PACKET SWITCHING. Verilerin küçük parçalara bölünerek iletilmesine packet switching denir.
PAKET PROGRAM. Kullanıcıların isteklerine göre hazırlanmış özel amaçlı yazılımlara paket program denir.
PALİNDROMİK ASAL. Asal olan palindromik sayıya palindromik asal denir.
PALİNDROMİK SAYI. Sağdan ve soldan okunuşları aynı olan sayıya palindromik sayı denir.
PARABOL. Bir düzlemde verilen sabit bir noktaya ve verilen sabit bir doğruya olan uzaklığı eşit olan noktalardan oluşan kümeye parabol denir.
PARADOKS. Kendi içinde çelişkili olan önermeye paradoks denir.
PARALEL DOĞRULAR. ve , iki düzlemdeş doğru olsun. Bu doğrular kesişmiyor ise ve paraleldir denir ve,ile gösterilir.
PARALEL DÜZLEMLER. Uzayda kesişmeyen gibi iki düzleme paralel düzlemler denir ve,ile gösterilir.
PARALEL KENAR. Bkz. katlı kenar
PARALEL ÖTELEME. Düzlemde her noktayı aynı uzunluk kadar taşımaya paralel öteleme denir.
PARALEL TOPLAYICI. İki adet bitlik sayıyı toplayan devreye paralel toplayıcı denir.
PARAMETRE.
(Rus. параметр)
1. Yığını niteleyen ortalama, varyans, oran gibi değerlere parametre denir. 2. Ana programdan yordama aktarılan veriye parametre denir.
BİR PARAMETRENİN EN ETKİN TAHMİN EDİCİSİ. Herhangi bir parametresi için, tüm olası yansız tahmin ediciler göz önüne alındığında, en küçük varyansa sahip olana parametresinin en etkin tahmin edicisidir denir.
PARAMETRİK EĞRİ. Bkz. diferansiyellenebilir eğri
PARAMETRİK YÜZEY. Bkz. m-boyutlu prametrik yüzey
PARÇALI SÜREKLİ FONKSİYON. Tanım kümesi içerisinde en fazla sonlu sayıda sıçramalı süreksizliğe sahip olan fonksiyonlara parçalı sürekli fonksiyon denir.
PARİTE. Eşlik.
PARSE TREE. Ayrıştırma ağacı.
Ayrıca bkz.
graf, ağaç
PARTNER API. Belirli iş ortaklığı ile iş yürüten şirketlerin ortak operasyonlarını yürütebilmek ve birbirlerinin sistemlerinin koordinasyon sağlayabilmesine olanak sağlayan API'lere partner API denir.
PASTA GRAFİĞİ. Pasta grafiği, her sınıfa düşen frekansın bir dairenin dilimi ile gösterildiği grafik türüne verilen addır.
PATİKA. Bir gezideki köşeler birbirinden faklı ise bu geziye patika denir.
Ayrıca bkz.
graf, ağaç
PAY. Bir kesirde kesir çizgisinin üstündeki sayıya pay denir.
PAYDA. Bir kesirde kesir çizgisinin altındaki sayıya payda denir.
PC. Bkz. program counter
PDP 1. İlk mini bilgisayar (1957'de geliştirilmiştir).
PELL DENKLEMİ. Pell denklemi, bir pozitif tam sayı olmak üzere,ile tanımlanır. [John Pell, İngiliz matematikçi. 1611'de Southwick'te doğdu. 1624'te Trinity College'a kaydoldu. Lisansüstü derecesini 1628'de Cambridge'den aldı. Horsham ve Chichester'da eğitimci olarak çalıştı. 1638'de Londra'da matematik dersleri vermeye başladı. 1643'de Amsterdam'daki Gymnasium Illustre'ye matematik profesörü olarak atandı. 1652'de İngiltere'ye geri döndü, Londra'da matematik dersleri vermeye başladı. 1654'te İsviçre'ye diplomatik görevle atandı. 1658'de Cromwell'in ölümünden kısa süre önce Londra'ya geri döndü ve diyakoz olarak atandı. 1661'de papazlığa atandı. 1663'te 'vicar' oldu. Aynı yıl Royal Society'ye seçildi. 1675'te Society'nin başkan yardımcısı seçildi. 1685'te Westminster'da öldü]
Ayrıca bkz.
tam sayı, pozitif tam sayı, Diophant denklemi
PENDANT NOKTA. Bir grafta derecesi 1 olan noktaya son nokta, uç nokta veya pendant nokta denir.
PENETRATION TESTING. Bkz. pentesting
PENTESTING. Sistemlerin güvenlik açıklarını belirlemek için yapılan testlere sızma testi, penetration testing veya pentesting denir.
PERİYOT. Bir fonksiyonu verildiğinde, her için,eşitliğini gerçekleyen sayılarının en küçüğüne periyot denir.
PERİYODİK FONKSİYON. Tanım kümesindeki her için,o.b. bir sayısını varlayan fonksiyonuna periyodik fonksiyon denir.
PERİYODİK KESİR. Virgülden başlayan herhangi bir yerden sonra ancak periyodik tekrarlanan bir sayılar grubunun yer aldığı sonsuz kesire periyodik kesir denir.
PERİYODİK MATRİS. o.b. bir doğal sayısını varlayan kare matrise periyodik matris denir.
PERMÜTASYON. Nesnelerin bulunduğu bir kümenin tamamının veya bir kısmının bir dizilişine permütasyon denir.
Ayrıca bkz.
permütasyon grubu
PERMÜTASYON GRUBU. Bir simetrik grubun her bir alt grubuna permütasyon grubu denir.
Ayrıca bkz.
grup, permütasyon
PİKSEL. Ekran üzerinde görüntüyü oluşturan noktalara piksel denir.
PİSAGOR ÜÇGENİ. Kenar uzunlukları tam sayı olan dik üçgene Pisagor üçgeni denir.
Ayrıca bkz.
ilkel Pisagor üçgeni
PİVOT. Denge faktörü 2 veya -2 olan düğüme pivot adı verilir.
PİYASA TALEP EĞRİSİ. Bir varlığın piyasa talebini o malın fiyatı ile ilişkilendiren eğriye bağlanma eğrisi veya piyasa talep eğrisi denir.
PLANER GRAF. Bkz. düzlemsel graf
PLÜCKER BİLEŞENLERİ. Doğrunun kartezyen koordinat sisteminde yazılan denklemindeki katsayılara doğrunun Plücker bileşenleri denir. [Julius Plücker. Alman matematikçi. 1801'de Elberfeld'de doğdu. Heidelberg Üniversitesi ve Berlin Humboldt Üniversitesi eğitim gördü. 1823'te Paris'e gitti. Paris'te Büyük Fransız Geometri Okulunun etkisi altına girdi. Analitik geometri alanına katkıda bulundu. 1825'te Bonn Üniversitesinde habilitasyon unvanı aldı. 1828'de aynı üniversitenin akademik kadrosuna professor extraordinarius unvanıyla katıldı. Analytisch-geometrische Entwicklungen adlı eserinin ilk cildini yayımladı. Kısaltılmış notasyon yöntemini tanıttı. 1831'de eserinin ikinci cildini yayınladı. Kesin ve bağımsız bir izdüşümsel ikiliği açıkça kurdu. 1833-1834 yıllarında Friedrich Wilhelm Lisesi'nde çalıştı. 1834-1836 yılları arasında ise Halle-Wittenberg Marthin Luther Üniversitesi'nde görev yaptı. 1836-1847 yılları arasında Bonn Üniversitesi'nde matematik profesörlüğü yaptı. 1847'den 1868'e kadar Bonn Üniversitesi fizik bölümü başkanı olarak görev görev yaptı. 1855'te the Royal Society'ye yabancı üye olarak seçildi. 1858'de, Bonn'lu meslektaşı Heinrich Geißler'in vakum tüpleriyle bir yıl çalıştıktan sonra, nadir gazlarda elektrik boşalmasında mıknatısın etkisi üzerine ilk klasik araştırmalarını yayınladı. Boşalmanın, vakum tüpünün cam duvarlarında floresan bir parıltı oluşmasına neden olduğunu ve tüpe bir elektromıknatıs uygulanarak ışımanın kaydırılabileceğini ve böylece bir manyetik alan yaratılabileceğini buldu. Daha sonra ışımanın kator ışınları tarafından üretildiği gösterildi. Plücker 1865'te çizgi geometrisini kurdu. Plücker konoidi, Plücker katıştırması, Plücker formülü, Plücker matrisi, Plücker bağıntıları ve Plücker yüzeyini tanıttı. 1866'da Copley madalyasına layık görüldü.1868'de Bonn'da öldü. Hittorf'a göre, güneş çıkıntılarının spektrumunda tanınan hidrojen spektrumunun üç çizgisini ilk gören bilim insanı Plücker'di. Çalışmaları: Analytisch-geometrische Entwicklungen (Band 1: 1828, Band 2: 1831); System der analytischen Geometrie auf neue Betrachtungsweisen gegründet (1835); Theorie der algebraischen Kurven (1839); System der Geometrie des Raumes in neuer analytischer Behandlungsweise (1846); Gesammelte Wissenschaftliche Abhandlungen (Band 1: Mathematische Abhandlungen 1895, Band 2: Physikalische Abhandlungen, 1896).]
PMD. Bkz. kişisel mobil cihaz
POINTER. Programlamada, bellek konumları temsil eden değişkenlere gösterge veya pointer denir.
POLİMORFİZMA. Miras veren sınıfın nesnesinin kendisi ve miras alanlardan üretilebilmesine polimorfizma denir.
POLİNOM. Farklı derecelerdeki terimlerin sonlu toplamından oluşan ifadeye polinom denir.
POLİNOM FONKSİYON. Polinom formundaki fonksiyona polinom fonksiyon denir.
Ayrıca bkz.
polinom
POLİNOMLAR HALKASI. Polinomların oluşturduğu halkaya polinomlar halkası denir ve bir birimli halka olmak üzere,ile gösterilir.
Ayrıca bkz.
polinom, bir polinomun baş katsayısı, bir polinomun derecesi
POLİNOMSAL OPERATÖR. Değerler kümesi polinomlardan oluşturulmuş operatöre polinomsal operatör denir.
POLİNOMSAL SERİ. Terimleri polinomlar olan seriye polinomsal seri denir.
BİR POLİNOMUN BAŞ KATSAYISI. Bir polinomda en yüksek dereceli değişkenin katsayısına polinomun baş katsayısı denir.
Ayrıca bkz.
polinom, bir polinomun derecesi, polinomlar halkası
BİR POLİNOMUN DERECESİ. Bir polinomun derecesi o polinomdaki en yüksek dereceli terimin derecesi ile tanımlanır.
Ayrıca bkz.
polinom, bir polinomun baş katsayısı, polinomlar halkası
POLİSİLLOGİZM. Bkz. zincirleme tasım
POLONYA UZAYI. Ayrılabilir ve tamamen metriklenebilir uzaylara Polonya uzayı denir.
Ayrıca bkz.
uzay
POTANSİYEL ENERJİ. Etkileşmekte olan parçacıkların oluşturduğu bir sistemde parçacıkların konumlarından dolayı sahip olduğu enerjiye potansiyel enerji denir ve,ile gösterilir.
POZİTİF FONKSİYON. Tanımlı olduğu bölgede sadece pozitif değerler alan fonksiyona pozitif fonksiyon denir.
POZİTİF SERİ. Terimleri pozitif olan seriye pozitif seri denir.
POZİTİF TAM SAYI. Sıfırdan büyük tam sayılara pozitif tam sayı denir.
Ayrıca bkz.
tam sayı, negatif tam sayı
POZİTİF YARI EKSEN. Pozitif yarı eksen,
ile tanımlanır ve,
ile gösterilir.
PREDİKAT. Bir öznenin özelliklerini ifade eden terime predikat denir.
PREMİS. Bir argümanın temel aldığı önermeye premis denir.
PROFİL EĞRİSİ. Düzlemde bir doğru etrafında dönerek bir dönel yüzey oluşturan eğriye yüzeyin profil eğrisi denir.
PROGRAM. Belli bir işi yapmak için tasarlanmış sonlu bir komut dizisine program denir.
PROGRAM COUNTER. Program counter, CPU'nun yürüteceği sonraki işlemin bellekteki adresini tutan kaydediciye verilen addır.
PROGRAM KODU. Bir işin yapılması için tasarlanmış algoritmik ifadeyi hayata geçirmek için herhangi bir programlama diliyle, o dilin özelliklerini kullanarak elde edilmiş program parçasına program kodu denir.
PROGRAMCI. Bilgisayara ne yapması gerektiğini söyleyen komutları veren kişiye programcı denir.
PROGRAMLAMA. Bir programı oluşturabilmek için gerekli komutların belirlenmesi ve uygun biçimde kullanılmasına programlama denir.
PROGRAMLAMA DİLİ. Bir problemin algoritmik çözümünün bilgisayara anlatılmasını sağlayan kurallar dizisine programlama dili denir.
PRONİK SAYI. Bkz. oblong sayı
PROPAGASYON GECİKMESİ. Bir lojik kapı elemanının girişinde oluşan bir işaret değişiminin çıkışta görülmesi için geçen süreye propagasyon gecikmesi denir.
PROTOKOL. Ağlarda kullanılan veri aktarma kurallarına protokol denir.
PROTON. Atom çekirdeğinde bulunan pozitif yüklü parçacıklara proton denir.
PSEUDO-CODE. Yarı konuşma dili yarı programlama dili ifadelerinden oluşan algoritmaya pseudo-code denir.
PSEUDO GRAF. Katlı kenar ve ilmek içeren grafa pseudo graf denir.
PÜR SANAL SAYI. Sanal birimin reel bir sabitle çarpımına pür sanal sayı denir.
Q-LU KOD. Aynı uzunluğuna sahip -lu sözcüklerin boş olmayan bir kümesine -lu öbek kodu veya kısaca -lu kod denir.
Q-LU ÖBEK KODU. Bkz. q-lu kod
QWORD. 64 bitlik simge grubuna qword denir.
R-DERECELİ REGÜLER GRAF. Her bir noktası dereceye sahip olan grafa -dereceli regüler graf denir.
R-TOPLANABİLİR SERİ. Riemann toplama yöntemine göre yakınsak olan seriye R-toplanabilir seri denir.
RAD. Hızlı uygulama geliştirme.
RAKAM. Sayıları yazmaya yarayan sembollerin her birine rakam denir.
RAKAMSAL BİLGİSAYAR. Bkz. sayısal bilgisayar
RANJ. En büyük ölçüm ile en küçük ölçüm arasındaki farka ranj denir.
RASTGELE DEĞİŞKEN. Örneklem uzayındaki her bir elemanla bir reel sayıyı ilişkilendiren fonksiyona rastgele değişken denir.
RASYONEL FONKSİYON. ve , iki polinom olmak üzere,formundaki fonksiyonlara rasyonel fonksiyon denir.
READ ONLY MEMORY. Bkz. ROM.
REEL DEĞERLİ FONKSİYON. Bir fonksiyonun görüntü kümesi reel sayılar kümesinin bir alt kümesinden oluşuyorsa bu fonksiyona o fonksiyona reel değerli fonksiyon denir.
REEL DEĞİŞKENLİ FONKSİYON. Orijinali ve görüntüleri reel sayılar olan fonksiyonlara reel değişkenli fonksiyon denir.
REEL DİZEY. Bkz. reel matris
REEL DİZİ. Her,fonksiyonuna 'de bir dizi veya kısaca reel dizi denir.
REEL DÜZLEM. Bkz. gerçek düzlem
REEL EKSEN. Üzerinde reel sayıların işaretlendiği doğruya reel eksen denir.
REEL LİNEER UZAY. Bkz. standart vektör uzayı
REEL MATRİS. Her terimi reel sayı olan matrise reel matris denir.
Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, simetrik matris, ters simetrik matris, tekil matris
REEL SAYI. Boş olmayan sınırlı bir rasyonel sayı kümesinin en küçük üst sınırına veya en büyük alt sınırına reel sayı denir.
REEL SAYILAR CİSMİ. Reel sayılar kümesinin üzerindeki toplama ve çarpma işlemlerine göre oluşturduğu cisme reel sayılar cismi denir ve,ile gösterilir.
BİR REEL SAYININ MUTLAK DEĞERİ. Bir reel sayının işareti göz önüne alınmaksızın değerine reel sayının mutlak değeri denir ve
olmak üzere,
ile gösterilir.
REEL VEKTÖR UZAYI. Bkz. standart vektör uzayı
REGISTER. Bir bitlik bilgiyi saklama kapasitesine sahip latch'lerin veya flip-flopların oluşturduğu gruba register veya yazaç denir.
REGLE YÜZEY. Sonsuz sayıda doğrunun birleşiminden oluşan yüzeye regle yüzey denir.
REGRESYON. İki ya da daha çok değişken arasındaki ortalama ilişkinin matematiksel bir fonksiyon ile incelenmesine regresyon denir.
REGÜLER ÇİZGE. Bkz. regüler graf
REGÜLER EĞRİ. Her noktada hız vektörü sıfırdan farklı olan eğriye düzenli eğri veya regüler eğri denir.
REGÜLER GRAF. Her bir noktası aynı dereceye sahip grafa regüler graf denir.
REGÜLER UZAY.Her noktası ve bu noktayı içermeyen her kapalı kümesi için, ve o.b. kesişmeyen açık ve kümeleri bulunan topolojik uzaya regüler uzay denir.
REKÜRSİF ALGORİTMA. Kendisini doğrudan ya da dolaylı olarak çağıran algoritmalara öz yineli algoritma veya rekürsif algoritma denir.
REKÜRSİF FONKSİYON. Kendi kendini çağıran fonksiyonlara öz yineli fonksiyon veya rekürsif fonksiyon denir.
REKTİFİYAN DÜZLEM. Bir eğrinin binormal ve teğeti tarafından gerilen düzleme doğrultma düzlemi veya rektifiyan düzlem denir.
REOSTA. Elektrik devresinden geçen akım şiddetini değiştirmek için kullanılan ayarlı dirence reosta denir.
REVOLÜSYON ELİPSOİD. Bkz. sferoid
REZONANS FREKANSI. Frekansın belirli bir değerinde kapasitif reaktansla indüktif reaktansın birbirine eşit olduğu frekansa rezonans frekansı denir.
RIEMANN ANLAMINDA İNTEGRALLENEBİLİR FONKSİYON. Bkz. Riemann integrallenebilir fonksiyon
RIEMANN İNTEGRALLENEBİLİR FONKSİYON. Sonlu aralıkta sınırlı ve sayılabilir sayıda süreksizlik noktası olan fonksiyona Riemann anlamında integrallenebilir fonksiyon veya Riemann integrallenebilir fonksiyon denir. [Genç matematikçi sunumunu henüz bitirmişti. Profesörler bir birine bakıp "böyle geometri mi olur" der gibi gülümsüyordu. Oysa onun gözleri hemen Gauss'un boş sandalyesine gitmişti. Büyük usta dışarı çıkmış yürüyordu. Peşinden koştu, "nasıl buldunuz?". Üstad Carl Friedrich Gauss yıldızlara baktı ve "benim devrim kapandı, yeni bir çağ başladı" dedi. Georg Friedrich Bernhard Riemann, Alman matematikçi. 1826'da Jameln'de doğdu. Çocukluk döneminde sağlığı iyi değildi. 1846'da babasının isteği üzerine Göttingen Üniversitesi İlahiyat Fakültesine kaydolduysa da daha sonra bu bölümden aynı üniversitenin felsefe bölümüne geçiş yaptı. Göttingen'e bir yıl devam ettikten sonra Berlin Humbolt Üniversitesine geçti. Berlin'de iki yıl kaldıktan sonra Göttingen'e geri döndü. Bir buçuk yıl kadar Wilhelm Eduard Weber'in labaratuvarında asistanlık yaptı. 1850'de matematiksel fizik alanında düzenlenen bir seminere katıldı. Fizikte dörtten büyük boyutları ele almayı öneren ilk bilim insanı oldu. 1851'in sonlarına doğru kompleks değişkenli fonksiyonların genel teorisi konusundaki “Grundlagen für eine allgemeine Theorie der Functionen einer veränderlichen complexen Grösse” başlıklı doktora tezini sundu. Danışmanı Gauss'tu. Günümüzde bu tez kompleks analizin tek kutsal kitabıdır. Gauss ondan geometrinin 2000 yıl önce atılan temellerini yıkmasını istiyordu. Bunun üzerine en önemli çalışması Riemann geometrisi ortaya çıktı. Çalışmalarında Öklid aksiyomlarının aşikar değil ampirik doğrular olduğunu gösterdi. 1859'da Göttingen'de Drichlet'ten boşalan matematik bölüm başkanlığına getirildi. Ancak 1862'de tüberküloza yakalandı. Zatülcenp geliştirdi. Son yıllarının çoğunu İtalya'da geçirdi. İtalyan matematikçileri etkiledi. 1863 kışını Sicilya'da geçirmişti. Göttingen'e döndüyse de 1866'da İtalya'ya tekrar gitti. Bir süre Maggiore Gölünün kuzeyindeki Selasca köyünde kaldı. Birkaç hafta sonra bu köyde öldü. Otuz dokuz yaşındaydı. Biganzolo köyüne defnedildi. Dedekind, Riemann'ın ölümünden bir gün öncesini tarif ederken "O incir ağacının altında, harika manzaranın eşliğinde neşe ile kaplanmış ruhunu dinlendiriyordu. Hiçbir zaman tamamlayamayacağı son çalışmasını gözden geçiriyordu." diyecekti. Riemann öldüğünde, Riemann hipotezi üzerinde, bin yılın en önemli problemi üzerinde çalışıyordu. Mezar taşına "Hier ruhet in Gott Georg Friedrich Bernhard Riemann, Prof. zu Göttingen, geb. in Breselenz 17. Sept. 1826, gest. in Selasca 20. Juli 1866. Denen die Gott lieben müssen alle Dinge zum Besten dienen." yazıldı. Ölümünden sonra Riemann geometrisi izafiyet teorisinin temelini oluşturdu. Einstein, uzayın eğriliği ile ilgili hesaplamalarını Riemann geometrisi sayesinde yapacaktı.]
RIEMANN ZETA FONKSİYONU. olmak üzere, kompleks bir değişkeni için Riemann zeta fonksiyonu,ile veya,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
RİSK FAKTÖRÜ. Bir olayın ortaya çıkmasında kesin etkisi olup olmadığı bilinmeyen, ancak varlığında olayın ortaya çıkmasını etkilediğinden şüphelenilen faktörlere risk faktörü denir.
ROM. Çalıştırılmak istenen programların geçici olarak yüklendiği birime read only memory veya ROM denir.
ROTASYON. bir vektör olsun. vektörünün rotasyonu, ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
ROTASYONEL ELİPSOİD. Bkz. sferoid
RÖLE. Röle, düşük akımlar kullanarak yüksek akım çeken cihazları anahtarlama görevinde kullanılan devre elemanına verilen addır.
RUN-TIME. Yürütme süresi.
SAAT DEVİR SÜRESİ. Bkz. saat periyodu
SAAT PERİYODU. Saatin 1'den 0'a değişmesi ile başlayan ve tekrar 1 oluncaya kadar geçen süreye saat devir süresi veya saat periyodu denir.
SABİT. 1. Belli bir yorumda bir tek anlam kazanan sembole sabit denir. 2. Bir programın her yerinde aynı değeri ifade eden değere sabit denir.
SABİT DİZİ. , bir dizi olsun. bir sabit sayı olmak üzere, her için,koşulu sağlanıyor ise dizisine sabit dizi denir.
SABİT İŞLEV. Bkz. sabit fonksiyon
SADE FONKSİYON. Bkz. basit fonksiyon
SALT DEĞER. Bkz. bir reel sayının mutlak değeri
SANAL BİRİM. Sanal birim,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
SANAL MAKİNE. Fiziksel bir bilgisayar üzerinde çalışan sanal bilgisayara sanal makine denir.
SARMAL. Bkz. spiral
SATIR MATRİSİ.
bir sayma sayısı olmak üzere,
tipindeki matrise satır matrisi denir.
SATIR RANKI. Bkz. bir matrisin satır rankı
SAYI AĞIRLIKLI GRAF. Kenarlarına sayı atanan graflara sayı ağırlıklı graf denir.
SAYI BONCUĞU. Bkz. abaküs
SAYI SİSTEMİ. Büyüklüklerin ifade edilmesi amacıyla kullanılan sistemlere sayı sistemi denir.
SAYILABİLİR KOMPAKT UZAY. Sayılabilir üyeli açık örtülüşlerinden sonlu üyeli alt örtülüş elde edilebilen bir topolojik uzaya sayılabilir kompakt uzay denir.
Ayrıca bkz.
uzay, topolojik uzay, kompakt uzay, kompakt küme
SAYILABİLİR KÜME. Bir küme sonlu veya kardinalitesi ise bu kümeye sayılabilir küme denir.
SAYILABİLİR SONSUZ KÜME. ile denk olan kümeye sayılabilir sonsuz küme denir.
SAYISAL BİLGİSAYAR. Sonlu sayıda ayrık değere dayanan bilgisayara sayısal bilgisayar denir.
SAYISAL BÜYÜKLÜK. Yalnızca iki değer alabilen büyüklüğe sayısal büyüklük denir.
SAYISAL DEVRE. Bilgileri sayısal sinyallerle ifade ederek işleyen devrelere sayısal sistem veya sayısal devre denir.
SAYISAL GÖSTERGE. Sayısal işaretleri anlaşılabilir biçime döndürmek için kullanılan elemanlara sayısal gösterge denir.
SAYISAL İŞARET. Sayısal büyüklüğü göstermek için kullanılan işarete sayısal işaret denir.
SAYISAL SİNYAL. Bkz. sayısal işaret
SAYISAL SİSTEM. Bkz. sayısal devre
SAYISAL TÜREV. Bir sinyalin her hangi bir noktadaki eğimine sayısal türev denir.
SAYKIL. Emk'nın sıfırdan başlayarak pozitif maksimum değere yükselmesi, tekrar düşerek sıfıra ve negatif maksimum değere inmesi, buradan da tekrar sıfıra ulaşasına saykıl denir.
Bkz.
periyot
SAYMA SAYISI. Pozitif tam sayılara sayma sayısı denir.
SCRIPT DİLİ. Makine diline dönüştürülerek kendi kendine çalışan programların aksine başka programlar tarafından yorumlanarak yürütülen dillere script dili denir.
SEÇİK KAVRAM. Başka kavramlardan ayrılmış kavrama seçik kavram denir.
SEÇİM. Bir koşulun doğru olup olmamasına göre farklı bir bloğun yürütülmesine seçim denir.
SEMANTİK. Bir programlama dilinin deyimlerinin, ifadelerinin ve program öğelerinin anlamlarına anlam bilim veya semantik denir.
SENDROM TABLOSU. Her bir kosetin koset öncüsünü kendi sendromuyla eşleştirilen tabloya sendrom tablosu denir.
SENTAKS. Bkz. söz dizimi
SERBEST DÜŞME. Dış etkenlerden korunmuş, havasız bir ortamda yer çekimi etkisiyle gerçekleşen harekete serbest düşme denir.
SERBEST ELEKTRON. Atomun en dış yörüngesinde bulunan ve bu yörüngelerinden çıkarak atomlar arası boşlukta dolaşmaya başlayan elektronlara serbest elektron denir.
SERBEST GRUP. Birim dışında sonlu mertebeden elemanı olmayan gruba bükümsüz grup ya da serbest grup denir.
SERBEST TORSİYON ELEMAN. Bir grubun torsiyon alt grubunun elemanı olmayan elemanlarına serbest torsiyon eleman denir.
BİR SERİNİN N-NCİ KISMİ TOPLAMI. Bir serinin ilk teriminin toplamına serinin -nci kısmi toplamı denir.
SEZGİSEL ALGORİTMA. Kesin bir çözüm garanti etmeyen ancak genellikle hızlı ve iyi bir çözüm üreten algoritmaya heuristik algoritma veya sezgisel algoritma denir.
SFEROİD. Sferoid, bir elipsin ana eksenlerinden biri etrafında döndürülmesiyle elde edilen ikinci dereceden yüzeye verilen addır.
SIÇRAMALI SÜREKSİZLİK. Bir fonksiyonun herhangi bir süreksizlik noktasında sağdan ve soldan limitleri mevcut ve sonlu ise bu tür süreksizliklere sıçramalı süreksizlik adı verilir.
SIFIR . , bir lineer uzay olsun. olmak üzere,
denkleminin çözümüne sıfır eleman denir ve,
ile gösterilir. [Ar. صفر > Sanskrit s'unya]
SIFIR BÖLEN. Hem sağ sıfır bölen hem sol sıfır bölen elemana sıfır bölen denir.
SIFIR ÇEMBERİ. Yarıçap uzunluğu sıfır olan çembere sıfır çemberi denir.
SIFIR DİZİ. Limiti sıfır olan diziye sıfır dizi denir.
SIFIR FONKSİYONU. Hemen hemen her yerde sıfır olan fonksiyona sıfır fonksiyonu denir.
SIFIR MATRİSİ. Bkz. boş matris
SIFIR NESNE. Hem kalkış nesnesi hem de varış nesnesi olan olan nesneye sıfır nesne denir.
SIFIR OPERATÖR. Bir lineer operatörün her vektörü üzerindeki izi sıfıra eşit olur ise böyle bir operatöre sıfır operatör denir ve,ile gösterilir.
SIFIR SERİ. aralığında her yerde değil fakat hemen hemen her yerde sıfıra yakınsayan trigonometrik seriye sıfır seri denir.
SIFIR SERİSİNİN ÇEKİRDEĞİ. Sıfır serisinin çekirdeği, sıfır serisinin sıfıra yakınsamadığı noktaların kümesidir.
SIFIR TOPLAMLI OYUN. Oyuncularına yalnızca birbirlerine ödeme yaptıkları oyuna sıfır toplamlı oyun denir.
SIFIR UZAYI. Yalnız sıfır elemanından oluşan kümeye sıfır uzayı denir.
SIFIR VARSAYIMI. Bir varsayım testi durumunda test edilmekte olan hipoteze sıfır varsayımı denir.
SIFIR VEKTÖRÜ. 'in vektörüne sıfır vektörü denir ve,ile gösterilir.
SIFIRA GÖRE MOMENT. Terimlerin sıfırdan sapmalarının çeşitli kuvvetlerinin aritmetik ortalamasına sıfır etrafındaki moment veya sıfıra göre moment denir.
SIKLIK. Bkz. frekans
SINIF. 1. Örnek uzayın bazı alt kümelerinin oluşturduğu bir koleksiyona sınıf denir. 2. Sınıf, bir nesnenin şablonunu tanımlayana programlama birimidir.
Ayrıca bkz.
sınıf orta değeri
SINIF ARALIĞI. İki sınıf arasındaki farka sınıf aralığı denir ve,
ile gösterilir.
SINIF DEĞERİ.
Bir sınıfın alt sınır ve üst sınır değerlerinin ortalamasına sınıf değeri denir ve,
ile gösterilir.
SINIF GENİŞLİĞİ. Sınıf genişliği,
en büyük değer,
en küçük değer,
gözlem sayısı ve
sınıf sayısı olmak üzere,
ile tanımlanır ve,
ile gösterilir.
SINIF ORTA DEĞERİ. Sınıf orta değeri, , nci sınıfa ait alt sınır değeri ve , nci sınıfa ait üst sınır değeri olmak üzere,ile tanımlanır ve,
veya kısaca,
ile gösterilir.
Ayrıca bkz.
sınıf
SINIFLANDIRILMIŞ FREKANS DAĞILIM TABLOSU. Bkz. frekans dağılım tablosu
SINIR DEĞER PROBLEMİ. Bir problemde bir diferansiyel denklemle birlikte aranan fonksiyonun tanımlı olduğu bölgenin sınırı üzerindeki değerinin önceden verilmesi halinde bu probleme sınır değer problemi denir.
Ayrıca bkz.
başlangıç ve sınır değer problemi
SINIRLI FONKSİYON. Görüntü kümesi sınırlı olan fonksiyona sınırlı fonksiyon denir.
SINIRLI KÜME. 1. Çapı sonlu olan kümeye sınırlı küme denir. 2. Kısmi sınırlı bir kümenin alttan ve üstten sınırlı bir alt kümesine sınırlı küme denir.
SIRALAMA. Bkz. sıralama problemi
SIRALAMA PROBLEMİ. Bir listenin elemanlarını artan ya da azalan sıraya koyma problemine sıralama problemi denir.
SIRALI DEVRE. Bkz. ardışıl devre
SIRALI SERİ. Bkz. basit seri
SIVI KRİSTAL EKRAN. Sıvı kristal ekran, uygulanan yüke göre ışığı geçirmek veya geçirmemek için ince bir sıvı polimer katmanı kullanan ekran teknolojisini ifade eder.
SIZMA TESTİ. Bkz. pentesting
SİBER FİZİKSEL SİSTEM. Sensörler yardımıyla fiziksel dünyada gerçekleşen oldukları sanal dünyada işleyebilen ve bu verilere dayanarak fiziksel dünyayı etkileyebilecek kararlar alabilen sistemlere siber fiziksel sistem denir.
SİKLOİD. Bir doğru boyunca yuvarlanan bir çemberin üzerindeki bir noktanın geometrik yerine sikloid denir.
SİLİKON KRİSTAL TOMRUK. Silikon kristal tomruk, 8-12 inç çapında ve yaklaşık 12-14 inç boyundaki kristal çubuğa verilen addır.
SİLİNDİR. Verilen sabit bir doğruya paralel olan ve verilen düzlem eğrisi boyunca hareket eden yüzeye silindir denir.
SİMETRİ. Bir nokta, doğru veya bir düzlemden benzer noktaları karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulunan iki benzer kümenin birbirine göre olan durumuna simetri denir.
SİMETRİK GRUP. Sonlu bir kümenin tüm permütasyonlarının grubuna simetrik grup denir ve kümenin eleman sayısı olmak üzere,ile gösterilir.
SİMETRİK MATRİS. Her elemanı esas köşegene göre simetrik olan kare matrise simetrik matris denir.
Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, ters simetrik matris, tekil matris
SİMETRİK OYUN. İki oyunculu stratejik bir oyunda oyuncuların sahip oldukları strateji kümeleri ve her strateji profili için fayda düzeyleri aynı ise bu oyunda simetrik oyun denir.
SİMGE. Bkz. token
SİNGÜLER NOKTA. Bir fonksiyonun analitik olmadığı noktaya fonksiyonun singüler noktası denir.
SİNÜZOİT. Bir çemberin 0°'den 360°'ye kadar olan yaylarının sinüslerinin değişmelerini grafik ile gösteren devirli düzlem eğrisine sinüzoit denir.
SİSTEM YAZILIMI. Bilgisayarın işletilmesini sağlayana yazılımlara sistem yazılımı denir.
Ayrıca bkz.
yazılım
BİR SİSTEMİN ENERJİSİ. Bir sistemin enerjisi onun iş yapma yeteneğinin bir ölçüsü olarak tanımlanır.
SKALER DEĞERLİ FONKSİYON. Bkz. çok değişkenli fonksiyon
SKALER MATRİS. Bir köşegen matriste köşegen üzerindeki elemanların hepsi eşit ise bu matrise skaler matris denir.
SOMUT YIĞIN. Bir yığındaki birimlerin tümüne ait bir liste var ise o yığına somut yığın denir.
SON NOKTA. Bkz. PENDANT NOKTA.
SONLU DURUM MAKİNESİ. Bir sonlu durum makinesi, giriş sembolleri sonlu kümesi, çıkış sembolleri sonlu kümesi; sonlu durumlar kümesi,bir sonraki durumu belirleyen geçiş fonksiyonu,çıkış fonksiyonu ve makinenin başlangış durumu olmak üzere, ile tanımlanır.
SONLU GRUP. Mertebesi sonlu olan gruba sonlu grup denir.
SONLU KÜME. Nicelik sayısı bir doğal sayıya eşit olan kümeye sonlu küme denir.
Ayrıca bkz.
sonsuz küme
SONLU OYUN. Her oyuncunun sınırlı sayıda hamle ve her harekette sınırlı sayıda seçeneğe sahip olduğu oyuna sonlu oyun denir.
SONLU ÖRTÜ. Elemanları sonlu olan örtüye sonlu örtü denir.
SONLU UZUNLUKLU EĞRİ. Bir eğri sınırlı değişimli bir parametrizasyona sahip ise bu eğriye sonlu uzunluklu eğri denir.
SONSUZ GRUP. Sonsuz olmayan gruba sonsuz grup denir.
SONSUZ KÜÇÜK. Sıfıra eşit olmamak şartıyla, herhangi bir sayıdan daha çok sıfıra yakın olabilen değişkene sonsuz küçük denir.
SONSUZ KÜME. Bir öz alt kümesine denk olan kümeye sonsuz küme denir.
Ayrıca bkz.
sonlu küme
SONUÇ. Bir argümandan çıkarılan önermeye sonuç denir.
SONUŞMAZ. Bkz. asimptot
SOPHIE ASALI.
, bir asal sayı olsun.
, bir asal sayı ise
'ye Sophine Germain asalı veya kısaca Sophie asalı denir. [Marie-Sophie Germain, Fransız matematikçi. 1776'da Paris'te doğdu. Eğitimini babasının kütüphanesinde bulduğu kitaplar ve Lagrange, Legendre ve Gauss gibi ünlü matematikçiler ile gerçekleştirdiği mektuplaşmalar sayesinde tamamladı. Legendre, Sophie'nin bazı yazılarını 'the Supplement' kitabının ikinci baskısında 'the Theorie des Nombres' adıyla yayımladı. Sophie 1821'de ilk makalesini yayımladı. 1823'te Fermat'ın son teoremini Sophie asalları için ispatladı. 1826'da yeniden revize edilmiş makalesini Akademi'ye sundu. 1831'de Paris'te öldü. Aynı sene 'Memorie sur la courbure des surfaces' başlıklı makalesi yayımlandı. Yeğeni Armand-Jacques, Sophie'nin ölümünden sonra onun bazı çalışmalarını yayınladı.1837'de Sophie'ye Göttingen Üniversitesi tarafından fahri doktorluk unvanı verildi. 1931'de adı bir sokağa ve bir kız okuluna adı verildi. Bilimler Akademisi her yıl The Sophie Germain ödülü vermektedir.]
SOPHIE GERMAIN ASALI. Bkz. Sophie asalı
SORGU. Veri tabanından bilgi çekmek, güncellemek veya silmek için kullanılan komutlar dizisine sorgu denir.
SORGU İŞLEYİCİ. VTYS'nin sorguların işlemesi ile ilgili görevleri gerçekleştiren bileşenine sorgu işleyici denir.
SOYUT YIĞIN. Bir yığındaki birimlerin tümüne ait bir liste yok ise o yığına soyut yığın denir.
SOYUTLAMA. 1. Bir nesnenin özelliklerinden veya özellikleri arasındaki ilişkilerden her hangi birini tek başına ele alan zihinsel işleme soyutlama denir. 2. Programın yapacağı işin daha küçük ve birbirinden olabildiğince bağımsız alt işlere bölünmesine soyutlama denir.
SOYUTLAMA DESTEĞİ. Soyutlama desteği, karmaşık yapıları daha az detayla kullanabilme yeteneğini ifade eder.
SÖZ DİZİMİ. Bir programlama dilinin deyimlerinin, ifadelerinin ve programın diğer öğelerinin biçimi ve düzenine sentaks veya söz dizimi denir.
SÖZ DİZİMİ TASARIMI. Özel kelimeler ve deyimlerin anlamı ile kullanılan söz diziminin uyumlu olmasına söz dizimi tasarımı denir.
SÖZCÜK BİRİM. En küçük söz dizimi öğelerine lexeme veya sözcük birim denir.
SPİRAL. Eğrinin hangi yöne gittiğine bağlı olarak, bir merkezi noktanın etrafında dönen, on giderek yaklaşan veya ondan giderek uzaklaşan eğriye sarmal veya spiral denir.
SQL. SQL (yapılandırılmış sorgu dili), tablolardan oluşan, genellikle ilişkisel veri tabanı yönetim sistemi için kullanılan programlama dilidir.
STACK. Öğelerin son LIFO prensibine göre depolandığı veri modeline yığın veya stack denir.
STACK BÖLGESİ. RAM bellek üzerinde değer tipli değişkenlerin değerlerinin tutulduğu bölgeye stack bölgesi denir.
STACK MEMORY. İşlemcilerin register bilgilerinin tutulduğu yere stack memory denir.
STANDART NORMAL DAĞILIM. 0 ortalamalı ve 1 varyanslı bir normal rastgele değişkenin dağılımına standart normal dağılım denir.
STANDART ÖKLİD ÇATISI. , standart Öklid uzayı olsun. 'de olmak üzere,çatısına standart Öklid çatısı denir.
STANDART SAPMA. Varyansın kareköküne standart sapma denir.
STANDART VEKTÖR UZAYI. Standart vektör uzayı,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
STATİK DEVRE. Bkz. kombinasyonel devre
STATİK TEST. Bir iş ürününün manuel olarak değerlendirilmesine statik test denir.
STRATEJİK BİÇİMLİ OYUN. Oyuncuların tam bilgi altında ve aynı anda hareket ettikleri oyunlara stratejik biçimli oyun denir.
STRING. Sözcük katarı, sözce.
STRUCTURED QUERY LANGUAGE. Bkz. SQL
SUNUCU. Çoğunlukla çok sayıda kullanıcının büyük programları koşmak için genellikle ağ üzerinden eş zamanlı olarak erişerek kullandığı bilgisayara sunucu denir.
SÜPER ANAHTAR. Her bir satırı eşsiz olarak tanımlayabilen nitelik veya nitelik gruplarına süper anahtar denir.
Ayrıca bkz.
anahtar
SÜPERPOZİSYON. Dalga yer değiştirmelerinin birbirine eklenmesi süperpozisyon olarak adlandırılır.
SÜREKLİ DEĞİŞKEN. Belli bir aralıktaki her değeri alabilen değişkenlere sürekli değişken denir.
SÜREKLİ ÖRNEKLEM UZAYI. Eğer bir örneklem uzayı bir doğru parçasındaki sonsuz tane nokta sayısı kadar durum içeriyorsa sürekli örneklem uzayı olarak adlandırılır.
Ayrıca bkz.
örneklem, uzay, örneklem uzayı
SÜREKSİZ FONKSİYON. Sürekli olmayan fonksiyona süreksiz fonksiyon denir.
SÜTUN MATRİSİ.
tipindeki matrislere sütun matrisi denir.
SÜZGEÇ.
pozitif tam sayılar kümesinin alt kümelerinin boştan farklı bir
ailesi için aşağıdaki şartlar sağlanıyor ise
ailesine süzgeç denir:
(i)
(ii) Her
için,
(iii) Her
ve
için,
SYNTAX ERROR. Yazılan programda programlama dili kurallarına aykırı bir takım ifadelerden dolayı oluşan hata.
ŞARTLI OLASILIK. Bkz. koşullu olasılık
ŞARTLI ÖNERME. Bkz. kondisyonel önerme
ŞIK. Belirli bir vasıfın ortaya çıkış biçimlerine şık denir.
TABAN. Bkz. baz
TABLO. Bir ilişkisel veri tabanında verilerin yapılandırılmış bir şekilde saklandığı temel birime tablo denir.
TALEP EĞRİSİ. Bkz. piyasa talep eğrisi
TALİ DERLEME. Bkz. ikincil derleme
TAM BİLGİLİ OYUN. Bir oyunda her oyuncunun her hamleyi yaparken daha önce yapılmış olan bütün kişisel veya şans hareketlerinin sonuçlarını bilmesi durumunda tam bilgili oyun denir.
TAM DİFERANSİYEL.
kümeleri verilsin.
bir fonksiyon olsun.
'in tam diferansiyeli,
ile tanımlanır.
TAM FONKSİYON. Kompleks düzlemin her noktasında analitik olan fonksiyona tam fonksiyon denir.
TAM GRAF. Basit bir grafta rastgele seçilen herhangi iki köşe arasında bir kenar bulunuyor ise bu grafa tam graf denir.
TAM HALKA. Sıfır bölensiz halkaya tam halka denir.
TAM İKİLİ AĞAÇ. Bir ikili ağaçta uç düğümler hariç her düğüm iki çocuğa sahipse bu ikili ağaca tam ikili ağaç (İng. full binary tree) denir.
TAM KARE. Bkz. karesel sayı.
TAM LATİS. Bir latisin her alt kümesinin, supremumu ve infimumu varsa bu latise tam latis denir.
Ayrıca bkz.
latis
TAM METRİK UZAY. Her Cauchy dizisinin yakınsak olduğu uzaya tam metrik uzay denir.
TAM SAYIM. Yığını meydana getiren birimlerin tamamının incelenmesine genel derleme veya tam sayım denir.
TAM SIRALAMA. Bir sıralama bağıntısı için, herhangi iki eleman karşılaştırılabiliyorsa bu sıralama bağıntısına tam sıralama denir.
TAM TEMSİLCİLER SİSTEMİ. olmak üzere, olsun. 'de her sınıftan bir ve yalnız bir eleman almakla elde edilen sisteme tam temsilciler sistemi denir.
TAM TOPLAYICI. Üç giriş bitinin aritmetik toplamını bulan bir birleşik devreye full adder veya tam toplayıcı denir.
TAMAMLANMIŞ GRAF. Her bir düğümü arasında birebir ilişki olan grafa tamamlanmış graf denir.
TAMLIK BÖLGESİ. Birimli, değişmeli ve tam (sıfır bölensiz) halkaya tamlık bölgesi denir.
TARAFLI OYUN. Her oyuncunun herhangi bir pozisyonda farklı hamlelere sahip olduğu oyuna taraflı oyun denir.
Ayrıca bkz.
tarafsız oyun
TARAFSIZ OYUN. Herhangi bir pozisyondaki her oyuncu için olası hamlelerin aynı olduğu oyuna tarafsız oyun denir.
Ayrıca bkz.
taraflı oyun
TASARIM. Bir problemin çözümü için gerekli olan çözüm aşamalarının mantıksal sıra içinde yazılmasına tasarım denir.
TASNİF EDİLMİŞ SERİ. Sıralı serilerdeki tekrar eden değerlerin bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş seriye tasnif edilmiş seri denir.
BİR TASVİRİN ÇEKİRDEĞİ. Bir tasvirde görüntüsü sıfır vektörü olan vektörler cümlesinde bu tasvirin çekirdeği denir.
TAŞINABİLİRLİK. Programların bir uygulamadan diğerine geçişlerinin kolay olmasına taşınabilirlik (İng. portability) denir.
TEĞET VEKTÖRÜ. , parametrik bir eğri olsun. 'nin birinci türevine eğrisinin noktasındaki teğet vektörü denir ve,ile gösterilir.
TEĞETLER DÖRTGENİ. Kenar doğruları bir çembere teğet olan dörtgene teğetler dörtgeni denir.
TEĞETSEL İVME. İvme vektörünün yörüngeye teğet olan bileşenine teğetsel ivme denir.
Ayrıca bkz.
yörünge
TEK FONKSİYON.
, bir fonksiyon olsun.
,
'nin tanım kümesi olsun.
gerçekleniyor ise
tektir denir.
TEK PARÇALI ÇEKİRDEK. Bkz. monolitik çekirdek
TEK PERMÜTASYON. Bir permütasyon tek sayıda 2-linin çarpımı ise o permütasyona tek permütasyon denir.
TEKERLEK. olmak üzere, devrine diğer noktalar ile komşu o.b. yeni bir noktanın eklenmesi sonucu oluşan grafa tekerlek graf veya kısaca tekerlek denir ve,ile gösterilir.
TEKERLEK GRAF. Bkz. tekerlek
TEKİL MATRİS. Bir kare matrisin çarpmaya göre tersi yoksa bu matrise tekil matris denir.
Ayrıca bkz.
alt matris, alt üçgensel matris, bant matris, birim matris, boş matris, determinant, dual matris, düzensiz matris, elemanter matris, genel lineer grup, Gram matrisi, reel matris, Hurwitz matrisi, idempotent matris, Jordan matrisi, kare matris, bir kare matrisin izi, köşegen, köşegen matris, Laplacian matrisi, Latin kare, matris, matris ağırlıklı graf, bir matrisin transpozu, bir matrisin tersi, nilpotent matris, ortogonal matris, reel matris, simetrik matris, ters simetrik matris
TEKNOLOJİ. Bilimsel bilginin endüstride belirli amaçları gerçekleştirmek için kullanılmasına teknoloji denir.
TEMEL İDEAL. Bkz. esas ideal
TEMEL İDEAL BÖLGESİ. Bkz. esas ideal bölgesi
TEMEL PİSAGOR ÜÇLÜSÜ. , bir Pisagor üçlüsü olsun. ve aralarında asal ise Pisagor üçlüsüne temel Pisagor üçlüsü denir.
TEMEL YÜK. elektron ve protonun yüklerine temel yük denir.
ile gösterilir.
TEMSİL. Temsil, bir cebirsel nesneden kendisine oranla daha somut bir diğer cebirsel nesneye bir homomorfizmaya verilen addır.
BİR TENSÖRÜN İZİ. , bir tensör olsun. tensörüne karşılık gelen multilineer fonksiyonun aynı değişken sistemindeki değerine tensörünün izi denir.
TEPE DEĞER. Bkz. mod
TERİM. 1.Bir kavramın dille ifade edilmiş biçimine terim denir. 2. Bir seriyi oluşturan gözlem değerlerinin her birine terim denir.
TERMİSTÖR. Termistör, direnci sıcaklıkla değişen yarı iletken devre elemanını ifade eder.
TERS ORANTI. Biri artarken diğeri aynı oranda azalan ya da biri azalırken diğeri aynı oranda artan çokluklar arasındaki orantıya ters orantı denir.
Ayrıca bkz.
oran, orantı, doğru orantı
TERSİNİR ELEMAN. Hem sağ hem sol tersinir elemana tersinir eleman denir.
TEST OTOMASYONU. Bkz. otomasyon testi
BİR TESTİN BÜYÜKLÜĞÜ. Bkz. anlamlılık düzeyi
TETİKLEYİCİ. Belli bir olay gerçekleştiğinde otomatik olarak çalışan veri tabanı prosedürüne tetikleyici denir.
TEYİT. Aksiyomatik anlam bilimde kullanılan mantıksal ifadelere bildirim veya teyit denir.
TIKIZ UZAY. Bkz. kompakt uzay
TİKEL EVETLEME. Veya eklemiyle kurulan bileşik önermelere tikel evetleme denir.
TİKEL KAVRAM. Bir tikel önermede özne durumunda olan ve bir sınıfın tümünü gösteren kavrama tikel kavram denir.
TİKEL DERLEME. Kütleyi oluşturan birimler arasından küçük bir kısmını seçip yalnız bunları gözlemlemeye kısmi derleme veya tikel derleme denir.
TİP 1 HATA. Bkz. ∝ hatası
TİP 2 HATA. Yanlış olduğu halde yokluk hipotezinin reddedilmemesi tip 2 hata olarak adlandırılır.
TİP DENETİMİ. Tip denetimi, derleme sırasında tip hatalarının tespit edilmesini ifade eder.
TİPİK OLAY. Eğer bir olaylar kümesinde tek bir olay, tüm olaylar kümesini temsil ediyorsa bu tür olaylara tipik olay denir.
TOKEN. Bir lexemenin bulunduğu kategoriye simge veya token denir.
TOPLAM. Toplama işleminin sonucuna toplam denir.
TOPLAMSAL GRUP. Bir değişmeli grupta işlem + ise bu komütatif (değişmeli) gruba toplamsal grup denir.
Bkz.
komütatif grup, çarpımsal grup
TOPOLOJİ. Bir kümesi verilsin. , 'in kuvvet kümesi olsun. Eğer aşağıdaki koşullar gerçeklenir ise alt kümeler kümesine üzerinde tanımlanmış bir topolojik yapı, bir topoloji veya bir ilinge denir ve,ile gösterilir:
(i) (boş küme uzlaşması)
(ii) (sınırlı kesişim aksiyomu)
(iii) (keyfi birleşim aksiyomu)
TOPOLOJİK DÖNÜŞÜM. Bkz. homeomorfizma
TOPOLOJİK GRUP. Verilen bir topoloji ile grup işlemleri her değişkende sürekli olan cebirsel gruba topolojik grup denir.
TOPOLOJİK İNVARYANT. Topolojik uzaylarda homeomorfizma altında korunan özelliklere topolojik invaryant denir.
TOPOLOJİK UZAY. , küme olsun. , üzerinde tanımlı bi topoloji olmak üzere, ikilisine bir topolojik uzay denir.
TOPOLOJİK YAPI. Bkz. topoloji
TORRICELLI TROMPETİ. 1'den büyük değerleri için,eğrisinin dönme yüzeyine Torricelli trompeti denir. [Evangelista Torricelli, İtalyan matematikçi. 1608'de Faenza'da doğdu. 1644'te Opera Geometrica'yı tamamladı. En ünlü icadı civalı barometredir. 1647'de Floransa'da öldü. Faenza'da bir heykeli vardır.]
TORSİYON. Bir eğrinin oskülatör düzlemden ayrılmasının ölçüsüne burulma veya torsiyon denir.
TORSİYON ALT GRUBU. Bir grubun sonlu mertebeli elemanlarından oluşan alt grubuna torsiyon alt grubu denir.
TORSİYON ELEMAN. Bir torsiyon alt grubunun elemanlarına torsiyon eleman denir.
TOTOLOJİ. Bir bileşik önerme kendisini oluşturan yalın önermelerin doğruluk değerlerinden bağımsız olarak doğru ise bu önermeye tüm geçerli önerme veya totoloji denir.
TRANSPOZİSYON. 2-uzunluğundaki devire transpozisyon denir.
TRAPEZYUM. Bir çift paralel kenarı olan dörtgene yamuk veya trapezyum denir.
TRİGONOMETRİK FONKSİYON. Birim çember üzerinde (1,0) noktasından başlayan herhangi bir yayın uzunluğunu yayın ters saat yönündeki ucunun bir koordinatına, bir koordinatının çarpmaya göre tersine veya her iki koordinatının oranına gönderen fonksiyonlara trigonometrik fonksiyon denir.
TRİGONOMETRİK FOURIER SERİSİ. , bir iç çarpım uzayı ve olsun. 'in,ortogonal kümesine göre Fourier serisine 'in trigonometrik Fourier serisi denir.
TUTARSIZ DENKLEM SİSTEMİ. Bir lineer denklem sistemini doğrulayan sayılar yok ise bu denklem sistemi tutarsızdır denir.
TUTARLI DENKLEM SİSTEMİ. Bir lineer denklem sistemini doğrulayan sayılar var ise bu denklem sistemi tutarlıdır denir.
TUTULUM. Bkz. ekliptik
TÜM DEVRE. Bkz. entegre devre
TÜM GEÇERLİ ÖNERME. Bkz. totoloji
TÜM GEÇERSİZ ÖNERME. Bkz. çelişki
TÜMEL KAVRAM. Bir kavram bir topluluğun tümüne ilişkinse, bu kavrama tümel kavram denir.
Ayrıca bkz.
kavram, tekil kavram
TÜMLER AÇILAR. Ölçülerinin toplamı 90° olan açılara tümler açılar denir.
TÜMLEŞİK EKRAN KARTI. Bilgisayar sistemlerinde ana kart üzerine entegre edilmiş grafik işlemciye tümleşik ekran kartı denir.
TÜREV.
ve
iki küme,
bir fonksiyon olsun.
'in
'e göre türevi,
ile tanımlanır ve,
veya,
ile gösterilir.
UÇ NOKTA. Bkz. PENDANT NOKTA.
UNIVAC 1. İlk ticari bilgisayar (1947'de geliştirilmiştir).
URL. Bir web sitesine erişilirken kullanılan adrese uniform resource loader veya kısaca URL denir.
USAVURMA. Tümel bir önermeden tikel bir önerme çıkarılışını sağlayan yordama usavurma denir.
UYGULAMA. Algoritması oluşturulan programın herhangi bir dilin kurallarına uyarak ve komutlarını kullanarak yazılma aşamasına uygulama denir.
UYGULAMA ARA YÜZÜ. Bkz. API
UYGULAMA KATMANI. Uygulama süreçlerinin OSI ortamına erişimi için araçlar sağlayan katmana uygulama katmanı denir.
Ayrıca bkz.
uygulama
UYGULAMA SUNUCUSU. Uygulama sunucusu, uygulamaları ağa bağlı istemcilerin kullanımına sunan sunucuya verilen addır.
UZAKLIK. , bir metrik uzay; ve , 'in kompleksleri olsun. ve arasındaki uzaklık,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
UZAKLIK FONKSİYONU. Bkz. metrik
UZANIM AÇISI. Gökteki bir cismin güneşe olan açısal uzaklığına uzanım açısı denir.
UZAY. Cebirsel veya geometrik bir yapı ile donatılıp elemanları sistemli bir bütünlük için örgütlenmiş kümeye uzay denir.
UZUNLUK. 1. İki nokta arasındaki yer aralığının ölçümüne uzunluk denir. 2. Bir yüzeyin iki temel boyutundan en büyük olanına uzunluk denir.
ÜÇ DEĞİŞKENLİ PFAFF DİFERANSİYEL DENKLEMİ. Üç değişkenli Pfaff diferansiyel denklemi,ile tanımlanır. [Johann Friedrich Pfaff, Alman matematikçi. 1765'te Stuttgart'da doğdu. Carl Friedrich Gauss'un tez danışmanıdır. Analizde önemli çalışmalar yaptı. Pfaff biçimleri teorisini geliştirdi. Pfaff determinantını tanıttı. 1825'te Halle'de öldü.]
ÜÇGEN. Doğrusal olamayan üç noktayı ikişer ikişer birleştiren doğru parçalarının oluşturduğu çokgene üçgen denir. [< üç + gen]
BİR ÜÇGENİN ÇEVREL MERKEZİ. Bir üçgenin kenar orta dikmelerinin kesişme noktasına üçgenin çevrel merkezi denir.
BİR ÜÇGENİN KENAR ORTAYI. Bir üçgenin tepe noktası ile karşı kenarının orta noktasını birleştiren doğru parçasına üçgenin kenar ortayı denir.
BİR ÜÇGENİN ORTA ÜÇGENİ. Bir üçgende kenarların orta noktalarını köşe kabul eden üçgene üçgenin orta üçgeni veya kısaca orta üçgen denir.
BİR ÜÇGENİN SAPMASI. Lobaçevski geometrisinde bir
üçgeninin iç açıları toplamı ile
sayısı arasındaki farka üçgenin sapması denir ve,
ile gösterilir. [Nikolay İvanoviç Lobaçevski, Rus matematikçi. Geometrinin Koperniki.1792'de Gorki'de doğdu. 1799'da babasının ölünce Lobaçevski'nin geçim zorluğu yaşayan ailesi Kazan'a taşınmaya karar verdi. Nikolay Lobaçevski 1802'de Kazan Gymnasium'a başladı. 1807'de Kazan Üniversitesinde Tıp Fakültesine girdi. Gauss'un arkadaşı Martin Bartels'ten matematik dersi aldı. 1808'de Tıp Fakültesinden ayrılarak matematik bölümüne geçti 1811'de lisansüstü derecesi aldı. 1818'de saray danışmanı unvanını aldı. 1823'te Petersburg Bilimler Akademisine sunduğu makale bazı yöneticilerin baskısıyla ve makalede kullanılan metrik sistemin Fransız ihtilalinden etkilendiğinin bir belirtisi olarak görülmesi nedeniyle geri çevrildi. 1824'te St. Vladimir nişanına layık görüldü. 1825'te 1. Aleksxandr ölünce görece bir özgürlük ortamı oluşmuştu. Lobaçevski 1826'da Kazan Üniversitesinin Fizik ve Matematik bölümünün bir toplantısında yeni geometrisini açıklayan Fransızca yazdığı bildiriyi okudu. 1827'de Kazan Üniversitesi rektörlüğüne atandı. Çalışmanın benzerini 1829'da üniversitenin çıkardığı bir dergide yayınlayacaktı. Tam teşekküllü bir rasathane kurdu. 1833'te devlet danışmanı unvanını kazandı. 1836'da St. Amma nişanı aldı. 1842'de Öklidgil olmayan geometriyi kurdu. Matematiğe doğada bulunmayan yeni yapılar kurma yeteneği kazandırdı. Bu sayede insan düşüncesinin doğaya bağımlılığını kırarak sonsuz genellikte bir matematik kurulabilmesi için ilk adımı attı. Aynı yıl Gauss'un tavsiyesi üzerine Göttingen Kraliyet Bilimler Akademisine yabancı üye olarak kabul edildi. 1844'te St. Stanislavs nişanı aldı. 1846'da rektörlük ve profesörlük görevlerine son verildi. 1856'da Kazan'da öldü.]
BİR ÜÇGENİN YÜKSEKLİĞİ. Bir üçgenin bir köşesinden karşı kenara dik olarak giden doğru parçalarına üçgenin yüksekliği denir.
Ayrıca bkz.
üçgen
ÜÇGENSEL BÖLGE. Bir üçgenin sınırladığı düzlemsel bölgeye üçgensel bölge denir.
ÜNİMODÜLER MATRİS. Determinantı 1 olan kare matrise ünimodüler matris denir.
ÜNİTER UZAY. Bir iç çarpım ile donatılmış kompleks lineer uzaya üniter uzay denir.
ÜRETEÇ. 1 Bir kutbunda elektron fazlalığı diğer kutbunda elektron azlığı olan kaynağa üreteç denir. 2. Herhangi bir enerjiyi elektrik enerjisine dönüştüren aygıta üreteç denir.
ÜRÜN OPTİMİZASYONU. Belli bir ürünün talep (istem) miktarını artırmak ve kalitesini iyileştirmek için yapılması gereken girişimlere ürün optimizasyonu denir.
ÜSTEL DENKLEM. Belirsiz değişkenini üs biçiminde içeren denkleme üstel denklem denir.
V MODELİ. V modeli, doğrulama ve onaylama modeline verilen addır.
VALANS ELEKTRONLARI. Bir atomun en dış yörüngesindeki elektronlara valans elektronları denir.
VARLIK KÜMESİ. Aynı türden varlıkların oluşturduğu kümeye varlık kümesi denir.
VARLIK ÖRNEĞİ. Varlık kümesinin elemanlarına varlık örneği denir.
VARSAYILAN. Bilgisayarların otomatik olarak geçerli saydığı ve aksi bilgi girilene kadar geçerliliğini koruyan işlem veya değere varsayılan denir.
VARSAYIMSAL BİRİM. Fiilen var olmayan fakat ileride gerçekleşme olasılığı bulunan birimlere varsayımsal birim denir.
VARSAYIMSAL KÜTLE. Aslında var olmayan fakat gerçekleşme olasılığı bulunan birimlerden oluşan kütleye varsayımsal kütle denir.
VARYANS. Ortalama değere uzaklığın karesinin ortalamasına varyans denir. [< Fr. variance < Lat. varians < Lat. variare]
VASIF. Birimlerin birbirlerinden ayırt edilmesini sağlayan özelliklere vasıf (İng. quality attribute) denir.
VASIF KOMBİNEZONU. Bkz. bileşik sınıflama
VE KAPISI. Birleşme Boole işlemlerini gerçekleştiren kapıya ve kapısı denir.
VEKTÖR. 'in her elemanına -boyutlu bir vektör denir ve,ile gösterilir.
VEKTÖR ALANI. açık bir küme olmak üzere,fonksiyonuna vektör alanı denir.
VEKTÖR DEĞERLİ FONKSİYON. olmak üzere,fonksiyonuna vektör değerli fonksiyon denir.
BİR VEKTÖR UZAYININ BOYUTU. Bir vektör uzayının bir bazının eleman sayısına vektör uzayının boyutu denir.
VEKTÖREL FONKSİYON. Değerleri vektör olan fonksiyona vektörel fonksiyon denir.
BİR VEKTÖRÜN BİLEŞENLERİ. Bir vektörün koordinat sistemi üzerine izdüşümüne o vektörün bileşenleri denir.
VERHULST DENKLEMİ. Verhulst denklemi,
içsel büyüme hızı olmak üzere,
ile tanımlanır. [Pierre François Verhulst, Belçikalı matematikçi. 1804'te Brüksel'de doğdu. 1825'te Ghent Üniversitesinde doktorasını tamamladı. 1838'de lojistik denklemi (Verhulst denklemini) tanıttı ve denkleme insan nüfusu büyüme modeli adını verdi. Denklemin çözümüne lojistik eğri adını verdi. 1838-1847 yılları arasında yazdığı üç makale ile nüfus büyüme modelini tamamladı. Yetersiz nüfus sayımı verileri yüzünden modelin kesinliğini test edemedi. Bundan dolayı uzun yıllar ilgi görmedi. Deneysel veri ile makul uyuşma Pearl tarafından Drosophila melanogaster ve Gause tarafından Paramecium ve Tribolium popülasyonları için gösterildi. 1849'da Brüksel'de öldü. Eserleri: "Notice sur la loi que la population suit dans son accroissement" (1838), Traité élémentaire des fonctions elliptiques (1841), "Recherches mathématiques sur la loi d'accroissement de la population" (1845), "Deuxième mémoire sur la loi d'accroissement de la population" (1847).]
VERİ. 1. Belirli amaçlarla toplanan benzer sayılara veri denir. 2. Bilgisayar ortamında sayısal, alfasayısal veya mantıksal biçimlerde ifade edilebilen her türlü değere veri denir.
VERİ AMBARI. Büyük miktarda veriyi analiz etmek ve raporlamak için kullanılan merkezi veri tabanına veri ambarı denir.
VERİ ANALİZİ. Verilerin toplanması, düzenlenmesi, gösterilmesi, yorumlanması ve sonuç çıkarılması işlemlerine veri analizi denir.
Ayrıca bkz.
veri
VERİ BÜTÜNLÜĞÜ. Veri bütünlüğü, veri tabanında yer alan bir verinin farklı uygulamalarda kullanımı söz konusu olduğunda veri üzerinde yapılacak bir değişimin verinin kullanıldığı diğer uygulamalara da yansıtılmasını ifade eder.
VERİ MADENCİLİĞİ. Büyük veri setlerinden anlamlı bilgilerin çıkarılması sürecine veri madenciliği denir.
VERİ MANİPÜLASYON DİLİ. Bir veri tabanındaki verileri eklemek veya değiştirmek için kullanılan programlama dillerine veri manipülasyon dili veya kısaca DML denir.
VERİ MODELİ. Verileri mantıksal düzeyde düzenlemek için kullanılan yapılar, kavramlar ve işlemler topluluğuna veri modeli denir.
VERİ SOYUTLAMA. Veri soyutlama, yeni veri türlerini modelleyen sınıflarının yaratılmasıdır.
VERİ SÖZLÜĞÜ. Veri tabanında veri tanımlarının yer aldığı yapıya veri sözlüğü denir.
VERİ TABANI. Birbiri ile ilişkili dosyaların oluşturduğu yapıya veri tabanı (İng. database) denir.
VERİ TABANI OLUŞTURMA. Veri tabanını yaratma ve veriyi depolama sürecine veri tabanı oluşturma denir.
VERİ TABANI SİSTEMİ. Veri tabanı ve veri tabanı yönetim sisteminin birlikte oluşturdu bütüne veri tabanı sistemi denir.
VERİ TABANI ŞEMASI. Veri tabanının herhangi bir veri modeliyle tanımlanması veri tabanı şeması olarak adlandırılır.
VERİ TABANI TANIMLAMA. Veri tabanında yer alacak verinin adı, tipi, uzunluğu gibi veri yapıları ve özelliklerinin belirlenmesine veri tabanı tanımlama denir.
VERİ TABANI YÖNETİM SİSTEMİ. Veri tabanlarını yönetmek için tasarlanmış sistem ve yazılımlara veri tabanı yönetim sistemi (İng. database management system) denir.
VERİ TANIMLAMA DİLİ. Veri tabanı tanımlarını VTYS'ye iletmek için kullanılan biçimsel dile veri tanımlama dili veya kısaca DDL denir.
VERİ TİPİ. Bir verinin bellekte nasıl tutulacağını, değerinin nasıl yorumlanacağını ve veri üzerinde hangi işlemlerin yapılacağını belirleyen bilgiye veri tipi denir.
VERİ TOPLAMA. Bir ana kütleyi veya örneklemi oluşturan birimleri saymak ve bunların araştırılan özellikleri ne derece gösterdiklerini belirlemeye derleme veya veri toplama denir.
VERİ TRANSFERİ. Bellekteki verilerin bir yerden başka bir yere kopyalanmasına ya da taşınmasına veri transferi denir.
VERİ YAPISI. Bilginin anlamlı sırada bellekte veya disk, çubuk bellek gibi saklama birimlerinde tutulmasına veri yapısı denir.
VERİ YOLU. Verilerin bir donanım bileşeninden diğerine aktarıldığı yola veri yolu denir.
VERİ YOLU GENİŞLİĞİ. Veri yolu genişliği, veri yolunun aynı anda taşıyabileceği bit sayısına verilen addır.
VERİ YOLU HIZI. Veri yolunun veri aktarabileceği maksimum hıza veri yolu hızı denir.
VERİM. Bir sistemden çıkan faydalı işin sisteme sağlanan enerjiye oranına verim denir.
VERİMLİLİK. Bir algoritmanın kaynakları iyi kullanmasına verimlilik denir.
VOLTAJ. Bkz. gerilim
VON NEUMANN DARBOĞAZI. Bilgisayarın hafızası ve işlemcisi arasındaki bağlantı hızı bilgisayarın hızını belirler. Program yönergeleri genellikle bu bağlantı hızından çok daha hızlı bir şekilde çalıştırılır ve bu sebeple bilgisayarın hızı bir darboğaz (İng. bottleneck) haline gelir. Bu durum Von Neumann Darboğazı olarak adlandırılır. [John von Neumann, Macar matematikçi. 1903'te Budapeşte'de doğdu. Oyun teorisini geliştirdi. Satrancı iki oyunculu, sıfır toplamlı ve tam bilgili bir oyun sınıfında değerlendirdi. ENIAC, MANIAC ve NORC bilgisayarlarını geliştirdi. Von Neumann bilgisayar mimarisi Neumann'ın 1945'te yayınladığı "First Draft of a Report on the EDVAC" makalesine dayalı olarak geliştirildi. John von Neumann 1957'de Washington DC'de öldü.]
VPS. Tek bir sunucu üzerinde birden çok web sitesinin barındırılabilmesine virtual private server veya kısaca VPS denir.
VURU. İki kenarı bulunan ve durumlar arası gidip gelen sayısal işaretin her bir adımına vuru denir.
Ayrıca bkz.
yükselen kenar, düşen kenar, yükselme süresi, düşüş süresi
WEB SCRAPING. Web sitelerinden veri çekme işlemine web scraping denir.
x-EKSENİ. Kartezyen koordinatlarda iki boyutlu bir grafiğin yatay eksenine -ekseni denir.
Ayrıca bkz.
-ekseni
YAKINSAK DİZİ. Bulunduğu topolojik uzayda limiti olan diziye yakınsak dizi denir.
YAKINSAKLIK. bir dizi olsun. Yeterince büyük bir için, 'yi 'ya istediğimiz kadar yaklaştırabileceğimiz bir değeri varsa yakınsaktır denir.
YAKLAŞIK HATA. İteratif işlemlerde yeni yaklaşım ile bir önceki yaklaşımın farkının yeni yaklaşıma oranının mutlak değerine yaklaşık hata denir ve,
ile gösterilir.
YALIN GRAF. Ayrıtları yönlendirilmemiş, ayrıt maliyeti 1 birim olan grafa yalın graf denir.
Ayrıca bkz.
graf
YALIN YORUMLAMA. Yalın yorumlama, programın direkt olarak yorumlayıcı tarafından çalıştırılmasını ifade eder.
YALITKAN. Dış yörüngelerinde 4'ten fazla elektron bulunan maddelere yalıtkan denir.
YAMUK. Bkz. trapezyum.
YANSIK AÇI. Ölçüsü 180° ile 360° arasında olan açıya yansık açı denir.
YAPAY SİNİR AĞLARI. İnsan beynini model alarak öğrenen AI yapılarına yapay sinir ağları adı verilir.
YAPAY ZEKA. İnsan zekası taklit edilerek elde edilen verilerle kendisini geliştirebilme ve yenileyebilme yeteneğine sahip olan makinelere yapay zeka denir.
YAPI. Yapı, birden fazla veri tipini bir araya getirmek için kullanılan bir veri türüdür.
YAPILANDIRILMIŞ SORGU DİLİ. Bkz. SQL
YAPILANDIRILMIŞ VERİ. Belirli bir amaç için veri tabanları veya elektronik dosyalarda yer alan satır ve sütunlarda derlenen veriye yapılandırılmış veri denir.
YAPRAK. 1. Bir parçadan ötekine kendi dışına çıkılmaksızın gidilebilen yüzey parçasına yaprak denir. 2. İkili bir ağaçta derecesi 1 olan noktaya yaprak denir. [<ET yapurgak]
YARGI. İspat konusu olabilen düşüncelere yargı denir.
YARI AÇIK ARALIK. Düz bir doğrunun bir uç nokta içeren parçasında yarı açık aralık denir.
YARI DOĞRU. Bkz. Işın
YARI GRUP. Asosyatif cebirsel yapılar, yarı grup olarak adlandırılır.
Ayrıca bkz.
grup
YARI İLETKEN. Dış yörüngelerinde 4 elektron bulunan maddelere yarı iletken denir.
Ayrıca bkz.
iletken, yalıtkan
YARI NORMLU UZAY. Üzerinde yarı norm tanımlanmış lineer uzaya yarı normlu uzay denir.
YARI TOPLAYICI. İki bitin aritmetik toplamını yapan devreye half adder veya yarı toplayıcı adı verilir.
YARI TOPOLOJİK GRUP. Verilen bir topoloji ile yalnızca çarpımı her değişkende sürekli olan cebirsel gruba yarı topolojik grup denir.
YASSI SFEROİD. Yassı sferoid, bir elipsin minör ekseni etrafında döndürülmesiyle elde edilen ikinci dereceden yüzeye verilen addır.
YATIK ÜÇGEN. Bir dik açı kapsamayan üçgenlere yatık üçgen denir.
YAY UZUNLUĞU. , bir eğri olsun. 'nın noktasından başlayan yay uzunluğu,ile tanımlanır ve,ile gösterilir.
YAYINIM. Bkz. difüzyon
YAZAÇ. Bkz. register
YAYILIM. Bkz. konveksiyon
YAZILIM. Birden çok programın bir araya gelmesinden oluşan kümeye yazılım denir. [< Eski Tr. yaz-]
YAZILIM GELİŞTİRME SÜRECİ. Yazılım ürünlerinin ihtiyaç analizi, tasarım, kodlama, test, dağıtım ve bakım gibi aşamalardan oluşan yaşam analizine yazılım geliştirme süreci denir.
YAZIT. Bir kripto para birimine eklenen bir veri parçasına yazıt denir.
YEDEK EKSEN. Bir elipsin en küçük kirişine elipsin yedek ekseni denir.
YEREL ALAN AĞI. Genellikle tek bina içinde coğrafî olarak kuşatılmış bir alanda veri taşımak için tasarlanmış ağa yerel alan ağı veya LAN denir.
YEREL DEĞİŞKEN. Bir prosedür içinde tanımlanan değişkene lokal değişken ya da yerel değişken denir.
YEREL HALKA. Tek maksimal ideali olan halkaya yerel halka denir.
Ayrıca bkz.
halka, ideal, maksimal ideal
YEREL KOMPAKT UZAY. Her noktasında uygun bir yerel taban kümesi uygun bir kompakt alt küme tarafından kapsanabilen uzaylara yerel kompakt uzay denir.
Ayrıca bkz.
uzay, topolojik uzay, kompakt uzay, kompakt küme
YEREL SONLU KÜME. Bir kısmi sıralı kümedeki her aralık sonlu sayıda elemandan oluşuyor ise bu kümeye yerel sonlu küme denir.
YETERLİ KOŞUL. gerektirmesi verilsin. önermesine 'ya göre yeterli koşul veya 'nun yeterli koşulu denir.
YETKİN SAYI. Bkz. mükemmel sayı
YIĞIN. Bkz. stack
YIĞIN OLAY. Bir olaylar kümesindeki tek bir olay kümedeki diğer olayları temsil edemiyorsa bu tür olaylara yığın olay denir.
YILAN EĞRİSİ. Yılan eğrisi, düzlemde,ile tanımlanır.
YOĞUN KÜME. ve , 'nin iki alt kümesi olsun. kümesinin kapanışı kümesini içine alıyor ise kümesi kümesinde yoğundur denir.
YOL. Başlangıç düğümü kendisinden önce gelen dalın bitiş düğümü ile aynı olan dallar dizisine yol denir. [Eski Tr. yorı-]
Ayrıca bkz.
düğüm, yürüme
BİR YOLUN UZUNLUĞU. Bir yolun uzunluğu, yolu oluşturan dal dizisindeki dal sayısı ile tanımlanır.
YONCA EĞRİSİ. Yonca eğrisi, düzlemde ile tanımlanır.
YORUMLAYICI. Bir programlama dilinde yazılmış olan kaynak kodu doğrudan çalıştıran veya başka bir programa aktaran programa yorumlayıcı denir.
YÖNLENDİRİLMİŞ DOĞRU. Bkz. yönlü doğru
YÖNLÜ AÇI. Kollarından biri başlangıç öteki bitiş kolu olarak gösterilen açıya yönlü açı denir.
YÖNLÜ DOĞRU. Üzerinde bir pozitif yön belirlenen doğruya yönlü doğru denir.
YÖNLÜ DOĞRU PARÇASI. Üzerinde bir artı yön belirlenen doğru parçasına yönlü doğru parçası denir.
YÖNLÜ GRAF. Her bir kenarına yön verilerek oluşturulan grafa yönlü graf denir.
Ayrıca bkz.
graf
YÖNLÜ YÜRÜME.
, bir yönlü graf olsun. Ardışık köşe ve oklardan oluşan,
formundaki diziye yönlü yürüme denir.
YÖNSÜZ GRAF. Kenarlarının herhangi bir yönü olmayan grafa yönsüz graf denir.
Ayrıca bkz.
graf
YÖNEY. Bkz. vektör
YÖRE. , bir bağlantılı küme olsun. Eğer kümesi sınır noktalarını bazılarını veya tamamını içeriyor ise 'ya yöre adı verilir.
YÖRÜNGE. Eğik atışın izlediği yola yörünge denir.
YUTAN ELEMAN. İşleme girdiği her eleman için sonucun kendisine eşit olduğu elemana yutan eleman denir.
YUTULMUŞ YAKLAŞIM. Bkz. kesilmiş yaklaşım
YÜK. Bir cismin yüzeyinde biriken elektrik miktarına yük denir ve,
ile gösterilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder