Matematik Kavramları 1-nci Kategoriden Uzay-Byte

 1-NCİ KATEGORİDEN UZAY. Hiçbir yerde yoğun olmayan kümelerin sayılabilir bileşimine eşit olan topolojik uzaya birinci kategoriden uzay denir. 

1-NCİ MERTEBEDEN NONLİNEER KISMİ TÜREVLİ DENKLEM. Birinci mertebeden nonlineer kısmi türevli denklem,   d z / d x = p   ve   d z / d y = q   olmak üzere,f ( x , y , z , p , q ) = 0ile tanımlanır.

1-İNCİ SAYILABİLİR UZAY.   ( X , τ ) , bir topolojik uzay ve   χ ( X , τ ) ,   X topolojik uzayının karakteri olsun.   χ ( X , τ )   0   ise   ( X , τ )   uzayına birinci sayılabilir uzay denir.

1-NCİL DERLEME. İstatistiksel bilgi edinmek amacıyla düzenlenen derlemeye asli derleme veya birincil derleme denir. 

2-Lİ AĞAÇ. Bir ağaçta her bir düğüm en fazla iki çocuğa sahip ise bu ağaca 2-li ağaç (İng. binary tree) denir. 


2-Lİ BAĞINTI. Bir   S   kümesi verilmiş olsun.   S × S 'nin her bir   K   alt kümesine   S   içinde bir 2-li bağıntı veya kısaca bağıntı denir.

2-Lİ BASAMAK. Bkz. bit

2-Lİ İŞARET. Elektronikte herhangi bir anda 1 ya da 0 değerini alabilen bir bitlik işarete 2-li işaret denir.

2-Lİ İŞLEM.   G   boştan farklı bir küme olmak üzere,   G × G 'yi   G   içine resmeden bir tasvir var ise   G   kümesi üzerinde bir 2-li işlem tanımlanmıştır ya da kısaca bir işlem tanımlanmıştır denir.

2-Lİ KOD.  𝔽 = { 0,1 }   kod alfabesi üzerinde tanımlanan koda 2-li kod denir.

2-Lİ LOJİSTİK REGRESYON. 2-li lojistik regresyon, 2-li cevaplar içeren bağımlı değişkenlerle yapılan lojistik regresyon analizine verilen addır.

2-Lİ SAYISAL İŞARET. Belli bir anda sadece iki olası değerden birini alabilen işarete 2-li sayısal işaret denir. 

2-NCİ DERECE EŞİTLİK. Bkz. kuadratik eşitlik

2-NCİ EĞRİLİK. Bkz. torsiyon

2-NCİ NORMAL. Bkz. bir eğrinin binormali

2-NCİ SAYILABİLİR UZAY. Bir topolojik uzay sayılabilir bir tabana sahip ise o topolojik uzaya ikinci sayılabilir uzay denir. 

2-NCİ NORMAL. Bkz. binormal

 HATASI. Yokluk hipotezinin gerçekte doğruyken reddedilmesi  hatası olarak adlandırılır. [Yunan alfa<Fenike dili alef]

Ayrıca bkz. 
β hatası

 TESTİ. ∝ testi, bir yazılımı geliştiren kurumun sağladığı ortamda potansiyel veya mevcut müşteriler, operatörler veya bağımsız bir test ekibi tarafından gerçekleştirilen testtir. [Yunan alfa<Fenike dili alef]

Ayrıca bkz. 
β testi

β HATASI. Yanlış olduğu halde yokluk hipotezinin reddedilmemesi β hatası olarak adlandırılır. [Yunan beta<Fenike dili bet]

Ayrıca bkz. 
hipotez, ∝ hatası

β TESTİ. β testi, bir yazılımın potansiyel/mevcut müşteriler veya operatörler tarafından kendi konumlarında yaptıkları testtir.

Ayrıca bkz. 
 testi

A PRİORİ BİLGİ.  Deneyimden gelen kanıtlara dayanmaksızın sahip olduğumuz bilgiye a priori bilgi denir. [< Lat. ab; < Eski Lat. pri; <Yeni Tr. bilgü < Yeni Tr. bili < Eski Tr. bilig < Eski Tr. bil-]

Ayrıca bkz.
veri, bilgi, enformasyon 


ABAKÜS. Abaküs, basit sayma ve hesap işleri yapmakta kullanılan, her teline onar boncuk geçirilmiş hesap aracına verilen addır. [< Fr. abacus < Lat. abacus < Eski Yunan. άβαξ]

ABEL GRUBU. Bkz. Abelyen grup

ABELYEN GRUP.   (G,*) , bir grup olsun. Eğer, a , b  G a * b = b * aise   (G,*)   grubuna komütatif grup ya da Abelyen grup denir. [Niels Henrik Abel, Norveçli matematikçi.1802'de Nedstrand'da doğdu. 1823'te bazı Avrupa ülkelerini ziyaret etti. 1825'te Berlin'de beşinci dereceden genel bir polinomun köklerinin bilinen yöntemlerle bulunmasının mümkün olmadığını gösterdi. 1827'de Norveç'e döndü. 1829'da Froland'da öldü. Abel'e ölümünden iki gün sonra Berlin Üniversitesi tarafından iş teklif edildi. Norveç hükumeti Abel'in anısına Abel Ödülü vermektedir.]

Ayrıca bkz.
grup

ABELYEN YARI GRUP. Komütatif yarı gruplar, Abelyen yarı grup olarak adlandırılır.

ABORT. İşletim sistemi üzerinde bir program çalışırken doğal olmayan bir sebepten programın durması veya durdurulmasına abort denir.

ABSTRAKSİYON. Bkz. soyutlama

AC KAYNAK. Çıkışı zamanla değişen kaynağa AC kaynak denir. 

ACC. Bkz. akümülatör

ACCOUNT. Bir kişi adına açılan kullanıcı adı ve şifresine account denir.

ACID KRİTERLERİ. ACID kriterleri adını Atomicity, Consistency, Isolation, Durability sözcüklerinin baş harflerinden alan ve veri tabanı işlemlerinin güvenliğini sağlamak için gözetilen kriterlerdir.

ACTIVE MATRIX. Active matrix, sıvı kristal ekran teknolojisine verilen addır.

AÇ GÖZLÜ ALGORİTMA. Bir problem için mümkün olan en doğru çözümü hedefleyen algoritmalara aç gözlü algoritma denir. 

AÇI. Birbirini kesen iki yüzey veya aynı noktadan çıkan iki ışının oluşturduğu geometrik biçime açı denir. [< Eski Tr. aç-]

Ayrıca bkz. 
tam açı, dar açı, dik açı, geniş açı, açının köşesi, yansık açı, merkez açı, altın açı, dönme açısı, komşu açılar, kutupsal açı, açı fonksiyonu, kesişme açısı, açıortay, açıortay düzlemi,


AÇI FONKSİYONU. Değişkeni açı olan fonksiyona açı fonksiyonu denir. 

Ayrıca bkz.
açı, fonksiyon

AÇI KATSAYISI. Bir doğrunun   x  ekseni ile yaptığı açının tanjantına açı katsayısı denir.

Ayrıca bkz.
açı

AÇI KORUR GÖNDERİM. Bkz. açı koruyan dönüşüm

AÇI KORUYAN DÖNÜŞÜM. Düzlemden düzleme giden ve her bir açıyı, bu açıya eş bir açıya dönüştüren dönüşüme açı koruyan dönüşüm denir. 

Ayrıca bkz.
açı, düzlem

AÇIK ALT KÜME. Bir kümenin alt kümesi olan açık kümeye açık alt küme denir. 

AÇIK ARALIK. Düz bir doğrunun uç noktaları içermeyen parçasına açık aralık denir. 

AÇIK BİLGİ. Açık bilgi, kayıtlı ve herkese açık olan bilgiyi ifade eder.

AÇIK BÖLGE. Düzlemde bir küme açık ve bağlantılı ise bu kümeye açık bölge denir. 

Ayrıca bkz. 
bölge

AÇIK CÜMLE. Bkz. açık küme

AÇIK ÇÖZÜM.   ϕ ( x , y , d y / d x ,  , d n y / d x n ) = 0 , bir adi diferansiyel denklem olsun. Bu adi diferansiyel denklemin çözümü,y = f ( x )formunda yazılabiliyor ise bu çözüme açık çözüm denir.
AÇIK DAİRE. Açık daire, düzlemde,( x  a ) 2 + ( y  b ) 2 < rile tanımlanır.

AÇIK DEVRE. Bir yalıtkanla üzerinden elektrik akımının sürekli olarak geçmesinin engellendiği devreye açık devre denir.

Ayrıca bkz.
devre, kapalı devre


AÇIK FONKSİYON. İki topolojik uzay arasında, her açık alt kümenin görüntüsü yine açık alt küme olan dönüşüme açık fonksiyon denir. 

Ayrıca bkz. 
fonksiyon, uzay, açık küme, topolojik uzay


AÇIK GÖNDERİM. Bkz. açık fonksiyon

AÇIK KAVRAM. Nesnesini tanımamıza imkân veren kavrama açık kavram denir.

AÇIK KAYNAK KODLU YAZILIM. Bkz. açık kaynak yazılım  


AÇIK KAYNAK PROGRAM. Makine diline dönüştürülmeden önce, programcılar tarafından okunur, anlaşılır, yeni amaçlara uygun olarak değiştirilebilir hali gizli tutulmayan, açık olarak paylaşılan programlara açık kaynak program denir.


AÇIK KAYNAK YAZILIM. Kaynak kodu tüm potansiyel kullanıcılara açık olan, genel kullanım lisansı ile sunulan, kullanıcıların üzerinde değişiklik yapıp yeniden dağıtıma sokmasına izin verilen yazılıma açık kaynak kodlu yazılım veya kısaca açık kaynak yazılım denir. 

AÇIK KÜME.  Sadece iç noktalardan oluşan kümeye açık küme denir. 

Ayrıca bkz.
kapalı küme, kapaçık küme


AÇIK KÜP. Standart vektör uzayı içinde, eşit uzunlukta   n   sayıda açık aralığın dik çarpımına açık küp denir. 

AÇIK ÖNERME. İçerisinde en az bir belirsiz (değişken) bulunan ve bu belirsize verilen değerlere göre doğru ya da yanlış tümcelere açık önerme denir. 

AÇIKLAYICI DEĞİŞKEN. Bkz. bağımsız değişken

AÇIKLAYICILIK. Açıklayıcılık, küçük bir programla büyük hesaplama veya işlemler yapabilme yeteneğini ifade eder.

AÇIKLIK. Bir veri grubunda en büyük değer ile en küçük değer arasındaki farka açıklık  denir ve,
Rile gösterilir.

Ayrıca bkz.
veri

AÇINIM. Bir yüzeyin bir düzlem üzerine serilmesine açınım denir.

Ayrıca bkz.
düzlem, yüzey

BİR AÇININ KÖŞESİ. Bir açının kenarlarının ortak noktasına açının köşesi denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇINIR YÜZEY. Genleşmeden ve büzülmeden bir düzlem üzerine yayılabilen yüzeye açınır yüzey denir.

AÇIORTAY. Bir açıyı, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru parçasına açıortay denir. [< açı + ortay]

Ayrıca bkz.
açı, açıortay düzlemi


AÇIORTAY DÜZLEMİ. Kesişen iki düzleme eşit uzaklıktaki noktaların oluşturduğu düzleme açıortay düzlemi denir.

Ayrıca bkz.
açı, açıortay


AÇISAL FREKANS. Bir saniyede taranan radyan sayısına açısal frekans denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL HIZ. Bkz. açısal frekans

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL İVME. Açısal hızın değişim hızına açısal ivme denir. 

Ayrıca bkz.
açı

AÇISAL MOMENTUM. Bir eksen çevresinde dönen bir cismin birim zamanda eylemsizlik momenti ile bu cismin dönme açısal hızının çarpımına açısal momentum denir. 

Ayrıca bkz.
açı



AD HOC AĞI. Herhangi bir kablosuz erişim noktası (İng. access point) veya router kullanmadan iki veya daha fazla bilgisayar arasında ağ bağlantısı kurma işlemine ad hoc ağı (İng. ad hoc network) denir.

Ayrıca bkz.
erişim noktası, router

ADAY ANAHTAR. Her bir satırı eşsiz olarak tanımlayabilen ve en az sayıda alana sahip olan süper anahtara adaya anahtar denir. 

Ayrıca bkz.
anahtar, süper anahtar



ADED-İ ASLİ. Bkz. asal sayı

ADIM DEĞERİ Döngü her tekrarlandığında değişkenin değerinin ne kadar artacağı veya azalacağına adım değeri denir.

ADİ DİFERANSİYEL DENKLEM. Bir diferansiyel denklemde adi türevler yer alıyor ise bu diferansiyel denkleme adi diferansiyel denklem (İng. ordinary diferential equation) veya kısaca diferansiyel denklem denir.

Ayrıca bkz.
diferansiyel denklem


ADİ LOGARİTMA. 10 tabanındaki logaritmaya adi logaritma denir.

Bkz.
logaritma


ADRES.  Bir hafıza dizesi içinde belirli bir veri elemanının konumu tanımlayan değere adres denir. [Fr. adresse <  Fr. adresser < Geç Lat. addirectare < Lat. ad+directus]

ADRES ÇÖZÜCÜ. Bellek tasarımında kullanılan ek devrelere adres çözücü denir.

ADRES OPERATÖRÜ C programlama dilinde adres operatörü, bir değişkenin bellek adresini döndüren bir operatördür ve,
    &
ile gösterilir.

ADRES TABLOSU. Bkz. atlama tablosu

ADRES YOLU Adres yolu, işlemci ve bellek arasındaki iletişimde kullanılan ve komut veya verinin bellekte bulunduğu adres bilgilerini taşıyan bir veri yoludur.

ADYABATİK SİSTEM. İçeri veya dışarı ısı akışı olmayan sisteme adyabatik sistem denir.

AFİN DÖNÜŞÜM.   L ( t ) , bir lineer dönüşüm olsun. Afin dönüşüm,   c   n   olmak üzere,A :    n t  L ( t ) + cile tanımlanır.

AFİN DÖNÜŞÜMLER GRUBU. Bkz. afin grubu

AFİN GRUBU. Süperpozisyon veya kompozisyon işlemine göre bir afin uzayın kendisine afin dönüşümlerinin oluşturduğu gruba afin dönüşümler grubu veya kısaca afin grubu denir. 

Ayrıca bkz.
grup

AFİN UZAY.   A   , bir küme; K , bir cisim;  V  K  cismi üzerinde bir vektör uzayı olsun. Eğer aşağıdaki önermeleri doğrulayan bir  f : A × A  V  fonksiyonu var ise  A  kümesi,  V  vektör uzayı ile birleştirilmiş bir afin uzaydır denir:

  • A1. Her  P , Q , R  A  için,  f ( P , Q ) + f ( Q , R ) = f ( P , R ) 'dir, 
  • A2. Her  P  A  ve her  α  V  için,  f ( P , Q ) = α  olacak biçimde bir tek  Q  A  vardır. 
Ayrıca bkz.
uzay

AFİNOR.  ( 1 , 1 ) tipli tensörlere afinor denir. 

Ayrıca bkz.
tensör

AGENT. İstenen bilgileri internet üzerinden toplayabilen programlara agent denir.

AGNESİ CADISI. Agnesi cadısı,x 2 y = 4 a 2 ( 2 a  y )ile tanımlanır. [Maria Gaetana Agnesi, İtalyan Matematikçi. 1718'de Milano'da doğdu. 1738'de felsefe alanında yazdığı tez basıldı. Annesinin ölümünden sonra kardeşlerini eğitmek için yazmaya başladığı Instituzioni analitiche ad uso della gioventù italiana kitabı dört cilt tuttu. Kitabı 1748'de basıldı.  1750'de Papa tarafından Bologna Üniversitesi Matematik Bölüm Başkanlığına atandı. 1799'da Milano'da bir manastırda öldü. 1801'de Instituzioni analitiche ad uso della gioventù italiana'nın İngilizce çevirisi basıldı.]

AGNESİ EĞRİSİ. Bkz. Agnesi cadısı

AĞ. 1. Bir yönlü kümeden başka bir kümeye tanımlı olan fonksiyona  denir. 2. Birden fazla bilgisayarın çeşitli yollarla birbirine bağlanmasına bilgisayar ağı ya da kısaca ağ denir. [< Eski Tr. ]

AĞ ANALİTİKLERİ. Sanal dünyanın farklı kurallarının, dinamiklerinin, davranışlarının insan ekseninde analiz edilmesini ve bunun akabinde anlamlı sonuçlar çıkarılmasını sağlayan süreçler bütününe ağ analitikleri denir.

AĞ BANT GENİŞLİĞİ Bkz. bant genişliği

AĞ GEÇİDİ. Bkz. portal

AĞ PROTOKOLÜ. Verinin ağa bırakılması ile başlayıp, paketlenmesi, iletiliş yolunun belirlenmesi ve iletilmesi olaylarının tamamını denetleyen kuralar bütününe ağ protokolü denir.

BİR AĞACIN YÜKSEKLİĞİ. Bir ağacın yüksekliği, ağacın kökünden ağaçtaki en alt çocuğa kadar olan yolun uzunluğu ile tanımlanır.

AĞAÇ. İçinde devir (döngü) bulunmayan bağlantılı grafa ağaç graf veya ağaç denir ve,


T

ile gösterilir. [< Eski Tr. yıġaç]


AĞAÇ GRAF. Bkz. ağaç.

AĞIRLIKLI ARİTMETİK ORTALAMA. Bkz. tartılı aritmetik ortalama

AĞIRLIKLI GRAF. Bkz. maliyetli graf

AI. Bkz. yapay zeka

AKIL YÜRÜTME. Bir takım doğrulardan ve kabullerden hareket ederek bir sonuca varmaya akıl yürütme denir. 

AKILLI OYUNCU. Bir oyuna katılan her bir oyuncunun izlemini bilen ya da tahmin edebilen rakip tarafa akıllı oyuncu (İng. rational player) denir.

AKILLI TELEFON. Belli açık bir işletim sistemi ile çalışan mobil iletişim aygıtına akıllı telefon denir.

AKIM. Bkz. elektrik akımı

AKIM KAYNAĞI. Kendisine bağlanan yükten bağımsız olarak, her zaman belli bir akım oluşturan kaynaklara akım kaynağı denir.

AKIM ŞİDDETİ. Birim zamanda geçen yük miktarına akım şiddeti denir ve,Iile gösterilir.

AKIM YOĞUNLUĞU. Bir iletkenin 1 mm²  kesitinden geçen elektrik akımına akım yoğunluğu denir ve, J ile gösterilir.

AKIŞ AĞI. Bir grafiğin dalları üzerinde bir akış ağı varsa bu grafiğe akış ağı veya  denir. 


AKIŞ DİYAGRAMI. Algoritmanın özel geometrik şekillerle ifade edilmiş haline akış diyagramı denir.

Ayrıca bkz.
algoritma


AKIŞ ŞEMASI. Bkz. akış diyagramı

AKSAK ÜÇGEN. İki kısa kenarı uzunluk farkı bir birim olan dik üçgene aksak üçgen denir. 

AKTARMA. Bir programda değişkenler değer gönderilmesine aktarma denir. 

AKTİF DEVRE ELEMANI. Bkz. aktif eleman

AKTİF ELEMAN. Bir şebekeye enerji sağlayabilen gerilim ya da akım kaynaklarına aktif devre elemanı veya kısaca aktif elemanlar denir.

Ayrıca bkz.
pasif eleman

AKTİF MATRİS EKRAN. Her pikselde ışığın iletimini kontrol etmek için bir transistör kullanan sıvı kristal ekrana aktif matris ekran denir. 

AKTİVASYON KAYDI. Verilen bir prosedür için kaydedicilerin ve yerel değişkenlerin konumlarını belirten değere çerçeve işaretçisi veya aktivasyon kaydı denir. 

AKUSTİK SİNYAL. Veri ileten seslerden oluşan sinyale akustik sinyal denir. 

AKÜMÜLASYON. Akümülasyon, birden fazla işlem üzerine inşa edilmiş bir varlığın pozisyon büyüklüğündeki artışı ifade eder.

AKÜMÜLATÖR. 1. Doldurulabilen be daha büyük şiddette doğru akım veren üreteç. 2. Artimetik ve mantıksal işlemlerin yerine getirilmesi sırasında üzerinde işlem yapılacak verinin bulunduğu yere akümülatör (ACC) denir. [<Fr. accumulateur < Fr. accumuler < Lat. accumulare < Lat. cumulare < Lat. cumulus < Ar. كومة< Eski Yunan. κύμα < Eski Yunan. κύω]

ALAN. Bir ikili işlemin yer aldığı kümeye alan denir. 

ALAN ADI. İnternet kullanıcılarına, ziyaret etmek istedikleri IP adreslere alfabetik-sayısal terimler içeren ve akılda kolayca kalan belirteçlerle ulaşmalarını kolaylaştıran bir isimlendirmeye domain name veya alan adı denir.

ALAN KARMAŞIKLIĞI. Algoritmanın eleman sayısının çok büyük olduğu durumlarda problemin çözümüne ulaşabilmeye yönelik bellek gereksinimine alan karmaşıklığı denir.

ALAN KORUYAN DÖNÜŞÜM. Tanım uzayındaki her bölgeyi, alanı bu bölgenin alanına eşit olan bir bölgeye dönüştüren dönüşüm alan koruyan dönüşüm olarak adlandırılır.

Ayrıca bkz.
uzay

ALFABETİK STRING. Aynı alfabetik karakter kümesinden olan ve yalnızca karakterleri içeren stringe alfabetik string denir.

ALGISAL BELLEK. Duyusal bilginin çok kısa sürelerde işlendiği belleğe anlık bellek veya algısal bellek denir. 

ALGORİTMA. Verilerin, bilgisayara hangi çevre biriminden girileceğinin, problemin nasıl çözüleceğinin, hangi basamaklardan geçirilerek sonuç alınacağının, sonucun nasıl ve nereye yazılacağının sözel olarak ifade edilmesine algoritma denir.

BİR ALGORİTMANIN KESİNLİĞİ. Bir algoritmanın adımlarının belirli olmasına kesinlik denir. 

ALGORİTMİK DİLAlgoritmik dil, algoritmaları ifade etmek amacıyla kullanılan yapay dile verilen addır.

ALGORİTMİK KARMAŞIKLIK. Bir algoritmanın kaçılması için gereken kaynak miktarına algoritmik karmaşıklık veya  kısaca karmaşıklık denir. 

ALGORİTMİK PROGRAM TASARIMI. Verilerin bilgisayara hangi çevre biriminden girileceğinin, problemin nasıl çözüleceğinin, hangi basamaklardan geçirilerek sonuç alınacağının, sonucun nasıl ve nereye yazılacağının sözlü olarak ifade edilmesine algoritmik program tasarımı denir. 

ALIASING. 1. Bilgisayar monitöründeki şekillerin kenarlarının tırtıklı görünmesine aliasing denir. 2. Aynı hafıza alanına birden fazla isimle ulaşmaya örtüşme veya aliasing denir. 

ALICI. Bkz. almaç

ALINMAMIŞ DALLANMA. Dallanma koşulunun sağlanmadığı ve program sayacının sıralı olarak dallanmayı takip eden komutun adresi olduğu dallanmaya alınmamış dallanma denir. 

Ayrıca bkz.
alınmış dallanma

ALINMIŞ DALLANMA. Dallanma koşulunun sağlandığı ve program sayacının dallanma hedefi olduğu dallanmaya alınmış dallanma denir.

Ayrıca bkz.
alınmamış dallanma

ALMAÇ. Elektrik enerjisini istenilen başka bir enerjiye dönüştüren aygıtlara alıcı veya almaç denir.

ALMAŞIK DERNEY. Bkz. alterne seri

ALT ALAN TİPİ. Bir sıralı tipin bir alt grubuna işaret eden tanımlamaya alt alan tipi denir. 

ALT DAMGA. Bir terimin ya da elemanın sağ altına vurulan damgaya alt damga denir. 

ALT DİZEY. Bkz. alt matris

ALT DOLAM. Bkz. alt halka

ALT GRAF. Bir grafın düğüm ve kenarlarının bir alt kümesiyle oluşturulan grafa alt graf denir.

ALT HALKA. Bir halkanın indirgenmiş işlemlere göre halka olan alt kümesine halkanın alt halkası denir. 

ALT KÜME.   A   ve   B , iki küme olsun.   B 'nin her elemanı   A 'nın da bir elemanı ise   B 'ye   A 'nın bir alt kümesi denir ve,B  Aile gösterilir.

ALT MATRİS. Bir matrisin bazı satır ve sütunları silindiğinde kalan matrise alt matris denir.

Ayrıca bkz.
alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


ALT ÖRNEKLEM. Bir örneklemden seçilerek oluşturulan yeni örnekleme alt örneklem denir. 

ALT PROGRAM. Herhangi bir değer geri döndürmeyen fonksiyona alt program denir.

ALT UZAY TOPOLOJİSİ.   ( X , τ )   topolojik uzayı ile   A   alt kümesi verildiğinde,   A   üzerindeki,{ A  T : T  τ }topolojisine alt uzay topolojisi denir ve,τ Aile gösterilir.

ALT ÜÇGENSEL MATRİS. Köşegen üstündeki tüm elemanları sıfır olan matrise alt üçgensel matris denir.

Ayrıca bkz.
alt matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

ALTERNANS. Bir saykılın negatif ve pozitif kısımlarından her birine alternans denir. 

Ayrıca bkz. 
saykıl

ALTERNATİF AKIM. Zamana bağlı olarak periyodik bir şekilde yön ve şiddeti değişen akıma alternatif akım denir.

Ayrıca bkz.
doğru akım

ALTERNATİF VARSAYIM. Sıfır varsayımın yerine geçebilecek şekilde sunulan varsayıma alternatif varsayım denir. 

Ayrıca bkz.
sıfır varsayım

ALTERNE SERİ. Ardışık terimleri ters işaretli olan seriye alterne seri denir.

ALTIN AÇI. 
(İng. golden angle, Rus. золотой угол, Çin. 黃金角, Ar. زاوية ذهبية)

Tam açıyı altın oranda ikiye bölen açıya altın açı  denir. 

ALTIN KESİT. Bkz. altın oran

AMAÇ PROGRAM. Bir programlama dilinde yazılmış kaynak programın derlenmesi ile elde edilen kütüphane fonksiyonlarıyla bağlantısı kurulmamış makine koduna amaç program (İng. object program) denir.

AMPERMETRE. Akım şiddetini ölçen alete ampermetre denir. 

ANA BİLGİSAYAR. Bir bilgisayar ağının yönetiminde temel işlev ve görevleri yürüten sunucu bilgisayara ana bilgisayar denir.

ANA DONANIM. Bir bilgisayar sisteminin temel işlevlerini yerine getirebilmesi için gereken donanımlara ana donanım denir.

ANA KİTLE. Bkz. Evren.

ANA KÜTLE. Bkz. Evren.

ANAHTAR. 1. Anahtar veya devre kesici, bir devreyi tamamlamak veya kesmek için kullanılan çoğunlukla mekanik araca verilen addır. 2. Kayıtların ayırt edilmesini ve tablolar arasında ilişki kurulmasını sağlayan yapıya anahtar denir. 

ANAHTAR ÖZNİTELİK. Varlık kümesindeki her bir örnek için farklı değer alan özniteliğe anahtar öznitelik denir.

ANAHTARLAMALI RELÜKTANS MOTORU. Anahtarlamalı relüktans motoru, statoru ve rotoru çıkık kutuptan oluşan ve sadece statorunda sargı bulunduran, rotorunda herhangi bir sargı ya da sürekli mıknatıs bulundurmayan basit yapılır elektrik makinelerine verilen addır. 

ANALİTİK DÜZLEM. Üstünde koordinat sistemi belirtilmiş düzleme kartezyen düzlem veya analitik düzlem denir. 

ANALİTİK ÖNERME. Doğruluğu a priori bilinen önermeye analitik önerme denir. 

ANALOG BİLGİSAYAR. İşletilmesi başka bir sistemin fiziksel davranışlarında dayalı olan bilgisayara örneksel bilgisayar veya analog bilgisayar denir.

ANALOG BÜYÜKLÜK. Sonsuz sayıda ara değer alabilen büyüklüğe analog büyüklük denir. 

ANALOG DEVRE. Giriş ve çıkış işaretleri şekil olarak benzeyen elektronik devreye analog sistem veya analog devre denir. 

ANALOG GÖSTERGE. Büyüklükleri iki sınır değer arasında çok sayıda ara değer şeklinde ifade eden göstergeler analog gösterge denir. 



ANALOG İŞARET. Analog özelliğe sahip fiziksel bir büyüklük bilgi şekline dönüştürülürken, bilgiyi temsil eden işaret doğrudan fiziksel büyüklüğün benzeri ise oluşan işaret analog işaret olarak adlandırılır. 


ANALOG SİNYAL. Veriyi temsil eden karakteristik niceliğin herhangi bir anda sürekli bir aralık içindeki herhangi bir değeri alabildiği sinyale analog sinyal denir. 

ANALOG SİSTEM. Bkz. analog devre


ANALOJİK ÇIKARIM. İki ya da daha fazla nesnenin belli benzerliklerine dayanarak başka benzerlikleri olacağı sonucuna gitmeye analojik çıkarım veya analoji denir. 

ANLAM BİLİM. Bkz. semantik

ANLAMLILIK DÜZEYİ. Tip 1 hatanın ortaya çıkma olasılığına anlamlılık düzeyi denir. 

Bkz.

tip 1 hata, tip 2 hata

ANLIK BELLEK. Bkz. algısal bellek

ANLIK DERLEME. Devamlı birimlerin belli bir andaki durumlarını gözlemlemek için yapılan derlemeye anlık derleme denir. 

Ayrıca bkz.
veri toplama

APAÇIK KAVRAM. Aynı zamanda hem açık hem seçik olan kavrama apaçık kavram denir. 

APEKS. Bir çokgende, belli bir yönlendirmeye göre en yüksekte kalan tepe noktasına apeks denir. 

API. İki farklı sistemin birbirleri ile haberleşip veri alışverişi yaptıkları yapılara uygulama ara yüzü (application programming interface) veya kısaca API denir. 

APLİKAT EKSENİ. Üç boyutlu koordinat sisteminde dikey eksen aplikat ekseni olarak adlandırılır.


APOLAR KOVALENT BAĞ. Kovalent bağı oluşturan elektronların iki atom tarafından eşit kuvvetle çekilmesiyle oluşan bağa apolar kovalent bağ denir.

Ayrıca bkz.
polar kovalent bağ

APPLET. Bir HTML programı içine yerleştirilmiş küçük java programlarına applet denir.

APPLICATION SERVER. Bkz. uygulama sunucusu

AR. Bkz. artırılmış gerçeklik teknolojisi

ARA DÜĞÜM. En az bir çocuğa sahip düğüme ara düğüm denir. 

ARA YÜZ. Bilgisayar yazılımlarının kullanıcı tarafından çalıştırılmasını sağlayan, çeşitli resimlerin, grafiklerin yazıların yer aldığı ön sayfaya ara yüz denir.

ARAKESİT İŞLEMİ. Verilen kümelerin ortak elemanlarından oluşturulmuş kümeyi veren işlem arakesit olarak adlandırılır.

ARALARINDA ASAL POLİNOMLAR. En büyük ortak bölenleri (ebob) 0-ncı mertebeden bir polinom olan polinomlara göreceli asal polinomlar ya da aralarında asal polinomlar denir. 

ARALARINDA ASAL SAYILAR. En büyük ortak bölenleri 1 olan sayılara göreceli asal sayılar ya da aralarında asal sayılar denir. 

ARAMA. Bkz. arama problemi

ARAMA PROBLEMİ. Bir elemanın arama uzayındaki yerinin bulunması problemine arama problemi denir. 

ARAPSAÇI. Arapsaçı, IOTA adı verilen kriptopara tarafından geliştirilen ve blokzinciri teknolojisinden farklı olarak hiçbir işlem ücreti olmadan varlık transfer edilmesini sağlayan ve kullanıcılar tarafından doğrulamaların gerçekleştirildiği alternatif bir teknolojiyi ifade eder. 

ARCHIE. İstenen verileri internet üzerinden bulan ve onları düzenleyen programa archie denir. 

ARDIŞIK DEVRE. Bkz. ardışıl devre

ARDIŞIL DEVRE. Tümleşik devreye ek olarak içinde belleği olan devrelere sıralı devre veya ardışıl devre denir.

ARDIŞIL LOJİK. Bir kombinezonal devreye ilave olarak bellek elemanları da içeren sayısal sistemler ardışıl lojik olarak adlandırılır. 

ARGAND DİYAGRAMI. Kompleks sayıları düzlemde göstermek amacıyla geliştirilen ve yatay ekseni gerçek eksen, düşey ekseni sanal eksen varsayan koordinat sistemine Argand diyagramı denir. [Jean-Robert Argand, Fransız matematikçi. 1768'de Cenevre'de doğdu.   i   sayısının geometrik gösterimi ile tanınmıştır. 1806'da cebirin temel teoremini ispatladı. 1822'de Paris'te öldü.]

ARGÜMENT. Bkz. argüman

ARGÜMAN. 1. Bir sonuca varmak için kullanılan önermeler dizisine argüman denir. 2. &nbsp z , bir komplek sayı olsun. &nbsp z 'nin &nbsp x -ekseninin pozitif kısmı ile yaptığı açıya &nbsp z   kompleks sayısının argümanı denir ve,arg  zile gösterilir. 3. Argüman, işletim sistemi veya işletim sistemi üzerindeki programların içindeki fonksiyonlara verilen değer ya da ismi ifade eder.

ARİTMETİK BİRİM. Bir tamlık bölgesinin tersinir elemanına aritmetik birim denir.

Ayrıca bkz. 
tamlık bölgesi


ARİTMETİK DİZİ. Ardışık terimleri arasındaki ayrım değişmeyen diziye aritmetik dizi denir. 

Ayrıca bkz.
geometrik dizi


ARİTMETİK FONKSİYON. Pozitif tam sayılar üzerinde tanımlı ve reel değerli fonksiyonlara aritmetik fonksiyon denir. 

ARTİMETİK OPERATÖR. Aritmetik işlemlerin yapılması amacıyla kullanılan operatörlere aritmetik operatör denir. 

ARİTMETİK ORTA. Bkz. aritmetik ortalama


ARİTMETİK ORTALAMA. Aritmetik ortalama, i = 1,2,3, ... için, x i gözlenen değerler ve n gözlem sayısı olmak üzere, i=1nxin ile tanımlanır ve, x ¯ ile gösterilir.   

ARİTMETİK ORTALAMA GÖRE MOMENT. Terimlerin aritmetik ortalamadan cebirsel sapmalarının çeşitli kuvvetlerinin aritmetik ortalamalarına aritmetik ortalama etrafındaki moment veya aritmetik ortalamaya göre moment denir. 

ARİTMETİK YOĞUNLUK Aritmetik yoğunluk programdaki kayar noktalı işlemlerin program tarafından ana bellekte erişilen veri byte sayısına oranı ile tanımlanır.

ARŞİMED RIESZ UZAYI. Sıralama bağıntısı Arşimed aksiyomu ile verilen Riesz uzayına Arşimed Riesz uzayı denir. [Arşimed, Yunan matematikçi. Doğumdan önce 287'de doğdu. Hidrostatiğin ve mekaniğin temellerini attı. Doğumdan önce 212'de Sicilya'da öldü. Riesz Frigyes, Macar Matematikçi. 1880'de Györ'de doğdu. Sınırlı simetrik operatörler için spektral teorisini geliştirdi. Riesz grupları, Riesz dizisi ve Riesz uzayının tanımını verdi. 1956'da Budapeşte'de öldü.]

ARM. Bkz. anahtarlamalı relüktans motoru

ARPANET. ARPANET, 1960 yılında Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanlığı tarafından kurulmuş ve internet teknolojisinin temelini oluşturan ağ sisteminin adıdır. 

ARŞİMED SARMALI. Bkz. Arşimed spirali

ARŞİMED SIRALI UZAYI. Bir Arşimed sıralaması ile donatılmış lineer uzaya Arşimed sıralı uzayı denir. 

ARŞİMED SPİRALİArşimed spirali,   r   radyal koordinat ve   θ   kutupsal açı olmak üzere, r = a θ ile tanımlanır. 

ART KOŞUL. Bir deyimi takip eden bildirime art koşul denir. 

ART MERİDYEN. Bir meridyenin yarı dairesini tam daire yapan meridyene o meridyenin art meridyeni denir. 

ARTAN DİZİ.   ( a n ) , bir dizi olsun. Her   n     için,a n  a n + 1gerçekleniyor ise   ( a n )   dizisine artan dizi denir.

ARTAN FONKSİYON.  f ,   bir   I aralığında tanımlı bir fonksiyon olsun.   x 1  ve  x 2 noktaları   I  aralığında herhangi iki nokta olsun. Eğer  x 1 < x 2  iken  f ( x 1 ) < f ( x 2 )  ise   f  fonksiyonu   I  aralığında artandır denir.

ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK TEKNOLOJİSİ. Gerçek dünyada algıladığımız tüm fiziksel unsurların, bilgisayar teknolojileri ile üretilmiş ses, grafik, video ve GPS verileri ile birleştirilmesi yoluyla ortaya çıkan görüntüye artırılmış gerçeklik teknolojisi veya kısaca AR denir. 

ARTIRMA OPERATÖRÜ. Matematiksel olarak değişkene ait değerin bir artırılması için kullanılan operatöre artırma operatörü denir ve,

++

ile gösterilir. 



ARZ EĞRİSİ. Ceteris paribus bir malın fiyatı ile arz edilen miktarı arasındaki ilişkiyi gösteren şekilsel araca arz eğrisi denir. 

ASAL ALT CİSİM. Bir cismin tüm alt cisimlerinin kesişimine asal alt cisim denir.

ASAL ALT HALKA. Birimli bir alt halkanın biriminin ürettiği alt halkaya halkanın asal alt halkası denir. 

ASAL CİSİM. Trivial alt cisimlerden başka alt cismi olmayan cisme asal cisim denir.

ASAL İKİZLER. Farkları 2'ye eşit olan iki asal sayıya asal ikizler denir.


ASAL SAYI.  p , sıfırdan ve ±1'den farklı bir tam sayı olsun.  p | m nkoşulunu gerçekleyen her   m , n     için,   p | m   veya     p | n   ise   p   tam sayı sayısına asal tam sayı veya kısaca asal sayı denir.

Ayrıca bkz.
doğal sayı, bileşik sayı


ASAL SAYILAR DİZİSİ. Elemanları asal sayılar olan diziye asal sayılar dizisi denir. 

Ayrıca bkz.
asal sayı


ASAL TAM SAYI. Bkz. asal sayı

ASİMPTOTAsimptot, sonsuza giden bir eğrinin çeşitli noktalarının gittikçe yaklaştığı başka bir eğriye verilen addır.

ASİMPTOTİK OLARAK DAHA KÜÇÜK FONKSİYON.   D     olmak üzere,f , g : D  iki fonksiyon olsun. Her   ϵ > 0   için,0 < | z  z 0 | < δ  | f ( z ) |  ϵ | g ( z ) |o.b. bir   δ > 0   var ise   z  z 0   f ( z ) ,   g ( z ) 'nin küçük o'sudur veya   f ( z ) ,   g ( z ) 'den asimptotik olarak daha küçüktür denir ve,z  z 0  f ( z )  o ( g ( z ) )ile gösterilir.

ASİMPTOTİK OLARAK EŞİT FONKSİYONLAR.   D     olmak üzere,f , g : D  iki fonksiyon olsun.lim z  z 0  f ( z ) g ( z ) = 1ise   z  z 0   f ( z ) ,   g ( z ) 'ye asimptotik olarak eşittir denir ve,z  z 0 f ( z )  g ( z )ile gösterilir.

ASİMPTOTİK SINIR.   D     olmak üzere,f , g : D  iki fonksiyon olsun.0 < | z  z 0 | < δ için | f ( z ) |  K | g ( z ) |o.b.   K  0   ve   δ > 0   sayıları var ise   z  z 0   g ( z ) ,   f ( z ) 'nin büyük o'sudur veya asimptotik sınırıdır denir ve,z  z 0 f ( z )  O ( g ( z ) )ile gösterilir.

ASLİ DERLEME. Bkz. birincil derleme

ASSEMBLER. Assembly dili kullanılarak yazılmış bir programı makine koduna çeviren derleyiciye assembler denir. 

ASSEMBLY DİLİ. Bkz. çevirici dil

ASSERTED. Mantıksal yüksek veya doğru için kullanılan sinyal asserted olarak adlandırılır.

AŞAĞI TAŞMA. Negatif üssün üs alanına sığmayacak kadar büyük bir değere ulaşmasına aşağı taşma denir. 

AŞIM. Bkz. rank

AŞİKÂR HALKA. Aşikâr halka,{ 0 }ile tanımlanır.

AŞİKÂR HOMOMORFİZMA.   G   ve   H , iki grup olsun.   G 'den   H 'ye aşikâr homomorfizma,ϕ : G  H x  e Hile tanımlanır.
 
AŞİKÂR İDEAL. Herhangi bir halka için sıfır halkası.

AŞİKÂR TOPOLOJİ.  X   bir küme olsun.   X   üzerinde tanımlı aşikâr topoloji,{ X ,  }ile tanımlanır.

AŞIRI PARALEL DOĞRULAR. Bir doğru çifti ne hiperbolik düzlemde ne de çemberde sonsuzda kesişirse bu doğrular aşırı paralel doğrular olarak adlandırılır.

AŞKIN GENİŞLEME. Bir cismin cebirsel olmayan genişlemesine aşkın genişleme denir.

ATAMA OPERATÖRÜ. Bir değişkene bir değer atamak amacıyla kullanılan operatörlere atama operatörleri denir.

ATLAMA ADRES TABLOSU. Bkz. atlama tablosu

ATLAMA TABLOSU. Alternatif komut serilerinin adreslerinin tablosuna atlama adres tablosu veya kısaca atlama tablosu denir.

ATLAS. S bir yüzey olsun. Görüntüleri S 'nin tamamını kaplayan yüzey yamalarının bir ailesine S 'nin bir atlası denir. 

ATOM NUMARASI. Atom numarası, bir elementin çekirdeğinde bulunan proton sayısını ifade eder ve,Zile gösterilir.

ATOMİK İŞLEM Atomik işlem, bölünemez, tek seferde tamamlanan, başlatıldığından tamamlanmadan başka bir işlem tarafından kesintiye uğratılamayan ve başka işlem etkisi altında kalmayan işleme verilen addır.

AVOMETRE. Bkz. multimetre

AYIKLAYICI. Ayıklayıcı, programdaki hataları bulmak ver düzeltmek için kullanılan araca verilen addır. 

AYKIRI DOĞRULAR. Aynı düzlemde olmayan doğrulara aykırı doğrular denir.

AYRIK METRİK UZAY. Ayrık metrik ile donatılmış uzaya ayrık metrik uzay denir ve,( X , d a )ile gösterilir.

AYRIK OLAYLAR. İki olay aynı anda meydana gelemiyorsa bu olaylara ayrık olaylar denir. 

AYRIK TOPOLOJİ. Bir küme üzerindeki bütün topolojiler latisindeki en büyük elemana ayrık topoloji (İng. discrete topology) denir.

AYKIRI VERİ. Bir değer her iki yönde mesafe olarak kartiller (çeyreklikler) arası açıklığı aşarsa gözlem aykırı değerlidir denir. 

Ayrıca bkz. 
gözlem, kartil


AYRIK DEVİRLER. Ortak elemanı olmayan devirlere ayrık devirler denir.

AYRIK KÜMELER. Ara kesitleri boş küme olan kümelere ayrık kümeler denir.


AYRIK UZAY. Üzerinde ayrık topoloji tanımlanan kümeye ayrık uzay denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay


AYRILABİLİR DİFERANSİYEL DENKLEM. Ayrılabilir diferansiyel denklem,M ( x ) + N ( y ) d y d x = 0ile tanımlanır.

AYRILABİLİR DENKLEM. Bkz. ayrılabilir diferansiyel denklem

AYRILABİLİR UZAY. Sayılabilir yoğun alt kümesi bulunan topolojik uzaya ayrılabilir uzay denir. 

Ayrıca bkz. 
uzay


AZALAN FONKSİYON.  f ,   bir   I aralığında tanımlı bir fonksiyon olsun.   x 1  ve  x 2 noktaları   I  aralığında herhangi iki nokta olsun. Eğer  x 1 > x 2  iken  f ( x 1 ) > f ( x 2 )  ise   f  fonksiyonu   I  aralığında azalandır denir.

AZALTMA OPERATÖRÜ. Matematiksel olarak değişkene ait değerin bir azaltılması için kullanılan operatöre azaltma operatörü denir ve,

--

ile gösterilir. 

BACKBONE. Yoğun internet trafiği taşıyan yüksek hız ağına backbone denir.

BACKUS-NAUR FORM. Backus-Naur Form veya kısaca BNF, 1950'li yıllarda John Backus ve Peter Naur tarafından yapılan çalışmaların sonucu olarak geliştirilen ve 1960'tan sonra programlama dilleri için standart olarak kullanılan meta dile verilen addır. [John Backus, Amerikalı matematikçi. 1924'te Wilmington'da doğdu. 1942'de liseden mezun oldu. Aynı yıl Virginia Üniversitesi Kimya Bölümüne girdi ancak buradan ayrıldı. Orduya katıldı. Haverford College'da tıp ve  Pittsburgh Üniversitesinde mühendislik eğitimi aldı. Atlantik Şehir Hastanesinde çalıştı. Columbia Üniversitesinden matematik alanında 1949'da lisans ve bir yıl sonra yüksek lisans derecesi aldı. 1950'de IBM'e girdi. 1954'te Fortran dilini geliştirdi. 1977 Turing ödülünü kazandı. 1991'de emekli oldu. 2007'de Ashland'da öldü. Peter Naur, Danimarkalı bilgisayar bilimci. 1928'de Frederiksberg'de doğdu. 1957'de felsefe doktoru derecesi aldı. 1959-1969 arasında Regnecentralen şirketinde çalıştı. Niels Bohr Enstitüsü ve Danimarka Teknik Üniversitesinde ders verdi. 1969-1998 arasında Kopenhag Üniversitesinde profesör olarak görev yaptı. Programlamayı matematiğin bir dalı olarak gören biçimci ekolü reddetti. Bilgisayar bilimi yerine veri bilimi denmesini önerdi. 2005 Turing ödülünü kazandı. 2016'da Herlev'de öldü.]

BAD SECTOR. Bad sector, disk üzerinde bozulduğu için kullanılmaz hale gelen bölümlere verilen addır.

BAĞ ENERJİSİ. Bağ oluşurken açığa çıkan veya bu bağı kırmak için verilmesi gereken enerjiye bağ enerjisi denir. 

BAĞDAŞABİLİR SİSTEM. Birinci basamaktan   F ( x , y , z , p , q ) = 0   denkleminin çözümü aynı zamanda   Φ ( x , y , z , p , q ) = 0   denkleminin de çözümü oluyor ise, F ( x , y , z , p , q ) = 0 Φ ( x , y , z , p , q ) = 0 sistemine bağdaşabilir sistem denir.

d y d x + p ( x ) y = q ( x ) y nile tanımlanır. [Jakob Bernoulli, İsviçreli matematikçi. 1655'te Basel'de doğdu. Büyük sayılar yasasını buldu. Bernoulli diferansiyel denklemini çözdü. 1705'te Basel'de öldü.] 

BAĞIMLI DEĞİŞKEN. Bir araştırmacı tarafından açıklanmaya çalışılan değişkene bağımlı değişken denir. 

BAĞIMLI KAYNAK. Devrede tanımlı bir gerilime veya akıma bağlı olan kaynağa bağımlı kaynak denir ve,
ile gösterilir.

BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN. Bağımlı değişkendeki toplam değişimleri açıklayan değişkene açıklayıcı değişken veya bağımsız değişken denir. 

BAĞIMSIZ KAYNAK. Çekilen akım ne olursa olsun kaynak değerinin değişmedi ve devredeki bir elemana bağlı olmayan kaynağa bağımsız kaynak denir ve,
    
ile gösterilir.

BAĞINTI. Bkz. 2-li bağıntı

BAĞLAMA. Derlenmiş ara kodun diğer kütüphane ve parça programlarla birleştirilerek makine dilinde program oluşturulmasına bağlama denir.

BAĞLANMA EĞRİSİ. Bkz. piyasa talep eğrisi

BAĞLANTI DÜZENLEYİCİ. Bkz. bağlayıcı

BAĞLANTILI KÜME. Bir kümenin herhangi iki noktası küme içinde kalan bir eğri ile birleştirilebiliyor ise o kümeye bağlantılı küme denir. 

BAĞLAYICI. Bağımsız bir şekilde çevrilmiş makine dili programlarını birleştiren ve tüm tanımlanmış etiketleri çalıştırılabilir bir dosyada çözümleyen sistem programına bağlantı düzenleyici veya bağlayıcı denir. 

BAĞLAYICI ELEKTRON ÇİFTİ. Lewis yapısında ortaklaşa kullanılan elektron çiftlerine bağlayıcı elektron çifti denir.

Ayrıca bkz.
ortaklanmamış elektron çifti

BAĞLI LİSTE Her elemanın bir sonrakine işaret ettiği veri yapısına bağlı liste denir. 

BAKIŞIM. Bkz. simetri

BAKLAVA. 60° açılı eşkenar dörtgene baklava denir.

BANACH UZAYI. Bir normlu uzay tam ise o normlu uzaya Banach uzayı denir. [Stefan Banach, Polonyalı matematikçi. Fonksiyonel analizin kurucusu. 1892'de Kraków'da doğdu. 1910'da lise derecesi aldı. Polonya 1918'de bağımsızlığını kazandıktan sonra Banach'a Lwów Polytechnic'te asistanlık verildi. 1919'da Steinhaus, Nikodym ve diğer birkaç Krakov matematikçisi Władysław Ślebodziński, Leon Chwistek, Alfred Rosenblatt, Włodzimierz Stożek ile birlikte, sonunda Polonya Matematik Derneği haline gelen bir matematik topluluğu kurdu. 1920'de Lwów Polytechnic'te asistanlığa başladı. Steinhaus'un desteği, aslında bir üniversiteden mezun olmadan da doktora almasına izin verdi. Lwów'daki Kral II. John Casimir Üniversitesi tarafından 1920'de kabul edilen ve 1922'de yayınlanan doktora tezi, kısa süre sonra tamamen yeni bir matematik dalı haline gelecek olan fonksiyonel analizin temel fikirlerini içeriyordu. Tez akademik çevrelerde geniş çapta tartışıldı ve 1922'de Lwów Polytechnic'te profesör olmasına izin verdi. Aynı zamanda, 1922'den itibaren Banach, Lwów Üniversitesi'nde ikinci Matematik Kürsüsü'ne başkanlık etti. 1924'te Polonya Öğrenim Akademisi'nin bir üyesi olarak kabul edildi. Başlangıçta Profesör Antoni Łomnicki'nin bir asistanı olan Banach, 1927'de kendi kürsüsünü aldı. 1945'te Lviv'de öldü. En önemli eseri, genel fonksiyonel analiz teorisi üzerine ilk monografi olan 1932 tarihli Théorie des opérations linéaires'tir.]

BANT GENİŞLİĞİ. 1. Birim zamanda tamamlanan işlerin sayısına iş miktarı veya bant genişliği denir. 2. Bir ağ bağlantısının veri taşıma kapasitesine bant genişliği denir.

BARA. Aynı gerilimdeki besleme hattı veya çıkışlarının toplandığı ve dağıtıldığı boru veya iletken çubuğa bara denir.

BASİT DÜĞÜM NOKTASI. Bkz. düğüm noktası

BASİT FAİZ. Bir miktar paranın yalnızca bir dönem faizlendirilmesine basit faiz denir.

BASİT FONKSİYON. Sonlu sayıda değerler alan fonksiyona sade fonksiyon ya da basit fonksiyon denir. 

BASİT REGRESYON. Bir bağımlı değişkenin bir bağımsız değişken yardımıyla tahmin edildiği model yaklaşımına basit regresyon denir.

BAŞLANGIÇ DEĞERİ 1. Bir integralin veya türev probleminin çözümünü belirlemek için verilen koşula başlangıç değeri denir. 2. Bir diferansiyel denklemin veya bir fonksiyonun belirli bir noktadaki değerine başlangıç değeri denir. 3. Bir fiziksel sistemin başlangıçtaki durumunu belirten değere başlangıç değeri denir. 4. Bir sistemin veya algoritmanın başlamadan önceki ilk durumu veya giriş değerine başlangıç değeri denir. 5. Bir değişkenin veya veri yapısının tanımlandığında aldığı ilk değere başlangıç değeri denir. 6. Döngü başlamadan önce değişkene verilen ilk değere başlangıç değeri denir.
7. Model parametrelerin eğitim sürecine başlamadan önce aldığı ilk değere başlangıç değeri denir.

BASİT SERİ. Sayısal değerler alan değişkenler için elde edilen verilerin küçükten büyüğe doğru sıralanması ile elde edilen diziye sıralı seri veya basit seri denir. 

BATARYA. İki ucu arasında sabit bir potansiyel fark oluşturan ve bunu sürekli kılan cihazlara batarya denir ve,
"biri uzun diğeri kısa iki çizgi"
ile gösterilir.

BAY. Bay, bilgisayar kasalarının üzerinde CD-ROM, sabit disk, disket sürücü gibi donanımların yerleştirilmesi için ayrılmış bölümlere verilen addır.

BAZ. Bir vektör uzayında maksimal sayıda lineer bağımsız vektöre o vektör uzayının bir tabanı veya bazı denir.

BELİRLEME BOŞLUKLARI Herhangi bir saat çevriminde komutların belirlenebileceği pozisyonlara belirleme boşlukları denir.

BELİRLİ KESME Pipelined bilgisayarlarda, her zaman kesmenin nedeni olan doğru komutlarla ilişkilendirilmiş kesmelere belirli kesme denir. 

BELİRSİZ GRAMER. Bir gramerde bir cümlesel biçim iki veya daha fazla ayrıştırma ağacı oluşturuyor ise o gramere belirsiz gramer denir. 

BELİRSİZ KESME Pipelined bilgisayarlarda, kesmenin nedeni olan doğru komutlarla ilişkilendirilmemiş kesmelere belirsiz kesme denir. 

BELLEĞE ERİŞİM SÜRESİ. Bir bellek gözünün içeriğinin okunması veya bir bellek gözüne veri yazılması süresine belleğe erişim süresi denir.

BELLEK. Bilgisayarda bilgileri saklayan birimlere bellek denir. 

BELLEKSİZ DEVRE. Bkz. kombinasyonel devre

BERNOUILLI KELEBEĞİ. Bernoulli kelebeği( x 2 + y 2 ) 2 = a 2 ( x 2  y 2 ) ile tanımlanır. 

BERNOUILLI RASTGELE DEĞİŞKENİ. İki farklı durumu tanımlamakta 0 ve 1'i kullanan rastgele değişkenlere Bernouilli rastgele değişkeni denir. 

Ayrıca bkz.
rastgele değişken


BETİMSEL İSTATİSTİK. Yığındaki tüm birimlerden ilgili değişken veya değişkenler bakımından verilerin toplanması, düzenlenmesi ve yorumlanmasına betimsel istatistik denir.

BİÇİM NİTELEYİCİ Biçim niteleyici, printf ve scanf gibi fonksiyonlarla nasıl işleneceğini belirleyen sembollerdir.

BİÇME. Bkz. prizma

BIG DATA. Big data, çok büyük ve karmaşık veri setlerini ifade eder.

BİKONDİSYONEL ÖNERME. Ancak ve ancak bağlacı ile bağlanmış önermeye bikondiyonel önerme denir.

BİLDİRİM. Bkz. teyit

BİLEŞİK FAİZ. Bileşik faiz, önceki dönemlerde elde edilen faizle beraber anapara üzerinden biriken faizi ifade eder.

BİLEŞİK KESİR. Payı paydasından küçük olmayan kesire bileşik kesir denir.

BİLEŞİK ORANTI. İçinde üç ya da daha fazla oran bulunduran orantılara bileşik orantı denir. 

BİLEŞİK ÖNERME. Kendisinden başka bir ya da daha fazla bileşeni olan önermeye bileşik önerme denir. 

BİLEŞİK SAYI. Asal olmayan ve 1'den büyük olan tam sayıya bileşik tam sayı veya kısaca bileşik sayı denir. 

BİLEŞİK SERİ. Gözlem değerini iki veya daha fazla değişkene göre bir araya getiren serilere bileşik seri denir. 

BİLEŞİK SINIFLAMA. Bir kütleyi oluşturan birimler bir değişkenin şıklarına göre sınıflandıktan sonra, diğer bir değişkenin şıklarına göre tekrar sınıflama işlemi yapılmasına vasıf kombinezonu veya bileşik sınıflama denir.

BİLEŞİK TAM SAYI. Bkz. bileşik sayı


BİLEŞKE VEKTÖR. İki ya da daha çok vektörün toplamına bileşke vektör denir ve, R ile gösterilir.

Bkz.
vektör


BİLGİ. Verinin işlenmiş ve bir anlam ifade eden haline bilgi denir. [<Yeni Tr. bilgü < Yeni Tr. bili < Eski Tr. bilig < Eski Tr. bil-]

BİLGİ SİSTEMLERİ. Bilgi sistemleri, kullanıcının ihtiyaçlarını karşılamak üzere birlikte çalışan bütün donanım, yazılım, personel, veri ve süreçlere verilen addır.  

BİLGİSAYAR. Dış dünyadan aldığı veriler üzerinde aritmetiksel ve mantıksal işlemler yapabilen, bu işlemin sonuçlarını yazılı veya görüntülü olarak bildiren, istenildiğinde istenildiği kadar saklayabilen elektronik makineye bilgisayar denir.  

BİLGİSAYAR AĞI Bkz. ağ


BİLGİSAYAR DONANIMI. Bilgisayar donanımı genel olarak, elektronik elemanlardan oluşan ve bilgisayar sistemini oluşturan işlemci, disk, ana kart, bellek gibi birimlere ve bunlar üzerindeki tümleşik devrelere ve ara bağlantılara verilen adlandırmadır. 


BİLGİSAYAR MİMARİSİ. CPU, ana bellek, ikincil bellek ve kontrol devrelerinden oluşan ve bunların birbirleriyle ilişkilendirilmesini tanımlayan modele bilgisayar mimarisi denir. 

BİLGİSAYAR ORGANİZASYONU. Bilgisayar organizasyonu, bilgisayar mimarisine bağlı özellikleri yürüten operasyonel birimleri ve bunların ara bağlantılarını ifade eder.

BİR BİLGİSAYARIN HIZI. Bir bilgisayarın hafızası ile işlemcisi arasındaki bağlantı hızı bilgisayarın hızı olarak adlandırılır.

BİLİMSEL ARAŞTIRMA. Bilimsel araştırma, sistematik veri toplama ve araştırma sürecine verilen addır. 

BİLİMSEL BİLGİ. Doğa olaylarını açıklayan, geçerliği ve kesinliği kanıtlanabilen düzenli bilgiye bilimsel bilgi denir. 

BİLİMSEL NOTASYON. Sayıları ondalık ayracının solunda tek bir dijit kalacak hâle getiren notasyona bilimsel notasyon denir.

BİLİMSEL YÖNTEM. Kanıtlanmış bilgi elde etmek için izlenen yola bilimsel yöntem denir. 

BİLİNEER FONKSİYON.  f , iki değişkenli bir fonksiyon olsun. Eğer f , her iki değişkene göre lineer ise f bilineerdir denir.

BİLİNMEYEN. Bir denklemi sağlayan sayılara karşılık gelen sembole bilinmeyen adı verilir. 

BINARY DIGIT. Bkz. bit

BİNOM KATSAYISI.   n   bir doğal sayı olmak üzere,( x + y ) n =  i = 0 n ( n i ) x i y n  iise   ( n i )   sayılarına binom katsayısı denir.

BİNORMAL. Bkz. bir eğrinin binormali

BİR BİLİNMEYENLİ DOĞRUSAL KONGRÜANS. Bkz. bir bilinmeyenli lineer kongrüans

BİR BİLİNMEYENLİ LİNEER KONGRÜANS.   m > 0   olmak üzere,a x  b ( m )formundaki denklemlere bir bilinmeyenli lineer kongrüans denir.

BİRE BİR DİZİ. Birbirinden farklı elemanlardan oluşan diziye bire bir dizi denir.

BİRE BİR FONKSİYON. Bir fonksiyonun tanım kümesindeki her elemanın görüntüsü farklı ise o fonksiyona bire bir fonksiyon denir. 

BİRE BİR YAPI DÖNÜŞÜMÜ. Bkz. monomorfizma

BİREYSEL VERİ İÇİN GEOMETRİK ORTALAMA. Bireysel veri için geometrik ortalama veya kısaca bireysel veri için GO, (i) eğer veri sayısı az ise   N   gözlem sayısı ve   X i   gözlem değeri olmak üzere, i = 1 N X i Nile; (ii) eğer veri sayısı fazla ise,log  G O = 1 N  i = 1 N log  X iile tanımlanır.

BİRİM. Üzerinde gözlem ve ölçüm yapılan ve anakütleyi oluşturan en küçük öğeye olgudenek veya birim adı verilir. 

BİRİM KESİR. Payı 1 olan kesire birim kesir denir. 

BİRİKİMLİ ORANSAL FREKANS DAĞILIMI. Bkz. kümülatif oransal frekans dağılımı

BİRİM AFİNOR.  t bir tensör olsun. Eğer t ( x , ξ ) = ξ x ise t 'ye birim tensör veya birim afinor denir. 

BİRİM ELEMAN.   ( S , * ) , bir ikili yapı ve   e  S   olsun. Her   s  S   için,e * s = s * e = sise   S 'nin   e   elemanı,   *   için birim elemandır denir.

BİRİM FONKSİYON. Her elemanı kendisine eşleştiren fonksiyona birim fonksiyon denir ve,Iile gösterilir.

BİRİM HIZLI EĞRİ.  γ : ( α , β )  R n , bir parametrik eğri olsun. Eğer her t  ( α , β ) için,  γ ˙ ( t bir birim vektör ise  γ  eğrisine birim hızlı eğri denir. 


BİRİM KESİR.  Payı 1 olan kesire birim kesir denir.


BİRİM MATRİS. İkinci işlemi birimli olan halka. Esas köşegen üzerindeki elemanları 1 diğer elemanları sıfır olan kare matrise birim matris denir ve,


I n

ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris

BİRİM TEĞET VEKTÖRÜ.   f : I   n , bir vektör değerli fonksiyon olsun.   t  I   olsun.   f 'nin   t   noktasındaki birim teğet vektörü,f  ( t )  f  ( t ) ile tanımlanır.

BİRİM TENSÖR. Bkz. birim afinor.


BİRİM VEKTÖR. Normu 1 olan vektöre birim vektör denir.

Bkz. 
vektör, norm


BİRİMLİ DOLAM. Bkz. birimli halka

BİRİMLİ HALKA. İkinci işlemi birimli olan halkaya birimli halka denir.

BİRİMSEL MATRİS. Bkz. üniter matris

BİRİMSEL UZAY. Bkz. üniter uzay

BİRİNCİL ANAHTAR. Bir tabloda bulunan veri sıralarını birbirinden ayırmayı sağlayan kısıtlama yapısına birincil anahtar denir.

BİRİNCİL BELLEK. Bkz. ana bellek

BİRLEŞİK ATAMA OPERATÖRÜ Bir değeri bir değişkene atarken aynı anda aritmetik veya bit düzeyinde işlem yapan operatörlere birleşik atama operatörü denir.

BİRLEŞİK ÇARP TOPLA. Hem çarpma hem de toplama yapan fakat yuvarlama işlemini sadece bir kez ve toplama sonrası gerçekleştiren kayan noktalı komut, birleşik çarp topla olarak adlandırılır.

BİRLEŞİM. Verilen iki ya da daha fazla kümeden en az birine ait olan elemanlar kümesine birleşim denir ve,ile gösterilir.

BİT. 1. 0 ve 1 rakamlarına bit denir. 2. Bir sayının ikilik tabandaki karşılığına bit denir. 3. Bilginin oluşturulmasını ve bilgiye ulaşılmasını sağlayan görsel, işitsel, yazılı veya basılı araçlara bilgi ve iletişim teknolojileri veya kısaca bit denir. 

BİT BİT OPERATÖRLERİ. Sayıların kendileri yerine bitlerini kullanan operatörler bit bit operatörleri olarak adlandırılır.

BİT DERİNLİĞİ. Bir görselde piksel başına ayrılan çalışma belleği miktarına bit derinliği denir. 

BİT DİZİSİ. 0 ve 1'lerden oluşan sayı dizisine bit dizisi denir.

BİTİŞ KOŞULU Döngünün devam edip etmeyeceğini belirleyen koşula bitiş koşulu denir.

BİTİŞİK AÇILAR. Bkz. komşu açılar

BİTİŞİK KODLAMA. Bir kodlamada birbirini izleyen sayılara karşılık gelen kodlar arasındaki uzaklık 1 ise o kodlamaya bitişik kodlama denir.

BITMAP. Bir grafik görüntüsünün sütun ve satır halinde noktalardan oluşturulmuş gösterimine bitmap denir.

BLOK. Veri transferinde hızı artırmak için verinin ayrıldığı belli bölümlere blok denir.

BNF. Bkz. Backus-Naur Form

BOBİN. İletken elektrik tellerinin sarmal bir şekilde nüve adı verilen gerece sarılması ile elde edilen devre mekanizmasına bobin denir. 

BOOLE ALT CEBİRİ. Bir Boole cebirinin kendi işlemlerine göre gene bir Boole cebiri olan alt kümesine Boole alt cebiri denir. [George Boole, İngiliz mantıkçı ve matematikçi. 1815'te Lincolnshire'da doğdu. Cebirsel denklemlerdeki boşlukları doldurdu. Mantığı yeni bir tarzda ele aldı, basit bir cebir haline getirerek matematikle birleştirdi. Mantıksal sembollerle cebir sembollerinin benzerliğini ortaya koyarak matematiğe Boole cebirini kazandırdı. Bu mantık, modern sayısal bilgisayarlarda ve elektronik anahtarlı devrelerde kullanıldı. Boole’un yeni cebirinin en büyük başarısı eşgüçlülük yasasını öne çıkarmasıydı. George Boole 1864'te Ballintemple'da öldü. İlerleyen yıllarda bilgisayar bilimindeki doğru ve yanlış değeri alan nesneler Boolean olarak adlandırıldı.]

BOOLE HALKASI. Bütün elemanları idempotent olan halkaya Boole halkası denir. 

BOŞ DİZİ. İçinde hiçbir şey yazmayan diziye boş dizi denir. 

BOŞ GRAF. Bir grafın köşeleri arasında herhangi bir kenar bulunmuyor ise bu grafa boş graf denir. 

BOŞ KÜME. Hiç elemanı olmayan kümeye boş küme denir ve,

Ø

ile gösterilir.

BOŞ MATRİS. Bütün elemanları sıfır olan matrise sıfır matrisi ya da boş matris denir. 

Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris


BOTNET. Birden fazla bilgisayarın kötü amaçlı yazılım ile kontrol edildiği ağ'a botnet denir. 

BOY. Bkz. uzunluk

BOYUT. Bkz. bir vektör uzayının boyutu

BOZULMAMIŞ LİNEER DENKLEM. Bir lineer denklemin katsayılarından herhangi biri sıfırdan farklı ise bu lineer denkleme bozulmamış lineer denklem denir. 

Bkz. 

bozulmuş lineer denklem


BOZULMUŞ LİNEER DENKLEM. Bir lineer denklemin bütün katsayıları sıfır ise bu lineer denkleme bozulmuş lineer denklem denir.

Ayrıca bkz.
bozulmamış lineer denklem

BÖL VE FETHET ALGORİTMASI. Böl ve  fethet algoritmaları, problemlerin mümkün olan en küçük alt parçalara ayrıldığı, her bir alt parçanın diğerlerinden bağımsız şekilde çözüldüğü algoritmalardır.


BÖL VE YÖNET ALGORİTMASI. Bkz. böl ve fethet algoritması

BÖLGE. Açık ve bağlantılı kümeye bölge denir. 

Ayrıca bkz.
açık küme, bağlantılı küme


BÖLME HALKASI. Her elemanı tersinir olan birimli halka.

Ayrıca bkz.
halka


BÖLÜM. Bölme işleminin birinci sonucuna bölüm denir.

BÖLÜM KÜMESİ.   A , bir küme;   R ,   A 'da bir denklik bağıntısı olsun.   A 'nın bütün denklik sınıfları kümesine bölüm kümesi denir ve,A / Rile gösterilir.

BÖLÜMLEME Bir adresin iki kısımdan meydana geldiği, değişken boyutlu adres eşlemine bölümleme denir.

BÖLÜNME SERİSİ. Bkz. frekans serisi

BROWN HAREKETİ. Su veya havadaki küçük taneciklerin rastgele hareketine Brown hareketi denir. [Robert Brown, İskoç botanist ve paleobotanist. 1773'te Montrose'da doğdu. Edinburgh Üniversitesinde tıp eğitimi aldı. 1795'te orduya katıldı. 1880'de Avustralya kıyılarının haritasını çıkarmak için yola çıkan The Investigator'da doğa bilimci olarak görev aldı. 1801'de King George Boğazına ulaştı. 3400 türe ait örnekler topladı. 1805'te İngiltere'ye döndü. 1810'da Prodromus Florae Novae Hollandiae et Insulae van Diemen'i yayınladı. Aynı yıl Joseph Banks'in kütüphanecisi oldu. 1820'de Bank kütüphanesi ve bitki koleksiyonunun sahibi oldu. 1827'de sudaki polen tanelerini, küf sporlarını ve euisetumları mikroskop altında incelerden sudaki partiküllerin yönü ve hızı değişen sürekli bir hareket içinde olduğunu keşfetti. Bu harekete Brown hareketi denecekti. 1828'de yayınladığı makalede ilk defa hücre çekirdeği terimini kullandı. 1837'de British Museum'un botanik departmanının yöneticisi oldu. 1858'de Londra'da öldü. Eserleri: Prodromus Florae Novae Hollandiae et Insulae van Diemen (1810), "On the Proteaceae of Jussieu" (1811), "On the Asclepiadeae, a natural order of plants separated from the Apocineae of Jussieu" (1811), "On the Proteaceae of Jussieu" (1811), "Some observations on the parts of fructification in mosses" (1811), "On Woodsia, a new genus of ferns" (1812), "Some Observations on the natural Family of Plants called Compositæ" (1816), "On some remarkable Deviations from the usual Structure of Seeds and Fruits" (1816), "Characters and description of Lyellia, a new genus of mosses, with observations on the section of the order to which it belongs" (1819), "An account of a new genus of plants, named Rafflesia" (1821), "A list of plants collected in Melville Island" (1824), "General view of the botany of the vicinity of Swan River" (1831), "Remarks on the structure and affinities of Cephalotus" (1831), "On the origin and mode of propagation of the Gulf-weed" (1850), "Some account of Triplosporite, an undescribed Fossil Fruit" (1851), "Statement of the services of the late Captain Mathew Flinders" (1854).]

BUHARLAŞMA ISISI. Bir kilogramlık maddenin sıvı-gaz dönüşümü için eklenmesi ya da çıkarılması gereken enerjiye buharlaşma ısısı denir ve, L b ile gösterilir.

Ayrıca bkz.
erime ısısı

BULUT BİLİŞİM. Bulut bilişim, internet üzerinden servisler sağlayan sunucuların büyük koleksiyonlarına verilen addır.

BURULMA. Bkz. torsiyon

BUS. Anakarttaki bütün aygıtlar arasındaki veri iletişimini sağlayan devrelere bus denir. 

BÜKÜMSÜZ GRUP. Bkz. serbest grup

BÜRMANN-LAGRANGE SERİSİ. Bir analitik fonksiyonun başka bir analitik fonksiyonun kuvvetlerine göre seri açılımına Bürmann-Lagrange serisi denir. [Hans Heinrich Bürmann, Alman matematikçi. Lagrange ters fonksiyon teoremini genelleştirdi. 1817'de Mannheim'de öldü. Joseph-Louis Lagrange, İtalyan matematikçi. 1736'da Torino'da doğdu. Asıl adı Lodovico Lagrangia'dır. Diferansiyel kalkülüsü olasılık teorisine uyarladı. Lagrange mekaniğini geliştirdi. 1813'te Paris'te öldü.]

BÜRÜM. Bkz. zarf

BÜRÜM EĞRİSİ. Bkz. zarf eğrisi

BÜTÇE DOĞRUSU. Aynı sabit harcama ile satın alınabilen mal ve hizmet bileşenlerini gösteren şekilsel araç bütçe doğrusu olarak adlandırılır.

BÜTÜNLER AÇILAR. Ölçüleri toplamları 180° olan açılara bütünler açılar denir.

BÜTÜNSEL DOĞRULUK. Eğer bir döngünün sonlaması gösterilebilir ise bu döngünün aksiyomatik açıklamasına bütünsel doğruluk denir. 

BÜYÜK ÇEMBER. Bir kürenin merkezinden geçen düzlemle kesişimine büyük çember denir. 

BÜYÜK DAİRE. Bir kürenin merkezinden geçen düzlemle kesişimine büyük daire denir. 

BÜYÜK O. Bkz. asimptotik sınır

BÜYÜK OMEGA. Bkz. bir dizinin asimptotik alt sınırı

BÜYÜK THETA. Bkz. bir dizinin sıkı sınırı

BYTE. Bkz. bayt


Cache Bellek-Ezberleme için tıklayınız.

Fark-JVM için tıklayınız.

Kaba kuvvet algoritması-Özel çözüm için tıklayınız.

Parabol-Zincirleme Tasım için tıklayınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder