EĞİTİM SİSTEMİ BALTALANMAYA DEVAM EDİYOR
Eğitim sistemimizde birçok sorunla boğuşuyoruz. Fiziki
yetersizlikler bu sorunun başında geliyor. Akıllı tahtaların güncellemelerinden
tutun da yardımcı hizmetler personeli eksikliğine kadar neler sorun değil ki. Sayın
bakan okullara ödenek gönderiyoruz diyor evet ödenek gelmeye başlamıştır,
doğrudur ancak, yeterli mi tartışılır. Ya da şöyle izah edelim ödenek yerine
personel sıkıntısı giderilse, fiziki problemleri halledilse daha verimli olmaz
mı?
Gün geçmiyor ki bakanlık yeni bir proje uygulamaya koymasın.
Meslek liseleri ile ilgili projeler gırla gidiyor. Aile eğitimleri, koro
yarışmaları, matematik seferberliği, uzaktan eğitime erişim, öğrenci afları,
EBA platformunun geliştirilmesi, öğretmen hizmet içi eğitim projeleri, uzman
öğretmenlik başöğretmenlik, genel müdür atamaları, il müdürü değişimleri derken
gündem epey kalabalık.
Bunca bahsedilen proje ve kalite çabası ise nedense halk nazarında olsun akademik dünyada olsun MEB içerisinde öğretmenler arasında olsun twitterda gündem olduğu kadar gündem olmuyor. Umut dağıtmıyor. Kimseyi heyecanlandırmıyor. “Cumhuriyet tarihinin en büyük” diye başlayan süslü cümleler nitelik barındırmıyor. Çünkü tüm bu yapılanları boşa çıkaracak o kadar çok uygulama yapılıyor ki. İnanılır gibi değil.
YÖK’ün son aldığı karara göre, lisans okuyan öğrenciler
seçmeli ders olarak “formasyon” alabilecekler. Yani isterlerse formasyon
eğitimi alabilecekler. Yani isterlerse formasyon alıp öğretmen olabilecekler.
Yani lisans kazanmak öğretmen olmak için yeterli olacak. Yani ne mezunu
olduğunuz artık önemli olacak mı? Bilemiyoruz.
İşte böyle enteresan kararların alındığı bir bakanlıktır
MEB. Matematik seferberliği başlatırsın ama öbür tarafta öğretmen olmak için
öğretmen okuluna ihtiyacım yok dersin.
Alınan formasyon kararı ne anlama geliyor bunu elbette zaman
gösterecek. Şu anda muhataplardan ses yok. Bu konuya herhangi bir kriter
getirilmiş mi onu da bilmiyoruz. Eski Talim Terbiye Kurulu kararları bu
kriterleri sağlamakta mıdır? Yani şu fakülte mezunu şu öğretmenlik alanına
atanır gibi ibareler hala geçerli midir? Bu seçmeli formasyon eğitimi ne anlama
geliyor? İşleyiş nasıl olacak? Hepsi birer bilinmezlik. Her zamanki gibi
başımıza gelince öğreneceğiz.
Bu kararın nasıl uygulanacağını, ne olduğunu, neden olduğunu
henüz bilmiyoruz. Daha da acısı itiraz eden de yok. Birkaç küçük sendika belki
üye toplamak adına belki de gerçekten durumun vehametinden cılız sesler
çıkarıyor ama konuyu duymayanların gündemine bile alamadılar henüz.
Peki büyük sendikalar ne yapıyor. Anlaşmışlar gibi kimseden
ses yok. En büyük sendika, onun yardımcısı, üçüncü “yersen” muhalif sendika,
acaba bu konuda açıklama yapmışlar mıdır? Ben göremedim. Yeni ve diğerlerine
göre az sayıda üyesi olan bir sendika ismini de verelim EĞİTİM GÜCÜ SEN isimli
bir sendika YÖK’ün kararı için Danıştay’a itiraz etti. Kendilerini
duyarlılıklarından dolayı tebrik ediyorum ve teşekkür ediyorum.
“Eski Talim Terbiye Kurulu Başkanı Burhanettin
Dönmez: YÖK artık herkes öğretmen olabilecek diyor! Herkesin yapabileceği iş
meslek değildir. Tarihe not düşelim. Dünyanın en eski mesleklerinden biri olan
öğretmenlik, Cumhuriyetin 100. yılında YÖK tarafından meslek olmaktan
çıkarılmıştır.” (https://www.turkiyegazetesi.com.tr/egitim/formasyon-danistaya-gitti-942003) Haberin
kaynağını da yazalım. Tepki gösteren sayın Burhanettin Dönmez’e de teşekkürü
bir borç bilirim.
Ben bu haberi araştırırken googleye yazdığımda aynı sayfada şöyle
bir haberle de karşılaştım. Bunu da buraya yazmadan edemem sanırım. “Eğitim Bir
Sen’den Danıştay kararına tepki. “ (https://www.hukukihaber.net/egitim-bir-senden-danistay-kararina-tepki) Acaba
dedim bu formasyonla ilgili karar çıktı da kaçırdım mı? Haberi incelediğimde
2018 yılına ait bir haberle karşılaştım. Danıştay’ın Andımız kararına tepki
gösterilmiş. Diyorum ve yorum yapmadan devam ediyorum. Yeni iktidar ortakları
olan diğer sarımsı sendikanın bir haberine de rastlamadığımı belirtmek
isterim.
Neler nelerle uğraşıyor görüyoruz. Aslında resim net. Biz görmek
istemiyoruz sanırım. Eğitim hariç herşeyle uğraşan eğitim sendikalarını da
millete havale ediyorum ve sesleniyorum: “İşinizi yapın, yapmıyorsanız bırakın
işini yapacak insanlar sendikacılık yapsın!”
Bir yandan da düşünüyorum. MEB’de öğretmen kökenli yöneticiler
azınlıkta. Acaba MEB’te öğretmen kökenli öğretmen de mi istenmiyor? Kafamda
deli sorular.
YÖK’ün kararını bir an önce gözden geçirmesini dilemekten başka
bir şey elimizden gelmiyor sanırım. Bize de duyurmak ve tartışmak düşüyor
galiba.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder