2 Ocak 2023 Pazartesi

ÜLKÜCÜLER(!) VEFASIZLIKTA BİRLEŞİYOR...

 


Ülkü Ocakları eski genel başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi ile ilgili olarak bir yazı yazmak gerekiyor sanırım. Suikaste kurban giden ilk Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak tarihe geçti ismi Sinan Ateş’in. Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun demekten ve hayırla yad etmekten başka bir şey gelmez elimizden.

Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı yapmış biri öldürülüyor ve Ülkü Ocakları ile MHP’den bir taziye mesajı bile yok. İnsan utanır da “faillerin yakalanması için süreci takip ediyoruz” açıklaması yapar hiç olmazsa. Herkes bekliyor ama o da yok. Oysaki aynı genel merkezler partiden ve davalarından biri olmadığı halde, malum birilerine eleştiri yapıldığı zaman bile “süreci takip ediyoruz” “bu bir beka meselesidir” diye boy boy açıklamalar yapıyorlardı. Onu bile layık görmediler Sinan Ateş’e.

Ülkücü camia zaten ikiye üçe bölünmüştü ama sanırım artık yara derinleşti. Teşbihte hata olmaz aynı yolun yolcuları da olsalar “birinde evlat acısı birinde kuyruk acısı” bir daha nasıl bir araya gelir taraflar bilinmez. Velhasıl yara derinleşti. Zor iyileşir gibi görünüyor.

Bu arada henüz üç partiden açıklama yok. Ak Parti, MHP ve HDP… Burada susma hakkımızı kullanalım.

Bir de şaka gibi paylaşımlar var sosyal medyada. Eski zamanlardan kalma tabi. Silemiyorlar, silmek istemiyorlar. büyük laflar ediliyor ya, “vefa ülkücü bir erdemdir” yok efendim “ülkücü ülkücünün öz kardeşidir” yok “ülkücülük erdemdir” “önce adam olmak lazım, dava öğretilir, adamlık öğretilmez” gibi. Hatırlarsınız. Bir de utanmadan cenazesine gitmedikleri Fırat’ın, Muhsin Yazıcıoğlu’nun, hain ilan ettikleri Ozan Arif’in resminin üstüne bu sloganları yazmazlar mı? Güler misin ağlar mısın?

Ülkü, ülkücülük, erdem, vefa, adamlık, kardeşlik, dava, dava arkadaşlığı, gibi kelimelerin içinin ne kadar boş olduğunu herkes tecrübeyle mi öğrensin. Söylüyoruz işte. Fırat’ın cenazesine katılmayanlar, Ozan Arif’i hain ilan edenler, Sinan Ateş’in ölümüne bir taziye yayınlamayanlar, Türkeş soyadını taşıyanları “Alparslan Türkeş Vakfı” kurmak ve ülkücü hareketi bölmekle suçlayanlar hep aynı zihniyetin ürünleri.

Dün Sadi Somuncuoğlu’nun Cumhurbaşkanı Adayı olduğu zaman onu hain ilan edenler camiadaki bu saçma sapan savrulmanın müsebbibidir. O gün davanın içinde olmayan biri veya bir şeyler için öz değerlerinden taviz verenler Sadi Somuncuoğlu’nu hain ilan etmişti. Sinan Ateş’in ölümü için başsağlığı dilenmemesi aslında bu tip olayların yıllar sonra vefasızlığın gelenek olmasının bir sonucudur bana göre. Nitekim rahmetli Ozan Arif’in cenazesinde de aynı şeyleri yaşadık. Ne bir başsağlığı ne bir taziye ne bir güzel söz duyduk Ülkü Ocakları’ndan ve MHP Genel Merkezi’nden. Hatta şu an milletvekili olan değerli avukat arkadaş Ozan Arif’i mahkemeye verdiklerini hatırlatmış eski İstanbul MHP İl Başkanı hakkını helal etmediğini duyurmuştu. Hatta bir adım daha ileri gidelim. Allah rahmet eylesin o zamanki Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş Ozan Arif’in cenazesinde göreve yeni gelmişti. Görevdeydi yani. Kendi bir taziye yayınlamadığı ve cenazeye katılmadığı gibi Ülkü Ocakları’na cenazeye katılmayın talimatı verdiği yazıldı çizildi. Hatta, selam olsun yiğit insan Ülkü Ocakları Çarşamba İlçe Başkanı İlhan Arıcı’ya, Ocak Başkanlığından istifa ederek cenazeye katılmıştı. Hatırlayan var mı bilemiyorum. Google’de var. Bakabilir herkes.

Yukarıda belirttiğim gibi Sadi Somuncuoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olunca hain ilan edilip tartaklanması ile başlayan vefasızlık yükünden, Ozan Arif, Muhsin Yazıcıoğlu, Fırat Çakıroğlu, Türkeş’in öz çocukları, evlatları olan ülkücüler, Suat Başaran, yani herkes bolca nasibini aldı. Saymaya çalışsak kitap doldururuz isimlerle.

Vefasızlık konusunda büyük bir ittifak var anlayacağınız. Ama kim kimle ittifak anlayan beri gelsin. Vefası olmayan da ülkü, ülkücülük, milliyetçilik falan filan ağzına almasın. Komik olmayın, milleti kendinize güldürmeyin. Kimseyi de Milliyetçilik kavramından soğutmayın artık. Sessiz olun ve gidin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder