5 Şubat 2018 Pazartesi

Söz Sanatları Çalışma Sorularının Çözümleri-1

1. Şiirde kısa ve etkili anlatım nasıl sağlanır?

Şiirde kısa ve etkili anlatım anlamları ve çağrışımları zengin sözcükleri seçmek, bunları en etkili biçimde kullanmak, cümlenin unsurlarında eksiltmeye gitmek ve metinde gereksiz kelimeleri kullanmamakla sağlanır.

2. İtnâb hangi durumda kusur sayılır?
İtnâb maksadı gereğinden uzun sözle ifade etmeye denir. Bir sözde maksadı ifade için alışılagelenden fazla kelime kullanılmışsa ve kullanılan bu kelimelerin anlama katkısı yoksa itnâb kusur sayılır ve itnâb-ı mümill (bıktırıcı uzatma) adını alır.

3. Cinâs-ı tâm ile cinâs-ı gayrı tâmın farkı nedir?
Cinâs bir metinde anlamları farklı sözcükler arasındaki yazılış ve söyleyiş benzerliğine verilen addır. Cinâsı meydana getiren sözcükler arasında tam bir yazılış ve söyleyiş benzerliği varsa bu cinâsa cinâsı tâm, cinâsı meydana getiren sözcükler arasında gerek yazılış gerekse söyleyiş farklılığı varsa cinâs-ı gayr-ı tâm adı verilir.

4. Mürekkep cinâsı basit cinâstan ayıran nedir?
Cinâs bir metinde anlamları farklı sözcükler arasındaki yazılış ve söyleyiş benzerliğidir. Basit cinâs ya da cinâs-ı basit birleşik olmayan kelimelerden oluşur. Cinâs-ı mürekkep ise cinâsı meydana getiren kelimelerin en az birinin iki tam kelimeden ya da iki ayrı kelimenin birleşen hecelerinden meydana gelmesidir. 
Eyleme vaktini zayi' deme kış yaz oku yaz
(Sünbülzade Vehbi)
mısraında basit cinas vardır.
Bülbül eder güle naz
Ağlayan çok gülen az
(Anonim)
mısralarında mürekkep cinas vardır.

5. Söz sanatlarının işlevi nedir?
Söz sanatlarının ya da sanayi-i lafziyenin işlevi çeşitli ses tekrarlarıyla ahenk yaratmaktır. 

6. Îcâz-ı hazfin amacı nedir?
Îcâz-ı hazif, sözden kelime ya da cümle çıkararak yapılan îcâzdır. Îcâz-ı hazfe genellikle bilinen ya da kolayca tahmin edilebilecek şeyleri söyleyerek ve anlaşılmayı okurun yorumuna bırakarak sözü uzatmadan dikkati önemli noktaya çekmek ve böylece ifadeye anlam zenginliği kazandırmak için başvurulur. Îcâz-ı hazif estetik kaygıların yanı sıra vezin gereği de yapılabilir. Îcâz-ı hazfe örnek: 
"Federaller her yerde..."
(Hollywood klişesi)

7. Tıbâk-ı îcâb ile tıbâk-ı selb arasında ne fark vardır?
Tıbâk ya da tezat zıtlıkları bir arada bulundurma sanatına verilen addır. Tıbâk-ı îcâb, olumlu fiillerin bir ibarede toplanması iken; tıbâk-ı selb, aynı kökten türemiş biri olumlu diğeri olumsuz olan iki fiil arasındaki tıbâktır. 
Şirler pençe-i kahrımdan olurken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebûn etti felek
(1. Selim)
beytinde tıbâk-ı îcâb yapılmıştır.
Bilen söyler nikât-ı râz-ı hüsnü bilmeyen söyler
(Nabî)
mısraında ise tıbâk-ı selb yapılmıştır.

8. Edebi metinlerde sözlerin yan anlamları neden sık kullanılır?
Sözlerin (lafızların) temel anlamında kullanıldığı metinler okur için daha kurudur. Çünkü bu metinler okurun hayal gücünü kullanarak metni yorumlamasına, başka bir ifade ile metni yeniden üretmesine gerek bırakmaz. Bilgi verici metinler daha çok bu tarzda yazılır. Bundaki başlıca amaç okur için yanılma payı bırakmamaktır. Yan anlamların yoğun olarak kullanıldığı metinlerde ise okur üreticidir, metni zenginleştirme imkanına sahiptir. Bundan dolayı edebi metinler genellikle yan anlamların zengin olduğu metinlerdir. Bu aynı zamanda metnin kalıcılığını da sağlayan önemli bir etkendir. 

9. İstiâre hangi niteliği ile kinayeden ayrılır?
İstiâre (eğretileme), bir şeyi anlatmak için ona benzetilen başka bir şeyin adını eğreti olarak kullanmaya verilen addır, kinaye (değinmece) ise bir sözün temel anlamının kastedilmesi de mümkün olmakla birlikte temel anlamı dışında kullanmaktır. İstiâre, kinayenin aksine açık (sarih) olması ve sadece mecazi anlamın anlaşılmasına müsait olması ile kinayeden ayrılır. Yuvayı yapan dişi kuştur atasözünde istiâre yapılmıştır. Ama,
Ey benim sarı tamburam
Sen ne için inilersin
İçim oyuk derdim büyük 
Ben onun'çün inilerim
(Yunus Emre)
dörtlüğünde kinaye yapılmıştır. 

10. İstiârenin güzelliği neye bağlıdır?
İstiâre, bir ibarenin bir maksat dolayısıyla kendi anlamından başka bir anlamı göstermesi demektir. Yani istiârenin bir hedefi olmalıdır. Aksi takdirde kelimenin kendi anlamında kullanılması daha uygun olur. İstiârenin güzelliği ve değeri ise teşbihi hemen hatırlatmamasına, ayrıca vech-i şebehin (benzetme yönü) ne bilmece gibi kapalı ne de ilk bakışta hemen anlaşılabilecek kadar basit ve sıradan olmamasına bağlıdır. 

11. Bir mürekkep istiâre ne zaman mesel adını alır? 
İstiâre, bir kelimenin aralarındaki benzerlik nedeniyle temel anlamının dışında bir anlamda kullanılmasıdır. Mürekkep istiâre, müfred istiâreden farklı olarak birden fazla kelime ile ifade edilen bir durumu, onun benzeri ya da bazı yönlerden onu andıran bir surete benzetme ve bunlardan ilkinin yerine ikincisini kullanma ile meydana gelir. Mürekkep istiâre ya da temsili istiâre, "ayağını yorganına göre uzat" ifadesinde olduğu gibi bir yaygınlık kazanırsa mesel adını alır. 

12. Tekrîr neden hem söz sanatları hem de anlam sanatları içinde değerlendirilmektedir?
Tekrîr ya da yineleme, bir ibarede kelimelerin aynı anlamda tekrarına denir. Tekrîr hem söz hem de anlam ya da yalnız anlam tekrarı ile yapılmış olabilir. Bu nedenle tekrîr hem anlam hem de söz sanatlarıyla yakından ilgilidir. 

13. Mürettep leff ü neşr ile gayr-i mürettep leff ü neşr arasında ne fark vardır?
Leff ü neşr, bir ibarede iki ya da daha fazla sözcüğü veya hükmü zikrettikten sonra bunlarla ilişkili sözcük ya da hükümleri sıralamak yoluyla meydana getirilen bir ifade biçimidir. Mürettep leff ü neşr, söylenilen ilk kelime veya hükümler ile bunlara karşılık gelen, bunlarla ilişkili unsurların aynı sırayı izlediği leff ü neşr iken; gayr-i mürettep leff ü neşr, söylenilen ilk kelime ya da hükümler ile bunlara karşılık gelen unsurların bir düzen içinde verilmediği leff ü neşrdir. 
Sakın bir söz söyleme yüzüme bakma sakın
Sesini duyan olur sana göz koyan olur
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
mürettep leff ü neşre örnektir.
Mürdeye canlar verir bîmâra sıhhat leblerin
Hikmet-i Lokman u i'câz-ı Mesîhâ bundadır
(Bâkî)
ise gayr-i mürettep leff ü neşre örnektir. 

14. Îcâz hangi durumda kusurlu sayılır?
Maksadı, onu ifadeye en az sözle söylemeye îcâz denir. Bir düşünceyi ifade etmek için kullanılan az sayıda kelime ya da kısa bir ibare asıl söyleneni ifadeye yetiyorsa îcâz söze güzellik katar; ancak yetmiyorsa îcâz kusur sayılır ve îcâz-ı muhill ya da iktisar-ı muhill adını alır. 

15. Tariz hangi amaçla yapılır?
Bir sözün görünürdeki anlamının tam tersi amaçlanarak kullanılmasıyla gerçekleştirilen mecazlı anlatıma tariz (iğneleme) denir. Tariz; tenkit, doğruyu gösterme, alay amacıyla söylenen sözlerdir. Söze konu olanın tepkisinden korunma veya tenkitte ölçülü olma, kibarlığı elden bırakmama yahut söze muhatap olanı kırmama gibi amaçlarla yapılabilmektedir. Örnek:
Her nere gidersen eyle talanı
Öyle yap ki ağlatasın güleni
Bir saatte söyle yüz yalanı
El bir doğru söz söylerse inanma
(Huzuri)

16. Anlam sanatlarının işlevi nedir?
Anlam sanatlarının  (sanayi-i maneviye) işlevi sözcüklerin anlamları arasındaki yakınlık, karşıtlık veya benzeri ilişkilerden yararlanarak şiir ya da nesirde farklı hayal ve çağrışımlar meydana getirmektir. 

17. Teşbihin amacı nedir?
Aralarında bir ya da birden fazla benzerlik bulunan iki şeyin birini diğerine benzetmek teşbihtir. Teşbih, genellikle benzeyen unsurun çeşitli yönlerini örneklerle açıklayıp muhatabı etkilemek için yapılır. Örnek:
İnanma sen benim yaşadığıma
Sen gittin gideli ölmüş gibiyim
(Ahmet Selçuk İlkan)

18. Mecazlı ifadeleri ustaca kullanmak hangi yeteneği gösterir?
Mecazlı ifadeleri ustaca kullanmak kişide ibda yeteneğini gösterir.

19. Bir mecaz (bir kelimenin gerçek anlamı dışında başka bir anlamda kullanılması) ne zaman sanat olarak kabul edilebilir? 

Dildeki hazır malzemeleri kullanmak bir ibareye edebi değer kazandırmaz. Bu malzemeler ancak işleniş tarzı ve üslup meziyeti ile edebi değerler ve sanat olma niteliği kazanabilirler. Bir mecazın (metafor) da sanat olarak kabul edilmesi için o mecazın dildeki hazır malzeme olmaması, şair ya da yazar tarafından bilinçli olarak kullanılması gerekir. 


20. Müşâkelenin amacı nedir?
Bir sözün (lafzın) önceki bir söze denk ve benzer biçimde, ancak farklı anlam ve bağlamda getirilmesine müşâkele denir. Örnek:
"Meydanlarda mal sattım, koyun sattım ama siyasette adam satmadım."
Gürsel Tekin
Müşâkelenin amacı, söze incelik ve nükte katmak, ifade edilmek istenen anlama dikkat çekmektir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder