KİM BU AKKURTLAR?
Değerli dostlar. Cumhur İttifakı kuruldu kurulalı hem
eleştiri hem de destek yağmuru devam ediyor. Her iki partinin içinden de
muhalefetten de eleştiri var. Aynı zamanda her iki partiden ve tabandan da
destek var. Bu iş nereye kadar gider nasıl gider iyi mi olur kötü mü olur sonu
bilinmez.
Bugün konumuz Cumhur İttifakı değil ama. Ben MHP’nin
içindeki Akkurtlardan bahsetmek istedim.
Sayın Bahçeli İttifakı kurarken “bizim asıl amacımız devletimizin bekasıdır. Hükümetten bir talebimiz veya beklentimiz yoktur” mesajı vermiş ve bunu da değişik zamanlarda ısrarla vurgulamıştır. Hatta daha da ileri gideyim teşkilatlara bu yönde talimat verdiği de söylenmekte. Elbette alkışlıyoruz.
Alkışlıyoruz ama bu madalyanın bir de öteki yüzü var. Biraz oraya
bakalım.
Evet, ülkücüler kendi hesaplarına bir beklentileri
olmadığını, makam mevki çıkar değil devletin bekası için ittifaka girdiklerini
belirtiyorlar. Peki, kendi namına makam mevki isteyenler kim? Ak Partili olup
halen görevde olan bürokratlardan çeşitli şekillerde görevden alınmak üzere
olanlar olduğunu biliyoruz. Bu bürokratları koruyanlar ve görevden alınmamaları
için referans olarak devletin ve siyasetin tepelerinde kulis yapanlar kim? Fetö
ile sıkıntısı olup MHP’lilerle pozlar vererek ve referans bularak görevden
alınmamaya çalışanlar ve bunlarla resim vererek iş yaptırdığını, güç
kazandığını zanneden ve bu adamlara referans olanlar kim?
Bilerek veya bilmeyerek sürekli olarak Ak Partili
bürokratlarla poz vererek onlara güç sağlayan “akkurtlar” kim? Yıllarca ülkücü
memurlara kan kusturan, “Bahçeli’nin olduğu yerde ülkücülük mü olur?” diyerek,
ülkücü harekete karşı yaptıklarını aklayan, Türk kelimesinden ırkçılık diye
rahatsız olan kişileri şimdilerde ülkücü camianın ve ülkücü kuruluşların en
tepelerinde savunan Akkurtlar kim?
Somut örnek verelim. Elbette isim ve kurum adı
kullanmayacağım. Bir kurum müdürünün şu anda taşıdığı şartlar ve geçirdiği
soruşturma nedeniyle kurumunun başında kalması zora girer. Durum “Akkurt”lara
bildirilir. Önce yereldeki “Akkurtlar” kuruma gelerek kurum müdürünü ziyaret
ederler ve resimler çekilir gazeteye medyaya haber yapılır. Sonra durum Ankara’daki
“Akkurt”lara bildirilir. Bir “Akkurt” gelir, kuruma tekrar gidilir. Tekrar resimler,
haberler filan. Sonra bakanlığa gider “Akkurtlar”. Araya ülkücü kuruluşlardaki “Akkurt”lar
da girer. Kurum müdürü görevinde kalır. Elbette görevinde kaldığı için de “Akkurt”lara
teşekkür eder. Gerisi ne kadardır bilinmez. Kurum müdürü borçlu olduğu “Akkurtlara”
ne sağlar belli değil. Örnekleri çoğaltabilirim. Herkes görebilir aslında
örnekleri. Biraz medyayı takip edelim. 15 Temmuz’dan sonra MHP ve ülkücülerle
resimler çektirenleri ve medyaya bol bol servis edenleri bir inceleyin derim. İşte
onların yanındakiler “Akkurt” olabilir mi?
Birilerinin kötü işleri yapması çıkarcı olması birilerini
kullanmaya çalışması doğaldır. Bu her zaman olabilir. Peki daha önemli ve
insanın içini acıtan soru şu: “Ülkü Ocaklarının bırakın yolunu bilmeyi adını
bile bilmeyen, dokuz ışık diye bir şeyi hayatında duymamış, ülkücü kuruluşları
bırakın bir tane ülkücüye bir faydası olmamış, Atatürk’e ATATÜRK diyemeyen,
çıkarcı, işbirlikçi, işini bilen ve işine bakan ne kadar kişi varsa bunların
alayını koruyan, kollayan, yükselten, atamasını yaptıran, referans olan Akkurtlar
kim?” Akkurtlar bu gücü nereden almaktadır? Yoksa Akkurtlar bizatihi gücü
elinde bulunduranlar mıdır?
Kendi “dava” arkadaşlarına kefil olmayan olamayan, kendi “dava”
arkadaşını bir makama layık görmeyen göremeyen bu “Akkurt” lar kim? Daha önemlisi
bunlardan ülkücü camia ne zaman hesap soracak?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder