İkinci Dünya Savaşının ardından kurulan dünya düzeni, zaman içinde meydana gelen birtakım krizlerle sekteye uğramış görünse de aslında bu krizlerinin sonuçlarıyla birlikte daha da perçinlenmiş oldu. Örneğin 2008 yılında yaşanan bankacılık krizi birçok kişinin ve firmanın iflasına ve mahvolmasına yol açmışsa da zaten dünyanın parasal düzenini elinde tutanlar için bu kişiler yolda binip ceplerindeki para alındıktan sonra bir sonraki durakta indirilmesi gereken yolcu olmanın ötesinde bir anlam taşımıyorlardı. Aynı şekilde dünyadaki gerçekte mevcut parasal varlıkların onlarca katı beklentiler sonucunda oluşturulan hayali miktarlara yatırım yapmaya özendirilmiş kitleler “dot.com” krizi adı verilen kaos sonucu internet şirketlerinin batışıyla tekrar varlıklarını kaybetmiş olarak bir kenara fırlatıldı.
Tam bu noktada akla gelen soruyu birlikte cevaplayalım: Bu oyun farklı zaman dilimlerinde neden tekrarlanıyor? Cevabı çok basit… İnsanlar kurulu düzenin nimetlerine önce yavaş yavaş alıştırılıp özendiriliyor, daha sonra bağımlı hale getirilip sorgulama yetenekleri ellerinden alınarak düzenin kilometre taşı haline getiriliyor, ellerinden paraları ve aslında bu paraları kazanmak için harcadıkları ömürleri tükenince veya fiziksel işlevleri azalmaya başlayınca fakirleştirilerek oyun dışı bırakılıyor. Çünkü kendilerini dünyanın efendisi olarak görenlerin gözünde sadece düzene ayak uydurup uşaklık yapmaları gereken bu kitlelerin dünyada azalan kaynakları tüketmemesi de lazım… Kısacası işlevleri bitince ölmeleri gerekiyor. İlk okuyuşta belki acımasız ve ütopik gelmiş olabilir ama Covid salgını sırasında seslendirilen “yaşlılar feda edilebilir” görüşlerini hatırladığımızda bu düşüncenin hiç de gerçek dışı olmadığını görebiliriz.
Gelelim günümüze… Yine parasal varlıklar gerçek miktarlarının çok üstündeki seviyelere beklentiler yükseltilerek çıkarıldı, insanlar bu beklentileri satın aldı, petrol ve değerli emtiaların değeri bir düşürülüp bir çıkartıldı, dünyanın rezerv paralarının piyasadaki miktarları önce arttırılıp sonra azaltılma çabasına girildi, uzun lafın kısası yeni bir cambaza bak oyunu sergilenmeye başlandı… Bu satırların yazıldığı dakikalarda tüm dünyanın nefesini kesip izlediği “FED acaba faiz oranını kaç puan arttıracak” sahnesi bu oyuna verilebilecek en güzel örnek olsa gerek… Ardından sonraki sahnelerle küresel algı illüzyonları devam edecek. Nasıl mı? Tabii ki suni salgınlar, suni kıtlıklar, suni savaşlar ve suni olarak çıkarılacak ekonomik sarsıntılarla ekonomik düzen yeniden dizayn edilmeye çalışılıyor… Bu oyunu sahneye koymaya çalışanlar dünyada para potansiyelini elinde tutan küresel güçler… Sırf Rusya’yı yıpratmak için Ukrayna’yı önüne atan ve savaş çıkaran da aynı küresel güçler tabii ki…
Karşılarında ise bu oyunun karşısında durması beklenen ve bu alışılagelmiş oyuna karşı gelip dengeleri kendileri için avantaja çevirmeye çalışan Asya Bloğu… Küreselciler diye tanımlanan geleneksel para odakları önce İngiltere sonrasında İtalyan piyonlarını değiştirmiş olsalar da bu yakıt ikmalinden farklı değil aslında… Almanya ve İtalya ise iki kutbun arasındaki çekişmelere mecburen uyum sağlarken sanayilerini kurban veren ülkeler olarak yeni çalkantılara gebe olacaklar… Belki Neo-Nazilerin yeniden hortlamasına olanak tanıyacaklar… Kimbilir… Rusya ve Çin önderliğinde karşı cephenin oyuncuları ise tam olarak kesinleşmiş değilse de bu cephede yer almaya aday ülkelere Hindistan, Suudi Arabistan, Pakistan sayılabilir. Bu arada tarafını tam olarak belirleyememiş ülkeler de yok değil… Bunlara örnek olarak ülkemizi sayabiliriz. Bu küresel savaşın küresel para odaklarıyla ulusal güçler arasında geçeceği ise kesin… Bu noktada Cumhur İttifakını ulusal güç, muhalefetin başını çeken Yeni CHP ile İyi Partinin ise küresel güçlerin temsilcisi olduğunu söylemekte beis görmüyorum kendi adıma… Görüldüğü üzere dünyada sahnelenen cepheleşmenin yerel boyuttaki örneği de iktidar ve muhalefet partileri arasında gerçekleşiyor…
Bu savası kimin kazanacağı, yeni Dünya düzenini hangi taraf kendi lehine çevirebileceği sorusunun cevabını zaman içinde göreceğiz… Gerçek dışı gündemlerin yaratacağı kaosun gürültüsü altında kimin ezileceği ise her zamanki gibi kesin maalesef… Tabii ki bizler yani dünyaya sadece insan gibi yaşamaya gelenler… BİG RESET ve onun isimsiz küçük kurbanı olan bizler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder