine reel sayısının komşuluğu denir ve,ile gösterilir.
KOMUT BAŞINA SAAT ÇEVRİM ADEDİ. Bir program veya program periyotlarının ortalama sayısına komut başına saat çevrim adedi veya kısaca CPI denir.
KOMUT KÜMESİ MİMARİSİ. Bir bilgisayarın hesaplama karakteristiklerini belirleyen komut kümesinin tasarımına komut kümesi mimarisi veya kısaca ISA denir.
KOMUT OKUMA. Komut okuma, mikroişlemcinin hafızadan bir opcode alıp komut saklayıcısına getirme işlemine denir.
KOMUT SATIRI. Kullanıcıların metin tabanlı komutlar girerek bilgisayarları kontrol ettikleri ara yüze komut satırı ara yüzü veya kısaca komut satırı denir.
KOMUT SATIRI ARA YÜZÜ. Bkz. komut satırı
KOMUT SETİ. Belli bir mimari ile anlaşılan komutların sözlüğüne komut seti denir.
KOMÜTATİF CEBİR. Matematiğin komütatif halkaları inceleyen dalı.
KOMÜTATİF GRUP. Bkz. Abel grubu
KOMÜTATİF HALKA. İkinci işlemi komütatif olan halka.
KOMÜTATÖR ALT GRUP. , bir grup olsun. 'nin bütün komütatörlerinin ürettiği alt gruba komütatör alt grup denir ve,ile gösterilir.
KONDANSATÖR. İki iletken levha arasına di-elektrik konulmasıyla elde edilen ve elektrik enerjisini depo edebilen devre elemanına kondansatör adı verilir.
KONDİSYONEL ÖNERME. Yargısı bir koşula bağlı olan önermelere koşullu önerme veya kondisyonel önerme denir.
KONFORM GÖNDERİM. Kompleks düzlemde açıları koruyan gönderime konform gönderim denir.
KONGRÜENT ŞEKİLLER. Bir katı hareketle biri öteki ile çakıştırılabilen iki şekle kongrüent şekiller denir.
Ayrıca bkz.
katı hareket
KONİ. Sabit bir tepe noktasından geçen ve belli bir dayanak eğrisini kesen doğruların oluşturduğu yüzeye koni denir.
KONİ KESİTİ. Bkz. konik
KONİK. Uzayda dik dairesel koni yüzeyinin bir düzlemle ara kesiti olan eğriye konik denir.
KONİKOİD. Bir konik eğrisinin dik eksen etrafında döndürülmesiyle elde edilen yüzeye konikoid denir.
KONJÜKSİYON. Ve bağlacı ile bağlanmış bileşik önermeye konjüksiyon denir.
KONKAV ÇOKGEN. Bir veya daha fazla iç açısı 180˚'den büyük olan çokgene konkav çokgen denir.
KONTRAVARYANT TENSÖR. tipindeki tensöre kontravaryant tensör denir.
KONTROL ARIZASI. Getirilen komut gerekli olan komut olmadığı için uygun iş hattı saat çevriminde yürütemediğinde oluşan arızaya dallanma arızası veya kontrol arızası denir.
KONTROL KOMUTLARI. Dallanma işlemini gerçekleştiren komutlara kontrol komutları denir.
Ayrıca bkz.
dallanma
KONTROL SİNYALİ. Bir fonksiyonel ünite tarafından işlenen bilgiyi içeren veri sinyalinin aksine; çoğullayıcı seçimi için veya bir fonksiyonel ünitenin işlemini yönetmek için kullanılan sinyale kontrol sinyali denir.
KONUM VEKTÖRÜ. Orijinden geçen vektöre konum vektörü denir.
KONVEKSİYON. Isısal enerjinin, materyalin hareketi ile transferine yayılım ya da konveksiyon denir.
KOORDİNAT DÜZLEMİ. Bkz. analitik düzlem
KOORDİNAT SİSTEMİ. Uzayda bir nokta ve biz baz, bir koordinat sistemi belirtir.
KORUMA BİTİ. Kayan noktalı sayılarla yapılan işlemlerin ara hesaplamalarında yuvarlama doğruluğunu iyileştirmek için kullanılan en sağdaki iki ilave bitin birincisine koruma biti denir.
KOSET ÖNCÜSÜ. Bir kosetteki ağırlığı en küçük olan vektöre koset öncüsü denir.
KOŞULLU DALLANMA. İki değeri karşılaştıran ve müteakiben karşılaştırmanın sonucuna göre programdaki yeni bir adrese kontrolün geçişine izin veren komuta koşullu dallanma denir.
KOŞULLU OLASILIK. Bir olayının gerçekleşmiş olduğu biliniyor iken, olayının gerçekleşme olasılığı koşullu olasılık olarak adlandırılır.
KOŞULLU ÖNERME. Bkz. kondisyonel önerme
KOŞUT DOĞRULAR. Bkz. paralel doğrular
KOVALENT BAĞ. Ametal-ametal atomları arasında iki veya daha fazla elektronun kullanılması ile oluşan bağa kovalent bağ denir.
Ayrıca bkz.
polar kovalent bağ, apolar kovalent bağ, iyonik bağ, metalik bağ, bağlayıcı elektron çifti, ortaklanmamış elektron çifti, merkez atomu
KOVARYANS. İki rastgele değişkenin birlikte hareket etme eğilimine kovaryans denir.
KOVARYANT. Dönüşümler altında değeri değişmeyen nicelikler kovaryant denir.
Ayrıca bkz.
invaryant
KOVARYANT FONKTOR. Kontravaryant olmayan funktora adi funktor veya kovaryant funktor denir.
KOVARYANT TENSÖR. tipindeki tensöre kovaryant tensör denir.
KOVARYANT VEKTÖR. Bkz. kovektör.
KOVEKTÖR. Bir lineer uzayın dual uzayının vektörlerine kovaryant vektör veya kovektör denir.
KÖK. Bir graftaki en üstteki düğüme kök (İng. root) denir.
KÖKLÜ AĞAÇ. Düğümlerinden biri kök olarak belirlenmiş ağaca köklü ağaç (İng. rooted tree) denir.
Ayrıca bkz.
kök
KÖŞEGEN. Bir çokgende bitişik olmayan iki köşeyi birleştiren doğru parçasına köşegen denir.
KÖŞEGEN MATRİS. Esas köşegen üzerindekiler hariç bütün elemanları 0 olan kare matrise köşegen matris denir.
Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris
KÖTÜMSERLİK ORANI. Kötümserlik oranı, iyimserlik katsayısı olmak üzere,ile tanımlanır.
KRİSTAL. Atom, molekül veya atom-molekül gruplarının üç boyutlu uzayda periyodik olarak düzenli bir şekilde dizilmiş hallerine kristal denir.
KRİTİK NOKTA. Bkz. bir fonksiyonun kritik noktaları
KRONECKER DELTA FONKSİYONU. Kronecker delta fonksiyonu,ile tanımlanır ve,ile gösterilir. [Leopold Kronecker, Alman matematikçi. "Die ganzen Zahlen hat der liebe Gott gemacht, alles andere ist Menschenwerk." Sezgicilik akımının öncülerindendir. 1823'te Liegnitz'de doğdu. 1841'de Berlin Üniversitesine girerek Dirichlet ve Steiner gibi matematikçilerden öğrenim aldı. 1843 yazını Bonn Üniversitesi'nde astronomi okuyarak geçirdi. Doktorasını 1845 yılında yine Berlin Üniversitesi'nde sayılar teorisinde kompleks birimler üzerinde yaptı. Dirichlet'in gözetiminde yazdığı cebirsel sayı teorisindeki tezini savundu. Annesinin eski bir bankacı olan amcası tarafından inşa edilen büyük bir tarım arazisini yönetmek için memleketine geri döndü. Birkaç yıl iş dünyasına odaklandı ve bir hobi olarak matematiği okumaya devam etti. 1853'te denklemlerin cebirsel çözülebilirliği üzerine, Évariste Galois'nın denklem teorisi üzerine çalışmasını genişleten bir inceleme yazdı. Bu incelemede Kronecker-Weber teoremini ortaya attıysa da ispatlamadı. Teorem daha sonra David Hilbert tarafından ispatlanacaktı. Sonraki yıllarda çok sayıda makale yayınladı. 1861'de Berlin Akademisi üyeliğine seçildi. 1862'de Berlin Üniversitesi'nde ders vermeye başladı. 1866'da Riemann öldüğünde, Kronecker'e Göttingen Üniversitesi'nde matematik kürsüsü teklif edildi, ancak Akademi'deki pozisyonunu korumayı tercih ederek reddetti. 1868'de Fransız Bilimler Akademisine, 1884'te Kraliyet Cemiyetine seçildi. 1883'te, Kummer üniversiteden emekli olduğunda, Kronecker onun yerine davet edildi ve profesör oldu. Kronecker deltası, Kronecker çarpımı, Kronecker tarağı, Kronecker ikamesi ve Kronecker kongrüansını tanıttı. 1891'de Berlin'de öldü. Eserleri: Vorlesungen über Zahlentheorie (1901), Leopold Kronecker's Werke (1895, editör: Kurt Hensel)]
KUADRATİK DENKLEM. Kuadratik denklem, ikici derece denklemlere verilen addır.
Ayrıca bkz.
kuadratik eşitlik, kuadratik polinom, kuadratik yüzey
KUADRATİK EŞİTLİK. Bilinmeyen değişkenin karesini içeren eşitliklere ikinci dereceden eşitlik veya kuadratik eşitlik denir.
Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik polinom, kuadratik yüzey
KUADRATİK POLİNOM. İkinci dereceden (mertebeden) polinomlara kuadratik polinom denir.
Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik eşitlik, kuadratik yüzey
KUADRATİK YÜZEY. sabitler olmak üzere,formundaki denklemlerin grafiklerine kuadratik yüzey denir.
Ayrıca bkz.
kuadratik denklem, kuadratik eşitlik, kuadratik polinom
KUANTALAMA. Sürekli bir büyüklüğü belirli sayıda eşit aralıklı basamağa ayırmaya kuantalama denir.
KUANTALANMIŞ BÜYÜKLÜK. Belirli sayıda eşit aralıklı basamaklara ayrılan büyüklüğe kuantalanmış büyüklük denir.
KUANTUM BİLGİSAYARI. Kuantum bilgisayarı, kuantum mekaniğinin prensiplerini kullanarak hesaplama yapan bilgisayara verilen addır.
KUARTİK DENKLEM. Kuartik denklem, dördüncü derece denklemlere verilen addır.
KUARTİK YÜZEY. Kuartik yüzey dördüncü basamaktan hiper yüzeye verilen addır.
KUAZİ-LİNEER DİFERANSİYEL DENKLEM. Yalnızca en yüksek dereceli türeve göre lineer denkleme kuazi-lineer diferansiyel denklem denir.
KUAZİ-LİNEER KISMİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir kısmi türevli denklem kuazi-lineer ve denklemde görülen en yüksek basamaktan türevlerin katsayıları yalnızca bağımsız değişkenlerin fonksiyonları ise bu denkleme hemen hemen lineer kısmi türevli denklem veya kuazi lineer kısmi türevli denklem denir.
KUİNTİK DENKLEM. Kuintik denklem, beşinci derece denklemlere verilen addır.
KULLANMA GEÇİKMESİ Bir yükleme komutu ile iş hattını durdurmadan yüklemenin sonucunu kullanabilen bir komut arasındaki saat çevrim sayısına kullanma gecikmesi denir.
KUTUP. Kutup, kutupsal koordinat sisteminde orijine verilen addır.
KUTUPLANMA DÜZLEMİ. Kutuplanma düzlemi, elektrik alan vektörü ve hız vektörü ile tanımlanır.
KUTUPLARI BASIK SFEROİD. Bkz. yassı sferoid
KUTUPLU KONDANSATÖR. Bkz. elektrolitik kondansatör
KUTUPSAL AÇI. Düzlemsel kutupsal koordinat sisteminde, noktanın kutupsal yarıçapı ile z-ekseni arasındaki açıya kutupsal açı denir.
KUTUPSAL DENKLEM. Kutupsal koordinatlar ile ifade edilen denkleme kutupsal denklem denir.
KUTUPSAL UZAKLIK. Kürenin merkezinden küre üzerinde bir noktaya giden ışın ile kutup noktasına giden ışın arasındaki açıya kutupsal uzaklık denir.
KUVVET. Kuvvet, kütle ve ivmenin çarpımı ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
KUVVET KÜMESİ. Boş olmayan bir kümesinin kuvvet kümesi, onun bütün alt kümelerinden oluşan küme olarak tanımlanır ve,veya,ile gösterilir
KUYRUK. Öğelerin FIFO prensibine göre depolandığı veri modeline kuyruk denir.
KÜBİK DENKLEM. Kübik denklem, üçüncü derece denklemlere verilen addır.
KÜBİK EĞRİ. Üçüncü basamaktan cebirsel düzlemsel eğriye kübik eğri denir.
KÜBİK PARABOL. Kübik parabol,
ile tanımlanır.
KÜÇÜK O. Bkz. asimptotik olarak daha küçük fonksiyon
KÜÇÜK O. ve , iki fonksiyon olsun.gerçekleniyor ise fonksiyonu fonksiyonunun küçük o'sudur denir ve,ile gösterilir.
KÜÇÜK OMEGA. Bkz. bir dizinin sıkı olmayan alt sınırı
KÜME. Küme, tanımlanamaz.
KÜME İLİŞKİLİ ÖN BELLEK Her bir bloğun yerleştirilebildiği en az iki ve sabit sayıda yeri olan ön belleğe küme ilişkili ön bellek denir.
BİR KÜMEDE YOĞUN KÜME. ve , 'nin iki alt kümesi olsun. kümesinin kapanışı kümesini içine alıyor ise kümesi kümesinde yoğundur denir.
BİR KÜMENİN İÇİ. , bir küme olsun. kümesinin bütün iç noktalarının oluşturduğu kümeye 'nın içi denir ve,ile gösterilir.
BİR KÜMENİN KAPANIŞI. Verilen bir kümesinin kapanışı,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
BİR KÜMENİN SINIRI. Verilen bir kümesinin sınırı,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
KÜMÜLATİF ORANSAL FREKANS DAĞILIMI. Kümülatif oransal frekans dağılımı, belirli bir değerden daha az oransal frekansların elde edilmesi ile düzenlenen frekans dağılımına verilen addır.
KÜP. 1. Üç boyutlu uzayda tüm yüzleri kare olan dik prizmaya küp denir. 2. Bir tabakadan kesilerek ele edilen bireysel dikdörtgen kısımlara yonga veya küp denir.
Ayrıca bkz.
küp fonksiyonu, tabaka, tomruk
KÜP FONKSİYONU. Küp fonksiyonu,ile tanımlanır.
KÜREMSİ. Bkz. sferoid
KÜRESEL EĞRİ. Bir kürenin üzerinde yatan eğriye küresel eğri denir.
KÜRESEL KAPASİTÖR. Eşmerkezli iki küresel kabuktan oluşan sisteme küresel kapasitör denir.
KÜTLE. Bir cismin eylemsizliğinin ölçüsüne kütle denir.
KÜTLE ÇEKİM POTANSİYEL ENERJİSİ. , bir cismin üzerine etkiyen kütle çekim kuvvetinin büyüklüğü ve , cismin yüksekliği olsun. Cismin kütle çekim potansiyel enerjisi,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
KÜTLE NUMARASI. Kütle numarası, bir atomun çekirdeğindeki proton ve nötronların toplam sayısını ifade eder ve,
ile gösterilir.
KÜTÜPHANE. Önceden tanımlanmış fonksiyonları ve değişkenleri içeren kod koleksiyonlarına kütüphane denir.
(l, m, n) ÜÇGENİ. Öklid düzleminde iç açıları ölçüleri ve olan üçgene üçgeni denir.
LAGRANGE DENKLEMİ. Bkz. Lagrange diferansiyel denklemi
LAGRANGE DİFERANSİYEL DENKLEMİ. Lagrange diferansiyel denklemi veya kısaca Lagrange denklemi, olmak üzere,ile tanımlanır.
LAN. Bkz. yerel alan ağı
LASA. Basamakları ters çevrildiğinde asalan sayı olan sayıya lasa denir.
LATİN KARE. elemanlı bir küme üzerinde tanımlanan boyutunda bir kare matrisin her satır ve sütununda kümenin bütün elemanları bir kez yer alıyorsa bu matrise Latin kare denir. [Fr. Latine, Latince konuşan > Lat. Latinus, Latince konuşan > Lat. Latium + in, Roma yakınlarında bir ova > Lat. latus, geniş; Fr. carré, kare > Lat. quadratus, dörtgen > Lat. quadrare + t, dörtlemek > Lat. quadr, dört]
LDR. Bkz. foto direnç
LEXEME. Bkz. sözcük birim
LIKERT ÖLÇEĞİ. Likert ölçeği, katılımcıların ifade hakkında görüşlerini ölçen tek boyutlu, kapalı uçlu psikometrik bir anket sorusu türüdür. [Rensis Likert, Amerikalı psikolog. 1903'te Cheyenne'de doğdu. 1926'da Michigan University'den yüksek lisans derecesi aldı. 1932'de Columbia University'den doktora aldı. Aynı sene Likert ölçeğini geliştirdi. 2. Dünya Savaşı yıllarında tarım bakanlığı için çalıştı. 1959'da American Statistical Association'ın başkanlığına seçildi. 1981'de Ann Arbor'da öldü. Eserleri: Correlation and Machine Computation (1931), Technique for the Measurement of Professional Attitudes (1932), Public Opinion and the Individual (1938), Moral and Agency Management (1940-1944), Developing patterns in management (American Management Association, 1955), Some applications of Behavioral Research (1957), The Presidents Column (1959), New Patterns of Management (1961), Human Organization: Its Management and Value (1967), New Ways of Managing Conflict (1976), A Method for Coping with Conflict in Problem Solving Groups (1978)]
LIKERT ÖLÇÜMÜ. Likert ölçümü, özellikle herhangi bir ölçü aracı ile ölçülemeyen tutum ve davranışları bir anketteki sorulara karşılık gelen cevapları puanlama ile ölçme işlemine verilen addır.
LİMİT FONKSİYON. Bir fonksiyonlar dizisinin yakınsadığı fonksiyona limit fonksiyon denir.
LINDELÖF UZAYI. Bir topolojik uzayın her açık örtüsünün sayılabilir bir alt örtüsü varsa bu uzaya Lindelöf uzayı denir. [Ernst Leonard Lindelöf, Finlandiyalı matematikçi. 1870'te Helsinki'de doğdu. Babası Finlandiya Matematik Derneğinin kurucusu Lorenz Leonard Lindelöf'tür. Gerçel analiz, karmaşık analiz ve topolojiye katkıda bulundu. Fin matematiğinin tarihinin çalışılmasını teşvik etti. 1946'da Helsinki'de öldü. Helsinki Üniversitesi Lorenz Leonard Lindelöf Burs Fonu, 1908 yılında Ernst Lindelöf'ün bağışına dayanmaktadır.]
LİNEER BAĞIMSIZ SİSTEM. Lineer bağımlı olmayan sisteme lineer bağımsız sistem denir.
LİNEER BAĞIMSIZ VEKTÖRLER. Lineer bağımlı olmayan vektörlere lineer bağımsız vektörler denir.
LİNEER DENKLEM. Değişkenlerinin derecesi en fazla 1 olan denkleme lineer denklem denir.
LİNEER DEVRE. Bkz. analog devre.
LİNEER DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir diferansiyel denklemde,
(i) bağımlı değişken ve bağımlı değişkenin tüm türevleri birinci dereceden,
(ii) katsayıları bağımsız değişkenin fonksiyonları
ise bu diferansiyel denkleme lineer diferansiyel denklem denir.
LİNEER DÖNÜŞÜM. Lineer dönüşüm, olmak üzere,ile tanımlanır.
LİNEER FONKSİYON. Bir vektör uzayından bu vektör uzayının tanımladığı cisme giden lineer dönüşüme lineer fonksiyon denir.
LİNEER İZOMORFİZMA. Bir vektör uzayından vektör uzayına giden bbö lineer dönüşüme lineer izomorfizma denir.
LİNEER KONGRÜANS. Bütün terimleri iki bağımsız parametrenin birinci dereceden ifadeleri olarak yazılabilen kongrüansa lineer kongrüans denir.
LİNEER PROGRAMLAMA. Doğrusal bazı kısıtlar (sınırlandırmalar) altında doğrusal bir fonksiyonu maksimum veya minimum yapan değerleri bulma yöntemine doğrusal programlama ya da lineer programlama denir.
LİNEER REGRESYON. Bağımlı değişken ile bağımsız değişken arasındaki lineer ilişkiye lineer regresyon denir.
LİNEER UZAY. Bkz. vektör uzayı.
LİSTE. Liste, sonlu sayısa elemandan oluşan ve elemanları doğrusal sırada yerleştirilmiş veri modelini ifade eder.
LOAD BALANCING. Load balancing, ağırlığı birden çok sunucuya dağıtarak performansı artırmayı ifade eder.
LOGARİTMİK DENKLEM. Bilinmeyenin logaritmasını içeren denklemlere logaritmik denklem denir.
LOJİSTİK DENKLEM. Bkz. Verhulst denklemi
LOKAL DEĞİŞKEN Yalnızca tanımlandıkları fonksiyon veya blok içinde erişilebilen değişkenlere lokal değişken denir.
LSB. Bkz. en düşük değerli bit
M-BOYUTLU PARAMETRİK YÜZEY. olmak üzere, bir fonksiyon ise,kümesine 'de bir -boyutlu parametrik yüzey denir.
MADDİ BİRİM. Boyutları olan elle tutulur ve gözle görülür birimlere maddi birim denir.
MALİYETLİ BAĞINTI. Maliyetli bağıntı bir bağıntının nesneler arası ilişkilerinde ilişkilerin ağırlıklarının farklı olmasıdır.
MALİYETLİ GRAF. Her bir kenarına maliyet verilerek oluşturulan grafa ağırlıklı graf veya maliyetli graf denir.
MAKAS. Sadece iki elemanın yerini değiştiren permütasyona makas denir.
MAKİNE DİLİ. Bir bilgisayar sistemi içerisindeki haberleşme için kullanılan ikili gösterim makine dili olarak adlandırılır.
MAKİNE DİLİNDE PROGRAMLAMA. Bir mikro işlemcinin komut setindeki komutları kullanarak program yazmaya makine dilinde programlama denir.
MAKSİMAL ELEMAN. Bir sıralı kümede, bir elemanın kendinden kesin büyük hiçbir elemanı yoksa, bu elemana maksimal eleman denir.
MAKSTERM. İki farklı değişkenin VEYA işlemiyle birbirine bağlanmasıyla oluşturulan farklı kombinasyon tanımlamalarının her birine maksterm denir.
MAKUL STRATEJİLER. Mahkum stratejilerin elenmesiyle kalan sonuçlar kümesine makul stratejiler denir.
MALİYETLİ GRAF. Her bir kenarına bir ağırlık atanarak oluşturulan grafa ağırlıklı graf veya maliyetli graf denir.
MALUMAT. Bkz. enformasyon
MALWARE. Bilgisayar sistemlerine zarar vermek için tasarlanmış yazılımlara malware denir.
MANTIKSAL ADRES. Programların ürettiği adrese mantıksal adres denir.
MANTIKSAL VERİ BAĞIMSIZLIĞI. Kavramsal şemanın dışsal şemalarda ya da uygulama programlarında değişiklik yapılmaksızın değiştirilebilmesine mantıksal veri bağımsızlığı denir.
MANTİS. Bir sayının logaritmasının pozitif ondalık kısmına mantis denir.
MANYETİK ALAN. Bir mıknatısın etkili olduğu bölgeye manyetik alan denir ve,ile gösterilir.
MANYETİK DİSK. Manyetik disk, manyetik kayıt tabakası ile kaplanmış, dönen levhalardan oluşan ve uçucu olmayan ikincil bellek türüne verilen addır.
MANYETİK EKSEN. Bir mıknatısın kutuplarından geçen doğruya manyetik eksen denir.
MARJİNAL İKAME ORANI. Bir firmanın bir birim ürün üretmek için vazgeçeceği aylak kapasite miktarına marjinal ikame oranı denir.
MATEMATİK KONUM. Dünya üzerinde bir noktanın enlem ve boylam dereceleriyle yerinin belirlenmesine o yerin matematik konumu denir.
MATEMATİK MODEL. Matematik model, fiziksel bir sistemin veya bir sürecin ana özelliklerini matematik terimlerle ifade eden eşitlik veya formül olarak tanımlanır.
MATRİS. ve bir cisim olmak üzere,bir fonksiyon olsun. cismi üzerinde, tipinde bir matris,ile tanımlanır.
Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris
MATRİS AĞIRLIKLI GRAF. Kenarlarına kare matris atanan graflara matris ağırlıklı graf denir.
BİR MATRİSİN DEVRİĞİ. Bkz. bir matrisin transpozu
BİR MATRİSİN İNVERSİ. Bkz. bir matrisin tersi
BİR MATRİSİN KARESEL NORMU. Bir matrisin tüm elemanlarının karelerinin toplamına matrisin karesel normu denir.
BİR MATRİSİN NORMU. Bir matrisin tüm elemanlarının toplamına matrisin normu denir.
BİR MATRİSİN SATIR RANKI. Bir matrisin satır uzayının boyutuna o matrisin satır rankı denir.
BİR MATRİSİN TRANSPOZU. Bir matrisin satırlarının ve sütunlarının yer değiştirilmesi sonucu oluşan matrise matrisin devriği veya matrisin transpozu denir.
Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris
MBR. Memory buffer register veya kısaca MBR, Hafıza ile işlemci arasında veri transferinde kullanılan geçici bir depolama alanına verilen addır.
MEDYAN Bkz. ortanca
MEKÂN SERİSİ. Gözlem değerlerinin mekân değişkeninin şıklarına göre düzenlenmesiyle elde edilen serilere mekân serisi denir.
MEKANİK ENERJİ. Bir cismin kinetik enerjisi ve potansiyel enerjisinin toplamı mekanik enerji olarak adlandırılır.
MELEZ GERÇEKLEŞTİRME. Melez gerçekleştirme, ara bir dil kullanarak çeviriyi ifade eder.
MERKEZ ATOMU. Molekülde çok bağ yapan ve merkezde yer alan atoma merkez atomu denir.
MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜSÜ Bkz. merkezi eğilim ölçütü
MERKEZİ EĞİLİM ÖLÇÜTÜ Birimlerin hangi değer etrafında toplandığını gösteren sayısal değere merkezi eğilim ölçüsü veya merkezi eğilim ölçütü denir.
MERKEZİL ELİPS. Merkezi orijin, eksenleri koordinat eksenleri olan elipse merkezil elips denir.
MERSENNE ASALI. Asal olan Mersenne sayısına Mersenne asalı denir. [Marin Mersenne, Fransız matematikçi. Akustiğin babası. 1588'de Oizé'de doğdu. Le Mans'ta ve La Flèche Cizvit Koleji'nde eğitim gördü. Paris'te teoloji ve İbranice okuduktan sonra 1613 yılında rahip olarak atandı. 1614-1618 arasında Nevers'de teoloji ve felsefe öğretti. 1620'de L'Annonciade manastırına yerleşti. 1640, 1641 ve 1645'te İtalya'yı on beş kez ziyaret etti. 1648'de Paris'te öldü.]
MERSENNE SAYILARI. bir asal sayı olmak üzere,formundaki sayılara Mersenne sayısı denir ve,ile gösterilir.
MESÂHA. Bkz. alan
META DİL. Bir dili anlatmak amacıyla kullanılan dile meta dil denir.
METALİK BAĞ. Elektronların oluşturduğu elektron denizi ile pozitif metal iyonları arasındaki elektrostatik çekime metalik bağ denir.
METRİK TOPOLOJİ. Bir metrik tarafından üretilen topolojiye metrik topoloji denir.
MIKNATIS. Çevresinde manyetik etki oluşturan malzemeye mıknatıs denir.
MIDDLEWARE. Uygulamalar arasında veri alışverişini ve iletişimi sağlayan yazılımlara middleware denir.
MİHVER. Bkz. eksen
MİKRO BİLGİSAYAR. Mikro işlemci kullanılarak gerçekleştirilen elektronik devreye mikro bilgisayar denir.
Ayrıca bkz.
mikro işlemci
MİKRO DENETLEYİCİ. Mikro işlemcilerden farklı olarak, giriş-çıkış-bellek ünitelerini tek bir çipte barındıran yapıya mikro denetleyici denir.
Ayrıca bkz.
mikro işlemci
MİKRO İŞLEM Mikro işlem, bir bilgisayarın işlemcisinin bir komutu gerçekleştirmek için gerçekleştirdiği bir dizi temel işlem adımlarından her biridir.
MİKRO İŞLEMCİ. Mikro işlemci, ikilik sayılar üzerinde aritmetiksel ve mantıksal işlemler yapabilen, bu işlemlerin sonuçlarına göre çalışmasını yönlendirebilen veya bu sonuçları belirli hafıza bölgelerine yazıp okuyabilen tümleşik devre elemanını ifade eder.
MİKRO MİMARİ. Mikro mimari işlemcinin iç tasarımını ve işleyişini ifade eder.
MİKROKOD MOTORU. Donanımı devreye sokacak komut kümesinin yer aldığı bölgeye mikrokod motoru denir.
MİMARİ. Bkz. bilgisayar mimarisi
MİMARİ SAKLAYICI Bir işlemcinin görünen saklayıcılarının komut setine mimari saklayıcı denir.
MİNTERM. İki farklı değişkenin VE işlemiyle birbirine bağlanmasıyla oluşturulan farklı kombinasyon tanımlamalarının her birine minterm denir.
MİNİMAL YÜZEY. Ortalama eğrilik fonksiyonu sıfır olan yüzeye minimal yüzey denir.
MİRAS. Bkz. kalıtım
MOD. Bir sayı dizisinde en sık görülen değere tepe değer veya mod denir.
MODÜL. kompleks sayısı verilsin. 'nin modülü, için,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
MODÜL OPERATÖRÜ C ve C++'ta bir bölmenin kalanını hesaplayan operatöre modül operatörü denir ve,
%
ile gösterilir.
MODÜLER ÇEKİRDEK. Modül kullanımına izin veren çekirdeğe modüler çekirdek denir.
MODÜLER PROGRAMLAMA. Modüler programlama, fonksiyonlardan oluşan programlama yöntemine verilen addır.
MOMENTUM. Bir cismin hız vektörü ile kütlesinin çarpımına momentum denir.
MONİK POLİNOM. Baş katsayısı 1 olan polinoma monik polinom denir.
MONOİD. Birim elemanı olan yarı gruba monoid denir.
MONOLİTİK ÇEKİRDEK. Tek dosyadan oluşan işletim sistemi çekirdeğine tek parçalı çekirdek veya monolitik çekirdek olarak adlandırılır.
MONOM. Tek terimli polinoma monom denir.
MONOMORFİZMA. Birebir homomorfizmaya monomorfizma denir.
MONOTONLUK ARALIĞI. Bir fonksiyonun monotonluk özelliğini sağladığı aralığa fonksiyonun monotonluk aralığı denir.
MORFİZMA. Yapıyı koruyan gönderimlere morfizma denir.
Ayrıca bkz.
homomorfizma, monomorfizma, epimorfizma, otomorfizma, endomorfizma, homeomorfizma, izomorfizma, gömme
MÖBİÜS GRAFI. 16 köşesi ve 24 kenarı olan simetrik bipartit kübik grafa Möbiüs grafı denir. [August Ferdinand Möbius, Alman matematikçi. Topolojinin kurucusudur. 1790'da Schulpforte'de doğdu. 1809'da hukuk okumak için Leipzig Üniversitesi'ne girdi ancak kısa süre sonra matematik, astronomi, fizik üzerine çalışmalar yapmaya başladı. 1813'te Göttingen Üniversitesine eğitim görmeye başladı. 1815'te doktora tezini tamamladı. 1816'da Leipzig Üniversitesine profesör olarak atandı. Leipzig Gözlemevinin müdürü oldu. 1827'de "Der barycentrische Calcül" başlıklı çalışmasını yayınladı. 1865'te Möbiüs şeridini buldu. En önemli çalışmaları Möbiüs dönüşümleri ve Möbiüs gruplarıdır. Barisentrik koordinat sistemini tanımladı. 1868'de Leipzig'de öldü.]
MUÂDELE. Bkz. denklem
MUHAMMES. Bkz. beşgen
MULTİMETRE. Akım, gerilim ve direnç değerlerini ölçen alete AVOmetre veya multimetre denir.
MURABBA. Bkz. kare
MURABBA MATRİS. Bkz. kare matris
MUSTATÎL. Bkz. dikdörtgen
MUTLAK ASAL. En az iki farklı basamak içeren ve bu basamakların her yeniden düzenlenmesinde asal kalan asal sayılara değiştirilebilir asal veya mutlak asal denir.
MUTLAK BİRLEŞTİRİCİ. Mutlak kod üreten birleştiriciye mutlak birleştirici denir.
MUTLAK DEĞER. Bkz. bir reel sayının mutlak değeri
MUTLAK DEĞER FONKSİYONU. Mutlak değer fonksiyonu,ile tanımlanır.
MUTLAK EŞİTSİZLİK. Değişkenin tüm değerlerinde sağlanan eşitsizliklere mutlak eşitsizlik denir.
MUTLAK HATA. Bkz. gerçek hata
MUTLAK İNTEGRALLENEBİLİR FONKSİYON. Mutlak değeri integrallenebilir fonksiyona mutlak integrallenebilir fonksiyon denir.
MUTLAK MAKSİMUM. Bkz. bir fonksiyonun mutlak maksimumu
MUTLAK MİNİMUM. Bkz. bir fonksiyonun mutlak minimumu
MÜKEMMEL KÜME. Her bir noktası kendisinin yığılma noktası olan kümeye mükemmel küme denir.
MÜKEMMEL SAYI. Pozitif bölenlerinin toplamı kendisinin iki katı olan sayılara mükemmel sayı denir.
MÜSELLES. Bkz. üçgen
MÜSTAKİL. Bkz. dikdörtgen
MÜTENAHİ CÜMLE. Bkz. sonlu küme
N-DEĞİŞKENLİ FONKSİYON. ve kümeleri verilsin. Her bir -lisine kümesinden bir tek elemanına karşı getiren bir kuralına 'dan 'ye -değişkenli fonksiyon denir ve,ile gösterilir.
N-KÜP GRAF. uzunluğundaki bit dizileri ile temsil edilen noktalardan oluşan grafa N-küp graf denir ve,ile gösterilir.
N-Lİ BAĞINTI. sayıda kümenin kartezyen çarpımının bir alt kümesine -li bağıntı denir.
N-NCİ DERECE DENKLEM. Değişkenlerinin derecesi en fazla n olan denkleme n-nci derece denklem denir.
N-NCİ DERECEDEN DENKLEM. Bkz. n-nci derece denklem
N-NCİ DERECEDEN ADİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bkz. n-nci dereceden diferansiyel denklem
N-NCİ DERECEDEN DİFERANSİYEL DENKLEM. N-nci dereceden diferansiyel denklem, olmak üzere,ile tanımlanır.
N-NCİ KISMİ TOPLAM. Bkz. bir serinin n-nci kısmi toplamı
NAFİLE OYUN. Her iki oyuncu tarafından da düzgün şekilde oynandığında beraberliğe izin veren oyuna nafile oyun denir.
NAGEL NOKTASI. Bir üçgeni verilsin. Üçgenin dış teğet çemberleri kenarlarına sırasıyla noktalarında teğet olsun. doğrularının kesişme noktasına üçgeninin Nagel noktası denir. [Christian Heinrich von Nagel, Alman matematikçi. 1803'te Stuttgart'ta doğdu. 1817'de Maulbronn ve Blaubeuren Evanjelik Seminerlerine gitti. 1821-1825 arasında Tübinger Vakfı Üniversitesi'nde dört yıl boyunca teoloji dersi aldı. Tübingen'deki matematik ve fen bilgisi öğretmenliği yaptı. 1826'da, yerel Felsefe Fakültesi'nde De triangulis rectangulis ex algebraica aequatione construendis konulu teziyle doktora derecesi aldı. Tübingen'de özel öğretim görevlisi olarak çalıştı. 1830'da Ulm'a taşındı. Realschule rektörü oldu. 1882'de Ulm'da öldü. En çok bilinen araştırmaları üçgen geometrisindendir. Eserleri: De triangulis rectangulis ex algebraica aequatione construendis (1826), Untersuchungen über die wichtigsten zum Dreiecke gehöhrigen Kreise. Geometrie Eine Abhandlung aus dem Gebiete der reinen (1836).]
NANOMİK MALZEME. Ohm yasasına uymayan malzemeye nanomik malzeme denir.
NAPIER LOGARİTMASI. tabanındaki logaritmaya doğal logaritma ya da Napier logaritması denir. [John Napier, İskoç matematikçi. 1550'de Edinburgh'da doğdu. Logaritmayı buldu, 1614'te Mirifici Logarithmorum Canonis Descriptio kitabını yazdı. 1617'de Edinburgh'da öldü.]
Ayrıca bkz.
logaritma, adi logaritma
NEGASYON. Bir önermenin olumsuz haline negasyon denir.
NEGATİF FONKSİYON. Tanımlı olduğu bölgede sadece negatif değerler alan fonksiyona negatif fonksiyon denir.
NEGATİF TAM SAYI. Sıfırdan küçük tam sayılara negatif tam sayı denir.
Ayrıca bkz.
tam sayı, pozitif tam sayı
NEILE PARABOLÜ. Neile parabolü,ile tanımlanır. [William Neile, İngiliz matematikçi. 1637'de Bishopsthorpe Palace'ta doğdu. Wadham College'da John Wilkins ve Seth Ward'dan dersler aldı. Royal Society'nin kurucu üyesi oldu. Kübik parabolün yay uzunluğunu hesapladı. 1670'te Berkshire'a bağlı White Waltham köyünde öldü.]
NESNE YÖNELİMLİ DİL. Aksiyonlardan ziyade nesne veya veriye yönelimli programlara diline nesne yönelimli dil denir.
NESNELERİN İNTERNETİ. Fiziksel cihazlerın internete bağlanarak veri alışverişinde bulunduğu sisteme nesnelerin interneti veya kısaca IoT denir.
NETİKET. İnternet ortamındaki ahlak ve görgü kurallarına netiket denir.
NIBBLE. Nibble 4 bite verilen addır.
NİCEL DEĞİŞKEN. Bir değişken sayısal değerlerle ölçülüyorsa o değişkene nicel değişken denir.
Ayrıca bkz.
nitel değişken
NİL İDEAL. Her elemanı nilpotent olan ideale nil ideal denir.
Ayrıca bkz.
halka, ideal, nilpotent eleman
NİLPOTENT ELEMAN. , bir halka ve olsun.o.b. var ise 'ya halkasının bir nilpotent elemanı denir.
NİLPOTENT MATRİS. Bir kare matrisi için, o.b. bir tam sayısı bulunabiliyor ise matrisine nilpotent matris denir.
Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris
NİTEL DEĞİŞKEN. Sayısal değerler ile ölçülemeyen değişkenlere nitel değişken denir.
Ayrıca bkz.
nicel değişken
NOETHER HALKASI. Sol veya sağ ideallerden oluşan ve her monoton kesin artan zinciri sonlu olan birimli halkaya Noether halkası denir. [Amalie Emmy Noether, Alman matematikçi. 1882'de Erlangen'de matematikçi bir babanın kızı olarak doğdu. 1907'de Erlangen Üniversitesinden mezun oldu. Erlangen Matematik Enstitüsünde maaş almadan çalıştı. 1915'te Göttingen Üniversitesine katılması önerildiyse de üniversite yönetimi tarafından reddedildi. 1932'de Zürih Uluslararası Matematikçiler Kongresine katıldı. Ertesi yıl Amerika Birleşik Devletlerine taşındı. 1935'de Pensilvanya'da öldü.]
NOKTA. Nokta tanımlanamaz.
BİR NOKTANIN DOĞRULTMAN AÇILARI. Bir noktanın yer vektörünün -eksenlerinin pozitif kısımları ile oluşturduğu açılara noktanın doğrultman açıları denir.
BİR NOKTANIN DOĞRULTMAN KOSİNÜSLERİ. Bir noktanın doğrultman açılarının kosinüslerine doğrultmak kosinüsleri denir.
NOKTASAL KÜME. boyutlu uzayın her bir alt kümesine noktasal küme denir.
NOKTASAL YAKINSAK DİZİ. Değişkenlerinin her belirtilmiş değerlerinde yakınsak dizi olan fonksiyonlar dizisine noktasal yakınsak dizi denir.
NOKTASAL YAKINSAK SERİ. Kısmi toplamları noktasal yakınsak dizi oluşturan seriye noktasal yakınsak seri denir.
NON-LİNEER DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir diferansiyel denklem lineer değil ise bu diferansiyel denkleme non-lineer diferansiyel denklem denir.
NONTERMİNAL SEMBOLLER Bkz. nonterminaller
NONTERMİNALLER BNF açıklamalarındaki soyutlamalara nonterminal semboller veya kısaca nonterminaller denir.
NOP. durumu değiştirecek bir işlem yapmayan komuta nop denir.
NORMAL. Bkz. normal doğru
NORMAL ALT GRUP. , bir grup ve , 'nin bir alt grubu olsun.ise 'ye 'nin normal alt grubu denir ve,ile gösterilir.
NORMAL ÇALIŞAN DEVRE. Bkz. kapalı devre
NORMAL DOĞRU. Bir eğrinin herhangi bir noktasından geçen ve bu noktadaki teğet doğrusuna dik olan doğruya normal doğru veya kısaca normal denir.
NORMAL DÜZLEM. Bir eğrinin esas normal ve binormali tarafından gerilen düzleme normal düzlem denir.
NORMAL KESİT. , bir yüzey olsun. 'nin bir noktasındaki normal kesiti, onunla noktasındaki normalinden geçen bir düzlemin ara kesit eğrisidir.
NORMAL MATRİS. Eşleniği ile değişmeli olan matrise normal matris denir.
NORMAL VEKTÖRÜ. Bir düzlemine dik olan sıfırdan farklı bir vektörüne düzleminin bir normal vektörü denir.
NORMALİZATÖR. bir grup ve olsun. 'nın içindeki normalizatörü,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
NORMALLEŞTİRİLMİŞ SAYI. Kayan noktalı sayı notasyonunda öndeki sıfırları olmayan sayıya normalleştirilmiş sayı denir.
NORMLANMIŞ DİZİ. Normlu uzayda tüm elemanlarının normaları bire eşit olan diziye normlanmış dizi denir.
NORMLANMIŞ TABAN. Birim elemanlardan oluşan tabana normlanmış taban denir.
NORMLU VEKTÖR UZAYI. Bkz. normlu uzay
NORMLU UZAY. Üzerinde norm tanımlanmış vektör uzayına normlu vektör uzayı veya kısaca normlu uzay denir.
NÖTR ATOM. Bir atomdaki elektron ve proton sayıları eşit ise o atoma nötr denir.
NÖTR NOKTA. Manyetik alanın sıfır olduğu noktaya nötr nokta denir.
NÖTRON. Atom çekirdeğinde bulunan ve elektrik yükü olmayan parçacıklara nötron denir.
NÜKLEER ENERJİ. Uranyum-235 veya plütonyum-239 atom çekirdeklerinin parçalanması sonucu elde edilen enerjiye nükleer enerji denir.
OBLONG SAYI. İki ardışık tam sayının çarpımı olan sayıya oblong sayı denir.
OHMİK MALZEME. Bkz. omik malzeme
OKTAL SAYI. 8'den küçük doğal sayılara oktal sayı denir.
OKTANT. Uzayda birbirinden koordinat düzlemleri tarafından ayrılan sekiz bölgenin her birine oktant denir.
OKTET KABUĞU Bir atomun en dış elektron kabuğunda yer alan ve genellikle 8 elektrona kadar alabilen bölgeye oktet kabuğu denir.
OLASILIK FONKSİYONU. Bir rastgele değişkenin alabileceği değerler ile bu değerleri alma olasılıkları arasındaki bağıntıyı gösteren fonksiyona olasılık fonksiyonu denir.
OLAY. Örnek uzayın bir alt kümesine olay denir.
Ayrıca bkz.
örneklem uzayı
OLAYSAL BELLEK. Tecrübelerin ve zaman kurgusu içinde gerçekleşen olayların depolandığı belleğe olaysal bellek denir.
OMİK MALZEME. Ohm yasasına uyan malzemelere omik malzeme denir.
OMURGA AĞI. Bir bilgisayar ağında, uç düğümleri ve diğer alt ağları birleştiren ve yüksek hızlı veri iletişimi ile karakterize edilen ağa omurga ağı veya omurga denir.
OPCODE. Bir komutun gerçekleştirilecek işlemi veya görevi gösteren kısmına operation code veya kısaca opcode denir.
OPEN API. Herkesin kullanımına açık olan API’lara open API denir.
OPERAND. İşleçler ile işleme giren değerlere işlenen veya operand denir.
OPERATION CODE. Bkz. opcode
OPERATOR OVERLOADING. Operator overloading, C++'da aynı operatörün farklı veri tipleri için farklı anlamlara gelmesine denir.
OPERATÖR. Program içerisinde tanımlanan değişkenler veya sabitler üzerinde matematiksel ve karşılaştırma işlemlerinin gerçekleştirilmesini sağlayan simgelere operatör denir.
OPERATÖRLERİN TOPLAMI. , bir lineer uzay olsun. ve , iki lineer operatör olsun. ve operatörlerinin toplamı, her için,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
BİR OPERATÖRÜN İZİ. , bir lineer operatör olsun. operatörünün vektörü üzerindeki değerine operatörünün vektörü üzerindeki izi denir ve,ile gösterilir.
OPTİMAL ALGORİTMA. Optimal algoritma en verimli algoritmaya verilen addır.
OPTİMİZASYON. Bkz. optimizasyon problemi
OPTİMİZASYON PROBLEMİ. Tam olası girdiler üzerinden belirli bir büyüklüğün en iyi değerinin belirlenmesi problemine optimizasyon problemi denir.
ORAN. Aynı türden iki çokluğun birbirine bölümüne oran denir.
ORANLI SAYILAR KÜMESİ. Bkz. rasyonel sayılar kümesi
ORANTI. İki ya da daha fazla oranın birbirine eşitlenmesine orantı denir.
Ayrıca bkz.
oran
ORİJİN. Koordinat eksenlerinin kesiştiği noktaya başlangıç noktası veya orijin denir.
ORMAN. Her bir bileşeni bir ağaç olan bağlantısız grafa orman denir ve nokta sayısı olmak üzere,ile gösterilir.
ORTA AÇIKLIK. Bir veri kümesindeki en büyük ve en küçük sayının ortalamasına orta açıklık denir.
ORTA NOKTA. Bir doğru parçasını iki eşit parçaya ayıran noktaya orta nokta denir.
ORTA ÜÇGEN. Bkz. bir üçgenin orta üçgeni
ORTAK BÖLEN. ve , iki tam sayı olsun. tam sayısı için,koşulu gerçekleniyor ise , ve sayılarının bir ortak bölenidir denir.
ORTAK KAT. ve , iki tam sayı olsun. tam sayısı için,koşulu gerçekleniyor ise , ve sayılarının bir ortak katıdır denir.
ORTAKLANMAMIŞ ELEKTRON ÇİFTİ. Lewis yapısında bağ oluşumuna katılmayan elektron çiftlerine ortaklanmamış elektron çifti denir.
Ayrıca bkz.
bağlayıcı elektron çifti
ORTALAMA. Çeşitli sayılardaki büyüklüklerin toplamının toplam büyüklük sayısına oranına ortalama denir.
ORTALAMA DEĞER. Bkz. merkezi eğilim ölçüsü
ORTALAMA DÖNÜŞ GECİKMESİ. Okuma/yazma kafasının iz içinde ilgili sektörün başına konumlanması için geçen süreye ortalama gecikme süresi denir ve,ile gösterilir.
ORTALAMA KONUMLANMA SÜRESİ. Okuma/yazma kafasının ilgili ize konumlanması için geçen süreye ortalama konumlanma süresi denir ve,ile gösterilir.
ORTALAMA MUTLAK SAPMA. Bir veri kümesinin ortalama mutlak sapması her bir veri noktasıyla arasındaki ortalama uzaklık ile tanımlanır.
ORTANCA. Sıralı dizilerde ortaya düşen değere medyan veya ortanca denir.
ORTİK ÜÇGEN. Köşeleri belli bir üçgenin yüksekliklerinin ayakları olan üçgene ortik üçgen denir.
ORTOGONAL DİZİ. Her iki farklı elemanı ortogonal olan diziye ortogonal dizi denir.
ORTOGONAL ELEMANLAR. İç çarpımlı bir vektör uzayında iki elmanın iç çarpımı sıfır ise bu elmanlara ortogonal elemanlar denir.
ORTOGONAL İZDÜŞÜM. , bir iç çarpım uzayı; , bir alt uzay ve olsun. Bir için, vektörü 'deki her vektöre dik ise 'ye 'nin 'daki dik izdüşümü veya ortogonal izdüşümü denir.
ORTOGONAL MATRİS. Bir matrisin transpozu, tersine eşit ise bu matrise ortogonal matris denir.
Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris
ORTOGONAL KÜME. , bir iç çarpım uzayı ve , 'nin bir alt kümesi olsun. 'nin birbirinden farklı ve vektörleri için, sağlanıyorsa 'ye ortogonal küme denir.
ORTOGONAL TÜMLEYEN. , bir reel vektör uzayı; , 'nin bir alt uzayı olsun. <,>, V'de bir iç çarpım olsun. <,> iç çarpımına göre, 'deki bütün vektörlere ortogonal olan vektörlerin kümesine 'nin ortogonal tümleyeni denir ve,ile gösterilir.
ORTOGONAL VEKTÖRLER. ve , iki vektör olsun. Bu iki vektörün arasındaki açı, olsun. Eğer,ise ve vektörleri ortogonaldir denir.
ORTOGONALLİK. Basit yapı taşları ile az sayıda yöntem kullanarak dilin kontrol ve veri yapılarının oluşturulmasına ortogonallik denir.
ORTONORMAL BAZ. Tam ortonormal sisteme ortonormal taban veya ortonormal baz denir.
ORTONORMAL DİZİ. Tüm elemanlarının normu bire eşit olan ortogonal diziye ortonormal dizi denir.
ORTONORMAL KÜME. Birim vektörlerden oluşan bir ortogonal kümeye ortonormal küme denir.
ORTONORMAL TABAN. Bkz. ortonormal baz
OS. Bkz. işletim sistemi
OSI. Açık sistemler ara bağlaşım standartı.
OSİLATÖR. Mikroişlemcinin düzgün çalışması için gerekli olan saat darbelerini üreten elemana osilatör denir.
OSKÜLATÖR DÜZLEM. Bir eğrinin teğet ve esas normali (asal normali) tarafından gerilen düzleme oskülatör düzlem denir.
OTOMASYON TESTİ. Yazılım test planındaki faaliyetler yürütülürken gerçekleştirilmesi gereken manuel faaliyetlerin yazılımlar aracılığı ile yapılmasına test otomasyonu veya otomasyon testi denir.
OTONOM DENKLEM. Bkz. otonom diferansiyel denklem
OTONOM DİFERANSİYEL DENKLEM. Otonom diferansiyel denklem,ile tanımlanır.
OVAL SFEROİD. Oval sferoid, bir elipsin majör ekseni etrafında döndürülmesiyle elde edilen ikinci dereceden yüzeye verilen addır.
OVERFLOW FLAG. Bkz. taşma biti
OVERALL SIMPLICITY. Genel basitlik.
OYUT. Bkz. cisim
OYUT GENİŞLEMESİ. Bkz. cisim genişlemesi
ÖBEK. Bkz. grup
ÖKLİD GRUBU. Öklid düzleminin tüm izometrilerinden oluşan küme ile bileşke işleminin oluşturduğu gruba Öklid grubu denir ve, ile gösterilir. [Öklid, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 323'te İskenderiye'de doğdu. Geometrinin kurucusudur. Elementler kitabında 5 aksiyom ortaya koydu ve diğer bütün önermeleri bu aksiyomlardan çıkardı. Doğumdan önce 285'te İskenderiye'de öldü.]
ÖKLİD UZAYI. Sonlu boyutlu bir iç çarpım uzayına Öklid uzayı denir.
Ayrıca bkz.
uzay, iç çarpım, iç çarpım uzayı
ÖLÇEK. Ölçme düzeyleri için geliştirilen kurallara ölçek denir.
ÖLÇEV. Bkz. metrik.
ÖLÇEVLİ UZAY. Bkz. metrik uzay
ÖLÇME. Herhangi bir değişkene ilişkin gözlem sonuçlarının simgelerle gösterilmesine ölçme denir.
ÖLÇÜLEMEYEN KÜME. İç ölçümü dış ölçümüne eşit olmayan kümeye ölçülemeyen küme denir.
ÖN BELLEK ISKASI Veri ön bellekte olmadığı için ön bellekten doldurulamayacak veri isteğine ön bellek ıskası denir.
ÖN İŞLEMCİ. Derleme işlemi öncesinde kodu analiz eden ve bazı dönüşümler yapan bir programa ön işlemci denir.
ÖN İŞLEMCİ DİREKTİFİ. Kod derlenmeden önce işlenen komutlara ön işlemci direktifi denir.
ÖN KOŞUL. Bir deyimden hemen önceki bildirime ön koşul denir.
ÖNCÜL. Bir sıralamada verilen elemandan önce gelen elemanlardan biri öncül olarak adalandırılır.
ÖNDER KENAR. Bkz. yükselen kenar
ÖNERME. Doğru ya da yanlış olan ifadeye önerme denir.
BİR ÖNERMENİN DEĞİLİ. Verilen bir önermesinin hükmünün olumsuzu alınarak elde edilen önermeye o önermenin değili denir veveyaile gösterilir.
ÖNİŞLEMCİ Önişlemciler bir program derlenmeden hemen önce o programı işleyen sistemlerdir.
ÖRNEK NOKTASI. Örneklem uzayındaki her bir sonuca örneklem uzayının bir elemanı veya örnek noktası adı verilir.
Ayrıca bkz.
örneklem, örneklem uzayı
ÖRNEK UZAY. Bir istatistik deneyin tüm mümkün sonuçlarının kümesine örneklem uzayı veya örnek uzay denir ve,veyaile gösterilir
ÖRNEKLEM. Yığının yığın özellikleri taşıyan küçük bir parçasına örnek kütle veya örneklem denir ve,
ile gösterilir.
ÖRNEKLEM ORTALAMASI. Örneklem ortalaması, olmak üzere,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
ÖRNEKLEM SONUCU. Bir deneyin mümkün olan her türlü sonucuna deneyin çıktısı veya örneklem sonucu denir.
ÖRNEKLEM UZAYI. Bkz. örnek uzay
ÖRNEKLEM UZAYININ BİR ELEMANI. Bkz. örnek noktası
ÖRNEKLEM BÜYÜKLÜĞÜ. Örneklemdeki gözlem sayısına örneklem çapı veya örneklem büyüklüğü denir.
Ayrıca bkz.
örneklem
ÖRNEKLEM ÇAPI. Bkz. örneklem büyüklüğü
ÖRNEKLEME. Örnekleme kuramının öngördüğü kurallar yardımıyla evrenden örneklem seçme işlemine örnekleme denir.
ÖRNEKLEME DAĞILIMI. Bir istatistiğin olasılık dağılımına örnekleme dağılımı denir.
ÖRNEKSEL BİLGİSAYAR. Bkz. analog bilgisayar
ÖRNEKSEL SİNYAL. Bkz. analog sinyal
ÖRNEKTEN HESAPLANAN ARİTMETİK ORTALAMA. Örnekten hesaplanan aritmetik ortalama,
örnekteki birim sayısı,
gözlem değeri olmak üzere,
ile tanımlanır ve,
ile gösterilir.
ÖRTEN FONKSİYON. , bir fonksiyon olsun.ise örtendir denir.
ÖRTÜLÜ BİLGİ. Örtülü bilgi, kaydedilmesi zor olan ve genellikle deneyim yoluyla elde edilen bilgiyi ifade eder.
ÖRTÜŞME. Bkz. aliasing
ÖTELEME. Bir şeklin veya cismin boyutları değişmeden bir vektör doğrultusunda yer değiştirmesine öteleme dönüşümü veya kısaca öteleme denir.
Ayrıca bkz.
paralel öteleme
ÖTELEME DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. öteleme
ÖYKÜSEL BELLEK. Bilinçli bir şekilde geri çağrılabilen gerçekler ve etkinliklerin depolandığı belleğe öyküsel bellek denir.
ÖZ ALT GRUP. Bkz. has alt grup
ÖZ ALT KÜME. Bkz. has alt küme
ÖZ DENKLEM. , bir kare matris olsun. 'nın öz denklemi,ile tanımlanır.
ÖZ DİRENÇ. Bir maddenin uzunluğu 1 metre, kesiti 1 mm² ve sıcaklığı 18-20°C iken direncine o maddenin öz direnci denir.
ÖZ ENDÜKSİYON. Bir bobinin üzerinden geçen akımın meydana getirdiği değişken manyetik alanın, bobinin kendi üzerinden gerilim oluşturmasına öz endüksiyon denir.
ÖZ HAREKET. Bir yıldızın bir yılda yaptığı açısal yer değiştirmeye öz hareket denir.
ÖZ İDEAL. Bkz. has ideal
ÖZ İLETKENLİK. Bir maddenin uzunluğu 1 metre, kesiti 1 mm² ve sıcaklığı 18-20°C iken iletkenliğine o maddenin öz iletkenliği denir.
ÖZ SINIF. Küme olmayan sınıflara öz sınıf denir.
ÖZ YİNELEME. Bkz. rekürsiyon
ÖZ YİNELİ ALGORİTMA. Bkz. rekürsif algoritma
ÖZ YİNELİ FONKSİYON. Bkz. rekürsif fonksiyon
ÖZDEŞ DÖNÜŞÜM. Bir kümeden kendisine giden ve her elemanı yine bu elemana dönüştüren fonksiyona özdeş dönüşüm denir ve,ile gösterilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder