AKKURTLARA ÖRNEKLER
Değerli okuyucular. Akkurtlar ile ilgili yazdığım iki
yazıdan sonra olumlu veya olumsuz birçok tepki ile karşılaştım. Doğrusunu söylemek
gerekirse ben bildiğimi duyduğumu ve gördüğümü yazmaya çalışıyorum. Alınan çok
arkadaşımız olduğu gibi bana Akkurtlardan örnek veren arkadaşımız da çok oldu. Ben
de zaman zaman bana gönderilen örnekleri sizlerle paylaşarak Akkurtları ifşa
etmeye çalışacağım.
Bu konu çok hassas bir konu çünkü Akkurtların yalınkılıç ortaya atılarak savunmaya çalıştığı kişilerin arasında kimler var kimler? Sabıkalı mı ararsın, daha önce “Türk” kelimesini ağzına almaktan korkan mı arasın, Başbuğa laf eden mi ararsın, kendini satan mı ararsın, Türk Eğitim Sen düşmanı mı ararsın, Devlet Bahçeli’ye türlü türlü iftiralar atan mı ararsın, 15 Temmuza kadar Bahçeli varsa ben yokum deyip, 15 Temmuzdan sonra “Devlet Bey varsa ben varım, zaten ülkü ocaklarında yetiştik” diyen mi ararsın, üzerinde soruşturma olup görevden alınmak üzere olan bürokrat mı ararsın, ülküdaşını satan mı ararsın, maşallah hepsi var. Çeşit fazla yani anlayacağınız. Seç seç beğen. Maşallah ülkenin yarıdan fazlası ülkücüymüş! Biz de çok şükür öğrenmiş oluyoruz tüm bu arkadaşlarla ilgili haberler geldikçe.
Bugün üç akkurtttan bahsedelim. Bir tanesinin hikayesini
hemen anlatalım. Alt düzey bir bürokratımızın başında olduğu kurumda yaptığı
işlerden dolayı üzerinde soruşturma varmış. Ciddi de suçlamalar varmış tabi. Yaptığı
işleri partizanca yapmak, çalışanlarına iftira atarak kurumdan göndermeye
çalışmak, mobbing, kurumunda çalışacak kişileri partililerden seçmek, usülsüz ve
etik dışı olarak kurumun başına atanmak ve orada kalmak gibi de devamı olan
kabarık bir liste. Peki, bu alt düzey bürokratımız kendisine soruşturma
açılınca ne yapıyor dersiniz? Elbette MHP teşkilatlarında soluğu alıyor. Mağdur
edildiğini, haksızlığa uğradığını, şimdiye kadar ülkücüleri koruyup
kolladığını, Türk Eğitim Sen’e üye kazandırdığını, üyeleri de koruduğunu, ülkü
ocaklarında yetiştiğini, emirlerine hazır olduğunu belirtiyor. Rivayet o ki
soruşturmalar bir şekilde kapanıyor. Alt düzey bürokratımız tam olarak
kurtulamasa da dosyalar kapanıyor ve en azından görevinin başında koltuğunda
oturuyor. Zaten önemli olan da tam olarak bu. Koltuğun ve makamın korunması.
Demek ki MHP teşkilatları bu işlere bakmaya başlamışlar. Alet olmuşlar. Ben alet
olmuşlar diyorum ama inşallah alet olmuşlardır sadece. Yani bilmeden insani
duygularla yapılan bir yardımdır demek istiyorum ama işin derinini bilemiyoruz
tabi. Bunların hepsi rivayet tabi. Mış miş. Nasılsa herkes her şeyi reddediyor.
Bu alt düzey bürokratımız hala görevdeymiş ve artık
ittifakın diğer partisinin kanatları altındaymış. Rahatmış yani. Ülkücü hareket
bir nefer daha kazanmış oldu sanırım. Bürokratımızı yereldeki gerçek ülkücüler
merakla takip ediyorlar. Bakalım nerelere kadar yükselecek bu eski ülkücü olup
da yuvaya dönen bürokrat. Yereldeki arkadaşlar bana ileride bunun da bilgisini
de gönderirler diyerek yine pası onlara atayım. Onlar da kendilerini
biliyorlar. Var olsunlar.
İnsanın eski ülkücü olası geliyor değil mi? Yıllarca ülkücü
olduğu için kamuda yükselemeyen, soruşturma geçiren, görevden alınan sağa sola
sürülen, emekliliğe sevk edilen ülkücülerin teşkilat nazarında bir kıymeti yok
tabi. Aslına bakarsanız pilavın içindeki beyaz taşları görmek de bir kazanç
oluyor. O anlamda sevinmek lazım. Not alalım ve tarihe not düşelim. İleride lazım
olacak.
Değerli Akkurtlar ve türkücüler! Ülkücüler bu şekilde ölmez!
Ülkücü hareketi de bitiremezsiniz! Dikkat edin, kendinizi deşifre ediyorsunuz. Ülkücü,
yenilmiş görünürken de kazanır!
Mehmed'im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder